Emsal Mahkeme Kararı Antalya 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/293 E. 2022/418 K. 27.05.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
ANTALYA
4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/293 Esas
KARAR NO : 2022/418
DAVA : Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 07/06/2021
KARAR TARİHİ : 27/05/2022

Mahkememizde görülmekte bulunan Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan)Menfi Tespit davasının yapılan açık yargılamasının sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ;
DAVA:Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davalı tarafından davalı aleyhine icra takibi başlatıldığını, takip dayanağı olarak ise, 28/06/2013 tanzim, 10/07/2013 vade tarihli 1.597,00TL bedelli bono ile 09/07/2013 tanzim, 20/07/2013 vade tarihli 466,00TL bedelli bononun gösterildiğini, ancak senedin ibraz edilmediğini, öncelikle davacının böyle bir borcu olmadığını, davalı tarafın ortada bir senet dahi yokken senetten kaynaklanan alacağa dayanarak takip yaptığını, bu nedenle, davacının davalıya borçlu olmadığının tespitine karar verilmesi gerektiğini, alacağın zamanaşımına uğradığını, bilindiği üzere takibin dayanağını oluşturan senedin (ki ortada böyle bir senet bırakın aslını sureti dahi yoktur) zamanaşımı nedeniyle kambiyo vasfını yitirdiğinden Yargıtayın yerleşmiş içtihatlarına göre yazılı delil başlangıcı hükmünde olduğunu, böyle bir senedin alacağın varlığını ispatlamak için tek başına yeterli olmadığını, temelde bulunan hukuki ilişkinin ispatının gerekmekte olduğunu, Ancak genel zamanaşımı süresi 5 yıl olduğundan, takibe konu alacağın
zamanaşımına uğradığını, davanın reddine karar verilmesini, Takip dosyasının dayanağı olduğu söylenen senetlerin ortada olmadığını, davacı tarafından davalıya böyle bir senet (bono) doldurulup verilmediğini, kaldı ki davacının Döşemealtı ilçesinde aktif olarak ticari faaliyetlerine devam ettiğini, takip konusu olan senetlerin kendisine ibraz edildiğinde duraksamaya yer kalmadan bedelini ödeyebilecek ekonomik güçte olduğunu, kaldı ki davalı tarafın yedi(7) yıl bekledikten sonra aktif ticari faaliyetine devam eden davacıya karşı takip yapmasının kötü niyetli olduklarını gösterdiği gibi ortada böyle bir borcun olmadığını da gösterdiğini, davacının davalı şirket ile senede dayalı ticari alışverişi de olmadığını, alacağın varlığını ve ödenmediğini ispat yükünün davalıda olduğunu, davalı tarafın her ne kadar alacağın senetten kaynaklandığını ileri sürmüş ise de davalının elinde zamanaşımına uğramış bir senet dahi olmadığını, davalının bu haksız ve kötü niyetli icra takibi ile davacının haciz baskısı altında tutmakta olduğunu, davacının aktif olarak ticari yaşantısını devam ettirmekte olup, icra takibinin durdurulmaması halinde davacının borçlu olmadığı takip miktarını ödemek zorunda kalacağını, bu durumda davacı açısından telafisi imkansız zararlar oluşacağını, bu nedenlerle, tedbiren icra takibinin durdurulmasına karar verilmesini talep ettiklerini, davacının takip nedeniyle borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini Öncelikle, haksız ve kötü niyetli icra Takibinin tedbiren durdurulmasına, davacıya ait taşınmaz, araç, banka hesapları ile diğer hak ve alacaklar üzerine konulan hacizlerin kaldırılmasına,
Davanın KABULÜ ile davacının borçlu olmadığının tespitine,
Alacağın %20’sinden aşağı olmayacak şekilde davalının tazminata mahkum edilmesine,
Yargılama giderleri ve vekâlet ücretinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP :Davalı tarafa dava dilekçesi usulüne uygun tebliğ edilmiş, ancak davalı davaya cevap vermediği gibi duruşmalara da iştirak etmemiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
Dava, İİK’nun 72. Maddesi gereği menfi tespit davasıdır.
Antalya Genel İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı takip dosyasının incelenmesinde; davalı alacaklı … Makina Sanayi ve Ticaret A.Ş. Tarafından davacı borçlu … aleyhine 1.597,00-TL asıl alacak, 466,00-Tl asıl alacak, 953,34.-TL işlemiş faiz, 277.03.-TL işlemiş faiz olmak üzere 3.293,37.-TL toplam alacak için ilamsız takip açıldığı görülmüştür.
Mali Müşavir Bilirkişi … raporunda sonuç olarak; Davacı tarafından 22.06.2021 tarihli dilekçe ekinde Avukat …’a 10.06.2021 tarihinde 3.750,00TL ödeme yapıldığına dair ödeme makbuzu sunulduğu, İbraz edilen davacı tarafın yeni TTK 64. maddesine göre 2013, 2014,2015 ve 2016 yıllarına ait işletme defterlerinin açılış tasdiklerinin zamanında yaptırıldığı, işletme defterinin kapanış tasdik
zorunluluğunun da bulunmadığı, Davalı tarafından sayın mahkemenizce tayin edilen inceleme gününde ticari defter ve belgelerin ibraz edilmediği Davacının işletme defter kayıtlarının incelenmesi neticesinde davalı ile ilgili herhangi bir kaydın olmadığı, Davacı yanın işletme tutmasından ötürü, işletme defterinden davacı tarafından davalıya bir senet verilip verilmediğinin tespitinin mümkün olmadığı, (işletme defteri, Muhasebe sisteminde tek taraflı kayıt sistemine göre tutulan bir defterdir İşletme defterinin sağ tarafında gelir, sol tarafında gider sayfaları vardır. Esnaf gider sayılan ödemelerini gider sayfasına, gelir sayılan tahsilatlarını gelir sayfasına yazar, tanımdan da anlaşılacağı üzere işletme defterinde gelir ve gider kaleminden başkaca bir kalemin olmadığı ve ödemelerinde bu nedenle tespit edilemediği sonuç ve kanaatine varmıştır.
Uyuşmazlık, dava konusu takip dosyasına esas iki adet senet sebebiyle ilamsız icra takibinden sonra açılan menfi tespit davasında İİK’nın 72. maddesi uyarınca borçlu olunmadığının tespiti istemine ilişkindir.
Davacı, senetlerin zamanaşımına uğradığını, davalı ile aralarında ticari bir ilişkinin bulunmadığını, davalıya borçlarının bulunmadığını ileri sürmüştür.
Borcun zamanaşımına uğradığına yönelik iddia yönünden; Alacak takip talebinden önce zamanaşımına uğramış ise, bunun herhalde ödeme emrinin tebliği üzerine borçlu tarafından itirazen ileri sürülmesinde zorunluluk vardır. Aksi halde takip tarihinden önce gerçekleşmiş olan zamanaşımına dayanılarak takibin iptali istenmeyeceği gibi zamanaşımı borcun rızaen ödenmesini engellemediğinden icrada ödenmiş olan böyle bir borcun geri alınması da dava edilemez. ( 6098 sy. TBK’nın 78/2. md.) Başka bir ifade ile icra takibine karşı borçlunun zamanaşımı savunmasında bulunmaması, bu itirazından vazgeçme anlamında kabulü gerekir.(Yargıtay HGK’nun 15.04.1972, 265/242 sy. Kararı). Aynı nedenlerle ödeme emrine karşı zamanaşımı savunmasında bulunmayan veya hiç itiraz etmeyen borçlunun artık borcun zamanaşımından uğradığından bahisle menfi tespit davası açması mümkün değildir. (Kuru, Baki, İcra ve İflas hukukunda Menfi Tespit ve istirdat Davası, Ankara-2003, syf.40-41; Aynı yönde Yargıtay. 11. HD 06.02.1984, 487/541, 15. HD 27.10.1978, 2036/2071, 15. HD 21.05.1993, 3966/2466 ). Bu durumda davacının dava konusu senetlerin zamanaşımına uğradığı için talep edilemeyeceğine dair iddiasına değer verilmemiştir.
Ancak davacı taraf eldeki menfi tespit davasında davacı davalı ile aralarında bir borç ilişkisi bulunmadığını da iddia ettiğine göre, ispat yükü davalı alacaklı üzerindedir. Takibe dayanak yapılan bonolar, 3 yıllık zamanaşımı süresi içinde icraya konulmadığından kambiyo senedi niteliğini yitirmiş olup; bu senet tek başına temel ilişkiyi ispat açısından yeterli bir belge olarak kabul edilemez. Ne var ki, davacının imzasını taşıyan bu belge HMK’nun 202.maddesi hükmü gereğince yazılı delil başlangıcı sayılır ve aradaki temel ilişki 10 yıllık zamanaşımı süresine tabi olup, henüz bu süre dolmamıştır. Buna göre ispat yükü üzerinde olan davalı alacaklı iddiasını diğer delillerle ispat etmek zorundadır. Ancak davalı tarafça bu hususta ispat vasıtası ileri sürülmemiştir.
Davacı vekili 28/09/2021 tarihli dilekçesi ile takip dosyasında talep edilen 3.750,00-TL bedelin ödendiğini davaya istirdat davası olarak devam edilmesini talep etmiştir.
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 2017/(19)11-831 E, 2021/1622 K sayılı emsal ilamında da belirtildiği üzere; menfi tespit davası icra takibinden önce sonuçlanmaz ve ihtiyati tedbir kararı verilmemiş olması (veya ihtiyati tedbir kararının kaldırılması) nedeniyle, (menfi tespit davası görülmekte iken) borç alacaklıya (davalıya) ödenmiş olursa, menfi tespit davasına istirdat davası olarak devam edilir (Kuru, Baki: İstinaf Sistemine Göre Yazılmış İcra ve İflâs Hukuku Ders Kitabı, Ankara, 2017, s. 146). Bu durumda İİK’nın 72/6 maddesi gereğince bedele dönüşen isteminin temeli menfi tespit davasıdır.
Yukarıda açıklanan gerekçelerle tüm dosya kapsamının incelenmesi neticesinde; davanın istirdat davasına dönüşmesi, icra dosyası kapsamı dikkate alınarak; Davanın kabulü ile, dava değeri de dikkate alınarak, talepten fazlaya hükmedilemeyeceğinden, 3.293,37 TL’nin dava tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davacıdan alınarak davalıya verilmesine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Ayrıntıları yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın KABULÜ İLE; davacının Antalya Genel İcra Dairesi’nin … esas sayılı dosyasından davalıya borçlu olmadığının tespitine, yargılama sırasında ödendiği anlaşılan dava değeri de dikkate alınarak 3.293,37-TL’nin ödeme tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,
2-Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 224,97-TL harçtan peşin olarak alınan 59,30.- TL harcın mahsubu ile bakiye 165,67.-TL harcın davalıdan tahsili ile HAZİNEYE GELİR KAYDINA,
3-Davacı kendini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi Gereğince hesaplanan 3.293,37.-TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya VERİLMESİNE,
4-Davacı tarafından yapılan 626,00.-TL tebligat, ilk dava gideri 127,10.-TLolmak üzere toplam 753,10.-TL yargılama giderinin davalıdan tahsili ile davacıya VERİLMESİNE,
5-6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu 18/13 ve Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği 26/2. Maddeleri, 6100 sayılı HMK 297/1-ç, 326.maddeleri uyarınca, arabuluculuk faaliyeti sonunda tarafların anlaşamamaları halinde iki saatlik ücret tutarı tarifenin birinci kısmına göre ileride haksız çıkan taraftan tahsil olunmak üzere Adalet Bakanlığı bütçesinden ödeneceği öngörüldüğünden 1.320,00.–TL’nin DAVALIDAN ALINARAK HAZİNEYE GELİR KAYDINA,
6-Davacı tarafından kullanılmayan gider avansının karar kesinleştiğinde istek aranmaksızın davacıya İADESİNE,
Dair, davacı vekili Av. … yüzüne karşı davalı tarafın yokluğunda verilen karar miktar itibariyle KESİN olmak üzere açıkça okunup usulen anlatıldı.27/05/2022

Katip …
E imzalı

Hakim …
E imzalı