Emsal Mahkeme Kararı Antalya 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/517 E. 2021/844 K. 09.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
ANTALYA
4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/517 Esas
KARAR NO : 2021/844
DAVA : Alacak (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 06/10/2017
KARAR TARİHİ : 09/12/2021

Mahkememizde görülmekte bulunan Alacak (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan)Alacak (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılamasının sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde, Müvekkilinin … Bankasından Ticari Kredi kullanan …’e aracını ipotek vererek 90.000,00 TL’lik kredisine kefil olduğunu, ancak davalı banka personelinin müvekkiline bilgi vermeden daha önce kullanmış olduğu tüm kredilere ve hesaplarına da müvekkilinin bildilendirmeden kefil ettiğini, davalının tüm kefiller adına Antalya … İcra Müdürlüğünün …/… Esas sayılı takpi dosyası ile aracını sattırdığını ve halen maaşının 1/4’ne haczen alındığını, ancak davalı banka asıl borçlu adına acizlik belgesi almadan kefil müvekkilinin adına takip başlattığını ve aracının sattığı gibi maaşının da halen 1/4’ünü kestidiğini, davvacının bilgisi dışında başta belirtilen 90.000,00 TL tutarlı kredi haricinde dava dışı asıl borçlunun bankadan kullandığı tüm kredilere kefil edildiğini, bu doğrultuda maaş haczi sonucu oluşan davacının diğer bankalar karşısında taahhüt ve yükümlülüklerini ifa etmekte zor durumda kaldığı, şahsi banka borçlarını yapılandırmak zorunda kaldığı belirtilerek hesaptan yapılan kesintilerin durdurulması ve dava tarihine kadar yapılan kesintilerin ticari avans faizi ile birlikte iadesini taep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili mahkememize verdiği cevap dilekçesinde özetle; davayı kabul etmediklerini, davanın açılış tarihi itibariyle borçludan ilgili icra dosyasına istinaden tahsil edilmiş herhangi bir bedelin söz konusu olmadığını, açılan dava belirlenebilir bir dava olduğunu, haliyle belirsiz alacak davası açmasında hukuki yararın olmadığını, Davacının ilgili icra dosyasından aracının satıldığının ve maaşından kesinti olduğu iddialarının mesnetsiz ve gerçek dışı iddialar olduğunu, dava dışı kredi kullanan …’in eşi olup, tüm kredilere kendi hür iradesi ile kefil olduğunu, Tüketici hukukuna göre bir müteselsil kefil hakkında takip başlatılabilmesi için asıl borçluya yönelik takibin semeresiz yani sonuçsuz kalması gerektiğini belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER:
Antalya … İcra Müdürlüğünün …/… Esas sayılı dosyasının incelenmesinden; davalı … Bankası davacı … ve dava dışı … ve … aleyhine … Bankasına ait 50.295,57 TL kredi asıl alacağı, 2.382,85 TL işlemiş faiz alacağı ve 119,46 BSMV olmak üzere toplam 52.924,24 TL, talebiyle takibe geçildiği, anlaşılmıştır.
Dosyamız üzerinde istinaf kararı sonrasında bilirkişi incelemesi yaptırılmış, bilirkişi …’ın … havale tarihli mahkememize sunduğu raporunda; Yukarıdaki bölümlerde yaptığımız açıklamalardan da anlaşılacağı üzere, davacı … Bankası A.Ş. ‘nin; dava dışı müşterisi …’in kredi borçlarından dolayı 21.07.2017 tarihinde başlattığı toplam 52.924,24 TL tutarındaki takip alacağının tahsili amacıyla müteselsil kefil …’den;kefilliğini araç rehni ile sınırlı tutmaksızın, bankaca ödenmesine aracılık ettiği maaşından da İİK’nun 83/2 Maddesinde yer alan ¼’lük oranlar emsal alınmak suretiyle ve henüz … İcra Müdürlüğü’nün …/… Esas Sayılı Dosyası kapsamında davacının maaş aldığı kurumdan yapılan kesintiler başlamadan önce yaptığı kesintilerin; anılan sözleşmelerden doğan rehin ve hapis hakkına dayalı olarak gerçekleştirdiği, bu nedenle de toplam 4.507,05 TL tutarındaki kesintinin davacı …’e iadesini gerektiren bir sebebin bulunmadığı sonuç ve kanaatine varıldığını belirtmişlerdir.
DEĞERLENDİRME ve GEREKÇE: Dava, menfi tespit-istirdat ve manevi tazminat istemine ilişkindir.
Davacı taraf davalı banka tarafından haksız yapılan kesintilerin durdurulması ve yapılan kesintilerin davalıdan tahsili isteminde bulunulmuştur.
Mahkememizin 05/02/2019 …/… E. …/… K. Sayılı ilamıyla davanın kısmen kabulüne kısmen reddine dair karar verilmiş olup iş bu karar istinaf mahkemesinin verdiği kararla kaldırılmış olup mahkememizin iş bu esas dosyasına kaydı yapılmıştır. T.C. Antalya Bölge Adliye Mahkemesi … Hukuk Dairesi’nce …/… Esas Sayısı ile görülen dava hakkında 18.09.2020 tarihinde verilen …/… Sayılı Kararda da, özetle; “…davalı banka tarafından yapılan kesintinin icra takibi nedeni ile mi, yoksa davacının davalı nezdinde bulunan maaş hesabından bankanın hapis hakkını kullanması yolu ile yapılan kesinti mi olup olmadığı tespit edilip, davacının ileri sürdüğü davalı alacağının rehin ile temin edilmiş olduğu yönündeki iddiası nedeniyle İİK’nun 45. Maddesi kapsamında değerlendirme yapılmak üzere ileri sürülen menkul rehni ile ilgili davacı tarafından açıklama yapması sağlanarak davacının talebinin meye ilişkin olduğu belirlendikten sonra ulaşılacak sonuca göre karar verilmesi,” gerekçesiyle mahkeme kararının kaldırılmasına hükmedilmiştir.
Taraflar arasındaki akdi ilişkinin incelemesinde; Davalı bankanın … Şubesi ile dava dışı banka müşterisi … arasında 22.04.2015 tarihinde 400.000,-TL limitli bir Genel Kredi Sözleşmesi düzenlendiği, bu sözleşmenin her sayfasında davacı …’in 19.11.2015 tarihi itibariyle imzasının bulunduğu, sözleşmenin son sayfasında da davacının kendi el yazısıyla kredi müşterisi … lehine “440.000,-TL sınırla Müteselsil Kefil” olduğuna dair yazılı ifadesinin ve imzasının bulunduğu, davacının eşi olduğu anlaşılan …’in de “Eş onayı” olarak imzasının bulunduğu, yine davalı banka ile dava dışı banka borçlusu … arasından 22.04.2015 tarihinde 50.000,-TL limitli bir “Şirket Kredi Kartı/Kobi Kart Üyelik ve Kredi Sözleşmesi” imzalandığı, anılan sözleşmenin her sayfasının altında davacı …’in de imzasının bulunduğu, son sayfasında da yine davacı …’in kendi el yazısı ile “55.000,-TL sınırla …’e müteselsil kefil olduğunu belirten ibareleri yazdığı ve bu kefalete eşi …’in de onay verdiği anlaşılmıştır.
Davacı …’in davalı bankanın …/Antalya Şubesi’nde bulunan … No’lu vadesiz mevduat hesabında görülen yatan ve borca mahsup edilen paralar ilişkisinin aşağıdaki gibi olduğu görülmüştür.

Tarih Yatan Para Tutarı Kesinti Yapılan Açıklama Özeti 15.07.2017 Maaş 4.471,43 Yok
17.07.2017 Kurum ödemesi 543,37 1.255,- … Şb. Havale
25.07.2017 Kurum Ödemesi 147,32 Yok
15.08.2017 Maaş 4.395,64 1.135,64 Maaş ¼ … Havale
15.09.2017 Maaş 4.345,62 1.086,41 Maaş ¼ Kefalet … Havale
15.10.2017 Maaş 4.395,45 Yok
16.10.2017 1.100,- … Havale
24.10.2017 Kurum Ödemesi 406,68 Yok
Toplam 4.577,05
Yukarıdaki tablonun incelenmesinden de anlaşılacağı üzere, aynı ay içinde hem icradan; hem de bankadan yapılmış bir kesinti, bulunmamaktadır. Bu durumda, davalı bankanın 21.07.2017 tarihinde başlattığı takiple birlikte, henüz … İcra Müdürlüğü’nün …/… Esas Sayılı Dosyası kapsamında davacının maaş aldığı kurumdan yapılan kesintiler başlamadan önce, yukarıda anılan sözleşmelerden kaynaklanan rehin ve hapis hakkını kullanarak yaptığı kesintiler olduğu anlaşılmıştır. Başka bir anlatımla söylemek gerekirse bu kesintilerin İİK hükümlerine değil de, karşılıklı rızaya dayalı olarak yapılan sözleşmelerden kaynaklı olduğu hususu mahkememizce sabit görülmüştür.
Tüm dosya kapsamı mahkememizce esasa alınan … havale tarihli bilirkişi raporu doğrultusunda değerlendirildiğinde; davacı … Bankası A.Ş. ‘nin; dava dışı müşterisi …’in kredi borçlarından dolayı 21.07.2017 tarihinde başlattığı toplam 52.924,24 TL tutarındaki takip alacağının tahsili amacıyla müteselsil kefil …’den;kefilliğini araç rehni ile sınırlı tutmaksızın, bankaca ödenmesine aracılık ettiği maaşından da İİK’nun 83/2 Maddesinde yer alan ¼’lük oranlar emsal alınmak suretiyle ve henüz … İcra Müdürlüğü’nün …/… Esas Sayılı Dosyası kapsamında davacının maaş aldığı kurumdan yapılan kesintiler başlamadan önce yaptığı kesintilerin; anılan sözleşmelerden doğan rehin ve hapis hakkına dayalı olarak gerçekleştirdiği, bu nedenle de toplam 4.507,05 TL tutarındaki kesintinin davacı …’e iadesini gerektiren bir sebebin bulunmadığı anlaşıldığından davacının istirdat davasının reddine karar vermek gerekmiştir.
Manevi tazminat davası için yapılan değerlendirmede ise ; davalı banka tarafından yapılan kesintilerin hukuka uygun kesintiler olduğu anlaşıldığından davacının manevi tazminat davasının reddine karar vermek gerekmiştir.
Tüm açıklanan sebeplerle davacının maddi manevi tazminat davasının ayrı ayrı reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM: Ayrıntıları yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacının maddi manevi tazminat davasının ayrı ayrı reddine,
2-Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 59,30 TL harçtan peşin ve ıslah ile alınan 163,56 TL nin mahsubu ile fazladan alınan 104,26 TL nin karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
3-Yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesaplanan 5.100,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak maddi tazminat davasında kendisini vekille temsil ettiren davalıya verilmesine,
4-Yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesaplanan 5.100,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak manevi tazminat davasında kendisini vekille temsil ettiren davalıya verilmesine,
5-Davacının yapmış olduğu yargılama giderlerinin kendisi üzerinde bırakılmasına,
6-Taraflarca yatırılan ve kullanılmayan gider avansı ve varsa teminatın karar kesinleştiğinde taraflara iadesine,
Dair, davacı vekili ve davalı vekilinin yüzüne karşı kararın tebliğinden itibaren 6100 Sayılı Kanunun 345.maddesi gereğince 2 hafta içerisinde ilgili İstinaf Dairesi Başkanlığına sunulmak üzere Mahkememize verilecek dilekçe ile İstinaf yasa yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 09/12/2021

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır