Emsal Mahkeme Kararı Antalya 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/202 E. 2022/653 K. 13.09.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
ANTALYA
4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/202 Esas
KARAR NO : 2022/653
DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ : 09/04/2021
KARAR TARİHİ : 13/09/2022

Mahkememizde görülmekte bulunan Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat) davasının yapılan açık yargılamasının sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ;
DAVA:Davacı vekili dava dilekçesinde özetle;: Davalı …’ in sevk ve idaresindeki … plakalı araç ile Antalya istikametinden Isparta istikametine doğru giderken … mahallesinde yolun karşısına geçmeye çalışan …’ a çarparak trafik kazasının oluştuğunu, bu kaza sonucunda …’ ın kaldırıldığı hastanede vefat ettiğini, müvekkili …’ nın …’ın eşi diğer müvekkillerinin ise … ve …’ ın çocukları olduğunu, kazaya karışan aracın davalılardan … adına kayıtlı olduğunu, diğer davalının ise kazaya karışan aracın sigorta şirketi olduğunu, olay sonrası araç sürücü … hakkında Antalya C. Başsavcılığı’ nın … Soruşturma numaralı dosyasının açıldığını, soruşturma dosyasına istinaden Antalya … Asliye Ceza Mahkemesi’ nin … Esas … Karar sayılı dosyasından alınan kararı ile taksirle ölüme neden olmadan yargılanarak cezalandırılmasına karar verildiğini ve kararın kesinleştiğini, müvekkili …’ nın emekli olduğunu, diğer müvekkillerinin üniversite mezunu olduğunu, davalının kusur ve ihmali ile müvekkillerinin yaşadıkları olayın acısının yaşamlarına etkisinin açık olduğunu, müvekkillerinin müteveffanın maddi ve manevi desteğinden yoksun kaldığını, yaşananların telafi edilmesi mümkün olmamakla birlikte teselli olması için müvekkili … için 40.000,00 TL, diğer müvekkilleri için ayrı ayrı 25.000,00 TL olmak üzere toplam 90.000,00 TL manevi tazminat talep ettiğini, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile cenaze ve defin işlemleri için 1.000,00 TL maddi tazminat ve müvekkili … için 5.000,00 TL destekten yoksun kalma maddi tazminatını talep ettiğini, davalı sigorta şirketine başvuru yapıldığını ve yasal süresi içeresinde cevap alınamadığını, bu nedenlerle 6.000,00 TL maddi tazminatın fazlaya ilişkin haklı saklı kalmak kaydı ile olay tarihi olan 05.07.2018 tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte sigorta şirketinden poliçe limiti ile sınırlı kalmak kaydı ile, tüm davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline, 90.000,00 TL manevi tazminatın olay tarihi olan 05.07.2018 tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalılardan … ve …’ den müştereken ve müteselsilen tahsiline, kazaya karışan … plakalı araç için ihtiyati haciz hükmünde tedbir konulmasına, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalılara yükletilmesine karar verilmesini dava ve talep etmiştir.
CEVAP :Davalı … vekili cevap dilekçesinde özetle; Davacılar tarafından talep edilen manevi tazminat miktarının fahiş olup taraflarınca kabulünün mümkün olmadığını, Antalya … Asliye Ceza Mahkemesi’nin … esas sayılı dosyası ile yapılan yargılamada, kazaya karışan tarafların kusur durumunu gösterir Adli Tıp Kurumundan … tarihli rapor alındığını, raporda; davalı müvekkilin tali kusurlu, yaya …’IN asli kusurlu olduğunun belirtildiğini, rapordan da anlaşılacağı üzere kazanın meydana gelmesinde davalı müvekkilinin asli kusurunun olmadığını, Yine olay yerine gelen jandarma görevlileri tarafından kaza tespit tutanağı tanzim edildiğini ve davalı müvekkilin meydana gelen kazada kusurunun olmadığının tespit edildiğini, Manevi tazminat niteliği itibariyle zenginleşme aracı olmayıp zarar görenin görmüş olduğu zarardan ötürü duyduğu elem ve acının bir nebze de olsun hafifletilmesi için yasada öngörüldüğünü, Yerleşik Yargıtay İçtihatlarının da bu görüşlerini desteklediğini, Yargıtay 17. Hukuk Dairesi’nin … sayılı ilamında ” Manevi tazminat zenginleşme aracı değildir. Bu yöndeki talep hakkında hüküm kurulurken olay sebebiyle duyulan acı ve elemin kısmen de olsa giderilmesi amaçlanmalı ve bu sebeple tarafların sosyal ve ekonomik durumları ile birlikte olayın meydana geliş şekli de gözönünde tutularak, hak ve nesafet kuralları çerçevesinde bir sonuca varılmalıdır. Zira, 4721 Sayılı TMK’nun 4.maddesinde, kanunun takdir hakkı verdiği hallerde, hakimin hak ve nesafete göre hükmedeceği öngörülmüştür. Manevi tazminatın miktarı olay nedeniyle duyulan acı ve üzüntüyle orantılı ve kısmen de olsa acı ve üzüntünün giderilmesini sağlayacak boyutta olmalıdır. ” ve ” Manevi tazminat, zarara uğrayanda, manevi huzuru gerçekleştirecek ve tazminata benzer bir fonksiyonu da olan özgün bir nitelik taşır. Manevi tazminat bir ceza olmadığı gibi, mamelek hukukuna ilişkin zararın karşılanmasını da amaç edinmemiştir. Zarar görenin zenginleşmemesi, zarar sorumlusunun da fakirleşmemesi gerekmektedir. Takdir edilecek miktar, mevcut halde elde edilmek istenen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalıdır. ” görüşlerine yer verildiğini, Davacıların istemiş olduğu manevi tazminat miktarının, kusur durumu ve diğer hususlar dikkate alındığında son derece yüksek olduğunu, zarar göreni zenginleştireceği gibi zarara neden olanı da fakirleştirecek ve zor duruma sokacağını, davanın reddine, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davacılar üzerine bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı sigorta şirketi vekili cevap dilekçesinde; … plakalı kazaya karışan aracın müvekkili şirkete 13.02.2018-13.02.2019 tarihleri arasında geçerli olmak üzere … numaralı Karayolu Zorunlu Mali Mesuliyet Poliçesi ile sigortalı olduğunu, İşbu poliçeden dolayı sorumluluklarının sigortalının kusuru oranında olmak üzere, bedeni zararlarda şahıs başına azami 360.000-TL ile sınırlı olduğunu, Poliçe limitini bildirmelerinin davayı ve iddiaları kabul anlamında olmadığını, davanın dava şartı eksikliği” sebebiye usulden reddi gerektiğini, 2918 SAYILI Karayolları Trafik Kanunu 97. maddesi- (DEĞİŞİK MADDE RGT: 26.04.2016 RG NO: 29695 KANUN NO: 6704/5) (KOD 1)’ndeki “Zarar görenin, zorunlu mali sorumluluk sigortasında öngörülen sınırlar içinde dava yoluna gitmeden önce ilgili sigorta kuruluşuna yazılı başvuruda bulunması gerektiğini, Sigorta kuruluşunun başvuru tarihinden itibaren en geç 15 gün içinde başvuruyu yazılı olarak cevaplamaması veya verilen cevabın talebi