Emsal Mahkeme Kararı Antalya 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/512 E. 2021/712 K. 02.11.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
ANTALYA
4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2020/512 Esas
KARAR NO : 2021/712
DAVA : İtirazın İptali (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 27/10/2020
KARAR TARİHİ: 02/11/2021
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Müvekkil bankanın Kepez Şubesi ile borçlu arasında tanzim ve imza olunan kredi sözleşmesine istinaden kredi kartı / krediler açıldığını, olup, … ürünü kullandırıldığını, Borçlu kredi sözleşmesini çağrı merkezi aracılığı yapmış olduğundan, müvekkil banka sisteminde tarafımızca görülebilen fiziki bir sözleşme örneği bulunmadığını, Belirtilen kredi kartı kullanımına rağmen ödenmesi gereken borç miktarının ödenmemesi sebebiyle müvekkil bankanın Kepez Şubesi tarafından borçluya … tarihinde … yevmiye numaralı, … tarihli … yevmiye numaralı, … tarihli … yevmiye, numaralı, … tarihli … yevmiye numaralı ve … tarihli …yevmiye numaralı taahhütlü ihtarname keşide edildiğini, Müvekkil bankanın tüm çabalarına rağmen borcun zamanında ödenmemesi sebebiyle borçlu aleyhine Antalya Banka Alacakları İcra Müdürlüğünün …E. Sayılı dosyası üzerinden icra takibi yapılmış ise de borçlunun haksız ve kötü niyetli ilirazı sebebiyle takip durduğunu, borçlu ile arabuluculuk yoluna başvurulduğunu anlaşılamadığını, davanın kabulü ile davalının Antalya Banka Alacakları İcra Müdürlüğünün … Esas Sayılı dosyasından borca yapmış olduğu itirazın iptaline ve takibin devamına, Davalının takibe haksız ve kötü niyetle itirazı nedeniyle, alacağın % 20’sinden aşağı olmamak üzere icra inkâr tazminatına mahkum edilmesine, Yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesine, karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:
Davalı taraf davaya cevap vermemiştir.
DEĞERLENDİRME VE GEREKÇE:
Dava; davacı banka ile davalı arasındaki kredi sözleşmesine dayalı olarak Antalya Banka Alacakları İcra Müdürlüğü’ nün … Esas sayılı takip dosyası ile başlatılan ilamsız icra takibine davalı tarafından yapılan itirazın iptali istemine ilişkindir.
Mahkememizce dosya bankacı bilirkişiye tevdii edilmiş bankacı bilirkişi raporunda sonuç olarak;
“Davacı banka ile davalı … arasında davalının kredi kartı kullanımından doğan borcunun yapılandırılması amaçlı olarak 6502 sayılı Tüketici kanunun “Finansal Hizmetlere İlişkin Mesafeli Sözleşmeler” başlıklı 49.maddesi kapsamında akdi ilişki kurulduğu,
Yasanın 49/3 maddesinde, kredi sağlayıcının sözleşmenin bütün şartlarını ve Bakanlıkça belirlenen diğer hususları, kâğıt üzerinde veya kalıcı veri saklayıcısı aracılığıyla tüketiciye iletmesi zorunludur. Bu yükümlülük, tüketicinin sözleşmeyi kuran iradesini yöneltmesinden önce veya tüketicinin talebi üzerine yazılı bilgilendirmeye elverişli olmayan bir uzaktan iletişim aracı kullanılarak sözleşmenin kurulması hâlinde sözleşmenin kurulmasından hemen sonra yerine getirilir, hükmü yer almaktadır.
Davacı banka tarafınca sözleşmenin eki niteliğindeki üzerinde tarafların mutabık oldukları kredi ödeme planı dava dilekçesi ekinde dosyaya sunulmuş olup buna göre davalının kredi kartı işlemlerinden doğan borcu … kredi referanslı olarak … tarihinde yıllık %27 akdi faizli, aylık taksit geri ödemeli 36 ay vadeli 21.918,00 TL. üzerinden taksitli tüketici kredisi niteliğinde ödeme planına bağlanmış, mesafeli sözleşme ve ödeme planına göre davalının 8 taksit geri ödemede bulunmasıyla, akdi ilişkinin kabul edilmiş olduğu, anlaşılmaktadır.
Mesafeli sözleşmelerin 6502 sayılı tüketici yasasında düzenlenmesi, kredi işleminin yasanın 22.maddesine kapsamında tesis edilmesi, ödeme planında aylık tahakkuk eden faizlerin %5 gider vergisi yanı sıra, %15 kaynak kullanımı destekleme fonu tabi tutulduğu dikkate alındığında, davalının davaya konu akdi ilişkide tüketici sıfatına haiz olduğu, anlaşılmaktadır.
Davacı bankanın dosyaya tevdi ettiği ve sonuncusu olmakla esas alınacak olan … tarihli ihtar mektubu ve diğerlerinde davalıya yasa uyarınca 30 gün süre verilmesi gereğinin yerine getirilmediği gibi … tarihli ihtar mektubu barkodunun tarafımızca PTT kayıtlarında sorgulanmasında ihtar mektubunun PTT’de işlem gördüğünü gösterir kayda ulaşılamamıştır. Bu durumda davalıya yasa ve usule uygun bir muacceliyet uyarısı yapılmadığı sabit olup, davacı bankanın tüketici kredisinden doğan banka alacağının tamamını muaccel kılması mümkün bulunmamaktadır. Buna göre davalının … tarihli icra takibiyle temerrüt halinde bulunduğunun kabulü ile takip tarihi itibariyle krediden vadesi geçen … vadeden başlamak üzere …. vadeli taksit dahil yedi taksitin muaccel olduğu, her taksitin anaparası ve taksit anaparasına taksit vadesinden itibaren işletilecek temerrüt faizinin talep edilebileceği, anlaşılmaktadır.
Kredinin son vadesinin … olduğu dikkate alındığında, davacı bankanın davaya konu icra takibinde yedi taksitin muaccel bulunduğu yönüyle hesaplama yapılması ve/veya söz konusu icra takibi yerine yeniden ihtarname yasa ve usule uygun ihtarname keşide etmek suretiyle, kredinin tamamının muacceliyet verilerek yeni bir takip başlatması tercihini kullanması yerinde olacaktır. ” denilmiştir.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri (HMK)’nın 1’inci maddesinde mahkemelerin görevinin, ancak kanunla düzenlenebileceği ve göreve ilişkin kuralların kamu düzeninden olduğu belirtilmiştir.
6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanun (TKHK)’un “Kapsam” başlıklı 2’nci maddesinde bu Kanun’un her türlü tüketici işlemi ile tüketiciye yönelik uygulamaları kapsadığı belirtilmiştir. Bu maddenin gerekçesi ise:
“Kanun’un kapsamının belirlendiği ikinci maddede “tüketici işlemlerinin” ve “uygulamaların” kapsam dâhilinde olduğu belirtilmiştir. Böylece, kamu tüzel kişileri de dâhil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla hareket eden veya onun adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişilerin, tüketicilerle sözleşme imzalanmadan önce, sözleşmenin kurulması esnasında ve sözleşme imzaladıktan sonra yaptıkları uygulamalar da Kanun kapsamında değerlendirilecektir. Örneğin, tüketici kredisi verilmeden önce tüketicilere verilmesi öngörülen sözleşme öncesi bilgi formu, devre tatil sözleşmesinin kurulması esnasındaki satış yöntemi veya bir malın satışından sonra o mala ilişkin satış sonrası hizmetler gibi uygulamalar konusunda çıkabilecek uyuşmazlıklara bu Kanun hükümleri uygulanacaktır. Bu hüküm ile özellikle bir hukuki işleme veya sözleşmeye dayanmayan, tüketiciye yönelik haksız ticari uygulamaların da Kanun kapsamında olduğu açıklığa kavuşturulmuş olmaktadır” şeklindedir.
6502 sayılı TKHK’nın 3’üncü maddesinde tüketici; “ticari veya mesleki olmayan amaçlarla hareket eden gerçek veya tüzel kişi”yi, tüketici işlemi; “mal veya hizmet piyasalarında kamu tüzel kişileri de dâhil olmak üzere ticari ve mesleki amaçlarla hareket eden veya onun adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiler ile tüketiciler arasında kurulan, taşıma, eser, simsarlık, sigorta, vekâlet, bankacılık ve benzeri sözleşmeler de dâhil olmak her türlü sözleşme ve hukuki işlemi” ifade eder şeklinde tanımlanmıştır.
Anılan Kanun’un 73/1’inci maddesinde; “Tüketici işlemleri ile tüketiciye yönelik uygulamalardan doğabilecek uyuşmazlıklara ilişkin davalarda tüketici mahkemeleri görevlidir.” ; 83/2’nci maddesinde ise “Taraflardan birini tüketicinin oluşturduğu işlemler ile ilgili diğer kanunlarda düzenleme olması, bu işlemin tüketici işlemi sayılmasını ve bu Kanunun görev ve yetkiye ilişkin hükümlerinin uygulanmasını engellemez.” düzenlemelerine yer verilmiştir.
Yukarıda yer verilen açıklamalar doğrultusunda somut olay değerlendirildiğinde; davacı banka ile davalı … arasında davalının kredi kartı kullanımından doğan borcunun yapılandırılması amaçlı olarak 6502 sayılı Tüketici kanunun “Finansal Hizmetlere İlişkin Mesafeli Sözleşmeler” başlıklı 49.maddesi kapsamında akdi ilişki kurulduğu, dava konusu uyuşmazlığın tüketici kredisinden kaynaklanması nedeniyle görevli mahkemenin tüketici mahkemesi olduğu, davalı aleyhine açılan davanın davaya bakmaya mahkememiz görevli olmadığı anlaşıldığından Hukuk Muhakemeleri Kanunu 114/1-c ve 115/2 maddeleri gereğince dava şartı noksanlığı nedeniyle davanın usulden reddine karar verilmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacının davasının görev dava şartı yokluğu nedeniyle USULDEN REDDİNE,
2-Karar kesinleştiğinde ve istek halinde dava dosyasının görevli Nöbetçi Antalya Tüketici Mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
3-Dava dosyasının süresi içinde görevli mahkemeye aktarılması durumunda, harç ve yargılama giderlerinin HMK’nun 331/2 maddesi uyarınca görevli mahkemece nazara alınmasına,
4-Dosyanın gönderilmesi için süresi içinde başvuru yapılmadığı takdirde, HMK’nun 20/1 ve 331/2 maddeleri gereğince yapılacak işlemin mahkememizce dosya ele alınarak değerlendirilmesine,
Dair, davacı vekili ve davalı vekilinin yüzüne karşı kararın tebliğinden itibaren 6100 Sayılı Kanunun 345.maddesi gereğince 2 hafta içerisinde ilgili İstinaf Dairesi Başkanlığına sunulmak üzere Mahkememize verilecek dilekçe ile İstinaf yasa yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı 02/11/2021

Katip …
E imzalı

Hakim …
E imzalı