Emsal Mahkeme Kararı Antalya 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/227 E. 2021/801 K. 02.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
ANTALYA
4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/227 Esas
KARAR NO : 2021/801
DAVA : Tazminat (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 27/02/2019
KARAR TARİHİ : 02/12/2021

Mahkememizde görülmekte bulunan Tazminat (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılamasının sonunda,
DAVA: Davacı vekili mahkememize sunmuş olduğu dava dilekçesinde, taraflar arasında 23/05/2011 tarihli 10 yıl süreli “Kira Sözleşmesi” imzalandığını, bu sözleşmede müvekkilinin kiracı, davalının ise kiraya veren konumunda olduğunu, kira konusu yerin ise Terracity Alışveriş merkezi’nde bulunan bir cafe olduğunu, davalı tarafın müvekkili aleyhine İstanbil … İcra Müdürlüğü’nün … sayılı icra dosyaları ile takip başlattığını, davalıya usulsüz tebligatlar yapıldığını, takiplerin kesinleştiğini, müvekkili şirketin adresinde haciz ve muhafaza yapıldığını ve muhafaza altına alınan malların cebri icra yoluyla satıldığını, söz konusu icra dosyalarında müvekkili tarafa usulsüz tebligat şikayetiyle İstanbul … İcra Hukuk mahkemesi’nin … Esas sayılı dosyaları üzerinden dava açıldığını, dosyalarda şikayetlerinin kabul edildiğini, ve takiplerin durduğunu, Müvekkilinin işletmiş olduğu cafede, …/… esas sayılı dosyasında yapılan haciz ve muhafaza sonucu cafenin bütün masaları, sandalyeleri ve diğer mallarının haczedilip muhafaza altına alındığını, şirketin iş yapamaz hale geldiğini, bu haciz ve muhafaza işlemi neticesinde ekonomik yönden zor ve kritik bir süreçte olan davacı şirketin, iş yapmasının engellediğini, bu sebeple bir daha toparlanamadığını, haciz ve satış yapılan …/… sayılı dosyasında haciz, muhafaza ve satışı yapılan menkullerin değerinin satış ilanına göre 13.920 TL olduğunu, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla, dava tarihi itibariyla tespit ettikleri 13.920-TL maddi zararın ve 100.000-TL manevi tazminatın davalıdan tahsilini, talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Görev yönünden itirazlarının bulunduğunu, dava konusu uyuşmazlığın tacirler arasında akdedilmiş kira sözleşmesine dayanan ticari işten kaynaklandığını, tarafların ikisinin de tacir olduğunu, uyuşmazlığın ticari işleme dayanması sebebiyle görevli mahkemenin Ticaret Mahkemeleri olduğunu, yine yetkisizlik yönünden de itirazlarının bulunduğnu, davadaki uyuşmazlığın çözümü bakımından İstanbul Mahkemelerinin yetkili olduğunu, davacı tarfından açılan davanın hak düşürücü süresinin de geçirildiğini, bu sebeplerle mahkemece verilen ihtiyati haciz kararının da hukuka aykırı olduğunu, davacının imzalanmış olan kira sözleşmesinden kaynaklı yüksek miktarda kira borcunun bulunduğunu, davacı tarafça bu kira bedelleri ödenmeden kiralanan yerin kullanılmaya devam edildiğini, müvekkilinin alacağının tahsili ve kira kazancı elde edememesinden doğan zararının önlenmesi amacıyla mecurun tahliyesi için haciz işlemi yaptığını, davacının bu haciz işlemlerine itirazının mesnetsiz olduğunu, yine haciz kararının alındığı esas dosyasından yapılan tebilgatın davacı borçlunun başkaca dosyalarında da ödeme emrini tebliğ alan çalışanına yapıldığını, davacının manevi tazminat taleplerinin de hiçbir hukuki mesnedidinin bulunmadığını bu nedenlerle davanın görev, yetki ve esastan reddini talep etmiştir.
Dosya Antalya … Asliye Hukuk Mahkemesinin … gün ve …/… Esas …/… sayılı görevsizlik kararı ile mahkememize gönderilmiş, mahkememizde …/… sırasına kaydı yapılmış ve mahkememizin … gün ve …/… Esas …/…28 sayılı kararı istinaf edilmiş ve Antalya Bölge Adliye Mahkemesi … Hukuk Dairesinin …/… Esas …/… sayılı … tarihli ilamı ile, mahkememize gönderilmiş ve yukarıdaki esasına kaydı yapılmıştır.
DELİLLER : Dosyada tüm deliller toplanmış, İstanbul … İcra Hukuk Mahkemesinin …/… Esas sayılı dosyası, İstanbul … Sulh Hukuk Mahkemesinin …/… Esas sayılı dosyası celp edilmiştir.
DEĞERLENDİRME VE GEREKÇE:
Dava haksız haciz iddiasına dayalı maddi manevi tazminat davasıdır.
Taraflar arasındaki uyuşmazlık yapılan haczin haksız olup olmadığı, haksız ise davacının bu haciz nedeniyle talep edebileceği zarar miktarına ilişkindir.
Dava, haksız eylem savına dayalı olup; sorumluluğun kaynağı konusunda da özel bir düzenleme bulunmamaktadır. Şu durumda, uyuşmazlığın çözümünde TBK.m.49 vd. hükümlerinin gözönünde bulundurulması gerekir.
Davalı şirketin kira sözleşmesinden doğan kira alacağını tahsili amacıyla İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … sayılı icra dosyaları ile takip başlattığı bu takiplerin tebligat üzerinde imzası bulunan kişinin yetkili ya da çalışan olup olmadığının belirtilmediği bu sebeple tebligatların usulsüz olduğu gerekçesiyle İstanbul …İcra Hukuk mahkemesi’nin … Esas sayılı dosyalarında tebligata ilişkin şikayetlerin kabulüne karar verilmiştir.
İstanbul … Sulh Hukuk Mahkemesinin …/… Esas sayılı dosyası incelendiğinde ise davacı … Gıda Ltd. Şti’nin davalı … A.Ş ‘ne açtığı kira uyarlama davasının esastan reddedildiği görülmüştür.
İstanbul … İcra Hukuk Mahkemesinin …/… E. …/… K. Sayılı dosyasında ise da dosyamız davalısı … A.Ş’nin dosyamız davacısı … Gıda Ltd. Şti’ ne karşı açtığı itirazın kaldırılması davasının kısmen kabulüne ve … Gıda Ltd. Şti’nin kiralanandan tahliyesine karar verilmiştir.
Yerleşik Yargıtay uygulamasında haksız takip ve haciz nedeniyle ancak borçlu olmadığını bildiği kişi veya borçluya ait olmadığını bildiği eşyaya yönelik yapıldığı takdirde haksız haciz söz konusu olur.
Türk Medeni Kanunu’nun 6. maddesi hükmü uyarınca; kanunda aksine bir hüküm bulunmadıkça, taraflardan her biri, hakkını dayandırdığı olguların varlığını ispatlamakla yükümlüdür. Gerek doktrinde, gerek Yargıtay içtihatlarında kabul edildiği üzere ispat yükü, hayatın olağan akışına aykırı durumu iddia eden ya da savunmada bulunan kimseye düşer. 6100 sayılı HMK ‘nın 190/1 maddesi gereğince ispat yükü, kanunda özel bir düzenleme bulunmadıkça, iddia edilen vakıaya bağlanan hukuki sonuçtan kendi lehine hak çıkaran tarafa aittir.
Usulsüz tebligat nedeniyle duran takibe konu alacağa ilişkin itirazın iptali davası açma süresi geçtiğinden(1 yıllık hak düşürücü süre) davalı tarafa itirazın iptali davası açmak üzere süre verilmemiştir. Zira böyle bir dava açıldığında dava usulden reddolacak ve iş bu dava konusu uyuşmazlık çözümlenemeyecektir. İş bu davanın çözüme kavuşması açısından icra takibine konu alacağın haklılığına ilişkin görevli mahkemede esasa ilişkin yargılama yapılması gerektiğinden ve görevli mahkemede menfi tespit davası açıp kazanması halinde iş bu dava dosyasında ki iddiasında haklı çıkacak olan yani iddia edilen vakıaya bağlanan hukuki sonuçtan kendi lehine hak çıkaran davacı tarafa menfi tespit davası açmak üzere kesin süre verilmiş lakin kesin sürede menfi tespit davası açılmamıştır. Bu sebeple mahkememizce davacı tarafın iddiasını ispat edemediği kanaatine varılmıştır.
Tüm dosya kapsamı yukarıdaki açıklamalar ve tespitler ışığında değerlendirildiğinde ; haczin haksız olduğunu ispat etmek için verilen kesin sürede davacı tarafından menfi tespit davası açılmadığı , bununla beraber davacının kira uyarlama davasının reddedildiği ve davalının açtığı tahliye davasının da davalı lehine sonuçlandığı anlaşıldığından somut olayda bu sebeplerle haksız hacizden söz edilememez. Yine kişilik haklarına saldırı oluşturacak şekilde bir haciz işlemi de yoktur. Davalı, dava konusu eylem bakımından yasal hakkını kullanan kişi durumundadır ve sorumluluk koşullarından olan hukuka aykırılık unsuru gerçekleşmemiştir. Bu nedenlerle davacının maddi ve manevi tazminat talebi yerinde görülmediğinden davanın reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM: Ayrıntısı gerekçeli kararda açıklandığı üzere;
1-Davacının davasının REDDİNE,
2-Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 59,30 TL harçtan peşin alınan 1.940,35 TL nin mahsubu ile, fazladan alınan 1.881,05 TLnin karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
3-Yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesaplanan 14.743,90 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
4-Davacının yapmış olduğu yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
5-Taraflarca yatırılan ve kullanılmayan gider avansı ve varsa teminatın karar kesinleştiğinde taraflara iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı kararın tebliğinden itibaren 6100 Sayılı Kanunun 345.maddesi gereğince 2 hafta içerisinde ilgili İstinaf Dairesi Başkanlığına sunulmak üzere Mahkememize verilecek dilekçe ile İstinaf yasa yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 02/12/2021

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır