Emsal Mahkeme Kararı Antalya 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/302 E. 2022/156 K. 22.02.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
ANTALYA
4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/302
KARAR NO : 2022/156
DAVA : Alacak
DAVA TARİHİ : 08/06/2021
KARAR TARİHİ: 22/02/2022

Mahkememizde görülmekte olan Alacak davasının yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili 08/06/2021 tarihli dava dilekçesinde; davacı şirket ile davalı-…’ın birlikte … Balık Ağları San. Ve Tic. Ltd. Şti.’ni 05/12/2018 tarihinde kurduklarını, davacı şirketin faaliyetinin balık ağları imalatı olduğunu, kurulan şirketin %50 hissesinin …’nin ; %50 hissesinin ise …’ın olduğunu, bu arada şirket müdürünün de davalı olduğunu, davalının tüm alım-satım ve havale işlemlerini kendisinin yaptığını, belirli bir süre sonra şirket ortaklarından … ile … anlaşamadığından şirketi birlikte devam ettirme kararından döndüklerini ve davalının 50.000,00-TL sermaye karşılığı 200 Adet payını hukuki ve mali yükümlülükleri ile birlikte diğer şirket ortağı …’ye 03/03/2020 tarihinde devrettiğini, davalı ile ortaklığın sona ermesinden çok süre sonra davacı şirket hissedarı şirketin tüm hesaplarını inceledikten sonra , davalının ortak hareket edildiği dönemde …”ın hesabına gelen paraların liste halinde dökümünün “*06/01/2020 tarihinde Kırpık Parası olarak …tarafından 2.000,00-TL,*09/01/2020 tarihinde Ağ Parası Olarak … tarafından 16.000,00-TL., *08/01/2020 tarihinde Ağ Parası Olarak … tarafından 2.500,00-TL, *07/01/2020 tarihinde Ağ Parası Olarak … tarafından 5.000,00-TL, *24/12/2019 tarihinde Ağ Parası Olarak … tarafından 10.000,00-TL, *27/12/2019 tarihinde Ağ Parası Olarak … tarafından 15.000,00-TL, *26/12/2019 tarihinde Ağ Parası Olarak …Güvenlik Sistemleri tarafından 8.437,00-TL, *26/12/2019 tarihinde Ağ Parası Olarak … tarafından 2.500,00-TL, *27/03/2020 tarihinde Kopmaz File Ağ Parası Olarak …Güvenlik San. tarafından 5.000,00-TL, *25/03019 tarihinde Ağ Parası Olarak … tarafından 15.000,00-TL, *02/01/2020 tarihinde … tarafından ,…hesabına 82.000,00-TL gibi ve daha tespit edemedikleri birçok paranın davacı şirketin hesabına gelmesi gerekirken, o dönemde şirket müdürü olan …’ın hesabına geçtiğini, …’ın hesabına yatan paraların tamamınında aslında davacı şirket tarafından üretilip satılan ağların parası olduğunu, davalı şirketçe satılan mal karşılığı hesabına gelen parayı şirketin hesabına geçmediğini ve davacı şirketi zarara uğrattığını, tam bilmemekle birlikte fazlaya ilişkin haklı kalmak suretiyle en az 500.000,00-TL olduğunu düşündüklerini beyanla fazlaya ilişkin talep ve dava hakları saklı kalmak kaydıyla, davacı şirketin ticari satımından kaynaklanan paranın ; davacı şirket hesabına yatırılması gerekirken ; davalının kendi şahsi hesaplarına yatan paranın müvekkil şirkete teslim edilmemesi ve müvekkil şirketin hesabına yatırılmaması nedeniyle 400.000,00-TL alacaklarının dava tarihinden itibaren hesaplanacak aylık ticari faiz ile birlikte davalıdan tahsiline, yargılama giderlerinin ve vekalet ücretinin davalı tarafa yüklenmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde; gerek talep içeriği, gerek davanın tarafları, gerek ise dava konusu olay incelendiğinde, uyuşmazlığın/davanın TTK m. 4 gereği ticari dava niteliğinde olduğu ve TTK. m. 5/a hükmüne göre de dava şartı arabuluculuğa tabi olduğunu, davacı şirket tarafından arabuluculuğa başvurulmadığını, davacı tarafından, dava açılmadan önce, arabuluculuk başvurusunda bulunulmadığı ve/veya sürecin usule ve yasaya uygun olarak yürütülmediği gözetilerek, HUAK m. 18/a hükmü gereğince, davanın, HMK. m. 114 vd. gereğince dava şartı noksanlığı sebebiyle reddine karar verilmesi gerektiğini, bununla birlikte, ticaret sicil kayıtlarında yapılan araştırmada, dava açılış tarihinde tasfiye halinde olan davacı şirketin, 06.07.2021 tarihi itibariyle sicilden terkin edilmiş olduğunun görüldüğünü, bu hali ile davacı şirketin dava ehliyetini kaybettiğini ve HMK. m. 114 vd. gereğince dava şartının noksan hale geldiği açık olduğundan davanın bu nedenle de reddine karar verilmesi gerektiğini, Davanın, kanunda tanımlanan hak düşürücü ve zamanaşımı süreleri içerisinde ikame edilmediğini, bununla birlikte, tensip tutanağı ile yazılı yargılama usulü uygulanmasına karar verilmiş ise de, TTK m. 4/2 hükmü gereğince (dava değerine göre) basit yargılama usulü uygulanması gerektiğini, usule ilişkin itiraz ve def’ilerinden kaynaklanan hakları saklı kalmak üzere, davacı şirketin esasa ilişkin beyan, iddia ve talepleri de haksız, mesnetsiz ve gerçeğe aykırı olup taraflarından kabul edilmediğini, davacı şirket adına dava ikame eden …’nin, davalının %50 ortaklık payını, davalının kredibilitesinin yeterli olmadığı iddiası ve kredi temini sonrasında ortaklık payını iade edeceği vaadiyle iradesini sakatlayarak 25.02.2020 tarihli protokolle bedelsiz devralan ve fakat sonrasında iade etmeyen şirket ortağı ve davalı … ile birlikte müştereken temsile yetkili müdür olduğunu, dava dilekçesinde sözü edilen ödemelerin varlığı ve şirketle ilgili ödemeler olduğu iddiasının taraflarından kabul edilmediğini, var ise ödemelerin, … ve eşi …’a 3. kişiler tarafından, borç ödeme amacıyla yapılan ödemeler olup, şirketin mal satışı nedeniyle yapılan ödemeler olmadığını, davalının davacı şirkete zarar vermek bir yana, ortaklığı boyunca davacı şirkete borç olarak sürekli para aktardığını, ayrıca şirket borçlarının önemli bir bölümünün de (banka, leasing, diğer şirket alacaklıları, icra dosyaları vb.) davalı tarafından şahsen ödendiğini, tüm bu hususların, hali hazırda davacı şirketin tek ortağı ve yetkilisi olan ve anılan dönemdeki %50 ortak ve davalı …ile birlikte müştereken temsile yetkili olan … tarafından tüm ayrıntıları ile bilinmekte olup davalının, iddialarını ispatla mükellef olduğunu, bununla birlikte, hali hazırda davacı şirketin tek ortağı ve yetkilisi olan ve anılan dönemdeki %50 ortak ve davalı … ile birlikte müştereken temsile yetkili olan …’nin, davalı …’a karşı işlediği; hakaret, kasten yaralama ve mala zarar verme suçları nedeniyle Antalya 20. Asliye Ceza Mahkemesi’nin …E. sayılı dosyasında sanık olarak yargılandığını, aynı zamanda, davacı şirket tarafından davalı aleyhine, davalının iradesi sakatlanarak, tehdit altında imzalanan bedelsiz bir kısım bonolar nedeniyle icra takiplerinin başlatıldığını, davacı şirket adına açılan işbu davanın, şirket ortağı ve yetkilisi …’nin kötüniyetli iradesinin yansıması olduğunu ve kişisel husumetin besleme, zarar verme, karşılık verme vb. irade/kasıt ile açıldığının ortada olduğunu, şirkete ait malların satış bedellerinin davalı hesabına aktarıldığı yönündeki iddianın yukarıda da açıklandığı üzere taraflarından kabul edilmediğini, yargılama sürecinde toplanacak olan deliller ve kayıtlar üzerinde gerçekleştirilecek olan bilirkişi incelemeleri neticesinde, davalının davacı şirketi zarara uğratacak bir işlemi bulunmadığını, aksine, hali hazırdaki şirket ortağı …’nin haksız işlem ve eylemleri ile davalı ve şirketi zarara uğrattığını, davacının beyan ve iddialarının da gerçeği yansıtmadığının açık bir şekilde tespit edileceğini, davanın reddi gereği açık olmakla birlikte, yargılama neticesinde, haksız ve hukuka aykırı davanın kabulüne karar verilmesi ihtimalinde, davalının davacı şirketten olan alacakları ve davacı şirket borçları nedeniyle 3. kişilere yapmış olduğu ödemeler açısından takas ve mahsup taleplerinin olduğunu beyanla davacı ve ilgililer aleyhine her türlü talep, dava ve başvuru hakları saklı kalmak üzere; davanın reddine, aksi halde takas ve mahsup taleplerinin dikkate alınmasına, her hal ve şartta yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davacıya tahmiline, karar verilmesini talep etmiştir.
…Bankasına, … Bankasına, Antalya Ticaret Sicil Müdürlüğüne, … Bankasına, … Bankasına, …bank’a ve … Bankasına yazılan yazılara verilen cevabi yazılar celp edilerek dosyamız arasına alınmıştır.
Davanın niteliği itibariyle arabuluculuk dava şartına tabi olduğu, ancak bu şartın yerine getirilmediği görülmüştür.
DEĞERLENDİRME VE GEREKÇE; Dava, alacak istemine ilişkindir.
01/01/2019 tarihinden itibaren açılan davalarda geçerli olmak üzere 7155 Sayılı Kanunun 20.maddesi ile 13/01/2011 tarihli ve 6102 Sayılı Türk Ticaret Kanunun 5.maddesinden sonra gelmek üzere “3.Dava şartı olarak arabuluculuk
MADDE 5/A -(1) Bu kanunun 4.maddesinde ve diğer kanunlarda belirtilen ticari davalardan, konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri hakkında dava açılmadan önce arabulucuya başvurulmuş olması dava şartıdır.
(2) Arabulucu yapılan başvuruyu görevlendirildiği tarihten itibaren 6 hafta içinde sonuçlandırır, bu süre zorunlu hallerde arabulucu tarafından en fazla 2 hafta uzatılabilir.” düzenlemesi getirilmiştir.
7155 Sayılı Kanun 23.Maddesi ile 6325 Sayılı Kanuna 4.bölümden sonra gelmek üzere “dava şartı olarak arabulucuk başlığıyla” 5.bölüm ve aşağıdaki madde eklenmiştir, diğer bölümler buna göre teselsül ettirilmiştir.
“Dava şartı olarak arabuluculuk “
MADDE 18/A -(1) İlgili kanunlarda arabulucuya başvurulmuş olması dava şartı olarak kabul edilmiş ise arabuluculuk sürecini aşağıdaki hükümler uygulanır.
(2) Davacı, arabuluculuk faaliyeti sonunda anlaşmaya varılamadığına ilişkin son tutanağın aslını veya arabulucu tarafından onaylanmış bir örneğini dava dilekçesine eklemek zorundadır, bu zorunluluğa uyulmaması halinde mahkemece davacıya, son tutanağın bir haftalık kesin süre içinde mahkemeye sunulması gerektiği, aksi takdirde davanın usulden reddedileceği ihtarını içeren davetiye gönderilir. İhtarın gereği yerine getirilmez ise dava dilekçesi karşı tarafa tebliğe çıkarılmaksızın davanın usulden reddine karar verilir. Arabulucuya başvurmadan dava açıldığının anlaşılması halinde herhangi bir işlem yapılmaksızın davanın, dava şartı yokluğu sebebi ile usulden reddine karar verir…” düzenlemesi getirilmiştir.
Yukarıda belirtilen kanun maddeleri kapsamında yapılan değerlendirmede; 08/06/2021 tarihinde açılan alacak davasında 7155 Sayılı Kanun gereği arabuluculuğa başvuru dava şartı olup dava dilekçesi ekinde davacı tarafın arabulucuk faaliyeti sonunda anlaşmaya varılmadığına ilişkin son tutanağın aslını veya arabulucu tarafından onaylanmış bir örneğini dava dilekçesine eklemediği görülmüş olup, arabulucuya başvurulmadan dava açıldığının anlaşıldığı görülmekle 18/A maddesi gereğine davacı tarafa son tutanağın 1 haftalık kesin süre içerisinde mahkemeye ibraz edilmesi yönünde ayrıca ihtarname tanzim edilmeksizin dava tarihi olan 08/06/2021 tarihinden önce arabuluculuk dava şartının yerine getirilmediği görülmekle arabuluculuk dava şartı yokluğu nedeniyle davanın usulden reddine karar vermek gerekmiş, aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM:Ayrıntısı gerekçeli kararda açıklandığı üzere;
1-Davanın 7155 Sayılı Kanun 20-23.maddeleri gereği arabuluculuk dava şartı yokluğu nedeniyle usulden REDDİNE,
2-Harçlar kanunu uyarınca alınması gerekli 80,70-TL harcın peşin olarak alınan 6.831,00-TL harçtan mahsubu ile bakiye 6.750,30-TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya İADESİNE,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde BIRAKILMASINA,
4-Davalı kendini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi Gereğince 5.100 TL maktu vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya VERİLMESİNE,
5-Taraflarca yatırılan gider avansının kullanılmayan kısmının karar kesinleştiğinde istek aranmaksızın taraflara İADESİNE,
Dair; davalı vekilinin yüzüne karşı, davacı tarafın yokluğunda gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 6100 Sayılı Kanunun 345.maddesi gereğince 2 hafta içerisinde ilgili İstinaf Dairesi Başkanlığına sunulmak üzere Mahkememize verilecek dilekçe ile İstinaf yasa yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 22/02/2022

Başkan …
¸e-imzalıdır
Üye …
¸e-imzalıdır
Üye …
¸e-imzalıdır
Katip …
¸e-imzalıdır