Emsal Mahkeme Kararı Antalya 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/216 E. 2022/187 K. 09.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
ANTALYA
4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/216
KARAR NO : 2022/187
DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 15/04/2021
KARAR TARİHİ: 09/03/2022

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili, dava dilekçesinde özetle; …numaralı abonenin sayacının ilerleyen endekslerine göre tespit edilen ve 2016/110, 2017/2-30-80 dönemlerine tahakkuk ettirilen ve ödenmeyen borçlara ilişkin olarak, abone numarasına sahip davalıya borcun ihbar edildiğini, ancak ödeme yapılmaması nedeni ile Antalya 11. İcra Müdürlüğünün …E. Sayılı dosyası üzerinden takip başlatıldığını, davalının takibe haksız ve kötüniyetli olarak itiraz ettiğini, davalının abone sahibi olduğunu, gecikmelere ilişkin durumların abone sözleşmesinde ve Tarifeler Yönetmeliğinde belirlendiğini, abone sahibinin abonesini iptal ettirmediğini ve idareye başvuru yapmadığını, Abone Sözleşmesi 9. Maddesi ve ASAT Tarifeler Yönetmeliğinin 30. maddesi gereğince davalının sorumlu bulunduğunu, bu konuda birçok Yargıtay kararı mevcut bulunduğunu, davalının itirazlarının geçerli bir nedene dayanmadığını, bu nedenle itirazın iptali ile takibin devamını, alacağın *%20’si oranında icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı taraf, davaya cevap vermemiştir.
Dava, itirazın iptali talebinden ibarettir.
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 2013/19-2415 esas, 2015/2335 karar sayılı emsal ilamında da belirtildiği üzere; İtirazın iptali davası, müddeabihi takip konusu yapılmış ve borçlunun itiraz etmiş olduğu alacak olan, normal bir alacak (eda) davasıdır. Takip alacaklısı tarafından (süresi içinde) ödeme emrine itiraz etmiş olan borçluya karşı açılır; yani davacı alacaklı, davalı ise takip borçlusudur. Davacı alacaklı bu davada, borçlunun itiraz etmiş olduğu alacağın mevcut olduğunu bildirerek, borçlunun itirazının iptaline karar verilmesini (ve istiyorsa, borçlunun icra inkar tazminatına mahkûm edilmesini) talep eder (KURU, Baki: İcra ve İflas Hukuku El Kitabı, Türkmen Kitabevi, İstanbul, Kasım 2004, s. 220-221).
Davada, ispat külfeti davacıdadır ve mahkememizce dosyada bilirkişi raporu düzenlenmesi için bilirkişiye tevdi edilmesi ara kararı kurulmuştur.
22/12/2021 tarihli bilirkişi raporunda özetle; davalı tarafından icra takip dosyasındaki itirazda açıkça sözleşmeye itirazda bulunulmadığı, davacı tarafından düzenlenen faturalara da bir itiraz edilmediği, dosya içerisinde mevcut Abone Sözleşmesinin incelenmesinde 3. Madde ile “Abone; sözleşme adresine Kurum tarafından yapılacak her türlü tebligatın geçerli olduğunu ve kendisine yapıldığını kabul eder. Borç tahakkuklarına ilişkin ihbarnamelerin bu adrese iletilmesi tebligat hükmündedir.” denilerek kurum tarafından ihbarnamelerin iletilmesinin tebligat hükmünde bulunduğu tespit edilmekle, dosya kapsamında mevcut İstihbarat Bilgi Toplama Formu ile davalı şirketin adresine 14.09.2017 tarihinde ihbarname bırakıldığı bildirilmiştir. ASAT Tarifeler Yönetmeliğinin incelenmesinde ise 30. Madde ile “Aboneler, ASAT ile yaptığı abone sözleşmesine ait ilişkisini kesmeden aboneliği terk ederlerse, başkaları tarafından kullanılacak suyun bedelinden sorumludur. ” düzenlemesinin mevcut bulunduğu, yine aynı yönetmeliğin 28 maddeşinin 3. Fıkrası ile “Borçlarını süresi içinde ödemeyen abonelerden 6183 sayılı Amme Alacakları Hakkında Kanunun 51 maddesinde belirtilen oranlara göre, gecikme zammı tahsil edilir.” denilerek gecikme zammı oranının belirlendiği tespit edildiği belirtilerek; mahkemece fatura kesim tarihleri itibariyle borcun muaccel olduğunun kabulü halinde davacının borcunun 556,80 TL asıl alacak, 98,88 TL gecikme zammı, 7,92 TL gecikme zammı KDV si olmak üzere toplam 663,60 TL olduğu; ihbarnamenin tebliğ tarihi olan 14/9/2017 tarihi itibariyle borcun muaccel olduğunun kabulü halinde ise 556,80 TL asıl alacak, 48,85 TL gecikme zammı, 3,91 TL gecikme zammı KDV si olmak üzere toplam 609,56 TL olduğu belirtilmiştir.
Bilirkişi raporu taraflara tebliğ edilmiştir.
Bilirkişi raporunu hakim denetlemelidir. Öğretide Akyol, bilirkişi raporunun denetimi sadece hâkime ait bir görev değil; aynı zamanda taraflara ait bir haktır demektedir(AKYOL, Şener :Hukuk Usulünde Bilirkişilerle İlgili Bazı Problemler, Mukayeseli Hukukta Bilirkişilik Ve Sorunları, Yargıtay 125.Yıl Dönümü, s. 72 naklen). Hâkimin bilirkişinin uzmanlığı nedeniyle taşıdığı egemenliği kıracak araçları olduğu, bir yanlışın mutlaka geri döneceği ve özellikle böyle bir yanlışın müeyyidelendirileceği konularında bilirkişi inandırılmalı; böyle bir bilinç oluşturulmalıdır.“Hâkim kesinlikle ve mutlak olarak usulün egemeni olmalı; dosyaya, kendi sorumluluğunda girecek olan tanık beyanı gibi bilirkişi raporu gibi hususların adaleti saptıracak biçimlerde tezahürünü önleyecek tedbirleri almalı ve bu egemenliğini davanın sonuna kadar sürdürmelidir.” (Akyol s. 64-65 naklen).
Bu hususlar doğrultusunda, bilirkişi raporunun, hükme ve denetime elverişli, dosya kapsamına uygun olduğu kanaatine varılmıştır.
Tüm dosya kapsamı, bilirkişi raporu, orada belirtilen sözleşme ve tarifeler yönetmeliği gereği davalının borcunun fatura kesim tarihi itibariyle muaccel olduğunun kabulü ile davanın kabulüne karar vermek gerekmiştir.
Davacı tarafın icra inkar tazminatı talebine gelince;
İcra inkar tazminatının şartları şunlardır: a)Geçerli ilamsız icra takibi yapılmış olmalı, b)Borçlu süresi içinde ödeme emrine itiraz etmiş olmalı, c)Süresi içinde açılmış bir itirazın iptali davası olmalı, d)Talep olmalı, e)Borçlunun itirazının haksızlığına karar verilmelidir.
Dosyaya baktığımızda; yukarıdaki kanuni şartların varlığı ve alacağın likit olması nedeni ile davacının inkar tazminatı talebinin kabulüne karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM/Ayrıntısı gerekçeli kararda açıklandığı üzere;
1-Davanın KABULÜ İLE, davalının Antalya 11. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasına (Antalya Genel İcra Müdürlüğünün …Esas sayılı dosyası olmuştur) yaptığı İTİRAZIN İPTALİ ile takibin DEVAMINA,
2-Davacının inkar tazminatı talebinin KABULÜ İLE, 132,72 TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
3-Davacı tarafça yatırılan 59,30 TL başvurma harcının mahsubu ile hazineye gelir kaydına,
4-Davacı tarafça yatırılan 59,30 TL peşin harcın mahsubu ile hazineye gelir kaydına, hüküm gereği alınması gerekli bakiye 21,40 TL harcın davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
5-492 sayılı Harçlar Kanunu’nun 28. maddesi gereğince; bakiye harcın, kararın tebliğinden itibaren bir ay içinde ödenmesi gerektiğinden, kararın tebliğinden itibaren bir ay içinde ödenmeyen harç için -kanunen belirlenen sınır göz önünde tutularak- “harç tahsil müzekkeresi” yazılmasına, bakiye karar ve ilam harcının ödenmemiş olmasının, hükmün tebliğe çıkarılmasına, takibe konulmasına ve kanun yollarına başvurulmasına engel teşkil etmeyeceğinin bu şekilde hükümde belirtilmesine,
6-Davacı tarafça yatırılan ve mahsup edilen toplamda 118,60 TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
7-Davacı tarafça dosyada yapılan ve mahkememizce uyap sisteminden kontrol edilen (denetime elverişlilik açısından, uyap ekranında harç-masraf bölümü altında tahsilat reddiyat bilgileri başlığının içeriğinde masraflar açıkça yazmaktadır) posta-tebligat-bilirkişi ücreti gideri toplamı 769,00 TL’nin davlaıdan alınarak davacıya verilmesine,
8-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden; 663,60 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
9-Davacı tarafça yatan gider avansından harcanmayan kısmın hüküm kesinleştiğinde UYAP üzerinden kontrolü de sağlanarak davacı tarafa iadesine,
Dair, davacı vekili …’in yüzüne karşı davalı tarafın yokluğunda verilen karar KESİN olmak üzere açıkça okunup usulen anlatıldı.09/03/2022

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır