Emsal Mahkeme Kararı Antalya 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/266 E. 2021/555 K. 15.09.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
ANTALYA
4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/266
KARAR NO : 2021/555
DAVA : Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 20/05/2021
KARAR TARİHİ : 15/09/2021

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı, dava dilekçesinde özetle; … Devlet Hastanesi karşısındaki … Belediyesine ait 112 acil büfenin işletilmesi işinin kapalı zarf usulüyle ihaleye çıkarıldığında kendisinin de ihaleye iştirak ederek 2016 yılında Kepez Belediye Başkanlığından ihale ile işletilme hakkını aldığını, işletilmeye hazır hale getirebilmek için gerekli olan tüm masraf ve giderleri karşılayarak işletmeye başladığını, yaptığı masrafların o günün piyasa fiyatına göre 200.000,00 TL civarında olduğunu, bugünkü 4/4 lük durumuna kendisi tarafından getirildiğini, bazı sorunlar nedeniyle belediyenin sözleşmeyi 2017 yılında feshettiğini, tekrar ihalesinin 30/05/2017 yılında olacağının belediye tarafından ilan edildiğini, kendisinin ise ihaleye girmesinin yasaklandığını, kendisi adına ihaleye girmesi için köylüsü ve çocukluk arkadaşı …’i tercih ettiğini, 2017/2019 yıllarında bu kişi ile adi ortaklık şeklinde hukuki ve ticari ilişki başlattıklarını, …’in, kendi hakkını vermemek için suçlar işlediğini ve hüküm giydiğini, kararın kesinleştiğini, adi ortaklıklarının sözlü olduğunu beyan ederek; adi ortaklığın 30/05/2017 yılında başladığının ve halen devam ettiğinin tespitine, bu tarihten itibaren dava tarihine kadar olan adi ortaklığın yıllık net karlarının bilirkişilerce tespitine, tespit edilecek tarafına ödenmeyen kar paylarının davalılardan muacceliyet tarihlerinden itibaren ticari faizi ile birlike müteselsilen tahsiline, adi ortaklığa kayyım atanmasına, bizzat işçi olarak çalıştığı 2 yıllık süredeki işçilik ücretlerinin, bağ kur primlerinin ödenmesini, manevi tazminata karar verilmesini talep etmiştir.
Davalılar vekili cevap dilekçesinde özetle; davayı kabul etmediklerini, müvekkili …’in devlet memuru olduğundan, ticari iş ile ilgilenemeyeceğinden hakkındaki davanın reddine karar verilmesini, iddia edildiği üzere adi ortaklık ilişkisi bulunmadığını, bu iddialarının sebebinin davacının ihaleden yasaklanması nedeni ile, ihaleyi müvekkili …’in alması olduğunu, davacının zarara uğradığını düşünmesi olduğunu, davacının devamlı rahatsız ettiğini beyan ederek, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Dava adi ortaklığın tespiti ve adi ortaklıktan dava dilekçesinde bahsedilen masraf kalemlerinin tahsili talebinden ibarettir.
Adi ortaklık; iki ya da daha fazla kişinin emeklerini ve mallarını ortak bir amaca erişmek üzere birleştirmeyi üstlendikleri sözleşmedir (TBK. 620/1 md.). Diğer bir anlatımla, adi ortaklık; birbirini tanıyan, birbirlerinin kabiliyet ve şahsiyetlerine güvenen, eşit ve aynı durumda olan gerçek veya tüzelkişilerin, müşterek amacın gerçekleştirilmesini sağlayacak vasıtaları (sermaye paylarını) ortaklığa getirme konusunda karşılıklı ve uygun irade beyanlarının birbirine ulaşmasıyla teşkil eden bir kişi topluluğudur.
Mahkemelerin görevi dava şartıdır. Mahkemenin davanın esası hakkında yargılama yapabilmesi için varlığı ve yokluğu gerekli olan hallere ise dava şartları denir (KURU/Baki// ARSLAN/Ramazan// YILMAZ/Ejder., Medeni Usul Hukuku (Ders Kitabı), Ankara 2005, s. 303)Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun 188. maddesinde, “Hakimin re’sen nazarı dikkate alması kanunen iktiza eden hususlar” deyimi ile dava şartlarının kastedildiği ve bu nedenle dava şartlarının mahkemece kendiliğinden gözetileceği hususu öğretide de kabul edilmektedir(Yargıtay Hukuk Genel Kurulu, 2005/9-546 E.N , 2005/611 K.N., 26/10/2005). 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu m. 115’e göre; mahkeme, dava şartlarının mevcut olup olmadığını, davanın her aşamasında kendiliğinden araştırır. Taraflar da dava şartı noksanlığını her zaman ileri sürebilirler. Mahkeme, dava şartı noksanlığını tespit ederse davanın usulden reddine karar verir. Ancak, dava şartı noksanlığının giderilmesi mümkün ise bunun tamamlanması için kesin süre verir. Bu süre içinde dava şartı noksanlığı giderilmemişse davayı dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddeder.
Görev kuralları kamu düzenindendir ve re’sen dikkate alınır, dava şartıdır. Bu nedenle mahkememizin görevli olup olmadığının irdelenmesi gerekmektedir.
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 2017/17-1097 esas, 2019/458 karar sayılı emsal ilamında da belirtildiği üzere; Ticari davalar, mutlak ticari davalar, nispi ticari davalar ve yalnızca bir ticari işletmeyle ilgili olmasına rağmen ticari nitelikte kabul edilen davalar olmak üzere üç gruba ayrılır.
Mutlak ticari davalar, tarafların tacir olup olmadığına ve işin bir ticari işletmeyi ilgilendirip ilgilendirmediğine bakılmaksızın ticari sayılan davalardır. Mutlak ticari davalar, TTK’nın 4/1. maddesinde bentler hâlinde sayılmıştır. Bunların yanında Kooperatifler Kanunu (m.99), İcra ve İflas Kanunu (m.154), Finansal Kiralama Kanunu (m.31), Ticari İşletme Rehni Kanunu (m.22) gibi bazı özel kanunlarda belirlenmiş ticari davalar da bulunmaktadır. Bu guruptaki davaların ticari dava sayılabilmesi için taraflarının tacir olması veya ticari işletmeleriyle ilgili olması gibi şartlar aranmaz. TTK’nın 4/1. bendinde sınırlı olarak sayılan davalar arasında yer alması veya özel kanunlarda ticari dava olarak nitelendirilmesi yeterlidir. Bu davalar kanun gereği ticari dava sayılan davalardır. Nispi ticari davalar, her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili olması hâlinde ticari nitelikte sayılan davalardır. TTK’nın 4/1. maddesine göre, her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan ve iki tarafı da tacir olan hukuk davaları ticari dava sayılır. Bu hükme göre bir davanın ticari dava sayılabilmesi için, hem iki tarafın ticari işletmesini ilgilendirmesi hem de iki tarafın tacir olması gereklidir. Bu şartlar birlikte bulunmadıkça, uyuşmazlık konusunun ticari iş niteliğinde olması veya ticari iş karinesi sebebiyle diğer taraf için de ticari iş sayılması davanın ticari dava olması için yeterli değildir. Ticari iş karinesinin düzenlendiği TTK’nın 19/2. maddesi uyarınca, taraflardan biri için ticari iş sayılan bir işin diğeri için de ticari iş sayılması, davanın niteliğini ticari hâle getirmez. TTK, kanun gereği ticari dava sayılan davalar haricinde, ticari davayı ticari iş esasına göre değil, ticari işletme esasına göre belirlemiştir. Hâl böyle olunca, işin ticari nitelikte olması davayı ticari dava hâline getirmez. Üçüncü grup ticari davalar, yalnızca bir tarafın ticari işletmesini ilgilendiren havale, vedia ve fikri haklara ilişkin davalardır.
Asliye ticaret mahkemesi ile asliye hukuk mahkemesi ve diğer hukuk mahkemeleri arasındaki hukuki ilişki, 6762 sayılı Türk Ticaret Kanunu’ndan ve 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 6335 sayılı Kanunla yapılan değişiklikten önceki hâlinden farklı olarak iş bölümü ilişkisi değil görev ilişkisidir.
Somut olaya dönüldüğünde; adi ortaklığa ilişkin hükümler Türk Borçlar Kanununda düzenlenmiştir. İddia edilen yer büfedir. Tarafların tacir olduğuna ilişkin bir iddia ve/veya bilgi/belge dosyada mevcut olmadığından, taraflar ticaret şirketi de olmadığından, adi ortaklık da TTK’da düzenlenmediğinden, malvarlığı haklarına ilişkin olan davanın genel hükümlere göre asliye hukuk mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması gerekmektedir.(Yargıtay 20. HD, 2020/1409 E, 2020/1604 K; 2018/5955 E, 2019/322 K; 2016/13093 E, 2016/12227 K; 2016/10008 E, 2016/10348 K; 2016/9227 E, 2016/7927 K; 2015/3416 E, 2015/8471 K; İstanbul BAM 3. HD, 2021/393 E, 2021/560 K; 2019/179 E, 2020/1704 K; Antalya BAM 5. HD, 2019/1132 E, 2019/1036 K)
Tüm anlatılanlar ışığında, mahkememiz görevsiz olduğundan, görevli mahkeme Asliye Hukuk mahkemesi olduğundan, davanın usulden reddine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM/ Ayrıntısı gerekçeli kararda açıklandığı üzere;
Davacının davasının görev dava şartı yokluğu nedeniyle USULDEN REDDİNE,
Karar kesinleştiğinde ve istek halinde dava dosyasının görevli Nöbetçi Antalya Asliye Hukuk Mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
Yargılama giderlerlerinin görevli mahkemece DEĞERLENDİRİLMESİNE,
Dair, davacı Sn. … ile vekili Sn. Av. … ve davalılar vekili Sn. Av. …’in yüzüne karşı kararın tebliğinden itibaren 6100 Sayılı Kanunun 345.maddesi gereğince 2 hafta içerisinde ilgili İstinaf Dairesi Başkanlığına sunulmak üzere Mahkememize verilecek dilekçe ile İstinaf yasa yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.15/09/2021

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır