Emsal Mahkeme Kararı Antalya 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/535 E. 2022/393 K. 24.05.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
ANTALYA
4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/535
KARAR NO : 2022/393
DAVA : Ticari Şirket (Genel Kurul Kararının İptali İstemli)
DAVA TARİHİ : 04/11/2020
KARAR TARİHİ : 24/05/2022

Mahkememizde görülmekte olan Ticari Şirket (Genel Kurul Kararının İptali İstemli) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili mahkememize sunduğu dilekçesinde özetle; davacının 28.11.2017 tarihinden bu yana davalı şirketin %3.56 hisseli ortağı olduğunu, davalı şirketin payları toplamının 1.375.000 adet olup toplam itibari değeri-sermayesinin … TL olduğunu, davacının bu sermayenin … TL’si ile şirketin 49.000 pay adetli ortağı olduğunu, davalı şirketin 19.09.2020 tarihinde olağanüstü genel kurul toplantısı yaparak oy çokluğuyla sermaye artırım kararı aldığını, … TL olan sermayesini yüzde yüz arttırarak … TL yaptığını, alınan kararın Türk Ticaret Kanunu’nun 447. Maddesi uyarınca batıl olduğunun tespiti gerektiğini, Mahkememiz aksi görüşte ise çağrının usulüne aykırı olması sebebiyle de alınan kararların iptal edilmesi gerektiğini yasal düzenlemeye aykırı olarak genel kurulda alınan kararların uygulanması halinde davacının ve şirketin geleceği için telafisi imkansız zararların doğacağını, 6102 sayılı TTK’nun 449. maddesinde, genel kurul kararının iptali davası veya butlanın tespiti davası açılması halinde öncelikle şirket yönetim kurulu üyelerinin görüşü alınarak genel kurulda alınan kararların uygulanmasının tedbiren durdurulmasına karar verilebileceğinin düzenlendiğini, genel kurulda alınan kararların yasal düzenlemelere aykırı olduğu için usulsüz olduğu sabit olmakla birlikte, söz konusu kararların uygulanması halinde telafisi imkansız zararların ortaya çıkacağını beyanla öncelikle genel kurulda alınan kararların TTK 449. maddesi gereğince uygulanmasının tedbiren durdurulmasına, yargılama neticesinde, davalı şirketin 19.09.2020 tarihli olağanüstü genel kurul toplantısı ve toplantıda alınan tüm kararların batıl olduğunun tespitine, Mahkememiz aksi görüşte ise toplantıda alınan kararların iptaline, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalıdan alınmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili mahkememize sunduğu cevap dilekçesinde özetle; davacı şirketin 1994 yılında Antalya’yı ulusal ve uluslararası bir fuar kenti haline getirme amacıyla kurulduğunu, 1.375.000 paya bölünmüş … TL sermayeli davalı şirketin 19.09.2020 tarihinde olağanüstü genel kurul toplantısının yapılacağının 24.08.2020 tarihli ve 10144 sayılı TTSG’de ilan edildiğini, ayrıca toplantı davetinin ortaklara iadeli taahhütlü posta ile yapıldığını, davacıya gönderilen davetiyenin 27.08.2020 tarihinde tebliğ edildiğini, 19.09.2020 tarihinde gerçekleştirilen olağanüstü genel kurula … TL’lik sermayeye ilişkin 1.100.274 adet pay sahibi/temsilcilerinin toplantıya iştirak ettiğini, toplantıda şirket esas sözleşmesi m.6 ve m.23’ün değiştirilmesinin teklif edildiğini, m.6’da düzenlenen şirket sermayesinin … TL’den … TL’ye yükseltilmesine karar verildiğini, toplantının 4 nolu maddesinde ortaklara 17.10.2020 tarihine kadar rüçhan haklarının kullandırılması konusunda süre tanındığını, şirket ortaklarının rüçhan haklarını kullanmaya ilişkin davet ilanının 29.09.2020 tarihli ve 10170 sayılı TTSG’de ilan edildiğini ve yine ortaklara iadeli taahhütlü posta gönderildiğini, rüçhan haklarının kullanıldığına ve rüçhan haklarını kullanmayan ortaklara ait sermaye artışı tutarında pay almak isteyen ortaklarında 17.11.2020 tarihli ve 10204 sayılı TTSG’de ilan edildiğini, bu ortaklar arasında 5.sırada davacının da yer aldığını, 07.12.2020 tarihli ve 10218 sayılı TTSG’de sermaye artırımının tescil edildiğinin ilan edildiğini, davalı şirketin doğabilecek muhtemel zararlarına karşı davacı tarafça teminat gösterilmesi gerektiğini, davacının tedbir talebinin hukuki yararı olmadığından reddedilmesi gerektiğini, şirket bilançosunun incelenmesinte TTK M.462 anlamında iç kaynaklardan sermaye artırımı yapacak hiçbir kaynağının olmadığının açık ve net şekilde görüleceğini, bilançoda sermayeye eklenmesine mevzuatın izin verdiği bir fon bulunması halinde, bu fonlar sermayeye dönüştürülmeden sermaye taahhüdü yoluyla sermaye artırılamayacağının TTK m.462/3 hükmü düzenlendiğini, covid19’un tüm dünyadaki fuarcılık faaliyetlerini durdurduğunu, pandeminin ortaya çıkmasından itibaren şirketin 2020 yılı boyunca hiçbir faaliyet yapamadığını ve mevcut durum itibariyle 2021 yılında da faaliyette bulunamayacağının göz önüne alındığında şirketin gerçek ve nakit bir sermayeye ihtiyaç duyduğunun görüleceğini, esas olan şirketin faaliyet unsurlarını koruyarak ayakta kalmasını sağlamak olduğunu, 31.08.2020 tarihli bilanço incelendiğinde davalı şirketin … Bankasından aldığı 5 milyon Euro borç nedeniyle tam … TL borçlu olduğunun gözüktüğünü, bu borcun kapanması için her yıl yaklaşık 1 milyon Euro ödenmesi gerektiğini, bu olağanüstü durum ve ihtiyaç nedeniyle şirketin çok acil nakde ihtiyacının bulunduğunu, şirketin varlıklarını sanal olarak yeniden değerleyerek sanki ayrı bir değermiş gibi sermaye aktarılmasının yukarıda açıklanan şirket ihtiyacına kesinlikle cevap vermediğini, 31.08.2020 tarihli bilançonun incelendiğinde şirketin …TL zarar ettiğinin açık olduğunu, şirketin henüz tahakkuk etmediği için bilançoda yer almayan ancak gelecek dönemde ödenmesi gereken birtakım borçlarının da bulunduğunu, fuar merkezi binasının iskanının alınabilmesi için Belediyeye … TL harç ödenmesi gerekli olup, ayrıca iskanın alınabilmesi için yapılması gereken yangın sprinklerinin … TL ve SGK asgari işçilik fark prim borcunun … TL olduğunu, mevzuattan kalkan hükümlere göre ve davacının iddia ettiği üzere yeniden değerleme üzerinden yapılacak sermaye artırımlarının tescil edilmesinin kanunen de mümkün olmadığını, davalı şirketin 02.12.2020 tarihli ve 19 sayılı Yönetim Kurulu kararında şirketin … Bankasına olan kredi borcu nedeniyle … San. Ve Tic. Paz. A.Ş’den 150.000,00 Euro borç almasına ilişkin karar alındığını, davalı şirketin 02.12.2020 tarihli ve 20 sayılı Yönetim Kurulu kararında da taahhüt edilen sermayenin fiilen ödenen ¼’lük kısmının emlak vergisi, personel maaşları, SGK ödemeleri, işçilik ödemeleri ve borçlar için kullanılmasına öncelik vermiş olmasının da şirketin iyi niyetli bir şekilde sermaye artırımına delalet etmesi bakımından önemli olduğunu, davacının sermaye artırımının öncesindeki pay oranının %3,56 olmakla halihazırda “azınlık hakkı” kullanacak durumda olmadığını, dolaysıyla işbu artırım ile davacının hiçbir hukuki azınlık hakkına da halel gelmediğini, sermaye artırımına dair olağanüstü genel kurul çağrısında sermaye artırım nedenlerinin açıkça belirtildiğini, bu nedenle hiçbir usulsüzlüğün bulunmadığını, sermaye artırımı öncesi ara bilançonun çıkarıldığını, davacının genel kurul çağrısına ve bilanço düzenlenmediğine yönelik usuli itirazlarının kötü niyetli olduğunu, davacının usulüne uygun olarak genel kurula davet edildiğini, ancak davet edildikten sonra toplantıya katılmadığını, kabul edilebilir bir mazeret de bildirmediğini, ayrıca rüçhan hakkı kullanmak üzere başvuruda bulunduğunu ve bu durumun Ticaret Sicil Gazetesinde yayınlandığını, davalı şirketin bağımsız denetime tabi olmadığı için internet sitesinden genel kurul çağrısını ilan etmek zorunda olmadığını, olağanüstü genel kurul çağrısının usulüne uygun şekilde yapıldığını, alınan kararların iptale tabi olmadığını beyanla ikame edilen işbu dava nedeniyle Türk Ticaret Kanunu m.448/3 uyarınca davacının … TL’den az olmayacak şekilde nakdi teminat göstermesine, talep edilen hukuki menfaatten ve davalı şirketin faaliyetini durdurma ve iflas tehlikesi yaratma ihtimali bulunan temelden yoksun tedbir kararının reddine, davacının genel kurul kararının iptalini talep edemeyecek kişilerden olması nedeniyle genel kurul kararının iptali talebinin reddine, davacının MK m. 2 uyarınca butlanın tespitini talep edemeyecek kişilerden olması ve açıklanan nedenlerle genel kurul kararının butlanın tespiti talebinin reddine, ikame edilen haksız ve kanuni şartlardan yoksun davanın reddine, tüm yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davacı üzerine bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Davacı vekili 18/05/2022 tarihli dilekçesi ile; açmış bulundukları davadan feragat ettiklerini, feragat beyanı doğrultusunda karar verilmesini, karşılıklı olarak yargılama gideri ile vekalet ücreti taleplerinin bulunmadığını, talepleri doğrultusunda karar verilmesini istemiş, davacı vekilinin vekaletnamesinde feragate yetkisi bulunduğu görülmüştür.
Davalı vekili 18/05/2022 tarihli dilekçesi ile; davacının davadan feragat etmesi üzerine vekalet ücreti ve yargılama gideri taleplerinin olmadığını, bu nedenle davacının feragat etme beyanını kabul ettiklerini beyan etmiştir.
DEĞERLENDİRME VE GEREKÇE: Dava, anonim şirkette pay sahibi olan davacı tarafından açılan olağanüstü genel kurul toplantısında alınan kararların şirketin temel yapısını bozan ve sermayenin korunması ilkelerine aykırı olması sebebiyle batıl olduğunun tespiti istemine ilişkindir.
Feragat ile dava sona erdiğinden, feragatten sonra yapılan duruşmaya taraflar gelmeseler bile, mahkeme, dosyanın işlemden kaldırılmasına karar veremez; davanın feragat nedeniyle reddine karar vermelidir. (Hukuk Muhakemeleri Usulü-Prof Baki Kuru, Cilt:4, 2001 Basım, sf:3618)
Feragat davayı sona erdiren taraf işlemi olup, geçerliliği için Mahkemenin veya karşı tarafın kabulüne gerek bulunmadığından feragat nedeniyle davanın reddine karar vermek gerekmiş ve oluşan vicdani kanaat ile aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM: Ayrıntısı gerekçeli kararda açıklanacağı üzere;
1-Davanın feragat nedeniyle REDDİNE,
2-Feragat ilk celseden sonra meydana geldiğinden, alınması gerekli harcın 2/3 ü olan 54,40 TL peşin alınmış olmakla başkaca harç alınmasına YER OLMADIĞINA,
3-Yapılan yargılama masraflarının davacı üzerinde BIRAKILMASINA,
4- Taraf vekillerinin beyanları dikkate alınarak taraflar yararına vekalet ücreti takdirine YER OLMADIĞINA,
5-Taraflarca yatırılan gider avansının harcanmayan kısmının karar kesinleştikten sonra istek aranmaksızın taraflara İADESİNE,
Dair; tarafların yokluğunda gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 6100 Sayılı Kanunun 345.maddesi gereğince 2 hafta içerisinde ilgili İstinaf Dairesi Başkanlığına sunulmak üzere Mahkememize verilecek dilekçe ile İstinaf yasa yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 24/05/2022

Başkan …
¸E- İmzalı

Üye …
¸E- İmzalı

Üye …
¸E- İmzalı

Katip …
¸E- İmzalı