Emsal Mahkeme Kararı Antalya 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/154 E. 2022/616 K. 06.07.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
ANTALYA
4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/154
KARAR NO : 2022/616
DAVA : Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 15/03/2021
KARAR TARİHİ : 06/07/2022

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili, dava dilekçesinde özetle; Müvekkilinin sevk ve idaresindeki … plakalı araç ile davalı … Sigorta A.Ş tarafından sigortalı … plakalı aracın sürücüsü … TC Kimlik Nolu … arasında 19/09/2020 tarihinde trafik kazası gerçekleştiğini, gerçekleşen kaza neticesinde taraflar aralarında Anlaşmalı Maddi Hasarlı Trafik Kazası Tespit Tutanağı tuttuklarını, gerçekleşen trafik kazası neticesinde yapılan eksper incelemesi sonucu … Sigorta A.Ş tarafından sigortalı … plakalı aracın sürücüsü %100 kusurlu bulunduğuun, yaşanan kaza neticesinde müvekkilin aracında 9.691,17 TL tramer kaydı oluştuğunu, davalı tarafından sigortalanan … plakalı aracın Poliçe Numarası …, Acente Numarası …, Müşteri Numarası ise … olduğunu, meydana gelen trafik kazası neticesinde müvekkilin aracının-hasarlı hale gelmesi sebebi ile piyasa değeri düşmüş ve bu hasar neticesinde hasarın karşılanması için davalıya başvuru yapıldığını, davalıya yapılan başvurunun hasar numarasının … olup davalı tarafından taraflarına 22/01/2021 tarihinde 3.515,00 TL ödeme yapıldığını, müvekkilin aracının 2015 model … markalı … ticari adlı bir araç olup kaza tarihinde aracın kilometresi … olduğunu, bu aracın müvekkil tarafından 2015 yılında -0- olarak alınmış olup ilk ve tek sahibinin müvekkil olduğunu, davalı tarafından sigortalanan araç ile yapılan kazaya kadar hiçbir şekilde kaza yapılmadığını beyan ederek; tazminat talebinde bulunmuştur.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; huzurdaki uyuşmazlık konusu hasara ilişkin tanzim edilen kaza tespit tutanağı gereğince, müvekkil şirket nezdinde sigortalı araç ile davacı tarafın aracın çarpışması sonucu kazanın meydana geldiğinin belirtildiğini, söz konusu hasar sonucu davacının aracında meydana gelen değer kaybının tazmini talepli müvekkil şirkete ihbar yapıldığını ve söz konusu ihbar üzerine müvekkil şirket nezdinde … numaralı hasar dosyası açıldığını, davacı tarafa söz konusu kaza nedeniyle aracında meydana gelen değer kaybının 3.515 TL olduğunun tespit edildiğini, 22.01.2021 tarihinde işbu tutarın ödendiğini, kabul manasında olmamak üzere, trafik sigortası genel şartları’nın a.6.b maddesinde de belirtildiği üzere hak sahibinin kendi kusuruna denk gelen tazminatlarının teminat dışında kalan hallerden olduğunu, bu sebeple kusur oranlarının tespiti için dosyanın adli tıp trafik ihtisas kurumuna sevk edilmesi gerektiğini, gerçek zararın tespitinin gerektiğini, kabul anlamına gelmemek üzere müvekkilinin poliçe limiti ile sorumlu olduğunu, faizin dava tarihinden itibaren yasal faiz olması gerektiğini beyan ederek; davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Dava, değer kaybı tazminatı talebine ilişkindir.
Dava, haksız fiile dayanmakla, TBK m. 50 gereği, ispat külfeti davacıdadır.
Değer kaybına ilişkin davalarda; öncelikle dava konusu aracın hasar geçmişine ilişkin tüm bilgi ve belgeler (tramer kaydı, sigorta şirketlerinde oluşturulan hasar dosyası, servis belgeleri, trafik denetleme şube müdürlüklerince tanzim edilen tutanaklar ve fotoğraflar vs) ilgili yerlerden getirtilip konusunda uzman ayrı bir bilirkişiye tevdi edilerek aracın markası, modeli,yaşı, kilometresi ve değere etki eden diğer özellikleri de dikkate alınarak dava konusu aracın kaza öncesi serbest piyasa koşullarındaki 2. el değeri ile aracın onarım sonrası serbest piyasa koşullarındaki 2. el değeri (kaza sonrası onarımla değişen orijinal parçalar varsa bunların araca kattığı değer de dikkate alınarak) arasındaki farkın belirlenmesi yöntemiyle değer kaybının tespiti gerekir. (Gaziantep BAM 17. HD., 2016/15 E, 2016/15 K)
Mahkememizce deliller toplanmış, tramer kayıtları dosyaya kazandırılmış ve o kayıtlardaki bilgi ve belgeler dosyaya girmiştir.
6100 Sayılı HMK.’nun 266. ve takip eden maddeleri uyarınca, mahkemece, çözümü hukuk dışında özel veya teknik bilgiyi gerektiren hâllerde, taraflardan birinin talebi üzerine yahut kendiliğinden, bilirkişinin oy ve görüşü alınarak karar verilmelidir. Sonucu açık ve belli durumlar ayrık olmak üzere, trafik kazalarında araçta meydana gelen hasar ve değer kaybının tespiti de uzman bilirkişi aracılığıyla yapılmalıdır.(Yargıtay 17. HD., 2016/7769 E, 2016/11925 K) Bu nedenle, mahkememizce dosya bilirkişiye tevdi edilmiştir.
03/01/2022 tarihli bilirkişi raporunda özetle; inceleme konusu aracın kaza tarihinde önce piyasa değerinin 190.000,00 TL olduğu, kazadan sonra piyasa koşulları ve şahsi kanaat eklendiğinde piyasa değerinin 177.000,00 TL olduğu, sonuç olarak inceleme konusu araç üzerindeki değer kaybının 13.000,00 TL olduğu belirtilmiştir.
Bilirkişi raporu taraflara tebliğ edilmiştir.
Mahkememizce itirazların karşılanması amacıyla bilirkişiden ek rapor aldırılmış ve 27/04/2022 tarihli ek raporda özetle; kök rapordaki tespitler teyit edilmiştir.
Bilirkişi ek raporu taraflara tebliğ edilmiştir.
Davacı taraf talep artırım dilekçesi vermiş ve bu dilekçe davalıya tebliğ edilmiştir.
Bilirkişi raporunu hakim denetlemelidir. Öğretide Akyol, bilirkişi raporunun denetimi sadece hâkime ait bir görev değil; aynı zamanda taraflara ait bir haktır demektedir(AKYOL, Şener :Hukuk Usulünde Bilirkişilerle İlgili Bazı Problemler, Mukayeseli Hukukta Bilirkişilik Ve Sorunları, Yargıtay 125.Yıl Dönümü, s. 72 naklen). Hâkimin bilirkişinin uzmanlığı nedeniyle taşıdığı egemenliği kıracak araçları olduğu, bir yanlışın mutlaka geri döneceği ve özellikle böyle bir yanlışın müeyyidelendirileceği konularında bilirkişi inandırılmalı; böyle bir bilinç oluşturulmalıdır.“Hâkim kesinlikle ve mutlak olarak usulün egemeni olmalı; dosyaya, kendi sorumluluğunda girecek olan tanık beyanı gibi bilirkişi raporu gibi hususların adaleti saptıracak biçimlerde tezahürünü önleyecek tedbirleri almalı ve bu egemenliğini davanın sonuna kadar sürdürmelidir.” (Akyol s. 64-65 naklen).
Bu hususlar doğrultusunda, bilirkişi kök ve ek raporlarının, hükme ve denetime elverişli, dosya kapsamına uygun olduğu, hesaplamanın Yargıtay içtihatlarına uygun olduğu kanaatine varılmıştır.
Dosyaya bakıldığında, sigorta şirketince yapılan ödemede bir uyuşmazlık yoktur. Bu bedelin de dikkate alınması gerekmektedir. Bilirkişi raporunda bu husus yapılmamıştır ancak usul ekonomisi gereği mahkememizce sigorta şirketinin ödemesi ilk rapor tarihine kadar yasal faiz üzerinden güncelleştirilmiştir.
Emsal;
“Öyleyse yerel mahkemece yapılacak iş; sigorta şirketi tarafından davacılara ödemelerin yapıldığı günler ile destekten yoksun kalma tazminatının hesaplanmasına ilişkin bilirkişi raporunun düzenlendiği gün arasında geçen sürede, sigorta şirketinden alınan paranın getirisinin yasal faiz ölçüsünde güncelleştirilip belirlenmesi ve sigorta şirketi tarafından yapılan ödeme ile birlikte, hesaplanan destekten yoksun kalma tazminatından indirilmek suretiyle bulunacak miktar üzerinden destekten yoksun kalma tazminatına hükmedilmesinden ibarettir.”
(Yargıtay HGK., 14.3.2012, E.2011/4-824 K.2012/134)
Ödeme tarihi 22/01/2021 ve hesaplama yapılan bilirkişi raporu tarihi ise 03/01/2022’dir. Buna göre, faiz tutarı 299,88 TL’dir.
“Faiz İşletilen Süre: 11 ay 12 gün
Faiz İşletilen Tutar: 3.515,00 TL
Faiz Oranı: %8,5315068493151
Faiz Tutarı: 299,88 TL
Ödenecek Toplam Tutar: 3.814,88 TL
Bilgi: 22.01.2021 ve 03.01.2022 arasındaki 346 gün için yıllık %9 faiz uygulanarak %8,5315068493151 olmak üzere toplam %8,5315068493151 faiz uygulanmıştır.”
Tüm dosya kapsamı, bilirkişi kök ve ek raporları doğrultusunda, araçta oluşan değer kaybının 13.000,00 TL olması, sigorta şirketi tarafından 3.515,00 TL ödeme yapılması, bu ödemenin güncellenmiş değerinin 3.814,88 TL olması karşısında, davacının hak ettiği, ispatladığı değer kaybı bedelinin 9.185,12 TL olduğunun anlaşılması nedeniyle, talebin 9.485,00 TL olduğu da düşünülerek, davanın kısmen kabulüne karar vermek gerekmiştir.
Davacının, davalıya başvuru 12/01/2021’dir. Kural olarak belirtmek gerekir ki; 2918 sayılı KTK’nın 99/1. maddesi ve Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları’nın B.2.b. maddesi uyarınca, rizikonun bilgi ve belgeleri ile birlikte sigortacıya ihbar edildiği tarihten itibaren 8 iş günü içinde sigortanın tazminatı ödeme yükümlülüğü bulunmakta, bu sürenin sonunda ödememe halinde temerrüt gerçekleşmektedir. Sigorta şirketine başvurulmadan dava açılması veya icra takibi başlatılması halinde ise bu tarihlerde temerrüt gerçekleşir. Başvurudan itibaren 8 iş günü 25/01/2021 tarihine denk gelmektedir. Mahkememizce bu tarihten itibaren yasal faize hükmedilmiştir. Dava, haksız fiile dayanmaktadır, davacının aracı hususidir ve ticari bir iş söz konusu değildir. Bu nedenle, yasal faize hükmedilmiştir.
HÜKÜM/Ayrıntısı gerekçeli kararda açıklandığı üzere;
1-Davanın KISMEN KABULÜ İLE, 9.185,12 TL’nin 25.01.2022 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya VERİLMESİNE, davalının poliçe limiti ile sınırlı olmasına,
2-Davacı tarafça yatırılan 59,30 ₺ (TL) başvurma harcının mahsubu ile hazineye gelir kaydına,
3-Davacı tarafça yatırılan 59,30 ₺ (TL) peşin harcın ve aşamalarda yatan 146,00 ₺ (TL) harcın mahsubu ile hazineye gelir kaydına, hüküm gereği alınması gerekli bakiye 422,13 ₺ (TL)’nin davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına, davalının poliçe limiti ile sınırlı olmasına,
4-492 sayılı Harçlar Kanunu’nun 28. maddesi gereğince; bakiye harcın, kararın tebliğinden itibaren bir ay içinde ödenmesi gerektiğinden, kararın tebliğinden itibaren bir ay içinde ödenmeyen harç için -kanunen belirlenen sınır göz önünde tutularak- “harç tahsil müzekkeresi” yazılmasına, bakiye karar ve ilam harcının ödenmemiş olmasının, hükmün tebliğe çıkarılmasına, takibe konulmasına ve kanun yollarına başvurulmasına engel teşkil etmeyeceğinin bu şekilde hükümde belirtilmesine,
5-Davacı tarafça yatırılan ve mahsup edilen toplamda 264,60 ₺ (TL)’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Davacı tarafça dosyada yapılan ve mahkememizce uyap sisteminden kontrol edilen (denetime elverişlilik açısından, uyap ekranında harç-masraf bölümü altında tahsilat reddiyat bilgileri başlığının içeriğinde masraflar açıkça yazmaktadır) posta-tebligat-bilirkişi ücreti gideri toplamı 718,00 ₺ (TL)’nin, haklılık durumu gereği; 695,00 ₺ (TL)’sinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, arta kalan miktarın davacı üzerinde bırakılmasına,
7-6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu 18/13 ve Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği 26/2. Maddeleri, 6100 sayılı HMK 297/1-ç, 326.maddeleri uyarınca, arabuluculuk faaliyeti sonunda tarafların anlaşamamaları halinde iki saatlik ücret tutarı tarifenin birinci kısmına göre ileride haksız çıkan taraftan tahsil olunmak üzere Adalet Bakanlığı bütçesinden ödeneceği öngörüldüğünden; 1.320,00 ₺ (TL)’nin; haklılık durumu gereği; 1.278,00 ₺ (TL)’sinin davalıdan; 42,00 ₺ (TL)’sinin davacıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
8-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden; 5.100,00 ₺ (TL) vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
9-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden; 299,88 ₺ (TL) vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
10-Davacı tarafça yatan gider avansından harcanmayan kısmın hüküm kesinleştiğinde UYAP üzerinden kontrolü de sağlanarak davacı tarafa iadesine, karardan sonra tebligat ve benzeri masraflar için gider avansının kullanılması davacı tarafından istenirse tebligat ve benzeri için yapılacak masraflar düşüldükten sonra arta kalan miktarının UYAP üzerinden kontrolü sağlanarak karar kesinleştiğinde davacı tarafa iadesine, (6100 sayılı HMK m. 333) ;12/1/2011 tarihli ve 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu gereğince dava açılırken mahkeme veznesine yatırılacak olan gider avansının miktarı ile avansın ödenmesine ilişkin usul ve esasları belirten, “Hukuk Muhakemeleri Kanunu Gider Avansı Tarifesi” göz önünde tutularak; her hangi bir bankaya ait hesap numarası ve/veya herhangi bir banka hesabına ait IBAN numarası verilmesi halinde taraflara ait artan gider avansının bildirdikleri hesaba aktarılmasına, davalı tarafından yatırılan gider avansının aynı şekilde istek halinde iadesine,
Dair, davacı vekili Sn. Av. …’ın yüzüne karşı davalının yokluğunda verilen karar davacı yönünden KESİN davalı yönünden ise kararın tebliğinden itibaren 6100 Sayılı Kanunun 345.maddesi gereğince 2 hafta içerisinde ilgili İstinaf Dairesi Başkanlığına sunulmak üzere Mahkememize verilecek dilekçe ile İstinaf yasa yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.06/07/2022

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır