Emsal Mahkeme Kararı Antalya 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/147 E. 2021/897 K. 30.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
ANTALYA
4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/147 Esas
KARAR NO : 2021/897
DAVA : İtirazın İptali (Acentelik Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 21/12/2015
KARAR TARİHİ : 30/12/2021

Mahkememizde görülmekte bulunan İtirazın İptali (Acentelik Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılamasının sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili mahkememize verdiği dava dilekçesinde özetle; Davalı adına kayıtlı … plakalı aracın müvekkili şirket nezdinde trafik sigortalı iken 14/08/2013 tarihinde trafik kazasına karıştığını kaza anında araç yolcusu olan …’a 15/06/2015 tarihinde 55.971,00 TL maluliyet tazminatı ödendiğini, ödenen tazminatın rücuen davalıdan Antalya … İcra Müdürlüğünün …/… sayılı dosyası ile talep edildiğini, itiraz üzerine takibin durduğunu, haksız ve kötü niyetli itirazın iptali ile takibin devamına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:Davalı vekili mahkememize verdiği cevap dilekçesinde özetle; Müvekkili şirkete rücu edilebilmesi için sürücünün münhasıran alkol etkisi ile bu kazayı yapmış olması gerektiğini, tespit edilen alkol oranının tek başına rücu sebebi olmadığını, İstanbul’da ikamet eden sürücünün aniden daralan yolda bu kazayı alkolsüz olsa da yapmasının mümkün olduğunu, kazanın meydana geldiği yerde trafik işaretlerinin yetersiz olduğunu, ani viraj ve alt geçide gelindiğinde yolun aniden daralması nedeniyle pek çok kazanın meydana geldiğini, … maluliyet oranını Adli Tıp tarafından tespitinin, olaydaki tazminat hesabında müterafik kusur ve hatır taşıması indirimlerinin yapılması gerektiğini belirterek davanın reddini talep etmiştir.
DELİLLER:Davalı sigorta şirketine müzekkere yazılarak dava konusu olaya ilişkin hasar dosyası ve araca ilişkin kasko poliçesi suretleri ve Antalya Cumhuriyet Başsavcılığının … soruşturması sayılı dosyası celp ve tetkik edilmiştir.
Mahkememizce kusura ilişkin olarak trafik bilirkişisinden rapor alınmasına karar verilmiş,
bilirkişi … havale tarihli raporunda özetle; “…… plakalı araç sürücüsü … 2918 sayılı K.Y.T.K’nun 84 maddesinde yer alan sürücü kusurlarından 47/1-d dikkatsiz ve tedbirsiz araç kullanmak ve trafik güvenliği ile ilgili zorunluluklara uymamak ve 52/1-a araçların hızını kavşaklara tünellere yaklaşırken azaltmamak kuralını ihlalle %100 kusurlu olduğu…”şeklinde rapor ve tespit edilmiştir.
Mahkememizce dosyanın sigorta hukukçusuna ve Nöroloji Uzmanına tevdi edilerek rapor aldırılmasına karar verilmiş, Nöroloji uzmanı bilirkişi … ve sigorta hukukçusu … havale tarihli raporunda özetle; “…kaza esnasında 1,47 promil oranında alkollü olarak tespit edilen sürücü …’ın bu kazayı salt alkol etkisi altında yapmış olduğuna, Motorlu Kara taşıtları ZMMS Genel Şartlarının B.4/6 maddesi gereğince, davacı sigorta şirketi tarafından 3. Kişilere ödenmesi gerekli gerçek zarar tutarının poliçede sigorta ettirilen olarak yer alan davalıdan rücuen talep edebileceği…” şeklinde rapor ve tespit edilmiştir.
Dosya Antalya Bölge Adliye Mahkemesi … Hukuk Dairesinin … sayılı ilamı ile, mahkememize gönderilmiş ve yukarıdaki esasa kaydı yapılmıştır.
Dosya davacının maluliyet oranının tespit edilmesi için İstanbul Adli Tıp Kurumuna gönderilmiş ve mahkememize sunulan … tarihli raporda,
Mevcut belgelere göre … ve … oğlu 1990 doğumlu …’un 14.08.2013 tarihinde geçirdiği trafik kazasına bağlı arızası sebebiyle;
1-)11.10.2008 tarih ve 27021 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği hükümlerinden yararlanılarak ve mesleği bildirilmemekle Grup1 kabul olunarak: Gr1 XII (32a….1) A % 5; E cetveline göre % 3.3 (yüzdeüçnoktaüç) oranında meslekte kazanma gücünden kaybetmiş sayılacağı,
2-)30.03.2013 tarih ve 28603 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan Özürlülük Ölçütü, Sınıflandırılması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu raporları raporları hakkında yönetmeliğe göre maluliyetine neden olacak düzeyde araz bırakmadığından; Kişinin tüm vücut engellilik oranının % 0 (yüzdesıfır) olduğu,
3-)İyileşme süresinin (iş göremezlik süresi) olay tarihinden itibaren 9 (dokuz) aya kadar uzayabileceğini bildirir rapor sunmuştur.
Dosya aktüerya bilirkişiye tevdi edilmiş ve mahkemeye sunulan 24/11/2021 tarihli raporda,
Yukarıda detaylıca izah edilen şekilde yapılan hesaplama neticesinde; ödemenin ZMSS kapsamında rücuya tabi olup olmadığının hukuki takdiri Sayın Mahkemeye ait olmak üzere, davacının yaptığı ödemenin en fazla 18.662,23 TL’lik kısmının rücuya tabi olabileceğinin hesaplandığı;
Hesaplanan zarardan hiçbir indirim yapılmamış olup; zarardan ayrıca müterafik kusur ve hatır taşıması indirimleri yapılması gerekip gerekmediği ve yapılacaksa da indirim oranları hususunda hukuki takdirin Sayın Mahkemeye bırakıldığı;
Davacının icra takip dosyasında istediği faiz türü ve faiz başlangıç tarihi hususları hukuki birer konu olmakla, takdirin Sayın Mahkemeye bırakıldığı;
Tarafların diğer tüm iddia ve savunmalarının hukuki takdirinin Sayın Mahkemeye ait olduğu yönündeki kanaatlerimi içerir işbu bilirkişi raporunu ve hesaplama tablolarını içerir ekini Sayın Mahkemenin takdirlerine saygı ile arz ederim.” denilmiştir.
B.A.M KARARI:
Mahkememizin bir önceki vermiş olduğu karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmuş ve Antalya Bölge Adliye Mahkemesi … Hukuk Dairesinin … Karar sayılı ilamında “Dosya kapsamından davalıya ait aracın davacı sigorta şirketi nezdinde ZMMS poliçesi ile sigortalı olduğu, aracın poliçenin geçerli olduğu dönemde sürücüsü alkollü olmak üzere kazaya karıştığı, kazada dava dışı …’un yaralandığı, davacı tarafından bu kişiye 15/06/2015 tarihinde 55.971,00 TL ödeme yapıldığı, mahkemece yerleşik Yargıtay Kararları’nda belirtildiği üzere nörolog bilirkişininde yer aldığı bilirkişilerden alınan rapora göre kazanın salt alkolün etkisiyle meydana geldiğinin tespit edildiği anlaşılmaktadır.
Bu durumda davacı sigortacı tarafından üçüncü kişiye ödenen tazminatın üçüncü kişinin gerçek zararı olması gerektiğinden mahkemece öncelikle maluliyeti nedeniyle Tazminat ödemesi yapılan …’un tedavi belgelerinin tamamı getirtilerek ATK’na sevkinin sağlanması, sevki sağlanamazsa dahi tedavi belgelerine göre maluliyet oranının tespitine ilişkin rapor alındıktan sonra adı geçenin gerçek zararı konusunda aktüer bilirkişiden rapor alınması gerekirken mahkemece bu şekilde araştırma yapılmaksızın davacı tarafından yapılan tüm ödemenin rücu edilebilir olduğu gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmesi doğru olmamıştır.
Bu nedenle, davalı vekilinin istinaf başvurusunun 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-a-6. maddesi uyarınca esastan kabulüne,” denilerek dosyanın mahkememize gönderilmesine karar verilmiştir.
DEĞERLENDİRME VE GEREKÇE:
Dava, ZMMS sözleşmesine, trafik sigortalı aracın sürücüsünün kazayı münhasıran alkolün etkisi altında yapmış olması sebebine dayanarak sigortalı aleyhine açılan rücuen tazminat istemine ilişkindir.
Taraflar arasında, davacıya sigortalı aracın karıştığı trafik kazasının salt sürücünün alkollü olması sebebiyle gerçekleşip gerçekleşmediği, davacı tarafından üçüncü kişiye ödenen maluliyet tazminatının gerçek zarar tutarı olup olmadığı, zarar gören üçüncü kişinin araçta yolcu olması nedeniyle müterafik kusur ve hatır taşıması indiriminin uygulanıp uygulanmayacağı konularında uyuşmazlık söz konusudur.
2918 Sayılı Kanunun 85/1. Maddesinde; “Bir motorlu aracın işletilmesi bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına yahut bir şeyin zarara uğramasına sebep olursa, motorlu aracın bir teşebbüsün unvanı veya işletme adı altında veya bu teşebbüs tarafından kesilen biletle işletilmesi halinde, motorlu aracın işleteni ve bağlı olduğu teşebbüsün sahibi, doğan zarardan müştereken ve müteselsilen sorumlu olurlar.” aynı maddenin son fıkrasında da “İşleten ve araç işleticisi teşebbüsün sahibi, aracın sürücüsünün veya aracın kullanılmasına katılan yardımcı kişilerin kusurundan kendi kusuru gibi sorumludur.” düzenlemeleri mevcuttur.
2918 Sayılı Kanunun 48. maddesinde; “Uyuşturucu veya uyarıcı maddeleri almış olan sürücüler ile alkollü olan sürücülerin karayolunda araç sürmeleri yasaktır.”
Aynı Kanun 95/2. maddesinde de ; “Ödemede bulunan sigortacı, sigorta sözleşmesine ve bu sözleşmeye ilişkin kanun hükümlerine göre, tazminatın kaldırılmasını veya azaltılmasını sağlayabileceği oranda sigorta ettirene başvurabilir.” düzenlemeleri mevcuttur.
ZMMS poliçe genel şartlarının zarar görenlerin haklarının saklı tutulması ve sigortacının sigortalıya rücu hakkı düzenleyen B4.maddesinin c bendinde ; “Aracın, uyuşturucu madde veya ilgili mevzuatta belirlenen seviyenin üzerinde alkollü içki almış kişilerce veya aynı mevzuatta alkollü içki alamayacağı belirtilen kişilerce alkollü içki alınmak suretiyle kullanılması sırasında meydana gelen zararlar,”; “Aracın, uyuşturucu madde veya ilgili mevzuatta belirlenen seviyenin üzerinde alkollü içki almış kişilerce veya aynı mevzuatta alkollü içki alamayacağı belirtilen kişilerce alkollü içki alınmak suretiyle kullanılması sırasında meydana gelen zararlar,” da sigortacı tarafından ödenen bedelin sigortalıya rücu edilebileceği belirtilmiştir.
Yargıtay 17.Hukuk Dairesi’nin 18/02/2013 tarih 2012/16515 Esas 2013/1731 Karar sayılı emsal içtihatında; “…Yargıtay’ın yerleşik uygulamalarında; sürücünün aldığı alkolün oranının doğrudan doğruya sonuca etkisi bulunmadığından, mahkemece nöroloji uzmanı, hukukçu ve trafik konusunda uzman bilirkişilerden oluşan bilirkişi kurulu aracılığıyla olayın salt alkolün etkisiyle gerçekleşip gerçekleşmediğinin, alkol dışında başka unsurlarında olayın meydana gelmesinde rol oynayıp oynamadığının saptanması, sonuçta olayın tek başına alkolün etkisiyle meydana geldiğinin saptanması durumunda, oluşan hasarın poliçe teminatı dışında kalacağı ilkesi benimsenmektedir. (YHGK 23.10.2002 gün ve 2002/11-768-840; YHGK 7.4.2004 gün ve 2004/11-257-212; YHGK 2.3.2005 gün ve 2005/11-81-18; YHGK 14.12.2005 gün 2005/11-624-713 sayılı ilamları)…” şeklinde belirtilmiştir.
İstinaf kararı öncesinde alınan nöroloji uzmanı ve trafik bilirkişisinden alınan bilirkişi raporunda dava dışı sürücünün kazayı münhasıran alkolün etkisi ile yaptığı tespit edildiğinden poliçe limiti dahilinde ödemede bulunan davacı sigorta şirketi yönünden rücuen tazminata ilişkin davalı sigortalıya karşı yasal koşulların oluştuğu anlaşılmıştır. İstinaf kararı sonrası alınan denetime elverişli , oluşa ve yasaya uygun ATK ve aktüerya raporları sonucu davacının takip tarihi itibariyle davalıdan talep edebileceği rücuya tabi ödemenin 18.662,23 TL olduğu tespit edilmiştir.
Müterafik kusur ve hatır taşımacılığı açısından değerlendirme:
Müterafik kusuru düzenleyen 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 52. maddesinin 1. fıkrası, “Zarar gören, zararu doğuran fiile razı olmuş veya zararın doğmasında ya da artmasında etkili olmuş yahut tazminat yükümlüsünün durumunu ağırlaştırmış ise hakim, tazminatı indirebilir veya tamamen kaldırabilir.” hükmüne amirdir. Benzer şekilde 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 86. maddesinin 2. fıkrasında, “Sorumluluktan kurtulamayan işleten veya araç işleticisinin bağlı olduğu teşebbüs sahibi, kazanın oluşunda zarar görenin kusurunun bulunduğunu ispat ederse, hakim, durum ve şartlara göre tazminat miktarını indirebilir.” hükmü yer almaktadır.
“Müterafik kusur; aynı şartlar altındaki makul, dürüst ve ortalama bir kişinin, kendi menfaati icabı, zarara uğramamak için kaçınacağı veya kaçınması gereken bir davranış tarzını ifade etmektedir. (EREN, Fikret. Borçlar Hukuku Genel Hükümler. Y. 2015. S. 582) Zararın doğumu ya da artmasına yol açan fiil, zarar görenin davranışlarından ileri gelmişse müterafik (ortak) kusurdan söz edilir. (KILIÇOĞLU, Ahmet, Borçlar Hukuku Genel Hükümler. Y. 2012, s.418) Buna göre, müterafik kusur indirimi için zarar görenin, zararı önleyici ya da azaltıcı tedbirleri almamasında kusurlu olması aranmaktadır. Somut olayda; araç sürücüsü … ‘ın 1,42 promil alkollü olduğu tespit edilmiş, sürücü, savcılık soruşturması aşamasında vermiş olduğu 10/03/2014 tarihli ifadesinde; olay günü kaza öncesinde destek … ile birlikte alkol(rakı) alarak piknik yaptıklarını belirtmiştir. Bu durumda, davacıların desteğinin, sürücünün alkollü olduğunu bilerek araca binmiş olması nedeniyle olayda müterafik kusuru söz konusudur. Mahkemece tazminat miktarı belirlenirken, Dairemiz uygulamalarına göre; desteğin müterafik kusuru olması durumunda %20 oranında indirim yapılması gerektiği kabul edilmektedir. Buna göre; mahkemece, bilirkişi tarafından belirlenen zarar miktarı üzerinden %20 oranında müterafik kusur indirimi yapılarak tazminatı belirlemesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm verilmiş olması doğru görülmemiştir.” (Yargıtay 17. Hukuk Dairesi 25/12/2018 tarih, 2018/4309 Esas – 2018/12736 Karar sayılı ilamı)
2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 87. maddesinin 1. fıkrası, “Yaralanan veya ölen kişi hatır için karşılıksız taşınmakta ise veya motorlu araç, yaralanan veya ölen kişiye hatır için karşılıksız verilmiş bulunuyorsa, işletenin veya araç işleticisinin bağlı olduğu teşebbüs sahibinin sorumluluğu veya motorlu aracın maliki ile işleteni arasındaki ilişkide araca gelen zararlardan dolayı sorumluluk genel hükümlere tabidir.” hükmüne amirdir. İşbu kanun maddesi gereği, hatır taşımasının varlığı halinde genel hüküm niteliğinde olan 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 51. maddesinin 1. fıkrasında yer alan, “Hakim, tazminatın kapsamını ve ödeme biçimini, durumun gereğini ve özellikle kusurun ağırlığını göz önüne alarak belirler.” hükmü uygulanmaktadır.
Somut olayda zarar gören … ile sürücü …’ın arkadaş oldukları ve beraber alkol alarak araca bindikleri hususu her iki tarafın Cumhuriyet Başsavcılığı nezdindeki ifadelerinde ve aynı konuya ilişkin Antalya … Asliye Ticaret Mahkemesi’nin …/… Esas sayılı dosyası kapsamındaki beyanları ile sabit olduğundan yukarıda belirtilen kanun hükümleri ve emsal yargıtay kararları gereği tespit edilen tazminat miktarından takdiren %20 oranında müterafik kusur ve %20 oranında hakkaniyet indirimi yapılmıştır.
Neticeten; davacı sigorta şirketinin davalıdan takip tarihi itibariyle %20 oranında müterafik kusur ve %20 oranında hakkaniyet indirimi yapılmış haliyle 11.197,33 TL talep edebileceği kanaatine varılmakla davanın kısmen kabulü ile takibin bu miktar üzerine devamına ve alacak likit olmadığından icra inkar tazminatı talebinin reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM: Ayrıntıları yukarıda açıklandığı üzere;
1-Ayrıntısı gerekçeli kararda açıklanacağı üzere;
2-Davanın KISMEN KABULÜNE KISMEN REDDİNE,
Buna göre davalının Antalya … İcra Müdürlüğünün …/… Esas sayılı takip dosyasındaki
itirazının KISMEN İPTALİ İLE, takibin 11.197,33 TL asıl alacak üzerinden DEVAMINA,
3-Asıl alacağa takip tarihinden itibaren ticari faiz uygulanmasına,
4-Alacak likit olmadığından davacının icra inkar tazminatı talebinin REDDİNE,
5-Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 764,88 TL harçtan peşin alınan 668,68 TL nin mahsubu ile eksik alınan 96,20 TL nin davalıdan alınarak, hazineye irad kaydına,
6-Davacının yapmış olduğu posta ve müzekkere ücreti ile bilirkişi ücretinden ibaret toplam 2.187,20 TL den davanın kabul ve red oranına göre hesaplanan 437,60 TL nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
7-Davacının yapmış olduğu peşin ve başvurma harcından ibaret toplam 696,38 TL nin davalıdan alınarak, davacıya verilmesine,
8-Yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesaplanan 5.100,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
9-Yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesaplanan 6.620,58 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
10-Taraflarca yatırılan ve kullanılmayan gider avansı ve teminatın karar kesinleştiğinde taraflara iadesine,
Dair, davacı vekili ve davalı vekilinin yüzüne karşı kararın tebliğinden itibaren 6100 Sayılı Kanunun 345.maddesi gereğince 2 hafta içerisinde ilgili İstinaf Dairesi Başkanlığına sunulmak üzere Mahkememize verilecek dilekçe ile İstinaf yasa yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 30/12/2021

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır