Emsal Mahkeme Kararı Antalya 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/51 E. 2022/899 K. 29.11.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
ANTALYA
4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/51
KARAR NO : 2022/899
DAVA : Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 27/01/2020
KARAR TARİHİ : 29/11/2022

Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili … tarihli dava dilekçesinde özetle; davacılardan …’ın … Şubesinden iki defa kredi çektiğini, bunlardan birinde diğer davacı olan eski eşi …’nin kefil olduğunu, bu kredinin KGF destekli kredi olduğunu, … TL’lik kredinin yaklaşık … TL’lik kısmının ödediğini, diğer kredinin de ticari kredi olduğunu, bu kredide kendisine dava dışı …’ın kefil olduğunu, davacıların işlerinin ters gitmesi nedeniyle ikinci krediyi ödeyemediklerini, ancak eşinin kefil olduğu krediyi düzenli olarak ödemeye devam ettiğini, bankanın ikinci kredinin ödenmemesi nedeniyle ilk kredinin taksitlerini davacı ödemek istemesine rağmen kabul etmediğini ve her iki davalıyı da mütemerrit durumu düşürdüğünü, banka tarafından davacılara karşı icra takibi başlatıldığını, icra takiplerinin kredi alacağı için değil sonradan ortaya çıkan iki adet bono ile ilgili olarak yapıldığını, her iki davacının kendilerine gelen icra tebligatlarını incelediğinde takiplerin kredi tahsilatı için değil de alacaklısı … olan iki adet bonoya ilişkin Antalya … İcra Müdürlüğü’nün … ve … esas sayılı dosyalarından yapılan icra takipleri olduğunu, takip dosyalarında … tanzim tarihli, … vade tarihli, alacaklısı … olan … TL’lik bonoya dayanıldığını, davacı … ‘ın keşideci, …’ında ciranta olduğunu ve senedi davalı bankaya ciro ettiğinin görüldüğünü, aynı takip dosyasında … tanzim tarihli, … vade tarihli bu defa borçlusu …, alacaklısı … olan … TL lik bir senede dayanıldığını, davacıların bu icra tebligatları ve ekindeki bonoların tebliğ edilince krediyi çektikleri sırada kendilerine onlarca evrak imzalatılırken her ikisinin de sonradan doldurularak senet haline getirilen boş evraka, hile ile imzalarının alındığını, sonrasında bu boş evrakın üzerinin banka tarafından doldurularak icraya konulduğunu anladıklarını, her iki senedin borçlusunun farklı kişiler ve tanzim tarihlerinin farklı olmasına rağmen her iki senetteki sonradan doldurulan kısımlardaki yazı ve rakamların aynı yazı ve rakamlar olduğunu, yazı örnekleri alındığında bu yazıların bir banka çalışanına ait olduğunun ortaya çıkacağını, ayrıca kriminal inceleme yapıldığında senetteki imza yaşı ile senedin diğer kısımlarındaki yazıların yaşı kıyaslandığında, imzaların çok önceden atıldığının, yazılarında çok sonradan doldurulduğunun ortaya çıkacağını, bankanın ticari defterlerinin incelendiğinde bu senetlerin ticari defterlerinde bir alacak olarak kaydedilmediğinin görüleceğini beyanla fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla davacıların Antalya … İcra Müdürlüğü’nün … Esas ve … Esas sayılı dosyaları nedeniyle borçlu olmadıklarının tespitine, asıl alacağın %40’ından az olmamak üzere kötü niyet tazminatının davalıdan tahsili ile davacılara ödenmesine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini dava ve talep etmiştir.
Davalı vekili mahkememize sunduğu cevap dilekçesinde özetle; icra takibine konu edilen ve kambiyo senedi vasfı taşıyan bononun tahsil edildiğinde borçtan mahsup edilmek üzere davalı bankaya ciro yolu ile teslim edildiğini, takibe konu bononun 6102 Sayılı Kanunun 76.maddesinde sayılan tüm unsurları içerdiğini, senet üzerinde teminat iddiasını kanıtlayan herhangi bir ibarenin bulunmadığını, davacının iddialarının HMK 200.md uyarınca senetle ispat etmesi gerektiğini, Türk Ticaret Kanunu’nun 680.maddesi uyarınca açık poliçe düzenlenebileceğinden iddia edildiği gibi imza dışındaki diğer unsurların sonradan doldurulmuş olmasının senedin geçerliliğine etkisinin olmayacağını, keşideci ile lehtar arasındaki doğrudan doğruya mevcut olan münasebetlere dayalı şahsi def’iler, müracaatta bulunan yetkili ve iyi niyetli hamil olan davalı bankaya karşı ileri sürülemeyeceğini, iş bu … TL lik bononun davacılardan … tarafından, … lehine düzenlenerek ciro yolu ile davalı bankaya teslim edildiğini, davacı … ile … arasındaki def’ilerin takip alacaklısı olan davalı bankayı bağlamayacağını, iyi niyetli hamil, lehtar ile keşideci arasındaki ilişkiden etkilenmeden haklarını kullanılabileceğini, Antalya … İcra Müdürlüğü’nün … Esas ve … Esas sayılı dosyaları ile tahsilde tekerrür olmamak kaydıyla takibe konu alacağın bonoya dayalı olup mevcut durumda keşideci davacılar tarafından senet metnindeki imzalarında inkar edilmediğini, alacağın muaccel olduğunu, halen borç tutarının ödenmediğini beyanla fazlaya ilişkin her türülü yasal talep ve hakları saklı kalmak kaydıyla davanın reddine, davacının takip konusu alacağın %20’sinden aşağı olmamak üzere tazminata mahkum edilmesine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı taraf üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Taraflara usulüne uygun meşruhatlı davetiyeler tebliğ edilmiş, taraf teşkili sağlanmıştır.
Davalı bankaya müzekkere yazılarak davacı …’ın kullandığı kredilere ait kredi sözleşmesi, hesap özeti, hesap bildirim cetvelleri, tebliğ şerhli hesap kat ihtarnamesi ile varsa borçlu ve kefili tarafından yapılan ödemelere ilişkin kayıt ve belgeler celp edilerek dosyamız arasına alınmıştır.
Antalya … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı takip dosyası uyap üzerinden celp edilerek dosyamız arasına alınmıştır.
Serik C.Başsavclığının … Soruşturma sayılı evrak uyap üzerinden celp edilerek dosyamız arasına alınmıştır.
Davacı tanıkları … ve …’ın Serik Asliye Hukuk Mahkemesi aracılığıyla talimat yoluyla beyanları alınmıştır.
Mahkememizce yapılan yargılama sırasında;
Dosya dava tarihi itibariyle borçlu olunmadığı iddia edilen tutara ilişkin banka kayıtları üzerinde yerinde inceleme yetkisi verilmek suretiyle rapor tanzimi için bankacı bilirkişiye tevdii edilmiş, bilirkişi … tarafından mahkememize sunulan … tarihli raporda özetle; “…1- Davalı banka ile davacı … arasında … numaralı … tarihli Genel Kredi sözleşmesi bağıtlandığı, anılan çerçeve sözleşmenin tarih ve numarası kayıtlı olarak sözleşmeye bağlı ve eki olarak … tarihinde … TL., … tarihinde ise … TL. limitli cari hesap sözleşmeleri imzalandığı,
Ayrıca taraflar arasında … numaralı … tarihli Ticari Kart Sözleşmesi düzenlendiği,
Çerçeve kredi sözleşmesinin … numarası ve … tarihi açıkça belirtilerek sözleşmeye bağlı … tarihli kefaletnameyle diğer davacı …’ın … TL yanı sıra, dava dışi …’ın … tarihli kefaletnameyle … TL. üzerinden müteselsil kefil oldukları,
Müteselsil kefillerin kefaletlerinin … numaralı genel kredi sözleşmesi kapsamında davacı …’a kullandırılmış ve kullandırılacak nakdi ve gayri nakdi kredilerden asaleten ve kefaleten doğmuş ve doğacak banka alacağına ilişkin olduğu, Ticari kart kredisi Sözleşmesine kefaletlerinin bulunmadığı,
Diğer taraftan, davacı …’ın kefalet tarihi ve kefalet tutarı üzerinden … düzenleme tarihini taşıyan dava ve takip konusu … TL. tutarlı kredi lehtarı davacı …’ın alacaklısı olduğu bononun … tarafınca borçlu sıfatıyla imza edildiği,
Benzeri işlemle dava dışı …’ın kefalet tarihi ve kefalet tutarı üzerinden … düzenleme tarihini taşıyan dava ve takip konusu … TL. tutarlı asıl kredi lehtarı …’ın alacaklısı olduğu bononun da dava dışı … tarafınca borçlu sıfatıyla imza edildiği,
Her iki bononun da alacaklısı sıfatıyla … tarafınca davalı bankaya ciro edilerek … vade tarihli olarak, asıl borçlu …’ın kredi hesaplarının kat edildiği … tarihini takiben davalı banka tarafınca davacılar ve davacılardan … ve dava dışı … aleyhine olmak üzere iki ayrı takip dosyasıyla … tarihinde Kambiyo Senetlerine özgü haciz yoluyla takibe uğratıldığı anlaşılmaktadır.
Bu durumda, takibe konu edilen her iki bononun da, kefalet sözleşmesiyle birlikte sözleşme yanı sıra, sözleşme tarihinde munzam teminat olarak davalı banka tarafından alındığı, söz konusu borç senetlerinin doğrudan herhangi bir kredi işlemine konu olmayıp, munzam teminat niteliği taşıdığı, taraflar arasındaki temel akdi ilişkinin taraflar arasındaki çerçeve kredi sözleşmesi, ticari kart sözleşmesi ve çerçeve kredi sözleşmesi kapsamında kefaletnameler kapsamında açılan ve kullandırılan kredi işlemleri olduğu, bu cümleden olarak; yukarıda açıklandığı üzere asıl kredi lehtarı davacı …’ın kredi hesaplarının … tarihinde kat edildiği ve takip hesaplarına aktarıldığı … tarihinden hemen önce … tarihinin takibe konu her iki bonoya vade tarihi olarak yazılmasının tesadüf olmasının mümkün olmadığı dikkate alındığında her iki bonoya vade tarihlerinin sonradan yazıldığı, anlaşılmaktadır.
Bu nedenle, kambiyo takibine konu edilen takibe konu edilen her iki bononun da, bankaların BDDK krediler yönetmeliğinin öngördüğü kredi uygulaması dışında kefalet sözleşmesiyle birlikte, süresiz çerçeve kredi sözleşmesi dışında munzam teminat niteliği bulunduğu, davalı bankanın sözü edilen bonoların nasıl bir kredi ilişkisiyle elinde bulundurduğunu kambiyo senetlerinin soyutluk ilkesini ileri sürerek açıklamasının yeterli olmadığı, taraflar arasındaki temel akdi ilişkinin taraflar arasındaki çerçeve kredi sözleşmesi, ticari kart sözleşmesi ve çerçeve kredi sözleşmesine bağlı kefaletnameler kapsamında açılan ve kullandırılan kredi işlemleri olduğu, somut gerçek olarak ortaya çıktığı,
2- Genel Kredi Sözleşmesi ve Ticari Kart Sözleşmesi kapsamında davacı …’a davalı banka tarafınca açılan ve kullandırılan borçlu cari hesap, kredili mevduat hesabı, taksitli kredi, çek kredisi ve ticari kart kredisinden doğan banka alacağı … tarihi itibariyle kat edilerek, sözleşme kefillerinin borçlusu, kredi lehtarının alacaklısı olduğu borç senetleriyle aynı alacak için … tarihinde iki ayrı kambiyo takibine konu edildiği,
Her ne kadar genel kredi sözleşmesinin 9.02 maddesinde temerrüt halinde en yüksek kredi faiz oranına bu oranın yüzde elli fazlası üzerinden temerrüt faizi ve gider vergisi işletileceği; Kredili mevduat hesabı kredileri ile ticari kart kredisi işlemlerinde … Bankasınca belirlenecek azami gecikme faiz oranlarını geçmemek üzere temerrüt faizi uygulanması gerekmekle birlikte, davalı bankanın kambiyo takiplerinde talep ettiği %19,5 faiz oranı talebiyle bağlı kalınarak ve ayrıca davalı bankanın sözleşme uyarınca yansıtabileceği gider vergisi talebi bulunmadığı ve bonoların vade tarihi itibariyle temerrüt doğduğu dikkate alınarak yapılan hesaplamada dava tarihi itibariyle davacı …’ın krediler itibariyle sorumlu olduğu borç tutarı aşağıdaki tabloda gösterilmektedir:
Kredi Türü Anapara İşleyen faizi Toplam
Borçlu cari hesap … … …
Taksitli kredi … … …
Kredili Mevduat … … …
Nakdi çek kredisi … … …
Ticari kredi kartı … … …
TOPLAM: … … …
Tabloda özetlendiği üzere davacı …’ın asıl kredi lehtarı sıfatıyla davalı bankadan kullandığı kredilerden doğan dava tarihi itibariyle … TL. anapara ve … TL. işleyen faizi olmak üzere toplam … TL. borcu olup, anapara alacağı takip tarihinden itibaren %19,5 akdi faiz işletilmesine tabi bulunmaktadır.
3- Diğer davacı … müteselsil kefaletinin ve müteselsil kefaletine denkli olarak kefalet tarihinde alınan … TL. borç senedinin … numaralı … tarihli Genel Kredi sözleşmesi kapsamında olduğu, ticari kart sözleşmesine kefaleti bulunmadığı dikkate alındığında dava tarihi … tarihi itibariyle asıl borçlunun kullandığı kredilerden doğan sorumluluğu aşağıdaki tabloda gösterilmektedir:
Kredi Türü Anapara İşleyen faizi Toplam
Borçlu cari hesap … … …
Taksitli kredi … … …
Kredili Mevduat … … …
Nakdi çek kredisi … … …
TOPLAM: … … …
Tabloda özetlendiği üzere davacı …”ın asıl kredi lehtarı sıfatıyla davalı bankaya kullandığı kredilerden davacı …’ın kefalet sorumluluğu itibariyle … TL. anapara ve … TL. işleyen faizi olmak üzere toplam … TL. borcu olup, anapara alacağı takip tarihinden itibaren %19,5 akdi faiz işletilmesine tabi bulunmaktadır.” sonuç ve kanaatine varılmıştır.
DEĞERLENDİRME VE GEREKÇE; Dava, İİK 72/3.maddesine dayalı icra takibinden sonra açılan menfi tespit istemine ilişkindir.
Davacı … tarafından davalı bankadan kullanılan krediler nedeniyle düzenlenen bonoların geçersiz olduğu, bonoların banka tarafından boş evraka imza alınarak tanzim edildiği gerekçesiyle geçersiz olduğu iddia edilmiş, bonolardaki imzaya itiraz edilmemiştir.
Serik C.Başsavcılığının … soruşturma sayılı dosyasında … tarihinde takipsizlik kararı verildiği görülmüştür.
Antalya … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı takip dosyasıda takibe dayanak … tanzim, … vade tarihli … TL bedelli alacaklısı …, borçlusu … olan bonolarda … tarafından bankaya yapılan cironun geçersiz olduğu, lehtar ile keşideci arasında gerçek borç ilişkisinin bulunmadığı, yine aynı şekilde Antalya … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı takip dosyasında da … tanzim tarihli, … vade tarihli, borçlusu …, alacaklısı … olan … TL lik bono yönünden de bankaya yapılan cironun geçersiz olduğu, lehtar ile keşideci arasında gerçek borç ilişkisinin bulunmadığı, bankanın boş evraka imza alarak senet tanzim ettiği iddiasına dayanıldığı görülmüştür.
Davalı banka tarafından Antalya Genel İcra Müdürlüğünün … Esas, … Esas sayılı takip dosyalarında aynı alacağa ilişkin olarak tahsilde tekerrür olmamak kaydıyla farklı bonolara dayalı takip başlatıldığı, Antalya Genel İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasında …’a ait taşınmaz satışından dosyaya … TL ödeme yapıldığı, bakiye … TL’ninde … tarafından yatırıldığı ve dosyanın infazen kapatıldığı, diğer takip dosyası … Esas sayılı dosyada infazen kapatıldığı, bu nedenle davanın reddine karar verilmesi talep edilmiştir.
Uygulamada birçok banka davacıların belirttiği türden bonolar alarak kredi ilişkisinin teminatını oluşturmaya çalışmaktadır. Gerçekte vadeli bir borç bulunmadığı halde yani cari hesap biçiminde işleyen kredi ilişkisinde hesap kat edilmeden alacak muaccel olmayacağı halde önceden alınan bonoların eksik unsurları doldurularak takibe konulmaktadır. Davacının kendini bir takip tehdidi altında hissetmesinin makul olduğu değerlendirildiğinde, dava açmakta hukuki yararlarının bulunduğunun kabulü gerekmiştir.
Dava konusu somut olayda, her ne kadar davalı banka tarafından takibe dayanak bonoların sebepten mücerret olduğu, dolayısıyla keşidecinin lehtar ile aralarındaki şahsi def’ilere dayanarak bankaya karşı talepte bulunamayacağı belirtilmiş ve bankanın takip yapmakta haklı olduğu belirtilmiş ise de; yukarıda yapılan açıklama gereği bankanın kredi borcunun teminatı niteliğinde bonoları aldığı hususu tartışmasızdır. Dolayısıyla bonoların teminat niteliğinde oldukları, kayıtsız şartsız borç ikrarının içermedikleri, kredinin tahsil edilememesi halinde senetlerin teminat niteliğinde olduğu anlaşılmıştır.
Kaldı ki, banka tarafından her iki teminat senedinin de aynı borç için alındığı kabul edilmiştir. Dava tarihi itibariyle bilirkişi tarafından yapılan incelemede davacı …’ın her iki takip dosyası yönünden, …’ında borçlu olduğu Antalya … İcra Müdürlüğünün …(Antalya Genel İcra Müdürlüğünün …) Esas sayılı takip dosyası yönünden borçlu olmadığının kabulü gerekmiştir. Yargılamanın devamı sırasında borçlu … tarafından Antalya Genel İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasına ödemeler yapıldığından, kredi borç miktarı da dikkate alınarak, yapılan bu ödemelerin … tarihinde yatırılan tutardan … TL’den … TL’sinin; … tarihinde yatırılan … TL’nin ise tamamının istirdadına, davacı …’a ödenmesine karar vermek gerekmiştir.
Her ne kadar davacılar tarafından kötü niyet tazminatı talep edilmiş ise de; koşulları ve yasal unsurları oluşmadığından kötü niyet tazminat taleplerinin reddine karar vermek gerekmiş, açıklanan gerekçelerle aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM:Ayrıntısı gerekçeli kararda açıklandığı üzere;
1-Davanın KABULÜNE, buna göre; davacılardan …’ın Antalya … İcra Müdürlüğünün … Esas (Yeni Antalya Genel İcra Müdürlüğünün … Esas), … Esas (Yeni Antalya Genel İcra Müdürlüğünün … Esas) sayılı takip dosyaları yönünden, davacı …’ın Antalya … İcra Müdürlüğünün … Esas … Esas (Yeni Antalya Genel İcra Müdürlüğünün … Esas) sayılı takip dosyası yönünden BORÇLU OLMADIKLARININ TESPİTİNE,
2-Davacı … tarafından Antalya Genel İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı takip dosyasına … tarihinde yatırılan tutardan … TL’den … TL’sinin … tarihinde yatırılan … TL’nin ise tamamının davalıdan tahsili ile davacı …’a (Develi)’ye İADESİNE,
3-Koşulları ve yasal unsurları oluşmadığından tarafların tazminat isteminin REDDİNE,
4-Harçlar Kanunu uyarınca alınması gerekli … TL harçtan peşin olarak alınan … TL harcın mahsubu ile bakiye … TL harcın davalıdan tahsili ile HAZİNEYE GELİR KAYDINA,
5-Davacı tarafından yapılan … TL davetiye, … TL posta ve … TL bilirkişi giderinden ibaret toplam … TL yargılama giderinin davalıdan tahsili ile davacıya VERİLMESİNE,
6-Davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesap edilen … TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya VERİLMESİNE,
7-6235 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’ nun 18/A-14. maddesi gereğince arabuluculuk faaliyeti sonunda tarafların anlaşamamaları halinde iki saatlik ücret tutarı tarifenin birinci kısmına göre ileride haksız çıkan taraftan tahsil olunmak üzere Adalet Bakanlığı bütçesinden ödeneceği öngörüldüğünden davanın kabul oranınca hesaplanan … TL’nin davalıdan alınarak HAZİNEYE GELİR KAYDINA,
8-Taraflarca yatırılan gider avansının kullanılmayan kısmının karar kesinleştikten sonra istek aranmaksızın taraflara İADESİNE,
Dair, e- duruşma talep eden davacı vekili Av. … ile davalı vekili Av. …’ın yüzüne karşı kararın tebliğinden itibaren 6100 Sayılı Kanunun 345.maddesi gereğince 2 hafta içerisinde ilgili İstinaf Dairesi Başkanlığına sunulmak üzere Mahkememize verilecek dilekçe ile İstinaf yasa yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 29/11/2022

Başkan …
¸e-imzalıdır
Üye …
¸e-imzalıdır
Üye …
¸e-imzalıdır
Katip …
¸e-imzalıdır