Emsal Mahkeme Kararı Antalya 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/574 E. 2021/579 K. 22.09.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
ANTALYA
4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/574
KARAR NO : 2021/579
DAVA : Alacak (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 19/11/2020
KARAR TARİHİ : 22/09/2021

Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
A.TALEP:
1.Davacı vekili , dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin hesabından çeşitli tarihlerde, Hesap İşlem Ücreti”, “Hesap Özet Ücreti (Extre Ücret)”, “Verimsizlik Ücreti”, “Kobi Nakit Ekstre Ücreti” ve “Posta Paket ücreti adı altında haksız kesintiler yapıldığını beyan ederek; haksız kesintilerin iadesini talep etmiştir.
B. TARAF TEŞKİLİ:
2.Bilindiği üzere 01.10.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun “Hukuki Dinlenilme Hakkı” başlıklı 27. maddesi uyarınca davanın tarafları, kendi hakları ile bağlantılı olarak hukuki dinlenilme hakkına sahip olup, bu hak, yargılama ile ilgili bilgi sahibi olunmasını da içerir(H. Pekcanıtez, O. Atalay, M. Özekes, Medeni Usul Hukuku, 11. Bası, 2011, s. 273)(bkz; İNCEOĞLU,Sibel., İnsan Hakları Avrupa Mahkemesi Kararlarında Adil Yargılanma Hakkı, İstanbul 2008, 3. Baskı, s. 260-261)
3.Bu açıklamalar ışığında, mahkememizce dosyada taraf teşkili sağlanmıştır.
C.CEVAP:
4.Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; açılan davanın haksız ve mesnetsiz olduğunu, davacının tacir olduğunu, bankaların tacir olması nedeni ile kesinti yapmaya hakkının olduğunu beyan ederek, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
D. YARGILAMA SÜRECİ/HUKUKİ NİTELEME/MAHKEME KABULÜ:
5.Dava, davalı banka tarafından haksız tahsil edildiği iddia edilen kesintilerin istirdadı istemine ilişkindir.
6. 09.12.2006 tarihli Resmi Gazete’de Merkez Bankası tarafından yayınlanan 2006/1 sayılı Tebliğin 6/2. maddesi “Bankalar, Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankasına bildirdikleri azami oranları aşmamak kaydıyla, mevduat ve kredi işlemlerinde uygulayacakları faiz oranlarını ve katılma hesaplarında uygulayacakları kâr ve zarara katılma oranlarını vadelerine göre tüm şubelerinde halkın görebileceği şekilde ilan eder ve bu oranları internet sitelerinde yayımlar” şeklinde değiştirilmiştir. Bu durumda, ticari kredilerde bankalar tarafından alınacak olan masrafların hukukilik denetimi yapılırken anılan düzenleme gereğince ilan ve yayım yapılmışsa, bankaların bu oranlar üzerinden masraf vb. alabileceğinin kabulü ile hüküm kurulması, yapılmamışsa emsal banka uygulamaları araştırılması, alınan masrafların emsal banka uygulamalarına göre orantılı olup olmadığı değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerekir. (Yargıtay 11. HD., 2018/3567 Esas, 2018/5113 Karar)

7.Mahkememizce, taraf delilleri toplanmış, emsal kesintileri gösterir bilgi/belgelerin dosyaya girebilmesi amacıyla bankalarla yazışmalar yapılmış, gelen belgeler dosyaya alınmıştır.
8.Kural olarak belirtmek gerekir ki; 6098 sayılı TBK’nın yürürlük tarihi olan 01/07/2012 tarihinden önce akdedilmiş olan sözleşmeler, 6101 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun Yürürlüğü ve Uygulama Şekli Hakkında Kanun’un 1. maddesinde düzenlenen ”Türk Borçlar Kanunu’nun yürürlüğe girdiği tarihten önceki fiil ve işlemlere, bunların hukuken bağlayıcı olup olmadıklarına ve sonuçlarına, bu fiil ve işlemler hangi kanun yürürlükte iken gerçekleşmişse, kural olarak o kanun hükümleri uygulanır. Ancak, Türk Borçlar Kanunu’nun yürürlüğe girmesinden sonra bu fiil ve işlemlere ilişkin olarak gerçekleşecek temerrüt, sona erme ve tasfiye, Türk Borçlar Kanunu hükümlerine tabidir.” hükmü uyarınca; sözleşme tarihi itibariyle 818 sayılı BK yürürlükte ise bu kanunun ilgili hükümlerinin uygulanması gerekir. (Yargıtay 11. HD., 2018/3594 Esas, 2018/5920 Karar)
9. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 20. Maddesinde ise genel işlem koşulları, bir sözleşme yapılırken düzenleyenin, ileride çok sayıdaki benzer sözleşmede kullanmak amacıyla, önceden, tek başına hazırlayarak karşı tarafa sunduğu sözleşme hükümleri olarak tanımlanmış, aynı Kanun’un 21. maddesinde ise, karşı tarafın menfaatine aykırı genel işlem koşullarının sözleşmenin kapsamına girmesi, sözleşmenin yapılması sırasında düzenleyenin karşı tarafa, bu koşulların varlığı hakkında açıkça bilgi verip, bunların içeriğini öğrenme imkânı sağlamasına ve karşı tarafın da bu koşulları kabul etmesine bağlı olduğu, aksi takdirde, genel işlem koşullarının yazılmamış sayılacağı, sözleşmenin niteliğine ve işin özelliğine yabancı olan genel işlem koşullarının da yazılmamış sayılacağı düzenlenmiştir. Genel işlem koşulu olduğu tespit edilen sözleşme hükümlerinin, sözleşmenin kapsamında kalması için, bu hükümlerin, taraflar arasında sonuca etkili şekilde müzakere edilmiş ve düzenleyenin genel işlem koşulu hakkında yaptığı bilgilendirmenin açık olması gerekir. Aksi takdirde, genel işlem koşullarının yazılmamış sayılacağı tartışmasızdır. (Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin 17/01/2017 tarih ve 2016/981 Esas ve 2017/293 Karar) 6098 Sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 20. ve devamı maddelerinde düzenlenen genel işlem koşulları, ancak Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten sonra akdedilen sözleşmelere uygulanacak olup taraflar arasındaki 2009 ve 2010 yıllarına ait genel kredi sözleşmelerinin, kanunun yürürlük tarihinden önce akdedildiği gözönüne alındığında 6098 Sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 20. ve devamı maddelerinde düzenlenen genel işlem koşullarının bu sözleşmelere uygulanmasının mümkün bulunmadığından bu yöndeki istinaf talebinin reddine karar verilmiştir. (Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin 06/01/2014 tarih ve 2013/10503 Esas ve 2014/70 Karar)
10.Bu temel belirlemeler ışığında, mahkememizce dosya bilirkişiye tevdi edilmiştir.
11…. tarihli bilirkişi raporunda özetle; hesap işletim ücreti kesintisinin hukuka aykırı olmadığı belirtilmiş, diğer kesintiler için ise tablo hazırlayarak, haksız olan kısımlar belirtilmiştir.
12.Bilirkişi raporu taraflara tebliğ edilmiş, itirazlar/beyanlar alınmıştır.
13.Bilirkişi raporunu hakim denetlemelidir. … …, bilirkişi raporunun denetimi sadece hâkime ait bir görev değil; aynı zamanda taraflara ait bir haktır demektedir(AKYOL, Şener :Hukuk Usulünde Bilirkişilerle İlgili Bazı Problemler, Mukayeseli Hukukta Bilirkişilik Ve Sorunları, Yargıtay 125.Yıl Dönümü, s. 72 naklen). Hâkimin bilirkişinin uzmanlığı nedeniyle taşıdığı egemenliği kıracak araçları olduğu, bir yanlışın mutlaka geri döneceği ve özellikle böyle bir yanlışın müeyyidelendirileceği konularında bilirkişi inandırılmalı; böyle bir bilinç oluşturulmalıdır.“Hâkim kesinlikle ve mutlak olarak usulün egemeni olmalı; dosyaya, kendi sorumluluğunda girecek olan tanık beyanı gibi bilirkişi raporu gibi hususların adaleti saptıracak biçimlerde tezahürünü önleyecek tedbirleri almalı ve bu egemenliğini davanın sonuna kadar sürdürmelidir.” (Akyol s. 64-65 naklen).
14.Bu hususlar doğrultusunda, … … tarafından hazırlanan bilirkişi raporunun, hükme ve denetime elverişli, dosya kapsamına uygun olduğu, itirazların yerinde olmadığı kanaatine varılmıştır.
15.Tüm dosya kapsamı, … … tarafından hazırlanan bilirkişi raporu dikkate alınarak, davanın kısmen kabulüne karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM/Ayrıntısı gerekçeli kararda açıklandığı üzere;
Davanın KISMEN KABULÜ İLE;
1-Davacının hesap işletim ücreti iadesi talebinin REDDİNE,
2-Davacının hesap özet ücreti talebinin KABULÜ İLE; 65,00 TL hesap özet ücreti kesintisinin;
5,00 TL’sine 01/07/2015,
5,00 TL’sine 01/10/2015,
5,00 TL’sine 01/01/2016,
10,00 TL’sine 01/04/2016,
10,00 TL’sine 01/07/2016,
10,00 TL’sine 01/10/2016,
10,00 TL’sine 31/12/2016,
10,00 TL’sine 01/04/2017 tarihlerinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3-Davacının kobi nakit ekstre ücreti talebinin KABULÜ İLE; 60,00 TL kobi nakit ekstre ücreti kesintisinin;
10,00 TL’sine 01/07/2017,
10,00 TL’sine 30/09/2017,
10,00 TL’sine 30/12/2017,
15,00 TL’sine 31/03/2018,
15,00 TL’sine 31/06/2018 tarihlerinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Davacının verimsizlik ücreti talebinin KABULÜ İLE; 359,89 TL verimsizlik ücreti kesintisinin;
7,18 TL’sine 02/05/2016,
42,82 TL’sine 05/05/2016,
38,18 TL’sine 16/06/2016,
11,82 TL’sine 20/06/2016,
50,00 TL’sine 18/07/2016,
50,00 TL’sine 22/09/2016,
4,83 TL’sine 05/10/2016,
45,17 TL’sine 22/02/2017,
3,32 TL’sine 09/01/2017,
106,57 TL’sine 22/02/2017 tarihlerinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davacının post paket ücreti talebinin KABULÜ İLE; 2.132,50 TL post paket ücreti kesintisinin;
7,50 TL’sine 29/11/2014,
70,00 TL’sine 03/01/2015,
72,50 TL’sine 04/01/2015,
200,00 TL’sine 02/02/2015,
200,00 TL’sine 02/03/2015,
200,00 TL’sine 02/04/2015,
200,00 TL’sine 02/05/2015,
200,00 TL’sine 02/06/2015,
200,00 TL’sine 04/07/2015,
200,00 TL’sine 02/08/2015,
200,00 TL’sine 02/09/2015,
200,00 TL’sine 02/010/2015,
182,50 TL’sine 02/11/2015 tarihlerinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Davacı tarafça başlangıçta yatırılan 54,40 TL başvurma harcının mahsubu ile hazineye gelir kaydına,
7-Davacı tarafça başlangıçta yatırılan 54,40 TL peşin harcın ve aşamalarda yatan 43,40 TL ıslah harcı toplamı 97,80 TL harcın mahsubu ile hazineye gelir kaydına, hüküm gereği alınması gerekli bakiye 80,99 TL harcın davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
8-492 sayılı Harçlar Kanunu’nun 28. maddesi gereğince; bakiye harcın, kararın tebliğinden itibaren bir ay içinde ödenmesi gerektiğinden, kararın tebliğinden itibaren bir ay içinde ödenmeyen harç için -kanunen belirlenen sınır göz önünde tutularak- “harç tahsil müzekkeresi” yazılmasına, bakiye karar ve ilam harcının ödenmemiş olmasının, hükmün tebliğe çıkarılmasına, takibe konulmasına ve kanun yollarına başvurulmasına engel teşkil etmeyeceğinin bu şekilde hükümde belirtilmesine,
9-Davacı tarafça yatırılan ve mahsup edilen toplamda 152,20 TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
10-Davacı tarafça dosyada yapılan ve mahkememizce uyap sisteminden kontrol edilen (denetime elverişlilik açısından, uyap ekranında harç-masraf bölümü altında tahsilat reddiyat bilgileri başlığının içeriğinde masraflar açıkça yazmaktadır) posta-tebligat-bilirkişi ücreti gideri toplamı 733,00 TL’nin haklılık durumu gereği; 725,00 TL’sinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, arta kalan masrafın davacı üzerinde bırakılmasına,
11-6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu 18/13 ve Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği 26/2. Maddeleri, 6100 sayılı HMK 297/1-ç, 326.maddeleri uyarınca, arabuluculuk faaliyeti sonunda tarafların anlaşamamaları halinde iki saatlik ücret tutarı tarifenin birinci kısmına göre ileride haksız çıkan taraftan tahsil olunmak üzere Adalet Bakanlığı bütçesinden ödeneceği öngörüldüğünden; 1.320,00 TL nin; haklılık durumu gereği 1306,80 TL’nin davalıdan, 13,20 TL’sinin davacıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
12-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden; 2.617,39 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
13-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden; 10,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
14-Davacı tarafça yatan gider avansından harcanmayan kısmın hüküm kesinleştiğinde UYAP üzerinden kontrolü de sağlanarak davacı tarafa iadesine, karardan sonra tebligat ve benzeri masraflar için gider avansının kullanılması davacı tarafından istenirse tebligat ve benzeri için yapılacak masraflar düşüldükten sonra arta kalan miktarının UYAP üzerinden kontrolü sağlanarak karar kesinleştiğinde davacı tarafa iadesine,
Dair, davacı vekili Sn. Av. … ve davalı vekili Sn. Av. …’ün yüzüne karşı verilen karar KESİN olmak üzere açıkça okunup usulen anlatıldı.22/09/2021

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır