Emsal Mahkeme Kararı Antalya 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/660 E. 2023/364 K. 07.06.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
ANTALYA
4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/660
KARAR NO : 2023/364
DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ : 28/12/2020
KARAR TARİHİ : 07/06/2023

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili, dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin, … tarihinde davali …’ın sevk ve idaresindeki, işleteni davalı … … San. ve Tic.Ltd.Şti. olan davalı … Sigorta A.Ş. tarafından ZMMS olan … plakalı aracın kendisine çarpması sonucu ağır şekilde yaralandığını, (Kaza tarihinde her ne kadar kazaya karışan aracın sahibi … olsa da söz konusu şirket … tarihli Ticaret Sicili Gazetisinde yapılan ilan ile unvan değişikliği yaparak “… … San. ve Tic.Ltd.Şti.”adını. almıştır. İş bu durum dava şartı. arabuluculuk son tutanağında da belirtilmektedir.), kazadan dolayı kafasından, omzundan ve çeşitli yerlerinden yaralanan müvekkilinin kazadan dolayı hayati tehlikesi olduğu için yoğun bakıma kaldırıldığını, bu süre zarfında Antalya Memorial Hastanesinde kaldığını ve hayati tehlikeyi atlattıktan sonra tedavisine Antalya Eğitim ve Araştırma Hastanesinde devam ettiğini bu süreçte çeşitli ameliyatlar olduğunu, … Üniversitesi Tıp Fak.Adli Tıp Ana Bölüm Dalı Başkanlığının … tarihli kesin raporunda müvekkilin, “basit bir tıbbi müdahale ile giderilemeyecek nitelikte yaralandığı, kazanın yaşamını tehlikeye soktuğu, vücudunda birden fazla kemik kırığı olduğunun belirtildiğini, kaza nedeniyle kazaya sebebiyet veren araç sürücüsü hakkında taksirle adam yaralama suçundan dolayı dava açılmış ve Antalya …Asliye Ceza Mahkemesinin … E sayılı dosyası ile davalı … taksirle bir kişinin yaralanmasına neden olma suçunun nitelikli halinden ceza aldığını, kazadan dolayı sürekli iş görmezlikten kaynaklı tazminat, geçici iş görmezlikten kaynaklı tazminat ile bakıcı giderleri dahil olmak üzere sigorta poliçesi kapsamında müvekkilin maddi zararının davalı sigorta şirketinden giderilmesi istenildiğini, sigorta şirketinin teklifi kazanın neden olduğu zararı karşılamaktan uzak olması sebebiyle sigorta şirketinin teklifi kabul edilmemiş ve dava şartı olan sigorta şirketine başvuru sürecinin tamamlandığını, müvekkilinin, kaza tarihinde 17 yaşında olup şu an üniversite öğrencisi olduğunu, şu an müvekkilin çalışıp çalışamayacağı yahut iş gücünün ileride hangi meslekleri yapmaya yeterli olacağının belirsiz olduğunu, keza, müvekkilinin kaza nedeniyle ağır derecede yaralanmış olup başına darbe alması sebebiyle konuşma yetisini önemli derecede kaybetmiş ve sağ omzunda kısıtlılık meydana geldiğini, müvekkilinin, uğradığı veya uğrayacağı maddi zararların yanında manevi olarak da çöküntüye uğradığını, acı ve ızdırap çektiğini, davacının acı ve ıstırabının halen devam ettiğini, müvekkilinin, ağrısız ve rahat bir şekilde hareket edememekte , düzgün ve akıcı bir şekilde konuşamadığını, davacı müvekkile geçirmiş olduğu kazadan dolayı Antalya Eğitim ve Araştırma Hastanesinden sürekli iş gücü kaybı olduğuna dair rapor verildiğini, raporu kabul etmediklerini, kaza neticesinde konuşma yetisini önemli derece kaybeden ve omzunun hareket kabiliyetini önemli derecede azılan müvekkile verilen sürekli iş gücü kaybının dayanağı olmadığını ve yargılama sırasında alınacak Adli Tıp Raporu ile davacı müvekkilin gerçek iş gücü kaybı tespit edileceğini beyan ederek; maddi ve manevi tazminat talebinde bulunmuştur.
Davalı … SİGORTA A.Ş vekili cevap dilekçesinde özetle; yapılan başvurunun eksik olduğunu, davanın usulden reddine karar verilmesini talep ettiklerini, kusur oranlarının tespiti için hem adli tıp trafik ihtisas dairesi’nden hem de karayolları genel müdürlüğü fen heyeti’nden seçilecek kusur konusunda uzman bilirkişi heyetinden rapor alınmasını talep ettiklerini, müvekkilinin temerrüde düşmediğini, SGK ile yazışma yapılması gerektiğini beyan ederek; davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Diğer davalılar aşamalarda dosyaya beyan dilekçeleri sunmuşlardır.
Dava, trafik kazasından kaynaklanan maddi manevi tazminat istemine ilişkindir.
Türk Borçlar Kanunu m. 50 gereği; Zarar gören, zararını ve zarar verenin kusurunu ispat yükü altındadır.
Mahkememizce, davacı vekilinden maddi tazminat olarak ileri sürdüğü taleplerini netleştirmesi istenmiş olup, davacı vekili, … tarihli dilekçesi ile dava dilekçesi ile talep edilen 10.000,00 TL’ nin 1.000,00 TL sini geçici iş görmezlik, 9.000,00 TL sini de sürekli iş görmezlik için talep ettiklerini belirtmiştir.
Mahkememizce deliller toplanmış, hasar dosyası istenmiş ve dosya arasına alınmıştır.
Dava konusu kaza ile ilgili, Antalya … Asliye Ceza mahkemesinin … Esas, … karar sayılı dosyası, dosya arasına alınmıştır. Ceza dosyasına bakıldığında özetle; katılanın iş bu davanın davacısı, sanığın iş bu davadaki davalılardan … olduğu, atılı suçun “Taksirle Bir Kişinin Yaralanmasına Neden Olma” olduğu, yapılan yargılama sonunda 4500 TL adli para cezasına mahkumiyet kararı verildiği, sanık hakkında kurulan hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına hükmedildiği, kararın … tarihinde kesinleştiği anlaşılmaktadır. Ceza mahkemesi gerekçesine bakıldığında; “….bilirkişi tarafından düzenlenen … tarihli raporda sanığın tali kusurlu olduğunun, özellikle aracın hızının yol ve hava şartlarına uyduramamak, … geçitlerinden girerken hızını azaltmamak kuralını ihlal ettiğinin belirtildiği, katılanın ise … geçitlerinden geçmemesi nedeniyle asli kusurlu olduğunun anlatıldığı, bu hususun Adli Tıp Kurumu Trafik İhtisas Daire Başkanlığının … tarihli raporu ile de teyit edildiği, CD çözüm tutanağı ve sanık savunması doğrultusunda yaklaşık hızı 60-70 km olan sanığın meskun mahal içinde, ışıkla aydınlatılmış yolda katılana çarpması şeklindeki eylemde tali kusurlu olarak kabul edildiği ve sorumluluğunun buna istinaden belirlendiği… ” hususları belirtilmiştir.
Hükmün açıklanmasının geri bırakılması, ceza yargılamasında sanık hakkında kurulan mahkûmiyet hükmünün hukuki bir sonuç doğurmamasını ifade eder. Sanık hakkında kurulan mahkûmiyet hükmünün hukuki bir sonuç doğurmamasını ifade eden ve doğurduğu sonuçlar itibariyle karma bir özelliğe sahip bulunan hükmün açıklanmasının geri bırakılması kurumu, denetim süresi içinde kasten yeni bir suçun işlenmemesi ve yükümlülüklere uygun davranılması halinde, geri bırakılan hükmün ortadan kaldırılarak kamu davasının 5271 sayılı CMK’nın 223. maddesi uyarınca düşürülmesi sonucu doğurduğundan, bu niteliğiyle sanık ile devlet arasındaki cezai nitelikteki ilişkiyi sona erdiren düşme nedenlerinden birisini oluşturmaktadır(Yargıtay Ceza Genel Kurulu’nun 19.02.2008 gün ve 346-25, 03.02.2009 tarih, 2008/11-250 E., 2009/13 K., 03.02.2009 tarih, 2009/4-13 E., 2009/12 K.; Hükmün Açıklanmasının Geri Bırakılması hakkında ayrıntılı bilgi için: ARTUÇ, Mustafa, Hükmün Açıklanmasının Geri Bırakılması, … 2010) Hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı, 5271 sayılı CMK’nın 23.maddesinde belirtilen hükümlerden değildir.(Yargıtay Ceza Genel Kurulu’nun 03.05.2011 gün ve 2011/4-61, E., 2011/79 K; 06.10.2009 gün ve 2009/4-169 E, 2009/223 K sayılı ilammları).
Kurumun anılan özellikleri karşısında, maddi olgunun belirlenmesi yönünden hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararının, kesinleşmiş bir ceza hükmü olmadığından, hukuk hakimini bağlamıyacağının kabulü gerekir.(Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 01/02/2012 gün 2011-19/639 E, 2012/30 K sayılı ilamı) Yargıtay 21. HD’nin 2019/2833 esas, 2019/8066 karar sayılı emsal ilamında da; “Her ne kadar ceza davasında hükmün açıklanmasının geri bırakılması nedeniyle kesinleşmiş bir mahkumiyet kararından söz etmek mümkün değilse de, ceza yargılamasında maddi vakıa olarak eylemin hukuka aykırılığının ve failinin belirlenmiş bulunması karşısında kusur oranlarının belirlenirken bu durumun da göz önüne alınması gerektiği açıktır” denmektedir.
Mahkememizce bu ilkeler de düşünülerek, kaza mahallinde keşif icra edilmiş, keşifte hazır olan tanıklar dinlenmiştir.
Keşif sonucu düzenlenen … havale tarihli kusur raporunda özetle; … Plakalı Kamyonet Sürücü …, KTK. nın; 52/ 1-b,47/1-d ve Yönetmeliğin 95. Ve 101. Maddelerini ihlali sonucu kazaya karıştığı, … …’un ise; … Kurallarından; 68. ve 84/4 Maddesi ile Yönetmelik 138. Maddesinde belirtilen Yayaların uyacağı kurallara uygun davranmadığından kazaya neden olduğu bildirilmiştir.
Bilirkişi raporu taraflara tebliğ edilmiştir.
İtirazlar da düşünülerek, mahkememizce dosya ATK’ya gönderilmiş ve tekrar kusur raporu aldırılmıştır.
… ATK Trafik İhtisas Dairesi Başkanlığı tarafından düzenlenen … sayılı, … tarihli raporda özetle; Davalı sürücü …’ın %30(yüzdeotuz) oranında kusurlu olduğuna, davacı … …’un %70(yüzdeyetmiş) oranında kusurlu olduğuna karar verilmiştir.
Kaza tespit tutanağı ile bir çelişki olmadığı anlaşılmıştır.
Bilirkişi raporu taraflara tebliğ edilmiştir.
Mahkememizce maluliyet konusunda rapor alınmasına karar verilmiştir.
Haksız fiil sonucu çalışma gücü kaybının olduğu iddiası ve buna yönelik bir talebin bulunması halinde, zararın kapsamının belirlenmesi açısından maluliyetin varlığı ve oranının belirlenmesi gerekmektedir. Söz konusu belirlemenin ise Adli Tıp Kurumu veya Üniversite Hastanelerinin Adli Tıp Anabilim Dalı bölümleri gibi kuruluşların çalışma gücü kaybı olduğu iddia edilen kişide bulunan şikayetler dikkate alınarak oluşturulacak uzman doktor heyetinden, haksız fiilin gerçekleştiği tarihte yürürlükte olan mevzuat hükümleri dikkate alınarak yapılması gerekmektedir.
Maluliyete ilişkin alınacak raporlar 11/10/2008 tarihinden önce Sosyal Sigorta Sağlık İşlemleri Tüzüğü, 11/10/2008 tarihi ile 01/09/2013 tarihleri arasında Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği, 01/09/2013 tarihi ile 01/06/2015 tarihleri arasında sonrada Maluliyet Tespiti İşlemleri Yönetmeliği, 01/06/2015 tarihi ile 20/02/2019 tarihleri arasında Özürlülük Ölçütü Sınıflandırması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkında Yönetmelik hükümlerine, 20/02/2019 tarihinden sonra da Erişkinler için Engellilik Değerlendirmesi Hakkında Yönetmelik hükümlerine uygun olarak düzenlenmesi gerekir.
Somut olayda, kaza tarihi …’dir ve yukarıdaki açıklamalar gereği esas alınması gerekli yönetmelik, Özürlülük Ölçütü Sınıflandırması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkında Yönetmelik’tir.
Aşamalarda … ATK tarafından düzenlenen, … sayılı, … tarihli raporda özetle; davacı …’ın … tarihinde geçirdiği trafik kazasına bağlı yaralanması sebebiyle 30.03.2013 tarih ve 28603 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan Özürlülük Ölçütü, Sınıflandırılması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu raporları hakkında yönetmeliği gereği kişinin tüm vücut engellilik oranının %14 (yüzdeondört) olduğu, iyileşme (iş göremezlik) süresinin olay tarihinden itibaren 6 (Altı) aya kadar uzayabileceği, kişinin sürekli ya da geçici süreyle başka birisinin bakımına muhtaç durumda olmadığı oy birliği ile bildirilmiştir.
Bilirkişi raporu taraflara tebliğ edilmiştir.
Dosya, hesap bilirkişisine tevdi edilmiştir.
… tarihli hesap bilirkişisi raporunda özetle; davacının, güncel Yargıtay kararları gereği davacının gelir getiren bir işte çalışmadığı, bu müddet boyunca mahrum kaldığı her hangi bir kazancı olmadığından geçici iş gücü kaybından doğan maddi bir zararının olmadığı, sürekli iş göremezlik kaybından doğan maddi zararının ise … TL olduğu (her ne kadar bilirkişi raporunun son kısmında … TL yazmakta ise de rapor içeriği, hesaplamaya bakıldığında, bunun sehven yazıldığı, -2- rakamının fazladan basıldığı anlaşılmış, kabul edilmiştir) belirtilmiştir.
Bilirkişi raporu taraflara tebliğ edilmiştir.
Aşamalarda, davalının talebi gereği, dava … Sigorta AŞ’ye ihbar edilmiştir.
İhbar olunan mahkememize verdiği dilekçede özetle; davacılar tarafından müvekkile bir başvuru yapılmadığını, müvekkilinin taleplerden sorumlu olmadığını, kusur raporuna itiraz ettiklerini, faiz başlangıç tarihinin yerinde olmadığını, davacının manevi tazminat talebinin reddi gerektiğini, tüm tedavi evraklarının celbi ile maluliyet raporu alınması gerektiğini beyan ederek; davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
2918 sayılı KTK’nın 97’inci maddesi gereği Zarar görenin, zorunlu mali sorumluluk sigortasında öngörülen sınırlar içinde dava yoluna gitmeden önce ilgili sigorta kuruluşuna yazılı başvuruda bulunması gerekir. Davacı taraf, davalı sigorta şirketine başvuru yapmıştır. İhbar olunanın kendisine başvuru yapılmadığını beyan etmesinin hali hazırda davaya etkisi yoktur. Ayrıca, ihbar olunan davada taraf sıfatına usul hukuku gereği sahip değildir. Davada, hüküm, taraflar için verilir. İhbar olunanın taraf sıfatı olmadığından taleplerden sorumlu olmadığına dair beyanının hükme etkisi, bu dava için yoktur.
Alınan maluliyet raporu da Yargıtay kararları gereği kaza tarihi dikkate alındığında, Özürlülük Ölçütü Sınıflandırması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkında Yönetmelik hükümlerine göre düzenlenmekle, ihbar olunanın ve davalı şirket vekilinin (…..) talebi/beyanı yerinde değildir.
Davacı aşamalarda taleplerini ıslah ıslah etmiş ve bu talep dilekçesi hukuki dinlenilme hakkı kapsamında davalılara ve ihbar olunana (tebligat bilgisinde tebliğ olunacak evrak bölümünden anlaşılmaktadır) tebliğ edilmiştir.
Bilirkişi raporunu hakim denetlemelidir. Öğretide Akyol, bilirkişi raporunun denetimi sadece hâkime ait bir görev değil; aynı zamanda taraflara ait bir haktır demektedir(AKYOL, Şener :Hukuk Usulünde Bilirkişilerle İlgili Bazı Problemler, Mukayeseli Hukukta Bilirkişilik Ve Sorunları, Yargıtay 125.Yıl Dönümü, s. 72 naklen). Hâkimin bilirkişinin uzmanlığı nedeniyle taşıdığı egemenliği kıracak araçları olduğu, bir yanlışın mutlaka geri döneceği ve özellikle böyle bir yanlışın müeyyidelendirileceği konularında bilirkişi inandırılmalı; böyle bir bilinç oluşturulmalıdır.“Hâkim kesinlikle ve mutlak olarak usulün egemeni olmalı; dosyaya, kendi sorumluluğunda girecek olan tanık beyanı gibi bilirkişi raporu gibi hususların adaleti saptıracak biçimlerde tezahürünü önleyecek tedbirleri almalı ve bu egemenliğini davanın sonuna kadar sürdürmelidir.” (Akyol s. 64-65 naklen).
Bu hususlar doğrultusunda, … ATK Trafik İhtisas Dairesi Başkanlığı tarafından düzenlenen … sayılı, … tarihli rapor, … ATK tarafından düzenlenen, … sayılı, … tarihli rapor ve … tarihli hesap bilirkişisi raporu raporlarının, hükme ve denetime elverişli, dosya kapsamına uygun olduğu kanaatine varılmıştır.
Tüm dosya kapsamı, … ATK Trafik İhtisas Dairesi Başkanlığı tarafından düzenlenen … sayılı, … tarihli rapor, … ATK tarafından düzenlenen, … sayılı, … tarihli rapor ve … tarihli hesap bilirkişisi raporu dikkate alınarak; Davacının geçici iş göremezlik talebinin reddine, davacının sürekli (kalıcı) iş göremezlik talebinin KABULÜ İLE, … TL sürekli iş göremezlik zararının davalılar … ve … … SANAYİ VE TİCARET LTD. ŞTİ yönünden …, davalı … SİGORTA AŞ yönünden … tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müteselsilen alınarak davacıya verilmesine, davalı sigorta şirketinin poliçe limiti ile sınırlı sorumlu olmasına karar vermek gerekmiştir.
Davacının manevi tazminat taleplerine bakıldığında;
6098 Sayılı TBK’nun 49. Maddesi gereğince sürücüye, 2918 Sayılı Kanunun 85. maddesi gereğince motorlu araç işletenine karşı ve sorumluluk sigortacısına karşı dava açabilir. İşleten ve sürücü zarar görenlere karşı müteselsilen sorumludur. Aynı Kanunun, 56 ıncı maddesi (mülga 818 Sayılı BK un 47 md) uyarınca bedensel zarar gören ve yakınları kendisine uygun bir paranın manevi tazminat olarak ödenmesini isteyebilir.
Mahkememizce aşamalarda, taraf gerçek kişilerin sosyal ve ekonomik durum araştırmaları yaptırılmıştır.
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 09.04.1982 gün ve E:1981/4-56, K:1982/348 sayılı ilamında da belirtildiği üzere, kişilik hakları, kişinin kendi hür ve bağımsız varlığının bütünlüğünü sağlayan, herkese karşı ileri sürülebilen ve kaynağını Anayasa’dan alan; yani Anayasa’nın teminatı altında bulunan mutlak bir haktır. Manevi tazminat sade bir ifade ile, zarar görenin kişilik değerlerinde iradesi dışında meydana gelen eksilmenin (manevi zararın) giderilmesi, tazmin ve telafi edilmesidir(EREN, Fikret., Borçlar Hukuku-genel hükümler-, 8. Bası, Ekim 2003, s. 745, KILIÇOĞLU,Ahmet, Borçlar Hukuku, … 2004, s. 311, ERTAŞ, Şeref., Manevi Tazminatın Hukuki Niteliği ve Miktarının Tespiti, Postacıoğlu’na Armağan, … 1990, s. 83 vd.)Manevi tazminatta zarar, kişinin iç huzuru ve manevi bütünlüğüne yapılan saldırının mecazi ifadesidir(KILIÇOĞLU,Mustafa, Tazminat Hukuku,3. Baskı, Şubat 2010, s.1031.,HATEMİ, Hüseyin, Sözleşme Dışı Sorumluluk, C.II,… 1993, s.102) Manevi tazimnata hükmedilirken uygulamaya 22/06/1966 gün 7/7 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararındaki ilkeler ışık tutmaktadır.
Somut olayda, tarafların sosyal ekonomik durumları, olaydaki sürücü kusurları, olayın oluşu, maluliyet durumu, talep miktarı, yaş durumları, 22/06/1966 gün 7/7 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararındaki ilkeler göz önünde tutarak, hükümde belirtildiği şekilde manevi tazminata hükmetmek, manevi tazminata ilişkin davanın kısmen kabulüne karar vermek gerekmiştir.
Dosyaya baktığımızda; davanın trafik kazasına dayandığı anlaşılmaktadır ve genel kural olarak Trafik kazaları haksız fiil niteliğinde olup, tazminat borcu haksız fiil tarihinde muaccel olur. Başka bir ifade ile haksız fiillerde borcun muaccel hale gelmesi ihtarı ge-rektirmez. Bu durumda, davacı tarafın sigorta şirketi haricinde talep ettiği tazminata, talep var ise talep ettiği gibi kaza tarihinden itibaren faiz yürütülmesi gerekir(Yargıtay 17. HD., 2008/2484 E., 2008/4216 K., Yargıtay 11. HD., 25.1.2007 tarih, 2005/14182E.,2007/809 K.)Haksız eylemden kaynaklanan tazminat  davalarında, olay tarihinden faiz yürütülmelidir(fur semper in moro). Dava, sigorta şirketine karşı da açılmıştır. 2918 sayılı KTK’nın 99/1. maddesi ve Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları’nın B.2.b. maddesi uyarınca, rizikonun bilgi ve belgeleri ile birlikte sigortacıya ihbar edildiği tarihten itibaren 8 iş günü içinde sigortanın tazminatı ödeme yükümlülüğü bulunmakta, bu sürenin sonunda ödememe halinde temerrüt gerçekleşmektedir. Sigorta şirketine başvurulmadan dava açılması veya icra takibi başlatılması halinde ise bu tarihlerde temerrüt gerçekleşir. Dosya arasında başvuruya ilişkin belgeler (10/01/2018 başvuru tebliğ tarihi) sunulmuştur. Bu nedenle, sigorta şirketi yönünden kaza tarihi değil, hesaplanan (başvurunun 8 iş günü sonrası) tarih esas alınmıştır. Davalı gerçek kişiler için ise kaza tarihi dikkate alınmıştır.
Son olarak üst yargı denetimine elverişlilik açısından, yargılama giderleri hakkında da kısa bir açıklama yapmak gerekmektedir. Genel kural olarak, kanunda yazılı hâller dışında, yargılama giderlerinin, aleyhine hüküm verilen taraftan alınmasına karar verilir. Davada iki taraftan her biri kısmen haklı çıkarsa, mahkeme, yargılama giderlerini tarafların haklılık oranına göre paylaştırır. Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 4. HD nin, 2019/555 esas, 2020/91 karar sayılı güncel emsal ilamında da belirtildiği üzere; Davacı maddi ve manevi tazminat isteklerini birlikte ileri sürmüştür. Niteliği icabı “sadece maddi tazminata özgü” olan gider dışındaki tüm giderler ortaktır. Sadece maddi tazminata özgü yargılama gideri ise “hesap raporu” alınması için sarf edilen giderdir. Bu hususlar mahkememizce göz önüne alınmıştır.
Davalı …… şirketi vekili, müterafık kusur indiriminin değerlendirilmesini talep etmiştir. Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 4. HD’nin 2019/374 esas, 2019/1226 karar sayılı emsal ilamında da belirtildiği üzere; 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 51/1. maddesinde hakimin tazminatın kapsamını ve ödeme biçimini, durumun gereğini ve özellikle kusurun ağırlığını göz önüne alarak belirleyeceği, 52/1. maddesinde ise zarar gören, zararı doğuran fiile razı olmuş veya zararın doğmasında yahut artmasında etkili olmuş ya da tazminat hükümlüsünün durumunu ağırlaştırmış ise hakimin tazminatı indirebileceği veya tamamen kaldırabileceği düzenlenmiştir. Zarar görenin veya davacıların desteğinin koruyucu tertibat takmaması (kask yahut emniyet kemeri), alkollü olduğunu bildiği kimsenin veya ehliyeti bulunmayan kişinin sürücülüğünü yaptığı araca binmesi gibi hususlar mutazarrır açısından müterafik kusur oluşturur (Yargıtay 17. Hukuk Dairesi’nin 21/12/2017 gün ve 2016/19269 esas, 2017/11960 karar; 19/02/2018 tarih ve 2015/7675 esas, 2018/1070 karar sayılı içtihatları). Müterafik kusur sebebiyle indirim yapılması için davalının bu hususu savunma olarak ileri sürülmesi şart değildir. Dosya kapsamında hal ve şartlara göre tazminattan indirim yapılmasını gerektirir. Müterafik kusurun belirlenmesi halinde usulünce tenkis yapılması gerekir (Yargıtay 17. Hukuk Dairesinin 09/04/2018 tarih, 2015/9251 – 2018/3894 E.K. Sayılı içtihadı). Somut olaya bakıldığında, müterafık kusur indirimi yapılmasını gerektirir bir belirleme yoktur. Davacıya olayda kusur atfedilmiştir. Müterafık kusur ise olaydaki kusur dışında yukarıda da açıklanan şekilde TBK da belirtildiği şekilde, zarar görenin, zararı doğuran fiile razı olduğu veya zararın doğmasında yahut artmasında etkili olduğu ya da tazminat hükümlüsünün durumunu ağırlaştırmış ise hakimin tazminatı indirebileceği veya tamamen kaldırabileceği bir husus kabule göre mevcut değildir.
HÜKÜM/Ayrıntısı gerekçeli kararda açıklandığı üzere;
1-Davacının geçici iş göremezlik talebinin REDDİNE,
2-Davacının sürekli (kalıcı) iş göremezlik talebinin KABULÜ İLE, … TL sürekli iş göremezlik zararının davalılar … ve … … SANAYİ VE TİCARET LTD. ŞTİ yönünden …, davalı … SİGORTA AŞ yönünden … tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müteselsilen alınarak davacıya VERİLMESİNE, davalı sigorta şirketinin poliçe limiti ile sınırlı sorumlu olmasına,
3-Davacının manevi tazminata yönelik talebinin KISMEN KABULÜ İLE, 20.000,00 TL manevi tazminatının kaza tarihi olan … tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılar … ve … … SANAYİ VE TİCARET LTD. ŞTİ’den müteselsilen tahsili ile davacıya VERİLMESİNE,
4-Davacı tarafça yatırılan 54,40 TL başvurma harcının mahsubu ile hazineye gelir kaydına,
5-Davacı tarafça yatırılan 294,53 TL peşin harcın mahsubu ile hazineye gelir kaydına, hüküm gereği alınması gerekli bakiye 16.734,76 TL’nin, davalı … SİGORTA AŞ’nin 15.368,56 TL’sinden sınırlı müteselsil sorumlu olması kaydıyla, davalılardan müteselsilen alınarak hazineye gelir kaydına, davalı … SİGORTA AŞ’nin poliçe limiti ile sınırlı sorumlu olmasına,
6-492 sayılı Harçlar Kanunu’nun 28. maddesi gereğince; bakiye harcın, kararın tebliğinden itibaren bir ay içinde ödenmesi gerektiğinden, kararın tebliğinden itibaren bir ay içinde ödenmeyen harç için -kanunen belirlenen sınır göz önünde tutularak- “harç tahsil müzekkeresi” yazılmasına, bakiye karar ve ilam harcının ödenmemiş olmasının, hükmün tebliğe çıkarılmasına, takibe konulmasına ve kanun yollarına başvurulmasına engel teşkil etmeyeceğinin bu şekilde hükümde belirtilmesine,
7-Davacı tarafça yatırılan ve mahsup edilen 348,93 TL’nin davalılardan müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
8-Davacı tarafça, “sadece maddi tazminata özgü” yapılan hesap raporu bilirkişi ücreti olan 1.250,00 TL’nin haklılık durumu gereği, 1.243,00 TL’sinin davalılardan müteselsilen alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin yapılan masrafın davacı üzerinde bırakılmasına,
9-Davacı tarafça, “sadece maddi tazminata özgü” yapılanlar dışında, dosyada yapılan ve mahkememizce uyap sisteminden kontrol edilen (denetime elverişlilik açısından, uyap ekranında harç-masraf bölümü altında tahsilat reddiyat bilgileri başlığının içeriğinde masraflar açıkça yazmaktadır) posta-tebligat-bilirkişi-keşif ücreti gideri toplamı 5.258,45 TL’nin, haklılık durumu gereği; 5.232,15 TL’sinin, davalılar … ve … … SANAYİ VE TİCARET LTD. ŞTİ ‘nin 4.676,86 TL’sinden sınırlı müteselsil sorumlu olmaları kaydıyla davalılardan müteselsilen alınarak davacıya verilmesine, arta kalan masrafın davacı üzerinde bırakılmasına, davalı … SİGORTA AŞ’nin poliçe limiti ile sınırlı sorumlu olmasına, (davalı sigorta şirketine karşı ileri sürülen taleplerin kabul oranı yüksektir)
10-6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu 18/13 ve Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği 26/2. Maddeleri, 6100 sayılı HMK 297/1-ç, 326.maddeleri uyarınca, arabuluculuk faaliyeti sonunda tarafların anlaşamamaları halinde iki saatlik ücret tutarı tarifenin birinci kısmına göre ileride haksız çıkan taraftan tahsil olunmak üzere Adalet Bakanlığı bütçesinden ödeneceği öngörüldüğünden; 1.320,00 TL’nin, haklılık durumu gereği, 1.313,00 TL’sinin, davalılar … ve … … SANAYİ VE TİCARET LTD. ŞTİ ‘nin 1.160,00 TL’sinden sınırlı müteselsil sorumlu olmaları kaydıyla davalılardan müteselsilen alınarak hazineye gelir kaydına, 7,00 TL’sinin davacıdan alınarak hazineye gelir kaydına, (davalı sigorta şirketine karşı ileri sürülen taleplerin kabul oranı yüksektir)
11-Davacı maddi tazminat talebi yönünden kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden; 35.101,20 TL vekalet ücretinin davalılardan müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
12-Davacı manevi tazminat talebi bakımından kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden; 9.200,00 TL vekalet ücretinin davalılar … ve … … SANAYİ VE TİCARET LTD. ŞTİ ‘den müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
13-Davalılar … … SANAYİ VE TİCARET LTD. ŞTİ ve … SİGORTA AŞ kendilerini, davacının maddi tazminat taleplerinde vekil ile temsil ettirdiğinden, 1.000,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalılar … … SANAYİ VE TİCARET LTD. ŞTİ ve … SİGORTA AŞ’ye eşit oranda verilmesine,
14-Davalı … … SANAYİ VE TİCARET LTD. ŞTİ kendisini, davacının manevi tazminat talebi bakımından vekil ile temsil ettirdiğinden, 9.200,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalı … … SANAYİ VE TİCARET LTD. ŞTİ’ye verilmesine,
15-Davacı tarafça yatan gider avansından harcanmayan kısmın hüküm kesinleştiğinde UYAP üzerinden kontrolü de sağlanarak davacı tarafa iadesine,
16-Kararın, Bölge Adliye ve Adli Yargı İlk Derece Mahkemeleri ile Cumhuriyet Başsavvcılıkları İdari ve Yazı İşleri Hizmetlerinin Yürütülmesine Dair Yönetmelik m. 216 gereği ve Yargıtay 1. HD’nin 2016/12476 E, 2019/2779 K sayılı emsal ilamı gereği talep ve masraf bulunması halinde taraflara ve/veya Teb. K. m. 11 ve Yargıtay Hukuk Genel Kurulu., 22/01/2003, 2003/1-25 E., 2003/7 K., Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı., 10/07/1940, 1940/7 E., 1940/75 K. nolu kararları gereği vekil ile temsil edilen tarafın vekiline tebligata çıkartılmasına,(RUHİ, Ahmet Cemal., Tebligat Hukuku., 2008, 6. Baskı, s. 127); taraflardan birisi tarafından kanun yoluna başvurulması halinde bu hususun tebliğ isteği olarak değerlendirilerek, gerekçeli kararın tebliğe çıkarılmasına,
Dair, davacı vekili Sn. Av. … ile davalı … vekili Sn. Av. … e- duruşma talep eden ihbar olunan vekili Sn. Av. … karşı kararın tebliğinden itibaren 6100 Sayılı Kanunun 345.maddesi gereğince 2 hafta içerisinde ilgili İstinaf Dairesi Başkanlığına sunulmak üzere Mahkememize verilecek dilekçe ile İstinaf yasa yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 07/06/2023

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır