Emsal Mahkeme Kararı Antalya 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/476 E. 2022/549 K. 21.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
ANTALYA
4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/476
KARAR NO : 2022/549
DAVA : Menfi Tespit (Alım Satım)
DAVA TARİHİ : 13/10/2020
KARAR TARİHİ: 21/06/2022

Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Alım Satım) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili 13/10/2020 tarihli dava dilekçesinde özetle; mülkiyeti …A.Ş.’ne ait, Antalya İli …İlçesi … Mahallesinde kain, tapunun … ada … parsel de kayıtlı 19966.00 m2 yüzölçümlü taşınmazın, … Ltd.Şti.. ne, satışına ilişkin olarak, şirket yetkilileri olarak, davalı … ile davacılardan … arasında 28/08/2018 tarihli protokol imzalandığını, davacının … A.Ş’nin kamu idarelerine olan vergi ve SGK borçları ödenmeden tapu devir işleminin yapılamadığı için, davalı …’nin, alıcı şirketi temsilen imzaladığı protokol uyarınca, davacıya ait şirketin vergi dairelerine, SGK ya ve sair yerlere olan borçları için, ödediği paraların karşılığında tapu devri anında iade edilmek üzere davacı …den, alacaklısı …, borçlusu … A.Ş. ve …olan tarihleri açık teminat bonoları alındığını, tapu devrine mani kamu borçları ile diğer borçlarının ödenmesini müteakip, tapu devir işlemleri için tapu dairesine gidildiğini, davacı …’ün imzadan önce teminat senetlerinin iadesini talep ettiğini, … Anonim Şirketi yetkilisi …vekili olarak hareket eden …’nın, ( Vekalet ektedir ) davacının bu talebine cevaben ; teminat senetlerinin … ve eşi …de olduğunu, onların da halen Çin de iş seyahatinde bulunduklarını ve dönünce senedi iade edeceklerini bildirerek, istenirse buna ilişkin belge verebileceğini söylediğini ve 17 /10/2018 tarihli “BELGE” başlıklı belge ile, karşılıksız kalan senetlerin iade edileceğini taahhüt ettiğini, bunun üzerine, tapu ferağ işlemi için başvuru yapıldığını, tapu devrinin yapılacağı 19/10/2018 tarihinde, davalı … ve eşi …’nin, Çin seyahatinden dönmüş ve hava alanından doğrudan tapu dairesine gelerek tapunun devrine ilişkin işlemlerinin bizzat kendisinin imzalayacağını bildirdiğini, tapu devrinden önce, bakiye borcu için senet verilmesi ile teminat bonolarının iadesi istendiğinde, seyahatten yeni döndüğünü ve ofise uğramadan doğrudan tapuya geldiğini, teminat senetlerini daha sonra iade edeceğini bildirmesi ve protokol gereğince doğan alacaklarına karşılık, davalı ve eşi tarafından imzalı 1.824.000.-TL tutarında bono vermeleri üzerine, tapu devrinin yapıldığını, davacının senetleri iade etmediğini ve borcunu ödemediği için davalı alıcı şirkete, Antalya …Noterliğinden 08/05/2019 tarihinde keşide ettikleri ihtarname ile kalan borcun 500.000,00.-TL cezai şart ile birlikte ödemesini ve tapunun devri ile karşılıksız kalan bonoların iadesini istediklerinde, davalı …’nin, borcunu ödememek için davacı … ‘ü elinde bulunan senetleri işleme koymakla tehdit ettiğini ve Antalya …İcra Dairesinin …esas sayılı doyası ile davacı şirket adına Vergi dairelerine ödediği borçlar için almış olduğu 1.678.000 TL miktarlı teminat senedini, Antalya …İcra Dairesinin …esas sayılı doyası ile de Döşemaltı Beldiyesine ödediği emlak borcu ve OSB aidat borcu için aldığı 125.000,00.- TL miktarlı teminat senedini icra-i işleme koyduğunu, tüm görüşme sürecine davalı yanında aktif olarak katılan şirket üst düzey çalışanı …’nın, iki adet bononun teminat olarak alındığına ilişkin olarak 29/08/2018 tarihli belge imzaladığını, yine aynı şekilde, … ve …adına hareket eden …’nın tapu devri için başvuru yapıldığında tüm teminat bonolarının iade edileceğine ilişkin 29/08/2018 tarihli “belge” verdiğini, tapuyu alan, … A.Ş. Yetkilisnin, aynı zamanda davalının da eşi olan …’nin tapu işlemlerini yapması için …’ya Antalya …Noterliğinin … tarih ve … yevmiye nolu. vekaletnamesi ile yetki verildiğini, bu nedenle, 29/08/2018 tarihli iki adet bononun teminat olarak alındığını gösteren belge delil başlangıcı niteliğinde olup; teminatın ilişkinin varlığına karine olduğunu, taraflar arasındaki protolün delil başlangıcı niteliğinde olduğunu, teminat ilişkisinin tanık delili ile ispatlanabileceğini, her ne kadar bu belgelerde, taraflar ve davaya konu senetler miktar ve tarih olarak açıkça belirtilmiş değilse de; taraflar arasında imzalan fabrikanın satışına ilişkin protokol, bu protokole göre bakiye borcu için davalı … ile eşi …’nin imzalayarak davacı müvekkil …’e verdikleri 1.824.000,00.-TL tutarındaki bono ile … nın verdiği teminat senetlerinin iade edileceğine ilişkin belgeler, birlikte göz önüne alındığında, yazılı delil başlangıcı oluşturduğunu, bu nedenle, iddialarının ispatında yazılı delilerin yanında tanık deliline de başvurma haklarının doğduğunu, en başta belgeyi düzenleyen … ‘nın tanıklığı olmak üzere isim ve adreslerini daha sonra bildirecekleri diğer tanıklarının ifadelerinin davanın aydınlatılmasına ve adaletin tecellisine katkı sunacağını beyanla Antalya …İcra Dairesinin … Esas sayılı dosyası ile, icra takibine konu yapılan, … tanzim tarihli bono ile Antalya … İcra Dairesinin … esas sayılı doyası icra takibine konu yapılan, … tanzim tarihli bono senetlerinin teminat senedi olduğunun ve davalının alacaklı olmaması sebebiyle öncelikle davacıların muaccel bir borcunun da bulunmaması dikkate alınarak borçlu olmadığının tespitine ve teminat senedi ile kambiyo senetlerine özgü haciz yolu ile takip yapılamayacağından takibin iptaline, kötüniyetle hareket ederek davacıların ticari ve özel hayatına onarılmaz zararlar veren davalınının %20 den aşağı olmamak üzere tazminata mahkum edilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine dair karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı tarafın sunmuş olduğu dava dilekçesinde, iddia etmiş olduğu hususların yasal dayanaktan yoksun, somut bir delile dayanmayan ve tamamen soyut iddialardan ibaret olduğunu, bu beyanlara itibar edilmesinin hukuken mümkün olmadığını, davacı tarafın iddia etmiş olduğu hususları ispat yükü altında olup, dava dilekçesinde delil olarak sunulan bilgi ve belgelerin hiç birinin, usul kuralları çerçevesinde, iddia edilen vakıayı ispata elverişli araçlar olmadığını, Atıl metruk fabrikayı 2018 yılının Ağustos ayında 9 milyon TL gibi ciddi bir rakamla hacizleri (haciz miktarları mahsup edilerek) ile birlikte satın aldığını, işbu satışı gösterir 28.08.2018 tarihli tarafların imzaladığı satış protokolü yapıldığını ve davalının protokolde kendisine yüklenilen tüm yükümlülükleri yerine getirdiğini, davacı tarafın iş bu mahkemeye konu ettiği Antalya …İcra Dairesinin …E. Dosyası ile … İcra Müdürlüğünün … E. Dosyaları ile takibe konulan bonoların satış protokolüne istinaden teminat olarak verildiği iddiasının gerçeği yansıtmadığını, davalı yada sahip olduğu şirketleri hiçbir şekilde teminat senedi almadığını, teminat senedi almayı gerektirecek bir durumunda olmadığını, 28.08.2018 tarihli satış vadi protokolde neyin ne şekilde yapılacağı ödemelerin ne şekilde olacağının çok açık bir şekilde belirlendiğini, ödemelerin protokol çerçevesinde oluştuğunu ve bu protokolde de teminat senedinden bahsedilmediği gibi icraya konulan senetlerinde alacaklı taraf …olduğunu, protokolde davalı …’nin taraf bile olmadığını, davacı /borçlu tarafın borcundan kaçınmak için böyle bir yola başvurduğunu, davalı ile davacı taraf … arasında Fabrika satışından kaynaklanan bir güven ilişki oluştuğunu, davalının bu güvene dayanarak elden nakden bir kaç kez borç para verdiğini, iş bu icraya konulan senetlerin davalı … tarafından, davacı taraf …’e elden peyde pey nakden ödenen borca karşılık alındığını ve tahsil etmek için icraya konulduğunu, bu senetlerin satış vadi sözleşmeyle hiç bir şekilde alakasının olmadığını, dava dilekçesinde …’nın imzalamış olduğu belgeden bahsedildiğini, öncelikle belgeyi yada belgeleri kabul etmediklerini, …’nın davalının şirketlerinde hiç bir yetkisi, görevi ve temsil yetkisi olmadığını, …’nın imzalamış olduğu belgenin davalı yada davalının sahip olduğu şirketler açısından bir geçerliliğinin olmadığını beyanla tüm yasal hakları saklı kalmak kaydıyla, davaya yönelik tüm beyanları dikkate alınmak suretiyle davanın reddine, kötü niyet ile hareket eden davacı tarafların % 20 den aşağı olmamak üzer kötü niyet tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ile vekâlet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Taraflara dava dilekçesi, duruşma gün ve saatini bildirir meşruhatlı davetiyeler tebliğ edilmiş, usulüne uygun taraf teşkili sağlanmıştır.
Antalya …Noterliğinin … tarih, … yevmiye numaralı ihtarname aslı celp ve tetkik edilmiştir.
Antalya …İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı takip dosyasında, borçlusu … A.Ş. Olan lehtar … olan … düzenleme, … vade tarihli 125.000,00 TL bonoya dayalı olarak … tarafından … ve …A.Ş. Aleyhine kambiyo senetlerine mahsusu haciz yoluyla 28/05/2019 tarihinde takip başlatıldığı görülmüştür.
Antalya …İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı takip dosyasında ise, alacaklası …, Borçlusu …Tekstil A.Ş. Olan … düzenleme, … vade tarihli 1.678.000,00 TL bedelli bonoya dayalı olarak … tarafından …ve …A.Ş. Aleyhine kambiyo senetlerine mahsusu haciz yoluyla takip başlatıldığı görülmüştür.
DEĞERLENDİRME VE GEREKÇE: Dava, icra takibinden sonra İİK 72/3 maddesi gereği açılan menfi tespit istemine ilişkindir.
Antalya …İcra Müdürlüğü’nün … Esas ve Antalya …İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı takip dosyalarındaki bonoların davacı ile davalı arasındaki taşınmaz satışı nedeniyle teminat niteliğinde davacı tarafından davalıya verilen bonolar olduğunun iddia edildiği, davalı tarafça ise bonoların teminat senedi niteliğinde olmadığının iddia edildiği, davacı tarafça bonoların teminat senedi olduğuna ilişkin olarak davalının temsilcisi olduğu iddia edilen … tarafından düzenlenen belgenin yazılı delil başlangıcı niteliğinde olduğunun iddia edildiği ve buna ilişkin olarak iddiaların tanık delili ile ispat edilebileceği belirtilerek tanık deliline dayanılabileceğinin belirtildiği görüldü.
Mahkememizce uyuşmazlığın çözümünde incelenmesi gereken hususun yukarıda belirtilen icra takip dosyalarındaki bonoların teminat niteliğinde olup olmadığı, davacı tarafın bonoların teminat olarak verildiğine ilişkin hususta davalının çalışanı tarafından düzenlenen belgenin yazılı delil başlangıcı olarak mahkemece kabul edilip edilemeyeceği ve buna göre tanık dinlenip dinlenilemeyeceği olduğu anlaşılmıştır.
Davacı tarafça 28/05/2021 tarihli ön inceleme duruşmasında; 28/08/2018 tarihli alıcı şirket ile satıcı şirket arasında düzenlenen protokol, 29/08/2018 tarihli … tarafından verilen belge ve 17/10/2018 tarihli alıcı şirket ile satıcı şirket arasında düzenlenen belgelerin delil başlangıcı niteliğinde olduğu, teminat senedi iddiasının bu belgeler dikkate alınarak tanık delili ile ispat edileceği beyan edilmiştir.
Davalı tarafça ise, söz konusu belgelerin yazılı delil başlangıcı niteliğinde olmadığı, bu davanın taraflarının belgede imzasının olmadığı, ayrıca söz konusu belgelerde açıkça takibe dayanak senetlere atıfta bulunulmadığı belirtilerek tanık dinlenilmesine muvafakatlarının bulunmadığı beyan edilmiştir.
Hukuk Muhakemeleri Kanununun 202/2. maddesine göre, iddia konusu hukukî işlemin tamamen ispatına yeterli olmamakla birlikte, söz konusu hukukî işlemi muhtemel gösteren ve kendisine karşı ileri sürülen kimse veya temsilcisi tarafından verilmiş veya gönderilmiş belge, delil başlangıcı sayılır. Zamanaşımına uğrayan bono, delil başlangıcında bulunması gereken tüm unsurları taşımaktadır. Bu nedenle zamanaşımı nedeniyle kambiyo vasfını kaybeden  bonoya dayanma imkânı olmayan hamil, temel ilişkiye dayanarak açılan davalarda,  zamanaşımına  uğrayan  bonodan  delil başlangıcı olarak yararlanabilir ve senetle ispatı gereken bir hukukî işlem hakkında iddiasını tanık dinleterek veya başka delillerle ispat etme imkânına sahip olur (Yargıtay İçtihadı Birleştirme Genel Kurulunun, 25.12.2019 tarihli ve 2019/1 E., 2019/8 K. sayılı kararı).
Yukarıda belirtilen açıklama doğrultusunda mahkememizce yapılan değerlendirmede: Söz konusu delil başlangıcı olduğu iddia edilen belgelerde açıkça dava konusu icra takibine dayanak bonolara açık atıf bulunmadığı ve bu bonolarda taraflarında birlikte imzalarının bulunmadığı görülmekle belgelerin yazılı delil başlangıcı olarak kabulü mümkün görülmemiştir.
Davacı …23/11/2021 tarihli duruşmadaki imzalı beyanında; 17/10/2018 tarihli belge başlıklı belgede …A.Ş. yazısı altındaki imzanın kendisine ait olduğunu, takibe dayanak bonolardaki borçlu şirket üzerindeki kaşenin yanındaki imzalarında kendine ait olduğu, belge başlıklı ifadedeki teminat bonolarından kastında söz konusu takibe dayanak bonolar olduğunu beyan etmiştir.
Davalı …ise, 26/04/2022 tarihli oturumda alınan beyanında; 28/08/2018 tarihli protokol başlıklı belgede alıcı şirketin kaşesi üzerindeki imzanın şirketi temsilen kendisine ait olduğunu, takibe dayanak bonoların teminat kapsamında verilen bonolar olmadığını, bu bonolar ile tapu devri arasında bir bağlantı olmadığını beyan etmiştir.
6100 sayılı HMK 200. Maddesinde; “Bir hakkın doğumu, düşürülmesi, devri, değiştirilmesi, yenilenmesi, ertelenmesi, ikrarı ve itfası amacıyla yapılan hukuki işlemlerin, yapıldıkları zamanki miktar veya değerleri ikibinbeşyüz Türk Lirasını geçtiği takdirde senetle ispat olunması gerekir. Bu hukuki işlemlerin miktar veya değeri ödeme veya borçtan kurtarma gibi bir nedenle ikibinbeşyüz Türk Lirasından aşağı düşse bile senetsiz ispat olunamaz.
Bu madde uyarınca senetle ispatı gereken hususlarda birinci fıkradaki düzenleme hatırlatılarak karşı tarafın açık muvafakati hâlinde tanık dinlenebilir.”
201. Maddesinde de; “Senede bağlı her çeşit iddiaya karşı ileri sürülen ve senedin hüküm ve kuvvetini ortadan kaldıracak veya azaltacak nitelikte bulunan hukuki işlemler ikibinbeşyüz Türk Lirasından az bir miktara ait olsa bile tanıkla ispat olunamaz.” şeklinde düzenlenmiştir.
YHGK. 12/10/2011 tarih, E.2011/19-473, K.2011/607 sayılı emsal içtihadında; “… bir kambiyo senedi düzenleyip veren ve bu senedi alan herkes, bütün hukuki işlemlerin yapılmasına temel teşkil eden bir gayeye ulaşmak istemektedir. İşte bu gaye bir kambiyo senedinde mündemiç hakkın doğumu ve devri açısından hukuki sebebi teşkil eder. Kambiyo senedi düzenlenmesi dolayısıyla ortaya çıkan bir ilişki “kambiyo ilişkisi” olarak anılmaktadır. Kambiyo senedi vermek suretiyle borç altına giren borçlu “kambiyo taahhüdünde bulunmuş olur. Kambiyo ilişkisinin altında esas itibariyle bir asıl/temel borç ilişkisi vardır. Kambiyo senedinden kaynaklanan talebin geçerliliği, temel ilişkiden kaynaklanan temel talebin ve bununla ilgili olarak taraflar arasında varılmış amaca ilişkin mutabakatın geçerliliğinden tamamen bağımsızdır. Kambiyo senedinden doğan talep hakkına kambiyo hukuku, temel talebe ise, bu talebin ait olduğu hukuk kuralları uygulanır…”
Yargıtay 3.Hukuk Dairesinin 06/05/2019 tarih 2017/7376 Esas, 2019/4140 Karar sayılı emsal içtihadında; “…Bilindiği üzere kambiyo senedi ( bono ) sebepten mücerret olup, bono nedeni ile borçlu olmadığının ispatı ancak yazılı delille mümkündür.
Türk Medeni Kanunu’nun 6. maddesi hükmü uyarınca; kanunda aksine bir hüküm bulunmadıkça, taraflardan her biri hakkını dayandırdığı olguların varlığını kanıtlamakla yükümlüdür. Gerek doktrinde, gerek Yargıtay içtihatlarında kabul edildiği üzere ispat yükü, hayatın olağan akışına aykırı durumu iddia eden ya da savunmada bulunan kimseye düşer. Öte yandan, ileri sürdüğü bir olaydan kendi yararına haklar çıkarmak isteyen kimsenin, iddia ettiği olayı kanıtlaması gerekir (HMK madde 190). senede karşı ispat kuralı gereği iddia ancak yazılı delil ile ispat edebilir. Bu yazılı delil, tarafların getirecekleri ve onların imzalarını taşıyan bir belge olmalıdır. Yazılı delille veya yazılı delil başlangıcı yoksa davanın, ikrar (HUMK. md.236-HMK.md.188) yemin (HUMK.md.344-HMK.md227) gibi kesin delillerle de ispat edilmesi olanaklıdır.
Bir vakıayı ispat yükü kendisine düşen taraf, o vakıayı başka delillerle ispat edemezse, diğer tarafa yemin teklifinde bulunabilir. Yemin, iddianın ispatı yönünden son başvurulacak bir ispat vasıtasıdır. Hakim, davacının iddiasını, yazılı delillerle ispat edemediği kanaatine vardığı takdirde, davacı tarafa, dava dilekçesinde dayandığı yemin delilini de resen hatırlatmalıdır. Aksi halde, davacının tüm delilleri toplanıp, değerlendirilmemiş olur…”
Yukarıda belirtilen kanun maddeleri ve emsal içtihatlar doğrultusunda yapılan değerlendirmede:Antalya …İcra Müdürlüğünün … Esas ve Antalya …İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı takip dosyalarında takibe dayanak bonoların teminat bonosu olduğu ve taraflar arasındaki taşınmaz satışına ilişkin olarak davacı tarafça davalıya verildiği iddia edilmiş ve bu kapsamda taraflar arasında düzenlenen bir takım belgelerin yazılı delil başlangıcı niteliğinde olduğu, dolayısıyla takibe dayanak senetlerin teminat senedi olduğu hususunun tanıkla ispat edilebileceği iddia edilmiş ise de, yukarıda yapılan açıklamalarda belirtildiği üzere dava dilekçesi ekindeki belgelerin mahkememizce yazılı delil başlangıcı niteliğinde kabul edilebilecek belgelerde olmadığı, davalının tanık dinletme talebine muvafakatının bulunmadığı görülmekle mahkememizce HMK’daki usul hükümleri gereği senede karşı senetle ispat kuralı çerçevesinde değerlendirme yapmak gerekmiştir. Bu bağlamda, takibe dayanak bonoların teminat senedi olduğu hususu davacı tarafça yazılı delille ispat edilememiş ve karşı tarafa dava dilekçesinde bildirdikleri yemin deliline de dayanmadıkları görülmüş olmakla, davacı tarafça ispatlanamayan davanın reddine karar vermek gerekmiştir.
Her ne kadar taraflarca tazminat talebinde bulunulmuş ise de; İİK. 72. Maddesi kapsamında taraflar yönünden tazminata ilişkin yasal koşulların oluşmadığı görülmekle tazminat isteminin de reddine karar vermek gerekmiştir.
Açıklanan gerekçelerle aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM:Ayrıntısı gerekçeli kararda açıklanacağı üzere;
1-Davanın REDDİNE,
2-Koşulları ve yasal unsurları oluşmadığından tarafların tazminat taleplerinin REDDİNE,
3-Harçlar kanunu uyarınca alınması gerekli 80,70 TL harcın peşin olarak alınan 30.790,74 TL harçtan mahsubu ile bakiye 30.710,04 TL. harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacılara İADESİNE,
4-Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre davada red edilen miktar dikkate alınarak hesap edilen 95.905,00 TL vekalet ücretinin davacılardan tahsili ile davalıya VERİLMESİNE,
5-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde BIRAKILMASINA,
6-Kullanılmayan gider avansının karar kesinleştiğinde istek aranmaksızın davacılara İADESİNE,
Dair; davacı asil ve şirket yetkilisi, davacı vekilinin ve davalı vekilinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 6100 Sayılı Kanunun 345.maddesi gereğince 2 hafta içerisinde ilgili İstinaf Dairesi Başkanlığına sunulmak üzere Mahkememize verilecek dilekçe ile İstinaf yasa yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 21/06/2022

Başkan …
¸e-imzalıdır
Üye …
¸e-imzalıdır
Üye…
¸e-imzalıdır
Katip …
¸e-imzalıdır