Emsal Mahkeme Kararı Antalya 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/325 E. 2023/24 K. 11.01.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
ANTALYA
4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/325
KARAR NO : 2023/24
DAVA : Alacak (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 21/06/2021
KARAR TARİHİ : 11/01/2023

Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
A.TALEP:
Davacı vekili, dava dilekçesinde özetle; Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili şirketin …da … isimli oteli işlettiğini, Davalı şirketin müvekkiline ait otelde iki adet n müşterisinin konaklaması için rezervasyon yaptırdığını, müvekkilince de Davalının müşterilerinin konaklatıldığını ve konaklamaya ilişkin faturanın davalı tarafa gönderildiğini, davalının kesilen faturayı ödememesi üzerine alacağın tahsili amaçlı davalı aleyhine Antalya Genel İcra Dairesinin … Esas (Eski Antalya … İcra Müdürlüğü … Esas) sayılı dosyası ile icra takibi yapıldığını, davalının itirazı nedeniyle takibin durduğunu, arabuluculuk sürecinden sonuç alınamadığını, bunun üzerine eldeki davanın ikame edilerek davalının takip dosyasına itirazının iptali ile takibin devamına asıl alacağın % 20 sinden aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesine kadar verilmesini talep etmiştir.
B. TARAF TEŞKİLİ:
Bilindiği üzere 01.10.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun “Hukuki Dinlenilme Hakkı” başlıklı 27. maddesi uyarınca davanın tarafları, kendi hakları ile bağlantılı olarak hukuki dinlenilme hakkına sahip olup, bu hak, yargılama ile ilgili bilgi sahibi olunmasını da içerir. Bu kapsamda kural olarak, duruşma yapılması zorunlu olan çekişmeli yargıda hakim, Kanunun gösterdiği istisnalar dışında tarafları dinlemeden veya iddia ve savunmalarını bildirmeleri için kanuna uygun biçimde davet etmeden hükmünü veremez. (H. Pekcanıtez, O. Atalay, M. Özekes, Medeni Usul Hukuku, 11. Bası, 2011, s. 273)(bkz; İNCEOĞLU,Sibel., İnsan Hakları Avrupa Mahkemesi Kararlarında Adil Yargılanma Hakkı, İstanbul 2008, 3. Baskı, s. 260-261)
Bu açıklamalar ışığında, mahkememizce dosyada taraf teşkili sağlanmıştır.
C.CEVAP:
Davalı vekili cevap dilekçesinde dava konusu borcun çok eski bir borç olduğunu, zamanaşımına uğradığını, arabuluculuk süreci yürütülmeden müvekkilinin adresi araştırılmadan huzurdaki davanın açıldığını, arabuluculuk masraflarını kabul etmediklerini, açılan davanın reddi ile yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı taraf üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
D. YARGILAMA SÜRECİ/HUKUKİ NİTELEME/MAHKEME KABULÜ:
Dava, itirazın iptali talebinden ibarettir.
Belirtmek gerekir ki; Genel haciz yoluyla ilamsız icra takiplerinde borçlunun itirazı üzerine takip durur ve alacaklının takibin devamını sağlamaya yarayan imkanlarından biri İcra İflas Kanunun 67. maddesinde öngörülen itirazın iptali davasıdır.
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun … esas, … karar sayılı emsal ilamında da belirtildiği üzere; İtirazın iptali davası, müddeabihi takip konusu yapılmış ve borçlunun itiraz etmiş olduğu alacak olan, normal bir alacak (eda) davasıdır. Takip alacaklısı tarafından (süresi içinde) ödeme emrine itiraz etmiş olan borçluya karşı açılır; yani davacı alacaklı, davalı ise takip borçlusudur. Davacı alacaklı bu davada, borçlunun itiraz etmiş olduğu alacağın mevcut olduğunu bildirerek, borçlunun itirazının iptaline karar verilmesini (ve istiyorsa, borçlunun icra inkar tazminatına mahkûm edilmesini) talep eder (KURU, Baki: İcra ve İflas Hukuku El Kitabı, Türkmen Kitabevi, İstanbul, Kasım 2004, s. 220-221).
Bu davada, ispat yükü kural olarak davayı açan alacaklıda olup, alacaklı alacağını ispatla yükümlüdür. Genel hükümler dairesinde her türlü delille ispat edilecek alacak ta yine takip talepnamesine konu olan ve borçlu yanca itiraza uğrayan alacaktır. (Yargıtay Hukuk Genel Kurulu., … esas, … karar)
Bu genel açıklamalardan sonra dosyaya dönüldüğünde; icra dosyası uyap üzerinden dosyaya eklenmiştir.
Davalı ticari ilişkiyi, sözleşme ilişkisini inkar etmemekte ve zamanaşımı def-i ileri sürmekte ise de ticari ilişki, sözleşme ilişkisinden kaynaklı iş bu davada zaman aşımı def-inin dosya kapsamına göre yerinde olmadığı anlaşılmaktadır.
Mahkememizce taraf vekillerinin de hazır olduğu … tarihli celsede taraflara ticari defterlerini sunmaları için süre verilmiştir.
Bilirkişi raporunda özetle; inceleme gününde davalının ticari defterlerini sunmadığı, davacı ticari defterleri üzerinde yapılan inceleme sonucu; Davacının 2015 yılı ticari defterlerinin açılış ve kapanış tasdiklerinin kanuni süresinde ve usulüne uygun yapıldığı, davacının 2015 yılı ticari defterlerinin sahibi lehine delil olma özelliğine haiz olduğu, davacının 2015 yılı ticari defter kayıtlarında Davalıya ait carisini … nolu hesap kodundan takip ettiği, davacının ticari defter kayıtlarına Davacının Davalıdan takip tarihi itibariyle … TL alacaklı olduğu gözüktüğü, ancak; Davacı tarafça Davalı adına düzenlenen … tarih ve … seri nolu … TL tutarlı Faturanın düzenlendiği tarihte Euro kurunun … TL/Euro olduğu, fatura tutarının da … tarihinde … Euro bedel karşılığı TL olarak düzenlendiği, davacı tarafça Davalı adına başlatılan takip talebinde de … Euro asıl alacağın fiili ödeme tarihinde Merkez Banaksı Efektif Satış Kurundan Ödenmesi talepli takip başlatıldığı, hal böyle olunca Davacının Davalıdan takip tarihi itibariyle Asıl Alacağının … Euro olduğu, davacı tarafça Davalı tarafı takip öncesi yasanın öngördüğü şekilde temerrüte düşürdüğüne dair dosya kapsamında herhangi bir bilgi ve belge olmadığından takdiri ve değerlendirilmesi Yüce Mahkemenize ait olmak üzere asıl alacak tutarına takip tarihinden itibaren faiz işletilmesi gerektiği, davacı tarafça Davalıdan takip talebinde … Euro asıl alacak ve … Euro işlemiş faiz olmak üzere toplam … Euro talep edildiği belirtilmiştir.
Bilirkişi raporu taraflara tebliğ edilmiştir.
Aşamalarda, davalı vekili olarak yargılamada yer alan Av. … vekalet ücreti ödenmemiş olduğundan, gördüğü lüzum üzerine istifa ettiğini, tebligatların davalı şirket adresine gönderilmesini talep etmiştir. Avukatlık Kanunu 41/1 ve HMK 82/1 maddeleri uyarınca istifa eden vekilin vekalet görevi istifanın müvekkiline tebliğinden itibaren 2 hafta sonraya kadar devam eder hükmüne yer verilmiştir. Davalı vekili, tebliğe ilişkin masrafı yatırmamıştır. Yasal olarak bu nedenle, asile tebligat yapılamadığından, davalı vekilinin, vekillik görevi devam eder. Bu nedenle, dosyada hükme engel bir durum hukuken görülmemiştir.
Bilirkişi raporunu hakim denetlemelidir. Öğretide Akyol, bilirkişi raporunun denetimi sadece hâkime ait bir görev değil; aynı zamanda taraflara ait bir haktır demektedir(AKYOL, Şener :Hukuk Usulünde Bilirkişilerle İlgili Bazı Problemler, Mukayeseli Hukukta Bilirkişilik Ve Sorunları, Yargıtay 125.Yıl Dönümü, s. 72 naklen). Hâkimin bilirkişinin uzmanlığı nedeniyle taşıdığı egemenliği kıracak araçları olduğu, bir yanlışın mutlaka geri döneceği ve özellikle böyle bir yanlışın müeyyidelendirileceği konularında bilirkişi inandırılmalı; böyle bir bilinç oluşturulmalıdır.“Hâkim kesinlikle ve mutlak olarak usulün egemeni olmalı; dosyaya, kendi sorumluluğunda girecek olan tanık beyanı gibi bilirkişi raporu gibi hususların adaleti saptıracak biçimlerde tezahürünü önleyecek tedbirleri almalı ve bu egemenliğini davanın sonuna kadar sürdürmelidir.” (Akyol s. 64-65 naklen).
Bu hususlar doğrultusunda, bilirkişi raporunun, hükme ve denetime elverişli, dosya kapsamına uygun olduğu kanaatine varılmıştır.
Tüm dosya kapsamı, bilirkişi raporu doğrultusunda; Davanın kabulü ile, davalının Antalya Genel İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı (Kapanan Antalya … İcra Müdürlüğünün … Esas) dosyasına yaptığı itirazın iptali ile, takibin takip konusu asıl alacak üzerinden devamına karar vermek gerekmiştir.
Davacı tarafın icra inkar tazminatı talebine gelince;
Alacaklının icra dairesine yapacağı takip talebi ile başlayan, takibin durması için borçlunun itirazının yeterli olduğu ve cebri icraya devam edilebilmesi için alacaklının harekete geçmesinin gerekli olduğu ilamsız icra usulunde; gerek alacaklının haksız ve kötüniyetli takipte ve gerekse borçlunun haksız itirazda bulunmasını önlemek amacıyla icra tazminatına hükmolunması esası kabul edilmiştir. Anlaşıldığı üzere alacaklı lehine hükmolunacak icra tazminatının amacı, gerçekten borçlu olduğunu bildiği halde, süre kazanmak kasdı ile ya da başka bir sebeple icra takibini haksız olarak engelleyen kişinin, alacaklının hakkına kavuşmasını geciktirmeye yönelik kötü niyetli davranışlarını önlemektir. Borçlunun itirazının haksızlığı, itirazın yapıldığı andaki duruma göre tespit edilir. Borçlu hakkında tazminatına hükmedilmesi için, onun ödeme emrine “kötüniyet”le itiraz etmiş olması şart değildir. Borçlunun itirazının haksızlığına karar verilmiş olmalıdır. Alacaklının bir zarar görmüş olması da şart değildir.
Öğretide, hakim görüşe göre (POSTACIOĞLU, İlhan, İcra Hukuku Esasları, İstanbul, 1982, s. 184 vd., KURU, Baki, İcra ve İflas Hukuku, C. I, 3. Bası, İstanbul 1988, s. 304 vd., UYAR, Talih, İcra Hukukunda İtiraz, s. 215 vd.) itirazın haksız olup olmadığı, takip konusu yapılan ve borçlunun itiraz ettiği alacağın likit olup olmadığına göre belirlenmelidir. Alacak likit ise borçlu itirazında haksızdır, alacak likit değilse borçlu itirazında haklıdır. Öğreti, likit alacağı, miktarı belirli veya belirlenebilir olan ve bunun için tarafların anlaşmalarına veya böyle bir anlaşma olmazsa mahkeme kararına gerek olmayan alacak olarak tanımlamışlardır. Buna göre; borçlu alacağın gerçek miktarını tayin için bütün unsurları bildiği veya bilmesi gerektiği halde ödeme emrine itiraz ederse itirazında haksızdır; şayet diğer şartlarda gerçekleşmiş ise yargılama sonunda icra tazminatı ödemeye mahkum edilir. Alacağın gerçek miktarını tayin için tarafların anlaşmasına veya mahkeme kararına ihtiyaç varsa itiraz haklıdır ve borçlu itirazın iptali davasını kaybetse bile icra inkar tazminatı ödemeye mahkum edilemez. İcra inkar tazminatının şartları şunlardır:
a)Geçerli ilamsız icra takibi yapılmış olmalı,
b)Borçlu süresi içinde ödeme emrine itiraz etmiş olmalı,
c)Süresi içinde açılmış bir itirazın iptali davası olmalı,
d)Talep olmalı,
e)Borçlunun itirazının haksızlığına karar verilmelidir.
Dosyaya baktığımızda; yukarıdaki kanuni şartların var olduğu, alacağın likit olduğu kanaatiyle, davacının inkar tazminatının kabulüne karar vermek gerekmiştir.
Son olarak belirtmek gerekir ki; Döviz alacağına ilişkin davada, hüküm altına alınan döviz için alınması gereken nispi karar harcının matrahının hesaplanmasında hükmolunan döviz cinsinin dava tarihindeki efektif satış kuru esas alınır (Yargıtay … HD., … E., … K.) Ayrıca, mahkemece hükmedilen yabancı para alacağının, vekâlet ücretinin talep edilen yabancı paranın dava tarihindeki döviz kuru karşılığı bulunarak Türk Lirası üzerinden, karar tarihindeki Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi esas alınarak belirlenmesi gerekir. (Yargıtay … HD., … E., … K.)İİK’nın 67. maddesi uyarınca icra inkar tazminatının hesabında hükmedilen yabancı para alacağının icra takip tarihindeki döviz kuru üzerinden Türk parası karşılığı belirlenerek bu miktar üzerinden hesaplanması gerekir.(Yargıtay … HD., … E, … K, T. …; … E, … K) Mahkememiz bu belirlemeler ışığında hüküm kurmuştur.
HÜKÜM/Ayrıntısı gerekçeli kararda açıklandığı üzere;
1-Davanın KABULÜ İLE, davalının Antalya Genel İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı (Kapanan Antalya … İcra Müdürlüğünün … Esas) dosyasına yaptığı İTİRAZIN İPTALİ İLE, takibin takip konusu asıl alacak üzerinden DEVAMINA,
2-Davacının inkar tazminatı talebinin kabulü ile … TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
3-Davacı tarafça yatırılan … ₺ (TL) başvurma harcının mahsubu ile hazineye gelir kaydına,
4-Davacı tarafça yatırılan … ₺ (TL) peşin harcın mahsubu ile hazineye gelir kaydına, hüküm gereği alınması gerekli bakiye … ₺ (TL)’nin davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
5-492 sayılı Harçlar Kanunu’nun 28. maddesi gereğince; bakiye harcın, kararın tebliğinden itibaren bir ay içinde ödenmesi gerektiğinden, kararın tebliğinden itibaren bir ay içinde ödenmeyen harç için -kanunen belirlenen sınır göz önünde tutularak- “harç tahsil müzekkeresi” yazılmasına, bakiye karar ve ilam harcının ödenmemiş olmasının, hükmün tebliğe çıkarılmasına, takibe konulmasına ve kanun yollarına başvurulmasına engel teşkil etmeyeceğinin bu şekilde hükümde belirtilmesine,
6-Davacı tarafından yatırılan ve mahsup edilen … ₺ (TL)’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
7-Davacı tarafça dosyada yapılan ve mahkememizce uyap sisteminden kontrol edilen (denetime elverişlilik açısından, uyap ekranında harç-masraf bölümü altında tahsilat reddiyat bilgileri başlığının içeriğinde masraflar açıkça yazmaktadır) posta-tebligat-bilirkişi ücreti gideri toplamı … ₺ (TL)’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
8-6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu 18/13 ve Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği 26/2. Maddeleri, 6100 sayılı HMK 297/1-ç, 326.maddeleri uyarınca, arabuluculuk faaliyeti sonunda tarafların anlaşamamaları halinde iki saatlik ücret tutarı tarifenin birinci kısmına göre ileride haksız çıkan taraftan tahsil olunmak üzere Adalet Bakanlığı bütçesinden ödeneceği öngörüldüğünden; … TL nin davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
9-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden; … ₺ (TL) vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
10-Davacı tarafça yatan gider avansından harcanmayan kısmın hüküm kesinleştiğinde UYAP üzerinden kontrolü de sağlanarak davacı tarafa iadesine,
Dair, davacı vekili Sn. Av. …’ın yüzüne karşı davalı tarafın yokluğunda verilen karar miktar itibariyle KESİN olmak üzere açıkça okunup usulen anlatıldı.11/01/2023

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır