Emsal Mahkeme Kararı Antalya 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/522 E. 2021/620 K. 12.10.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
ANTALYA
4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/522 Esas
KARAR NO : 2021/620
DAVA : İtirazın İptali (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 30/10/2020
KARAR TARİHİ : 12/10/2021

Mahkememizde görülmekte bulunan İtirazın İptali (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılamasının sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davalı banka müvekkilinin ticari hesabından TBK 20 maddesi ve devamı Genel İşlem Koşullarına ve Emsal Banka uygulamalarına sözleşmeye aykırı kesintiler yaptığını, Davalı banka müvekkilimden haksız kesinti yapmış bu kesintinin iadesi için Antalya Genel İcra Müdürlüğünün …/… E. sayılı dosyası ile takip başlattığımız bankanın haksız itiraz ettiğinden iş bu davayı açma zaruriyeti doğduğunu, Davalı bankadan müvekkilmin talebi ve isteği olmadan 375,00 TL Sigorta Ücreti adı altında tek tarflı kesintiler yapılmıştır ancak müvekkilim adına herhangi bir sigorta poliçesi düzenlenmemiş banka uhtesinde bırakarak haksız kazanç sağlamıştır.Ek Antalya Bölge Adliye Mahkemesinin kararında da açıkça belirtildiği gibi Sigorta Ücretlerinin davalı banka ispatlayamadığından kesin olarak iadesine karar verildiğini, 6102 sayılı TTK Prim iadesine ilişkin 1419 maddesinde “Sigorta sözleşmesi sona erdiği takdirde kanunda aksi öngörülmemişse işlemeyen günlere ait ödenmemiş primler sigorta ettirene geri verilir.Hükmü bulunmaktadır.”Müvekkilim adına ödenmiş bir sigorta primi olmadığından bu haksız ücretlerin iadesi gerektiğini, Ek T.C.M.B ‘Sının 2020/4 sayılı Bankalarca Ticari Müşterilerden alınabilecek ücretlere İlişkin usul e esaslar hakkındaki tebliğinde de açıkca belirtildiği gibi bankaların tek taraflı hazırlamış olduğu sözleşmelerce sınırsızca müşterilerden haksız kazanç sağladığından ilgili ttebliğ İle alınan bir çok ücretin iptaline yasal oran sınırlaması getirildiğini İtirazin iptaline %20 icra inkar tazminatına hükmedilmesine ve takibin devamına, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini ve talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; dava yetkili yer mahkemesinde açılmadığını, genel yetki kuralı olan; davacının ikametgahı yer mahkemesinde açılmamış olan davanın yetkisizlik kararı verilerek; davalı müvekkil Banka ticari merkezi olan Beşiktaş/İstanbul bölgesi yetki alanını kapsayan İstanbul (Çağlayan) Mahkemeleri’ne gönderilmesi gerektiğini, bu nedenle; işbu dosyaya yetki itirazında bulunduklarını davacının talep ettiği alacaklarının zamanaşımı süresi 2 yıl olup, bu süre sona ermiş olduğundan, talep edilen alacak kalemlerinin tümü zamanaşımına uğradığını, müvekkili Banka’ nın, işbu davaya konu edilen davacıdan kesildiği iddia edilen tutardan sorumlu olması mümkün olmadığını, Davacı dava dilekçesinde yer aldığı üzere, … Sigortanın … Sigorta A.Ş. (Münfesih … Sigorta A.Ş.) tarafından yapılan kesintinin sigorta şirketi tarafından yapıldığını bilerek, yine de taraf olarak Müvekkil Bankaya yöneltildiğini, İş bu dava ile husumet itirazımız mevcut olduğunu, müvekkili Banka’ya husumet yöneltilemeyeceği dikkate alınarak, açılan iş bu davanın husumetten reddi gerektiğini, Müvekkil Banka ile davacı arasında “genel kredi ve teminat sözleşmesi” imzalandığını, Davacı ile müvekkil banka arasında imza altına alınan kredi sözleşmesinin 6.1 maddesinde; “Banka’nın bu Sözleşme’ye dayanarak açtığı veya açacağı her türlü nakdi ve gayri nakti krediler ile hesaplara ve aldığı teminatlara Taraflar’ın mutabakat ile belirlenmiş olan ve Kredi Kullanım Talimatı’nda ve işbu Sözleşme’nin ekinde yer alan kredi komisyon listesinde belirtilen oranlarda/tutarlarda komisyon uygulayacağını; komisyonların azami, kredi kullanım Talimatı’nda belirlenen komisyonun %100 fazlası olabileceğini; komisyonların bu azami orana kadar, Banka tarafından, fon maliyetlerindeki değişimler dikkate alınarak artırılabileceğini; artırım halinde müşteri’ye banka tarafından yeni komisyonların bildirilmesinin yeterli olacağını; azami komisyonun ise ancak Taraflar’ın mutabakatı ile artırılabileceğini Taraflar kabul ve beyan ederler. Müşteri, bu maddeye göre kendisine bildirilen yeni komisyon oranını kabul etmemesi halinde; Banka’ca kendisine herhangi bir bildirim yapılmasına gerek kalmaksızın, Banka’ca kendisine yapılan komisyon değişikliğine ilişkin bildirimi izleyen 3 iş günü içinde tüm kredi borcunu, tüm ferileriyle birlikte, banka’ya nakten ve defaten ödeyerek, kredisini kapatacaktır. Aksi halde; başkaca bir ihtara gerek olmaksızın temerrüde düşmüş sayılacaktır.” davacıya açmış olan her kredinin komisyonlarının alınacağını, 6.2.maddesinde ; “Taraflar ipotek, rehin tesis ve fek ücretlerinin, ekspertiz ücretlerinin, hesap özeti ücretlerinin, sigorta ücret ve primlerinin ve bunlarla sınırlı olmamak üzere krediden kaynaklanan tüm masraf ve ücretlerin ve sair giderlerin işbu Sözleşmenin ekinde liste halinde yer aldığını ve Taraflar’ca kabul edildiğini beyan ederler. Taraflar, ek listede yer alan masraf ve ücretlerin, azami, %100 fazlası olabileceğini; bu azami orana kadar, Banka tarafından, fon maliyetlerindeki değişimler dikkate alınarak bu tutarların artırılabileceğini; artırım halinde müşteri ve banka tarafından yeni tutarların bildirilmesinin yeterli olacağını; azami tutarların ise ancak taraflar’ın mutabakat ı ile artırılabileceğini Taraflar kabul ve beyan ederler. “ kredinin tüm masraf ve ücretlerinin davacıdan tahsil edileceği düzenlemeleri mevcut olduğunu, Davacı tarafın tacir sıfatında olduğunu, Müvekkil bankanın da tacir sıfatında olduğu gözetildiğinde T.T.K.20.maddesi kapsamında müvekkil bankanın kredi kullandırılmasına ilişkin işleminde ücret istemesinde yasaya aykırı bir yön bulunmadığını, Tarafların tacir olmaları ve T.T.K. hükümleri doğrultusunda basiretli davranmalarının yasal yükümlülük olduğu dikkate alındığında davacının T.B.K.24.madde kapsamındaki iddialarının dayanağının bulunmadığı ortaya çıktığını, Tarafların tacir sıfatına haiz oldukları dikkate alındığında, B.K. hükümlerinin taraflar arasında uygulama imkanı bulunmadığını, Tüm bu hususlar birlikte değerlendirildiğinde müvekkil banka aleyhine açılan davanın dayanaksız olduğu ortaya çıktığını, yetki itirazımızın kabulüne ile dosyanın yetkili istanbul (çağlayan) mahkemelerine gönderilmesine karar verilmesini, Mümkün Olmadığı Takdirde, sigorta primleri iadesi yönüyle, bankamıza husumet yöneltilemeyeceği dikkate alınarak, husumetten reddine, haksız davanın reddine, yargılama giderleri, %20 kötü niyet tazminatına hükmedilmesi ve vekalet ücretinin davacıya yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Dava, davacı tarafından davalı aleyhine Antalya Genel İcra Müdürlüğünün …/… Esas sayılı takip dosyası ile sigorta ücreti alacağına dayalı olarak başlatılan ilamsız icra takibinin davalı tarafından yapılan itirazın iptaline ilişkindir.
Mahkememizce bankacı bilirkişiden rapor alınmıştır.
Bilirkişi raporunda özetle; dava konusu sigorta işleminin; ileriki maddelerde de değinildiği üzere herhangi bir kredi işlemi ile ilgili olmadığı, bu durumda sigorta teklifnamesi veya başvuru formları gibi belgelerin önem kazandığı, davalı … Bankası A.Ş. Konyaaltı/Antalya Şubesi’nin de … Sigorta A.Ş.’nin acentası sıfatıyla … tarihinde Modüler Sağlık Sigortası Başvuru ve Bilgilendirme Formu düzenlendiği, belirtilen formun müşteri tercihlerine göre alternatifli olarak hazırlandığı ve Formun 15. Sayfasında gerekli bilgilendirmelerin bulunduğu, bu durumda T.B.K.’nun 20. ve devamındaki Genel İşlem Koşulları’na “aykırılıktan” söz edilemeyeceği, dava konusu işlemin tarafının dava dışı … A.Ş. olduğu , davalı bankanın ise “Acenta sıfatıyla” ve belirli bir hizmet komisyonu karşılığında işlem yaptığını da dikkate alındığında, sigorta şirketleri arasındaki uygulamaların “emsal banka uygulamaları” olarak görülemeyeceği, davacının Modüler Sağlık Sigortası Başvuru ve Bilgilendirme Formu’nda imzasının bulunması nedeniyle, isteğinin ve talebinin olmadığından söz edilemeyeceği, söz konusu sigorta poliçesinin acenta olan davalı bankada bulunmamasının, sigortanın yapılmamış olması anlamına gelmeyeceği, çünkü sigorta işlemi geçekleştiğinde genellikle sigorta şirketleri sigortalılara kısa mesajla bilgi verdikleri ve normal ya da elektronik posta ile poliçelerini gönderdiklerinin bilinen bir uygulama olduğu, böyle bir bilgi akımının gerçekleşip gerçekleşmediğini, sigorta şirketiyle kurulacak temaslarla öğrenilmesinin mümkün olacağı, bahse konu prim tutarının … Sigortanın tasarrufu altındaki mevduat hesabına kaydedildiği, Bankanın gelir hesaplarına kaydedilmediği, bankanın sigorta şirketi ile yaptığı acentalık anlaşması çerçevesinde bu şirketten komisyon aldığı, dolayısıyla prim tutarın “banka uhdesinde tutarak kazanç sağlamasının” teknik olarak mümkün olamayacağı, kesilen prim tutarının TTK’nun 1419. Maddesi kapsamında değerlendirilmesi için sigortanın eksik gün ve ya hiç yapılmamış olmasını halinde geçerli olacağından, yukarıda sayılan nedenlerden dolayı bu aykırılıktan söz edilemeyeceği, dava dilekçesinde T.C. Merkez Bankası’nın 2020/4 Sayılı Tebliği müstenidat gösterilerek dava konusu kesinti türünün bu tebliğe aykırı olduğu iddia edilmiş ise de; esasen kesilen prim tutarı … Sigorta A.Ş.’nin bir alacağı olduğu, davalı bankanın kendi aktiflerine giren bir meblağ olmadığı, kaldı ki, bir an için prim bedelinin banka gelirleri olduğu kabul edilse bile, dava konusu kesintinin bu tebliğ öncesi olan … yılına ait olduğu ve TCMB’nın 2006/1 Sayılı Merkez Bankası Tebliği (Bankalarca, reeskont kaynaklı krediler dışındaki kredilere uygulanacak faiz oranları ile üye işyeri komisyonu hariç faiz dışında sağlanacak diğer menfaatlerin ve tahsil olunacak masrafların nitelikleri ve sınırları serbestçe belirlenir.) hükmü kapsamında değerlendirilmesi gerekebileceği, bu bağlamda; dava konusu olan 375,-TL tutarındaki Modüler Sigorta bedelinin davalı … Bankası A.Ş’ tarafından davacı …’a iade etmesini gerektiren bir durumun bulunmadığı belirtilmiştir.
Bilirkişi raporu taraflara tebliğ edilmiş, itirazlar/beyanlar alınmıştır.
Tüm dosya kapsamı, bilirkişi raporu doğrultusunda, davacının iddiasını ispat edemediği anlaşılmakla, davanın reddine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Ayrıntıları yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın REDDİNE,
2-Davacı tarafça başlangıçta yatırılan 54,40 TL başvurma harcının mahsubu ile hazineye gelir kaydına,
3-Davacı tarafça başlangıçta yatırılan 54,40 TL peşin harcın mahsubu ile hazineye gelir kaydına, hüküm gereği alınması gerekli bakiye 4,90 TL harcın davacıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
4-Davacı tarafça yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
5-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden; 601,35 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
6-6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu 18/13 ve Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği 26/2. Maddeleri, 6100 sayılı HMK 297/1-ç, 326.maddeleri uyarınca, arabuluculuk faaliyeti sonunda tarafların anlaşamamaları halinde iki saatlik ücret tutarı tarifenin birinci kısmına göre ileride haksız çıkan taraftan tahsil olunmak üzere Adalet Bakanlığı bütçesinden ödeneceği öngörüldüğünden; 1.320,00 TL nin davacıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
7-Davacı tarafça yatan gider avansından harcanmayan kısmın hüküm kesinleştiğinde UYAP üzerinden kontrolü de sağlanarak davacı tarafa iadesine, karardan sonra tebligat ve benzeri masraflar için gider avansının kullanılması davacı tarafından istenirse tebligat ve benzeri için yapılacak masraflar düşüldükten sonra arta kalan miktarının UYAP üzerinden kontrolü sağlanarak karar kesinleştiğinde davacı tarafa iadesine,
Dair; davacı vekilinin dava davalı vekilinin yüzüne karşı, KESİN olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.12/10/2021
Katip …
E imzalı

Hakim …
E imzalı