Emsal Mahkeme Kararı Antalya 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/583 E. 2023/429 K. 06.07.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
ANTALYA
4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/583
KARAR NO : 2023/429
DAVA : Alacak
DAVA TARİHİ : 23/11/2020
KARAR TARİHİ : 06/07/2023

Mahkememizde görülmekte olan Alacak davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili … tarihli dava dilekçesinde özetle; davacı şirketin tarım ve biyoteknoloji alanlarında faaliyet göstermekte olup Antalya bölgesinde tohum ıslahı ve domates yetiştiriciliği gibi faaliyetler gerçekleştirmek üzere sera tesisi kurmayı amaçladığını, bu kapsamda davalı ile … arasında … tarihinde Sera Yapım ve Kurulum Sözleşmesi düzenlendiğini, sözleşme uyarınca Antalya ili, … ilçesine bağlı … köyünde kurulacak olan ve davacı şirketin davalıya tevdi ettiği 5.184 m2 alana sera tesisi yapımı ve kurulumuna ilişkin şartların belirlendiğini, davalı tarafın sözleşmenin 8. maddesi kapsamında kararlaştırılan programa ve tarihlere uymadığını ve metalik yapının teslimatından 2,5 ay sonra projeyi bitirmesi gerektiği halde davacı şirkete projeyi zamanında ve eksiksiz teslim etmediğini, Sözleşmeye göre Kasım 2019 başında bitirilmesi gereken projenin tamamlanamamasından ötürü süreç içinde 2020 yılının Ocak ayında davacı şirket yetkilileri tarafından davalıya ihtar mahiyetinde şifahen görüşmeler yapıldığını, ancak bir sonuç alınamadığını, davalı şirket proje alanında tamamen faaliyeti durdurarak sözleşme konusu eseri tamamlamayacağının açık şekilde ortaya çıktığını ve davacı şirketin çabaların netice vermediğini, TBK’nun 473.maddesi uyarınca davacı şirketin … tarihinde … … Noterliğinden gönderdiği … yevmiye numaralı ihtarname ile sözleşmeyi feshettiğini, davalı tarafın sözleşmeye uygun olarak yapıyı zamanında teslim edememesi sebebiyle cezai şart ödemekle yükümlü bulunduğunu, sera tesisinin tamamlanamaması ve teslim edilememesi sebebiyle davacı şirket maddi zarara uğradığı gibi kar kaybına da uğradığını, bu kapsamda davacı şirketin uğradığı zararın tespiti amacıyla derhal delil tespit talebinde bulunduğunu, Antalya … Hukuk Mahkemesine yapılan delil tespiti taleplerinin … tarihli karar ile kabul edilerek yerinde … tarihinde keşif yapılmak suretiyle icra edildiğini, bu kapsamda mevcut yapıda tespit edilen eksiklikler ve yapımına hiç başlanmamış olan sözleşme dahilindeki … ada … parseldeki 717 m2’lik ikinci sera inşaatı için davalı tarafından davacı şirkete ödenmesi gereken bedelin yaklaşık … TL olarak tespit edildiğini, Her ne kadar davalı taraf sözleşmeye aykırı davranmışsa da davacı şirketin kendi yükümlülüklerini eksiksiz yerine getirmeye devam ettiğini, davalı tarafa farklı tarihlerde toplam … Euro olmak üzere (KDV dahil … Euro) ödeme yapıldığını, sözleşmede karara bağlanan bedelin … TL olup davacı şirketin sera tesisinin zamanında ve eksiksiz tamamlanması halinde davalı tarafa … Euro ödeme yapması gerektiğini, ancak bilirkişi raporunda mevcut yapıdaki eksiklikler ve tamamlanamayan ikinci sera yönünden 465.880 TL bedel tespit edildiğini, hal böyle olunca davalı tarafa ödenmesi gereken … Euro (fesih bildiriminin yapıldığı … tarihli kura göre … TL) mevcut zarardan mahsup edilmesi halinde (… TL – … TL) davacı şirketin … TL tutarında zarara uğradığı ortaya çıktığını, bu miktarın fesih bildirimin yapıldığı … tarihli ihtarnameden itibaren ticari temerrüt faizi ile birlikte davalıdan tahsil edilmesini talep ettiklerini ileri sürerek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla, davacı şirketin … TL maddi zararının fesih tarihi olan … tarihinden itibaren işleyecek olan ticari temerrüt faizi ve ferileri ile birlikte davalı şirketten tahsiline, sözleşmede kararlaştırılan cezai şart hükmü uyarınca … Euro cezai şart bedelinin … tarihinden itibaren işleyecek olan ticari temerrüt faizi ile birlikte, tahsil tarihindeki TCMB döviz karşılığının davalıdan tahsiline, delil tespit, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı şirkete yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili … tarihli cevap dilekçesinde özetle; Davacının dava dilekçesinde belirtiği “Yapım ve Kurulum Sözleşmesi” adı altında mahkemenize sunmuş olduğu sözleşmeye şirketi temsil etmeye yetkili herhangi bir kişi tarafından atılmadığını, yapılan sözleşmenin davacı tarafı hiçbir şekilde bağlamadığını, davacı tacir olup basiretli bir iş adamı gibi davranması, özen yükümlülüğü göstermesi gerektiğini, davacı tarafça gereken özen gösterilmediği, davacı tarafın yine bu sözleşmeye dayanarak usule uygun olmayan sözleşmeyi haklı fesih ettiğini beyan ettiğini ve dava tarihi itibariyle … Euro cezai şart ödemesini talep ettiğini, ancak ortada haklı bir fesih bulunmadığını, usule uygun düzenlenmiş yazılı bir sözleşme de bulunmadığını, sözleşmeyi kabul anlamına gelmemek kaydıyla yapım ve kurulum sözleşmesinin içeriği incelendiğinde maddelerin tümü yüklenici şirket olan davalının aleyhine kurallar içermekte olup emredici hukuk kurallarını da ihlal eden metinler içerdiğini, işe başlandıktan sonra 2020 yılı itibariyle pandemi nedeniyle tüm şirketlerin olağanüstü bir döneme girdiğini, davacının kendisi tamamen kusursuzmuş gibi bir imaj çizdiğini, oysa belirtildiği gibi hem hafriyat işinin hem tedarikçi firmaların mal tesliminde gecikmesinin hem de davacıdan gelen geç ödemelerin tüm sorumluluğunun davalıya yüklenmesinin kabul edilemeyeceğini, davacı tarafından yapılan fesihin usulüne uygun olmayan haksız bir fesih olduğunu, davacıya … tarihinde feshedilen sözleşme için bu zamana kadar neden dava açılmadığının sorulması gerektiğini, % 90’ı tamamlanan bir inşaatın davacı yüzünden tamamlanamadığını, Antalya … Sulh Hukuk Mahkemesinin … D. İş sayılı tespit raporunu kabul etmediklerini, davacı, davalı şirketin hakedişlerini süresinde ödemediğini, halen davacıdan ücret alacakları bulunduğunu, davacının alacaklı değil, borçlu konumunda bulunduğunu ileri sürerek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla haksız ve mesnetsiz davanın reddine, yargılama giderleri ve avukatlık ücretinin davacıya yüklenmesine karar verilmesini istemiştir.
Taraflara duruşma gününü bildirir meşruhatlı davetiyeler tebliğ edilmiş, taraf teşkili sağlanmıştır.
Antalya … Sulh Hukuk Mahkemesine müzekkere yazıldığı ve … D.İş sayılı dosyası celp edilerek dosyamız arasına alınmıştır.
Antalya … Sulh Hukuk Mahkemesine müzekkere yazılarak; … D.İş sayılı dosyası celp edilerek dosyamız arasına alınmıştır.
… …. Noterliğine müzekkere yazılarak … tarihli ve … yevmiye nolu ihtarnamenin bir örneği celp edilerek dosyamız arasına alınmıştır.
Mahallinde delillerin değerlendirilmesi amacıyla … tarihinde re’sen seçilecek bir makine, bir inşaat, bir mali müşavir ve bir ziraat mühendisi bilirkişi refakate alınmak suretiyle keşif yapılmasına karar verilmiş, keşif sonucu bilirkişiler tarafından mahkememize sunulan … tarihli rapor ile … tarihli ek rapor ve … tarihli 2.ek bilirkişi raporları alınmıştır.
Taraflar arasındaki anlaşmada iş bedelinin götürü olarak kararlaştırıldığı, dava dosyasında alınan bilirkişi kök ve ek raporlarında ise işin ne kadarlık kısmının davalı tarafça yapıldığı hususunda oranlama tekniğiyle belirleme yapılmadığı görülmekle öncelikle teknik bilirkişilerden davalı tarafça fesih tarihi itibariyle sözleşmede belirtilen işin oransal olarak ne kadarlık kısmının tamamlandığı, ne kadarlık kısmının tamamlanmadığı hususunda dosyada bulunan tespit raporları da dikkate alınarak ek rapor alınması talep edilmiş, … tarihli 2. Ek bilirkişi raporunda özetle; “…Özetle; Dosyada birden fazla tespit bulunduğundan takdir sayın mahkemede olmak üzere Yapılan ve yapılmayan işlerin bedeli terditli olarak hazırlandığında;
Heyetimizin tespitlerine göre;
* Eksik ve yapılmayan işlerin sözleşme bedeli üzerinden oransal karşılığının (… € / … €) =%19,38
* Yüklenici tarafından yapılan işlerin sözleşme bedeli üzerinden oransal karşılığının (… € – … €)=… € olduğu, … € / … € = %80,62
Heyetimiz dahil tespit raporlarının ağırlıklı ortalamasına göre;
* Eksik ve yapılmayan işlerin sözleşme bedeli üzerinden oransal karşılığının (… € + …€ + … €)/3) =… € olduğu, … € / … €) %21,68
* Yüklenici tarafından yapılan işlerin sözleşme bedeli üzerinden oransal karşılığının (…€-…€)=…€ olduğu, …€/… € %78,32, olduğu,” sonuç ve kanaatine varılmıştır.
DEĞERLENDİRME VE GEREKÇE; Dava, TBK 470 vd. maddelerinde düzenlenen karşılıklı borç yükleyen sözleşmelerden olan eser sözleşmesine dayalı iş sahibi tarafından yüklenici aleyhine açılan alacak ve cezai şart istemine ilişkindir.
Yüklenici davalı ile işveren davacı arasında düzenlenen … tarihli yapım ve kurulum sözleşmesi ile davalının davacının gösterdiği yere süresinde ve projeye uygun olarak sera kurmasının kararlaştırıldığı, davalının sözleşmeye göre süresinde işi yapmaması nedeniyle davacı iş sahibi tarafından sözleşmenin feshinden sonra açılan cezai şart ve süresinde tam ve eksiksiz tamamlanmayan tesis nedeniyle uğranılan zararın talep edildiği görülmüştür.
Taraflar arasındaki ilişki, kurulduğu tarihte yürürlükte bulunan 6098 sayılı TBK’nın 470 ve devamı maddelerinde düzenlenen eser sözleşmesi niteliğinde olup, davacı iş sahibi, davalı ise yüklenicidir. Eser sözleşmesi, yüklenicinin bir eser meydana getirmeyi, iş sahibinin de bunun karşılığında bir bedel ödemeyi üstlendiği sözleşmedir (TBK. 470). Yüklenicinin borcu sözleşmeye ve fen ve tekniğine uygun şekilde ve zamanında işi teslim, iş sahibinin borcu ise, iş bedelinin ödenmesidir (TBK. 471 ve TBK. 479).
Sözleşmenin feshi hususu 18. Maddede düzenlenmiştir.
Taraflar arasındaki sözleşmenin iş sahibi davacı tarafından … … Noterliğinin … tarih, … yevmiye numaralı ihtarnamesi ile sözleşmenin feshedilerek … Euronun ödenmesinin talep edildiği görülmüştür.
Sözleşmenin feshi, sözleşme ilişkisinin ileriye etkili olarak son bulmasıdır. Eser sözleşmeleri ani edimli sözleşmeler arasında sayıldığından kural olarak geriye etkili olarak sona erer. Uygulamada her iki halde de sözleşmenin feshi delinmekle birlikte doktrinde dönme ve fesih farklı anlamlarda kullanılıp değerlendirilmektedir.
Eser sözleşmelerinde yüklenici sözleşme ve ekleriyle fen ve tekniğine göre kararlaştırılan sürede tamamlayıp iş sahibine teslim etmekle yükümlüdür. Haklı bir sebep olmaksızın gecikme halinde yüklenici temerrüdü gerçekleşmiş olur. Yüklenicinin temerrüdü sonucu iş sahibi TBK’nun 125/2. Maddesi gereğince tanınan seçimlik haklarda sözleşmeden dönme hakkını kullanabilir. TBK’nun 124. Maddesindeki süre verilmesini gerektirmeyen durumlar dışında yüklenicinin temerrüdü halinde iş sahibinin yükleniciye TBK’nun 123. Maddesi gereğince uygun bir süre verdikten sonra sözleşmeden dönme seçimlik hakkını kullanması mümkündür.
Dönme, sözleşmeyi sona erdiren ve tarafların iradelerine bağlı sebeplerden birisidir, beyandan ibarettir. Nakit bedel karşılığı eser sözleşmelerinde tek taraflı bir irade açıklaması olan dönme beyanı bozucu yenilik doğuran bir hak olduğundan karşı tarafa ulaşmasıyla hukuki sonuçlarını doğurur. Bu nedenle nakit bedel karşılığı eser sözleşmesinden dönmek için dava açılmasında hukuki yarar bulunmamaktadır. Dönme beyanının açık olmasına gerek yoktur. Kesin veya dönme sözcüğü kullanılmasa da işin parasının geri istenmesi gibi dönme iradesini gösteren beyanlarda bulunulmuş ise sözleşmeden dönme iradesinin bildirildiğinin kabulü gerekir. Dönme halinde sona erme geriye etkili sonuç doğuracağından taraflar sebepsiz zenginleşme hükümlerine göre aldıklarını karşı tarafa iade etme yükümlülüğündedir.
Nakit bedel karşılığı eser sözleşmelerinde, dönme halinde yüklenicinin talep edebileceği iş sahibinin arsasında veya binasında yaptığı ve sökülüp sökülemeyecek imalatların bedeli sözleşme fiyatlarıyla, arsa payı karşılığı inşaat sözleşmelerinde ise yüklenicinin gerçekleştirdiği imalatların tarafların dönme konusunda iradelerinin birleştiği yada dönmeye ilişkin mahkeme kararının kesinleştiği tarihteki mahalli piyasa rayiçleri ile belirlenip istenebileceği kabul edilmekte ve uygulanılmaktadır. (Usul ve Esaslarıyla Eser Sözleşmesi Uygulaması, Muammer Öztürk, Zeki Gözütok 2. Baskı Sayfa 460, 461, 462, 463, 464. Açıklamaları)
Antalya BAM 7. Hukuk Dairesinin 28/06/2022 tarih, 2020/999 Esas, 2022/788 Karar sayılı emsal kararında, “…Taraflar arasında yapılan sözleşme götürü bedel usulüne göre yapılmış bir sözleşmedir. (TBK’nun 480. maddesi) Eser sözleşmesinde iş bedelinin götürü olarak belirlenmesi halinde, yüklenici tarafından gerçekleştirilen imalatın tespit tarihinde belirlenen eksik ve ayıplı imalatlar dışlanmak suretiyle işin tamamına göre fiziki gerçekleşme oranı tespit edilerek, bu oran götürü bedele uygulanmalı, böylece yapılan işin değeri sözleşmeye göre belirlenmeli, bu belirleme yapılırken özellikle tespit raporunda bedeli hesaplanan elektrik tesisatı işinin sözleşme kapsamında yer alıp almadığı hususu netleştirilmeli ve yazılı sözleşmeler kapsamında kalmadığının anlaşılması halinde oranlama da dikkate alınmamalı, sözleşme kapsamında kalması durumunda ise, oranlamada dikkate alınmalıdır. Bundan başka, sözleşme dışı iş yapıldığı iddiaları bakımından ise, bu iddianın ispatlanması halinde, yapılan sözleşme dışı bu işin bedeli, işin yapıldığı yılın mahalli rayicine göre ayrıca hesaplanmalı ve davacının sözleşme kapsamındaki ve sözleşme dışındaki toplam hak edişi bulunmalıdır. Bundan sonra davalı iş sahibi tarafından yapılan ödemeler tespit edilmeli, toplam hak ediş bedelinden yapılan ödemeler düşüldükten sonra, davalı iş sahibinin eseri ihtirazı kayıtla teslim alıp almadığı da değerlendirilmek suretiyle sonuca gidilmesi gerekirken yazılı olduğu şekilde karar verilmiş olması doğru olmamıştır…” şeklinde belirtilmiştir.
Yukarıda yapılan açıklamalar ve emsal karar doğrultusunda mahkememizce yapılan değerlendirmede:
Taraflar arasındaki sözleşmenin götürü bedelli olduğu görülmüştür.
Sözleşmenin tamamlanma oranının bilirkişi raporu ile tespit edilmiş olup toplam %80 civarı imalatın tamamlandığı anlaşılmıştır.
Taraflar arasındaki nakit bedel karşılığı eser sözleşmesinde davacı iş sahibi sözleşmeyi feshetmiş olmakla bu fesih geriye etkili fesih niteliğinde olduğu, bu durumda tarafların sebepsiz zenginleşme gereği birbirlerinden talepte bulunabilecekleri, sözleşmeyi fesheden davacının ayrıca alacak talebinde bulunamayacağı anlaşıldığından alacak talebinin reddine karar vermek gerekmiştir.
Davacının cezai şart istemine ilişkin yapılan incelemede:
Taraflar arasındaki sözleşmenin 8/4. Maddesinde; “Yükleniciden kaynaklanan nedenlerle işin ana programda belirtilen tarihte getirilmemesi halinde söz konusu belirlenen tarih ile işin bitirildiği tarih arasındaki her hafta için, yüklenici, her gecikme haftası için %5 cezaya eş değer bir tutar olarak maddi tazminatı Monsantoya ödeyecektir. Şüpheye mahal vermemek adına yüklenicinin işlerin kalitesiyle ilgili yükümlülüğünün hiç bir şekilde sınırlı olmadığı belirtilmesi gerekir” şeklinde düzenleme bulunduğu görülmüştür.
Bir sözleşmenin hiç veya gereği gibi ifa edilmesi için bir ceza kararlaştırılmışsa, aksi sözleşmeden anlaşılmadıkça alacaklı ya borcun ifasını yada cezanın ifasını isteyebilecektir. Seçimlik cezanın istenebilmesi için aksi kararlaştırılmamışsa sözleşmeden dönülmemiş yada feshedilmemiş olması gerekir. Kural olarak, sözleşmenin feshi halinde seçimlik cezanın istenmesi mümkün değildir.
Dava konusu somut olayda, geriye etkili olarak davacı tarafça feshedilen sözleşmede kararlaştırılan cezai şartın ifaya ekli cezai şart niteliğinde olduğu, sözleşmenin feshi halinde istenebileceğine dair açıkça düzenleme bulunmadığı görülmekle cezai şart isteminin reddine karar vermek gerekmiş, açıklanan gerekçelerle aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM: Ayrıntısı gerekçeli kararda açıklandığı üzere;
1-Davanın REDDİNE,
2-Alınması gereken 179,90 TL.ret harcının peşin alınan 9.346,16 TL. harçtan mahsubu ile fazla yatırılan 9.166,26 TL.harcın karar kesinleştikten sonra talep halinde davacıya İADESİNE,
3-Davacı tarafından yapılan giderlerin kendi üzerinde BIRAKILMASINA,
4-Davalı kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihindeki Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi Gereğince 78.200,64 TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya VERİLMESİNE,
5-Artan ve kullanılmayan gider avansının karar kesinleştikten sonra taraflara İADESİNE,
Dair, e- duruşma talep eden davacı vekili Av. … ile davalı … … Şti vekili Av. …’nun yüzüne karşı kararın tebliğinden itibaren 6100 Sayılı Kanunun 345.maddesi gereğince 2 hafta içerisinde ilgili İstinaf Dairesi Başkanlığına sunulmak üzere Mahkememize verilecek dilekçe ile İstinaf yasa yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 06/07/2023

Başkan …
¸e-imzalıdır
Üye …
¸e-imzalıdır
Üye …
¸e-imzalıdır
Katip …
¸e-imzalıdır