karşılamadığına ilişkin uyuşmazlık olması halinde, zarar görenin dava açabileceğini veya 5684 sayılı Kanun çerçevesinde tahkime başvurabileceğini, 26.04.2016 yürürlük tarihli 6704 sayılı torba yasa ile zorunlu mali sorumluluk sigortası kapsamındaki zararların dava yolu ile çözümü öncesi sigorta kuruluşuna başvuru zorunluluğu getirildiğini, Bu değişiklikle trafik kazaları nedeniyle zarara uğrayanların sigortacıya dava açmadan önce mutlaka sigortacıya yazılı başvurmak zorunda olduklarını, Dava açabilmeleri için mevcut zararın tespiti açısından gerekli belgelerin ibraz edilmesi sureti ile usulüne uygun yazılı başvurusundan itibaren 15 günlük sürenin dolmuş olması gerektiğini, Şirketlerince başvuru sahibinin tazminat talebinin kısmen ya da tamamen reddedildiğini söylemenin mümkün olmadığını, işbu başvurunun Sigorta Tahkim Komisyonu başvuru şartlarını haiz olmadığını, müvekkili şirket aleyhine haksız olarak ikame edilen işbu başvurunun öncelikle usul yönünden reddini talep ettiklerini, yeni genel şartlar uyarınca destekten yoksun kalma tazminatı hesaplamaları Türk Borçlar Kanunu hükümlerine göre değil, zmms genel şart ekinde yer alan trh-2010 kadın/erkek tablosu ve %1,8 teknik faiz kullanılarak hesaplama yapılması gerektiğini, hiçbir şekilde müvekkil şirket aleyhine ikame edilen işbu başvuruyu kabul anlamına gelmemek kaydı ile davaya konu poliçenin tanzim tarihi 20.12.2017 olup 01.06.2015 tarihli trafik sigortası genel şartları hükümlerinin uygulanacağı sabittir. dolayısıyla bu kapsamda yapılacak tazminat hesaplamalarında zorunlu mali sorumluluk (trafik) sigortası genel şartlarınca benimsenen trh-2010 kadın/erkek tablosu ve %1,8 teknik faiz oranının kullanılması gerektiğini, müvekkil şirketin sorumluluğundan bahsedebilmek için, öncelikle sigortalı araç sürücüsünün kusurunun ispat edilmesi gerektiğini, Hiçbir şekilde başvuruyu kabul anlamına gelmemek kaydıyla; Müteveffanın ana-babası hayattaysa tespit edilmesi gerekmektedir. Zira ana-baba için pay ayrılmadan hesap yapıldığında ileride hem müvekkil şirket açısından hem de destekten yoksun kalanlar açısından mağduriyetler doğabilecektir. Bu bakımdan herhangi bir tazminat ödenmesi gerektiğine karar verilmesi halinde; ana-baba için destekten yoksun kalma payının ayrılması gerektiğini, Karayolları Trafik Kanunu’nun 99. maddesi ve yerleşmiş Yargıtay kararları gereğince, yeterli ve gerekli belgelerin eklenmesi sureti ile şirketimize müracaat tarihinden öncesinde şirketimizin temerrüdü söz konusu olmadığını, . Sigortacı yönünden sigorta bedelini ödeme yükümlülüğü belgelerin ibrazından itibaren (8) işgünü içinde, böyle bir başvuru olmadığı takdirde dava tarihinde muaccel hale geldiğinden bu tarihlerden öncesi için faiz sorumluluğumuz da bulunmadığını, .müvekkil sigorta şirketi aleyhine ikame edilen işbu başvurunun reddine , masraf ve vekalet ücretinin karşı tarafa tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … davaya cevap vermemiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
Dava; haksız fiil nedeniyle maddi manevi tazminat istemine ilişkindir.
Davacıların müteveffa …’ın mirasçıları sıfatı ile 05/07/2018 tarihinde meydana gelen trafik kazasında destekten yoksun kalma ve manevi tazminat talebi ile işbu davayı açtıkları davalı sürücünün olayda kusurunun bulunmadığı ve talep edilen manevi tazminat miktarının fahiş olduğu, diğer davalı sigorta şirketinin ise sigortaya başvuru şartının gerçekleşmediği savunmasında bulunarak davanın reddini talep ettikleri anlaşılmıştır.
Taraflara duruşma gün ve saatini bildirir meşruhatlı davetiye tebliğ edilerek usulüne uygun taraf teşkili sağlanmıştır.
Davalı sigorta şirketlerine müzekkere yazılarak sigorta poliçesi ile hasar dosyası getirtilerek dosyamız arasına alınmıştır. … plakalı aracın 13/02/2018- 13/02/2019 tarihleri arasında … sigorta tarafından zmms yapıldığı, dava tarihinden önce davacılar vekili tarından maddi tazminat istemli sigorta şirketine başvuru yapıldığı anlaşılmıştır.
Antalya … Asliye Ceza Mahkemesinin … Esas, … Karar sayılı dosyası dosyamız arasına alınmıştır. Sanık …’in taksirle bir kişinin yaralanmasına neden olma suçundan adli para cezası ile cezalandırılmasına karar verildiği, verilen kararın 03/12/2020 tarihinde kesinleştiği görülmüştür. Ceza yargılaması sırasında alınan yapılan keşif sonucu alınan bilirkişi raporu ile sanığın tali, ölenin asli kusurlu olduğu, Adli Tıp Kurumundan alınan raporda ise yine sanığın tali, ölenin asli kusurlu olduğu tespit edilerek mahkemece bu kusur oranlarının kabulü ile hüküm kurulduğu anlaşılmıştır.
05/07/2018 tarihli kaza tespit tutanağı ile ölenin kusurlu olduğu, … plakalı araç sürücüsünün kusurunun bulunmadığı belirlenmiştir.
Mahkememizce alınan Adli Tıp Kurumu 01/09/2021 tarihli raporunda sonuç olarak; Davalı sürücü …’in % 15 (yüzde onbeş) oranında kusurlu olduğu, Müteveffa yaya … % 85 (yüzde seksenbeş) oranında kusurlu olduğu kanaatini varmıştır.
Dosya kapsamında bulunan raporlar arasındaki çelişki nedeniyle mahkememizce alınan Bilirkişiler … oluşan 22/08/2022 tarihli heyet raporunda sonuç olarak; Davalı sürücüsü … ( % 15 ) oranında, Davacıların murisi yaya … ( % 85 ) oranında kusurlu olduğu sonuç ve kanatine varmıştır.
Tarafların ekonomik ve sosyal durumlarına ilişkin tutanaklar dosyamız arasına alınmıştır.
Uyuşmazlık; davalılardan … adına kayıtlı … plakalı araç ile davacıların murisi …’ ın karıştığı ölümlü trafik kazası nedeniyle, tarafların kusur durumu ile davacı mirasçılar tarafından ZMMS poliçesi kapsamında davalı sigorta şirketi ile davalı araç sürücüsü ve malikinden talep ettiği maddi ve manevi tazminat isteminin yerinde olup olmadığının tespiti ile varsa miktarının belirlenmesi istemine ilişkindir.
Davacılar vekili 10/08/2021 tarihli dilekçesi ile sigorta şirketi ile anlaştıklarından maddi tazminat taleplerinden vazgeçtiklerini, manevi tazminat istemlerini sürdürdüklerini bildirmiş, 01/02/2022 tarihli duruşmada alınan beyanı ile maddi tazminat taleplerinden feragat ettiklerini, manevi tazminat davalarının kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
Feragat davayı sona erdiren taraf işlemi olup, geçerliliği için mahkemenin veya karşı tarafın kabulüne gerek bulunmadığından; maddi tazminat yönünden feragat nedeniyle davanın reddine karar verilmiştir.
Davacı, verdiği dilekçe ile maddi tazminat yönünden davalı sigorta şirketi ile haricen anlaşıldığını beyan etmiştir. Sigorta şirketi tarafından maddi tazminata ilişkin bir ödeme yapıldığı anlaşılmaktadır. Davalı sigorta şirketi kendisine karşı dava açılmasına yine kendisi sebebiyet vermiştir. Bu nedenle, mahkemece feragat nedeniyle reddedilen maddi tazminat yönünden davacı aleyhine vekalet ücretine hükmedilmemesi gerekmiştir.
Davacıların manevi tazminat istemine ilişkin olarak yapılan değerlendirmede;
6098 sayılı TBK’nun 56/1. maddesine göre ”Hakim, bir kimsenin bedensel bütünlüğünün zedelenmesi durumunda, olayın özelliklerini gözönünde tutarak, zarar görene uygun bir miktar paranın manevi tazminat olarak ödenmesine karar verebilir.
Mahkememizce “Hakim manevi tazminatın miktarını tayin ederken saldırı teşkil eden eylem ve olayın özelliği yanında tarafların kusur oranlarını, sıfatını, işgal ettikleri makamı ve diğer sosyal, ekonomik durumlarını da dikkate almalıdır. 22/06/1966 gün ve 7/7 sayılı Yargıtay İçtihatı Birleştirme Kararında açıklandığı üzere manevi tazminat ne bir ceza ve ne de gerçek anlamda bir tazminattır. Davanın bu alanda gördüğü iş cismani zarara uğrayan kişinin duyduğu manevi acıyı bir dereceye kadar yumuşatmaktan, bozulan manevi dengeyi onarıp düzeltmekten, bir teselli, bir avunma ve ruhu tatmin aracı olmaktan ibarettir. Takdir hakkının söz konusu olduğu bütün hallerde hakim hak ve nesafetle hüküm vermek zorunluluğundadır. Hakimin hak ve nesafetle hüküm vermesi de genel olarak Türk toplumunun sosyal ekonomik ve moral yapısının ve özellikle de tarafların gerçek durumlarının gerektirdiği hak ve adalete uygun sonucu bulması demektir. Bu bakımdan takdir edilecek manevi tazminatın miktarı haksız eylemi özlenir hale getirecek özellikle mağdur için haksız zenginleşecek miktarda olmamalıdır. Manevi tazminat; zarara uğrayanda manevi huzuru doğurmayı gerçekleştirecek tazminata benzer bir fonksiyonu olan özgün bir nitelik taşır. Takdir edilecek miktar mevcut halde elde edilmek istenilen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalıdır.” ilkeleri doğrultusunda yapılan değerlendirmede, tarafların ekonomik ve sosyal durumu, kazanın meydana geldiği tarih, olayın oluş şekli, davacılar murisinin kusur oranı, davalı sürücünün kusuru, manevi tazminatın amacı, hak ve nesafet kuralları dikkate alınarak, davacıların manevi tazminat istemlerinin kısmen kabulü kısmen reddine hükmetmek gerekmiştir.
Yargıtay 17. Hukuk Dairesinin 18/03/2019 tarih, 2016/8095 Esas, 2019/3078 Karar sayılı emsal içtihadında; “…İhtiyari dava arkadaşı olan davacıların her birinin murislerinin ölümü nedeniyle ayrı ayrı maddi ve manevi tazminat talebinde bulunmuş olması, her birinin davasının diğerinden bağımsız olması ve aralarında ihtiyari dava arkadaşlığı bulunanların usul ekonomisi ilkesi dikkate alınarak birlikte dava açtıkları durumda da esasen birden fazla dava olduğu dikkate alınarak; her bir davacı yönünden lehine hükmedilen tazminat miktarına göre ayrı ayrı vekalet ücreti verilmesi…” şeklinde belirtilmiş olmakla, ihtiyari dava arkadaşı olan her bir davacı için hükmedilen / reddedilen manevi tazminatlara göre ayrı ayrı davacılar lehine ve davalı lehine vekalet ücretine hükmetmek gerekmiştir.
HÜKÜM: Ayrıntıları yukarıda açıklandığı üzere;
Davanın KISMEN KABULÜNE KISMEN REDDİNE,
1-Maddi tazminat yönünden tüm davalılar yönünden feragat nedeniyle davanın REDDİNE,
a-Maddi Tazminat yönünden Harçlar Kanunu 22. maddesine göre alınması gerekli 53,80.-TL harçtan 20,49.-TL harcın mahsubu ile 33.31-TL harcın davacıdan tahsili ile hazineye irad kaydına
b-Maddi tazminat yönünden yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
c-Maddi tazminat yönünden davalılar lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
d-6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu 18/13 ve Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği 26/2. Maddeleri, 6100 sayılı HMK 297/1-ç, 326.maddeleri uyarınca, arabuluculuk faaliyeti sonunda tarafların anlaşamamaları halinde iki saatlik ücret tutarı tarifenin birinci kısmına göre ileride haksız çıkan taraftan tahsil olunmak üzere Adalet Bakanlığı bütçesinden ödeneceği öngörüldüğünden; 1.320,00.-TL nin davalıdan tahsili ile HAZİNEYE İRAD KAYDINA,
2-Manevi tazminat yönünden talebin KISMEN KABULÜ ile davacı … için 5.000,00 TL, davacı … için 3.000,00 TL, davacı … … için 3.000,00 TL manevi tazminatın davalılar … ve …’den kaza tarihi olan 05.07.2018 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacılara VERİLMESİNE, fazlaya ilişkin taleplerin REDDİNE,
a-Manevi tazminat yönünden alınması gereken 751,41.- TL karar ve ilam harcından peşin alınan 307.40.-TL harcın mahsubu ile 444,01.- TL harcın davalılardan (sigorta şirketi haricinde) müştereken ve müteselsilen tahsili ile HAZİNEYE İRAD KAYDINA,
b-Davacı … kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi Gereğince hesaplanan 5.000,00.- TL vekalet ücretinin davalılar …, …’den tahsili ile davacılara VERİLMESİNE,
c-Davacı … kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi Gereğince hesaplanan 3.000,00.- TL vekalet ücretinin davalılar …, …’den tahsili ile davacılara VERİLMESİNE,
ç-Davacı … kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi Gereğince hesaplanan 3.000,00.- TL vekalet ücretinin davalılar …, …’den tahsili ile davacılara VERİLMESİNE,
d-Davalı … kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi 10/2 maddesi Gereğince reddedilen miktar üzerinden hesaplanan; 5.000,00.-TL vekalet ücretinin davacı …’dan tahsili ile davalı …’e VERİLMESİNE,
e-Davalı … kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi 10/2 maddesi Gereğince reddedilen miktar üzerinden hesaplanan; 3.000,00.-TL vekalet ücretinin davacı …’dan tahsili ile davalı …’e VERİLMESİNE,
f-Davalı … kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi 10/2 maddesi Gereğince reddedilen miktar üzerinden hesaplanan; 3.000,00.-TL vekalet ücretinin davacı …’dan tahsili ile davalı …’e VERİLMESİNE,
g-Davacı tarafından yapılan 472,29.- TL ilk dava masrafı 1.132,20.-TL bilirkişi, ATK, müzekkere gideri olmak üzere toplamı 1.605,10.-TL yargılama giderinden kabul red oranına göre hesaplanan 150,60.-TL ‘nin davalılar, …, …’den tahsili ile davacılara VERİLMESİNE, bakiye giderin davacılar üzerinde bırakılmasına
h-Artan ve kullanılmayan gider avansının karar kesinleştiğinde istek aranmaksızın taraflara İADESİNE,
Dair, davacı asil ile vekili Av. … ile davalı vekili Av. …’nin yüzüne karşı kararın tebliğinden itibaren 6100 Sayılı Kanunun 345.maddesi gereğince 2 hafta içerisinde ilgili İstinaf Dairesi Başkanlığına sunulmak üzere Mahkememize verilecek dilekçe ile İstinaf yasa yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.13/09/2022

Katip …
E imzalı

Hakim …
E imzalı