Emsal Mahkeme Kararı Antalya 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/107 E. 2021/674 K. 21.10.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
ANTALYA
4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2021/107 Esas
KARAR NO : 2021/674
DAVA : Menfi Tespit (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 23/02/2021
KARAR TARİHİ: 21/10/2021
Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili mahkememize sunmuş olduğu dilekçesinde, … bankasının müvekkili adına … İcra Dairesinin …Esas sayılı dosyası ile 15.000,00 TL asıl alacak ile takip başlatıldığını, müvekkilinden bu güne kadar 17.290,67 TL kesinti yapıldığını ve halen dava tarihi itibari ile müvekkilinin toplam borcunun 57.401,12 TL olduğunu, ödeme emrinde de görüleceği üzere 5.000,00 TL lik senede istinaden yapılan takipte asıl alacağın 15.000,00 TL olarak girildiğini, ayrıca TCMB senetlerine ilişkin yıllık tebliğlerine aykırı faiz talep edildiği yıllık %27 sabit faiz istendiğinin ancak TCMB senetlerine ilişkin faiz oranlarını yıllık olarak tebliğe çıkartığını, müvekkilinin ilgili senetlere istinaden herhangi bir bankaya borcu olmadığı halde müvekkili adına haksız ve kötü niyetli şekilde TCK. TBK’ya aykırı sebepsiz zenginleşmeye dayalı takip başlatıldığını, davalının bu senede istinaden müvekkiline yapılan herhangi bir ödeme var ise bunu ispatla yükümlü olduğunu, bu nedenlerle yapılan takipten dolayı fazlaya dair hakları saklı kalmak kaydı ile şimdilik 20.000,00 TL borçlu olmadığının tespitine, davalı hakkında %20 kötü niyet tazminatının hükmedilmesine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini dava ve talep etmiştir.
DELİLLER: …İcra Dairesinin …Esas sayılı dosyası celp edilmiştir.
DEĞERLENDİRME VE GEREKÇE:
Dava icra takibinden sonra açılan menfi tespit davasına ilişkindir.
Taraflar arasındaki uyuşmazlık davacının takibe konu bonolar nedeniyle davalıya karşı borçlu olup olmadığına ilişkindir.
Davacı vekili dava dilekçesinde her ne kadar takibin dayanağının 5.000,00 TL lik senet olduğunu beyan etmiş ise de …. İcra Dairesinin …. Esas sayılı dosyası incelendiğinde takibe dayanak senetlerin 5.000,00 TL ‘şer bedelli toplam 15.000,00 TL bedelli 3 adet senet olduğu görülmüştür. Senetler incelendiğinde senetlerin son cirantasının davacı olduğu , son hamilinin ise takip alacaklısı banka olduğu görülmüştür. Ayrıca senetlerin takip tarihi itibariyle kambiyo vasfı taşıdığı mahkememizce sabit görülmüştür.
6100 sayılı HMK 201.maddesinde “Senede bağlı her çeşit iddiaya karşı ileri sürülen ve senedin hüküm ve kuvvetini ortadan kaldıracak veya azaltacak nitelikte bulunan hukuki işlemler ikibinbeşyüz Türk Lirasından az bir miktara ait olsa bile tanıkla ispat olunamaz.” düzenlemesi mevcuttur.
Bir kambiyo senedi düzenleyip veren ve bu senedi alan herkes, bütün hukuki işlemlerin yapılmasına temel teşkil eden bir gayeye ulaşmak istemektedir. İşte bu gaye bir kambiyo senedinde mündemiç hakkın doğumu ve devri açısından hukuki sebebi teşkil eder. Kambiyo senedi düzenlenmesi dolayısıyla ortaya çıkan bir ilişki “kambiyo ilişkisi” olarak anılmaktadır. Kambiyo senedi vermek suretiyle borç altına giren borçlu “kambiyo Taahhüdü”nde bulunmuş olur. Kambiyo ilişkisinin altında esas itibariyle bir asıl/temel borç ilişkisi vardır. Kambiyo senedinden kaynaklanan talebin geçerliliği, temel ilişkiden kaynaklanan temel talebin ve bununla ilgili olarak taraflar arasında varılmış amaca ilişkin mutabakatın geçerliliğinden tamamen bağımsızdır. Kambiyo senedinden doğan talep hakkına kambiyo hukuku, temel talebe ise, bu talebin ait olduğu hukuk kuralları uygulanır. (YHGK. 12/10/2011 tarih, E.2011/19-473, K.2011/607 sayılı kararı.)
Kambiyo senedi olan bono, kanunen emre yazılı bir kıymetli evraktır. Borçluya, borçlu olduğu edayı yerine getirmekten imtina etme yetkisini ifade eden def’iler emre yazılı kıymetli evrakta klasik olarak senet metninden anlaşılan def’iler, senetteki taahhüdün hükümsüzlüğüne ilişkin def’iler ve taraflar arasındaki ilişkiye dayalı şahsi def’iler olarak üç gruba ayrılmaktadır. Yazılı belge niteliğinde olan bonoya karşı ileri sürülebilecek bedelsizlik gibi kişisel def’ilerin kural olarak yazılı bir belge ile ispatı gerekmektedir. (YHGK. 12/10/2011 tarih ve E.2011/19-473, K.2011/607 sayılı kararı)
Yukarıda belirtilen açıklamalar doğrultusunda yapılan değerlendirmede;6100 sayılı HMK’nun 200.maddesi uyarınca senede karşı senetle ispatın zorunlu olduğu, aynı kanunun 201.maddesi uyarıncada senede karşı tanıkla ispatı mümkün olmadığı, davalının senedine karşı iddianın da ancak yazılı belge ile ispatlanması gerektiği, davacı tarafından yukarıdaki belgeler dışında herhangi bir yazılı belge sunulmadığı, dava dilekçesinde de açıkça yemin deliline dayanılmadığı, davanın kesin delillerle ispatlanamaması nedeniyle davacının ispatlanamayan davasının reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM: Ayrıntısı gerekçeli kararda açıklandığı üzere;
1-Davacının davasının REDDİNE,
2-Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 59,30 TL harçtan peşin alınan 341,55 TL nin mahsubu ile fazladan alınan 282,25 TL nin karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
3-Davacının yapmış olduğu yargılama giderlerinin kendisi üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı taraf kendisini vekil ile temsil ettirmediğinden bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
5-Taraflarca yatırılan ve kullanılmayan gider avansı ve varsa teminatın karar kesinleştiğinde taraflara iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı kararın tebliğinden itibaren 6100 Sayılı Kanunun 345.maddesi gereğince 2 hafta içerisinde ilgili İstinaf Dairesi Başkanlığına sunulmak üzere Mahkememize verilecek dilekçe ile İstinaf yasa yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.
21/10/2021

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır