Emsal Mahkeme Kararı Antalya 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/240 E. 2022/106 K. 02.02.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
ANTALYA
4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/240
KARAR NO : 2022/106
DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 27/04/2021
KARAR TARİHİ : 02/02/2022

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
A.TALEP:
1.Davacı vekili , dava dilekçesinde özetle; Davalı aleyhine bugüne kadar ödenmeyen faturadan kaynaklı borçların ve gecikme bedellerinin tahsili amacıyla Antalya Genel İcra Dairesi’nin … Esas sayılı dosyası ile ilamsız takiplerde haciz yolu ile icra takibi başlatıldığını,, davalı/borçlu tarafından müvekkile herhangi bir borcu olmadığından bahisle takibe haksız ve kötüniyetli olarak itiraz edildiğini, ilgili icra takibinin haksız itiraz üzerine durmasından sonra müvekkil şirket tarafından yapılan arabuluculuk görüşmesinde her ne kadar taraflar anlaşamamış olsa da davalı tarafın daha sonra müvekkile borcu ödeyeceğini taahhüt etmiş olmakla; müvekkil şirket ile davalı/borçlu şirket arasında Antalya Genel İcra Dairesi’nin … Esas numaralı dosyası kapsamında sabit olan borcun taksitler halinde ödeneceğine dair 24.11.2020 tarihinde bir protokol imzalandığını, söz konusu protokol kapsamında davalı/borçlu … Tur. Otomotiv İnş. Taah. San. ve Tic. Ltd. Şti’nin, ilgili icra dosyasında da sabit olan bu borcu protokolde belirtilen günde ve miktarda ödeyeceğini kabul, beyan ve taahhüt ettiğini, davalı/borçlu şirketin protokol gereğini tam olarak yerine getirmemiş ve imzalanan bu anlaşma kapsamında toplamda beş taksit şeklinde ödenmesi planlanan borcun 01.03.2021 tarihli ve 3.660,00 TL bedelli dördüncü taksitini ve 01.04.2021 tarihli ve 3.635,63 TL bedelli son taksitini ödemediğini, bu durum sonucunda müvekkil şirket alacağına tam olarak kavuşamadığını, yukarıda açıklanan protokol kapsamında müvekkilinin alacaklısı olduğu bu borca dair protokol gereği belirlenen 01.12.2020 tarihli ve 3.660,00 TL bedelli ilk taksit, 04.01.2021 tarihli 3.660,00 TL bedelli ikinci taksit ve 01.02.2021 tarihli ve 3.660,00 TL bedelli üçüncü taksit davalı/borçlu şirket tarafından ödendiğini ancak 01.03.2021 tarihli ve 3.660,00 TL bedelli dördüncü taksit ile 01.04.2021 tarihli ve 3.635,63,00 TL bedelli son taksitin taraflarına ödenmediğini beyan ederek; itirazın iptaline karar verilmesini talep etmiştir.
B. TARAF TEŞKİLİ:
2.Bilindiği üzere 01.10.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun “Hukuki Dinlenilme Hakkı” başlıklı 27. maddesi uyarınca davanın tarafları, kendi hakları ile bağlantılı olarak hukuki dinlenilme hakkına sahip olup, bu hak, yargılama ile ilgili bilgi sahibi olunmasını da içerir. H. Pekcanıtez, O. Atalay, M. Özekes, Medeni Usul Hukuku, 11. Bası, 2011, s. 273)(bkz; İNCEOĞLU,Sibel., İnsan Hakları Avrupa Mahkemesi Kararlarında Adil Yargılanma Hakkı, İstanbul 2008, 3. Baskı, s. 260-261)
3.Bu açıklamalar ışığında, mahkememizce dosyada taraf teşkili sağlanmıştır.
C.CEVAP:
4.Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının eksik harcı yatırması gerektiğini, müvekkilinin hiç bir borcu kalmadığını, müvekkil şirketin, dördüncü ve beşinci taksitleri gecikmeli de olsa, mücbir sebep de olsa ödediğini beyan ederek, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
D. YARGILAMA SÜRECİ/HUKUKİ NİTELEME/MAHKEME KABULÜ:
5.Dava, itirazın iptali talebinden ibarettir.
6.Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 2013/19-2415 esas, 2015/2335 karar sayılı emsal ilamında da belirtildiği üzere; İtirazın iptali davası, müddeabihi takip konusu yapılmış ve borçlunun itiraz etmiş olduğu alacak olan, normal bir alacak (eda) davasıdır. Takip alacaklısı tarafından (süresi içinde) ödeme emrine itiraz etmiş olan borçluya karşı açılır; yani davacı alacaklı, davalı ise takip borçlusudur. Davacı alacaklı bu davada, borçlunun itiraz etmiş olduğu alacağın mevcut olduğunu bildirerek, borçlunun itirazının iptaline karar verilmesini (ve istiyorsa, borçlunun icra inkar tazminatına mahkûm edilmesini) talep eder (KURU, Baki: İcra ve İflas Hukuku El Kitabı, Türkmen Kitabevi, İstanbul, Kasım 2004, s. 220-221). Bu davada, ispat yükü kural olarak davayı açan alacaklıda olup, alacaklı alacağını ispatla yükümlüdür. Genel hükümler dairesinde her türlü delille ispat edilecek alacak ta yine takip talepnamesine konu olan ve borçlu yanca itiraza uğrayan alacaktır. (Yargıtay Hukuk Genel Kurulu., 2006/19-260 esas, 2006/251 karar)
7.Bu genel açıklamalardan sonra dosyaya dönüldüğünde; icra dosyası uyaptan, dosya arasına alınmıştır.
8.Mahkememizce tarafların ticari defterlerinin incelenmesine dair ara karar kurulmuştur.
9.HMK m. 222 gereği; Mahkeme, ticari davalarda tarafların ticari defterlerinin ibrazına kendiliğinden veya taraflardan birinin talebi üzerine karar verebilir. Ticari defterlerin, ticari davalarda delil olarak kabul edilebilmesi için, kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olarak tutulmuş, açılış ve kapanış onayları yaptırılmış ve defter kayıtlarının birbirini doğrulamış olması şarttır. Bu şartlara uygun olarak tutulan ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması veya diğer tarafın ticari defterlerini ibraz etmemesi yahut defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerekir. Diğer tarafın kanuni şartlara uygun olarak tutulan ticari defterlerinin, ilgili hususta hiçbir kayıt içermemesi hâlinde ticari defterler, sahibi lehine delil olarak kullanılamaz. Bu şartlara uygun olarak tutulan defterlerdeki sahibi lehine ve aleyhine olan kayıtlar birbirinden ayrılamaz. Açılış veya kapanış onayları bulunmayan ve içerdiği kayıtlar birbirini doğrulamayan ticari defter kayıtları, sahibi aleyhine delil olur. 7251 sayılı kanunla, 6100 sayılı Kanunun 222 nci maddesinin üçüncü fıkrasında yer alan “ilgili hususta hiç bir kayıt içermemesi” ibaresi “diğer tarafın ticari defterlerini ibraz etmemesi” şeklinde değiştirilmiş ve fıkraya birinci cümleden sonra gelmek üzere aşağıdaki cümle eklenmiştir; “Diğer tarafın ikinci fıkrada yazılan şartlara uygun olarak tutulan ticari defterlerinin, ilgili hususta hiçbir kayıt içermemesi hâlinde ticari defterler, sahibi lehine delil olarak kullanılamaz.” Usul hükümleri derhal uygulanırlılık ilkesine tabidir.
10.19 Ekim 2021 tarihli bilirkişi raporunda özetle; Taraflar arasında, 2019 – 2020 yıllarında İrsaliyeli Faturalara dayalı ‘Döşemelik Kumaş’ alımı satımı ile cari hesap ilişkisi kurulduğu, davacının ticari defterleri usulüne uygun ve birbirini doğrular mahiyette tuttuğu, açılış ve kapanış tasdiklerinin yasal sürelerinde yapıldığı, defterlerin bir bütün halinde birbirini doğrular mahiyette olduğu, tespit edildiği, davalının 19.08.2021 tarihli beyan dilekçesi ile eski muhasebecisinin yerini bildirdiği, eski muhasebecisi 06/2021 dönemi dahil davalı defterlerini tuttuğu, 07/2021 tarihinden itibaren yeni muhasebecinin tuttuğu, dolayısıyla 19.08.2021 tarihli beyan dilekçesinde yeni muhasebecinin yerinin bilindiği / bildirilebilineceği, tespit edildiği, (EK-1) Türmob Mesleki Sözleşme Fesih Bildirimi, davacının takip tarihinde 14.463,76 TL asıl alacak talep ettiği, ancak takip tarihinde ticari defterlerine göre 23.158,48 TL davalıdan alacaklı olduğu, davacının takip konusu faturaları bağlı vergi dairesine beyan ettiği ve ticari defterleri ile uyumlu olduğu, davalının ise faturaları bağlı vergi dairesine beyan etmediği, taraflar arasında icra dairesindeki 18.275,63 TL tutarlı borç için 24.11.2020 tarihinde PROTOKOL yapıldığı, protokole göre davalı vekili taksitler halinde takip konusu borcu ödemeyi kabul ettiği belirtilmiştir.
11.Mahkememizce davalının ticari defterlerinin incelenmesi için Gaziantep Ticaret mahkemesine talimat yazılmış ve 02/12/2021 tarihli bilirkişi raporunda özetle; Davalı … Turizm Otomotiv İnşaat Taahhüt Sanayi ve Ticaret Ltd. Şti. Vekili Av. … tarafından Mahkeme’ye Şirket Muhasebecisi olarak bildirilen …’ın SMMM kaydını Gaziantep Serbest Muhasebeci ve Mali Müşavirler Odası’ndan teyit etmiş bulunduğu, SMMM …’ın, kendisi ile yapmış bulunduğu telefon görüşmesinde Davalı … Turizm Otomotiv İnşaat Taahhüt Sanayi ve Ticaret Ltd. Şti.’nin kendisi ile sözleşmesini feshettiklerini ve defterlerin kendisinde olmadığını beyan ettiği, durumu Davalı V. Av. …’a telefon ile bildirdiğinde Davalı Şirket ile görüşeceğini ifade ettiğini ve daha sonra (2 gün) tarafına vermiş olduğu sözlü beyanında Şirket’in defter sunmaktan kaçındığını beyan ettiğini bildirdiğini, öz olarak; Davalı … Turizm Otomotiv İnşaat Taahhüt Sanayi ve Ticaret Ltd. Şti.’nin dosya kapsamındaki defter incelemesi yapılamadığını belirtmiştir.
12.Bilirkişi raporu, taraflara tebliğ edilmiştir, itirazlar/beyanlar alınmıştır.
13.Davalı vekili, bilirkişinin beyanlarının meslek etiğine uygun olmadığını, aralarındaki görüşme içeriklerini ekte sunduklarını beyan etmiştir. Ekte sunulan görüşme kayıt örnekleri bilirkişi ile defterlerin hazır etmeye yönelik görüşme kayıtları olup, bilirkişi de benzer ifadeler yani tarafla görüştüğünü zaten beyan etmiştir. Davalı vekili, 03/01/2022 tarihli dilek ekinde bazı belgeler sunmuştur. Ekte sunulan belgeler yevmiye defterinin bir iki sayfasından ibaret olup, noter tasdiki olan bir sayfası da sunulmuştur. Ayrıca,bir kısım tahsilat makbuzu yazan belge de sunulmuştur. Bu belgeler davalının defter sunma külfetinin (yükümlülük değil) yerine getirildiğini göstermez. Ticari defterlerin, ticari davalarda delil olarak kabul edilebilmesi için, kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olarak tutulmuş, açılış ve kapanış onayları yaptırılmış ve defter kayıtlarının birbirini doğrulamış olması şarttır. Bunun teyidi için de ticari defterlerin inceleme için sunulması lazımdır. Sunulan bir kısım belgeler bunu sağlamaz. Şu durumda davacı defterleri, davalı ticari defterlerini sunmadığından, davacı lehine delil olarak değerlendirilebilir.
14.Tüm dosya kapsamı, icra dosyası içeriği, ekte sunulan inkar edilmeyen protokol içeriği, taleple bağlılık ilkesi, ödeme iddiasının bunu ileri süren tarafça ispat edilmesi gerekmesi, davalının ticari defterlerini sunmaması, davacının ticari defterler içeriği dikkate alınarak, davanın kabulüne karar vermek gerekmiştir.
15.Davacı tarafın icra inkar tazminatı talebine gelince;
16.İcra inkar tazminatının şartları şunlardır:
a)Geçerli ilamsız icra takibi yapılmış olmalı,
b)Borçlu süresi içinde ödeme emrine itiraz etmiş olmalı,
c)Süresi içinde açılmış bir itirazın iptali davası olmalı,
d)Talep olmalı,
e)Borçlunun itirazının haksızlığına karar verilmelidir.
17.Dosyaya baktığımızda; yukarıdaki hususların varlığı ve alacağın likit olması karşısında, davacının inkar tazminatı talebinin kabulüne karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM/Ayrıntısı gerekçeli kararda açıklandığı üzere;
1-Davanın KABULÜ İLE, davalının Antalya Genel İcra Dairesinin … Esas sayılı dosyasına yapmış olduğu İTİRAZIN İPTALİ İLE, takibin 7.295,63 TL asıl alacak üzerinden DEVAMINA,
2-Davacının inkar tazminatı talebinin KABULÜ İLE, 1.459,12 TL inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
3-Davacı tarafça yatırılan 59,30 TL başvurma harcının mahsubu ile hazineye gelir kaydına,
4-Davacı tarafça yatırılan 59,30 TL peşin harcın mahsubu ile hazineye gelir kaydına, hüküm gereği alınması gerekli bakiye 439,06 TL’nin davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
5-492 sayılı Harçlar Kanunu’nun 28. maddesi gereğince; bakiye harcın, kararın tebliğinden itibaren bir ay içinde ödenmesi gerektiğinden, kararın tebliğinden itibaren bir ay içinde ödenmeyen harç için -kanunen belirlenen sınır göz önünde tutularak- “harç tahsil müzekkeresi” yazılmasına, bakiye karar ve ilam harcının ödenmemiş olmasının, hükmün tebliğe çıkarılmasına, takibe konulmasına ve kanun yollarına başvurulmasına engel teşkil etmeyeceğinin bu şekilde hükümde belirtilmesine,
6-Davacı tarafça yatırılan ve mahsup edilen 118,60 TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
7-Davacı tarafça dosyada yapılan ve mahkememizce uyap sisteminden kontrol edilen (denetime elverişlilik açısından, uyap ekranında harç-masraf bölümü altında tahsilat reddiyat bilgileri başlığının içeriğinde masraflar açıkça yazmaktadır) posta-tebligat-bilirkişi ücreti gideri toplamı 1.653,70 TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
8-6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu 18/13 ve Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği 26/2. Maddeleri, 6100 sayılı HMK 297/1-ç, 326.maddeleri uyarınca, arabuluculuk faaliyeti sonunda tarafların anlaşamamaları halinde iki saatlik ücret tutarı tarifenin birinci kısmına göre ileride haksız çıkan taraftan tahsil olunmak üzere Adalet Bakanlığı bütçesinden ödeneceği öngörüldüğünden; 1.320,00 TL nin davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
9-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden; 5.100,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
10-Davacı tarafça yatan gider avansından harcanmayan kısmın hüküm kesinleştiğinde UYAP üzerinden kontrolü de sağlanarak davacı tarafa iadesine, karardan sonra tebligat ve benzeri masraflar için gider avansının kullanılması davacı tarafından istenirse tebligat ve benzeri için yapılacak masraflar düşüldükten sonra arta kalan miktarının UYAP üzerinden kontrolü sağlanarak karar kesinleştiğinde davacı tarafa iadesine,
Dair, davacı vekili Sn. Av. …’ın yüzüne karşı davalı tarafın yokluğunda verilen karar KESİN olmak üzere açıkça okunup usulen anlatıldı.02/02/2022

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır