Emsal Mahkeme Kararı Antalya 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/614 E. 2023/296 K. 10.05.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
ANTALYA
4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/614
KARAR NO : 2023/296
DAVA : Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 07/12/2020
KARAR TARİHİ : 10/05/2023

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili, dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin … tarihinde, saat 13.20 sıralarında, idaresindeki … plakalı motosiklet ile … Bulvarı yan yoldan Adliye istikametine doğru gitmekte iken … Mahallesi … sokağın kesiştiği noktada … Bulvarı üzerinden gelen … idaresindeki … plakalı aracın kendisine çarpması sonucunda trafik kazası geçirerek yaralandığı; soruşturmanın Antalya Cumhuriyet Başsavcılığının … Soruşturma Sayılı dosyası üzerinden yürütüldüğü, ailesi destekten yoksun kaldığı, arkadaşlarından borç alarak borçlarını ödemeye çalıştığı, tedavilerinin büyük kısmını kendi imkanları ile ödemeye çalıştığı hususlarını beyan etmekle; sonuç olarak fazlaya ilişkin haklar saklı kalmak üzere şimdilik 200,00 TL sürekli iş gücü kaybı; 200,00 TL Sağlık Problemleri ile 100,00 TL tedavi giderleri için olmak üzere toplam 500,00 TL maddi tazminatın davalıdan tahsilini talep etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkili sigorta şirketine usulüne uygun şekilde müracaat yapılmadığı, bu nedenle dava şartı noksanlığı nedeniyle davanın usulden reddedilmesi gerektiği; Adli Tıp Kurumundan kusur raporu alınması gerektiği, maluliyetin varlığı ve oranının belirlenmesi hususunun Adli Tıp Kurumu tarafından yerine getirilmesinin gerektiği; zarar hesabı seçilecek bilirkişinin aktüerler siciline kayıtlı kişilerden olmasının gerektiği; davacının söz konusu olaydan dolayı Sosyal Güvenlik Kurumundan herhangi bir ödeme alıp almadığının tespitinin gerektiği; geçici iş görmezlik talebinin reddine karar verilmesinin gerektiği hususlarını beyan etmekle, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Dava, trafik kazasından kaynaklı (haksız fiilden) maddi tazminat taleplerinden ibarettir.
TBK m. 50 gereği; Zarar gören, zararını ve zarar verenin kusurunu ispat yükü altındadır.
Davalı tarafın usulüne uygun arabuculuk yapılmadığı itirazları da davacı tarafça bir başvurunun yapılmış olması, bunun sigorta şirketince de esasen kabul edilmiş olması, hak arama hürriyeti, mahkeme erişim hakkının gerektiğinden fazla kısıtlanmamasının gerekmesi karşısında yerinde bulunmamıştır.(Emsal olarak, İzmir Bölge Adliye Mahkemesi., 2017/645 E., 2017/464 K.)
Dosyaya, kazaya ilişkin, Antalya CBS’nin … soruşturma, … karar sayılı “kovuşturmaya yer olmadığına dair karar” verildiği anlaşılmıştır. Dosyada, … ve …’in müşteki şüpheliler olduğu, atılı suçun “trafik güvenliğini tehlikeye sokma” suçu olduğu görülmüştür.
6100 sayılı HMK’nın 266/1. maddesinde “Mahkeme, çözümü hukuk dışında, özel veya teknik bilgiyi gerektiren hâllerde, taraflardan birinin talebi üzerine yahut kendiliğinden, bilirkişinin oy ve görüşünün alınmasına karar verir. Hâkimlik mesleğinin gerektirdiği genel ve hukuki bilgiyle çözümlenmesi mümkün olan konularda bilirkişiye başvurulamaz.” hükmüne yer verilmiştir. Trafik kazasına etki eden ve tarafların kusur durumlarının belirlenmesinde rol oynayabilecek olan araç hızlarının tespiti, aracın teknik özelliklerine göre kazanın oluş şeklinin belirlenmesinde zorunluluk bulunması vs. gibi bir durum yoksa, kazadaki kusur oranlarını belirlemenin teknik bilgiyi gerektiren bir yönü bulunmamaktadır.(Yargıtay 17. HD., 2019/2909 E,2020/7805 K.)
Bu temel bilgi ışığında, mahkememizce kusur konusunda değerlendirme yapılabilmesi için mahallinde keşif icra edilmiştir, tanık dinlenmiştir.
