Emsal Mahkeme Kararı Antalya 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/301 E. 2022/58 K. 19.01.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
ANTALYA
4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/301 Esas
KARAR NO : 2022/58
DAVA : İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 08/06/2021
KARAR TARİHİ: 19/01/2022

Mahkememizde görülmekte bulunan İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılamasının sonunda,
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili yüklenici ile davalı işveren arasında Antalya İli Manavgat İlçesi Taşağıl mevkiinde bulunan …ada … parsel sayılı taşınmaza 13079 metrekarelik muz modeli sera yapılması maksadıyla 16.09.2020 Tarihli … Kodlu Muz Serası Projesi Sözleşmesi imzalandığını, iş bu sözleşme kapsamında işyeri teslimi 12.10.2020 tarihinde tutanak ile yapılmış olup sözleşmeye göre işin süresi 75 iş günü olduğunu Sözleşme bedelinin KDV hariç 1.503.229,50-TL olduğunu, Müvekkilinin işyeri teslimi sonrasında işin yapımına başladığını ve sözleşme kapsamında üzerine düşen ve taraflarca imza altına alınmış sözleşme içeriğinde yer alan kendisinden beklenen tüm edimlerini yerine getirdiğini, Davalının ise sorumluluklarını yerine getirmediğinden ve sair bazı işlemlerin işbu davalı sorumluluğundaki işlemlerin yerine getirilmesine bağlı olmasından dolayı bir kısım işlemlerin tamamlanamadığını, iş bu anlaşma uyarınca ilgili arazinin toprağa ilişkin işlemlerini yapma yükümlülüğü davalı yana ait olduğunu, davalı yana ihtarname çekildiğini, davalı yanın ihtarnameye cevap vermediği gibi ihtar olunan hususların da yerine getirilmediğini, müvekkilinin hak etmiş olduğu alacağının da ödemediğini, müvekkilinin bakiye alacağının tahsili amacıyla Ankara 19. İcra Müdürlüğü’nün … E. Sayılı dosyası üzerinden icra takibi başlatıldığını, davalı/ borçlunun yetki itirazı üzerine dosyanın Antalya Genel İcra Müdürlüğü’ne gönderildiğini, … Esasına kaydedildiğini ve davalı borçlu yana yeniden ödeme emri gönderildiğini, ancak davalı borçlu tarafından takibe itiraz edilerek herhangi bir ödeme yapmadığını, fazlaya ilişkin her türlü dava talep ve sair hakları saklı kalmak kaydıyla davanın kabulü ile; Borçlu davalının 353.229,50TL asıl alacak ve 22.079,26-TL takip öncesi işlemiş faiz alacağı olmak üzere başlatılan Antalya Genel İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı icra takibine itirazının iptaline ve takibin devamına, yapılan haksız ve kötüniyetli itiraz nedeniyle davalı aleyhine bu miktar üzerinden %20’den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmolunmasına, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yüklenmesine karar verilmesini, talep ve dava etmiştir.
CEVAP : Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davacının yasal dayanaktan yoksun davasının öncelikle usulden, aksi halde esastan reddine karar verilmesi gerektiğini, Dava konusu uyuşmazlıkta ”Tüketici Mahkemelerinin” yetkili olduğunu, davacının davasının öncelikle görevsizlik nedeniyle usulden reddi gerektiğini, kabul anlamına gelmemekle birlikte, davacı tarafça talep edilen alacakların zamanaşımına uğramış olduğundan davanın zamanaşımı nedeni ile reddi gerektiğini, davalı müvekkilin davacıya herhangi bir borcu bulunmadığından yasal dayanaktan yoksun ve haksız davanın esastan da reddi gerektiğini, Davalı müvekkilinin; davacı tarafça sözleşmede kararlaştırılan işi tamamlamadığını, iş tesliminin söz konusu olmadığını, eksik ve ayıplı işlerin kendisine mahkeme aracılığıyla tebliğ edildiği halde haksız icra takiplerine devam etmesi sonrasında Antalya 11. Noterliğinden keşide ettiği 10.05.2021 tarih ve …yevmiye sayılı ihtarname ile muz serası kurulumu konulu 16.09.2020 tarihli sözleşmenin, sözleşme ile yükümlenen edimlerin davacı şirketçe süresinde ve kararlaştırılan şekilde yerine getirilmediğinden bahisle feshedildiğini, fazlaya dair hakları saklı kalmak kaydıyla Manavgat Sulh Hukuk Mahkemesi … D. İş sayılı dosya ile belirlenen ve davalı şirkete bildirilen eksik ve ayıplı iş bedellerinin sözleşmede kararlaştırılan bedelden mahsup edildiğini, davalı müvekkilin davacı şirkete borcu bulunmadığını, başlatılan/başlatılacak icra takiplerinin ve açılacak davaların TMK’da tanımlanan dürüst davranma ilkesine aykırı ve hakkın kötüye kullanılması niteliğinde olacağını davacı şirkete ihtar ettiğini, davacı yanın dava dilekçesinde iddia ettiği hususlar gerçeği yansıtmadığını, Davalı müvekkile davacı şirket tarafından yapılan bir bildirim tebliğ edilen bir ihtar olmadığını, davada tüketici mahkemesinin görevli olması nedeniyle; davanın öncelikle görevsizlik nedeniyle usulden reddine, Davacı yanın yasal dayanaktan yoksun ve haksız davasının esastan reddine, Davacı icra takibinde haksız ve kötüniyetli olduğundan davacı aleyhine dava konusu alacağın %20 sinden az olmamak üzere kötüniyet tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ve vekâlet ücretinin davacı yana yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, eser sözleşmesinden kaynaklanan borca ilişkin başlatılan icra takibi nedeniyle borçlu bulunmadığının tespiti istemine ilişkindir.
Dava taraflar arasında Antalya ili Manavgat ilçesi Taşağıl mevkii …ada …parsel sayılı taşınmaz üzerinde yapılması planlanan muz serası projesi yapımına ilişkin sözleşme uyarınca davacı tarafından davalı aleyhine Antalya Genel İcra Müdürlüğünün … esas sayılı takip dosyası ile sözleşmeden kaynaklı olduğu belirtilen borca dayanılarak başlatılan ilamsız icra takibine davalı tarafından yapılan itirazın iptali ile sözleşme kapsamında tarafların edimlerine eksik veya ayıplı olarak yerine getirip getirilmediğinin belirlenmesine ilişkindir.
Antalya Genel İcra Müdürlüğünün …esas sayılı takip dosyası celp edilmiş, taraflar arasında düzenlenen iş sözleşmesi başlıklı belge örneği sunulmuştur.
6102 sayılı TTK’nda değişiklik yapan ve 01/07/2012 tarihi itibariyle yürürlüğe giren 6335 sayılı kanunun 2.maddesi ile 6102 sayılı kanunun 5.maddesinin 3.fıkrası değiştirilmiş ve asliye ticaret mahkemesi ile asliye hukuk mahkemesi ve diğer hukuk mahkemeleri arasındaki ilişki görev ilişkisi olarak düzenlenmiştir.
Bir davanın ticari dava olup olmadığı TTK’nın 4. maddesinde gösterilen ilkelere göre belirlenmekte olup, ticari davalar kendi aralarında mutlak ticari davalar ve nispi ticari davalar olmak üzere ikiye ayrılmaktadır. Mutlak ticari davalar, tarafların tacir olup olmadığına ve işin bir ticari işletmeyi ilgilendirip ilgilendirmediğine bakılmaksızın sırf dava konusunun TTK’da düzenlenmesi nedeniyle ticari sayılan davalardır. Mutlak ticari davalar TTK’nın 4/1. maddesinde bentler hâlinde sayılmıştır. Bunların yanında Kooperatifler Kanunu (m.99), İcra ve İflas Kanunu (m.154), Finansal Kiralama Kanunu (m.31) gibi bazı özel kanunlarda belirlenmiş ticari davalar da bulunmaktadır. Bu gruptaki davaların ticari dava sayılabilmesi için taraflarının tacir olması veya ticari işletmeleriyle ilgili olması gibi şartlar aranmaz. TTK’nın 4/1. bendinde sınırlı olarak sayılan davalar arasında yer alması veya özel kanunlarda ticari dava olarak nitelendirilmesi yeterlidir. Bu davalar kanun gereği ticari dava sayılan davalardır.
Nispi ticari davalar ise, her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili olması hâlinde ticari nitelikte sayılan davalardır. TTK’nın 4/1.maddesine göre her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan ve iki tarafı da tacir olan hukuk davaları ticari dava sayılır. Bu hükme göre bir davanın ticari dava sayılabilmesi için, hem iki tarafın ticari işletmesini ilgilendirmesi hem de iki tarafın tacir olması gereklidir. Bu şartlar birlikte bulunmadıkça, uyuşmazlık konusunun ticari iş niteliğinde olması veya ticari iş karinesi sebebiyle diğer taraf için de ticari iş sayılması davanın ticari dava olması için yeterli değildir. Ticari iş karinesinin düzenlendiği TTK’nın 19/2. maddesi uyarınca, taraflardan biri için ticari iş sayılan bir işin diğeri için de ticari iş sayılması, davanın niteliğini ticari hale getirmez. TTK, kanun gereği ticari dava sayılan davalar haricinde, ticari davayı ticari iş esasına göre değil, ticari işletme esasına göre belirlemiştir. Hâl böyle olunca, işin ticari nitelikte olması davayı ticari dava hâline getirmez.
Ticari işletme, TTK’nın 11/1.maddesindeki tanıma göre; esnaf işletmesi için öngörülen sınırı aşan düzeyde gelir sağlamayı hedef tutan faaliyetlerin devamlı ve bağımsız şekilde yürütüldüğü işletmedir. Esnaf işletmesi ile ticari işletme arasındaki sınırın ise Bakanlar Kurulu tarafından çıkarılacak kararname ile belirleneceği hükme bağlanmıştır.Kanunda ticari işletme için herhangi bir miktarda gelir değil, esnaf işletmesi için öngörülen sınırı aşar düzeyde gelir sağlama amacı aranmıştır.
Türk Ticaret Kanunu’nun 3.maddesinde; “ticari iş” kavramı açıklanmış ve “Bu Kanunda düzenlenen hususlarla bir ticari işletmeyi ilgilendiren bütün işlem ve fiiller ticari işlerdendir.” denilmiştir.
Ticaret hayatının temel öznesi olan “tacir” de yine işletme kavramı bağlamında tanımlanmış ve “bir ticari işletmeyi kısmen de olsa kendi adına işleten kişi”ye tacir deneceği TTK’nın 12/1.maddesinde belirtilmiştir.
Türk Ticaret Kanunu tacir kavramını gerçek kişiler ve tüzel kişilerde ayrı ayrı ele almış, gerçek kişilerde tacir sıfatının kazanılması bir ticari işletmenin mevcut olması, bir ticari işletmenin işletilmesi ve ticari işletmenin kısmen de olsa o kişi adına işletilmesi unsurlarına bağlanmıştır. Tüzel kişi tacir kavramının kapsamı ise TTK’nın 16/1. maddesinde düzenlenmiştir.
Tarafların iddia ve savunmaları ile tüm dosya kapsamı değerlendirildiğinde; taraflar arasında düzenlenen 16/09/2020 tarihli sözleşme ile eser sözleşmesi ilişkisi kurulduğu, buna göre Antalya ili Manavgat ilçesi Taşağıl mevkii … ada …parsel sayılı taşınmaz üzerinde muz serası projesi yapımına ilişkin olduğu ,davacının yüklenici, davalının ise iş sahibi olduğu, davacı yüklenicinin davalı hakkında ilamsız takip başlattığı, mahkememizce yapılan tacir araştırması neticesinde davalının oda kayıtlarının bulunmadığı gibi işletme hesabı defteri tuttuğu ve gelirinin Vergi Usul Kanunu’nun 177. Maddesinde belirlenen sınırı aşmadığı böylelikle tacir sıfatının olmadığı tespit edilmiştir.
Yukarıda açıklanan kanun maddeleri ve tanımlar doğrultusunda olayda; dava TTK.nun 4/1-a-f bentlerinde sayılan mutlak ticari davalardan (tarafların tacir olup olmadığına bakılmaksızın) değildir. Davacının Limited şirket olduğu ve tacir sıfatını taşıdığı sabit ise de, davalının tacir olmadığı dolayısıyla davanın da hukuki niteliği itibariyle ticari dava olmadığı, bu nedenle uyuşmazlığın mahkememiz görev alanına girmediği anlaşılmıştır.
Görev, 6100 Sayılı HMK’nın 1. maddesi hükmü gereği kamu düzenine ilişkin olduğundan mahkemece yargılamanın her safhasında kendiliğinden gözetilmelidir. Bu durumda, davanın asliye hukuk mahkemesinin görevine girdiği gözetilerek görevsizlik kararı verilmesi gerekmiş aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Ayrıntıları yukarıda açıklandığı üzere;
1- Davanın 6100 sayılı Kanunun 114/1-c maddesi gereğince dava şartı yokluğu nedeniyle HMK’nun 115/2. Maddesi gereğince USULDEN REDDİ ile, Mahkememizin GÖREVSİZLİĞİNE, karar kesinleştikten sonra talep halinde dosyanın görevli ve yetkili Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesine,
2-Taraflardan birinin, H.M.K.’nun 20. Maddesi gereğince görevsizlik kararının kesinleşmesinden itibaren iki hafta içinde mahkememize başvurarak dava dosyasının görevli ve yetkili mahkemeye gönderilmesini talep edebileceği, aksi takdirde mahkememizce davanın açılmamış sayılacağına karar verileceğinin ihtarına
3-Dava dosyasının süresi içinde görevli mahkemeye aktarılması durumunda, harç ve yargılama giderlerinin HMK’nun 331/2 maddesi uyarınca görevli mahkemece nazara alınmasına,
4-Dosyanın gönderilmesi için süresi içinde başvuru yapılmadığı takdirde, HMK’nun 20/1 ve 331/2 maddeleri gereğince yapılacak işlemin mahkememizce dosya ele alınarak değerlendirilmesine,
Dair, davacı vekili ve davalı vekilinin yüzüne karşı kararın tebliğinden itibaren 6100 Sayılı Kanunun 345.maddesi gereğince 2 hafta içerisinde ilgili İstinaf Dairesi Başkanlığına sunulmak üzere Mahkememize verilecek dilekçe ile İstinaf yasa yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.19/01/2022

Katip …
E imzalı

Hakim …
E imzalı