Emsal Mahkeme Kararı Antalya 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/350 E. 2023/401 K. 21.06.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
ANTALYA
4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/350
KARAR NO : 2023/401
DAVA : Banka Dışındaki Diğer Kredi Kuruluşlarına İlişkin Düzenlemelerden Kaynaklanan (Menfi Tespit)
DAVA TARİHİ : 29/06/2021
KARAR TARİHİ : 21/06/2023

Mahkememizde görülmekte olan Banka Dışındaki Diğer Kredi Kuruluşlarına İlişkin Düzenlemelerden Kaynaklanan (Menfi Tespit) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili, dava dilekçesinde özetle; Müvekkilinin, davalı bankadan KMH hesabı,Ticari Kredi ve kredi kartı kullandığını, davalı bankanın bu üç farklı borcuna ilişkin Antalya … İcra Dairesinin … Sayılı dosyası ile takip başlattığını, dava tarihi itibari ile toplam borcunun … TL olduğunu, müvekkilinin yine davalı bankadan ticari kredi kullandığını kullanmış olduğu krediye istinaden davalı bankanın Anlalya … İcra Dairesinin … Sayılı dosyası ile takip başlattığını, dava tarihi itibari ile toplam borcun … TL olduğunu, müvekkilinin davalı bankadan KMH hesabı,Ticari Kredi ve kredi karlı kullandığını, davalı bankanın bu üç farklı borcuna ilişkin Antalya … İcra Dairesinin … E. Sayılı dosyası ile takip olduğu halde yine mükerrer Antalya Genel İcra … E. sayılı dosyası ile mükerrer takip başlatıldığını, dava tarihi itibari ile toplam borcun … TL olduğunu, öncelikle müvekkilinin KMH Hesaplarına ve Kredi Kartlarına 5464 Sayılı Kanuna ve TCMB Tebliğlari gereği üç ayda bir değişen oranlarda faiz işletilmesi gerekirken sabit faiz işletilmeye devam ettiğini, ayrıca müvekkilinin kullanmış olduğu ticari krediye Ek Yargıtay Hukuk Genel kurulunun … tarih … E. … K. Sayılı kararında da belirtildiği gibi öncelikle akdi faizin berlenmesi ve sözleşmenin 45. Maddesindeki anlaşama uyarınca akdi faizin % 50 fazlası faiz uygulanması gerektiğinin açık olduğunu, müvekkiline uygulanan temerrüt faizine ilişkin sözleşmenin yapıldığı sırada müvekkilimin serbest iadesi ile faiz oranının kabul edildiği fakat ekonomik açıdan güçsüz durumda olan müvekkiline karşı önceden hazırlanan genel işlem koşullarına aykırı imzalamış olduğu sözleşmenin amacı ödünç para alabilmek müvekkili ve davalının edimleri arasında hakkaniyete aykırı ve dengesin bir durumun mevcut olduğu Türk Medeni Kanunun 21-24 Borçlar Kanunun 19/2-161/ son hükmü uyarınca sözleşmeye müdahil edilme koşullarının oluşacağının açık olduğunu, konusunda uzmuan bir bilirkişiden rapor alınarak müvekkilimin dava tarihinden itibari ile borçlu olup olmadığının tespitine karar verilmesini talep etmiştir.
İlk olarak davalı gösterilen … … AŞ vekili cevap dilekçesinde özetle; davanın belirsiz alacak davası olarak açılmayacağını, müvekkilinin taraf sıfatının olmadığını, açılan davanın …’den devraldıkları alacaklarla ilgisinin olmadığını, ticari işlerde faiz oranının serbestçe belirlenebileceğini beyan ederek; davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davacı vekili, … tarihli dilekçesinde özetle; … Bank aleyhine açmaları gereken iş bu davayı sehven …’e karşı açtıklarını ancak zorunlu arabuluculuk görüşme tutanağından da anlaşılacağı üzere karşı tarafın … Bank olduğunun açık olduğunu, HMK m. 124 gereği davalı olarak … Bank’ın eklenmesini talep etmiştir.
6100 sayılı kanunun 124. maddesine göre; Bir davada taraf değişikliği, özel kanunlardaki hükümler saklı kalmak üzere, ancak karşı tarafın açık rızası ile mümkündür. Ancak, maddi bir hatadan kaynaklanan veya dürüstlük kuralına aykırı olmayan taraf değişikliği talebi, karşı tarafın rızası aranmaksızın hâkim tarafından kabul edilir. Dava dilekçesinde tarafın yanlış veya eksik gösterilmesi kabul edilebilir bir yanılgıya dayanıyorsa, hâkim karşı tarafın rızasını aramaksızın taraf değişikliği talebini kabul edebilir. Bu durumda hâkim, davanın tarafı olmaktan çıkarılan ve aleyhine dava açılmasına sebebiyet vermeyen kişi lehine yargılama giderlerine hükmeder. Maddeyle, davacının davalı tarafın açık rızası ile taraf değişikliği yapabileceği; yani görülmekte olan davanın davalısından bir başka kişiye davayı yönetip, yeni davalıya karşı yürütmesi imkânı, maddî hukuk esasları çerçevesinde öngörülmüştür. Açık rızadan söz edilmek suretiyle, hâkimin davalı tarafa taraf değişikliği konusunda, rızasının bulunup bulunmadığı hususunu açıkça sorması esası da düzenlenmiş olmaktadır. Maddenin gerekçesine baktığımızda aynen; “Hukukun taraflar bakımından esasen şeklî taraf teorisi kabul edilmektedir. Yani, davayı açan davacıdır, kendisine karşı dava açılan ise davalıdır. Dava açıldıktan sonra da sadece dava açanı değil, diğer tarafı da ilgilendiren, mahkemeyi de içine alan bir üçlü ilişki ortaya çıkmakta, uyuşmazlığın çözümü bakımından karşı tarafa da söz hakkına sahip bulunmaktadır. Bu sebepledir ki,taraf değişikliğinde karşı tarafın rızası da aranmaktadır. Ancak, bu kuralın çok katı uygulaması sonucunu doğurarak adeta yargılama ilişkisini, katı bir forma dönüştürmektedir hem de yeni ve aslında gereksiz bir takım yargılamalara yol açarak usûl ekonomisi ilkesine de zedelemektedir. Yargı kararlarında, bazen çerçevesi de geniş tutularak, temsilcide yanılma ya da maddî hatadan kaynaklanan yanılma olarak nitelenen durumlarda, karşı tarafın rızası aranmadan taraf değişikliğine izin verilerek, ortaya çıkan bu sakınca giderilmeye çalışılmaktadır. Ancak, bu içtihatlar, kanunî düzenleme karşısında sorunu tam olarak çözememekte, sınırlı kalmakta, bazen de kanunî düzenlemeyi zorlamaktadır. Oysa, taraflar gösterilirken bazen, maddî hata sebebiyle bir yanılgı ortaya çıkarabilir; aslında muhatabı belli olan uyuşmazlık, bu hata sebebiyle mevcut olmayan ya da farklı kişiye karşı yürütülebilir. Böyle bir durumda, mutlaka karşı tarafın rızasını aramak, yargılamanın kaderini gerçekte muhatap olmaması gereken bir kişinin rızasına bağlamak anlamına gelebilir ve yargılama gereksiz yere uzayabilir, hatta yeni dava açılması sonucu ortaya çıkabilir. Bu sebeple, maddî hatadan dolayı muhatabın yanlış gösterilmesi hâlinde diğer tarafın rızası aranmadan taraf değişlikliği kabul edilmiştir. Ayrıca, bazen davacı, tüm özeni göstermiş, tüm araştırmayı yapmış olmasına rağmen dava açacağı kişiye doğru tespit edememiş olabilir. Nitekim, uygulamada temsilcide yanılma olarak nitelenen durumlarda, bu haklı bir yanılma kabul edilerek, diğer tarafın rızası aranmadan yargılama gerçek muhataba karşı yürütülmektedir. Aynı şekilde, yanılma, diğer tarafın davranış ya da işlemlerinden veya hukukî ilişkinin karmaşık niteliğinden de kaynaklanabilir. Örneğin, holding şeklindeki şirketlerde muhatabın doğru tespitinin tam olarak mümkün olmaması, hukukî ilişkide farklı temsilci ya da vekillerin asıl tarafmış gibi davranması durumlarında, gerçek taraf, verilen cevap ya da yargılama işlemleriyle anlaşılabilecektir. Keza, kısa süre önce işlem yapılmış ya da sadece vekiliyle muhatap olunmuş bir işlemden sonra muhatabın ölmesi hâlinde, mirasçıları tarafın, yargılamayı uzatmak yönünde niyeti olamayacağı gibi bunda hukukî yararı da yoktur. Verilen örneklerdeki gibi, yanlış taraf gösterilmesi dürüstlük kuralına aykırı değilse, ortaya çıkan dava ilişkisi sebebiyle daha üstün bir yarar dikkate alınarak, karşı tarafın rızası aranmadan hâkimin kabulüyle yeni tarafa karşı davaya devam edilebilecektir. Bu hâllerde hâkimin yapacağı inceleme, sadece hatanın maddî hata olup olmadığı ve taraf değişikliği isteğinin dürüstlük kuralına aykırı bulunup bulunmadığıdır.Dördüncü fıkrada, taraf değişikliğinin ne anlama geldiği ve nasıl yapılacağı belirtilmiştir. Taraf değişikliği, hem karşı tarafın hem de eksik gösterilmesini kapsamaktadır. Eğer bu durum, üçüncü fıkradaki anlamıyla kabul edilebilir bir yanılgıya dayanıyorsa, hâkim sadece kabul edilebilir yanılgıyı araştıracak, bunun dışında karşı tarafın rızasını aramadan tarafa değişikliği talebini kabul edecektir. Bu şekildeki taraf değişikliğinde, davanın tarafı olmaktan çıkarılan kimse, eğer hatalı şekilde kendisine karşı dava açılmasına sebebiyet vermemişse, lehine yargılama giderlerine hükmedilecektir. Zira, ortaya çıkan durumlardan bir kusuru olmadığı gibi, aslında muhatap olmaması gereken bir yargılamayla uğraşmak durumunda kalmıştır.” denilmektedir. Bu maddenin gerekçesinde de vurgulandığı üzere, taraf değişikliğini mutlak olarak davalının rızasına bağlamak yargılama ilişkisini katı bir forma bağlayacaktır ki, bu da yargılamaya hakim olan ilkelerden “usul ekonomisi ilkesi” (HMK m. 30) ile bağdaşmaz.
Zorunlu arabuluculuk belgesi, ekli belgeler, usul ekonomisi ilkesi göz önüne alınarak, davacının taraf değişikliği talebi uygun görülmüştür.
Davalı … Bank cevap dilekçesinde özetle; kısmi menfi tespit davası açılamayacağını, davanın usulden reddinin gerektiğini, taleplerinin hukuki dayanaktan yoksun olduğunu, sözleşme hükümlerine göre; müvekkil kurumun, …’ya krediler kullandırmayı, dava dışı borçlu … ise kredilere sözleşme gereği “müteselsil kefil” olmayı taahhüt ettiğini, müvekkil kurumun asıl borçlu olan …’ya krediler kullandırmak sureti ile sözleşme gereği üzerine düşeni yerine getirdiğini, ancak ne asıl borçlu ne de dava dışı borçlunun taahhütlerini yerine getirmediğini, ticari işlerde faiz oranının serbestçe belirlenmesi gerektiğini, iddiaların yerinde olmadığını beyan ederek; davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İlkesel olarak yargı kararlarına bakıldığında; Kısmi menfi tespit davası açılamaz. Böye bir durumda, mahkemece harcın tamamlattırılması gerekir.(Yargıtay 19. HD., 2016/20400 E., 2018/5505 K., 2012/8341 E, 2013/3997 K, 2015/14071 E, 2016/2564 K, 2015/7720 E, 2016/4845 K, 2016/7775 E, 2017/4600 K, 2016/14070 E, 2017/7936 K, 2016/19417 E, 2018/4868 K, 2017/2989 E, 2019/798 K sayılı emsal ilamları ve Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 11. HD., 2019/151 E, 2019/1938 K sayılı emsal ilamı)
Mahkememizce ilk önce bu doğrultuda, … tarihli tensip tutanağında, eksik harcın tamamlattırılması yönünde ara karar kurulmuş ise de bu ara karardan sonradan yerinde olmadığı kanaatiyle dönülmüştür. Yargı kararlarında da bu yöndeki uyuşmazlıklara bakıldığında, sonuç talebin belli ve açık olduğu, örneğin senetten dolayı borçlu olunmadığının talep edildiği durumlarda senet miktarı belli olduğundan bunun bir kısmı hakkında menfi tespit istenemeyeceği belirtilmektedir. Borçlu olunmadığı iddia edilen miktar açık ve belli ise kısmi menfi tespit davası açılamaz. Dava, menfi tespit davasıdır ve talep faiz oranına ve dolayısıyla sonuç miktara ilişkin olduğundan kısmi dava açılmasında bir usulsüzlük yoktur.
Menfi tespit davalarında tarafların haklılık durumunun dava tarihi itibariyle tespiti gerekir.(Yargıtay 19. HD., 2018/3676 E, 2020/106 K; 2017/3407 E, 2019/2006 K; 2014/20597 E, 2015/11667 K)
Yargıtay 19. HD., 2020/237 Esas, 2020/805 Karar sayılı, 04.06.2020 Tarihli, “Bölge Adliye Mahkemeleri’nin Kesin Nitelikteki Kararları Arasındaki Uyuşmazlığın Giderilmesine Yönelik” vermiş olduğu ilamında; ticari nitelikteki menfi tespit davalarında dava açılmadan önce arabuluculuğa gidilmesinin zorunlu olmadığına ve arabulucuya gidilmiş olmasının bir dava şartı olmadığına karar verilmiştir.(Benzer yönde Yargıtay 11. HD., 2020/4396 E, 2021/3198 K; 2020/6050 E, 2021/4519
Mahkememizce icra dosyaları uyap üzerinden dosya arasına alınmıştır.
Mahkememizce dosyada bankacı bilirkişiden rapor alınmıştır.
… tarihli bankacı bilirkişi raporunda özetle;
Davalı banka ile davacı … arasında … tarihli, …-TL. limitli Kredi Genel Sözleşmesi imzalandığı dosyada bulunan sözleşme suretinin birinci sayfasının incelenmesi neticesinde anlaşıldığı, sözleşmeye ait tüm sayfaların dosyaya tevdi edilmediği, sadece ilk sayfa ile 50.sayfanın dosyaya sunulduğunun görüldüğü; Davacı kredi borçlusuna;
-… tarihinde, … referans numaralı, aylık %1,21 yıllık %14,52 akdi faiz oranı üzerinden 36 ay vadeli, aylık …-TL. sabit taksit ödemeli, …-TL. taksitli ticari kredi,
-… tarihinde, … referans numaralı, aylık %1,24 yıllık %14,88 akdi faiz oranı üzerinden 36 ay vadeli, aylık …-TL. sabit taksit ödemeli, …-TL. taksitli ticari araç kredisi,
-… tarihinde, … referans numaralı, aylık %1,36 yıllık %16,32 akdi faiz oranı üzerinden 36 ay vadeli, aylık …-TL. sabit taksit ödemeli, …-TL. taksitli ticari kredi, … numaralı Şirket Kredi Kartı,
-… numaralı tüzel kredili mevduat kredisi kullandırıldığının görüldüğü;
Davalı banka tarafından CD içeriğinde, davacı …’nın banka nezdinde bulunan hesap listesinin, vadesiz hesap hareketlerinin, davacıya kullandırılmış olan taksitli ticari kredilere ait ödeme planlarının ve kredi hesap hareketlerinin dosyaya tevdi edildiğinin görüldüğü; ancak takibe konu şirket kredi kartına ait hesap ekstrelerinin dosyada yer almadığının görüldüğü; bu nedenle şirket kredi kartından doğan alacak tutarının tespitinin yapılamayacağı; ilgili eksikliğin tamamlanması durumunda gerekli hesaplamanın yapılabileceği;
… Numaralı Taksitli Ticari Kredi yönüyle bakıldığında; Davalı bankaca, davacıya yukarıda belirtilen sözleşme çerçevesince, … tarihinde … referans numaralı, aylık %1,36, yıllık %16,32 akdi faiz oranı üzerinden 36 vadeli, aylık …-TL. sabit taksit geri ödemeli …-TL. tutarlı taksitli ticari kredi açıldığı ve kullandırıldığı, krediye en son … vadeli 9.taksitin … tarihinde ödendiği, bu ödemeden sonara kalan anapara bakiyesinin …-TL. olduğu, vadesi geldiği halde … ve … vadeli taksitlerin ödenmediği, davalı bankanın kredi hesabını … tarihinde kat ettiğinin görüldüğü; Yargıtay emsal kararları gereği, icra ödeme emrinde kat edildiği tarihe kadar yürütülen akdi faiz ve ferilerin ilavesiyle oluşacak asıl alacak tutarının talep edilmesi mümkün olup, kat tarihi itibariyle talep edilebilecek olan asıl alacak tutarının hesaplaması gereği; … TL ana para bakiyesi, 77 günlük % 16,32 akdi faiz … TL, gider vergisi … TL olmak üzere toplamda kat tarihi itibariyle asıl alacak tutarının … TL olduğu;
… Numaralı Taksitli Ticari Kredi yönüyle bakıldığında; Davalı bankaca, davacıya yukarıda belirtilen sözleşme çerçevesince, … tarihinde … referans numaralı, aylık %1,24, yıllık %14,88 akdi faiz oranı üzerinden 36 vadeli, aylık …-TL. sabit taksit geri ödemeli …-TL. tutarlı ticari taşıt kredisi açıldığı ve kullandırıldığı, kredinin en son … vadeli …taksitin gecikmeli olarak … tarihinde ödendiği, bu ödemeden sonara kalan anapara bakiyesinin …-TL. olduğu, vadesi geldiği halde … vadeli taksitin ödenmediği, davalı bankanın kredi hesabını … tarihinde kat ettiğinin görüldüğü; Yargıtay emsal kararları gereği, icra ödeme emrinde kat edildiği tarihe kadar yürütülen akdi faiz ve ferilerin ilavesiyle oluşacak asıl alacak tutarının talep edilmesi mümkün olup, kat tarihi itibariyle talep edilebilecek olan asıl alacak tutarının hesaplaması gereği; … TL ana para bakiyesi, 55 günlük % 14,88 akdi faiz … TL, gider vergisi … TL olmak üzere toplamda kat tarihi itibariyle asıl alacak tutarının … TL olduğu;
… Numaralı Taksitli Ticari Kredi yönüyle bakıldığında; Davalı bankaca, davacıya yukarıda belirtilen sözleşme çerçevesince, … tarihinde …referans numaralı, aylık %1,21, yıllık %14,52 akdi faiz oranı üzerinden 36 vadeli, aylık …-TL. sabit taksit geri ödemeli …-TL. tutarlı taksitli ticari kredi açıldığı ve kullandırıldığı, krediye ait en son … vadeli …taksitin vadesinde ödendiği, bu ödemeden sonara kalan anapara bakiyesinin …-TL. olduğu, vadesi geldiği halde … ve … vadeli taksitlerin ödenmediği, davalı bankanın kredi hesabını … tarihinde kat ettiğinin görüldüğü; Yargıtay emsal kararları gereği, icra ödeme emrinde kat edildiği tarihe kadar yürütülen akdi faiz ve ferilerin ilavesiyle oluşacak asıl alacak tutarının talep edilmesi mümkün olup, kat tarihi itibariyle talep edilebilecek olan asıl alacak tutarının hesaplaması gereği; … TL ana para bakiyesi, 62 günlük % 14,52 akdi faiz … TL, gider vergisi … TL olmak üzere toplamda kat tarihi itibariyle asıl alacak tutarının … TL olduğu;
…Numaralı Tüzel Kredili Mevduat Hesabı yönüyle bakıldığında; Davacı kredi borçlusuna davalı bankanın … Şubesi nezdindeki … numaralı vadesiz ticari mevduat hesabı üzerinden hesabın limit dâhilinde borç bakiye vermesine olanak sağlayacak şekilde … numaralı kredili mevduat hesabı kredisi kullandırıldığı, krediye en son … tarihinde …-TL. tahsilat yapıldığı, … tarihi itibariyle borç bakiyesinin …-TL. olduğu, davalı bankanın hesabı … tarihinde kat ettiği, icra ödeme emrinde davalı bankanın hesabın kat edildiği tarihe kadar yürütülen akdi faiz ve ferilerinin ilavesiyle …-TL. asıl alacak talebinde bulunulduğu, yapılan hesaplama sonucu; … TL ana para bakiyesi, 65 günlük % 22,08 akdi faiz … TL, gider vergisi … TL olmak üzere toplamda kat tarihi itibariyle asıl alacak tutarının … TL olduğu;
… numaralı şirket Kredi Kartı yönüyle bakıldığında; Takibe konu şirket kredi kartına ait hesap ekstreleri dosyada yer almadığı için şirket kredi kartından doğan banka alacağı hesabı tarafımızca yapılamamıştır. İlgili karta ait …dönemi kredi kartı hesap ekstrelerine ait müşteri nüshalarının dosyaya talep ve temini durumunda tarafımızca hesaplama yapılabileceği; Davacı asıl kredi borçlusu …’ya hitaben düzenlenen Kahramanmaraş …Noterliği … tarih, … yevmiye numaralı ihtarnamenin davacı tarafından … tarihinde tebliğ alındığı dosyada yer alan tebliğ mazbatasından görüldüğü; İhtarnamedeki 24 saatlik ihtar süresinin dikkate alınmasıyla … tarihinde temerrüdün doğduğunun anlaşıldığı;
Sonuç olarak, yapılan hesaplamalar ve olması gereken faiz oranları dikkate alındığında; CD içeriğinde dosyaya tevdi edilmiş olan davacı …’nın banka nezdinde bulunan hesap listesinin, vadesiz hesap hareketlerinin, davacıya kullandırılmış olan taksitli ticari kredilere ait ödeme planlarının, kredi hesap hareketlerinin ve Antalya …İcra Dairesi’nin … sayılı ilamsız takip ödeme emrinin (Yeni icra modeline göre Antalya Genel İcra Dairesi, …) incelenmesi neticesinde;
Takip ve dava konusunun taksitli ticari krediler, tüzel kredili mevduat hesabı ve şirket kredi kartından kaynaklandığı anlaşılmakla birlikte, takibe konu Ģirket kredi kartına ait hesap ekstreleri dosyada yer almadığı için Ģirket kredi kartından doğan banka alacağı hesabının tarafımızca yapılamadığı, … numaralı kartın … dönemi kredi kartı hesap ekstrelerine ait müşteri nüshalarının dosyaya talep ve temini durumunda tarafımızca bu hesaplamanın da yapılabileceği, şirket kredi kartı dışında davacı …’nın … takip tarihi itibariyle toplam borcunun …-TL., … dava tarihi itibariyle ise toplam borcunun …-TL. olarak hesaplandığı hususları belirtilmiştir.
Bilirkişi raporu taraflara tebliğ edilmiş, itirazlar/beyanlar alınmıştır.
Mahkememizce aşamalarda eksik belgeler temin edilerek, bilirkişiden ek rapor alınmıştır.
… tarihli bilirkişi ek raporunda özetle; CD içeriğinde dosyaya tevdi edilmiş olan davacı …’nın banka nezdinde bulunan hesap listesinin, vadesiz hesap hareketlerinin, davacıya kullandırılmış olan taksitli ticari kredilere ait ödeme planlarının, kredi hesap hareketlerinin, kredi kartı ekstrelerinin ve Antalya … Dairesi’nin … tarih … sayılı ilamsız takip ödeme emrinin (Yeni icra modeline göre Antalya Genel İcra Dairesi, …) tarafımızca incelenmesi neticesinde; Kök raporda ve işbu ek raporda yer alan tablolarla detaylı olarak açıklandığı üzere, davacı …’nın … takip tarihi itibariyle toplam borcunun …-TL., … dava tarihi itibariyle ise toplam borcunun …-TL. olarak hesaplandığı belirtilmiştir.
Bilirkişi raporu taraflara tebliğ edilmiş, itirazlar/beyanlar alınmıştır.
Aşamalarda, davacı vekiline talebini netleştirmesi/somutlaştırması yönünde süre verilmiştir.(8’inci celse) 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 31. maddesinde hâkim, uyuşmazlığın aydınlatılmasının zorunlu kıldığı durumlarda, maddi veya hukuki açıdan belirsiz yahut çelişkili gördüğü hususlar hakkında, taraflara açıklama yaptırabilir, soru sorabilir, delil gösterilmesini isteyebilir şeklinde düzenleme yapılarak hakime yargılama sonunda doğruya ulaşma görevini yüklemiştir. Anayasamızın 141. maddesine göre, yargı basit, çabuk ve ucuz gerçekleşmelidir. Devlet yargının basit, ucuz ve çabuk gerçekleşmesi için gerekli düzenlemeleri yapmak durumundadır. Zira hakkın tanınması ve korunmasındaki gecikmeler, hukuk devleti ilkesi ile uyumlu değildir, adil yargılanma hakkını ihlâl eder. Bu sebeple yargılama sonucunda ulaşılacak hüküm, doğru, gecikmemiş ve kendisinden beklenen etkiyi gösteren bir niteliğe sahip olmalıdır. Bundan dolayı belirsiz vakıaların açıklattırılmasına, eksikliklerin hâkim tarafından işaret edilerek taraflarca giderilerek yargılamanın uzatılmasının önüne geçilmesine ilişkin hâkimin davayı aydınlatma yükümlülüğü bulunmaktadır. Usul hukuku için haksızlığın önlenmesinin anlamı, doğru hüküm kurulmasıdır. Bu hususta yapılacak bir inceleme içinse, tarafların iddialarını eksiksiz ve zaman, yer gibi somut unsurlarıyla tam bir açıklık içinde yargılamaya getirmeleri gerekmektedir. Doğru hüküm kuramama, bazen ise zayıf olan tarafın bir usuli hakkı bilmiyor olması dolayısıyla söz konusu olmaktadır. Böyle bir durumda, hakkın özünün, usule kurban edilmesi mümkün olmadığından, tarafın bir vakıayı bütün ayrıntılarıyla getirmemiş olması dolayısıyla yargılamanın doğru ve adil bir hüküm kurmaya elverişli olacak şekilde aydınlatılmamış olması durumunda hâkim devreye girecek ve söz konusu usûlî olanağı tarafa hatırlatacaktır (Yargıtay 9. HD., 2017/17033 E., 2020/12481 K.)
Davacı vekili, … tarihli dilekçesi ile özetle; Antalya Genel İcra Dairesinin … esas sayılı takibe ilişkin dava açtıklarının açık olduğunu beyan etmiştir. Her ne kadar davacı vekili, taleplerinin açık olduğunu beyan etmiş ise de dava dilekçesi içeriği, yazımı, anlatım tarzı açık bir uslubun kullanılmadığını göstermektedir. Yine, taleplerinin netleştirmesi için duruşmada sorulan soruya da doğrudan cevap verilememesi, yazılı beyanda bulunmak için süre istenmesi talebin net ve açık olmadığını göstermektedir. Sonuç itibariyle, davacı vekili, … tarihli dilekçesi ile talebini netleştirmiştir. Dava konusu, Antalya Genel İcra Dairesinin … esas sayılı takibine ilişkindir.
Aşamalarda, davacı vekili, davasını … TL olarak ıslah etmiş (kapak hesabının tüm kalemleri dikkate alınarak oluşan fark üzerinden), ıslah dilekçesi karşı tarafa tebliğ edilmiştir.
Bu belirleme ışığında, davanın da faize ilişkin olduğu dikkate alınarak, bilirkişiden tekrar ek rapor alınmıştır.
… tarihli bilirkişi 2’inci ek raporunda özetle; kök rapordaki tespit ve değerlendirmeler teyit edilmiş,Davalı bankanın tüzel kredili mevduat hesabı için %30,24, şirket kredi kartı için %33,12 temerrüt faizi talep ettiği ancak raporda verilen tabloda görüldüğü üzere ilgili dönemde 5464 Sayılı Yasa Gereği Merkez Bankası tarafından belirlenen temerrüt faiz oranının %… olduğu ve davacı bankanın yasa gereği %… temerrüt faiz talep etmesi gerektiğinin açık olduğu, kök raporda ve 1.ek raporda hesaplama tablolarında detaylı olarak görüldüğü üzere takip ve dava tarihi itibariyle 5464 Sayılı Kanun gereğince, T.C. Merkez Bankası tarafından belirlenen, dönemine uygun, değişen oranlarda akdi ve temerrüt faiz oranlarının uygulanması neticesinde hesaplama yapıldığı; davacı …’nın, … Esas Sayılı Takip Dosyasında … dava tarihi itibariyle toplam borcunun …-TL. olarak hesaplandığı, …-TL. fazla faiz talebi olduğu, icra kapak hesabında yer alan harç, masraf ve vekalet ücretine uzmanlık alanı dışında olduğu için tabloda yer verilmediği hususları belirtilmiştir.
Bilirkişi raporu taraflara tebliğ edilmiş, itirazlar/beyanlar alınmıştır.
Bilirkişi raporunu hakim denetlemelidir. Öğretide Akyol, bilirkişi raporunun denetimi sadece hâkime ait bir görev değil; aynı zamanda taraflara ait bir haktır demektedir(AKYOL, Şener :Hukuk Usulünde Bilirkişilerle İlgili Bazı Problemler, Mukayeseli Hukukta Bilirkişilik Ve Sorunları, Yargıtay 125.Yıl Dönümü, s. 72 naklen). Hâkimin bilirkişinin uzmanlığı nedeniyle taşıdığı egemenliği kıracak araçları olduğu, bir yanlışın mutlaka geri döneceği ve özellikle böyle bir yanlışın müeyyidelendirileceği konularında bilirkişi inandırılmalı; böyle bir bilinç oluşturulmalıdır.“Hâkim kesinlikle ve mutlak olarak usulün egemeni olmalı; dosyaya, kendi sorumluluğunda girecek olan tanık beyanı gibi bilirkişi raporu gibi hususların adaleti saptıracak biçimlerde tezahürünü önleyecek tedbirleri almalı ve bu egemenliğini davanın sonuna kadar sürdürmelidir.” (Akyol s. 64-65 naklen).
Bu hususlar doğrultusunda, bilirkişi raporlarının, hükme ve denetime elverişli, dosya kapsamına uygun olduğu kanaatine varılmıştır.
Tüm dosya kapsamı, bilirkişi rapor içerikleri, icra dosyası kapak hesabı dikkate alınarak, dava tarihi itibariyle icra dosyasındaki işlemiş faiz hesabının … TL olması gerekirken, … TL olduğu anlaşıldığından, taleple bağlılık ilkesi ve faize ilişkin uyuşmazlık olduğu anlaşılmakla; Davanın kısmen kabulü ile; Davacının Antalya Genel İcra Dairesinin … Esas sayılı icra dosyasında icra dairesinin … tarihli yazısı ekinde kapak hesabında bildirilen dava tarihi itibariyle hesaplanan … TL faizin , davalı bankaca uygulanan faiz oranı yerine % … oranında temerrüt faizi uygulanması gerektiğinden, bu oran üzerinden yapılan hesaplama sonucu, … TL’sinden borçlu olmadığının tespitine (menfi tespit hükmü olumlu bir uslupla kurulamaz yönündeki Yargıtay ve BAM kararları dikkate alınarak), fazlaya ilişkin talebin reddine karar vermek gerekmiştir.
Yine, belirtmek gerekir ki; HMK m. 124 gereği; Dava dilekçesinde tarafın yanlış veya eksik gösterilmesi kabul edilebilir bir yanılgıya dayanıyorsa, hâkim karşı tarafın rızasını aramaksızın taraf değişikliği talebini kabul edebilir. Bu durumda hâkim, davanın tarafı olmaktan çıkarılan ve aleyhine dava açılmasına sebebiyet vermeyen kişi lehine yargılama giderlerine hükmeder. Mahkememizce bu hüküm dikkate alınmıştır.
Son olarak belirtmek gerekir ki; davacının aşamalarda arabuluculuk kurumuna başvurduğu anlaşılmaktadır. Arabuluculuk sürecinin başlangıç tarihi İş bu davanın tarihi ise … tarihi olup, dava tarihi itibariyle, dava konusu talep, zorunlu arabuluculuğa başvuru koşuluna tabi değildir. Buna rağmen ticari davalarda zorunlu arabuluculuğa başvurulması halinde kabule göre bu ücret davalıya yükletilemez. Kabule göre, Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenen bu gider davacı üzerinde bırakılmalıdır. (Emsal olarak; Diyarbakır BAM 6. HD., 2020/641 E, 2021/327 K; Samsun BAM 5. HD., 2021/220 E, 2021/287 K; 2021/353 E, 2021/411 K)
HÜKÜM/Ayrıntısı gerekçeli kararda açıklandığı üzere;
1-Davanın KISMEN KABULÜ İLE;
Davacının Antalya Genel İcra Dairesinin … Esas sayılı icra dosyasında icra dairesinin … tarihli yazısı ekinde kapak hesabında bildirilen dava tarihi itibariyle hesaplanan … TL faizin , davalı bankaca uygulanan faiz oranı yerine % … oranında temerrüt faizi uygulanması gerektiğinden, bu oran üzerinden yapılan hesaplama sonucu, … TL’sinden borçlu olmadığının tespitine, fazlaya ilişkin talebin reddine,
2-Davacı tarafça yatırılan … TL başvurma harcının mahsubu ile hazineye gelir kaydına,
3-Davacı tarafça yatırılan … TL peşin harcın ve aşamalarda yatan …TL ıslah harcı toplamı … TL’nin mahsubu ile hazineye gelir kaydına, hüküm gereği alınması gerekli bakiye … TL’nin davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına, (toplam alınması gereken harç=… TL)
4-492 sayılı Harçlar Kanunu’nun 28. maddesi gereğince; bakiye harcın, kararın tebliğinden itibaren bir ay içinde ödenmesi gerektiğinden, kararın tebliğinden itibaren bir ay içinde ödenmeyen harç için -kanunen belirlenen sınır göz önünde tutularak- “harç tahsil müzekkeresi” yazılmasına, bakiye karar ve ilam harcının ödenmemiş olmasının, hükmün tebliğe çıkarılmasına, takibe konulmasına ve kanun yollarına başvurulmasına engel teşkil etmeyeceğinin bu şekilde hükümde belirtilmesine,
5-Davacı tarafça yatırılan ve mahsup edilen toplamda … TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Davacı tarafça dosyada yapılan ve mahkememizce uyap sisteminden kontrol edilen (denetime elverişlilik açısından, uyap ekranında harç-masraf bölümü altında tahsilat reddiyat bilgileri başlığının içeriğinde masraflar açıkça yazmaktadır) posta-tebligat-bilirkişi ücreti gideri toplamı … TL’nin (taraf değişikliği öncesi davalı olan taraf için yapılan yargılama gideri dışlanmıştır) haklılık durumu gereği; … TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, arta kalan masrafın davacı üzerinde bırakılmasına,
7- Zorunlu arabuluculuk ücreti … TL’nin davacıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
8-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden; … TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
9-Davalı … kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden; reddedilen kısım üzerinden hesaplanan … TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalı …’a verilmesine,
10- Dava dilekçesinde davalı gösterilen … AŞ (… temliki gereği) daha sonra talep üzerine değiştirildiğinden ve … taraf sıfatını kazandığından, HMK m. 124/4 gereği, dava dilekçesinde tarafın yanlış veya eksik gösterilmesi kabul edilebilir bir yanılgıya dayanıyorsa, hâkim karşı tarafın rızasını aramaksızın taraf değişikliği talebini kabul edebileceğinden, bu durumda hâkimin, davanın tarafı olmaktan çıkarılan ve aleyhine dava açılmasına sebebiyet vermeyen kişi lehine yargılama giderlerine hükmetmesi gerekeceğinden, … … AŞ (… temliki gereği)’nin kendisine karşı dava açılmasına sebebiyet vermediğinden, … … AŞ (… temliki gereği)’nin vekil aracılığı kendisini temsil ettirmesi ve cevap dilekçesi vermesi de dikkate alınarak maktu … TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak HMK m. 124 gereği davadan çıkarılan … … AŞ (… temliki gereği)’ye verilmesine, (Yargıtay … HD., … E, … K; Antalya Bölge Adliye Mahkemesi … HD., … E, … K; … E, … K)
11-Davacı tarafça yatan gider avansından harcanmayan kısmın hüküm kesinleştiğinde UYAP üzerinden kontrolü de sağlanarak davacı tarafa iadesine, karardan sonra tebligat ve benzeri masraflar için gider avansının kullanılması davacı tarafından istenirse tebligat ve benzeri için yapılacak masraflar düşüldükten sonra arta kalan miktarının UYAP üzerinden kontrolü sağlanarak karar kesinleştiğinde davacı tarafa iadesine, (6100 sayılı HMK m. 333) ;12/1/2011 tarihli ve 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu gereğince dava açılırken mahkeme veznesine yatırılacak olan gider avansının miktarı ile avansın ödenmesine ilişkin usul ve esasları belirten, “Hukuk Muhakemeleri Kanunu Gider Avansı Tarifesi” göz önünde tutularak; her hangi bir bankaya ait hesap numarası ve/veya herhangi bir banka hesabına ait IBAN numarası verilmesi halinde taraflara ait artan gider avansının bildirdikleri hesaba aktarılmasına, davalı tarafından yatırılan gider avansının aynı şekilde istek halinde iadesine,
Dair, davacı vekili Sn. Av. …’nın yüzüne karşı davalının yokluğunda verilen kararın tebliğinden itibaren 6100 Sayılı Kanunun 345.maddesi gereğince 2 hafta içerisinde ilgili İstinaf Dairesi Başkanlığına sunulmak üzere Mahkememize verilecek dilekçe ile İstinaf yasa yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 21.06.2023

Katip … Hakim …
¸e-imzalıdır ¸e-imzalıdır