Keşif sonucu düzenlenen … tarihli kusur bilirkişisi raporunda özetle; … Plakalı araç sürücüsü …; 2918 SK. 47/c, 57/1-a, 84/ h Maddeleri ile Yönetmeliğin 109. Maddelerini ihlal ettiği; … Plakalı motosiklet Sürücü … ise; aynı kanunun;
52/1-b, Maddesi ile Yönetmelik 101. ve 102. Maddelerini ihlal ettiği hususu belirtilmiştir.
Bilirkişi raporu taraflara tebliğ edilmiştir.
İtirazlar göz önüne alınarak, kusur konusunda dosya ATK’ya gönderilmiştir.
Ankara ATK’nın … tarihli raporunda özetle; Sürücü …’ın %100(yüzde yüz) oranında kusurlu, sürücü …’in kusursuz olduğu belirtilmiştir.
Bilirkişi raporu taraflara tebliğ edilmiştir.
Dosyada kusur oranlarının gösterildiği raporlar/kaza tespit tutanağı arasındaki çelişkilerin giderilmesi amacıyla Yargıtay kararlarında da belirtildiği şekilde İTÜ’den veya Karayolları Fen heyetinden seçilecek 3 kişilik heyetten rapor aldırılması için … nöbetçi Ticaret Mahkemesine talimat yazılmıştır.
… tarihli raporda özetle; Sürücü …’ın %100(yüzde yüz) oranında kusurlu, sürücü …’in kusursuz olduğu belirtilmiştir.
Bilirkişi raporu taraflara tebliğ edilmiştir.
Mahkememizce … tarihli rapordaki kusur durumları dikkate alınmıştır.
Dosyaya bakıldığında, haksız fiile dayanıldığı görülmektedir.
Haksız fiil sonucu çalışma gücü kaybının olduğu iddiası ve buna yönelik bir talebin bulunması halinde, zararın kapsamının belirlenmesi açısından maluliyetin varlığı ve oranının belirlenmesi gerekmektedir. Söz konusu belirlemenin ise Adli Tıp Kurumu veya Üniversite Hastanelerinin Adli Tıp Anabilim Dalı bölümleri gibi kuruluşların çalışma gücü kaybı olduğu iddia edilen kişide bulunan şikayetler dikkate alınarak oluşturulacak uzman doktor heyetinden, haksız fiilin gerçekleştiği tarihte yürürlükte olan mevzuat hükümleri dikkate alınarak yapılması gerekmektedir.
Maluliyete ilişkin alınacak raporlar 11/10/2008 tarihinden önce Sosyal Sigorta Sağlık İşlemleri Tüzüğü, 11/10/2008 tarihi ile 01/09/2013 tarihleri arasında Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği, 01/09/2013 tarihi ile 01/06/2015 tarihleri arasında sonrada Maluliyet Tespiti İşlemleri Yönetmeliği, 01/06/2015 tarihi ile 20/02/2019 tarihleri arasında Özürlülük Ölçütü Sınıflandırması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkında Yönetmelik hükümlerine, 20/02/2019 tarihinden sonra da Erişkinler için Engellilik Değerlendirmesi Hakkında Yönetmelik hükümlerine uygun olarak düzenlenmesi gerekir.
Mahkememizce aşamalarda maluliyet raporu aldırılmıştır.
… tarihli, … numaralı … ATK raporunda özetle; Mevcut belgelere göre; … ve … oğlu, … doğumlu, … ’in … tarihinde geçirmiş olduğu trafik kazasına bağlı gelişen yaralanmasının; 20/02/2019 tarihli 30692 sayılı Resmi Gazetede Yayınlanan Erişkinler için Engellilik Değerlendirmesi Hakkındaki Yönetmelik dikkate alındığında Kas-İskelet Sistemi, Üst Ekstremiteye ait sorunlar, omuz eklemi hareket kısıtlılığı, Şekil 2.6,’ya göre üst ekstremite özürlülük oranı %6, tablo 2.3’e göre Kişinin Tüm Vücut Engellilik Oranının %4 (YÜZDEDÖRT) olduğu, iyileşme (iş göremezlik) süresinin kaza tarihinden itibaren 6 (ALTI) aya kadar uzayabileceği, başka birisinin sürekli veya geçici bakımına muhtaç durumda olmadığı hususları belirtilmiştir.
Bilirkişi raporu taraflara tebliğ edilmiştir.
Mahkememizce dosya aktüerya bilirkişisine tevdi edilmiştir. Davalı sigorta vekili, aktüerya raporunun hazine siciline kayıtlı biri tarafından düzenlenmesi gerektiğini beyan etmiştir. Antalya Bölge Adliye Mahkemesi … Hukuk Dairesinin … Karar sayılı emsal ilamında belirtildiği üzere; Yargıtay 17.HD’nin yerleşik içtihatları dikkate alındığında aktüerya bilirkişisinin 6100 sayılı HMK’nın 268. maddesi gereğince bilirkişi listesine kayıtlı olması ve aktüerya uzmanı olması yeterli olup bilirkişinin ayrıca hazine siciline kayıtlı olmasının gerekmez. Bu nedenle, dosyadaki aktüer bilirkişi niteliği hukuka uygundur.
… tarihli aktüerya bilirkişi raporunda özetle; Geçici iş göremezlik zararının 9.510,90 TL,
Sürekli iş göremezlik zararının … TL olduğunun hesaplandığı; Tedavi giderinin hesaplanmasının uzmanlık alanı dışında kaldığı hususu belirtilmiştir.
Bilirkişi raporu taraflara tebliğ edilmiştir.
Davacı vekili, … tarihli dilekçe ile taleplerini ıslah etmiştir ve bu dilekçe HMK m. 177/2 gereği davalıya tebliğ edilmiştir.
Davacı vekili, 100,00 TL talep ettikleri tedavi masraflarına ilişkin taleplerini ıslah etmediklerini beyan etmiştir. Davacı vekilinin, tedavi masrafları ile ilgili de taleplerinin olduğu anlaşılmaktadır. 25.02.2011 tarihinde 6111 sayılı ‘Bazı Alacakların Yeniden Yapılandırılması ile Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu ve Diğer Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun’ yürürlüğe girmiştir. Sosyal Güvenlik Kurumu, 6111 sayılı Kanun ile değiştirilen 2918 sayılı Kanun’un 98. maddesi kapsamında, tüm tedavi giderlerinden değil, ancak söz konusu madde kapsamında kalan tedavi giderlerinden sorumludur. Belgeye dayanmayan tedavi giderleri, 6111 sayılı Kanun kapsamında değildir. Belgeli olmayan tedavi giderlerinden SGK sorumlu olmayıp, sigorta şirketi ile araç işleteni ve sürücüsünün sorumluluğu devam etmektedir.(Yargıtay 17 HD., 2016/6410 esas, 2019/1533 karar sayılı emsal ilam) Mahkememizce … hastanesine yazı yazılmış, gelen belgelerde bir tedavi masrafı gönderilmemiştir. Her ne kadar davacı vekili … tarihli duruşmada özetle; dosyaya 100,00 TL’lik masraf ödemesine ilişkin bir dekont sunduklarını beyan etmiş ise de yine davacı vekilinin, … tarihli dilekçesinde de, davacı vekili, giderlere ilişkin müvekkili tarafından yazılı bir belge sunulamadığını beyan etmiştir.
Davacı vekili, … tarihli duruşmada, tedavi giderine ilişkin taleplerinden kayıtsız şartsız feragat ettiklerini beyan etmiştir. Feragat, davayı sona erdiren kesin bir usul işlemidir. (HMK. 311/1-2. cümle; Kuru, B.:Hukuk Muhakemeleri Usulü, 6.Baskı, Cilt:IV, … 2001, sahife:3646 vd.) HMK’nın 154. maddesinin 3. fıkrasının (ç) bendinde “beyanda bulunana okunmak ve imzası alınmak kaydıyla ikrar, yeminin edası, davanın geri alınmasına muvafakat, davadan feragat, davayı kabule ilişkin beyanlar ve sulh müzakereleri ile sonucu” duruşma tutanağına mutlaka yazılması gereken hususlar arasında sayılmıştır. Mahkememizce bu beyan imza altına alınmıştır.
Bilirkişi raporunu hakim denetlemelidir. Öğretide Akyol, bilirkişi raporunun denetimi sadece hâkime ait bir görev değil; aynı zamanda taraflara ait bir haktır demektedir(AKYOL, Şener :Hukuk Usulünde Bilirkişilerle İlgili Bazı Problemler, Mukayeseli Hukukta Bilirkişilik Ve Sorunları, Yargıtay 125.Yıl Dönümü, s. 72 naklen). Hâkimin bilirkişinin uzmanlığı nedeniyle taşıdığı egemenliği kıracak araçları olduğu, bir yanlışın mutlaka geri döneceği ve özellikle böyle bir yanlışın müeyyidelendirileceği konularında bilirkişi inandırılmalı; böyle bir bilinç oluşturulmalıdır.“Hâkim kesinlikle ve mutlak olarak usulün egemeni olmalı; dosyaya, kendi sorumluluğunda girecek olan tanık beyanı gibi bilirkişi raporu gibi hususların adaleti saptıracak biçimlerde tezahürünü önleyecek tedbirleri almalı ve bu egemenliğini davanın sonuna kadar sürdürmelidir.” (Akyol s. 64-65 naklen).
Bu hususlar doğrultusunda, … tarihli kusur raporu, … tarihli, … numaralı … ATK tarafından düzenlenen maluliyet raporu, … tarihli aktüerya bilirkişi raporunun, hükme ve denetime elverişli, dosya kapsamına uygun olduğu kanaatine varılmıştır.
Tüm dosya kapsamı, … tarihli kusur raporu, … tarihli, … numaralı … ATK tarafından düzenlenen maluliyet raporu, … tarihli aktüerya bilirkişi raporları doğrultusunda; Davacının geçici iş göremezlik tazminatı talebinin kabulü ile, 9.510,90 TL geçici iş göremezlik tazminatının … tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, davacının kalıcı iş göremezlik tazminatı talebinin kabulü ile, … TL kalıcı iş göremezlik tazminatının … tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, davacının tedavi masrafı gideri talebinin feragat nedeniyle reddine karar vermek gerekmiştir.
Davalı şirketin 2918 sayılı KTK’nun 99/1. maddesi ile ZMSS Genel Şartları’nın B.2.2.1 maddesi uyarınca, rizikonun ihbar edildiği tarihten itibaren 8 iş günü içinde tazminatı ödeme yükümlülüğü bulunmaktadır. Bu sürenin sonunda ödememe halinde temerrüdün gerçekleştiğinin kabulü gerekir. Dosyada sunulan başvuruya ilişkin tebligat tarihinin … tarihi olduğu anlaşılmaktadır. 8 iş günü sonrası …’dur. Mahkememizce faiz başlangıç tarihi bu tarih olarak kabul edilmiştir. Şunu da önemle belirtmek gerekir ki; dava dilekçesinde, davacı vekili faiz talebinde bulunmamıştır ancak ıslah dilekçesinde ise özetle; “Toplam … alacağın (geçici iş göremezlik, sürekli iş göremezlik ve tedavi gideri tazminatı) sigortaya başvuru tarihinden itibaren mevduata uygulanan en yüksek banka faizi ile hesaplanarak davalıdan tahsili ile müvekkile ödenmesine” karar verilmesini talep etmiştir. Yargıtay 3. HD’nin 2020/8977 E., 2021/2307 K sayılı emsal ilamında da belirttiği üzere; Faiz, asıl alacağın bir bölümü olmayıp, asıl alacağa bağlı fer’i nitelikte bir haktır. Faiz asıl alacağa bağlı olmasına rağmen, asıl alacaktan ayrı olarak dava veya takip konusu edilebilir. Asıl alacak için açılan davada faize ilişkin hakkın saklı tutulmamış olması, daha sonra faiz için ayrı bir dava açılmasına veya ıslah ile faiz talep edilmesine engel teşkil etmez. O halde; davacı tarafından dava dilekçesinde faiz talep edilmese bile ıslah ile faiz talep edilebilir. Somut dosyada da ıslah dilekçesi ile faiz talep edilmesinde usuli bir sorun yoktur. Dosya kapsamına göre, faiz türüne ilişkin talep ise yerinde olmayıp, mahkememizce yasal faize hükmedilmiştir.
HÜKÜM/Ayrıntısı gerekçeli kararda açıklandığı üzere;
1-Davacının geçici iş göremezlik tazminatı talebinin KABULÜ İLE, 9.510,90 TL geçici iş göremezlik tazminatının … tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya VERİLMESİNE,
2-Davacının kalıcı iş göremezlik tazminatı talebinin KABULÜ İLE, … TL kalıcı iş göremezlik tazminatının … tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya VERİLMESİNE,
3-Davacının tedavi masrafı gideri talebinin FERAGAT NEDENİYLE REDDİNE,
4-Davacı tarafça yatırılan 54,40 TL başvurma harcının mahsubu ile hazineye gelir kaydına,
5-Davacı tarafça yatırılan 54,40 TL peşin harcın ve aşamalarda yatan 2.913,18 TL ıslah harcı toplamı 2.967,58 TL’nin mahsubu ile hazineye gelir kaydına, hüküm gereği alınması gerekli bakiye 8.712,47 TL harcın davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına, (toplam hesaplanan harç=11.680,05 TL’dir)
6-492 sayılı Harçlar Kanunu’nun 28. maddesi gereğince; bakiye harcın, kararın tebliğinden itibaren bir ay içinde ödenmesi gerektiğinden, kararın tebliğinden itibaren bir ay içinde ödenmeyen harç için -kanunen belirlenen sınır göz önünde tutularak- “harç tahsil müzekkeresi” yazılmasına, bakiye karar ve ilam harcının ödenmemiş olmasının, hükmün tebliğe çıkarılmasına, takibe konulmasına ve kanun yollarına başvurulmasına engel teşkil etmeyeceğinin bu şekilde hükümde belirtilmesine,
7-Davacı tarafça yatırılan ve mahsup edilen toplamda 3.021,98 TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
8-Davacı tarafça dosyada yapılan ve mahkememizce uyap sisteminden kontrol edilen (denetime elverişlilik açısından, uyap ekranında harç-masraf bölümü altında tahsilat reddiyat bilgileri başlığının içeriğinde masraflar açıkça yazmaktadır) posta-tebligat-bilirkişi-keşif ücreti gideri toplamı 5.914,80 TL’nin haklılık durumu gereği; 5.908,00 TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, arta kalan masrafın davacı üzerinde bırakılmasına,
9-Davalı tarafça bir gider yapılmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
10-6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu 18/13 ve Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği 26/2. Maddeleri, 6100 sayılı HMK 297/1-ç, 326.maddeleri uyarınca, arabuluculuk faaliyeti sonunda tarafların anlaşamamaları halinde iki saatlik ücret tutarı tarifenin birinci kısmına göre ileride haksız çıkan taraftan tahsil olunmak üzere Adalet Bakanlığı bütçesinden ödeneceği öngörüldüğünden; 1.320,00TL’nin haklılık durumu gereği, 1.318,00 TL’sinin davalıdan, 2,00 TL’sinin davacıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
11-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden; 26.647,90 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
12-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden; 100,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
13-Davacı tarafça yatan gider avansından harcanmayan kısmın hüküm kesinleştiğinde UYAP üzerinden kontrolü de sağlanarak davacı tarafa iadesine, karardan sonra tebligat ve benzeri masraflar için gider avansının kullanılması davacı tarafından istenirse tebligat ve benzeri için yapılacak masraflar düşüldükten sonra arta kalan miktarının UYAP üzerinden kontrolü sağlanarak karar kesinleştiğinde davacı tarafa iadesine, (6100 sayılı HMK m. 333) ;12/1/2011 tarihli ve 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu gereğince dava açılırken mahkeme veznesine yatırılacak olan gider avansının miktarı ile avansın ödenmesine ilişkin usul ve esasları belirten, “Hukuk Muhakemeleri Kanunu Gider Avansı Tarifesi” göz önünde tutularak; her hangi bir bankaya ait hesap numarası ve/veya herhangi bir banka hesabına ait IBAN numarası verilmesi halinde taraflara ait artan gider avansının bildirdikleri hesaba aktarılmasına, davalı tarafından yatırılan gider avansının aynı şekilde istek halinde iadesine,
14-Kararın Hukuk Muhakemeleri Kanunu Yönetmeliği m. 58 gereği talep ve masraf bulunması halinde taraflara ve/veya Teb. K. m. 11 ve Yargıtay Hukuk Genel Kurulu., 22/01/2003, 2003/1-25 E., 2003/7 K., ,Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı., 10/07/1940, 1940/7 E., 1940/75 K. nolu kararları gereği vekil ile temsil edilen tarafın vekiline tebligata çıkartılmasına,(RUHİ, Ahmet Cemal., Tebligat Hukuku., 2008, 6. Baskı, s. 127); taraflardan birisi tarafından kanun yoluna başvurulması halinde bu hususun tebliğ isteği olarak değerlendirilerek, gerekçeli kararın tebliğe çıkarılmasına,
Dair, davacı vekili Sn. Av. …’nun yüzüne karşı davalının yokluğunda verilen kararın tebliğinden itibaren 6100 Sayılı Kanunun 345.maddesi gereğince 2 hafta içerisinde ilgili İstinaf Dairesi Başkanlığına sunulmak üzere Mahkememize verilecek dilekçe ile İstinaf yasa yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 10/05/2023

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır