Emsal Mahkeme Kararı Antalya 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/518 E. 2022/550 K. 21.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
ANTALYA
4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/518 Esas
KARAR NO : 2022/550
DAVA : Alacak (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 21/03/2018
KARAR TARİHİ: 21/06/2022

Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili mahkememize sunduğu dava dilekçesinde özetle; davacı şirketin Türkiye’ye yurt dışından turist getiren acente faaliyetinde bulunan tur operatörü bir firma olduğunu, davalı tarafın ise otel işletmeciliği yaptığını, otelciler ve tur operatörleri arasında yaz sezonunda ülkeye gelecek turistlerin konaklatılması için sözleşmeleri sezon başlamadan 5-6 ay önce yaptığını, sözleşmelerin yapılması ile birlikte yürürlüğe giren özleşmeler ışığında tur operatörlerinin otellerin satışına başladığını, nitekim davalı ile davacı firma arasında 2018 yaz sezonu oda kontenjan sözleşmesi aktedildiğini ve muhatap davacı firmanın göndereceği müşterilerini otelinde konaklatacağını taahhüt ettiğini, akdin yapılmasını takiben akit yürürlüğe girdiğini, davacının derhal sözleşmeye uygun şekilde pazarlama faaliyetlerine başladığını ve davalı otelinde sözleşmede öngörülen tarih aralıklarında konaklatmak için müşteri temin ettiğini ve muhataptan müşterilerinin rezervasyonlarını onaylamasını talep ettiğini, muhatap sözleşmeye uygun biçimde ilk yapılan iki odanın rezervasyonunu konfirme ettiğini, davalının sonradan iletilen rezervasyonlarının akde aykırı şekilde kabul etmediği gibi online rezervasyon sistemine düştüğü not da otelinin taraflarının satışına kapatıldığının belirtildiğini, ayrıca davalının gönderdiği başka bir mail ile de oteli ile alakalı başka bir tur operatörü ile tek satıcı olarak anlaştığı için otele müşterilerini kabul edemeyeceğini ifade ettiğini, davalının mailine verilen cevap ile tavrının akde aykırı olduğunu ve tavrından vazgeçmesi gerektiğinin ikaz edildiğini ancak muhatap tavrında direngenlik gösterdiğini, davalıya bunun üzerine ayrıcı bir yazı yazılarak o ana kadar ki tüm rezervasyonları konfirme etmesi gerektiği tavrının akde aykırı olduğu ısrarla bildirildiğini, davalıya gönderilen bu yazıda sonuç sağlamayınca bu kez davalıya Antalya …Noterliği’nin …yevmiye ve …tarihli ihtarıyla ihtara ekli listede belirtilen davacı şirketin müşterilerinin rezervasyonlarının bir hafta içine yazılı olarak onaylarının verilmesi ve ayrıca sözleşme gereği davacıya tanınan kontenjan dolana kadar muhatabın davacının göndereceği rezervasyonlara onay vermesini, davalının bir hafta içinde ekli listede belirtilen müşterilere rezervasyon onayını yazılı olarak vermemesi halinde davalının açıkça akde aykırılığı ışığında davalı ile yapılmış bulunan akdin haklı nedenle fesh edilerek, davalıya karşı sözleşmede öngörülen cezai şartın tahsili davası dahil her türlü talep ve davanın cezai şart haklarının yönetileceğinin bilinmesi hususlarının ihtar edildiğini, davalıya söz konusu ihtarnamenin 01.02.2018 tarihinde tebliğ edildiğini, ancak muhatabın kendisine tanınan sürede veya sonrasında müşteri rezervasyonlarına onay vermediği gibi yeni rezervasyonları da teyit etmediğini, davalının akde aykırı tavrında ısrarcı olduğunu defalarca yapılan uyarıları dikkate almadığını, davalının başka bir firma ile anlaştığı gerekçesi ile taraflar arasında ki akde aykırı davranması, davacı şirketin müşterilerini otele almayacağını, satışı durdurduğunu beyan etmesinin mümkün olmayıp taraflar arasında bağıtlanan sözleşme ışığında davalının davacı müşterileri açısından oteli satışa kapatması, rezervasyonlarına onay vermemesi, davacıya ayırdığı odaları başka bir tur operatörüne verdiğini beyan etmesi ve bu tavırlarla fiilen akdi uygulamaması ve yaz sezonunda da uygulamayacağının anlaşılması karşısında davacı şirket açısından akdi haklı nedenle fesh etme ve sözleşmede belirtilen cezai şartı talep etme zorunluluğunun doğduğunu beyanla davanın kabulü ile fazlaya dair hakları saklı kalmak kaydı ile davalının …Euro nun fiili ödeme gününde ki Türk Lirası karşılığını davacıya ödemesine, hükmedilecek bedele ihtarnamede ödeme için verilen sürenin sonu olan 04.03.2018 tarihinden itibaren dövize uygulanan en yüksek ticari faizi işletilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili mahkememize sunduğu cevap dilekçesinde özetle; davaya konu edilen ve taraflar arasında imzalanan anlaşmanın 7.9 maddesine göre davalı otele açılacak davanın …şirketi tarafından açılacağı, bu hususu otelin kabul edeceğinin belirtildiğini, davacının iş bu davayı açmaya yetkisi olmadığını, ayrıca davacının yurtdışı kökenli bir şirket olması nedeniyle dava konunda davalı lehine doğması muhtemel hak ve alacaklar yönünden reddine karar verilmesini, taraflar arasında imzalanan sözleşmenin tek taraflı olarak sadece davalıya yükümlülükler yükleyen hukuka ve ticari ahlaka aykırı bir sözleşme olduğunu, davalının davacı ile olan ticari ilişkisine devam etme kararlılığı içerisinde olduğunu, ancak davacı bilindiği üzere davaya konu edilen sözleşmenin kontenjan sözleşmesi olduğunu, garanti oda temini sözleşmesi olmadığını, bu tip sözleşmelerde tarafların dönem dönem birbirlerini satışa kapatabildiklerini, davalı tarafça önce otel satışa kapatılmış ancak daha sonra yapılan görüşmeler neticesinde otelin satışa açıldığını, davacı tarafın delil olarak sadece eski mail yazışmalarını dosyaya koyduğunu, ancak daha sonra gönderilen ve sözleşmenin devam ettiğini gösteren mail yazışmalarını dosyaya koymadığını, bu tip sözleşmelerde acentelere müşteri getirme yükümlülüğü bulunmadığı için acentelerin bulundukları bölgelerde kapasitelerinin çok üzerinde bu ve benzeri sözleşmeleri imzaladıklarını, davacı tarafın 2018 yılında kaç otelle sözleşme yapabileceği davanın devamında ortaya çıktığında açılan davada haksız olduğunun ortaya çıkacağını, bu nedenle da acı yanın iş bu sözleşmenin yerine gelmemesi halinde zarar uğrayacağı iddialarının gerçek olmadığını, davacı tarafça hazırlanan ve sadece davacı yanın menfaatlerini gözeten anlaşma metninin TTK ve BK’na aykırı olduğunu, anlaşmalarda esas olan tarafların ortak menfaatini gözetmesi olduğunu, ancak Türkiye’nin son yıllarda yaşadığı krizler nedeniyle zor durumda olan otelcilerin bu ve benzeri anlaşmaları imzalamak zorunda bırakılmakta olduğunu, yapılan anlaşma tek tarafın yani sadece davacı tarafın menfaatini gözeten aşırı yararlanma yani gabin hükümlerini içeren geçersiz sözleşme olduğunu, ilgili sözleşme ile davacı tarafın oda getirme yükümlülüğü olmadığını, istemediği takdirde tek oda dahi getirmeden sözleşmeyi fesih edebileceğini ve bunların sonucunda davalı otelin elinde davacı tarafa hiçbir yaptırım imkanı olmadığını, tüm bu şartlar altında davalı taraftan yaptığı sözleşme gereği odalarını, davacı taraf lehine boş olarak tutmasının beklendiğini, bu ve benzeri hükümlerin kanuna aykırı olduğunu, kanuna aykırı olan bu hükümler geçersiz olduğu için bunlara bağlanan cezai şart vs türü yaptırımlarında geçersiz olduğunu, yine belirlene cezai şartın oransız ve davalının mahvına sebep olacak şekilde belirlendiğini belirterek haksız davanın reddini talep etmiştir.
Taraflara duruşma gün ve saatini bildirir usulüne uygun tebligatların yapıldığı anlaşıldı.
Antalya BAM …Hukuk Dairesi’nin …Esas -… Karar sayılı ilamı ile ; “…1-Davalı vekilinin İlk Derece Mahkemesinin kararına ilişkin istinaf başvurusunun ESASTAN KABULÜNE,
2-6100 Sayılı HMK’nın 353/1-a-6 maddesi gereğince Antalya 4. Asliye Ticaret Mahkemesinin 02/07/2019 tarih ve …Esas …Karar sayılı kararının KALDIRILMASINA…” karar verilmiştir.
Emniyet İl Müdürlüğü’ne müzekkere yazılarak gelen cevabi yazı dosyamız arasına alınmıştır.
Vergi Dairesi’ne müzekkere yazılarak gelen cevabi yazı dosyamız arasına alınmıştır.
Mahkememiz yargılama sırasında ;
17/12/2020 tarihli oturum 4 nolu ara karar gereği “…Davalı şirketin taşınmazının ve işletmesinin mahkememiz yargı sınırları dışında olduğu anlaşılmakla, dosya aslı ekli olarak Alanya Nöbetçi Asliye Hukuk Mahkemesi’ne ( Ticaret Mahkemesi Sıfatıyla) talimat yazılarak, talimat mahkemesinden davalı şirketin otel işletmesinin bulunduğu …Mevki …ada …nolu parselde kain otel binası üzerinde keşif yapılarak bir gayrimenkul değerleme uzmanı, bir makina mühendisi , bir turizmci ve bir mali müşavir bilirkişiden oluşacak bilirkişi heyetinden ; otelin, otel binasında hazır edilecek davalı üzerine kayıtlı araçların ve diğer taşınırların rayiç değerlerinin hesaplanarak ve yine otel işletmesinde hazır edilecek davalı şirketin ticari defter ve kayıtları incelenerek ; davalı şirketin mevcut kayıtları, tapu, trafik, banka, vergi , ticaret sicil kayıtları rayiç değerleri değerlendirilerek, davalı şirketin kapasitesi, maddi gücü, söz konusu cezanın tahsili halinde davalının eskiden olduğu gibi ticari hayatını sürdürüp sürdüremeyeceği, mümkün olmazsa bu durum onun iktisaden mahvına sebep olup olmayacağı hususunda ayrıntılı rapor alınmasının istenilmesine…” karar verilmiş, bilirkişi heyeti tarafından talimat mahkemesine sunulan 27/05/2021 tarihli raporda özetle; “…davalı şirketin KAYITLI bilanço değerlerine göre şirketin ÖZ kaynak tutarının (-) 28.835.984,02-b olması nedeniyle mevcut dönen varlıklarına göre şirketin borca batık durumda olduğu, buna karşılık şirketin duran varlıklarının RAYİÇ değerlerinin kayıtlı bilanço rakamlarına ilave edilmesi durumunda şirketin ÖZ KAYNAK tutarının 51.709.216.,55-b ye yükseleceğinin ve şirketin borca batık durumdan kurtulacağının tespit edilmiş olduğu…” sonuç ve kanaatine varıldığı belirtilmiştir.
27/05//2021 tarihli raporda özetle: “… şirketin İstanbul Laleli’de işletmekte olduğu otel gelirlerinin de mali tablolarda görüldüğünü belirtir, davalı şirketin KAYITLI bilanço değerlerine göre şirketin ÖZ kaynak tutarının EKSİ (-) 28.835.984,02-b olması nedeniyle mevcut dönen varlıklarına göre şirketin borca batık durumda olduğu, buna karşılık şirketin duran varlıklarının RAYİÇ değerlerinin kayıtlı bilanço rakamlarına ilave edilmesi durumunda şirketin ÖZ. KAYNAK tutarının (ARTI) 51.709.216,55-b ye yükseleceğinin ve şirketin borca batık durumdan kurtulacağının tespit edilmiş olduğunu belirtir…” sonuç ve kanaatine varıldığı belirtilmiştir.
Bilirkişi raporu taraflara tebliğ edilmiş, itirazları/beyanlar alınmıştır.
İtirazların değerlendirilmesi amacıyla bilirkişi heyetinde ek rapor alınmış, itirazlar değerlendirilmiş ve 20/12/2021 tarihli ek raporda özetle; kök rapordaki tespitler teyit edilmiştir.
17/02/2022 tarihli oturum 1 nolu ara karar gereği dosyanın bilirkişi listesinden re’sen seçilecek bir borçlar mevzuatında uzman hesap bilirkişisi, bir mali müşavir bilirkişi ve bir işletmeci bilirkişiden oluşacak heyete tevdi ile, tarafların tüm idiia ve itirazları irdelenerek, davalı şirketin mevcut kayıtları, tapu, trafik, banka, vergi , ticaret sicil kayıtları rayiç değerleri değerlendirilerek, davalı şirketin kapasitesi, maddi gücü, söz konusu cezanın tahsili halinde davalının eskiden olduğu gibi ticari hayatını sürdürüp sürdüremeyeceği, mümkün olmazsa bu durum onun iktisaden mahvına sebep olup olmayacağı hususunda ayrıntılı rapor alınmasına karar verilmiş, bilirkişi heyeti tarafından sunulan 13/04/2022 tarihli raporda özetle; “…17.02.2022 tarihli duruşmada, dosyanın bilirkişi listesinden re’sen seçilecek bir borçlar mevzuatında uzman hesap bilirkişisi, bir mali müşavir bilirkişi ve bir işletmeci bilirkişiden oluşacak heyete tevdi ile tarafların tüm iddia ve itirazları irdelenerek, davalı şirketin mevcut kayıtları, tapu, trafik, banka, vergi, ticaret sicil kayıtları rayiç değerleri değerlendirilerek, davalı şirketin kapasitesi, maddi gücü, söz konusu cezanın tahsili halinde davalının eskiden olduğu gibi ticari hayatını sürdürüp sürdüremeyeceği, mümkün olmazsa bu durum onun iktisaden mahvına sebep olup olmayacağı hususunda ayrıntılı rapor alınmasının istenilmesine karar verilmiştir.
Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde detay ve gerekçeleri rapor içeriğinde açıklanmış olup, hukuki nitelendirme ve değerlendirme ile delillerin takdiri Sayın Mahkemeye ait olmak üzere, yukarıda arz ve izah edilen sebeplerle,
Davalı şirketin Rayici Özvarlık Değerinin …TL tutarında olması
Dosya kapsamında yer alan Davalı şirketin 2018 ve 2019 yılı Kurumlar Vergisi Beyanlarında Brüt Satışlarının 2018 yılı için … Euro, 2019 yılı için … Euro tutarında olması, dosya kapsamında hazırlanan 24.05.2021 tarihli bilirkişi raporunda yapılan incelemelere göre davalı şirketin sezonluk brüt kazancının … Euro, net kazancının … Euro civarında tespit edilmesi
Uzun Vadeli Yabancı Kaynaklar içerisinde yer alan Kredi Borçlarının taksit ve vadelerinin uzun zamana yayılması, kredi taksiti ödemelerinde gecikme ve aksamanın olmaması
Rapor tanzim tarihi itibariyle davalı şirket aleyhine başlatılmış icra takiplerinin bulunmaması, Alanya İcra Dairesi nezdinde davalının iki adet icra dosyasının bulunması ancak davalının alacaklı sıfatıyla işbu icra takiplerini yapması
Mizanda yer alan …TL Alınan Sipariş Avansları hesabındaki tutarın yoğunluğunun Acentalardan Alınan Avanslar olması ve bu borç kalemlerinin sezon içerisinde gelire dönüşecek olması
Davanın açıldığı 2018 yılında Duran Varlıklar Toplamı … TL iken takip eden 2019 yılında taşınamaz alımından kaynaklı Duran Varlıkların … TL bedele yükselmesi 2018 yılında (0,00) olan Ortaklara Borçlar Hesabının 2019 yılında … TL olması ve bu borç kaleminin Uzun Vadeli Yabancı Kaynaklar içerisinde yer alması
Hususları birlikte değerlendirildiğinde dosya kapsamında tespit edilen … Euro cezai şartın tahsilinin davalı şirketin eskiden olduğu gibi ticari hayatını sürdürmesine engel teşkil etmeyeceği, davalı şirketin Rayici Değerlerine bakıldığında ise söz konusu cezanın iktisaden davalı şirketin mahvına sebep olmayacağı…” sonuç ve kanaatine varıldığı belirtilmiştir.
Davacı vekili mahkememize sunduğu 21/04/2022 tarihli ıslah dilekçesinde özetle; dosyaya mübrez 13.04.2022 tarihli bilirkişi raporunda belirtilen aleyhe hususları kabul etmediklerini, beyan eder, ıslah taleplerinin kabul edilerek fazlaya dair haklarının saklı kalmak kaydı ile davalının cezai şart alacağı olarak …-EURO nun fiili ödeme günündeki TL karşılığını davacıya ödemesine ve hükmedilecek bedele ihtarnamede ödeme için verilen sürenin sonu olan 04.03.2018 tarihinden itibaren dövize uygulanan en yüksek ticari faiz işletilmesine , yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DEĞERLENDİRME VE GEREKÇE:
Dava, kontenjan sözleşmesinden kaynaklı cezai şart alacağının tahsili istemine ilişkindir.
Uyuşmazlığın çözümü için öncelikle konu ile ilgili yasal düzenlemelerin incelenmesinde fayda bulunmaktadır.
Ceza i şart (Türk Borçlar Kanunu’ndaki (TBK) terimi ile ceza koşulu) aynı Kanun’un 179 i1â 182. maddeleri arasında düzenlenmiştir. Cezai şart, mevcut borcun ifa edilmemesi veya eksik ifası hâlinde ödenmesi gereken malî değeri haiz ayrı bir edimdir. Cezaî şartın unsurlarını bu tariften kolaylıkla çıkarmak mümkündür. Bu unsurlar; gerçekten bir asıl borcun bulunması, bunun yanında ayrı ve bağımsız bir edimin yer alması, bu ikisinin birbirine bağlı olması ve bu ayrı ve bağımsız edimin sağlıkta hüküm doğuran bir muamelede tespit olunmasından ibarettir Cezai şart asıl borcun ferîsidir; ona bağlı fakat ondan ayrı bir edim niteliği taşır ve cezai şartın gerçekleşebilmesi için zararın gerçekleşmesi şart değildir.
Tacir sıfatına haiz borçlu, fahiş olduğu iddiası ile cezai şarttan indirim yapılmasını mahkemeden isteyemez. Kural bu olmakla birlikte, Yargıtay, kararlaştırılan cezai şart miktarının ekonomik yönden borçlunun yıkımına sebep olabilecek tarzda yüksek olduğunun saptanması halinde tacir olan borçlu yönünden de cezai şarttan indirim yapılabileceğini kabul etmektedir. Ancak, böyle bir indirimin yapılabilmesi için sözleşmede kararlaştırılan cezai şartın borçlunun ekonomik yönden yıkımına yol açacağının belirlenmesi gerekir.
Yargıtay 23. Hukuk Dairesinin 12.04.2017 tarihli ve E.2015/2772 K.2017/1091 sayılı kararında, “…Dairemizin 13.11.2014 tarih ve 3510 E. 7239 K. sayılı ilamıyla, hükme esas alınan bilirkişi raporunun yeterli olmadığı, bu itibarla, uzman bilirkişi kurulu aracılığıyla davalı şirketin kapasitesi, maddi gücü, söz konusu cezanın tahsili halinde davalının eskiden olduğu gibi ticari hayatını sürdürüp sürdüremeyeceği, mümkün olmazsa bu durum onun iktisaden mahvına sebep olup olmayacağı hususlarında rapor alınıp, bu durumun davalının ekonomik mahvına sebep olduğunun belirlenmesi halinde, cezai şart hükmünün BK’nın 20. maddesi hükmü uyarınca tamamen batıl olduğu sonucuna varılmaması, mahvına sebep olacağı belirlenen miktar itibariyle batıl, geri kalan miktar itibariyle batıl olmadığının kabul edilmesi, diğer anlatımla kısmi butlan halinin belirlenmesi gerektiği gözetilerek, uygun bir indirim yapılması hususunda hakimce takdir yetkisinin kullanılması ve sonucuna göre bir karar verilmesi gerektiği belirtilerek, davacı yararına bozulmuştur” halinde, cezai şart hükmünün BK’nın 20. maddesi hükmü uyarınca tamamen batıl olduğu sonucuna varılmaması, mahvına sebep olacağı belirlenen miktar itibariyle batıl, geri kalan miktar itibariyle batıl olmadığının kabul edilmesi, diğer anlatımla kısmi butlan halinin belirlenmesi gerektiği gözetilerek, uygun bir indirim yapılması hususunda hakimce takdir yetkisinin kullanılması ve sonucuna göre bir karar verilmesi gerektiği belirtilerek, davacı yararına bozulmuştur” denmektedir.
Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin 27.02.2020 tarihli ve E.2018/4961 K.2020/2156 sayılı kararında, “..kararlaştırılan cezai şart miktarının ekonomik yönden borçlunun mahvına sebebiyet verecek ölçüde yüksek olduğunun saptanması durumunda cezai şarttan makul oranda indirim yapılabileceği kabul edilmektedir. Ne var ki bu şekilde bir indirime gidilebilmesi için borçlunun ekonomik durumu yönünden ayrıntılı bir inceleme yapılması ve kararlaştırılan cezai şartı ödemesinin ekonomik yönden mahvına sebep olup olmayacağı hususunun belirlenmesi gerekmektedir. Bu cümleden olarak, sözleşmenin feshi tarihi itibariyle bir değerlendirme yapılması gerekmekte olup, yapılacak işbu değerlendirme de, şirketin aktif, pasif ve özvarlıkları itibariyle cezai şartın ödenmesinin mahvına sebebiyet verip vermeyeceği noktasında olmalıdır. Yukarıda yapılan açıklamalardan sonra somut olaya gelindiğinde ise, taraflar arasında akdedilen sözleşme davalı tarafından Kasım 2012 tarihinde feshedilmiş ve feshin de haksız olduğu anlaşılmış, işbu tarih itibariyle sözleşmeyi feshedip, … TL cezai şart alacağı için 27.12.2012 tarihinde aleyhine icra takibi başlatılan davalı şirket, 22.02.2013 tarihinde genel kurul toplantısı yaparak kâr dağıtımı kararı almış, 2014 yılında … TL kâr payı dağıtmış olup ayrıca yargılama sırasında alınan bilirkişi raporları ile tespit edilen davalı şirketi bilançolarındaki aktif ve pasifler de göz önünde bulundurulduğunda bu miktar ödemenin davalının ekonomik mahvına sebep olmayacağının anlaşılmış olması karşısında…” ifadesine yer verilmiştir.
Bu ilke , açıklamalar ve emsal kararlar ışığında somut olay değerlendirildiğinde:
Cezai şartın isteminin yerindeliğine ilişkin değerlendirme:
Taraflar arasında 07/07/2017 tarihinde 2018 yılı Yaz sezonu çalışma koşullarını belirleyen Oda Kontenjan Sözleşmesi imzalandığı, sözleşmenin 2.1 maddesinde “dava konusu ile ilgili olarak “Otel fiyat tabelasında belirtilen kontenjanlarını, her yolcunun geliş tarihi itibariyle sözleşmede belirtilen release gününe göre acenta’nın kullanıma açık tutmayı garanti eder. Otel bu yükümlülüğü yerine getirmek ile sorumludur.” 2.2 maddesinde de “…otel acenta’ya kontrat şartlarında belirtilmiş olan oda kontenjanlarının minimum %70’ini doldurmadan release süresi dolana kadar stop sale çekemez.” şeklinde kararlaştırılmıştır.
Taraflar arasında 2018 yılı yaz sezonu çalışma koşullarını belirleyen Oda Kontenjan Sözleşmesinin devamı sırasında davalı tarafın 11/12/2017 tarihinde davacıya göndermiş olduğu e-mail ile oteli davacı tarafın satışlarına kapattığı ve 07/07/2017 tarihli sözleşmenin yukarıda açıklanan 2.1 ve 2.2 nolu maddelerini ihlal ettiği mahkememizce sabit görülmüştür.
Davalı vekili, kontenjan sözleşmesinin 7/9. maddesince davanın … tarafından açılması gerektiğini, davacının dava açma ehliyetinin bulunmadığını ileri sürmektedir. Kontenjan sözleşmesi taraflar arasında akdedilmiştir. Sözleşmenin 7/9. maddesinde …şirketi tarafından da dava açılabileceği düzenlenmiştir. Bu düzenleme sözleşmenin tarafı olan davacı dışında … acentanın da dava açabileceğine ilişkin olduğundan davalı vekilinin bu husustaki itirazları yerinde görülmemiştir. Davalı tarafından 11/04/2018 tarihinden itibaren konaklama ilişkisinin devam ettiğine dair hiçbir rezervasyon belgesi, ödeme belgesi, fatura vb. delil ibraz edilmediğinden, davalı vekilinin sözleşmenin feshinden sonra taraflar arasındaki ilişkinin devam ettiğine yönelik savunmalarına da itibar edilmemiştir.
Bu tespit ve değerlendirmeler sonucu mahkememizce davacının sözleşmeye dayanak cezai şart isteminin yerinde olduğu kanaatine varılmıştır.
Cezai şart miktarına ilişkin değerlendirme:
Sözleşmenin 7.3 no.lu maddesi aşağıda belirtildiği gibidir:
“İş bu anlaşmanın akdinden itibaren, Acenta veya acentanın çalıştığı tur operatörleri pazarlama faaliyetlerine geçeceğinden ve anlaşma ile birlikte, uçak ve benzeri sözleşme taahhütlere gireceğinden, kanuni ve mücbir sebepler dışında otel, bunlaşmayı tek taraflı olarak fesh edemez ve acentaya ayırdığı odaları iptal edemez, başkalarına satamaz. Satış durdurma hali acenta yazılı teyidi olmadan mümkün değildir. Aksi halde otel acenta’nın tüm zararlarını tanzim edeceğini kabul eder. Her türlü değişiklik acenta ile otel arasında yapılacak ek protokol ile geçerlilik kazanır. Otelin anlaşmayı tek taraflı fesh etmesi acenta’ya ayırdığı odaları iptal etmesi, satışı durdurması, değiştirmesi, acenta müşterilerinin herhangi birini otele almaması, sözleşmenin acenta tarafından haklı nedenle feshine sebebiyet vermesi, akde aykırılık yaratması hallerinden herhangi birine sebep olması durumunda Otel; Acenta’ya iş bu sözleşme ile verdiği oda kontenjanlarının tam doluluk üzerinden yapılacak hesaplama ile bulunacak üç aylık tutarını Acenta, Otelden aşan zararlarını talep etme hakkı saklı kalmak kaydıyla ifaya ekli veya feshe bağlı cezai şart olarak talep ve tahsil eder. İş bu sözleşmenin herhangi bir maddesine otelin aykırı davranması halinde acenta dilerse sözleşmeyi tek yanlı feshedebilir”.
Mahkememizce istinaf öncesi aldırılan 08.02.2019 tarihli bilirkişi raporunda, sözleşmede belirlenen oda fiyatlarının ortalaması dikkate alınarak yapılan hesaplama sonucunda cezai şartın … Euro x 3 ay olmak üzere toplam … Euro tutarında olduğu tespit edilmiştir.
Mahkememizce; davalı şirketin mevcut kayıtları, tapu, trafik, banka, vergi, ticaret sicil kayıtları rayiç değerleri değerlendirilerek, davalı şirketin kapasitesi, maddi gücü, söz konusu cezanın tahsili halinde davalının eskiden olduğu gibi ticari hayatını sürdürüp sürdüremeyeceği, mümkün olmazsa bu durum onun iktisaden mahvına sebep olup olmayacağı konusunda uzman bilirkişilerden rapor aldırılmış ve bilirkişi heyet raporunda sonuç olarak dosya kapsamında tespit edilen … Euro cezai şartın tahsilinin davalı şirketin eskiden olduğu gibi ticari hayatını sürdürmesine engel teşkil etmeyeceği, davalı şirketin rayici değerlerine bakıldığında ise söz konusu cezanın iktisaden davalı şirketin mahvına sebep olmayacağı tespit edilmiştir. 13/04/2022 tarihli bilirkişi raporu hüküm kurmaya ve denetime elverişli oluşa ve yasaya uygun görülmekle mahkememizce hükme esas alınmıştır.
Tüm dosya kapsamı yukarıdaki açıklamalar ve esasa alınan bilirkişi raporu ışığında değerlendirildiğinde neticeten; taraflar arasında 2018 yılı yaz sezonu için yapılan kontenjan sözleşmesi yapıldığı, davalı tarafın 11/12/2017 tarihinde davacıya göndermiş olduğu e-mail ile davacı tarafın satışlarına kapattığı ve bu suretle sözleşmenin 2/1 ve 2/2. maddelerini ihlal ettiği bu sebeple davacının sözleşmeye dayanak cezai şart isteminin yerinde olduğu , dosya kapsamında tespit edilen … Euro cezai şartın tahsilinin davalı şirketin eskiden olduğu gibi ticari hayatını sürdürmesine engel teşkil etmeyeceği, davalı şirketin rayici değerlerine bakıldığında ise söz konusu cezanın iktisaden davalı şirketin mahvına sebep olmayacağı böylece davacının … EURO ceza-i şart bedelini davalıdan isteyebileceği kanaatine varılmakla ıslahla miktarı belirlenen davanın kabulüne karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda anlaşılacağı üzere;
1-Davacının davasının KABULÜNE,
Buna göre … EURO ceza-i şart alacağının 04/03/2018 tarihinden itibaren işleyecek 3095 sayılı kanunun 4a maddesi uyarınca devlet bankalarının Euro cinsinden açılan 1 yıl vadeli mevduat hesabına uyguladığı en yüksek orandaki faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya VERİLMESİNE,
2-Harçlar Kanunu uyarınca alınması gerekli … TL harçtan, peşin ve ıslah harcı olarak alınan … TL harcın mahsubu ile bakiye … TL harcın davalıdan tahsili ile HAZİNEYE GELİR KAYDINA,
3-Davacı kendini vekil ile temsil ettiğinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesap edilen … TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya VERİLMESİNE,
4-Davacı tarafından yapılan … TL ilk dava masrafının davalıdan tahsili ile davacıya VERİLMESİNE,
5-Davacı tarafından yapılan 339,10 TL tebligat ve müzekkere gideri, 4.000,00 TL bilirkişi gideri, 4.834,90 TL talimat ve bilirkişi gideri olmak üzere toplam 9.174,00 TL yargılama giderinin davalıdan tahsili ile davacıya VERİLMESİNE,
6-Kullanılmayan gider avansının kalan kısmının karar kesinleştiğinde ve istek aranmaksızın taraflara İADESİNE,
Dair; davacı vekilinin ve davalı vekilinin yüzlerine karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 6100 Sayılı Kanunun 345.maddesi gereğince 2 hafta içerisinde ilgili İstinaf Dairesi Başkanlığına sunulmak üzere Mahkememize verilecek dilekçe ile İstinaf yasa yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 21/06/2022

Başkan … Üye … Üye … Üye …
¸E- İmzalı ¸E- İmzalı ¸E- İmzalı ¸E- İmzalı