Emsal Mahkeme Kararı Antalya 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/84 E. 2021/895 K. 29.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
ANTALYA
4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/84
KARAR NO : 2021/895
DAVA : Sigorta (Trafik Sigortası Kaynaklı)
DAVA TARİHİ : 12/02/2020
KARAR TARİHİ : 29/12/2021

Mahkememizde görülmekte olan Sigorta (Trafik Sigortası Kaynaklı) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili, dava dilekçesinde özetle; 31.05.2018 tarihinde … plakalı aracı idare eden …’nin asli kusur (%100) ile müvekkil … idaresinde olan … plakalı araca çarpmak suretiyle hasarlanmasına sebebiyet verdiğini, kaza sonucu meydana gelen kazanç kaybının tahsili sebebiyle müvekkil ve … plakalı aracı idare eden … ile araç sahibi … arasında Antalya … Asliye Hukuk Mahkemesi … E. … K. sayılı dosyası görüldüğünü, dosya kapsamında teknik bilirkişi raporu doğrultusunda karar verilerek mahkemece … plakalı araca %100 kusur oranı izafe edildiğini, Antalya … Asliye Hukuk Mahkemesi … E. … K. sayılı dosyasına yazılacak müzekkere sonucu bu durumun görüleceğini, kaza sebebiyle … plaka sayılı araçta hasara uğrayan bir kısım parçaların yetkili serviste yenileriyle değiştirildiğini ve bir kısım parçaların boya/tamir görerek onarıldığını, müvekkile ait aracın 2018 model, daha önce hiçbir kazası ve hasarı olmayan orijinal bir araç olup mevcut kaza sonucu aracın gördüğü tamirat sebebiyle piyasa rayiç değerinde ciddi bir düşüş olacağının kaçınılmaz bir gerçek olacağını, haricen ekspertize yaptırılan değer kaybı hesabında; davacı müvekkile ait araçta oluşan değer kaybı tutarının 11.874,50-TL olarak hesaplandığını, kaza tespit tutanağında kusur oranının %50-50 belirlenmesi nedeniyle daha önce %50 kusur oranına göre ödeme yapıldığını, davalı sigorta şirketi tarafından kalan tutar olan 5.397,25-TL’yi ve eksper ücreti olan 295,00-TL üzerinden ödeme yapılması gerektiğini, bu nedenle 09.12.2019 tarihinde taraflarınca davalı sigorta şirketi … Sigorta A.Ş.’ye başvurulduğunu, herhangi bir geri dönüş yapılmadığını, değer kaybı hesabının ilgi Yargıtay içtihatlarında yer aldığı üzere İTÜ ve Karayolları Genel Müdürlüğü Fen Heyeti gibi kurum veya kuruluşlardan seçilecek hasar konularında uzman bilirkişilerce yaptırıldığında en doğru sonuca ulaşılacağı kanaatinde olduklarını beyan ederek; haksız fiil neticesinde meydana gelen kaza sonucunda; müvekkil aracının uğradığı değer kaybı miktarının; davalıdan dava tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile şimdilik fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla (5.397,25-TL değer kaybı ve değer kaybının hesaplanması için ödenen 295,00-TL eksper ücreti olmak üzere) toplamda 5.692,25-TL’nin alınarak müvekkile ödenmesini talep etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının zorunlu arabuluculuk kurumuna başvurması gerektiğini, müvekkil şirketin ticari merkezi itibariyle söz konusu davanın yetkisiz mahkemede açıldığını, yetkili mahkemenin İstanbul mahkemeleri olduğunu, davacı tarafın müracaatı üzerine yaptırılan Değer Kaybı Ekspertiz Raporu ile 5.934,00-TL değer kaybı oluştuğu tespit edilmiş ve sigortalı araç sürücüsünün %50 kusur oranına istinaden davacı vekiline 05.09.2018 tarihinde değer kaybı bedeli olarak 2.967,00-TL ödendiğini, yine davacının … tarih …/… Esas sayılı Sigorta Tahkim Komisyonu başvurusu üzerine verilen … tarih K-…/… sayılı kararda hükmedilen 1.116,23-TL bakiye değer kaybı bedeli ile yargılama masrafı ve vekalet ücreti ile birlikte toplamda 2.903,00-TL 07.01.2019 tarihinde davacı vekiline ödendiğini, her halükârda değer kaybına ilişkin hesaplamanın zmss genel şartlara göre yapılması gerektiğini, sigortalı araç sürücüsünün tam kusurlu olduğu yönündeki iddiaların kabulü mümkün olmadığını, somut olayda sigortalı araç sürücüsünün uyuşmazlık konusu kazanın meydana gelmesinde tam kusurlu bulunmadığını, nitekim davacının Sigorta Tahkim Komisyonu …/… Esas sayılı başvurusunda ve tramerde davacı araç sürücüsüne %50 kusur atfedildiğini, her ne kadar davacı Antalya … Asliye Hukuk Mahkemesinin … E., …/… K. Sayılı dosyasında alınan bilirkişi raporunda sigortalı araç sürücüsüne %100 kusur atfedildiğini ileri sürse de söz konusu raporun HMK m.282 gereği takdiri delil olduğunu ve mahiyeti gereği bağlayıcı olmadığının açık olduğunu, ödenen ekspertiz ücretinden müvekkil sigorta şirketinin sorumluluğu bulunmadığını, faize ilişkin taleplerin yerinde olmadığını beyan ederek, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Dava, tazminat/alacak talebinden ibarettir.
Dava, temelde, haksız fiile dayanmakta olduğundan, ispat külfeti davacıdadır.
Dava dilekçesi ekinde arabuluculuk tutanağı mevcut olup, davalının bu yöne ilişkin itirazları yerinde değildir.
Antalya … Asliye Hukuk mahkemesinin … esas, … karar sayılı dosyasına bakıldığında özetle; davanın tazminat davası olduğu, davacının … (iş bu davanın davacısı), davalının … ve … olduğu, yargılama sonunda davacının davasının kabulü ile, 3.150,00 TL’nin 31/05/2018 tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verildiği, mahkemece alınan bilirkişi raporunda davalının %100 kusurlu olduğu, kararın kesin olduğu anlaşılmaktadır.
Yargılama aşamalarında ATK’dan kusur raporu aldırılmış ve 15/01/2021 tarihli ATK raporunda özetle; sürücü …’nin %100 kusurlu olduğu, sürücü …’ın kusursuz olduğu belirtilmiştir. Mahkememizce değer kaybı yönünden de bilirkişi raporu aldırılmıştır.
Dosyaya bakıldığında, uyuşmazlığın Sigorta Tahkim Komisyonu önüne götürüldüğü, … başvuru tarihli, …/… esas sayılı, … karar tarihli, …/… karar tarihli kararında, taraflar ile iş bu davanın taraflarının aynı olduğu, yapılan değerlendirmeler sonucu, talebin kabulü ile, 1.116,23 TL bakiye değer kaybı tazminatının 18/09/2018 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile … AŞ’den alınarak, başvuran …’a ödenmesine, 210,00 TL eksper ücreti, 100,00 TL başvuru ücreti, 330,00 TL bilirkişi ücreti masrafı toplam 640,00 TL yargılama giderinin sigorta şirketi tarafından başvurana ödenmesine, başvuran vekil ile temsil olunduğundan kabul edilen miktar üzerinden AAÜT 17/2’ye göre 1.116,23 TL avukatlık ücretinin sigorta şirketinden tahsiliyle başvurana verilmesine karar verildiği anlaşılmaktadır. Kararda davalının kazada %100 kusurlu olduğunun kabulü üzerinden değerlendirme yapılmıştır.
Antalya … Asliye Hukuk mahkemesinin … esas, …/… karar sayılı dosyası kazanç kaybına, iş bu dava dosyasındaki uyuşmazlık ise değer kaybı ve eksper ücreti tazminatına ilişkindir. Antalya … Asliye Hukuk mahkemesinin … esas, … karar sayılı dosyasında, iş bu davanın davalısı taraf değildir ve oradaki mevcut bilirkişi raporlarının bu davadaki etkisi Yargıtay kararları gereği güçlü bir delildir.
Değer kaybı talebi ile ilgili davacı taraf yukarıda da bahsedildiği üzere, sigorta tahkim komisyonuna başvurmuştur. Sigorta Tahkim Komisyonu % 50 kusur oranını kabul etmiş ve kararını kesin olarak vermiştir.Sigorta Tahkim Komisyonu karar içeriğinden de anlaşılacağı üzere, yapılan bilirkişi incelemesi sonucu düzenlenen raporun taraflara gönderildiği, başvuran vekilinin ödemenin tenzili talepli ıslah dilekçesi gönderdiği anlaşılmaktadır. Kusura ilişkin bir itiraz geldiği görülmemektedir.
Kesin hüküm hususu 6100 sayılı HMK’nın 114/1-i maddesinde dava şartı olarak düzenlenmiş olup aynı davanın daha önceden kesin hükme bağlanmamış olması gerektiği belirtilmiş ve aynı yasanın 115. maddesi gereğince mahkemece dava şartlarının mevcut olup olmadığının davanın her aşamasında kendiliğinden araştırılacağı hükme bağlanmıştır.
HMK’nın 303. maddesine göre kesin hüküm “1-Bir davaya ait şeklî anlamda kesinleşmiş olan hükmün, diğer bir davada maddi anlamda kesin hüküm oluşturabilmesi için, her iki davanın taraflarının, dava sebeplerinin ve ilk davanın hüküm fıkrası ile ikinci davaya ait talep sonucunun aynı olması gerekir. 2-Bir hüküm, davada veya karşılık davada ileri sürülen taleplerden, sadece hükme bağlanmış olanlar hakkında kesin hüküm teşkil eder,…” denilerek, tanımlandığı gibi şartları düzenlemiştir. İlgili düzenleme ile şekli anlamda kesinlik, maddi anlamda kesinliğin ön şartı olarak kabul edilmiş, maddenin devamında ise; bir davaya ait şekli anlamda kesinleşmiş olan hükmün, diğer bir davada maddi anlamda kesin hüküm oluşturabilmesini, her iki davanın taraflarının, dava sebeplerinin ve son olarak dava konularının aynı olması şeklinde belirlenen üç şarta bağlamıştır. Kesin hüküm, öncelikle hükmü veren mahkeme de dâhil olmak üzere bütün mahkemeleri bağlar. Bir hüküm maddi anlamda kesinleştikten ve hangi tarafın ne yönde haklı olduğu tespiti yapıldıktan sonra artık tüm mahkemeler, aynı taraflar arasında, aynı dava sebebine dayanılarak, aynı dava konusu hakkında verilmiş bulunan kesin hüküm ile bağlıdırlar. Bunun sonucunda; aynı dava yeniden incelenemeyeceği (kesin hüküm itirazı) gibi, aynı konuya ilişkin yeni dava, önceki davada verilmiş olan kesin hüküm ile bağlıdır(kesin delil). (Yargıtay Hukuk Genel Kurulu 2017/2-2291 E. 2020/845 K.)
5684 Sayılı Sigortacılık Kanunu’nun 30/12. fıkrasında ‘‘…. Beş bin Türk Lirasının altındaki uyuşmazlıklar hakkında verilen hakem kararları kesindir. Beş bin Türk Lirası ve daha üzerindeki uyuşmazlıklar hakkında verilen hakem kararlarına karşı kararın Komisyonca ilgiliye bildiriminden itibaren on gün içinde bir defaya mahsus olmak üzere Komisyon nezdinde itiraz edilebilir…. Beşbin Türk Lirası ve daha üzerindeki uyuşmazlıklar hakkında verilen hakem kararları bu madde uyarınca süresinde itiraz başvurusunda bulunulmaması hâlinde kesinleşir. Bu uyuşmazlıklar hakkında bu madde uyarınca yapılan itiraz üzerine verilen karar kesindir. Kırk bin Türk Lirasının üzerindeki uyuşmazlıklar hakkında itiraz üzerine verilen kararlar için temyize gidilebilir. Ancak, tahkim süresinin sona ermesinden sonra karar verilmiş olması, talep edilmemiş bir şey hakkında karar verilmiş olması, hakemlerin yetkileri dahilinde olmayan konularda karar vermesi ve hakemlerin, tarafların iddiaları hakkında karar vermemesi durumlarında her hâlükarda temyiz yolu açıktır.’’ düzenlemeleri yer almaktadır.
Somut olayda; davacı iş bu davadan önce aynı olaya ilişkin davalı aleyhine aynı taleplerle ilgili uyuşmazlık hakem heyetine başvuruda bulunmuştur ve kesin olarak karar verilmiştir.
Tüm dosya kapsamı, yukarıdaki açıklamalar, Sigorta Tahkim Komisyonu kararı göz önüne alınarak, uyuşmazlığın kesin hükümle daha önce çözüldüğü anlaşıldığından, iş bu davanın kesin hüküm nedeniyle usulden reddine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM/Ayrıntısı gerekçeli kararda açıklandığı üzere;
1-Davanın kesin hüküm nedeniyle USULDEN REDDİNE,
2-Davacı tarafça başlangıçta yatırılan 54,40 TL başvurma harcının mahsubu ile hazineye gelir kaydına,
3-Hükmün niteliği ve tarihi dikkate alınarak, alınması gerekli 59,30 TL maktu ret karar harcının, davacı tarafça başlangıçta yatırılan 97,21 TL harçtan mahsubu ile hazineye gelir kaydına, arta kalan harcın karar kesinleştiğinde istek halinde davacıya iadesine,
4-Davacı tarafça yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
5-6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu 18/13 ve Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği 26/2. Maddeleri, 6100 sayılı HMK 297/1-ç, 326.maddeleri uyarınca, arabuluculuk faaliyeti sonunda tarafların anlaşamamaları halinde iki saatlik ücret tutarı tarifenin birinci kısmına göre ileride haksız çıkan taraftan tahsil olunmak üzere Adalet Bakanlığı bütçesinden ödeneceği öngörüldüğünden; 1.320,00 TL nin davacıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
6-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden; 5.100,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
7-Davacı tarafça yatan gider avansından harcanmayan kısmın hüküm kesinleştiğinde UYAP üzerinden kontrolü de sağlanarak davacı tarafa iadesine, karardan sonra tebligat ve benzeri masraflar için gider avansının kullanılması davacı tarafından istenirse tebligat ve benzeri için yapılacak masraflar düşüldükten sonra arta kalan miktarının UYAP üzerinden kontrolü sağlanarak karar kesinleştiğinde davacı tarafa iadesine,
8-Dosya arasında mevcut Antalya … Asliye Hukuk mahkemesinin … esas, … karar sayılı dosyasının karar kesinleştiğinde mahalline iadesine,
Dair, davacı vekili Sn. Av. … yüzüne karşı davalı tarafın yokluğunda verilen kararın tebliğinden itibaren 6100 Sayılı Kanunun 345.maddesi gereğince 2 hafta içerisinde ilgili İstinaf Dairesi Başkanlığına sunulmak üzere Mahkememize verilecek dilekçe ile İstinaf yasa yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.29/12/2021

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır