Emsal Mahkeme Kararı Antalya 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/386 E. 2022/400 K. 25.05.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
ANTALYA
4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/386
KARAR NO : 2022/400
DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 12/07/2021
KARAR TARİHİ: 25/05/2022

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
A.TALEP:
Davacı vekili , dava dilekçesinde özetle; Müvekkil şirket ile davalı taraf arasında ekte sunmuş oldukları sözleşmeye istinaden karton bardak makina ve malzeme alım ilişkisi kurulduğunu, müvekkilinin karton bardak makinası almak amacıyla makina üreticisi olan davalı …Yazılım Makina Danışmanlık Tekstil Medikal İmalat Sanayi İhracat İthalat Limited Şirketi yetkilileri …ve …ile iletişime geçip makina satışı konusunda, sözleşme imzaladıklarını, bu ilişki nedeniyle müvekkil şirket tarafından dilekçede ödemeler yapılarak, en geç 23/11/2020 tarihinde, makinaların ve kağıtların müvekkil şirkete teslim edileceğinin belirtildiğini, müvekkil …’nın, ülkemize yatırım amacıyla gelen yabancı bir iş adamı sıfatına sahip haiz olup, ailesinin geleceği için ülkemizde iş kurmak isterken, davalı şirket yetkilileri tarafından mağdur edildiğini ve sermayesi davalı şirketin bünyesine geçtiğini, … ve …in yönetmekte olduğu ‘… YAZILIM MAKİNA DANIŞMANLIK TEKSTİL MEDİKAL İMALAT SANAYİ İHRACAT İTHALAT LİMİTED ŞİRKETİ” olduğunu, …’in resmiyette şirket yetkilisi olarak göründüğünü, ancak müvekkil şirket ile tüm süreci …’in vekaleten yürüttüğünü, davalının, ekte sunulan sözleşme ve bedeller uyarınca, en geç 23/11/2020 tarihine kadar makinaları ve kağıtları teslim edeceğini belirtmesine rağmen, makinaları teslim etmediğini ve 2020 Aralık ayı itibariyle makinaların teslim edilemeyeceğini belirttiğini, makinaların teslim edilemeyeceği davalı tarafından bildirildikten sonra, müvekkil tarafından kendilerine yapılan ödemelerin iadesi talep edilmiş ve bu talebin davalı şirket tarafından yerine getirileceği ve ödemelerin müvekkile en geç 1 ay içerisinde iade edileceği belirtilmesine rağmen, davalının, müvekkilini bu zamana kadar oyaladığını ve iş bu dava tarihine kadar hiçbir ödeme yapmadığını, müvekkil tarafından ödemeye ilişkin gerekli yükümlülüklerin yerine getirilmesinin ardından, davalı şirket tarafından sözleşme konusu makina ve kağıtların da teslim edilmediğini, müvekkil tarafından yapılan ödeme de iade edilmediğini, iade edileceği belirtilen ödemenin yapılmaması nedeniyle, müvekkil tarafından öncelikle İhtiyati Haciz talep edildiğini, Antalya 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … Değişik İş sayılı dosyası üzerinden 47.281 $ karşılığı olarak belirlenerek verilen 386.058,82 TL ana para ve 1.067,00 TL vekalet ücreti ve masraflar yasal süresi içerisinde icra takibine konu edildiğini, takibe haksız olarak itiraz edildiğini beyan ederek; itirazın iptaline karar verilmesini talep etmiştir.
B. TARAF TEŞKİLİ:
Mahkememizce dosyada taraf teşkili sağlanmıştır.
C.CEVAP:
Davalı her hangi bir cevap dilekçesi vermemiş ve böylelikle 6100 sayılı HMK m. 128 gereği, davacının dava dilekçesinde ileri sürdüğü vakıaların tamamını inkâr etmiş sayılmıştır.
D. YARGILAMA SÜRECİ/HUKUKİ NİTELEME/MAHKEME KABULÜ:
Dava, itirazın iptali talebinden ibarettir.
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 2013/19-2415 esas, 2015/2335 karar sayılı emsal ilamında da belirtildiği üzere; İtirazın iptali davası, müddeabihi takip konusu yapılmış ve borçlunun itiraz etmiş olduğu alacak olan, normal bir alacak (eda) davasıdır. Takip alacaklısı tarafından (süresi içinde) ödeme emrine itiraz etmiş olan borçluya karşı açılır; yani davacı alacaklı, davalı ise takip borçlusudur. Davacı alacaklı bu davada, borçlunun itiraz etmiş olduğu alacağın mevcut olduğunu bildirerek, borçlunun itirazının iptaline karar verilmesini (ve istiyorsa, borçlunun icra inkar tazminatına mahkûm edilmesini) talep eder (KURU, Baki: İcra ve İflas Hukuku El Kitabı, Türkmen Kitabevi, İstanbul, Kasım 2004, s. 220-221). Bu davada, ispat yükü kural olarak davayı açan alacaklıda olup, alacaklı alacağını ispatla yükümlüdür. Genel hükümler dairesinde her türlü delille ispat edilecek alacak ta yine takip talepnamesine konu olan ve borçlu yanca itiraza uğrayan alacaktır. (Yargıtay Hukuk Genel Kurulu., 2006/19-260 esas, 2006/251 karar)
Bu genel açıklamalardan sonra dosyaya dönüldüğünde; aşamalarda davalı kendisini vekil ile temsil ettirmiştir.
Aşamalarda, mahkememizce taraf ticari defterlerinin incelenmesi amacıyla ara karar kurulmuştur.
Davacı ticari defterlerinin incelenmesi sonucu hazırlanan dosyada mevcut 11/04/2022 tarihli bilirkişi raporunda özetle; Dosya kapsamında yer alan 23.09.2020 tarihli Makine Satın Alma Sözleşmesi tetkik edildiğinde sözleşmenin taraflarının …(Alıcı) diğer tarafın ise …MAKİNA YAZILIM LTD ŞTİ (Satıcı) olduğu, Davacı şirketin sözleşmenin akdedildiği tarihte sözleşmede taraf olmadığı, ilgili tarihte henüz şirketin tescilinin yapılmadığı, Bahse konu sözleşmeye istinaden …Bankasından 28.09.2020 tarihli dekontla …COMPANY adına MAKİNA BEDELİ açıklaması ile 28.09.2020 tarihinde yapılan 188.865,00 TL(25.000 USD karşılığı) havalenin …isimli şahsın şahsi hesabından yapıldığı, ödemeyi yapan … isimli şahsın Davacı şirketin % 100 hisse ile ortak ve kanuni yetkilisi olduğu, davacı şirketin ticaret sicil kayıtları ticari defter tasdikleri kontrol edildiğinde şirket kuruluş ve tescil tarihinin 29.09.2020 olduğu, sözleşme akdedildiğinde şirketin henüz tescilinin yapılmadığı, Davacı şirket ile Davalı şirket arasında akdedilen 20.10.2020 tarihli Müşteri Teklif ve Sipariş Formu başlıklı belgede sipariş edilen ürünlerin toplam tutarının 22.281 USD olduğu, 21.10.2020 tarihli dekontta Davacı şirket ortağı ve yetkilisi …tarafından …COMPANY adına … NOLU KAĞIT SİPARİŞİ TUTARI açıklaması ile 21.10.2020 tarihinde 175.487,38 TL (22.281 USD karşılığı) havale yapıldığı, 28.09.2020 tarihinde Davacı şirket kurulmadan önce yapılan 188.865,00 TL(25.000 USD karşılığı) ödeme ile davacı şirketin tescilinden sonra 21.10.2020 tarihinde yapılan 175.487,38 TL(22.281 USD karşılığı) ödemelerin Davacı şirketten ziyade şirket ortağının şahsi hesabından gönderildiği, yapılan bu ödemelerin şirketin ticari defter kayıtlarında yer almadığı, davacı şirketin dosya kapsamına ibraz edilen 2020 yılı ticari defterlerinden açılış ve kapanış tasdikine tabi olanların açılış ve kapanış tasdiklerinin kanuni süresinde ve usulüne uygun yapıldığı, 2021 yılı ticari defterlerinin ise açılış tasdiklerinin kanuni süresinde ve usulüne uygun yapıldığı, kapanış tasdiklerinin henüz süresinin gelmediği (Haziran 2022 tarihine kadar süresi olduğu) , Davacı şirketin dosya kapsamına ibraz edilen 2020 ve 2021 yılı ticari defterlerinin bu hali ile sahibi lehine delil olma özelliğine haiz olduğu, Davalı şirkete yapılan dava ve takip konusu ödemelerin Davacı şirketin ticari defter kayıtlarında yer almadığı, Davacı şirketin 2020 ve 2021 yılı ticari defter kayıtlarında Davalı şirkete ilişkin herhangi bir kayıt ve cari hesabın yer almadığı, Davacı şirketin 2020 ve 2021 yılı ticari defter kayıtlarına göre davacı şirket ile davalı şirket arasında herhangi bir ticari ilişki bulunmadığı hususları belirtilmiştir.
Bilirkişi raporu taraflara tebliğ edilmiştir.
Burada, davacının taraf sıfatı (husumet) etkisi üzerinde de durulmalıdır.
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 2017/2-2727 esas, 2020/846 karar sayılı güncel emsal ilamında da belirtildiği üzere; Sıfat deyimi dava konusu sübjektif hak (dava hakkı) ile taraflar arasındaki ilişkidir. Taraf ehliyeti, dava ehliyeti ve davayı takip yetkisi, davanın taraflarının kişilikleriyle (usul hukuku sorunu) ilgili olduğu hâlde; taraf sıfatı, dava konusu sübjektif hakka (maddi hukuk sorunu) ilişkindir. Sübjektif bir hakkı dava etme yetkisi (davacı sıfatı-dava hakkı) o hakkın sahibine ait olup (aktif husumet); hakkını o hakka uymakla yükümlü kişiden (davalı sıfatı-pasif husumet) isteyebilecektir. Sübjektif hakkın sahibinin ve o hakka uymakla yükümlü olan kişinin kimler olduğu daha açık bir ifadeyle bir davada davacı ve davalı sıfatının kimlere ait olduğu usul hukuku sorunu olmayıp, dava konusu sübjektif hakkın özüne ilişkin olması nedeniyle maddi hukuk sorunudur. Sıfat yokluğu, bir def’i değil, davada taraf olarak gözüken kişiler arasında dava konusu hakkın doğumuna engel bir itirazdır. Hâkim somut olayda bir itiraz sebebinin varlığını öğrenirse bu yönün kamu düzenine ilişkin olması nedeniyle bu hususu kendiliğinden gözetmek zorundadır. Taraf sıfatının, dava şartı olmaması nedeniyle; hâkim, yaptığı inceleme sonunda taraflardan birinin o davada taraf sıfatının bulunmadığı kanaatine varırsa, dava şartı yokluğunun aksine davanın usulden değil, esastan reddine karar vermelidir (Prof. Dr. Baki Kuru, Medeni Usul Hukuku El Kitabı, Mart 2020, Cilt-1, s.332-334).
Somut olaya bakıldığında; bilirkişi raporunda da belirtildiği üzere; Dosya kapsamında yer alan 23.09.2020 tarihli Makine Satın Alma Sözleşmesi tetkik edildiğinde sözleşmenin taraflarının … (Alıcı) diğer tarafın ise …MAKİNA YAZILIM LTD ŞTİ (Satıcı) olduğu, Davacı şirketin sözleşmenin akdedildiği tarihte sözleşmede taraf olmadığı, ilgili tarihte henüz şirketin tescilinin yapılmadığı, bahse konu sözleşmeye istinaden …Bankasından 28.09.2020 tarihli dekontla …COMPANY adına makina bedeli açıklaması ile 28.09.2020 tarihinde yapılan 188.865,00 TL(25.000 USD karşılığı) havalenin … isimli şahsın şahsi hesabından yapıldığı, ödemeyi yapan … isimli şahsın Davacı şirketin % 100 hisse ile ortak ve kanuni yetkilisi olduğu, davacı şirketin ticaret sicil kayıtları ticari defter tasdikleri kontrol edildiğinde şirket kuruluş ve tescil tarihinin 29.09.2020 olduğu, sözleşme akdedildiğinde şirketin henüz tescilinin yapılmadığı anlaşılmaktadır. Dayanılan sözleşme tarihinde, davacı tarafın tüzel kişiliği yoktur. Sırf bu yönüyle anlaşılmaktadır ki, taraf sıfatı bulunmamaktadır.
Bunun yanında, mahkememizce, Türk Ticaret Kanunu m. 588 gereği; Tescilden önce şirket adına işlem yapanlar, bu işlemler dolayısıyla şahsen ve müteselsilen sorumludur. Bu gibi taahhütlerin, ileride kurulacak şirket adına yapıldıklarının açıkça bildirilmeleri ve şirketin ticaret siciline tescilini izleyen üç aylık süre içinde şirket tarafından kabul edilmeleri koşuluyla, bunlardan yalnız şirket sorumlu olur. Bu hüküm de mahkememizce değerlendirmeye alınmıştır. Tek pay sahibi …isimli şahsın kuruluştan önce giriştiği borç doğurucu hukuki işlemler nedeniyle davacının kuruluştan sonra yasal sürede ve usulde bunları şirketin kabul ettiği konusunda bir durumun mevcut olup olmadığı da göz önüne alınmıştır. Davacı şirketin defterlerinin incelenmesi sonucu hazırlanan bilirkişi raporunda da bu hususunu tespiti mevcuttur. Buna göre; Davalı şirkete yapılan dava ve takip konusu ödemelerin Davacı şirketin ticari defter kayıtlarında yer almadığı, Davacı şirketin 2020 ve 2021 yılı ticari defter kayıtlarında Davalı şirkete ilişkin herhangi bir kayıt ve cari hesabın yer almadığı, Davacı şirketin 2020 ve 2021 yılı ticari defter kayıtlarına göre davacı şirket ile davalı şirket arasında herhangi bir ticari ilişki bulunmadığı hususları bilirkişi raporunda tespit edilmiştir. Anlaşılmaktadır ki, davacı şirketin, kuruluştan önce kendisi adına/hesabına yapılan bir işlemi devraldığı/kabul ettiği şeklinde bir kayıt ticari defterlerinde mevcut değildir.
Yukarıda da anlatıldığı üzere, şirket kuruluş ve tescil tarihinin 29.09.2020 olduğu, sözleşme akdedildiğinde şirketin henüz tescilinin yapılmadığının anlaşılması, dayanılan sözleşme tarihinde, davacı tarafın tüzel kişiliği olmaması, bunun yanında davacı şirketin, kuruluştan önce kendisi adına/hesabına yapılan bir işlemi devraldığı/kabul ettiği şeklinde bir kayıt ticari defterlerinde mevcut olmaması, hukuki ilişkinin …ile davalı arasında olduğunu belirten belgeler (iddialar) göz önüne alınarak, davacı tüzel kişiliğin taraf sıfatının olmadığı anlaşıldığından, davanın aktif taraf sıfatı yokluğundan reddine kara vermek gerekmiştir. Bu nedenlerle, davalı ticari defterlerinin bu aşamada incelenmesine, usul ekonomisi de düşünülerek, gerek görülmemiştir. Yine, aşamalarda geçen ceza mahkemesi dosyasının beklenmesine gerek görülmemiştir. Özetle, orada şirket yetkililerinin dolandırıcılığı şekline bir kaç soruşturma olduğu, bir kısmında kovuşturmaya yer olmadığına karar verildiği, birisi için iddianame düzenlendiği, yargılamaya devam edildiği anlaşılmış ise de hukuk yargılaması bağlamında yukarıda da ifade edildiği üzere, davacının dava konusu edilen alacak bakımından taraf sıfatı yoktur. Husumet hakkın özüne ilişkin maddi hukuku sorunudur. Bu kararla, alacağın varlığı yokluğu değil, bu alacak hakkında taraf sıfatının bulunup bulunmadığı hükme bağlanmaktadır. Bu nedenle de ceza kovuşturması sonucu, yargılama içeriği de dikkate alınarak, beklenmemiştir.
HÜKÜM/Ayrıntısı gerekçeli kararda açıklandığı üzere;
1-Davanın REDDİNE,
2-Davacı tarafça başlangıçta yatırılan 59,30 TL başvurma harcının mahsubu ile hazineye gelir kaydına,
3-Hükmün niteliği ve tarihi dikkate alındığında, alınması gerekli 80,70 TL peşin harcın, davacı tarafça yatırılan 4.675,52 TL’den mahsubu ile hazineye gelir kaydına, arta kalan harç miktarının karar kesinleştiğinde istek halinde davacıya iadesine,
4-Davacı tarafça yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
5-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden; 5.100,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
6- 6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu 18/13 ve Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği 26/2. Maddeleri, 6100 sayılı HMK 297/1-ç, 326.maddeleri uyarınca, arabuluculuk faaliyeti sonunda tarafların anlaşamamaları halinde iki saatlik ücret tutarı tarifenin birinci kısmına göre ileride haksız çıkan taraftan tahsil olunmak üzere Adalet Bakanlığı bütçesinden ödeneceği öngörüldüğünden; 1.320,00 TL nin davacıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
7-Davacı tarafça yatan gider avansından harcanmayan kısmın hüküm kesinleştiğinde UYAP üzerinden kontrolü de sağlanarak davacı tarafa iadesine,
Dair, Davacı vekili …ile e- duruşma talep eden davalı vekili …’un yüzüne karşı kararın tebliğinden itibaren 6100 Sayılı Kanunun 345.maddesi gereğince 2 hafta içerisinde ilgili İstinaf Dairesi Başkanlığına sunulmak üzere Mahkememize verilecek dilekçe ile İstinaf yasa yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.25/05/2022
Katip…
¸e-imzalıdır

Hakim…
¸e-imzalıdır