Emsal Mahkeme Kararı Antalya 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/105 E. 2022/209 K. 16.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
ANTALYA
4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/105
KARAR NO : 2022/209
DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 22/02/2021
KARAR TARİHİ: 16/03/2022

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili, dava dilekçesinde özetle; müvekkili ile davalı arasında 08/05/2020 başlangıç ve 30/03/2021 bitişi tarihli blok mermer alım satım sözleşmesi yapıldığını ve bu sözleşme kapsamında müvekkili şirketçe 11/05/2020 tarihinde 60.000,00 dolar avans ödemesi yapıldığı konusunda taraflar arasında tereddüt bulunmadığını, sözleşmenin 10.maddesi uyarınca; satıcı konumundaki davalı tarafından Atataş Kütahya Altıntaş Oysu Mevkiinde bulunan ocakta, her ay sürekli ve düzenli olarak üretim faaliyetinde bulunularak ihracata elverişli kalitede bloklar hazırlanacağı ve sözleşmeye konu … cinsi mermerden ayda en az 200-350 ton üretim yapılarak, müvekkilin alımına sunulacağının taahhüt edildiğini, sözleşmenin imzalanmasından sonra aradan geçen uzun ve ticari anlamda makul süreye rağmen, davalı şirket tarafından sözleşmenin 10.maddesindeki satıcının görev ve sorumlulukları hükümlerine uyulmadığını, ihracat kalitesine uygun üretim yapılmadığını ve sözleşmeye konu … isimli -ihracat kalitesine uygun- blok mermer müvekkilin alımına sunulmadığını, kaldı ki; davalının icra takibine itiraz dilekçesinde ortaya koyduğu iddianın aksine, müvekkile ve müşterisine teklif edilen blok mermerlerin ihracat kalitesine uygun olmadığından, bizzat davalı/borçlu tarafından ihracat kalitesine uygun istenilen nitelikte üretim yapıldıktan sonra blok mermerin müvekkil ve müşterinin alımına sunulacağı teklif edilerek, müvekkilden biraz daha beklenilmesi istenildiğini, buna rağmen yine ihracat kalitesine uygun üretim yapılmaması üzerine; 2020 yılı Ekim ayı içinde müvekkil firma eksperleri tarafından bizzat bu maden sahasında yapılan fiziki kontrolde ve ocak sorumlusu ile yüz yüze yapılan görüşmede, taahhüde konu … cinsi mermer üretiminin yapılamayacağı, istenen rezervin bulunmadığı, çıkarılan ürünün ise kalitesi düşük olduğundan ucuz fiyata başka bir ihracat alıcısına satıldığı, bunun yerine hemen aynı yerde bulunan diğer ocakta Bej cinsi mermer üretimine devam edileceği ve sözleşmede taahhüt edilen nitelikte -ihracat kalitesine uygun- …mermerin temininin mümkün olmadığının beyan edildiğini, bu hususun müvekkil firma eksperleri tarafından da yerinde görüldüğünü; bu kapsamda; sözleşmenin 10.maddesi atfıyla, davalı/borçlunun akdi görev ve yükümlülüklerine uymaması, yani sözleşmeye konu ihraç kalitesine sahip mermeri müvekkilin alımına sunmaması nedeniyle, söz konusu sözleşmenin 12/a maddesi atfıyla; sözleşmenin ihlali niteliğindeki bu hareket tarzınızdan dolayı, müvekkil tarafından sözleşmenin tek taraflı olarak feshedildiğini, yazılı fesih iradesinin davalıya tebliği sonrasında, aynı sözleşmenin 12/c maddesi uyarınca 30 gün içinde uhdelerinde bulunan 60.000 Dolar-USD avansın müvekkil firmaya ödenmesinin talep olunduğunu; bedelin iade edilmediğini, icra takibine itiraz eden davalı tarafın -hukuki delille somutlaştırılmayan- itiraz gerekçesinin aksine, ihtiyati haciz kararı ile koruma altına alınmaya çalışılan müvekkil şirketin mali haklarının, sözleşme süresinin dolması sonrasında muaccel olacak bir alacak olmayıp, sözleşmenin 9/c maddesi uyarınca verilen ve sözleşmenin feshi halinde 30 gün içinde aynen iadesi gereken avans ödemesi olduğunu, satıcı firmanın akdi görev ve yükümlülüklerine uymaması, sözleşmeye konu …isimli ihraç kalitesine sahip mermeri müvekkilin alımına ısrarla sunmaması nedeniyle, söz konusu anlaşmanın 12/a maddesi atfıyla; sözleşmenin ihlali niteliğindeki bu hareket tarzından dolayı, müvekkil şirket tarafından ekte sunulan ihtarname ile sözleşme tek taraflı feshedildiğini beyan ederek; bedelin ödenmesine matuf olarak, icra takibine yapılan itirazın iptaline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; yetki itirazında bulunduklarını, yetkili mahkemesinin İstanbul olduğunu, müvekkil şirket ile davacı şirket arasında …cinsi mermer alım satımı konusunda sözlşeme imzalanmış olup sözleşme davacı şirket tarafından tek taraflı sonlandırılmaya çalışıldığını, sözleşmenin 2021 yılı mart ayında yenilenmemesi halinde sonlanacağını, davacı tarafın müvekkil şirketin sözleşme şartlarını yerine getirmediği iddiasında olduğunu, Kütahya ili Altıntaş Sulh Hukuk Mahkemesinde taraflarınca açılmış olan … D iş numaralı dosyası ile müvekkilin sözleşmede belirtilen şartlardaki ürünü tedarik edip etmediği , ürünlerin ihracata uygun olup olmadığı yönünde tespit talep edilmiş olup söz konusu dosya da henüz karar verilmediğini, müvekkil şirketin sözleşmede belirtilen malları hazırlamış sözleşmede belirtilen tür ve cinsteki ürünleri davacı tarafın ekspertizi tarafından tespit edildiğini, fakat söz konusu ürünlerin sözleşmeye aykırı olduğu iddiasıyla ürünleri almadıkları gibi sözleşmeyi de haklı olduklarını iddia ederek fesih bildiriminde bulunduklarını, davacı tarafın sözleşmeyi haklı bir sebebe dayanmaksızın fesih ettiği açıkca ortada olduğunu ve tarafların kendi kusuruna dayanarak sözleşmenin feshini ve bu yöndeki zararlarını talep edemeyeceğinin gerçek olduğunu, müvekkilinin şirket sözleşmesel tüm sorumluluklarını yerine getirmesine rağmen davacı tarafça bloklar üzerinde çizgiler olduğu , blokların yeterince büyük olmadığı iddiasında bulunmuşlarsa da sözleşme konusu mermer bloktur bu malzemeler doğal ürün olması hasebiyle tamamıyla tek renk tek tip olmasının hayatın olağan akışına aykırıd olduğunu zira ürünün doğal olmasının en önemli sonucunun da seramik gibi tek tip ve değişmez olmaması olduğunu, davacı tarafın iddialarını yine kabul etmemek üzere müvekkilin ürettiği mamüllerin sözleşmeye aykırı bir tarafı bulunmadığını, diğer yandan ihracat için üretilen mermer bloklarının ebatlarının uluslararası piyasada kabul edilen ölçüleri bulunduğunu, müvekkilin üretmiş olduğu blokların ebatları da bahsetmiş oldukları değişik iş dosyasında mevcut olup davacının iddia ettiği gibi ihracata uygun olmayan boyutlarda olmadığını, müvekkilinin 2020 yılı kış ayları öncesinde taahhüt ettiği mamülleri hazırladığını ve bu durumun keşifte de tespit edildiğini, diğer yandan davacı tarafından teslim alınmaması sebebiyle ürünler de ciddi zarar söz konusu olduğunu, mermer bloklar çıkartılırken hayatın olağan akışı içinde olduğu üzere kesim yapıldıktan sonra kılcal çizik ve çatlaklar oluştuğunu, davacıdan bu blokları teslim almadığı için bu çizik ve çatlaklar kışın soğuk şartların da ve yağışlar sebebiyle aralarına su dolmakta ve genleşme ile bloklar üzerinde büyük çatlaklara sebep olduğunu, bu durumun blokların ekonomik değerine zarar vermekte ve önemli bir kısmının zayi olmasına sebep olduğunu, davacı tarafın ticari defter ve kayıtları istenilmesi halinde görüleceği üzere benzer ürünleri başkaca firmalardan da temin ettikleri anlaşılacağını, bu diğer ürünlerin alım satımı yapılabilirken pandemi koşullarını gerekçe göstererek teslim almaması ve sözleşmeye aykırılık iddiasınında yerinde olmadığının görüleceğini, zira aynı türde başkaca ürünleri satabilen davacı müvekkilin mamüllerini de satabileceği gerçeğinin ortaya daha somut olarak görüleceğini beyan ederek, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Dava, itirazın iptali talebinden ibarettir.
Davalı yetki itirazında bulunmuştur. Bu hususun aydınlatılması gerekmektedir. Dosya arasına alınan, uyuşmazlığa temel 08/05/2020 başlangıç ve 30/03/2021 bitişi tarihli blok mermer alım satım sözleşmesine bakıldığında; madde (13) de, Antalya Mahkemelerinin yetkili olduğu kabul edilmiştir. Taraflar ticaret şirketidirler ve bu nedenle tacirdirler. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun (HMK) 17. maddesinde “Tacirler veya kamu tüzel kişileri, aralarında doğmuş veya doğabilecek bir uyuşmazlık hakkında, bir veya birden fazla mahkemeyi sözleşmeyle yetkili kılabilirler. Taraflarca aksi kararlaştırılmadıkça dava sadece sözleşmeyle belirlenen bu mahkemelerde açılır.” düzenlemesi yer almaktadır. Taraflar sözleşmede yeki kaydına yer verdiklerinden ve Antalya mahkemeleri ile icra dairelerini yetkili kıldıklarından, davalının yetki itirazı yerinde değildir.
Davacı vekilinin tanığı mahkememizce dinlenmiştir.
Tanık … duruşmada; “Ben yaklaşık 6 yıldır davacı şirkette mali ve idari işler sorumlusu olarak görev yapmaktayım, davalı firma ile mal alım sözleşmesi yapmıştık, sözleşme imzalandıktan sonra yine sözleşme gereği davalı tarafa 60 Bin dolar avans ödemesi yaptık, bunun karşılığında sözleşme gereği ihracaat kalitesine sahip blok mermer vereceklerdir, şirketimizin o dönemde maden mühendisi ve eskperi olarak görev yapan … isimli kişi ocağı 2 sefer ziyaret etti, Çin’e ihracaat kalitesine uygun mermer bloklarının olmadığını bana söyledi, hatta kendisi 2. Kez davalı şirket yetkilileri görüştüğünde davalı şirketin ocaktaki yetkililerinin ihracaat kalitesinde sözleşmeye uygun mermer bloklarının çıkmadığını ve çıkmayacağını isterlerse başka bir ocaktan başka bir cins blok mermer verebileceklerini söylediler, bizde müşterimize ilettik, müşterimiz bunu kabul etmedi, istediği cins farklıydı. Bunu bana eksper arkadaşımız bildirdiğinde bende bunu yönetime bildirdim, ocağın yerini tam olarak bilmiyorum, sözleşmede açıkça yazmaktadır, sözleşmemiz açık ve nettir, sözleşmeyi bu nedenle feshettik, paramızı geri istedik, ancak bu duruma kadar gelindi” şeklinde beyanda bulunmuştur.
Aşamalarda, cevap dilekçesinde de geçen Kütahya ili Altıntaş Sulh Hukuk Mahkemesince yapılan delil tespiti dosyası, iş bu dosya arasına alınmıştır. Delil tespiti dosyasında aldırılan bilirkişi raporunda özetle; söz konusu mermerlerin ihracat kalitesine uygun olduğu belirtilmiştir. Davacı tarafın delil tespiti dosyasına itiraz ettiği anlaşılmıştır.
Davada, ispat külfeti davacıdadır. Davacı taraf, sözleşmenin imzalanmasından sonra aradan geçen uzun ve ticari anlamda makul süreye rağmen, davalı şirket tarafından sözleşmenin 10.maddesindeki satıcının görev ve sorumlulukları hükümlerine uyulmadığını, ihracat kalitesine uygun üretim yapılmadığını ve sözleşmeye konu … isimli -ihracat kalitesine uygun- blok mermer müvekkilin alımına sunulmadığını, bu nedenle sözleşmenin tek taraflı olarak feshedildiğini, avansın iadesinin gerektiğini, davalı ise mermerlerin istenen nitelikte olduğunu, sözleşmenin haksız feshedildiğini beyan etmiştir.
Sözleşme konusu mermer blokların niteliğine ilişkin inceleme özel ve teknik bilgiyi gerektirmekte olduğundan mahkememizce keşif/bilirkişi incelemesi ara kararı kurulmuştur ve davacıya kesin süre verilmiştir.
Davacı vekili, 01/12/2021 tarihli dilekçesi ile dava dilekçesinde keşif ve bilirkişi incelemesine dayanmadıklarından, keşif/bilirkişi incelemesine ait ara karardan dönülmesini talep etmiştir ve masrafı yatırmamıştır.
Uyuşmazlığa temel 08/05/2020 başlangıç ve 30/03/2021 bitişi tarihli blok mermer alım satım sözleşmesine bakıldığında; 12’inci madde içeriğinde; sözleşme hükümlerinin taraflarca ihlali söz konusu olduğunda ihlali öğrenen diğer tarafın sözleşmeyi tek taraflı olarak fesihetme hakkına sahip olduğu, yani alıcının bu sözlşemedeki hükümleri ihlali söz konusu olursa, satıcının, sözlşemeyi tek taraflı feshetme yetkisinin olacağı, aynı şekilde satıcının bu sözleşmedeki hükümleri ihlali söz konusu olursa alıcının da tek taraflı olarak sözleşmeyi fesih etme yetkisinin olduğu, fesih iradesinin yazılı olarak bildirilmesinin şekil şartı olduğu, satıcının, sözleşmenin ihlali neticesinde sözlşemenin sona ermesi neticesinde uhdesinde bulunan “avans” bakiyesini fesih tarihinden itibaren bir ay içinde her hangi bir ihtara gerek olmadan alıcının banka hesabına havale/eft kanalıyla göndermek suretiyle iade edeceği belirtilmiştir.
Yukarıdaki sözleşme ilgili maddelerinde de belirtildiği üzere; fesih olgusu, sözleşme hükümlerinin ihlali nedenine dayalı olarak anlaşmaya eklenmiştir. Davacı taraf sözleşme gereğinin yerine getirilmediğini iddia etmekte olduğundan yukarıda da değinildiği üzere ispat külfeti davacı tarafta olduğundan, gider avansı yükümlülüğü davacıya yüklenmiştir. Aksi beyanlar hukuken yerinde bulunmamıştır. Davacının keşif deliline dayanmadıklarına yönelik iddiaları da hukuki değildir. Usul hukukunda kural olarak taraflarca getirme ilkesi mevcuttur ve kural olarak tarafların dayanmadığı/öne sürmediği deliller mahkemece re’sen değerlendirilemez. Ancak, bu kuralın bir kısım istisnaları vardır. Bunlar, keşif, ticari defterler ve bilirkişi delilleridir. Bir başka deyişle, taraflarca dayanılmasa dahi mahkeme uyuşmazlığı çözmek için gerekli ise keşif, bilirkişi incelemesi, tarafların ticari defterlerin incelenmesi ara kararı kurabilir. Yukarıda da belirtildiği üzere, uyuşmazlığın çözümü, özel ve teknik incelemeyi gerektirdiğinden mahkememizce keşif ve bilirkişi incelemesi ara kararı kurulmuştur. Davacının buna yönelik talepleri de hukuken yerinde değildir.
Davacı vekili, son celse sulh görüşmesi yapıldığını ileri sürerek davanın ertelenmesini talep etmiş, davalı vekili ise tarafların 10-15 gündür görüştüklerini, sulh görüşmelerinde bir şey çıkma ihtimali olmadığını, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. “Davaların en az giderle ve mümkün olan süratle sonuçlandırılması, yargının görevidir.” (T.C. Anayasa m. 141/son, HMK m. 30) Tarafların birlikte sulhe ilişkin bir açık iradeleri mahkemeye sunulmamıştır. Bu nedenle, dava tarihi, süreç göz önüne alınarak, celsenin ertelenmesi talebi uygun bulunmamıştır.
İspat külfeti üzerinde olan davacı, keşif ve bilirkişi incelemesi istemediğinden, dosyada iddiasını ispatlayacak başka bir delil de olmadığından, davacı tarafça ispat edilemeyen davanın reddine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM/Ayrıntısı gerekçeli kararda açıklandığı üzere;
1-Davanın REDDİNE,
2-Davacı tarafça yatırılan 59,30 TL başvurma harcının mahsubu ile hazineye gelir kaydına,
3-Hükmün tarihi ve niteliği dikkate alınarak, alınması gerekli 80,70 TL maktu ret karar harcının, davacı tarafça yatırılan 4.912,47 TL’den mahsubu ile hazineye gelir kaydına, arta kalan miktarın karar kesinleştiğinde istek halinde davacıya iadesine,
4-Davacı tarafça yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
5-6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu 18/13 ve Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği 26/2. Maddeleri, 6100 sayılı HMK 297/1-ç, 326.maddeleri uyarınca, arabuluculuk faaliyeti sonunda tarafların anlaşamamaları halinde iki saatlik ücret tutarı tarifenin birinci kısmına göre ileride haksız çıkan taraftan tahsil olunmak üzere Adalet Bakanlığı bütçesinden ödeneceği öngörüldüğünden; 1.320,00 TL nin davacıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
6-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden; 37.906,35 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
7-Davacı tarafça yatan gider avansından harcanmayan kısmın hüküm kesinleştiğinde UYAP üzerinden kontrolü de sağlanarak davacı tarafa iadesine, karardan sonra tebligat ve benzeri masraflar için gider avansının kullanılması davacı tarafından istenirse tebligat ve benzeri için yapılacak masraflar düşüldükten sonra arta kalan miktarının UYAP üzerinden kontrolü sağlanarak karar kesinleştiğinde davacı tarafa iadesine,
Dair, davacı vekili … ve davalı vekili ….nin yüzüne karşı kararın tebliğinden itibaren 6100 Sayılı Kanunun 345.maddesi gereğince 2 hafta içerisinde ilgili İstinaf Dairesi Başkanlığına sunulmak üzere Mahkememize verilecek dilekçe ile İstinaf yasa yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.16/03/2022
Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır