Emsal Mahkeme Kararı Antalya 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/254 E. 2022/560 K. 22.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
ANTALYA
4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/254
KARAR NO : 2022/560
DAVA : Menfi Tespit
DAVA TARİHİ : 07/05/2021
KARAR TARİHİ : 22/06/2022

Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
A.TALEP:
1. Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili aleyhine davalı tarafça … AŞ çek numarası; … olan 15/01/2015 tarihli keşide yeri: Antalya olan 20.000,00 TL tutarlı tacir çeki sebebi ile Antalya 5. İcra müdürlüğü … esas numaralı icra dosyası ile takip başlatıldığını, ancak takip dayanağı söz konusu çeki müvekkilinin tanzim etmediğini, çek altında bulunan imzanın müvekkiline ait olmadığını, müvekkilinin çekin tanzim ve ibraz tarihlerinde yurt dışında olduğunu, çekin kimin düzenlediğini bilmediğini, icra takibinden daha önce haberdar olsa da dosyadan çek fotokobisini istediğinde imzanın sahte olduğunu fark ettiğini, savcılığa şikayette bulunduklarını, taşınmazına haciz konulduğunu, meskeniyet şikayetinde bulunduklarını beyan ederek; menfi tespit talebinde bulunmuştur.
B. TARAF TEŞKİLİ:
2.Bilindiği üzere 01.10.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun “Hukuki Dinlenilme Hakkı” başlıklı 27. maddesi uyarınca davanın tarafları, kendi hakları ile bağlantılı olarak hukuki dinlenilme hakkına sahip olup, bu hak, yargılama ile ilgili bilgi sahibi olunmasını da içerir.(H. Pekcanıtez, O. Atalay, M. Özekes, Medeni Usul Hukuku, 11. Bası, 2011, s. 273)(bkz; İNCEOĞLU,Sibel., İnsan Hakları Avrupa Mahkemesi Kararlarında Adil Yargılanma Hakkı, İstanbul 2008, 3. Baskı, s. 260-261)
3.Bu açıklamalar ışığında, mahkememizce dosyada taraf teşkili sağlanmıştır.
C.CEVAP:
4.Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davalının tacir olmanın gereklerini yerine getirmediğini, dürüstlük ilkesine aykırı davrandığını, çekten daha önce haberdar olduğunu, davacının iddiasının borçtan kurtulmaya çalışma olduğunu, davacının iddiasının suç unsurunu içerdiğini beyan ederek, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
D. YARGILAMA SÜRECİ/HUKUKİ NİTELEME/MAHKEME KABULÜ:
5.Dava, menfi tespit talebinden ibarettir.
6.Dava, dilekçesinde, Antalya 5. İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyasından bahsedilmekte ise de doğru dosya numarası Antalya 5. İcra müdürlüğünün … esas sayılı dosyasıdır. Aşamalarda, dilekçelerde ve yazışmalarda bahsi geçen Antalya Gayrimenkul Satış Dairesinin … esas sayılı dosyası ise, dosya içinde ilgili icra dairesinin 21/05/2021 tarihli cevap yazısında da belirtildiği üzere, Antalya 5. İcra müdürlüğünün … esas sayılı dosyasından tefrik olarak (Antalya İcra Dairelerinde uzmanlaşma sebepli pilot daire uygulaması mevcuttur) oluşmuş dosyadır. Antalya Gayrimenkul Satış Dairesinin … esas sayılı dosyasının uyapta mevcut içeriğine bakıldığından, Antalya 5. İcra müdürlüğünün … esas sayılı dosya numarasının var olduğu görülmektedir. Bildirimin sehven yapıldığının kabulü ile, denetime elverişlilik açısından bu belirlemeler burada belirtilmiştir. Mahkememizce taleple bağlılık ilkesi ve kök dosya dikkate alınarak, hüküm kurulmuştur.
7.Gerçekte var olmayan bir borç ya da geçersiz bir hukuki ilişki nedeniyle icra takibine maruz kalması muhtemel olan veya icra takibine maruz kalan bir kimsenin (borçlunun) gerçekte borçlu bulunmadığını ispat için açacağı dava, menfi tespit olarak adlandırılmaktadır. Menfi tespit davasında amaç bir hukuki ilişkinin veya bir hakkın gerçekten mevcut olmadığının tespitine yöneliktir. Başka bir deyişle hukuki bir yarar bulunması koşuluyla sonuçta alacak-borç ilişkisi doğuracak bir durumun olmadığının tespiti amaçlanır. Nitekim aynı ilkeler, T.C. Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 17.03.2010 gün ve 2010/19-123 E. 2010/154 K; 07.12.2011 gün ve 2011/13-576 E. 2011/747 K sayılı kararında da vurgulanmıştır. (T.C. Yargıtay Hukuk Genel Kurulu., 2011/19-622 esas, 2012/9karar, Tar. 18/01/2012)
8.Dava, icra takibi sırasında, İİK’nın 72. maddesi uyarınca açılan menfi tespit talebine ilişkin olmakla, kural olarak bu tür davalarda ispat yükü takip alacaklısı olan davalıya aittir (Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 05/11/2003 gün, 2003/13-695 esas, 2003/630 karar sayılı ilamı). Yargıtay 12. HD’nin 2019/5272 esas, 2020/2821 karar sayılı emsal ilamında da belirtildiği üzere; Senetteki imzanın borçluya ait olduğunu ispat külfeti, senet elinde olup takibe başlayan ve imzanın borçluya ait olduğunu iddia eden alacaklıya aittir (HGK.nun 26.04.2006 tarih ve 2006/12-259 E.-2006/231 K. sayılı kararı) Burada atıf yapılan Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 26/04/2006 gün ve 2006/12-259 E. 2006/231 sayılı kararında da açıklandığı üzere, eldeki davanın niteliği itibariyle “imzanın borçluya ait olduğunu” kanıtlama külfetinin alacaklıya ait olduğu gözardı edilmemeli ve ispat yükünü ters çevirecek bir uygulamaya da gidilmemelidir (Hukuk Genel Kurulu’nun 06/02/2008 gün ve 2008/12-77 E. 2008/90 sayılı kararı; aynı yönde, Hukuk Genel Kurulu’nun 2017/12-2692 esas, 2019/1003 karar)
9.6102 sayılı TTK’nun 790. maddesinde; Cirosu kabil bir çeki elinde bulunduran kimse son ciro beyaz ciro olsa bile kendi hakkı müteselsil ve birbirine bağlı cirolardan anlaşıldığı takdirde yetkili hamil sayılır. Çizilmiş cirolar yazılmamış hükmündedir. Davalı müteselsil ve birbirine bağlı cirolarla çeki eline geçirmiştir. Davacı ise sahtelik itirazında bulunmaktadır. Yargıtay kararlarında da bahsedildiği üzere; Sahtelik defi mutlak defi olup herkese karşı ileri sürülebilir. Bu açıklamalar ışığında, takibe konu kambiyo senedindeki imzanın davacı/takip borçlusuna ait olduğunun ispatı, davalı/takip alacaklısına düşmektedir.
10.Mahkememizce aşamalarda, imza incelemesine esas belgeler dosyaya kazandırılmıştır ve davacı asilin imza örnekleri alınmıştır.
11.16/05/2022 tarihli grofoloji uzmanı bilirkişi tarafından hazırlanan raporda özetle; “tetkike konu; … Antalya Sanayi Sitesi şubesinin “…” Iban numaralı hesabına ait keşidecisi “… Mobilya Taşımacılık Turizm Dek. Or. Ür. İn. İt. İh. Ti. Ltd.” olan 15.01.2015 keşide tarihli “…-… Mobilya” adına düzenlenmiş “…” çek numaralı “20.000” TL değerindeki çekin arka yüz 1. ciranta hanesinde basılı bulunan “… MOBİLYA ……….. ”İçerikli kaşe izi üzerinde atılı bulunan ciranta imzasının … elinden çıkmadığı” hususu bildirilmiştir.
12.Bilirkişi raporu taraflara tebliğ edilmiştir.
13.Bilirkişi raporunu hakim denetlemelidir. Öğretide Akyol, bilirkişi raporunun denetimi sadece hâkime ait bir görev değil; aynı zamanda taraflara ait bir haktır demektedir(AKYOL, Şener :Hukuk Usulünde Bilirkişilerle İlgili Bazı Problemler, Mukayeseli Hukukta Bilirkişilik Ve Sorunları, Yargıtay 125.Yıl Dönümü, s. 72 naklen). Hâkimin bilirkişinin uzmanlığı nedeniyle taşıdığı egemenliği kıracak araçları olduğu, bir yanlışın mutlaka geri döneceği ve özellikle böyle bir yanlışın müeyyidelendirileceği konularında bilirkişi inandırılmalı; böyle bir bilinç oluşturulmalıdır.“Hâkim kesinlikle ve mutlak olarak usulün egemeni olmalı; dosyaya, kendi sorumluluğunda girecek olan tanık beyanı gibi bilirkişi raporu gibi hususların adaleti saptıracak biçimlerde tezahürünü önleyecek tedbirleri almalı ve bu egemenliğini davanın sonuna kadar sürdürmelidir.” (Akyol s. 64-65 naklen).
14.Bu hususlar doğrultusunda, bilirkişi raporunun, hükme ve denetime elverişli, dosya kapsamına uygun olduğu kanaatine varılmıştır. Davalının itirazları hukuken yerinde bulunmamıştır. Çünkü, bilirkişi raporu kabule göre yargı içtihatlarına uygundur. Görselli karşılaştırmalar yapıldığı da anlaşılmaktadır ve yeterince imza örneği de aşamalarda toplanmıştır.
15.Tüm dosya kapsamı, yukarıdaki açıklamalar, 16/05/2022 tarihli grofoloji uzmanı bilirkişi tarafından hazırlanan rapor içeriği dikkate alınarak, takip konusu çekteki imzanın davacının eli ürünü olmadığı anlaşıldığından, davanın kabulüne, davacının Antalya 5. İcra Dairesinin … Esas sayılı dosyasındaki takibe konu … çek numaralı 15.01.2015 tarihli 20.000,00 TL tutarlı çekten dolayı icra dosyasında davalıya borçlu olmadığının tespitine karar vermek gerekmiştir.
16.Davacı vekili, icra inkar tazminatı talebinde bulunmuştur. Hukuki tavsif hakime ait olduğundan, davanın niteliği gereği burada kastedilen tazminat türü, kötü niyet tazminatıdır. 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu’nun 72/5 maddesi, “Dava borçlu lehine hükme bağlanırsa derhal takip durur. İlamın kesinleşmesi üzerine münderecatına göre ve ayrıca hükme hacet kalmadan icra kısmen veya tamamen eski hale iade edilir. Borçluyu menfi tespit davası açmaya zorlayan takibin haksız ve kötü niyetli olduğu anlaşılırsa, talebi üzerine, borçlunun dava sebebi ile uğradığı zararın da alacaklıdan tahsiline karar verilir. Takdir edilecek zarar, haksızlığı anlaşılan takip konusu alacağın yüzde yirmisinden ( 05.07.2012 tarihinden önce yüzde kırkından) aşağı olamaz.” hükmünü içermektedir. Takip konusu çeke bakıldığında, çekin cirolar yoluyla davalıya geçtiği anlaşılmaktadır. Çekin, davalıya, davacının görünen ciro ile de geçmediği çek örneğinden anlaşılmaktadır. Davalı yetkili hamildir ve yukarıda da bahsedildiği üzere; Cirosu kabil bir çeki elinde bulunduran kimse son ciro beyaz ciro olsa bile kendi hakkı müteselsil ve birbirine bağlı cirolardan anlaşıldığı takdirde yetkili hamil sayılır. Çizilmiş cirolar yazılmamış hükmündedir. Ayrıca, 6102 sayılı TTK 818/1-c maddesi göndermesi ile 677. maddesi uyarınca imzaların istiklali prensibi gereği kambiyo senetlerindeki her imza sahibi, kendi imzasından sorumludur. Davalının diğer imzaların sıhhatini inceleme yükümlülüğünde olmaması, çekin, davalıya, davacının görünen ciro ile de geçmediği hususu bir arada düşünüldüğünde, takibin haksız olduğu anlaşılsa da kötü niyetli olduğu yönünde kabule göre bir bilgi ve belge dosya kapsamından anlaşılmadığından, davacının bu tazminat talebinin reddi gerekmiştir.
17.Son olarak belirtmek gerekir ki, dava menfi tespit davasıdır ve davacı tarafça dava tarihinden önce zorunlu arabuluculuk kurumuna başvurulduğu anlaşılmaktadır. Zorunlu arabuluculuğa ilişkin kanun maddesinin metni ve gerekçesi açık ve net olup zorlamayla da olsa genişletici bir yorum yapılmasına elverişli değildir. Zaten ileri ve özgürlükçü hukuk düzenlerinde zorunlu ve emredici kuralların dar yorumlanması esastır. İcra İflas Kanunun 72. maddesinde düzenlenen menfi tespit davası, parasal bir mahkumiyeti içeren eda davası niteliğinde alacak ya da tazminatı konu almadığından dava şartı arabulucuğun uygulama alanı dışında kalır. (TANRIVER,Süha Dava Şartı Arabuluculuk Üzerine Bazı Düşünceler, Türkiye Barolar Birliği Dergisi, Mart-Nisan 2020, Yıl: 32, Sayı: 147, s. 111-141; EKMEKÇİ, Ömer/ ÖZEKES, Muhammet / ATALI, Murat / SEVEN, Vural, Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk, Oniki Levha Yayınları, 2. Baskı, İstanbul, Kasım 2019, s. 189-191.) Yargıtay 19. HD., 2020/237 Esas, 2020/805 Karar sayılı, 04.06.2020 Tarihli, “Bölge Adliye Mahkemeleri’nin Kesin Nitelikteki Kararları Arasındaki Uyuşmazlığın Giderilmesine Yönelik” vermiş olduğu ilamında; ticari nitelikteki menfi tespit davalarında dava açılmadan önce arabuluculuğa gidilmesinin zorunlu olmadığına ve arabulucuya gidilmiş olmasının bir dava şartı olmadığına karar verilmiştir.(Benzer yönde Yargıtay 11. HD., 2020/4396 E, 2021/3198 K; 2020/6050 E, 2021/4519 K) Zorunlu olmamasına rağmen ticari davalarda zorunlu arabuluculuğa başvurulması halinde kabule göre bu ücret davalıya yükletilemez. Kabule göre, Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenen bu gider davacı üzerinde bırakılmalıdır. (Emsal olarak; Diyarbakır BAM 6. HD., 2020/641 E, 2021/327 K; Samsun BAM 5. HD., 2021/220 E, 2021/287 K; 2021/353 E, 2021/411 K) Mahkememizce bu şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM/Ayrıntısı gerekçeli kararda açıklandığı üzere;
1-Davanın KABULÜ İLE, davacının Antalya 5. İcra Dairesinin … Esas sayılı dosyasındaki takibe konu … çek numaralı 15.01.2015 tarihli 20.000,00 TL tutarlı çekten dolayı icra dosyasında davalıya BORÇLU OLMADIĞININ TESPİTİNE,
2-Davacının kötü niyet tazminatı talebinin reddine,
3-Davacı tarafça yatırılan 59,30 ₺ (TL) başvurma harcının mahsubu ile hazineye gelir kaydına,
4-Davacı tarafça yatırılan 322,43 ₺ (TL) peşin harcın mahsubu ile hazineye gelir kaydına, hüküm gereği alınması gerekli bakiye 967,26 ₺ (TL)’nin davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
5-492 sayılı Harçlar Kanunu’nun 28. maddesi gereğince; bakiye harcın, kararın tebliğinden itibaren bir ay içinde ödenmesi gerektiğinden, kararın tebliğinden itibaren bir ay içinde ödenmeyen harç için -kanunen belirlenen sınır göz önünde tutularak- “harç tahsil müzekkeresi” yazılmasına, bakiye karar ve ilam harcının ödenmemiş olmasının, hükmün tebliğe çıkarılmasına, takibe konulmasına ve kanun yollarına başvurulmasına engel teşkil etmeyeceğinin bu şekilde hükümde belirtilmesine,
6-Davacı tarafça yatırılan ve mahsup edilen toplamda 381,73 ₺ (TL)’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
7-Davacı tarafça dosyada yapılan ve mahkememizce uyap sisteminden kontrol edilen (denetime elverişlilik açısından, uyap ekranında harç-masraf bölümü altında tahsilat reddiyat bilgileri başlığının içeriğinde masraflar açıkça yazmaktadır) posta-tebligat-bilirkişi ücreti gideri toplamı 113,30 ₺ (TL)’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
8-Davalı tarafça yapılan yargılama giderlerinin davalı üzerinde bırakılmasına,
9-Zorunlu arabuluculuk ücreti 1.320,00 ₺ (TL)’nin davacıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
10-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden, 5.100,00 ₺ (TL) vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
11-Davacı tarafça yatan gider avansından harcanmayan kısmın hüküm kesinleştiğinde UYAP üzerinden kontrolü de sağlanarak davacı tarafa iadesine, karardan sonra tebligat ve benzeri masraflar için gider avansının kullanılması davacı tarafından istenirse tebligat ve benzeri için yapılacak masraflar düşüldükten sonra arta kalan miktarının UYAP üzerinden kontrolü sağlanarak karar kesinleştiğinde davacı tarafa iadesine, (6100 sayılı HMK m. 333) ;12/1/2011 tarihli ve 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu gereğince dava açılırken mahkeme veznesine yatırılacak olan gider avansının miktarı ile avansın ödenmesine ilişkin usul ve esasları belirten, “Hukuk Muhakemeleri Kanunu Gider Avansı Tarifesi” göz önünde tutularak; her hangi bir bankaya ait hesap numarası ve/veya herhangi bir banka hesabına ait IBAN numarası verilmesi halinde taraflara ait artan gider avansının bildirdikleri hesaba aktarılmasına, davalı tarafından yatırılan gider avansının aynı şekilde istek halinde iadesine,
Dair, davacı vekili Sn. Av. … ile davalı vekili Sn. Av. ‘un yüzüne karşı kararın tebliğinden itibaren 6100 Sayılı Kanunun 345.maddesi gereğince 2 hafta içerisinde ilgili İstinaf Dairesi Başkanlığına sunulmak üzere Mahkememize verilecek dilekçe ile İstinaf yasa yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 22/06/2022

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır