Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.
T.C.
ANTALYA
4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2021/264
KARAR NO : 2023/391
DAVA : Tazminat (Özel … Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 18/05/2021
KARAR TARİHİ : 14/06/2023
Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Özel … Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı … vekili, dava dilekçesinde özetle; davalı sürücü …’in sevk ve idaresindeki, … plakalı aracı ile … tarihinde, … Kavşağı istikametinden, … Bulvarı yan yolunu takiben, Asayiş kavşağına geldiği sırada, geldiği yöne yanmakta olan kırmızı ışıkta durmadan, … kavşağı istikametine giriş yaptığı esnada, seyri istikametine göre yolun solundan … caddesi istikametinden gelerek … kavşağı içinde geldiği yöne yanmakta olan yeşil ışıkta geçerek, … caddesi istikametine geçiş yapmak isteyen müvekkilinin sevk ve idaresindeki, dava dışı … adına kayıtlı … plakalı … marka motosikletin, davalı sürücünün aracına çarpmasını önlemek için aniden fren yapması neticesinde düşmesi, davalının aracının ön kısmına çarparak sürüklenmesi ve sonrasında durması sonucunda maddi hasarlı ve yaralanmalı trafik kazasının meydana geldiğini, kaza sonrasında Antalya CBS’nin … soruşturma sayılı dosyası ile soruşturma başlatıldığını, davalı sürücünün, kırmızı ışıkta geçmek suretiyle kazanın meydana gelmesinde tam kusurlu olduğunu, her ne kadar soruşturma dosyasında müvekkilinin de tali kusurlu olabileceği belirtilmişse de, kazanın, davalının ışık ihlali yapması nedeniyle meydana geldiğini, ışık ihlali yapılmasa idi kaza meydana gelmeyeceğinden davalının tam kusurlu olduğunu, savcılık dosyasına sunulan raporu kabul etmediklerini, kaza sonrasında davalı … şirketine başvurulduğunu, hasar dosyası açıldığını ancak uğranılan zararların karşılanmadığını, müvekkilinin manevi zararının da oluştuğunu, motor için hasar bedeli ve değer kaybı bedeli de talep ettiklerinin beyan ederek; davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … … AŞ vekili cevap dilekçesinde özetle; davanın belirsiz alacak davası olarak açılmasının mümkün olmadığını, yetki yönünden itirazlarının olduğunu, değer kaybının hesabının genel şartlar gereği yapılması gerektiğini, taleplerin afaki olduğunu beyan ederek, talebin reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı, araç maliki … davaya cevap vermemiştir.
Dava, haksız fiile (trafik kazasına) dayalı hasar tazminatı, değer kaybı bedeli, manevi tazminat talebine ilişkindir.
Tazminat davasında davacı olma ehliyeti, kural olarak mal varlığında doğrudan doğruya zarar oluşan kişiye aittir. Ancak, bir şeyi sözleşmeyle (kira, ariyet vs) elinde bulunduran kişiler ve zilyet, onu aldığı gibi malikine aynen iade etmek zorundadır. Somut olayda; davacı zilyedin maddi tazminat talepleri ile ilgili dava açmakta hukuki yararının, dolayısıyla aktif dava ehliyetinin bulunduğu anlaşılmıştır. (Yargıtay 17. HD, 2016/12622 E, 2019/5488K)
Davalı … şirketi yetki itirazında bulunmuştur. Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesinin 2019/71 esas, 2019/798 karar sayılı emsal ilamında da belirtildiği üzere; 6100 sayılı HMK’nın 16. Maddesi uyarınca haksız fiilden doğan davalarda genel yetkili mahkemeler yanında haksız fiilin işlendiği veya zararın meydana geldiği, yahut gelme ihtimalin bulunduğu yer ile zarar görenin yerleşim yeri mahkemeleri de yetkilidir. Motorlu aracın neden olduğu kazalardan doğan hukuki sorumluluğa ilişkin davalar, davalının yerleşim yeri (HUMK 9, KTK 110/2), haksız fiilin vuku bulduğu yer (HUMK 21, KTK 110/2), sigortacının merkez veya şubesi veya … sözleşmesini yapan acentenin bulunduğu yer (KTK 110/2) mahkemesinde açılabileceği düzenlenmiştir. Bir dava için birden fazla ( genel ve özel ) yetkili mahkeme varsa, davacı, bu mahkemelerden birinde dava açmak hususunda bir seçimlik hakka sahiptir. Dosyada kaza yeri ve davacının yerleşim yeri Antalya’dır. Bu nedenle, mahkememiz dosyada yetkilidir ve davalı … şirketinin yetki itirazı yerinde değildir.
Davalı, davanın belirsiz alacak davası olarak açılmayacağına ilişkin itirazlarda bulunmuştur.
HMK m. 107 gereği; Davanın açıldığı tarihte alacağın miktarını yahut değerini tam ve kesin olarak belirleyebilmesinin kendisinden beklenemeyeceği veya bunun imkânsız olduğu hâllerde, alacaklı, hukuki ilişkiyi ve asgari bir miktar ya da değeri belirtmek suretiyle belirsiz alacak davası açabilir. Söylemek gerekir ki, araçtaki değer kaybına ilişkin dava, belirsiz alacak davası olarak açılabilir. (Yargıtay Hukuk Genel Kurulu, 2017/17/1099 E, 2019/460 K) Araçtaki değer kaybına ilişkin dava, belirsiz alacak davası olarak açılabilir. (Yargıtay Hukuk Genel Kurulu, 2017/17/1099 E, 2019/460 K)Hasara ilişkin olarak da araçtaki hasar miktarının davacı tarafça tam ve kesin olarak bilinmesi beklenemez. Dava dilekçesinde, tamir bakım bedelinin yaklaşık 25.000,00 TL olacağının taraflarına bildirildiği belirtilmiştir. Bu husus davacının, belirsiz alacak davası açmasına engel bir husus değildir. Maddi tazminatlara ilişkin davanın belirsiz alacak davası olarak açılmasında hukuki bir engel kabule göre yoktur. Davalı … şirketinin bu yöne ilişkin itirazı da yerinde değildir.
Mahkememizce, dava dilekçesindeki talep gereği, tensiben, delil tespiti niteliğinde motor üzerinde makine mühendisi eşliğinde keşif icra edilmesine karar verilmiştir.
Delil tespiti niteliğinde yapılan keşif sonucu, makine mühendisi bilirkişi tarafından düzenlenen raporda özetle; … tarihinde gerçekleşen Maddi Hasarlı Trafik kazası neticesinde; … Numaralı … Şasi Numaralı Motorsiklet üzerinde oluşan hasarın kaza tarihi itibariyle 3.800,00 TL tutarında olduğu; … tarihinde gerçekleşen Maddi Hasarlı Trafik kazası neticesinde oluşan hasarların onarılması dolayısıyla serbest piyasa şartlarına göre değer kaybı miktarının kaza tarihi itibariyle 2.500,00 TL tutarında olduğu bildirilmiştir.
Bilirkişi raporu taraflara tebliğ edilmiştir.
Antalya CBS’nin dosya içeriği uyap üzerinden dosya arasına alınmıştır. Soruşturma dosyasında alınan kusur raporunda özetle; davacının kavşak sisteminde geldiği yöne yanmakta olan yeşil ışıkta geçişi esnasında motosikletinin hızını azami oranda azaltarak kontrollü şekilde giriş yapmadığı; davalıya ait aracın ise, bu kazanın oluşumunda, kavşak sisteminde geldiği istikametine yanmakta olan kırmızı ışıkta durmadan ve kontrolsüz şekilde kavşak sisteminden geçmek istemesi neticesi kazanın meydana geldiği belirtilmiştir.
Mahkememizce dosyada kusur raporu aldırılmıştır.
… tarihli kusur bilirkişi raporunda özetle; davalı gerçek kişinin 2918 sayılı kanunun 47/b-c, 57/1-a, 84/a maddeleri ile yönetmeliğin 95 ve 109 maddelerini ihlal ettiği, davacının kural ihlalinin olmadığı belirtilmiştir.
Kusur raporu taraflara tebliğ edilmiştir.
Mahkememizce dosya … eksperi bilirkişiye tevdi edilmiş ve rapor aldırılmıştır.
… havale tarihli … eksperi bilirkişi tarafından düzenlenen raporda özetle; aracın kaza tarihi itibarıyla 2.el piyasa değerinin 15.000,00 TL olduğu dolayısıyla pert-total uygulamasının yasal ve hakkaniyet çerçevesinde uygun olmayacağı; kaza sonucunda araçta meydana gelen hasarın, parça değişimi ve hasar gören parçaların onarım ve değişim işçiliklerinin iskonto uygulanmamış olarak 3.156,23 TL + KDV (KDV DÂHİL 3.724,35 TL) tutarında olduğunun tespit edildiği; İnceleme konusu aracın … tarihinden önce piyasa değerinin 15.000,00 TL olduğu … tarihindeki kaza olayından sonra piyasa koşulları ve şahsi kanaatimde eklendiğinde piyasa değerinin 13.000,00 TL olacağı, sonuç olarak inceleme konusu araç üzerinde 2.000,00 TL değer kaybı oluşacağı hususları belirtilmiştir.
Bilirkişi raporu taraflara tebliğ edilmiştir.
Davacı vekili, itirazlarıyla birlikte ıslah dilekçesi de sunmuş ve bu dilekçe davalılara tebliğ edilmiştir.
Aşamalarda, davacı tarafın davalı … şirketine başvurusuna ilişkin tereddüt hasıl olmuştur. 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 97. maddesi ile zorunlu mali sorumluk sigortasından faydalanmak isteyen hak sahiplerinin dava yoluna gitmeden önce sigortacıya yazılı başvuru yapması gerektiği düzenlenmiş olmakla birlikte, bu başvuru yapılmadan dava yoluna gidilmesi halinin dahi HMK’nın 115/2. maddesi gereği tamamlanabilir dava şartı olduğu Yargıtay kararlarında belirtilmekle, bu durumda dahi doğrudan, tamamlanma imkanı tanınmadan davanın usulden reddi kararı vermek yerinde değildir. Bu nedenle, davacı tarafa bu konuda süre verilmiş ve davacı taraf başvuru yapmıştır. Usuli şart tamamlanmıştır.
Mahkememizce Antalya CBS’ye yazılan yazıya verilen cevapta özetle; dava konusu nedeniyle yapılan soruşturmada Antalya … Asliye Ceza mahkemesine dava açıldığı, esasının … olduğu bildirilmiş ve mahkememizce bu dava dosyası istenmiştir.
Antalya … Asliye Ceza mahkemesinin … Esas, … karar sayılı dosyasına bakıldığında özetle; katılanın iş bu davanın davacısı olduğu, sanığın … isimli kişi olduğu, Antalya Cumhuriyet Başsavcılığının … gün … Soruşturma sayılı iddianamesi ile, sanık …’in sevk ve idaresindeki … plakalı araçla, katılanın kullandığı … plakalı motorsiklete, … tarihinde … Caddesi üzerinde kırmızı ışık ihlali yaparak çarpıp trafik kazasına neden olduğu, bu kazada katılanın … sayılı kesin rapor içeriğine göre “BTM ile giderilebilecek ” şekilde yaralandığı, soruşturma dosyasının tevdi edildiği uzlaştırmacı tarafından tanzim edilen raporda uzlaşma görüşmelerinden olumlu bir sonuç alınamadığı belirtilerek, sanığın müsnet suçtan TCK’nun 89/1, 58, 22/3-4, 53/6. maddeleri uyarınca cezalandırılması istemiyle dava açıldığı; yapılan yargılama sonunda; “Olay günü, saat 17:55 sıralarında sanığın sevk ve idaresindeki … plakalı otomobili ile … Kavşağı istikametinden, … Bulvarı yan yolu takiben gelerek, Asayiş Kavşağında geldiği yöne yanmakta olan kırmızı ışıkta durmadan, … Kavşağı istikametine geçiş yapmak için … Kavşak sistemi içine giriş yaptığı, yolun solundan … Caddesi istikametinden gelerek, … Kavşak içinde geldiği yöne yanmakta yeşil ışık yandığı için … Caddesi istikametine geçiş yapmak isteyen katılanın yönetimindeki … plakalı motosikletin de kavşağa girdiği, o sırada sanığın aracı ile karşılaşan katılanın ona çarpamamak için ani fren yaptığı, ancak buna rağmen sanığın otomobilinin ön kısmıyla, katılanın motosikletine sağ ortadan çarptığı, çarpmanın etkisiyle motosikletin sürüklenerek durabildiği, sanığın kaza mahallinde durmayıp firar ettiği, meydana gelen kaza nedeniyle motosikletinden düşen katılanın basit tıbbi müdahale ile giderilebilir şekilde yaralandığı, aşamalardaki savunmasında suçlamayı kabul etmeyen sanığın kırmızı ışık ihlali yaparak kavşağa girdiğini inkar ettiği, yeşil ışıkta geçtiğini söylediği, dosya arasındaki CD izleme tutanağı ile uyumlu ve bu CD kayıtlarını da çözümleyen bilirkişinin düzenlemiş olduğu … tarihli raporu karşısında, kamera kayıtlarına rağmen gerçeği söylemeyen sanığın savunmasına itibar edilemeyeceği, kendi istikametteki araçlara kırmızı ışık yanmasına rağmen durmayıp, kavşağa girerek kazaya sebep olan sanığın bilinçli taksir düzeyinde kusurlu olduğunun kabulünün gerektiği, katılanın ise herhangi bir kusurunun olmadığı anlaşıldığından” şeklindeki kabul ile, sanığın 4.000,00 TL adli para cezasına mahkum edilmesine, sanık hakkında hükmün açıklanmasına yer olmadığına karar verilmesine yer olmadığına, sanık hakkında kurulan hükmün ertelenmesine yer olmadığına verildiği; kararın … tarihinde kesinleştiği anlaşılmıştır.
Tazminat yargılaması hususunun ceza yargılaması ile ilişkisi de 6098 sayılı “Türk Borçlar Kanunu”nda (m. 74) düzenlenmiştir. Buna göre;
“Hâkim, zarar verenin kusurunun olup olmadığı, ayırt etme gücünün bulunup bulunmadığı hakkında karar verirken, ceza hukukunun sorumlulukla ilgili hükümleriyle bağlı olmadığı gibi, ceza hâkimi tarafından verilen beraat kararıyla da bağlı değildir.
Aynı şekilde, ceza hâkiminin kusurun değerlendirilmesine ve zararın belirlenmesine ilişkin kararı da, hukuk hâkimini bağlamaz.”
Ayrıca; aynı ilke hukuk uygulamasında yenleşmiş olmakla; T.C. Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun … esas , … karar nolu … karar tarihli mahkememizce de emsal görülen kararından özetle belirtildiği üzere, ceza mahkemesince verilen beraat kararı , kusur ve derecesi , zarar tutarı, temyiz gücü ve isnat yeterliliği , illiyet gibi esaslar hukuk hakimini bağlamaz.
Ceza mahkemesinde, kamera kayıtlarına rağmen gerçeği söylemeyen sanığın savunmasına itibar edilemeyeceği, kendi istikametteki araçlara kırmızı ışık yanmasına rağmen durmayıp, kavşağa girerek kazaya sebep olduğu, katılanın kusurlu bir fiili olmadığı maddi kabulüne gidilmiştir. Mahkememizce alınan kusur raporundaki tespit de aynı yöndedir.
Kabule göre, davacının kusuru yoktur.
Dosyada, tensiben delil tespiti niteliğinde rapor alınmıştır. Yargıtay 3. HD nin 2017/9181 esas, 2019/5802 karar sayılı emsal ilamında belirtildiği üzere; Delil tespiti isteyenin haklarını korumak içi zorunluluk varsa veya acele hallerde mahkemece karşı tarafa tebligat yapılmadan delil tespiti yapılabilir, ancak bu durumda mahkemece delil tespiti tutanağının ve bilirkişi raporunun bir sureti derhal karşı tarafa tebliğ edilmelidir. Ancak tebligat yapılmış olsa bile cevap dilekçesinde kabul edilmemiş delil tespiti raporuna dayanılarak hüküm verilmesi kanuna aykırılık oluşturur. Yine, Yargıtay 3. HD nin 2017/10278 esas, 2019/5981 karar sayılı emsal ilamında belirtildiği üzere; Delil tespitinin konusunu maddi vakıalar oluşturur ve bilirkişi raporunda belirtilen zarar miktarı davacı lehine kazanılmış hak oluşturmaz. Yani delil tespiti kesin delil niteliğinde değildir.
Delil tespiti niteliğinde alınan rapordaki miktar ile mahkememizce alınan raporda nispeten az da olsa miktar farkı olduğu görülmektedir.
Önemli bir kural olarak; Mahkemece alınan raporlar birbiriyle çelişse dahi hakim bunlardan birine dayanarak karar verebileceği gibi hiçbirini hüküm kurmaya yeterli bulmaz ise yeniden bilirkişi raporu alabilir.(T.C.Yargıtay Hukuk Genel Kurulu., E: 2010/19-27 K: 2010/50 T: 03/02/2010) Kabule göre, raporlar arasındaki fark raporların hukuki niteliği de göz önüne alınarak, giderilmesi gereken bir çelişki miktarını içermemektedir.
Bilirkişi raporunu hakim denetlemelidir. Öğretide Akyol, bilirkişi raporunun denetimi sadece hâkime ait bir görev değil; aynı zamanda taraflara ait bir haktır demektedir(AKYOL, Şener :Hukuk Usulünde Bilirkişilerle İlgili Bazı Problemler, Mukayeseli Hukukta Bilirkişilik Ve Sorunları, Yargıtay 125.Yıl Dönümü, s. 72 naklen). Hâkimin bilirkişinin uzmanlığı nedeniyle taşıdığı egemenliği kıracak araçları olduğu, bir yanlışın mutlaka geri döneceği ve özellikle böyle bir yanlışın müeyyidelendirileceği konularında bilirkişi inandırılmalı; böyle bir bilinç oluşturulmalıdır.“Hâkim kesinlikle ve mutlak olarak usulün egemeni olmalı; dosyaya, kendi sorumluluğunda girecek olan tanık beyanı gibi bilirkişi raporu gibi hususların adaleti saptıracak biçimlerde tezahürünü önleyecek tedbirleri almalı ve bu egemenliğini davanın sonuna kadar sürdürmelidir.” (Akyol s. 64-65 naklen).
Bu hususlar doğrultusunda, … havale tarihli … eksperi bilirkişi tarafından düzenlenen rapor, mahkememizce alınan kusur raporunun, hükme ve denetime elverişli, dosya kapsamına uygun olduğu kanaatine varılmıştır.
Davacı taraf, manevi tazminat talebinde de bulunmuştur.
Manevi tazminat sade bir ifade ile, zarar görenin kişilik değerlerinde iradesi dışında meydana gelen eksilmenin (manevi zararın) giderilmesi, tazmin ve telafi edilmesidir(EREN, Fikret., Borçlar Hukuku-genel hükümler-, 8. Bası, Ekim 2003, s. 745, KILIÇOĞLU,Ahmet, Borçlar Hukuku, Ankara 2004, s. 311, ERTAŞ, Şeref., Manevi Tazminatın Hukuki Niteliği ve Miktarının Tespiti, Postacıoğlu’na Armağan, Ankara 1990, s. 83 vd.)Manevi tazminatta zarar, kişinin iç huzuru ve manevi bütünlüğüne yapılan saldırının mecazi ifadesidir(KILIÇOĞLU,Mustafa, Tazminat Hukuku,3. Baskı, Şubat 2010, s.1031.,HATEMİ, Hüseyin, Sözleşme Dışı Sorumluluk, C.II,İstanbul 1993, s.102) Dava konusu olay, haksız fiile dayanmaktadır ve kabule göre kaza nedeniyle, araçta değer kaybı ve araç mahrumiyetinden kaynaklı maddi zarar oluşmuştur. Kabule göre, bu zararlar ve olay nedeniyle davacıda manevi zarar oluşmuştur. Manevi tazimnata hükmedilirken uygulamaya 22/06/1966 gün 7/7 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararındaki ilkeler ışık tutmaktadır.
Somut olayda, davacının yaralandığı hususu ceza dosyası içeriğinden anlaşılmaktadır. TBK m. 56 gereği; Hâkim, bir kimsenin bedensel bütünlüğünün zedelenmesi durumunda,olayın özelliklerini göz önünde tutarak, zarar görene uygun bir miktar paranın manevi tazminat olarak ödenmesine karar verebilir.
Mahkememiz anılan hususların da farkında olarak, dosyaya dönüldüğünde, Tarafların kusuru, meydana gelen zararın niteliği ve boyutu dikkate alınarak, 22/06/1966 gün 7/7 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararındaki ilkeler göz önünde tutarak, göz önüne alınarak hükümde belirtildiği şekilde hukuki şartların oluştuğu kanaatiyle talep gereği tam manevi tazminata hükmetmek gerekmiştir.
Yargılama giderlerine bakacak olursak; Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 4. HD nin, 2019/555 esas, 2020/91 karar sayılı güncel emsal ilamında da belirtildiği üzere; Davacı maddi ve manevi tazminat isteklerini birlikte ileri sürmüşlerdir. Niteliği icabı “sadece maddi tazminata özgü” olan gider dışındaki tüm giderler ortaktır. Sadece maddi tazminata özgü yargılama gideri ise “hesap raporu” alınması için sarf edilen giderdir. Dosyada da … eksperi tarafından düzenlenen rapor için harcanan gider sadece maddi tazminata özgü giderdir. Bu hususlar hükümde dikkate alınmıştır.
Davacı vekili, faiz talebinde bulunmuştur. Dosyaya baktığımızda; davanın trafik kazasına dayandığı anlaşılmaktadır ve genel kural olarak Trafik kazaları haksız fiil niteliğinde olup, tazminat borcu haksız fiil tarihinde muaccel olur. Başka bir ifade ile haksız fiillerde borcun muaccel hale gelmesi ihtarı ge-rektirmez. Bu durumda, davacı tarafın … şirketi haricinde talep ettiği tazminata, talep var ise talep ettiği gibi kaza tarihinden itibaren faiz yürütülmesi gerekir(Yargıtay 17. HD., 2008/2484 E., 2008/4216 K., Yargıtay 11. HD., 25.1.2007 tarih, 2005/14182E.,2007/809 K.)Haksız eylemden kaynaklanan tazminat davalarında, olay tarihinden faiz yürütülmelidir(fur semper in moro). Dava, … şirketine karşı da açılmıştır. 2918 sayılı KTK’nın 99/1. maddesi ve Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları’nın B.2.b. maddesi uyarınca, rizikonun bilgi ve belgeleri ile birlikte sigortacıya ihbar edildiği tarihten itibaren 8 iş günü içinde sigortanın tazminatı ödeme yükümlülüğü bulunmakta, bu sürenin sonunda ödememe halinde temerrüt gerçekleşmektedir. … şirketine başvurulmadan dava açılması veya icra takibi başlatılması halinde ise bu tarihlerde temerrüt gerçekleşir. Bu kurallar dikkate alınarak, hüküm kurulmuştur.
Tüm dosya kapsamı, anılan … havale tarihli … eksperi bilirkişi tarafından düzenlenen rapor, mahkememizce alınan kusur raporu, ceza dosyası içeriği dikkate alınarak; -Davacının değer kaybı tazminatı talebinin kabulü ile; 2.000,00 TL değer kaybı tazminatının, davalı …’den kaza tarihi … tarihinden; davalı … … A.Ş’den dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte, davalılardan müteselsilen alınarak davacıya verilmesine, davalı … … A.Ş’nin poliçe limiti ile sınırlı sorumlu olmasına; davacının hasar tazminatı talebinin kısmen kabulü ile; 3.724,35 TL (KDV dahil) hasar bedelinin davalı …’den kaza tarihi … tarihinden; davalı … … A.Ş’den dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte, davalılardan müteselsilen alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine, davalı … … A.Ş’nin poliçe limiti ile sınırlı sorumlu olmasına; davacının manevi tazminat talebinin KABULÜ İLE; 2.000,00 TL manevi tazminatın kaza tarihi … tarihinden;itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı …’den alınarak davacıya verilmesine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM/Ayrıntısı gerekçeli kararda açıklandığı üzere;
1-Davacının değer kaybı tazminatı talebinin KABULÜ İLE; 2.000,00 TL değer kaybı tazminatının, davalı …’den kaza tarihi … tarihinden; davalı … … A.Ş’den dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte, davalılardan müteselsilen alınarak davacıya verilmesine, davalı … … A.Ş’nin poliçe limiti ile sınırlı sorumlu olmasına,
2-Davacının hasar tazminatı talebinin KISMEN KABULÜ İLE; 3.724,35 TL (KDV dahil) hasar bedelinin davalı …’den kaza tarihi … tarihinden; davalı … … A.Ş’den dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte, davalılardan müteselsilen alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine, davalı … … A.Ş’nin poliçe limiti ile sınırlı sorumlu olmasına,
3-Davacının manevi tazminat talebinin KABULÜ İLE; 2.000,00 TL manevi tazminatın kaza tarihi … tarihinden;itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı …’den alınarak davacıya verilmesine,
4-Davacı tarafça yatırılan 59,30 TL başvurma harcının mahsubu ile hazineye gelir kaydına,
5-Davacı tarafça başlangıçta yatırılan 136,62 TL peşin harcın mahsubu ile hazineye gelir kaydına, hüküm gereği alınması gerekli 391,03 TL’nin, davalı … şirketinin 254,41 TL’sinden sınırlı müteselsilen sorumlu olması kaydıyla, davalılardan müteselsilen alınarak hazineye gelir kaydına,
6-492 sayılı Harçlar Kanunu’nun 28. maddesi gereğince; bakiye harcın, kararın tebliğinden itibaren bir ay içinde ödenmesi gerektiğinden, kararın tebliğinden itibaren bir ay içinde ödenmeyen harç için -kanunen belirlenen sınır göz önünde tutularak- “harç tahsil müzekkeresi” yazılmasına, bakiye karar ve ilam harcının ödenmemiş olmasının, hükmün tebliğe çıkarılmasına, takibe konulmasına ve kanun yollarına başvurulmasına engel teşkil etmeyeceğinin bu şekilde hükümde belirtilmesine,
7-Davacı tarafça yatırılan ve mahsup edilen toplamda 195,92 TL’nin davalılardan müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
8-Davacı tarafça sırf maddi tazminata özgü dosyada yapılan (… eksperi bilirkişi ücreti) 750,00 TL’nin, 613,00 TL’sinin davalılardan müteselsilen alınarak davacıya verilmesine, arta kalan masrafın davacı üzerinde bırakılmasına, davalı … … A.Ş’nin poliçe limiti ile sınırlı sorumlu olmasına
9-Davacı tarafça tüm talepler yönünden ortak olarak dosyada yapılan ve mahkememizce uyap sisteminden kontrol edilen (denetime elverişlilik açısından, uyap ekranında harç-masraf bölümü altında tahsilat reddiyat bilgileri başlığının içeriğinde masraflar açıkça yazmaktadır) posta-tebligat-bilirkişi ücreti gideri toplamı 1.070,15 TL’nin haklılık durumu gereği; 918,40 TL’sinin, davalı … şirketinin 875,00 TL’sinden sınırlı müteselsilen sorumlu olması kaydıyla, davalılardan müteselsilen alınarak davacıya verilmesine, davalı … … A.Ş’nin poliçe limiti ile sınırlı sorumlu olmasına
10-6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu 18/13 ve Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği 26/2. Maddeleri, 6100 sayılı HMK 297/1-ç, 326.maddeleri uyarınca, arabuluculuk faaliyeti sonunda tarafların anlaşamamaları halinde iki saatlik ücret tutarı tarifenin birinci kısmına göre ileride haksız çıkan taraftan tahsil olunmak üzere Adalet Bakanlığı bütçesinden ödeneceği öngörüldüğünden; 1.320,00 TL’ nin, haklılık durumu gereği ve sadece … şirketi yönünden zorunlu arabuluculuğa başvurulması dikkate alınarak; 1.120,00 TL’sinin davalı … … A.Ş’den; 200,00 TL’sinin davacıdan alınarak hazineye gelir kaydına, davalı … … A.Ş’nin poliçe limiti ile sınırlı sorumlu olmasına,
11-Davacı maddi tazminat talepleri yönünden kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden; 5.724,35 TL vekalet ücretinin davalılardan müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
12-Davacı manevi tazminat talebi yönünden kendisini vekil ile temsil etirdiğinden; 2.000,00 TL vekalet ücretinin davalı …’den alınarak davacıya verilmesine,
13-Davalı … … A.Ş kendisini, davacının maddi tazminat talepleri yönünden vekil ile temsil ettirdiğinden; 1.275,65 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalı … … A.Ş’ye verilmesine,
14-Davacı tarafça yatan gider avansından harcanmayan kısmın hüküm kesinleştiğinde UYAP üzerinden kontrolü de sağlanarak davacı tarafa iadesine,
15-Kararın, Bölge Adliye ve Adli Yargı İlk Derece Mahkemeleri ile Cumhuriyet Başsavvcılıkları İdari ve Yazı İşleri Hizmetlerinin Yürütülmesine Dair Yönetmelik m. 216 gereği ve Yargıtay 1. HD’nin 2016/12476 E, 2019/2779 K sayılı emsal ilamı gereği talep ve masraf bulunması halinde taraflara ve/veya Teb. K. m. 11 ve Yargıtay Hukuk Genel Kurulu., 22/01/2003, 2003/1-25 E., 2003/7 K., Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı., 10/07/1940, 1940/7 E., 1940/75 K. nolu kararları gereği vekil ile temsil edilen tarafın vekiline tebligata çıkartılmasına,(RUHİ, Ahmet Cemal., Tebligat Hukuku., 2008, 6. Baskı, s. 127); taraflardan birisi tarafından kanun yoluna başvurulması halinde bu hususun tebliğ isteği olarak değerlendirilerek, gerekçeli kararın tebliğe çıkarılmasına,
Dair, davacı vekili Sn. Av. …’un yüzüne karşı davalının yokluğunda verilen karar maddi tazminat yönünden kesin manevi tazminat yönünden kararın tebliğinden itibaren 6100 Sayılı Kanunun 345.maddesi gereğince 2 hafta içerisinde ilgili İstinaf Dairesi Başkanlığına sunulmak üzere Mahkememize verilecek dilekçe ile İstinaf yasa yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 14/06/2023
Katip …
¸e-imzalıdır
Hakim …
¸e-imzalıdır