Emsal Mahkeme Kararı Antalya 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/192 E. 2022/668 K. 20.09.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
ANTALYA
4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/192 Esas
KARAR NO : 2022/668
DAVA : Tazminat (Acentelik Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 06/04/2021
KARAR TARİHİ : 20/09/2022

Mahkememizde görülmekte bulunan Tazminat (Acentelik Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılamasının sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ;
DAVA:Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davacı adına kayıtlı … çekicinin (Tır) davalı nezdinde … poliçe nolu “genişletilmiş Kasko Poliçesi” kapsamında sigortalı iken … tarihinde araç seyir halinde iken Antalya içinde … Döşemealtı mevkiinde davacının rahatsızlandığını, yola devam edemeyeceğini anladığını ve aracı yol kenarına park edip kilitlediğini, davacının damadının davacıyı yolun kenarından aldığını ve Antalya Devlet Hastanesine götürdüğünü, davacının … tarihinde aracını bulunduğu yerden almak için gittiğinde aracının çalındığını fark ettiğini Jandarmaya bilgi verdiğini, savcılığa hırsızlık olayı ile ilgili yasal şikayette bulunduğunu, anahtarların jandarmaya teslim edildiğini, tüm prosedürün davacı tarafından eksiksiz yerine getirildiğini, davacının rizikonun gerçekleşmesi nedeniyle 30 günlük yasal bekleme süresinin sonunda davalı sigorta şirketine başvurduğunu ancak davalının üzerine düşen sorumluluğu yerine getirmediğini, poliçe kapsamında davacının maddi zararını zamanında karşılamadığını, işbu kapsamda davacı tarafından dava yoluna başvurulduğunu, Antalya 4 Ticaret mahkemesi … E. … K. Sayılı 02 12 2020 tarihli ilamı ile davalı sigorta şirketinin üzerine düşen yükümlülükleri haksız olarak yerine getirmediğinin sabit olduğunu, mahkeme tarafından rizikonun gerçekleştiği tarihteki araç rayiç bedeli 170 000,00-TL’nin davacıya ödenmesine karar verildiğini, davalı tarafından mahkeme ilamı uyarınca Antalya Genel icra Müdürlüğü … E. sayılı dosyası ile açılan ilamlı icra takibi kapsamında davalıya icra emri tebliğ edildiğini, davalı tarafından 05.01.2021 tarihinde ödeme yapıldığını, ancak davalının temerrüt tarihi 09.07.2019 tarihinden 05.01.2021 tarihine kadar ödeme yapılmaması nedeniyle davacının çalınan aracına ikame bir araç satın alamadığını, bu süreçte çalınan araç kapsamında elde etmesi gereken kazançtan yoksun kaldığını, bankalara borçlandığını, icra takipleri ile karşı karşıya kaldığını ve mağdur olduğunu, ayrıca bu süreçte çalınan araç değerinin olay tarihindeki değerinin 2-3 katına çıktığını, davacının tahsil ettiği meblağ ile yeni bir araç almasının imkansız hale geldiğini, davalı sigorta şirketinin poliçeden ve kanundan doğan yükümlülüklerini yerine getirmemesi nedeniyle davacının mağduriyetinin zamanla katlanarak arttığını, davacının maddi ve manevi olarak çok yıprandığını, davalı sigorta şirketinin Kasko poliçesinden, sözleşmeden ve kanundan doğan yükümlülüklerini zamanında yerine getirmemesinden kaynaklanan davacı nezdinde meydana gelen maddi zararın sigortalı araçta meydana gelen değer kaybı, sigortalının aracı kullanılamamasından doğan kazanç kaybı ve yoksun kalınan karın davalıdan tahsili amacıyla arabuluculuk yoluna başvurulmuşsa da taraflar arasında anlaşma sağlanamadığını, iş bu nedenle davacının zarar ve kayıplarının davalıdan tahsil için sayın mahkemeye başvuru zorunluluğunun hasıl olduğunu, davacının davalı ile arasında bulunan Kasko poliçesi kapsamında prim ödeme, tüm ihbar ve aydınlatma, bildirim yükümlülüklerini eksiksiz olarak yerine getirmiş se de sigorta şirketinin yaklaşık 2 yıl sonra gelen olay tarihi araç rayiç bedelini ödemesinin hiçbir zararını tazminine yeterli olmadığını bu süreçte uğradığı maddi zararlarını telafi edemediğini, davacıya ait … plakali … Marka Premium 2011 Model Lekier aracın ticari nitelikte bir araç olduğunu davacının geçimini araçla sağlamakta iken çalınması ve Sigorta şirketi tarafından zararın tanzim edilememesi sonucu kazancından yoksun kaldığını, davalı tarafından yaklaşık 2 yıl sonra gecikmeli de olsa aracın olay tarihindeki rayiç bedeli ödense de davacının bu süreçte yoksun kaldığı kazanç kaybının da davacının uğradığı maddi zarar-yoksun kaldığı kar kapsamı içerisinde olduğunu ve davalı tarafından tazmini gerektiğini, bu kapsamda davalı sigorta şirketinin mahkeme kararıyla belirlenen temerrüt tarihi 09.07.2019 tarihinden aracın rayiç Bedel Ödemesini Yaptığı 05.01.2021 tarihine kadar günlük kazanç kaybının tespiti ile davacının yoksun kaldığı kazanç kaybının davalıdan tahsili gerektiğini, davacının günlük kazancının tespiti için mahkeme tarafından ilgili kurumlara müzekkere yazılmasını talep ettiklerini, davalının yoksun kaldığı kazanç kaybının yanı sıra davalı sigortacının ödemekle yükümlü olduğu bedeli ödemede yaklaşık 2 yıllık temerrüdü nedeniyle araç rayiç bedelinin ödeme tarihinde neredeyse 2-3 katına çıktığını, her ne kadar riziko tarihinde araç rayiç bedeli ödenmişse de, ödemede yaşanan 2 yıllık gecikme sırasında riziko konusu araç rayiç bedelinin 2-3 kat fiyatlara ulaştığını, davacının tahsil edilen ödeme ile aynı nitelikteki bir aracı almasının hayal haline geldiğini, örnek vermek gerekirse, davacıya ait riziko konusu araca emsal nitelikte araç fiyatlarının şu an ikinci el sitelerinde 300.000-500.000TL arasında fiyatlandırılmakta olduğunu, davacının geçimini sağladığı araçtan 2 yıllık yoksunluğun sonunda da daha düşük niteliklerde bir aracı satın almasının bile imkansız hale geldiğini, bu halde davalının haksız ve hukuka aykırı olarak edimini ifada gecikmesi nedeniyle davacının yoksun kaldığı faydaların ve uğradığı zararlardan sorumluluğunun davalı sigorta şirketine ait olacağını, davacının poliçede belirtilen araç çalınması” riskinin gerçekleşmesi sonucu doğrudan uğrayacağı maddi zararlarının teminat kapsamında olduğunu, nitekim sigortalı aracının çalınması ve sigortacının geç ödemesinden kaynaklı olarak davacının yasadığı değer kaybının da Yargıtay kararları ışığında davalının karşılamakla yükümlü bulunduğu doğrudan zararları içerisinde yer almakta olduğunu, İddia ederek, Davanın kabulüne, Fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla belirlenebilir olduğunda artırılmak üzere şimdilik, Davalı Sigorta Şirketinin temerrüt tarihi 09.07.2019 tarihinden ödemenin yapıldığı 05.01.2021 tarihine kadar günlük kazanç kaybının tespiti ile davacının yoksun kaldığı 1.000,00TL kazanç kaybının davalıdan tahsiline, Davalının zararı tanzim borcunu zamanında yerine getirmemesi nedeniyle davacının uğradığı 500,00TL maddi zararın davalıdan tahsiline, Davalının, zararı tazmin borcunu zamanında yerine getirmemesi nedeniyle sigortalı araçta meydana gelen değer artışı ile davacının yoksun kaldığı 500.00TL değer kaybının davalıdan tahsiline. Yargılama gider ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmişlerdir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde, davacının talebine dayanak olan riziko tarihinin 24.02.2019 olduğunu, hem genel şartlar hem de ilgili tüm kanunlara göre dava tarihi itibari ile 2 yıllık zamanaşımı süresini geçtiğini, salt bu sebepten dahi davanın reddi gerektiğini, davacıya ait aracın aldığı hasar sonucu iş bu davaya konu talepleri değerlendirildiğinde talebin davalı şirketçe düzenlenen poliçe teminatları dışında olduğunu, talebin reddinin gerektiğini, 24.02.2019 tarihinde, davacıya ait aracın çalınması sonucu meydana gelen değer kaybı, kazanç kaybı ve kar kaybının davalı şirketçe düzenlenen kasko poliçesinden talep edildiğini, işbu taleplerin poliçe genel ve özel şartları gereğince, teminat dışı olduğunu ve davalı şirketin konu talepten dolayı kasko poliçesine istinaden bir sorumluluğu olmadığından talebin reddi gerektiğini, öncelikle davalı şirketçe düzenlenen kasko poliçesine dayanak olan ‘Kara Araçları Kasko Sigortası Genel Şartlarına göre teminat kapsamının ‘A -Sigortanın Kapsamı A.1. Sigortanın Konusu Bu sigorta ile sigortacı, sigortalının poliçede belirtilen ve karayolunda kullanma izni olan motorlu ve motorsuz kara araçlarından, römork veya karavanlardan iş makinelerinden, lastik tekerlekli traktörler, diğer zirai tarım makinelerinden doğan menfaatin aşağıda belirtilen risklerin gerçekleşmesi sonucunda doğrudan uğrayacağı maddi zararları teminat altına alır.‘ görüleceği üzere sadece kaskonun sigortalı aracın doğrudan uğrayacağı maddi zararları teminat altına aldığını, kasko poliçesi ile teminat altına alınan zararların sadece doğrudan zararlar olduğunu, değer kaybı/kazanç kaybı/ kar kaybının ise bu nitelikte olmadığını, dolaylı zararın, doğrudan zarardan ayırt eden araya ilave bir sebebin girmesi olduğunu, doğrudan zararın haksız fiil ya da borca aykırı davranış neticesinde ortaya çıkan ve araya başka bir sebep girmeksizin uğranılan zarar olduğunu, yani riziko sebebi ile aracın değerinin doğrudan zarar olduğunu, değer kaybı, kazanç kaybı veya kar kaybı ise bu nitelikte olmayıp riziko neticesinde sigortalının, dolaylı olarak uğradığı zararlar kapsamında olduğunu, kasko poliçesi ile aracın rayiç bedelinin teminat altına alındığını hasar halinde oluşan değer kaybının teminatta olmadığını, kasko sigortalarında poliçe ile teminat altına alınan bedel aracın hasar tarihindeki rayiç değeri olduğunu, kasko poliçesinin düzenlenmesi aşamasında tahsil edilecek sigorta priminin de aracın rayiç değeri üzerinden belirlendiğini ve bir hasar anında sigortacının maximunum olarak aracın rayiç bedelini ödemeyi taahhüt ettiğini, genel şartların aşağıdaki maddesinde de sigorta şirketinin sadece aracın rayiç değerine teminat verdiği açıkça belirtildiğini, ‘3.3. Sigorta Bedeli, Tazminatın Hesabı ve Ödenmesi 3.3.1. Sigorta Bedeli 3.3.1.1.Sigorta şirketi aracı hasar tarihi itibariyle rayiç değerine kadar teminat altına almıştır. Sigorta tazminatının hesabında sigortalı menfaatlerin rizikonun gerçekleşmesi anındaki rayiç değerleri esas tutulur. ‘ ayrıca rayiç bedel haricinde değer kaybı gibi sigortacının ek bir sorumluluk yüklenmeyi kabul etmesi halinde bu hususun poliçede ek teminat olarak mutlaka belirtilmesi gerektiğini, genel şartların A.4. Ek Sözleşme ile Teminat Kapsamına Dahil Edilebilecek Zararlar başlıklı maddesinin son cümlesinde de ‘Sigorta poliçesinde yukarıda sayılmayan ve bu Genel Şartlarda teminat dışında kalan zararlar arasında düzenlenmeyen rizikolar için de ek sözleşme ile teminat sağlanabilir.’ şeklinde ek teminat olarak belirtilmesi gerektiğinin açıkça vurgulandığını, riziko sonucunda araçta oluşan doğrudan zararı karşılamakla sorumlu davalı kasko sigortacısının dolaylı zarar olan değer kaybı talebinden sorumlu olmadığını, kasko poliçesinde meydana gelen zararın nakden karşılanması değil aynen karşılanması esas olduğunu, kasko sigortalarında poliçe ile sigortacının yüklendiği sorumluluğun sigortalı aracın kazadan önceki eski haline getirilmesi yani onarılması olduğunu, eski haline getirme esas olarak aracın davalı şirketçe ilgili servislerde onarılması sureti ile gerçekleştirildiğini, yine genel şartların aşağıda belirtilen tazminatın ödenmesi başlıklı maddesi altında da hasar tazmininden amacın aracın onarımı olduğunun açıkça anlaşılmakta olduğunu, ‘3.3.2. Tazminatın Hesabı ve Ödenmesi 3.3.2.1. Hasar tazmininin ne şekilde yapılacağı poliçede açıkça belirtilir. Onarım yapılacak olması halinde poliçede, onarımın şirketçe belirlenecek servislerde veya sigortalı tarafından belirlenecek servislerden hangisinde yapılacağı hususu açıkça yer alır. Ayrıca hasarın tazmininde orijinal parça veya eşdeğer gibi parça seçeneklerinden hangisinin kullanılacağı belirtilir. Bu yönde bir belirleme olmazsa sigortalının tercih ettiği tazmin yöntemi, servis ve parça esas alınır. ……’ ayrıca poliçe özel şartlarında da bu hususa yer verilmiş olup poliçenin aşağıdaki maddesi ile hasar halinde nakden tazminin esas değil onarımın esas olduğunun açıkça belirtildiğini, .‘tazminat ödeme borcu işbu poliçe ile sigortalı araçta meydana gelecek kısmi hasarlar onarım yolu ile tazmin edilecektir. Ancak onarım yolu ile aynen tazmin yapılamadığı durumlarda nakden tazminat ödenir.’ yani hem poliçe özel şartları hem de kasko poliçesi genel şartları incelendiğinde teminat verilen hususun hasar halinde aracın onarımı yani aracın eski hale getirilmesi olduğunun açık olduğunu, değer kaybı, kazanç ve kar kaybının ise bu tür bir talep niteliğinde olup kazadan dolayı meydana gelen bir dolaylı zarar (takip eden/eşlik eden zarar) niteliğinde olduğunu ve kasko poliçesi ile teminat altına alınmış olmadığını, iş bu dava ile zararı tanzim borcunun yerine getirilmesinden kaynaklı zarar da talep edilmiş olup iş bu taebin haksız ve mesnetsiz olduğunu,davalı şirket aleyhine davacı tarafından aracın rayiç bedelinin tahsili amacı ile Antalya 4. Asliye Ticaret Mahkemesi … E. Sayılı davası açıldığını, bu davanın … numarası ile karara çıktığını ve ‘Davanın kabulü ile, 170.000,00 TL’nin 09/07/2019 tarihinden itibaren işleyecek ticari faiz ile beraber davalıdan alınarak davacıya verilmesine,’ karar verildiğini, davalı Şirket tarafından da bu karara istinaden başlatılan icra emrine ilişkin ödeme yapıldığını, davacının artık işbu araç bedelinin talebine ilişkin bakiye bir talepte bulunmasının mümkün olamayacağını, kaldı ki görüleceği üzere araç bedeline ilişkin kesinleşmiş bir mahkeme kararı bulunmadığını, mahkeme kararına istinaden tespit edilen araç bedeline ilişkin tazminat faizi ile beraber ödenmiş olup bu konuda davacının herhangi bir bakiye zararı olmasının mümkün olmadığını, haksız davanın reddine, Dava açılmasına sebebiyet verilmediğinden faiz ve ferilere ilişkin davacının taleplerinin Reddine,, Yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine, karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
Dava, davacının maliki olduğu … plakalı araç hakkında Yoksun kalınan kazanç, değer kaybı ve kar kaybı taleplerini içerir maddi tazminat davasıdır.
Dava konusu araca ilişkin trafik kayıtları celbedilmiş, Antalya Cumhuriyet Başsavcılığı’nın soruşturma dosyası getirtilmiş, davacının kazancına ilişkin kurum yazışmaları yapılmıştır.
Bilirkişiler … raporunda sonuç olarak; “Davacının aracının çalındığı 2019 şubat ayına kadar gelirinin olduğu nisan 2019 tarihine kadar da vergi dairesinde faal durumunun devam ettiği tespit edilmiş olup günlük kazanç hesabında 2019 yılı kısa bir dönem çalışıldığından ve zarar edildiğinden 2018 yılı karlılığının esas alınması gerektiği, Davacının 2018 yılında … kar elde ettiği günlük karının (…/365gün) 33,08TL olduğu, Davalı Sigorta Şirketinin temerrüt tarihi 09.07.2019 tarihinden ödemenin yapıldığı 05.01.2021 tarihine kadar 546 gün olduğu hesaplanmış olup 546gün*33,08TL=18.061,68TL davacının 09.07.2019-05.01.2021 tarihleri arasında aracını çalıştıramaması nedeniyle mahrum kaldığı karlılık olabileceği,-… plakalı çekicinin 05/01/2021 tarihindeki 2.el piyasa rayiç değerinin …-TL olduğu,” Kanaat ve sonucuna varmışlardır.
Davacı tarafça sunulan dava dilekçesi ile … tarihli beyan dilekçesi dikkate alındıpından davacı tarafın davalı sigorta şirketinin tazminat bedelini geç ödemesinden kaynaklı değer kaybı ile davacının bu süreçte çalışamamasından kaynaklı gelir kaybı ve yine bu süreçte … AŞ. İle anlaşmasına rağmen çalışamamasından kaynaklı yoksun kaldığı geliri talep ettiği anlaşılmaktadır.
Mahkememizin … Esas, … esas sayılı ilamı ile “Davanın KABULÜ İLE, 170.000,00 TL’nin 09/07/2019 tarihinden itibaren işleyecek ticari faiz ile beraber davalıdan alınarak davacıya verilmesine ” şeklinde karar verilmiş, verilen karar 13/01/2021 tarihinde kesinleşmiştir. Karar üzerine davacı tarafın Antalya Genel icra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasında icra takibine başlandığı davalı sigorta şirketinin 05.01.2021 tarihinde ödeme yapıldığı davacının kabulündedir.
Kural olarak araçta meydana gelen “değer kaybı” (istikrar kazanan yerleşik Yargıtay uygulamalarına göre); aracın serbest piyasa koşullarına göre kaza tarihi itibariyle önceki kazalar araştırılarak niteliği ve etkisi göz önüne alınarak, tartışılarak hasarsız haldeki ikinci el rayiç değeri ile aracın yaşı, modeli, özellikleri, hasar miktarı ve hasarlı kısımların özelliği dikkate alınarak kazadan sonraki tamir edilmiş halinin rayiç değeri tespit edilip bu iki miktar arasındaki azalmadan ibarettir. Daha somut bir ifade ile aracın kaza tarihindeki hasar görmemiş piyasa değeri ile onarılmış haldeki piyasa değeri arasındaki fark kriteri esas alınmalıdır (Yargıtay 17. HD’nin 2016/16876 E – 2017/12161 K sayılı, 27/12/2017 tarihli ve 2015/5301 E – 2017/11098 K sayılı, 28/11/2017 tarihli kararları). Davacı taraf her ne kadar değer kaybına ilişkin talepte bulunmuş ise de; Yargıtay ilamları gereği tanımlanan değer kaybı farklı olup, aradan geçen zaman nedeniyle değer kaybı talebi yerinde görülmemiştir..
Yargıtay 11. Hukuk Dairesi … karar sayılı ilamında; “Dava, kasko sigortasına dayalı munzam zarar istemine de ilişkindir. Kural olarak, sigorta ilişkisinde hasar bedelinin hiç ödenmemesi veya geç ödenmesi halinde sigorta ettiren, BK.nun 105 nci maddesi uyarınca munzam zarar adı altında ayrıca oluşan zararlarını da isteyebilir. BK.nun 105/1 nci maddesine göre, alacaklının düçar olduğu zarar, geçmiş günler faizinden fazla olduğu takdirde, borçlu kendisine hiçbir kusur isnat edilemeyeceğini ispat etmedikçe bu zararı dahi tazmin ile yükümlüdür. Her ne kadar yasa hükmünde geçmiş günler faizini aşan bir zarardan söz edilerek, zararın türü ve özellikleri konusunda bir açıklık bulunmamakta ise de, buradaki zararı, borçlu temerrüde düşmeden borcunu ödemiş olsaydı alacaklının mal varlığının kazanacağı durum ile temerrüt sonucu ortaya çıkan ve oluşan durum arasındaki fark, temerrüt faizi ile karşılanamayan, onu aşan bölüme tekabül eden zarar şeklinde ifade etmek mümkündür. Munzam zararda her olayın kendi yapısı ve özelliği içerisinde değerlendirme yapılması, taraflar arasındaki hukuki ilişki gözetilerek zararın belirlenmesi gerekir….
Ne var ki, davacının yanan aracını yolcu taşımacılığında kullanamaması nedeniyle uğradığını iddia ettiği kazanç kaybının, munzam zarar kapsamı ve adı altında tazmini istemi, yukarıda açıklanan munzam zarar kurumuna uyan bir talep olmayıp, teminat kapsamına alınmayan bu talebin, munzam zarar kapsamında kaldığından bahisle talep edilmesi doğru olmamıştır.” denilmiştir.
Yukarıda yer verilen Yargıtay ilamı ile tüm dosya kapsamının incelenmesi neticesinde; davacının belirlenen tazminatın geç ödenmesinden kaynaklı kazanç kaybının ispatlanamadığı, zararın karar tarihinden ödeme tarihinde kadar geçen süreçte işleyen faizi ile karşılanmış olduğu anlaşılmakla talebin reddine karar vermek gerekmiştir. Öte yandan davacı taraf dava dışı şirket ile iş anlaşması yapıldığını ancak çalışamadığı için yoksun kaldığı geliri talep etmiştir. … A.ş’den gelen cevabi yazı ile davacı ile nakliye işleri için görüşmeye dair kaydın bulunmadığı bildirilmiştir.
Açıklanan tüm gerekçelerle, davalı sigorta şirketinin teminatı kapsamında bulunmayan tüm talepler yönünden davasının reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurlmuştur.
H Ü K Ü M Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın REDDİNE,
2-Harçlar kanunu uyarınca alınması gerekli 80,70- TL harcın peşin olarak alınan 59,30.-TL harçtan mahsubu ile bakiye 21,40.–TL harcın davacıda tahsili ile HAZİNEYE İRAD KAYDINA
3-Karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’ne göre davada red edilen miktar dikkate alınarak hesap edilen 2.000,00.-TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine,
4-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
5-Davacı tarafından yatırılan gider avansından kullanılmayan bakiye kısmın HMK 333. maddesi gereğince karar kesinleştikten sonra masrafı kendisine ait olmak üzere davacının göstereceği bir IBAN/hesap numarasına yatırılmasına ancak hesap numarası bildirilmemiş veya bildirilmez ise masrafı avanstan karşılanmak suretiyle … merkez ve işyerleri vasıtasıyla adreste ödemeli olarak gönderilmesine veya davacıya iadesine,
7-6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu 18/13 ve Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği 26/2. Maddeleri, 6100 sayılı HMK 297/1-ç, 326.maddeleri uyarınca, arabuluculuk faaliyeti sonunda tarafların anlaşamamaları halinde iki saatlik ücret tutarı tarifenin birinci kısmına göre ileride haksız çıkan taraftan tahsil olunmak üzere Adalet Bakanlığı bütçesinden ödeneceği öngörüldüğünden; 1.320,00 TL’nin davacıdan alınarak HAZİNEYE GELİR KAYDINA,
Dair, davacı vekili Av. …’in yüzüne karşı davalı tarafın yokluğunda verilen kararın tebliğinden itibaren 6100 Sayılı Kanunun 345.maddesi gereğince 2 hafta içerisinde ilgili İstinaf Dairesi Başkanlığına sunulmak üzere Mahkememize verilecek dilekçe ile İstinaf yasa yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıld. 20/09/2022

Katip …
E imzalı

Hakim …
E imzalı