Emsal Mahkeme Kararı Antalya 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/267 E. 2021/616 K. 07.10.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
ANTALYA
4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2021/267 Esas
KARAR NO : 2021/616
DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 21/05/2021
KARAR TARİHİ: 07/10/2021
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili mahkememize sunmuş olduğu dava dilekçesinde, davalı aleyhine müvekkili şirket tarafından, taraflar arasındaki ticari münasebetten kaynaklanan, …tarihli 10.391,08 TL, … tarihli 8.404,55 TL, ve … tarihli 9.041,75 TL’lik fatura ile alacağın sabit olduğunu, alacağın ödenmemesi üzerine Antalya Genel İcra Dairesinin … sayılı dosyasında icra takibi başlatıldığını, itiraz üzerine müvekkilin yeniden mağdur edildiğini, arabuluculuk görüşmelerinden anlaşma sağlanamadığını, haksız ve kötü niyetle itiraz eden borçlu aleyhine %20’sinden aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesini, yargılama gideri ile vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesini dava ve talep etmiştir.
Davalı tarafın cevap dilekçesi sunmadığı görüldü.
DELİLLER: Dosyada tüm deliller toplanmış, Antalya Genel İcra Dairesinin … Esas sayılı dosyası celp edilmiş, dosya tarafların ticari defterleri üzerinde inceleme yaptırılmak üzere mali müşavir bilirkişiye tevdi edilmiş ve bilirkişinin mahkemeye sunmuş olduğu … tarihli raporda,
Hukuksal durumun ve delillerin değerlendirilmesi ile davacının talep ettiği alacağa hak kazanıp kazanmadığı hususundaki nihai takdir Mahkemenize ait olmak üzere, tarafımca dosyada mevcut bilgi ve belgeler ile davacı tarafın sunduğu ticari defterlere dayalı olarak yapılan inceleme neticesinde,
1-Taraflar arasında, 2020 yılında e-arşiv faturalar ile ‘Numune Kabı’ alımı / satımı yapılarak ticari ilişki kurulduğu, tarafların bağlı vergi dairelerine Form BA ve Form BS ile alım ve satımlarını uyumlu olarak beyan ettiği,
2-Davacının ticari defterlerinin usulüne uygun olarak süresinde yasal açılış / kapanış tasdiklerinin yapıldığı, defterlerinin birbirini doğruladığı, ve sahibi lehine delil vasfı taşıyabileceği, davalının ise defter inceleme gününde defterlerini incelemeye ibraz etmedği,
3-Davacının takip tarihi itibariyle ticari defterlerinde davalıdan 19.999,98 TL alacağının kayıtlı olarak yer aldığı, ancak takipte talep edilen 27.837,38 TL asıl alacak tutarı ile uyumlu olmadığı, tespit edildiğini bildirir rapor sunmuştur.
DEĞERLENDİRME VE GEREKÇE:
Dava; ticari satımdan doğan alacağın tahsili amacıyla girişilen icra takibine vaki itirazın iptali davasıdır.
İİK. 67/1. Maddesinde: “Takip talebine itiraz edilen alacaklı, itirazın tebliği tarihinden itibaren bir sene içinde mahkemeye başvurarak, genel hükümler dairesinde alacağının varlığını ispat suretiyle itirazın iptalini dava edebilir.” düzenlemesi mevcuttur.

Davanın bir yıllık hak düşürücü sürede açıldığı anlaşılmıştır.
Taraflar arasındaki uyuşmazlık; borcun varlığı , miktarı ve ferileri noktasında toplanmaktadır.
Her iki tarafın tacir olduğu davada ticari defter incelenmesi yapılması mahkememizce uygun görülmüştür.
Ticari defterlerin hangi şartlarda sahibi lehine delil olacağı HMK’nun 222. Maddesinin üçüncü bendinde düzenlenmiştir. Üçüncü bentte 22.07.2020 Tarihli 7251 Sayılı Kanunun 23. Maddesi ile önemli bir değişiklik yapılmıştır. Hukuk Muhakemeleri Kanunu 222/3 maddesinin önceki hali “ İkinci fıkrada belirtilen şartlara uygun olarak tutulan ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması veya ilgili hususta hiç bir kayıt içermemesi yahut defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerekir. Bu şartlara uygun olarak tutulan defterlerdeki sahibi lehine ve aleyhine olan kayıtlar birbirinden ayrılamaz..” şeklinde iken; Hukuk Muhakemeleri Kanunun (Değişik 22.07.2020-7251-23) 222/3 maddesi “İkinci fıkrada belirtilen şartlara uygun olarak tutulan ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması veya diğer tarafın ticari defterlerini ibraz etmemesi yahut defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerekir. Diğer tarafın ikinci fıkrada yazılan şartlara uygun olarak tutulan ticari defterlerinin, ilgili hususta hiçbir kayıt içermemesi hâlinde ticari defterler, sahibi lehine delil olarak kullanılamaz. Bu şartlara uygun olarak tutulan defterlerdeki sahibi lehine ve aleyhine olan kayıtlar birbirinden ayrılamaz.” şeklinde değiştirilmiştir. Görüldüğü gibi 22.07.2020 Tarih 7251 Sayılı Kanunun 23. Maddesi ile HMK 222. Maddesinin üçüncü bendinde “ilgili hususta hiç bir kayıt içermemesi” ibaresi “diğer tarafın ticari defterlerini ibraz etmemesi” şeklinde değiştirilmiş ve fıkraya birinci cümleden sonra gelmek üzere “Diğer tarafın ikinci fıkrada yazılan şartlara uygun olarak tutulan ticari defterlerinin, ilgili hususta hiçbir kayıt içermemesi hâlinde ticari defterler, sahibi lehine delil olarak kullanılamaz.” cümlesi eklenmiştir.
Bu durumda üçüncü bendin yeni hali ile her iki tarafın ticari defterlerinin delil olarak gösterildiği durumlarda mahkemece ticari defterlerin ibrazına karar verilmiş, ispat yükü kendisinde olan taraf ticari defterlerini ibraz etmiş ve ibraz edilen ticari defterlerin kanuna uygun tutulduğu, açılış ve kapanış onaylarının süresinde yapıldığı, uyuşmazlık konusu kayıtların defterlerinde yer aldığı ve defterlerinin birbirini teyit ettiğinin anlaşılması halinde karşı taraf kesin süre içinde ticari defterlerini ibraz etmemiş ise ispat yükü kendisinde olan tarafın ticari defterlerindeki kayıtlar lehine delil olarak kabul edilecektir.
Somut uyuşmazlığın çözümü amacıyla taraflara ticari defterlerini sunmak üzere kesin mehil verilmiş ,kesin mehil içerisinde davacı taraf defterlerini sunmuş ,davalı taraf ise defterlerini sunmamıştır .Davacının defter kayıtlarına göre takip tarihi itibari ile davacının davalıdan 19.999,98 TL alacaklı olduğunun kayıtlı olduğu tespit edilmiştir.
Tüm dosya kapsamı yukarıdaki açıklamalar ışığında değerlendirildiğinde; mahkememizce sahibi lehine delil teşkil eden davacı tarafın defterleri ve hüküm kurmaya ve denetime elverişli, oluşa ve yasaya uygun görülen bilirkişi raporu doğrultusunda davacının takip tarihi itibariyle davalıdan 19.999,98 TL alacaklı olduğu kanaatine varılmıştır.

Yargıtay 19.Hukuk Dairesi’nin 20.06.2016 tarih 2016/2941 E. 2016/10949 K. Sayılı ilamında “Dava konusu icra takibine konu alacak faturaya dayanmaktadır. Dolayısıyla alacak likit, bir başka deyişle bilinebilir, belirlenebilir bir alacaktır. Mahkemece bu husus gözetilerek davacı yararına İİK.nun 67/2 maddesi uyarınca icra inkar tazminatına hükmedilmesi gerektiği” belirtildiğinden davacı yararına hükmolunan alacağın %20’si oranında icra inkar tazminatına da karar vermek gerekmiştir.
Açıklanan tüm bu sebeplerle davanın kısmen kabulüne, kısmen reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM: Ayrıntısı gerekçeli kararda açıklandığı üzere;
1-Davacının davasının KISMEN KABULÜNE, KISMEN REDDİNE,
Buna göre davalının Antalya Genel İcra Dairesinin … Esas sayılı takip dosyasındaki itirazının kısmen iptali ile, takibin 19.999,98 TL asıl alacak üzerinden devamına,
2-Hükmolunan alacağın %20’si tutarındaki 3.999,00 TL icra inkar tazminatının davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
3-Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 1.366,19 TL harçtan peşin alınan 348,75 TL nin mahsubu ile, eksik alınan 1.017,44 TL nin davalıdan alınarak hazineye irad kaydına,
4-6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu 18/13 ve Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği 26/2. Maddeleri, 6100 sayılı HMK 297/1-ç, 326.maddeleri uyarınca, arabuluculuk faaliyeti sonunda tarafların anlaşamamaları halinde iki saatlik ücret tutarı tarifenin birinci kısmına göre ileride haksız çıkan taraftan tahsil olunmak üzere Adalet Bakanlığı bütçesinden ödeneceği öngörüldüğünden; 371,63 TL’nin davacıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
5-6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu 18/13 ve Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği 26/2. Maddeleri, 6100 sayılı HMK 297/1-ç, 326.maddeleri uyarınca, arabuluculuk faaliyeti sonunda tarafların anlaşamamaları halinde iki saatlik ücret tutarı tarifenin birinci kısmına göre ileride haksız çıkan taraftan tahsil olunmak üzere Adalet Bakanlığı bütçesinden ödeneceği öngörüldüğünden; 948,36 TL’nin davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
6-Davacı tarafından yapılan ilk dava masrafı, posta ve bilirkişi ücretinden ibaret toplam 1.040,05 TL nin davanın kabul ve red oranına göre hesaplanan 747,20 TL nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
7-Yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesaplanan 4.080,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
8-Taraflarca yatırılan ve kullanılmayan gider avansı ve varsa teminatın karar kesinleştiğinde taraflara iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı kararın tebliğinden itibaren 6100 Sayılı Kanunun 345.maddesi gereğince 2 hafta içerisinde ilgili İstinaf Dairesi Başkanlığına sunulmak üzere Mahkememize verilecek dilekçe ile İstinaf yasa yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.
07/10/2021

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır