Emsal Mahkeme Kararı Antalya 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/275 E. 2021/525 K. 08.09.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
ANTALYA
4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2021/275
KARAR NO : 2021/525
TALEP/İŞ : Zayi Belgesi Verilmesi
TALEP/İŞ TARİHİ : 27/05/2021
KARAR TARİHİ : 08/09/2021

Mahkememizde görülmekte olan Zayi Belgesi Verilmesi İŞİNİN yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Talep eden vekili, dilekçesinde özetle; müvekkiline ait, … ilçesi, … Mahallesi, … sokak no: …/… adresindeki … isimli ticari işletmesine ait belgelerin zayi olduğunu, ekte sunulan … tarihli şikayetçi ifade tutanağında karar defteri, ortaklar pay defteri ve müvekkile ait … marka … modeli … … W lastikli iş makinesine ait belgelerin muhasebeciye götürülürken kaybolması sebebiyle evrakların zayi olduğunu beyan ettiğini, davaya konu iş makinesinin 20 yıl aşkın süredir müvekkili tarafından kullanıldığını, bu nedenle TOBB dan iş makinesine ait belgelerin temin edilemediğini, bunun için de zayi belgesi talep ettiklerini, beyan ederek; zayi belgesi talebinde bulunmuştur.
Antalya Kurumlar Vergi Dairesinin … tarihli yazısı ve ekleri, Antalya Vergi Dairesi Denetim Başkanlığının … tarihli yazısı ve ekleri, Antalya SGK İl Müd’nün … tarihli yazısı ve ekleri, Antalya Ticaret Sicil Müdürlüğünden gelen yazılar dosya arasına alınmıştır.
Talep, “zayi belgesi verilmesi” talebindir.
6102 s. TTK.nın 82/1. maddesine göre, “Her tacir; a)Ticari defterlerini, envanterleri, açılış bilânçolarını, ara bilânçolarını, finansal tablolarını, yıllık faaliyet raporlarını, topluluk finansal tablolarını ve yıllık faaliyet raporlarını ve bu belgelerin anlaşılabilirliğini kolaylaştıracak çalışma talimatları ile diğer organizasyon belgelerini, b)Alınan ticari mektupları, c)Gönderilen ticari mektupların suretlerini, d)64 üncü maddenin birinci fıkrasına göre yapılan kayıtların dayandığı belgeleri, sınıflandırılmış bir şekilde saklamakla yükümlüdür.”
6102 s. TTK.nın 82/7. maddesine göre de, “Bir tacirin saklamakla yükümlü olduğu defterler ve belgeler; yangın, su baskını veya yer sarsıntısı gibi bir afet veya hırsızlık sebebiyle ve kanuni saklama süresi içinde zıyaa uğrarsa tacir zıyaı öğrendiği tarihten itibaren onbeş gün içinde ticari işletmesinin bulunduğu yer yetkili mahkemesinden kendisine bir belge verilmesini isteyebilir. Bu dava hasımsız açılır. Mahkeme gerekli gördüğü delillerin toplanmasını da emredebilir.”
Tacirin ziyaı öğrendiği tarihten itibaren 15 gün içerisinde ticari işlemesinin bulunduğu yerdeki yetkili mahkemeden zayi belgesi verilmesini talep edebileceğini düzenlemiştir Maddede öngörülen 15 günlük süre hak düşürücü süredir ve mahkemelerce resen gözönünde tutulur . (Yargıtay 11. H.D.nin 27.06.2002 Tarih 2002/3160 E. 2002/6688 K. sayılı ilamı bu yöndedir )
Somut olayda, talep edenin, kolluktaki ifadesinin tarihi, … ‘tir. İfadesinde, yaklaşık … gün önce kayıptan bahsetmektedir. İş bu talebin yapılma tarihi, …’dir. Her ne kadar “yaklaşık 10 gün” ibaresi kullanılsa da 10 günü tam kabul etsek dahi, 14 üncü gün talebin mahkememize yapıldığı anlaşılmaktadır. Bu halde dahi, talep, hak düşürücü süre içinde yapılmıştır. İddia edilen zıyanın daha önceki tarihte olduğuna ilişkin ise bir bilgi ve belge dosyada mevcut değildir. Talep, kabule göre, hak düşürücü süre içindedir.
Tekrar dosyaya dönüldüğünde; Yargıtay 11. HD’nin 2014/13570 Esas, 2014/19439 Karar sayılı ilamında da belirtildiği üzere; Madde metninde yangın, su baskını veya yer sarsıntısı ibarelerinden sonra yer alan “gibi” sözcüğüyle benzer olayların kastedildiği, zıya haline ilişkin sınırlı sayıda bir düzenleme getirilmediği anlaşılmaktadır. (YHGK. 5.10.1984 tarih, 82/11-852e., 84/788k.).
Talep eden vekili, duruşmada; delillerini bildirdiklerini, taleplerinin kabul edilmesini talep etmiştir.
Genel olarak söylemek gerekir ki; Türk Ticaret Kanunu, tacire, bütün ticarî faaliyetlerinde, basiretli bir iş adamı gibi hareket etme yükümlülüğü getirmiştir. Dosyada talep eden şirket ticaret şirketidir ve TTK gereği tacirdirler.
Basiret, sağduyu, ilim, tecrübe ve feraset ışığıyla görüp sezmeye ve bilip değerlendirmeye esas teşkil eden konuları etraflıca ve tam olarak kavrayabilmedir.(KARAHAN, Sami, Ticarî İşletme Hukuku, 6102 Sayılı TTK. ile 6098 Sayılı TBK. ve 6100 Sayılı HMK‟ya Göre Güncellenmiş 20 Baskı, Konya 2011, s. 86; AYHAN, Rıza, Ticarî İşletme Hukuku, Ankara 2007, s. 203) Basiret, tacirin ticarî işletmesiyle ilgili olarak, fiilî ve hukukî işlemlerde göstermesi gereken dikkat, tedbir ve objektif özen yükümlülüğü demektir. Tacir, tüm bu hukukî ve fiilî işlemlerini yaparken, ticarî hayatın gerektirdiği tüm tedbirleri almalı ve meydana gelebilecek değişmeleri önceden tahmin etmeye çalışarak yükümlülük altına girmesi gereklidir. Tacirden beklenen basiretin ne olduğu kanundan değil ticarî hayattan, özellikle ticarî teamüllerden çıkartılabilir. (KİZİR, Mahmut., “Yargıtay Kararları Işığında Basiretli İşadamı Gibi Hareket Etme Yükümlülüğünün Sözleşmenin Değişen Şartlara Uyarlanmasına Etkisi”, Selçuk Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dergisi, Cilt: 19 Sayı: 2 Yıl: 2011, s. 245-283)
Talep eden dilekçesinde özetle; müvekkilinin … tarihli şikayetçi ifade tutanağında karar defteri, ortaklar pay defteri ve müvekkile ait … marka … modeli … … W lastikli iş makinesine ait belgelerin muhasebeciye götürülürken kaybolması sebebiyle evrakların zayi olduğunu beyan ettiğini beyan etmiştir. İlgili şikayet ifadesine bakıldığında özetle talep eden temsilcisi; talep eden şirketin sahibi olduğunu, maliye işlemleri için yaklaşık … gün önce … mahallesi, … sokak No: …/…/… sayılı adreste bulunan yazıhanesinden şirkete ait evrakları, belgeleri … Yıl caddesi üzerinde bulunan … muhasebecilik isimli yere götürdüğünü ancak muhasebeciye vardığında bahse konu şirketine ait içeriklerini ve varsa seri numaralarını hatırlayamadığı ortak pay defterinin, karar defterinin ve yine şirketine ait iş makinesine ait faturanın eksik olduğunu gördüğünü, bu evrakları muhasebeciye götürürken kendinin götürdüğünü, olmadığını farkedince geldiği yoldan geri doğru yola bakarak gittiğini ama belgeleri bulamadığını, evrakları nerede düşürdüğünü hatırlayamadığını beyan etmiştir.
Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin 2015/11186 Esas 2016/5704 Karar sayılı 25/05/2016 tarihli ilamında da açıklandığı üzere, zayi belgesi istenebilmesi için tacirin defterlerini muhafazada gereken dikkat ve özeni göstermiş bulunması gereklidir. (Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 11. HD., 2018/2457 Esas , 2019/306 Karar sayılı ilamı) Hangi olaya dayandırılırsa dayandırılsın zayi iddiasının samimi ve inandırıcı olması, hayatın mutad cereyanına açıkca aykırı düşmemesi gerekir. (Yargıtay 11. HD’nin 2016/6084 E, 2018/155 K).
Emsal ilamlar;
“Mahkemece, tüm dosya kapsamına göre, tacirin basiretli bir tacir olarak ticari defter ve belgelerini işletme merkezinde muhafaza etmesi ve korunması için gerekli tedbirleri alması gerektiği, davacı tarafın defterlerin mutad olarak bulunması gereken yer dışında tuttuğu, muhafaza tedbirlerini almayarak kusurlu davrandığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.
Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davacı vekilinin tüm temyiz itirazları yerinde değildir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerden dolayı, davacı vekilinin bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün onanmasına”
(Yargıtay 11. HD., 2017/3973 esas, 2019/918 karar, Tar. 06/02/2019)
“Mahkemece, tüm dosya kapsamına göre, her tacirin ticari defterlerini saklamakla yükümlü olduğu, yönetim kurulu karar defterinin ticari defter olarak tanımlandığı, ticari defterlerin bir afet veya hırsızlık nedeniyle kanuni saklama süresi içinde zayi olması halinde bu konuda mahkemeden belge verilmesinin istenebileceği, davacı tarafça zayi olduğu bildirilen deftere yönelik olarak afet ya da hırsızlık iddiasında bulunulmadığı, tadilat sırasında irade dışı halin gerekçe gösterildiği, davacı şirketin tacir olarak tacir olmanın hüküm ve sonuçları kapsamında basiretli davranma yükümlülüğü altında olduğu, davaya konu edilen defterin kasaya alınması, özenle korunması ve saklanması gerektiği, davacı şirketin bu yönden gerekli özeni göstermediği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.
Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davacı vekilinin tüm temyiz itirazları yerinde değildir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerden dolayı, davacı vekilinin bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün onanmasına”
(Yargıtay 11. HD., 2016/7928 esas, 2018/1952 karar, Tar. 14/03/2018; Başkaca benzer ilamlar Yargıtay 11. HD., 2016/12441 esas, 2018/1315 karar; 2016/6941 esas, 2018/727 karar)
Tüm dosya kapsamına göre; talep edenin basiretli iş adamı gibi gerekli dikkate ve özeni göstermediği kendi ifadesinden açıkça anlaşılmaktadır. İddiaya konu belge ve defterlerin nitelikleri gereği belli bir hacme sahip oldukları hayatın olağan akışı gereğidir. Talep eden, bu belgeleri muhasebeciye götürürken düşürmüş olabileceğini, geriye gelerek yola baktığında da görmediğini, bulamadığını beyan etmektedir. Talep eden, belgelerin ve defterlerin zayi olmaması için gerekli önlemleri almamış, dikkati göstermemiştir. Bu nedenle, talebin reddi gerekmiştir.
Yukarıda anılan gerekçe yanında, belirtildiği üzere, 6102 s. TTK.nın 82/7. maddesine göre de, “Bir tacirin saklamakla yükümlü olduğu defterler ve belgeler; yangın, su baskını veya yer sarsıntısı gibi bir afet veya hırsızlık sebebiyle ve kanuni saklama süresi içinde zıyaa uğrarsa tacir zıyaı öğrendiği tarihten itibaren onbeş gün içinde ticari işletmesinin bulunduğu yer yetkili mahkemesinden kendisine bir belge verilmesini isteyebilir. Bu dava hasımsız açılır. Mahkeme gerekli gördüğü delillerin toplanmasını da emredebilir.” Yargıtay 11. HD’nin 2014/13570 Esas, 2014/19439 Karar sayılı ilamında da belirtildiği üzere; Madde metninde yangın, su baskını veya yer sarsıntısı ibarelerinden sonra yer alan “gibi” sözcüğüyle benzer olayların kastedildiği, zıya haline ilişkin sınırlı sayıda bir düzenleme getirilmediği anlaşılmaktadır. (YHGK. 5.10.1984 tarih, 82/11-852e., 84/788k.).
Sınırlı bir düzenleme getirilmediği yargı kararlarınca belirtilse de, madde metninden anlaşılacağı üzere, irade dışı olayların temel alındığı görülmektedir. “Gibi bir afet veya hırsızlık” bütünleyici söyleyişinden bu husus anlaşılmaktadır. Burada sınırlı sayıda olmamasının yöneldiği amacı düşündüğümüzde, yıldırım çarpması, bina yıkılması gibi de olayların ziyaya sebebiyet verebileceği veya belli bir ağırlıkta olmasının aranmayacağı hususları anlaşılabilir. Oysaki, talep eden, yolda yürürken kaybettiğini beyan etmektedir. Kanun koyucunun amacının, böyle bir halde, ziya belgesi alınmasını sağlamak olmadığı mahkememizin kabulündedir. Kabule göre, bu nedenle de talep yerinde değildir.
Tüm dosya kapsamı, yukarıdaki açıklamalar, sebepler ışığında, talebin reddine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM/Ayrıntısı gerekçeli kararda açıklandığı üzere;
1-Talebin REDDİNE,
2-Talep eden tarafça yatırılan harçların mahsubu ile hazineye gelir kaydına, bakiye harç alınmasına yer olmadığına, harçların talep eden üzerinde bırakılmasına,
3-Talep eden tarafça yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
4-Talep eden tarafça yatan gider avansından harcanmayan kısmın hüküm kesinleştiğinde UYAP üzerinden kontrolü de sağlanarak davacı tarafa iadesine, karardan sonra tebligat ve benzeri masraflar için gider avansının kullanılması davacı tarafından istenirse tebligat ve benzeri için yapılacak masraflar düşüldükten sonra arta kalan miktarının UYAP üzerinden kontrolü sağlanarak karar kesinleştiğinde talep eden tarafa iadesine,
Dair, talep eden vekili Sn. Av. …’un yüzüne karşı kararın tebliğinden itibaren 6100 Sayılı Kanunun 345.maddesi gereğince 2 hafta içerisinde ilgili İstinaf Dairesi Başkanlığına sunulmak üzere Mahkememize verilecek dilekçe ile İstinaf yasa yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.08/09/2021

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır

¸ Bu evrak 5070 sayılı yasaya uygun olarak elektronik imza ile imzalanmıştır