Emsal Mahkeme Kararı Antalya 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/95 E. 2023/104 K. 15.02.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
ANTALYA
4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/95
KARAR NO : 2023/104
DAVA : Alacak (Ticari Satıma Konu Malın İadesi)
DAVA TARİHİ : 18/02/2020
KARAR TARİHİ : 15/02/2023

Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Ticari Satıma Konu Malın İadesi) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili mahkememize sunduğu dava dilekçesinde özetle; davacının, davalı şirketten … fatura tarihli … teslim tarihli ÖTV indiriminden faydalanarak … ürünü Otomobil satın aldığını, davacının, aracı teslim aldığı günden itibaren olağan kullanım süresince sürekli olarak yağ değişim uyarısı verip yağ seviyesini yükselttiğini ve ikaz lambasını da yaktığını, aracın yağ testleri yapıldığında da yağına yakıt karıştırdığının da yağ testi sonucu tespit edildiğini, bu durumun da aracın yetkili servis kayıtları ile açıkça ortaya konduğunu, davalı tarafın davacıya satılan ürünün ayıplı ürün durumunda olduğunu, davacının gerek davalı şirket ile gerekse müşteri hizmetleri ile defalarca görüşmeler yaptığını, bu ayıplı durum konusunda ihbar ve bilgilendirmelerin yapıldığını, fakat çözüm üretilmediğini, davacının aracı 0 km. aldığını ve ticari taksi olarak yolcu taşımacılığı faaliyeti amacıyla kullandığını, fakat davaya konu ayıp sebebiyle davacının sürekli olarak (15 günlük periodlarla) aracın yağ değişim uyarısı verip ikaz lambasını da yakması sebebiyle servise götürmek durumunda kaldığını, bu sebeple de gerek kazanç kaybına gerekse de mesleki faaliyeti için araca binecek yolcuları da tedirgin ederek güvenlik tehlikesi de oluşturduğunu, servis için her gittiğinde yetkili servisin arıza tespit tutanaklarından da görüleceği üzere yaklaşık olarak 3 saat serviste kaldığını, çalışma sırasının ve çalışma gününün büyük çoğunluğunun kaybına sebep olduğunu beyanla fazlaya ilişkin tüm hakları saklı kalmak kaydıyla, aracın kusursuz ayıpsız misli yenisi ile değiştirilmesine; kazanç kaybı dolayısıyla şimdilik 1.000,00TL’nin dava tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile birlikte davalıdan alınarak müvekkile verilmesine ,yargılama giderleri ve vekâlet ücretinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini dava ve talep etmiştir.
Davalı vekili mahkememize sunduğu cevap dilekçesinde özetle; dava konusu araçta üretimden kaynaklı bir arızanın bulunmadığını, bir malın ayıplı olduğunun kabulü için, iddia edilen eksikliğin, üretimden kaynaklanması gerektiğini; yani ayıbın, yarar ve hasarın alıcıya geçmesi anında satılanda var olması gerektiğini, Gerçekten, doktrinde de, “…hasarın intikalinden sonra ortaya çıkan ayıpların, evvelce mevcut sebeplerden ileri gelmedikçe, satıcıyı sorumlu kılmayacağı” kabul edildiğini, yani, ister açık, ister gizli ayıp olsun, satıcının sorumlu tutulabilmesi için, bu ayıbın üretimden-satımdan önceki bir nedenden- kaynaklanmış olması gerektiğini, somut olayda, dava konusu aracın, üretim bandından sağlam bir şekilde çıkmış olup son kontrolleri de yapılarak davacıya sorunsuz/ayıpsız bir şekilde teslim edildiğini, … araçlarda, aracın nasıl kullanıldığına bağlı olarak motor yağının ne zaman değiştirilmesi gerektiğini belirleyen bir “Akıllı Yağ Ömrü İzleme” (…) donanımı bulunduğunu, sürüş stiline ve koşullarına bağlı olarak bazı araçlar için bir sonraki periyodik bakımı gelmeden önce (yağ ömrü tamamen bittiği için) motor yağı değişimi gerektiğini, bu doğrultuda, sürücüyü uyarmak için aracın donanımına göre gösterge tablosunda yağ ömrü bitmeye yakın ve yağ ömrü bittiğinde bir uyarı lambası veya uyarı lambası ile birlikte “Motor yağını değiştirme zamanı”, Motor yağını yakın zamanda değiştirin”, “Motor yağı değişimi gerekli” gibi bilgi mesajları görüntülendiğini, yağ değişiminin uyarısının bir arıza değil kullanıma bağlı olarak … de biriken kurumların yakılması işleminin yarıda kalmasından kaynaklı bir durum olduğunu, nitrojen oksit ve partikül emisyonu gibi dizel motorlardaki emisyonların, doğaya dolayısıyla insanların sağlığına ciddi derecede zarar verdiğinin saptandığını, dizel motorlardan çıkan egzoz gazının ölümle sonuçlanan erken doğumlar, solunum güçlüğü, kalp rahatsızlıkları, var olan astımın tetiklenmesi, akut solunum semptomları, kronik bronşit ve akciğer fonksiyonlarının azalması gibi toplumda ciddi sağlık sorunlarına sebep olduğunu, bu riskleri azaltmak için dizel motorlu araçların emisyonunu belirgin bir şekilde düşürebilen katalizörler ve partikül filtreler gibi uygun maliyetli dizel egzoz kontrol sistemleri kullanılmaya başlanıldığını, dizel araçlarda yasal mevzuatlar gereği markadan ve model bağımsız olarak egzoz emisyon standartını sağlaması gerektiğini, dizel araç motorları için bu kanunu kendilerine baz alarak … (… ) zorunluluğu getirdiklerini, bu nedenle emisyon standartını sağlayabilmek için … (…) bulunduğunu, …, aracın egzozundan gaz ve partikül karışımlarının atmosfere verilmesini azaltmak için tasarlanan sistemlerin bir parçası olduğunu, dizel yakıtın yanması sonucu oluşan egzoz gazındaki zararlı parçacıkları (kurum yani ince karbon parçacıkları yada yüksek karbon içeriğine sahip parçacıkları) filtre edeceğini, …, periyodik olarak değiştirilmesi gereken diğer filtrelerden (hava, yağ, yakıt, polen filtresi v.b.) farklı olarak çalışma verimini korumak için kendini düzenleyecek veya yenileyecek şekilde, yani içinde biriken kurumu yakacak şekilde tasarlandığını, ancak, bu işlemin gerçekleşebilmesi için bazı sürüş koşullarının oluşturulması gerektiğini, aracın kısa mesafelerde kullanacak veya seyahat sırasında sıkça durma-kalkma yapacaksa kurum yakma (rejenerasyon) işlemi için gerekli sürüş koşullarını oluşturması gerektiğini, bu açıklamanın ve kullanım kullanıcı el kitabında tarif edildiğini, sürücünün kullanıcı el kitabındaki tarifli olan kullanım koşullarını yerine getirmediği için … kurum yakma işlemi yapamayarak yarıda kaldığını, bu işlem için aracın motor kontrol ünitesimotorun zamanlamasını değiştireceğini ve motoru zengin çalıştırarak egzoz sıcaklığını arttırmasıyla biriken kurum yakma işlemini gerçekleştirmeye çalıştığını, ancak her seferinde kısa mesafe kullanım sonrası kontak kapanıyor ise işlemin yarıda kaldığını, her sürüş çevriminde bu koşulların oluşmadığını ve yarıda kaldığı içinde zengin çalışma sonucu yağda bir miktar yakıt karışımı olacağını ve Akıllı Yağ Ömrü İzleme sistemi yağ değişim uyarısını vereceğini, bu bir arıza değil tamamen sistemin doğru çalıştığını ancak sürücünün gerekli koşulları sağlamadığı için olduğunu, eğer sürücünün kullanıcı el kitabında belirtilen şekilde kullanım sağlaması durumunda tekrar bu uyarı ile karşılaşmayacağını, davacının faiz talebinin kabul edilemeyeceğini, bir an için davacının faiz talebinin kabul edilmesi halinde davacının da aracı kullandığı süre boyunca elde ettiği menfaatleri iadesi etmesinin zorunlu olduğunu beyanla davanın reddi ile yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Türkiye İstatistik Kurumu Başkanlığı’na yazılan müzekkere cevabı dosyamız arasına alınmıştır.
Antalya Şoförler Otomobilciler Kamyoncular ve Kamyonetçiler Esnaf ve Sanatkarlar Odası’na yazılan müzekkere cevabı dosyamız arasına alınmıştır.
Kepez İlçe Emniyet Müdürlüğü’ne yazılan müzekkere cevabı dosyamız arasına alınmıştır.
Antalya Vergi Dairesi Başkanlığı’na yazılan müzekkere cevabı dosyamız arasına alınmıştır.
Dava, ayıplı olduğu iddia edilen malın misli ile değiştirilmesi ve mahrum kalınan kazanç bedelinin tahsili talebinden ibarettir.
Dava konusu araç ticari araçtır. Davanın açıldığı tarihte yürürlükte bulunan T.T.K.’nın 5/1 maddesi “Aksi mümkün bulunmadıkça dava olunan şeyin değerine veya tutarına bakılmaksızın asliye ticaret mahkemesi tüm ticari davalar ile ticari nitelikteki çekişmesiz yargı işlerine bakmakla görevlidir” hükmünü içermektedir. Görev kamu düzenine ilişkin olup, resen gözetilir. Mahkememiz davada görevlidir.
Dava konusu hakkın ve buna karşı yapılan savunmanın dayandığı vakıaların var olup olmadıkları hakkında mahkemeye kanaat verilmesi işlemine ispat denir. İspat yükü ise,bir olayın gerçekleşmiş olup olmadığının anlaşılamaması, yani olayın ispatsız kalması yüzünden yargıcın aleyhte bir kararıyla karşılaşmak tehlikesidir(YILMAZ,Ejder; İspat Yükü, 1980, s. 3; KURU,Baki., Hukuk Muhakemeleri Usulu, İstanbul 1990, C. 2, s. 1356 vd.) Türk Medeni Kanunu m. 6 gereği taraflardan her biri, hakkını dayandırdığı olguların varlığını ispatla yükümlüdür. İspat konusu, 6100 sayılı kanunun ise 187 vd. maddelerinde düzenlenmiştir. İspat konusunda yapılan bu genel açıklamalardan sonra dosyaya dönüldüğünde; davada ispat yükü davacıdadır.
Uyuşmazlığın temelini oluşturan “ayıp ve ayıba karışı tekeffül” kavramları üzerinde durmakta yarar vardır:
Ayıba ilişkin hukuki düzenleme, dava konusu uyuşmazlık bakımından uygulanması gereken 6098 sayılı Borçlar Kanununun 219. maddesinde yer almaktadır. Düzenlemede “Satıcı, alıcıya karşı herhangi bir surette bildirdiği niteliklerin satılanda bulunmaması sebebiyle sorumlu olduğu gibi, nitelik veya niteliği etkileyen niceliğine aykırı olan, kullanım amacı bakımından değerini ve alıcının ondan beklediği faydaları ortadan kaldıran veya önemli ölçüde azaltan maddi, hukuki ya da ekonomik ayıpların bulunmasından da sorumlu olur.” denilmektedir.
Ayıba ilişkin diğer sınıflandırma, ayıbın açık ve gizli olup olmamasına göre yapılmaktadır. Açık ayıp hemen ilk bakışta ya da yüzeysel bir muayene ile tespit edilebilen ayıptır. Durumun gerekli kıldığı, muayene ile anlaşılamayan ayıplar, gizli ayıptır. Alıcı gizli ayıpları araştırmakla yükümlü değilse de ayıp meydana çıkar çıkmaz derhal ihbar etmelidir (Domaniç, H.: Türk Ticaret Kanunu Şerhi, C.I, İstanbul 1988, s.155; Yavuz, N.: Ayıplı İfa, 2.b., Ankara 2010, s. 107; Karakaş, C.F.: Ticari Satımda Ayıp İhbarının Süresi ve Şekli, XXII. Ticaret Hukuku ve Yargıtay Kararları Sempozyumu, Ankar 2006, s.172). Derhal kavramı, halin icabına uygun fazla vakit geçirmeden bildirim olarak anlamak gerekir. Eğer alıcı iğfal edilmiş, yani maldaki ayıp ondan bilerek saklanmış ise Kanunun öngördüğü çözüm satıcı bakımından ağırlaştırılmış bir sorumluluğu gerektirmektedir. Nitekim 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 225. maddesine göre alıcıyı iğfal etmiş olan satıcı, ayıbın kendisine vaktinde ihbar edilmemiş olduğunu ileri sürerek sorumluluktan kurtulamaz.
Ticari satımlarda muayene ve ihbar külfeti ise TTK 21/1-c. maddede düzenlenmiştir. Bu hükme göre “ Malın ayıplı olduğu teslim sırasında açıkça belli ise alıcı iki gün içinde durumu satıcıya bildirmeye mecburdur. Açıkça belli değilse alıcı malı teslim aldıktan sonra sekiz gün içinde muayene etmeye veya ettirmeye ve bu muayene neticesinde malın ayıplı olduğu ortaya çıkarsa, haklarını korumak için bu durumu bu süre içerisinde satıcıya bildirmeye mecburdur.” Ancak ayıp ihbarının bu süre içinde satıcıya ulaşması şart değildir. Bu süre içinde satıcıya ulaşmasa bile alıcı haklarını korumuş olur. TTK 21/1-c. maddede gizli ayıbın sonradan ortaya çıkması halinde Borçlar Kanunun 223. maddesinin uygulanacağı belirtilmiştir. Borçlar Kanunun 223. maddesinde ayıbın sonradan ortaya çıkması halinde bildirimin derhal yapılması aksi halde alıcı malı ayıp ile beraber kabul edilmiş sayılacaktır. Alıcının muayene süresini kaçırdıktan sonra yapacağı ayıp ihbarı hukuken sonuç doğurmayacağı gibi, alıcı ayıba karşı tekeffül hükümlerinden faydalanamaz.(Yargıtay 19.H.D.nin 2015/17709 E, 2016/8206 K, 19.H.D.nin 2016/5159 E, 2017/915 K, 19.H.D.nin 2012/9334 E,2012/18827 K, 19.H.D.nin 2015/12062 E,2016/5585 K, 19.H.D.nin 2012/13847 E.2013/982 K sayılı ilamları).
Alıcı ihbar külfetini yerine getirmiş ise zamanaşımı süresi içinde Borçlar Kanununun 227. maddesinde kendisine tanınan hakları dava yoluyla talep edebileceği gibi zamanaşımı süresi dolsa bile kendisine karşı açılan davada ayıptan doğan defi hakkını ve seçimlik haklarını ileri sürebilir. Bu halde artık alıcının ayıpları bildiği ya da bilmesi gerektiği konusunda ispat yükü satıcıya aittir. Zira bu suretle satıcı yasal olarak kendisine düşen bir sorumluluğu reddetmektedir. TBK’nun 231.maddesine göre, satıcı daha uzun süre için kefalet etmemiş ise, satılanı ayıba karşı tekeffülden kaynaklanan her türlü dava, satılandaki ayıp daha sonra ortaya çıksa bile alıcıya teslimin gerçekleşmesinden itibaren bir yıl geçmekle zamanaşımına uğrar(Benzer yönde; Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 11. HD’nin 2019/267 E., 2019/2132 K. sayılı ilamı)TBK’nun 227.maddesinde satılanın ayıplı olması halinde alıcının seçimlik hakları düzenlenmiş olup, davacı, seçimlik haklarından satılanı iade ile sözleşmeden dönme ve satış bedelinin iadesini seçmiştir.
Somut olayda, mahkememizce, dava konusu uyuşmazlığın çözümü “özel ve teknik” bilgi gerektirdiğinden, heyet oluşturularak bilirkişi raporu aldırılmıştır.
Mahkememiz yargılama sırasında aldırılan … tarihli raporda özetle; “…dava konusu … plakalı … marka … araçla ilgili bilirkişi heyeti olarak dosya ile araç kapsamında yapmış olduğumuz teknik incelemeler sonucunda; … plakalı … marka … ve modeldeki aracın satın alınmasından, son servise başvuru tarihine kadar olan yaklaşık 23.5 aylık süre içerisinde 213.021 km ticari taksi olarak kullanıldığı, Aracın ilk yağ değişim uyarısı arıza ikazına bağlı şikayetinin 3.070 km’de … tarihinden başlayarak son “Yağ arıza lambası yanması ” şikayeti olan … tarihine kadar periyodik bakım ve kaza hasarı dahil olmak üzere bütün servise girişlerinin toplamda 42 defa olduğu, Periyodik bakımları dışında dava konusu olan “Yağ değişimi uyarı lambası ikazı, yağ seviyesinde yükselme şikayetleri nedeni ile toplamda aracın 23 defa yetkili servise götürüldüğü, 12 defa yağ değişim işlemi yapıldığı, 11 defa yağ seviyesi ayarlanarak, fazla yağın normal seviyeye çekilmesi ile yağ değişim uyarı-arıza ikazının resetlendiği, Araca yetkili serviste farklı tarih ve km’lerde 4 defa “rejenerasyon işlemi” ve 3 defa yapıldığı, “yeni seviye proğram yüklemesi” yapıldığı, Araçta mevcut motor yağı artış probleminin nedeninin motor yağında yakıt karışımına bağlı bozulmalar nedeni ile yağın evsafını kaybetmesine bağlı olarak oluştuğu, … araçlarda (…) görülebilen yağ probleminin üretim kaynaklı arıza olduğu, dava konusu araçta satın alınmasından itibaren motor yağı artış problemi görüldüğü yetkili serviste 3 defa “Yeni seviye program yüklemesi” ile yapılarak dava konusu şikayetin giderilmeye çalışıldığı, motor yağı artışına bağlı yağ evsafındaki bozulma kaynaklı mevcut yağ değişim uyarısının bulunduğu, bu nedenle kullanıcı el kitabında sayfa 150’de (fotoğraf 16’da) belirtilen kullanım şartlarından kaynaklanmadığı ve kullanıcı hatasının bulunmadığı, “Ticari Kazanç Kaybı Tazminatı” konusunu tespiti hakkında değerlendirme 6754 sayılı bilirkişiik kanununa göre yapılan bilirkişilik temel ve alt uzmanlık alanlarında “Muhasebe” alt uzmanlığında belirtildiğinden dolayı teknik bilirkişi heyetimizce yapılamadığı, sonuç kanaati ile bahse konu araç arızasının olağan muayene ile görülemeyecek zamanla ortaya çıkabilecek ve uzman kontrolüyle tespit edilebilecek arıza olduğu, Bilirkişilik bölge kurulunun açıkladığı “Bilirkişilerin uyacağı rehber ilkeler ve bilirkişi raporlarında bulunması gereken standartlar” 16.Maddesinde belirtilen “… bilirkişi raporunu hazırlanırken hukuki nitelendirme ve değerlendirmelerde bulunamaz…” açıklaması nedeni ile dava konusu aracın ayıplı veya gizli ayıplı olup olmadığı, arızanın gizli ayıp mahiyetinde bulunup bulunmadığı ile ilgili değerlendirmenin mahkeme takdirine bırakıldığı…” sonuç ve kanaatine varıldığı belirtilmiştir.
Bilirkişi raporu taraflara tebliğ edilmiş, itirazlar beyanlar alınmıştır.
Kazanç kaybı konusunda mahkememizce ilk önce mali müşavir bilirkişiden rapor aldırılmıştır. … tarihli raporda özetle; “…Dava dosyasında sunulan beyanname ekleri olan gelir bildirimi üzerinden yapılan incelemelerde;
Ticari taksi işlettiği anlaşılan davacı …’in rapor içeriğinde ayrıntısı anlatıldığı üzere;
2019 Yılında 13.760,90.-TL kazanç kaybının olabileceği,
2020 Yılında 29.608,12.-TL kazanç kaybının olabileceği,
Bu kazanç kayıplarının tamamının alınan aracın arıza vermesinden kaynaklı çok defa servise
gitmesi ve serviste geçen süreler yönünden olup olmadığının takdiri sayın Mahkemeye ait olacağı…” sonuç ve kanaatine varıldığı belirtilmiştir.
Bilirkişi raporu taraflara tebliğ edilmiş, itirazlar beyanlar alınmıştır.
Aşamalarda, gerçek zararın tespitinin doğru ve hakkaniyetli yapılması için mali müşavir bilirkişi ile birlikte dosya sigorta eksperi bilirkişiye tevdi edilmiştir. … tarihli raporda özetle; “…Mali müşavir bilirkişi yönünden; Kök raporumuzda hesaplamalarımız şahsın bütün gelirleri üzerinden önceki kazançları ile mukayese yapılarak davaya konu dönemlerde kazanç kayıpları tespitine yönelik olup, sonradan görevlendirilen eksper bilirkişi sadece davaya konu olayla sınırlı inceleme ve hesaplamasını yapmıştır. Tarafımdan hazırlanan kök rapordaki hesaplamaları mı yoksa sigorta eksper bilirkişisinin hesaplamaları mı esas alacağı sayın Mahkemenin takdirindedir. Sigorta Eksper Bilirkişi Yönünden Yapılan inceleme ve tespitler doğrultusunda dava konusu aracın periyodik bakımlar hariç 23 kez servise girdiği tespit edilmiştir. Serviste ortalama her girdiğinde yol dahil 3 saat geçirdiği görüş ve kanaatine varılmıştır. Dava konusu aracın yapılan km tespitleri ve araştırmalar neticesinde söz konusu aracın günlük 12 saat çalıştığı görüşündeyiz. Dava konusu araç 23 kere servise gitmesi ve ortalama 3 saat geçirmesi dikkate alınır ise 23 x 3 = 69 saatlik bir kazanç kaybı yaşandığı tespit edilmiştir. Bu da günlük çalışma süresine bölünür ise 69/12 = 5,75 günlük bir … söz konusu. Yapılan inceleme ve tespitler doğrultusunda söz konusu aracın aylık(30 Gün) gelirinin 25.000,00 TL olduğu görüş ve kanaatine varılmıştır. Yapılan inceleme ve tespitler doğrultusunda söz konusu aracın aylık(30 Gün) giderinin 9.522,56 TL olduğu görüş ve kanaatine varılmıştır. Buna göre dava konusu araç için aylık ticari kazancının : 30.000,00 TL – 9.522,56 TL =… TL olduğu tespit edilmiştir. Ancak hesaplamaya dahil edilemeyen ek giderler (vergi, öngörülemeyen ek onarım masrafları vs) ve genelde şoför ücretlerinin asgari ücretten yukarıda olması nedeni ile şahsi kanaatimde eklendiğinde son karar sayın Hakim’in olmak üzere dava konusu … … bedelinin şahsi kanaatimde eklendiğinde, 18.000,00 TL olarak belirlenmesinin uygun ve hakkaniyetli olacağı görüş ve kanaatindeyiz. 18.000,00 TL günlük olarak (18.000TL /30= 566,66) 600,00 TL kazanç etmektedir. Buna göre dava konusu araç için … bedelinin: 600,00 TL (Günlük ticari kazanç) x 5,75 gün (Aracın Serviste Bulunduğu Süre ve Harcadığı Zaman) = 3.450,00 TL olduğu tespit edilmiştir…” sonuç ve kanaatine varıldığı belirtilmiştir…” sonuç ve kanaatine varıldığı belirtilmiştir. (Sistemde aynı içerikte başka bilirkişi raporu da olduğu, içeriğinin aynı olduğu, sehven tek olarak hazırlandığı ancak sonrasında heyetçe raporun verildiği anlaşılmış, tutanağa geçirilmiştir)
Bilirkişi raporu taraflara tebliğ edilmiş, itirazlar beyanlar alınmıştır.
Bilirkişi raporunu hakim denetlemelidir. Öğretide Akyol, bilirkişi raporunun denetimi sadece hâkime ait bir görev değil; aynı zamanda taraflara ait bir haktır demektedir(AKYOL, Şener :Hukuk Usulünde Bilirkişilerle İlgili Bazı Problemler, Mukayeseli Hukukta Bilirkişilik Ve Sorunları, Yargıtay 125.Yıl Dönümü, s. 72 naklen). Hâkimin bilirkişinin uzmanlığı nedeniyle taşıdığı egemenliği kıracak araçları olduğu, bir yanlışın mutlaka geri döneceği ve özellikle böyle bir yanlışın müeyyidelendirileceği konularında bilirkişi inandırılmalı; böyle bir bilinç oluşturulmalıdır.“Hâkim kesinlikle ve mutlak olarak usulün egemeni olmalı; dosyaya, kendi sorumluluğunda girecek olan tanık beyanı gibi bilirkişi raporu gibi hususların adaleti saptıracak biçimlerde tezahürünü önleyecek tedbirleri almalı ve bu egemenliğini davanın sonuna kadar sürdürmelidir.” (Akyol s. 64-65 naklen).
Bu hususlar doğrultusunda, kazanç kaybı yönünden sigorta eksperi tarafından yapılan belirlemelerin, uygulamada ilgili hesaplamaların da genel ve kural olarak sigorta eksperlerinin görev ve sorumluluğunda, görev tanımlamalarında olması da dikkate alınarak, hükme ve denetime elverişli, dosya kapsamına uygun olduğu kanaatine varılmıştır.
Davacının ihbar yükümlülüğünü, ayıp hususunda kullanım şartlarından kaynaklanmadığı ve kullanıcı hatasının bulunmadığı, bahse konu araç arızasının olağan muayene ile görülemeyecek zamanla ortaya çıkabilecek ve uzman kontrolüyle tespit edilebilecek arıza olduğu bilirkişi heyet raporundaki belirleme ve bu yönüyle kabule göre gizli ayıp olduğu da göz önüne alınarak, arızanın/arızaların ortaya çıkmasından sonra yasal sürede, kabule göre derhal, aracı servise götürerek ihbar yükümlülüğünü yerine getirdiği dosya kapsamından, … tarihli rapor içeriğinden anlaşılmaktadır. … tarihli rapor, dosya kapsamına, hakkaniyete uygundur ve raporda ayıp hususunda kullanım şartlarından kaynaklanmadığı ve kullanıcı hatasının bulunmadığı, bahse konu araç arızasının olağan muayene ile görülemeyecek zamanla ortaya çıkabilecek ve uzman kontrolüyle tespit edilebilecek arıza olduğu açıkça belirtilmiştir.
Tüm dosya kapsamı, yukarıdaki mevzuat hükümleri, … tarihli raporda raporda ayıp hususunda kullanım şartlarından kaynaklanmadığı ve kullanıcı hatasının bulunmadığı, bahse konu araç arızasının olağan muayene ile görülemeyecek zamanla ortaya çıkabilecek ve uzman kontrolüyle tespit edilebilecek arıza olduğu açıkça belirtilmesi, sigorta eksperi tarafından düzenlenen raporda kazanç kaybının 3.450,00 TL olduğunun belirtilmesi ve bu belirlemelerin mahkememizce hukuka, dosya kapsamına uygun bulunması karşısında, taleple bağlılık ilkesi de düşünülerek, davanın kabulüne karar vermek gerekmiştir. Ayrıca, belirtmek gerekir ki; İİK’nın 24. maddesi taşınır teslimine ilişkin ilamların icrasını düzenlemekte olup, 24/4. madde hükmü taşınırın borçlu yedinde olmaması halini düzenlemektedir. Buna göre taşınırın borçlunun yedinde bulunmaması halinde, taşınır malın değeri, ilamda yazılı değilse veya çekişmeli ise, İcra müdürü tarafından haczin yapıldığı tarihteki rayice göre takdir olunur. İİK’nın 24/5. madde hükmüne göre ise hükmolunan taşınırın değeri, borsa veya ticaret odalarından, olmayan yerlerde icra müdürü tarafından seçilecek bilirkişiden sorulup alınacak cevaba göre tayin edilir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacının, dava konusu aracın ayıpsız misli ile değiştirilmesi talebinin KABÛLÜ İLE, dava konusu davacıya ait olan; … plakalı, … markalı, … cinsi (faturada yazan ürün açıklamasıdır), 2019 model, … şasi numaralı, … motor numaralı, motor tipi 1.5 dizel … olan aracın; davalı tarafından ayıpsız misli temin edilerek ayıpsız misli ile DEĞİŞTİRİLMESİNE, İİK 24/4. Hükümlerine göre aracın aynısının ayıpsız mislinin davacıya iadesine, ayıplı aracın ise tüm takyidatlarından arındırılmış şekilde davacı tarafından davalı satıcı firmaya teslimine,
2-Davacının kazanç kaybı talebinin kabulü ile, 1.000,00 TL kazanç kaybının dava tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3-Davacı tarafça yatırılan 54,40 TL başvurma harcının mahsubu ile hazineye gelir kaydına,
4-Davacı tarafça yatırılan 1.322,69 TL peşin harcın mahsubu ile hazineye gelir kaydına, hüküm gereği alınması gerekli bakiye 3.968,05 TL’nin davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
5-492 sayılı Harçlar Kanunu’nun 28. maddesi gereğince; bakiye harcın, kararın tebliğinden itibaren bir ay içinde ödenmesi gerektiğinden, kararın tebliğinden itibaren bir ay içinde ödenmeyen harç için -kanunen belirlenen sınır göz önünde tutularak- “harç tahsil müzekkeresi” yazılmasına, bakiye karar ve ilam harcının ödenmemiş olmasının, hükmün tebliğe çıkarılmasına, takibe konulmasına ve kanun yollarına başvurulmasına engel teşkil etmeyeceğinin bu şekilde hükümde belirtilmesine, (24/5/2013 tarihli ve 6487 sayılı Kanunun 10 uncu maddesiyle bu bentte yer alan “kararın verilmesinden itibaren iki ay” ibaresi “kararın tebliğinden itibaren bir ay” şeklinde değiştirilmiştir.)
6-Davacı tarafça yatırılan ve mahsup edilen 1.377,09 TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
7-Davacı tarafça dosyada yapılan ve mahkememizce uyap sisteminden kontrol edilen (denetime elverişlilik açısından, uyap ekranında harç-masraf bölümü altında tahsilat reddiyat bilgileri başlığının içeriğinde masraflar açıkça yazmaktadır) posta-tebligat-bilirkişi-keşif ücreti gideri toplamı 2.073,00 TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
8-Davalı tarafça yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
9-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden, 12.392,32 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
10-Davacı tarafça yatan gider avansından harcanmayan kısmın hüküm kesinleştiğinde UYAP üzerinden kontrolü de sağlanarak davacı tarafa iadesine, davalı tarafından yatırılan gider avansının aynı şekilde istek halinde iadesine,
11-6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu 18/13 ve Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği 26/2. Maddeleri, 6100 sayılı HMK 297/1-ç, 326.maddeleri uyarınca, arabuluculuk faaliyeti sonunda tarafların anlaşamamaları halinde iki saatlik ücret tutarı tarifenin birinci kısmına göre ileride haksız çıkan taraftan tahsil olunmak üzere Adalet Bakanlığı bütçesinden ödeneceği öngörüldüğünden; 1.320,00 ₺ (TL) nin davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
Dair, davacı vekili Av. … ile davalı vekili Av. …’un yüzüne karşı kararın tebliğinden itibaren 6100 Sayılı Kanunun 345.maddesi gereğince 2 hafta içerisinde ilgili İstinaf Dairesi Başkanlığına sunulmak üzere Mahkememize verilecek dilekçe ile İstinaf yasa yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 15/02/2023

Katip …
¸E- İmzalı

Hakim …
¸E- İmzalı