Emsal Mahkeme Kararı Antalya 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/152 E. 2021/823 K. 08.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
ANTALYA
4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/152 Esas
KARAR NO : 2021/823
DAVA : Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 12/03/2021
KARAR TARİHİ : 08/12/2021

Mahkememizde görülmekte bulunan Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan)Menfi Tespit davasının yapılan açık yargılamasının sonunda,
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davalı tarafça müvekkil hakkında keşidecisi … Gıda Tic. Ve San.Ltd.Şti. Olan … Bankası … Şubesine ait 13.07.2019 keşide tarihli … Numaralı 25.000 TL bedelli çek nedeniyle ilgili Antalya … İcra Müdürlüğü …/… E sayılı dosyasından icra takibi başlatıldığını, çek üzerinde müvekkilinin aval yada cirosunun olmadığını, bu nedenle takibe itiraz ettiklerini, yetkili İcra Mahkemesince bu taleplerinin keşide tarihinde şirket yetkilisinin müvekkili olmadığından bahisle reddedildiğini, Müvekkili …’in … GIDA TİCARET VE SAN.LTD.ŞTİ. firmasının 05.04.2018 Tarihinden 10.07.2019 tarihine kadar şirket müdürü olup şirketi temsile yetkili olduğunu, takibe konu çekin keşide tarihi 13.07.2019 olduğunu, ancak çekin müvekkilinin yetkili olduğu dönemde düzenlendiğini ve teslim edilmiş ileri tarihli yani vadeli bir çek olduğunu, çekin bankaya ibrazı esnasında şirket yetkililerinin değişmiş olmasının çekteki imzayı geçersiz kılmayacağı gibi çekin şirketi bağlamayacağı sonucu da çıkmadığını, piyasa uygulamasında çeklerin vadeli olarak verildiğini, bu halde müvekkilin çeki imzaladığı esnada şirket yetkisi bulunmadığını, 5941 sayılı Çek Kanununun 3/10 Maddesine göre: Lehine karekodlu çek düzenlenen lehdarın, teslim aldığı çeki Türk Ticaret Kanununun 780 inci maddesinin üçüncü fıkrasında belirtilen sisteme kaydettiğini, karekodlu çekin sisteme kaydedildiği tarihten sonra çek düzenleyen tüzel kişinin temsilcilerinde meydana gelen değişikliklerin, çek hesabı sahibi tüzel kişinin sorumluluğunu ortadan kaldırmayacağını, bu açık yasal düzenleme ile ileri tarihli çeklerdeki sorumluluğun açıkça belirlendiğini, buna rağmen davalının müvekkili hakkında şahsen sorumlu olduğundan bahisle işlem tesis etmesinin hukuka açık aykırı olduğunu, keşideci şirket tarafından temsile yada imzaya bir itirazın da söz konusu olmadığını, çekin müvekkilinin yetkili olduğu dönemde düzenlendiği ve yetkinin devri ile yeni yetkiliye de çek bilgisinin verildiğinin açıkça ispatlanmış durumda olduğunu, takibe konu çekte yetkili değişiminden ötürü her ne kadar muhatap bankaca sorumluluk bedeli ödememiş olsa da bu da çekin geçersizliğine yada müvekkilin sorumluluğuna dayanak tutulamayacağını, Müvekkili hakkında başlatılan icra takibinin durdurulması, yada İİK Mad:72 kapsamında icra veznesindeki paranın alacaklıya ödenmemesi yönünde ihtiyati tedbir kararı verilmesini, davanın kabulü ile müvekkilinin Antalya … İcra Müdürlüğü …/… E sayılı icra dosyası ve dayanak çek nedeniyle borçlu olmadığının tespitine, takibe konu çek üzerinde müvekkilinin borçlu olmamasına rağmen açık bir kötüniyetle takip açıldığından kötüniyetli davalı alacaklının %20 oranınca kötüniyet tazminatı ödemesine, Yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davacının iddialarını kabul etmediklerini, davanın öncelikle zamanaşımı/ hak düşürücü süre nedeni ile usulden reddi gerektiğini, İcra takibine dayanak … şirketine ait çekin … tarafından keşide edildiğinin davacının da kabulünde olduğunu, ihtilaflı olan hususun davacı …’in … şirketi adına çek keşide etme yetkisi olup olmadığı hususu olduğunu, süresinde bankaya ibraz edilen çeke ilişkin, muhatap bankanın çekte bulunan imzanın yetkiliye ait olmadığını şerh ettiğini, bunun üzerine, vekil edeni tarafından Antalya … Noterliği’nden … 2019 tarih ve … yevmiye numaralı olarak keşide edilen ihtarname ile davacıya … şirketi adına çek keşide etme yetkisi varsa bildirmesi / sunması aksi halde borcun tamamından yasal mevzuat gereğince bizzat sorumlu tutulacağı hususunun ihtar edildiğini, akabinde ise Antalya … İcra Dairesi’nin …/…-Esas sayılı dosyası nezdinde icra takibi başlatıldığını, Davacı tarafça, Sayın Mahkemenizin işbu dosyasına sunulan dava dilekçesinde “… Ekli Antalya Ticaret Sicil Müdürlüğü yazısından da anlaşılacağı üzere müvekkil …’in … GIDA TİCARET VE SAN.LTD.ŞTİ. firmasının 05.04.2018 Tarihinden 10.07.2019 tarihine kadar şirket müdürü olduğu ve şirketi temsile yetkilidir. Takibe konu çekin keşide tarihi 13.07.2019’dur. Ancak çek müvekkilin yetkili olduğu dönemde düzenlenmiş ve teslim edilmiş ileri tarihli yani vadeli bir çektir.” şeklinde, Antalya … İcra Ceza Mahkemesi’nin …/…-E sayılı dosyasının 19.09.2020 tarihli celsesinde; “çekin ibraz tarihinde müvekkilin herhangi bir sorumluluğu yoktur, bu nedenle beraatlerini talep ederiz.” şeklinde, 06.01.2021 tarihli istinafa cevap dilekçesinde ise; “… Çekin keşide tarihinde Müvekkiller … VE … Şİrket Yetkilisi Değildir” şeklinde beyanda bulunulduğunu, davacı tarafın huzurdaki dosyada farklı, ceza dosyasında farklı beyanlarda bulunarak lehine hüküm kurulması gayesi ile hareket ettiğini, bu durumun her halükarda TMK 2. ve 3. maddesinde işaret edilen iyiniyet ve dürüst davranma ilkelerine açıkça aykırılık oluşturduğunu, davacı aleyhine yapılan takibin usul ve yasaya uygun olduğunu, İmzasını inkar etmeyen borçlunun mesnetsiz ve hukuka aykırı itirazlarının dikkate alınmaması gerektiğini, davacı tarafça icra takibinin durdurulması yönünde ihtiyati tedbir kararı verilmesi talep edilmiş ise de, bu talebin reddine karar verilmesi gerektiğini, Zira, İ.İ.K.’nun 72/3 maddesi “.. İcra takibinden sonra açılan menfi tespit davasında ihtiyati tedbir yolu ile takibin durdurulmasına karar verilemez…” hükmüne amir olduğunu, davacı tarafın icra dosyasına yatan paranın alacaklıya ödenmemesi yönündeki tedbir talebi ise açıkça alacağın tahsil edilmesini engellemeye yönelik ve kötü niyetli olduğunu, Davacı tarafın tedbir talebinin ve davanın REDDİNE, Vekil edenin uğradığı zararın tazmini açısından davacı borçlunun takip miktarının %20’sinden az olmamak üzere tazminat ödemeye mahkum edilmesine, Yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı yana yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
Dava; Davalı tarafından davacı aleyhine Antalya … İcra Müdürlüğü’ nün …/… Esas sayılı takip dosyası ile TTK 678. Maddesi uyarınca şirketin yetkisiz temsilcisi olduğu iddiası ile başlatılan kambiyo senetlerine özgü icra takibinde davacı tarafından dava dışı … Gıda Tic. San. Ltd. Şti’ nin keşide ettiği çekte yetkisiz temsilci sıfatının bulunup bulunmadığının belirlenmesine ve takip konusu çek nedeni ile davalıya borçlu olup olmadığının belirlenmesine ilişkidir.
Her ne kadar davalı yan zamanaşımı itirazında bulunmuş ise de çek keşide tarihleri ile dava tarihi gözetildiğinde 10 yıllık genel zaman aşımı süresinin dolmadığı anlaşıldığından zamanaşımı itirazı yerinde görülmemiştir.
Antalya … İcra Müdürlüğü’nün …/…721 esas sayılı dosyası incelenmiş; alacaklının … Gıda Pazarlama A.Ş., borçlunun … olduğu, 25.000,00.-TL asıl alacak , 1.148,63.-TL işlemiş faiz, 2,500,00.-TL karşılıksız çek tazminatı üzere toplam 28.648,63 TL alacağın tahsili talebi ile kambiyo senetlerine mahsus haciz yoluyla icra takibi başlatıldığı anlaşılmıştır.
TTK’nun 818/1. maddesinin (c) bendinin göndermesiyle çekler hakkında da uygulanması gereken TTK’nun 678. maddesinde; “Temsile selahiyeti olmadığı halde bir şahsın temsilcisi sıfatıyla bir poliçeye imzasını koyan kişi, o poliçeden dolayı bizzat sorumludur…” hükmü yer almaktadır.
TTK’nun 590 ise, Borçlar Kanununun yetkisiz temsil ile ilgili hükümlerine önemli bir istisna getirmiştir. Madde metninde, “ Temsile selahiyeti olmadığı halde, bir şahsın temsilcisi sıfatıyla bir poliçeye imzasını koyan kimse, o poliçeden dolayı bizzat mesul olur.” demektir. Ticaret Kanunumuz genel hükümlerde olduğu gibi işlemi geçersiz saymamış, yetkisiz temsilciyi bundan şahsen sorumlu tutmuştur. Bir başka deyişle, burada yapılan işlem geçerlidir; fakat bundan temsil olunan değil yetkisiz temsilci sorumludur. Bu, kanundan doğan bir sorumluluktur.
Dava, takibe konu çekte yer alan imzanın şirket adına atıldığı, çeklerdeki imzanın şahsi sorumluluk doğurmayacağı iddiası ile açılan menfi tespit istemine ilişkindir.
Taraflar arasında takip dayanağı çeklerdeki imzanın davacı … tarafından atıldığı hususunda herhangi bir ihtilaf bulunmamaktadır.
Uyuşmazlık, çeklerde yer alan imzanın dava dışı … Gıda Ticaret ve San.Tic.Ltd.Şti. nam ve hesabına atılıp atılmadığı, davacının çek nedeni ile şahsi bir sorumluluğunun bulunup bulunmadığı hususlarından kaynaklanmaktadır.
İşbu davada ispat yükü davacı üzerinde olup, davacının iddiasını usulüne uygun delillerle ispatlaması gerekmektedir.
Anılan icra takip dayanağı 13/07/2019 keşide tarihli, 10.000,00TL ve 25.000,00 TL bedelli çekin altında … Gıda Ticaret ve San. Tic.Ltd.Şti.’nin keşideci olarak isminin matbu şekilde yazılı bulunduğu, şirketin isminin hemen yanında el yazısı ile imzanın bulunduğu, 25.000,00 TL bedelli çekin davalı namına düzenlendiği, davalının çekin hamili olduğu anlaşılmıştır.
Dosyada yer alan Antalya Ticaret Sicil Müdürlüğü cevabi yazısından dava dışı … Gıda Ticaret ve San. Tic.Ltd.Şti.’nin 16/08/2016 tarih, 01 karar sayılı genel kurul kararına göre şirket müdür …’in şirketteki hisselerinin tamamını devretmesi nedeniyle şirket müdürü olarak …’in 16/08/2016 tarihinden itibaren süresiz olarak tek başına atacağı imza ile şirket ünvan ve kaşesi altında münferit temsil ve ilzama yetkili kılındığı, 14/03/2018 tarih, 03 karar sayılı genel kurul kararına göre şirket müdürü …’in imza yetkisinin iptaline, şirket müdürü olarak …’in 14/03/2018 tarihinden itibaren süresiz olarak tek başına atacağı imza ile şirket ünvan ve kaşesi altında münferit temsil ve ilzama yetkili kılındığı, 05/04/2018 tarih, 04 karar sayılı genel kurul kararına göre şirket müdürü …’in müdürlük görevinin devamına, karar tarihinden itibaren süresiz …’in atandığı, şirketi şirket müdürleri …’ ve …’in şirket ünvan ve kaşesi altında münferit temsil ve ilzama yetkili kılındığı, 10/07/2019 tarih, 07 karar sayılı genel kurul kararına göre şirket müdürü …’in müdürlük görevinin iptaline, şirket müdürü olarak …’in 10/07/2019 tarihinden itibaren süresiz olarak tek başına atacağı imza ile şirket ünvan ve kaşesi altında münferit temsil ve ilzama yetkili kılındığı anlaşılmıştır.
Dolayısıyla davacının çek keşide tarihi 13/07/2019 tarihinde dava dışı şirketin imza yetkisi bulunan şirket yetkilisi olmadığı anlaşılmaktadır. Öte yandan dava konusu çekte keşideci olarak ismi matbu şekilde yer alan … Gıda Ticaret ve San. Tic.Ltd.Şti.’nin isminin yanında anılan şirkete vekaleten veya yetkili sıfatı ile imza atıldığına ilişkin herhangi bir ibare yazılmadan doğrudan el yazısı ile çek imzalanmıştır. Bu durumda çekin … Gıda Ticaret ve San. Tic.Ltd.Şti.’nin nam ve hesabına düzenlendiği söylenemeyecektir. Çek suretinden de çekin vekaleten veya yetkili sıfatıyla düzenlenmediği açıkça anlaşılmaktadır. Her ne kadar davacı vekili ibraz hususunun araştırılmasını talep etmiş ise de; icra ceza mahkemesi dosyasının dosyamız arasına alındığı, … bankası ve … bankası cevabi yazılarının dosya arasında bulunduğu, çekin davalı tarafından 16/07/2019 tarihinde … bankası tarafından takas merkezine ibraz edildiği anlaşılmıştır. Hal böyle olunca çek altını imzalayan ve imzayı inkar etmeyen davacının çekte yer alan imzası nedeni ile şahsi sorumluluğu bulunduğu, borçsuzluğun tespiti talebinin yerinde olmadığı gözetilerek açılan davanın reddine ilişkin aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
Menfi tespit davalarında, davalı alacaklı yararına tazminata hükmedilebilmesi için, alacaklının borçluya karşı bir icra takibi yapmış olması ve borçlunun bu icra takibinin durdurulması veya icra veznesindeki paranın alacaklıya ödenmemesi yönünde ihtiyati tedbir kararı almış ve bu kararın infaz edilmiş olması gerekir. Antalya … İcra Müdürlüğü’nün …/… esas sayılı takip dosyasında 07/06/2021 tarihli üst yazı ile ihtiyati tedbirin uygulandığı bildirilmiştir. Böylelikle davalı tarafından ihtiyati tedbir kararı nedeniyle borcun geç tahsil edilmiş olması dikkate alınarak davalı lehine asıl alacağın yüzde yirmisinden aşağı olmamak üzere tazminata karar verilmesi gerekmiş aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Ayrıntıları yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın REDDİNE,
2-Davalı alacaklı yararına asıl alacağının %20 ‘si oranında tazminatın davacıdan alınarak davalıya ödenmesine,
2-Harçlar kanunu uyarınca alınması gerekli 59,30 TL harcın peşin olarak alınan 489,25.-TL harçtan mahsubu ile bakiye 429,95.-TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
4-Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre davada red edilen miktar dikkate alınarak hesap edilen 5.100,00.-TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine,
5-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
6-Davacı tarafından yatırılan gider avansından kullanılmayan bakiye kısmın HMK 333. maddesi gereğince karar kesinleştikten sonra masrafı kendisine ait olmak üzere davacının göstereceği bir IBAN/hesap numarasına yatırılmasına ancak hesap numarası bildirilmemiş veya bildirilmez ise masrafı avanstan karşılanmak suretiyle PTT merkez ve işyerleri vasıtasıyla adreste ödemeli olarak gönderilmesine veya davacıya iadesine,
Dair, davacı vekili ve davalı vekilinin yüzüne karşı kararın tebliğinden itibaren 6100 Sayılı Kanunun 345.maddesi gereğince 2 hafta içerisinde ilgili Antalya İstinaf Dairesi Başkanlığına sunulmak üzere Mahkememize verilecek dilekçe ile İstinaf yasa yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 08/12/2021

Katip …
E imzalı

Hakim …
E imzalı