Emsal Mahkeme Kararı Antalya 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/451 E. 2022/268 K. 05.04.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
ANTALYA
4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/451
KARAR NO : 2022/268
DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 06/10/2020
KARAR TARİHİ: 05/04/2022

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA:Davacı vekili 06/10/2022 tarihli dava dilekçesinde özetle; davacı firmanın mimari proje tasarım ve uygulama işleri ile uğraştığını, davacının; davalıya ait kuyumcu işletmesinde davalının istek ve direktifleri doğrultusunda dekoratif tadilat ve inşaat malzemesi uygulama işi yaptığını ve tüm bu işlemleri tam ve eksiksiz olarak uygulanıp davalı borçluya kullanıma hazır halde teslim ettiğini, bu işlerin toplam bedelinin 141.600 TL olduğunu, davalı taraf bu bedelden 07.02.2020 tarihinde …hesabından 20.000 TL avans, 04.0.2020 tarihinde 1.100 TL elden ödeme yaptığını, kalan bedel için davacı firma tarafından 05.03.2020 tarihli 120.000 TL bedelli fatura tanzim edilerek davalıya gönderildiğini, davalının faturayı ticari defterine borç olarak kaydettiğini, ancak faturanın davalı tarafça kabul edilmesine rağmen bir türlü ödeme yapılmadığını, davalı tarafla borcun ödenmesi için yapılan görüşmeler üzerine sadece 22.06.2020 tarihinde 15.000 TL daha ödeyebildiğini, tarafların kendi aralarında yaptıkları yazışmaların alacağın varlığına delil teşkil edebilecek belge niteliğinde olduğunu, alacağını tamamen tahsil edemediği için zarara uğrayan davacının bakiye 105.500 TL alacağını tahsil etmek amacıyla davalı borçlu hakkında Antalya Genel İcra Müdürlüğünün …Esas sayılı dosyası ile icra takibi başlattığını, takipten haberdar olan davalı borçlu takip açıldıktan sonra 8.000 TL daha ödeme yaptığını, ancak daha sonra haciz işlemlerine başlanmaması için takibe itiraz ederek durdurduğunu, davalı yan bu haksız ve kötü niyetli itirazı ile zaman kazanmaya çalışmakta ve alacağın tahsilini geciktirmeyi amaçladığını, davacı firmanın alacağın tahsiline yönelik icra işlemleri başlatması üzerine davalı borçlu Antalya 5. Noterliği 21.08.2020 tarih ve …yevmiye nolu ihtarı ile davacı firmanın yapmış olduğu dekoratif inşaat ve tadilat uygulamalarının ayıplı olduğundan bahisle borcunun olmadığını iddia ettiğini, davalı borçlunun kötü niyetli ve hiçbir geçerliliği olmayan ihtarına karşılık olarak davalının iddialarını kabul etmediğini içerir Antalya 15. Noterliğinin 27.08.2020 tarihli …yevmiye nolu cevabi ihtarını davalı borçluya gönderdiğini, davalı borçlu aylarca davacıya ödeme yapacağı beyanı ile oyalayarak maddi açıdan zarara uğrattığını, davacı firma son olarak alacağını tahsil edebilmek amacıyla davalı borçluyla 6325 sayılı HUAK ve md 17 ve 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu md 5/a kapsamında arabuluculuk sürecinde de anlaşmaya varamadığını, buna ilişkin Antalya Arabuluculuk Bürosunun …numaralı son tutanak aslını dilekçemiz ekinde sunduklarını beyanla, fazlaya ilişkin dava ve talep hakları saklı kalmak kaydı ile; öncelikle davalının mevcudunu azaltmaya yönelik girişimleri, borcu açıkça kabul etmesine ve kısmi ödemelerde bulunmasına rağmen sırf icra takibini geciktirmeye yönelik haksız girişimleri karşısında davacının rehinle de teminat altına alınmamış alacağı için İİK md.257 mevcut şartlar bir arada olduğundan 101.846,36 TL alacakları için davalı borçlunun taşınır ve taşınmaz mallarıyla 3. kişilerdeki hak ve alacakları üzerine ihtiyati haciz konulmasına, davalı borçlunun Antalya Genel İcra Müdürlüğünün …E. Sayılı dosyasına yaptığı haksız ve kötü niyetli itirazının iptali ile takibin devamına karar verilmesini, yine davalı borçlunun alacağın %20’den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesini ve tüm yargılama giderleri ile Avukatlık ücretinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davalının uzun yıllardır Antalya’da kuyumculuk yaptığını, yeni taşındığı dükkanın iç mimari tasarımı ve buna bağlı imalat/tadilat işleri için davalı şirket yetkilisi …ile sözlü olarak bir eser sözleşmesi yaptığını, …ile uzun yıllardır süren ahbaplık ve güven ilişkisine dayanarak yazılı bir sözleşme yapma ihtiyacı duymadıklarını, her ne kadar bu dava, tensip tutanağında ticari satımdan kaynaklanan itirazın iptali olarak belirtilmişse de, hukuki vasıflandırma mahkememize ait olmak üzere, uyuşmazlık konusunun eser sözleşmesi olduğunu belirtmekte fayda bulunduğunu, zira davacı belirli bir bedel karşılığında emek ve becerisini kullanarak davalının dükkanında iç mimari tasarım ve buna bağlı olarak imalat/tadilat işlerini yaparak teslim etmeyi üstlendiğinden mevcut durumda eser sözleşmesi söz konusu olduğunu, yüklenici davacı, teslim tarihi olan 20.01.2020’den 38 gün sonra 27 02.2020 tarihinde teslim etmiş olup, bu tarihe kadar sürekli ertelendiğini, tarih verilmiş ancak belirtilen hiçbir tarihe uygun teslim yapılmadığını, gecikme boyunca geçen her gün ve özellikle de kuyumculuk mesleği için önemli kazanç elde edilebilecek özel gün olan 14 Şubat’ta davalının dükkanı kapalı kaldığından oldukça fazla gelir kaybı yaşadığını, davalı ise hem aradaki dostluk ilişkisini göz önüne alarak hem de bir an önce çalışmaya başlamak için geç teslimden doğan haklarını kullanma yoluna gitmediğini, yüklenici davacı işi 38 gün geç teslim etmekle beraber çeşitli ayıp, eksik, farklılıklarla teslim ettiğini, davacı tarafça edim, gereği gibi ifa edilmediğini, yüklenicinin edimini gereği gibi ifa etmemesi durumu TBK m. 112’de ”Borç hiç veya gereği gibi ifa edilmezse borçlu, kendisine hiçbir kusurun yüklenemeyeceğini ispat etmedikçe, alacaklının bundan doğan zararını gidermekle yükümlüdür.” şeklinde düzenlendiğini, davalı aralarında sözlü olarak kararlaştırdıkları tarihlerde ödeme yapmaya hazırlanırken davacı doğrudan davalının haberi olmadan icra takibine giriştiğini ve davalı bu durumu vadesinde yaptığı 8.000,00 T’lik ödemeyi bildirmek için mesaj attığında öğrendiğini, davalı takip tebliğ olunduktan sonra yasal süresi içinde borca itiraz ettiğini, davalının borca itirazı henüz vadesi gelmeyen taksitlerin kendisinden top yekün tahsili yönünde icra takibine girişilmesi nedeniyle vaki olduğunu, muaccel hale gelmemiş alacaktan dolayı icra takibi ve haciz tehlikesi ile karşı karşıya kaldığını, üstelik davacı sözleşmedeki kendi edimlerini tamamen yerine getirmeden karşı edim talebinde bulunduğundan davalının borca haklı olarak itiraz etme gereği hasıl olduğunu, takipten haberdar olan davalı, davacının kötü niyetini fark etmiş ve meydana gelen yeni gizli ayıplar üzerine derhal ayıp, eksik ve gereğinden farklı ifa sebebiyle daha önceki sözlü ihbarlarına sonuç alamamış olmasına binaen, noter aracılığıyla ihbarname gönderdiğini, yüklenici davacı halihazırdaki icra takibi ve peşi sıra sürmekte olan arabuluculuk süreci esnasında Antalya 13. Noterliğinin 17.09.2020 tarih …yevmiye nolu ihbarname ile birlikte 16.09.2020 tarihli …numaralı 35.400,00 TL tutarlı ‘Mimari Proje 3S ve Tasarım Bedeli’ açıklamalı fatura tebliğ ettiğini, davacının icra takibinde asıl borca ilişkin hususlar yukarıda açıklanmış olup işlemiş faiz talebinin reddi gerektiğini beyanla, iş bu itirazın iptali davasının esastan reddine, takipte haksız ve kötü niyetli olan davacının takip konusu alacağın %20’sinden aşağı olmamak üzere tazminata mahkum edilmesini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı tarafa yükletilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDiRİLMESİ VE GEREKÇE;
Dava, Antalya Genel İcra Dairesinin …esas sayılı dosyasında faturadan kaynaklanan alacak talebine istinaden davalının itirazı nedeniyle İİK ‘nın 67. Maddesi gereği itirazın iptali istemine ilişkindir.
Antalya Genel İcra Müdürlüğünün …Esas sayılı takip dosyasının incelenmesinde; alacaklı …Global Yapı Endüstrisi Yatırım A.Ş, tarafından borçlu …aleyhine 105.000.00 TL asıl alacak, 4.847,26 TL 05/03/2020-14/07/2020 işlemiş faiz olmak üzere toplam 109.847,26 TL alacak talebiyle takibe geçildiği, ödeme emrinin borçluya 15/08/2020 tarihinde tebliğ edildiği, davalı/borçlu tarafından 17/08/2020 tarihinde borca itiraz edildiği, itiraz üzerine takibin durdurulduğu ve İİK’nun 67. Maddesi gereği yasal 1 yıllık hak düşürücü süre içerisinde eldeki davanın açıldığı anlaşılmıştır.
Mahkememizce yapılan yargılama sırasında;
Mahkememizin 1812/2020 tarihli celse 4 ve 5 nolu ara karar gereği keşif icrasına ve tarafların ticari defter ve belgeleri üzerinde inceleme yaptırılmasına karar verilmiş olup, 05/01/2021 tarihinde mahallinde keşif icra edilerek, dosyanın inşaat mühendisi …ve mali müşavir bilirkişi …’e tevdi edildiği, bilirkişiler tarafından mahkememize sunulan 19/03/2021 tarihli raporda özetle; “…Tarafların Ticari Defterlerinin noter tasdiklerinin zaemanda yapıldığı, TTK VE Hmk’nın 222/2 maddesi gereğince davalarda sahipleri lehine delil vasfı taşıdığı,
Davacının defter kayıtlarına göre davalıdan 132.900,00 TL alacaklı olsa da proje bedeli faturasını bağlı vergi dairesine beyan etmediğinden 97.500,00 TL davalıdan alacak talep edebileceği,
Davalının defter kayıtlarına göre ise 117.500,00 TL davacıya borçlu gözüktüğü, 20.000,00 TL ödemenin de düşülmesi ile 97.500,00 TL davacıya borçlu olabileceği,
Davacı tarafın davalının işletmesinde yüklenici sıfatı ile yerine getirdiğini iddia ettiği dekoratif tadilat ve İnşaat malzemesi uygulama işinin ifa edildiğinin anlaşıldığı;
Dava konusu taşınmazda yapılmış olan imalatlarda tespit edilmiş olan -rapar içeriğinde açıklanan -ayıp ve eksikliklerin bedelinin yapıldıkları tarihteki serbest piyasa rayicine göre 7.500,90 TL olduğu; Ayıpların açık ayıp olduğu;
Faturalarda, detaylı döküm olmadığı için yapılan tüm işlerin fatura içeriği ile karşılaştırılamadığı;
Dosyaya sunulan 3 boyutlu görseller (tasarımlar) değerlendirildiğinde, taşırmazda yapılmış olan işlerin görsellerdekiler ile örtüştüğü;
Muhasebe bakımından yapılan inceleme ile birlikte değerlendiritdiğinde, davacının davalıdan 90.000,00 TL. alacaklı olabileceği” sonuç ve kanaatine varılmıştır.
Dosya daha önce rapor veren bilirkişi heyetine tevdi edilerek tarafların beyan ve itirazları karşılayacak şekilde tevdi edilmiş, bilirkişiler tarafından sunulan 13/07/2021 tarihli ek raporda özetle; “…Tarafların ticari defterlerin ek rapor tarihi itibariyle tekrar incelenmesi sonucu 30.06.2021 tarihine kadar yapılması gerekmiş yevmiye kapamış tasdiklerim yaptırdıkları ve tarafların defterlerinin tasdikleri yasal sürelerde yapılı olduğu;
– Davacının takipte talen ettiği alacağı ile takip tarihindeki defter kayıtlarının uyumlu olmadığı, takipte 105.000,00 TL kısmi alacak talep ettiği, defterlerinde ise takıip tarihi itibariyle 105.500,00 TL alacaklı olduğu;
– Davalının bağlı bulunduğu Kalekapı Vergi Dairesi Müdürlüğünün mahkemeye verdiği müzekkere cevabi yazısında; davalının, Bilanço Usulüne Göre Defter tuttuğu ve 213 sayılı Vergi Usul Kanunun 177 nci maddesinin birinci fıkrasının (1) ve (3) numaralı bentlerinde yer alan nadi limitlerin yarısını, (2) numaralı bendinde yazılı nakdi limitin tamamını aştığı;
– Dava konusu taşınmarzda yamimış olan imalatlarda tespil edilmiş ve rapor içeriğinde detaylı şekilde açıklandığı şekilde imalat/montaj kaynaklı ayıp olarak değerlendirilen kusurlar için takdir edilmiş ayıp oranları üzerinden hesaplanan ayıp oranında indirim miktarının toplam 7.524,00 TL., olduğu” sonuç ve kanaatine varılmıştır.
Dosya kök ve ek raporlar arasında ticari defterler yönünden çelişkinin bulunduğu ve bu hususta ek raporda bilirkişiler tarafından herhangi bir açıklamanın yapılmadığı anlaşılmakla önceki rapor tanzim eden bilirkişilere tevdi edilmiş, bilirkişiler tarafından sunulan 28.09.2021 tarihli ek raporda özetle; “…İtirazın İptali davalarında icra takibi itibariyle baz alınan rakamın geçerli olduğu değerlendirildiğinde; 14.07.2020 takip tarihi itibariyle davacının alacağının 105.500,00 TL olduğu, ancak takipte 105.000,00 TL alacak üzerinden takip başlattığı,
Ayıp oranında indirim miktarının toplamı olan 7.524,00 TL’nin de dikkate alınması ile davacının taleple bağlılık ilkesi dahilinde alacağının 105.000,00 TL – 7.524,00 TL => 97.476,00 TL olabileceği, defter kayıtları üzerinden hesaplandığında ise 105.500,00 TL – 7.524,00 TL => 97.976,00 TL alacaklı olabileceği,
Takipten sonra davalının 8.000 TL’lik ödemesi icra dosyası dışında ödendiği anlaşılması halinde davacının dava tarihi itibariyle alacağının 105.000,00 TL -7.524,00 TL – 8.000,00 TL => 89.476 TL olabileceği, defter kayıtları üzerinden hesaplandığında ise 105.500,00 TL – 7.524,00 TL – 8.000,00 TL => 89.976,00 TL olarak hesap edilebilineceği, ” sonuç ve kanaatine varılmıştır.
Bilirkişiler tarafından sunulan 28/02/2022 tarihli raporda özetle; “…İmalat, montaj aşamasında veya montajdan hemen sonra görülebilecek kusurlar ve belirli bir kullanım sonrası ortaya çıkabilecek kusurlar hakkında görüş bildirildiği;
İmalat ve montaj tamamlandığı anda fark edilebilecek kusurlar için belirlenen bedelin 6.024,00 TL olduğu;
İmalat ve montaj sonrasında, belirli bir kullanımdan sonra oluşabilecek veya anlaşılabilecek kusurlar için belirlenen bedelin 1.500,00 TL olduğu;
Davacının takip tarihinde105.000,00 TL asıl alacak talep ettiği, takip tarihinde ticari defterlerinde ise 105.500,00 TL alacak kaydının yer aldığı, ve takipten sonra 8.000,00 TL ödeme alındığı belirtildiği, takipten önce işlemiş faiz alacağının hesabına yönelik dosya kapsamında ihtarname bulunmadığı, takip tarihinden itibaren hak edilen alacağına artan azalan oranlarda reeskont – avans faiz oranı üzerinden temerrüt faizi hesap edilebilineceği, sayın mahkemenin aksi kanaatte olması halinde ise; takipte talep edilebileceği işlemiş temerrüt faizinin 2.781,50 TL olarak hesap edildiği ” sonuç ve kanaatine varılmıştır.
Uyuşmazlık; eser sözleşmesinden kaynaklı tarafların edimlerini yerine getirip getirmediği, davacının sözleşmeye dayalı fatura nedeniyle alacaklı olup olmadığına ilişkindir.
Eser sözleşmeleri iki tarafa karşılıklı borç yükleyen bir tür iş görme sözleşmesi olup, “eser” ve “bedel” olmak üzere iki temel unsuru vardır. Bu sözleşmelerde yüklenici, iş sahibine karşı yüklendiği özen borcu nedeniyle eseri yasa ve sözleşme hükümlerine, fen, teknik ve sanat kurallarına uygun olarak yaparak ve zamanında tamamlayarak iş sahibine teslim etmekle; iş sahibi de bu çalışma karşılığında ivaz ödemekle yükümlüdür.
Eser sözleşmesi ilişkisinde ayıp ise, yüklenicinin meydana getirip iş sahibine teslim ettiği eserde bulunan sözleşme ve fenne aykırılıklardır. TBK’nun 474-478 maddelerine göre yüklenicinin ayıp nedeniyle sorumlu tutulabilmesi için eserin teslim edilmiş olması ve teslim edilen eserin ayıplı olması, ayıbın iş sahibinden kaynaklanmamış olması, iş sahibinin eseri muayene ve ayıbı ihbar yükümlülüğünü yerine getirerek eseri açık ya da zımnen kabul etmemiş olması gerekir. Eserin ayıplı yapılması sözleşmeye aykırılık teşkil etmekte olup; ayıp, açık ve gizli olabileceği gibi maddî ve hukukî ayıp şeklinde de olabilir. Açık ayıp, eserin teslimini müteakip makul süre içinde yapılan kontrol ve muayene sonucu görülüp tespit edilecek ayıptır. Gizli ayıp ise, basit bir kontrol ve muayene ile tespit edilemeyen, eserin kullanılmaya başlanmasından sonra ortaya çıkan ayıptır.
6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 474/1. maddesi (BK, m. 359/1) maddesi gereğince iş sahibinin eserin tesliminden sonra işlerin olağan akışına göre mümkün olduğunca en kısa sürede eseri gözden geçirip muayene ederek varsa açık ayıpları tespit etmek ve bu ayıpların neler olduğunu tek tek açıklamak suretiyle gecikmeksizin sözlü veya yazılı olarak yükleniciye bildirmesi gerekir. Gerek TBK’da gerekse mülga BK’da iş sahibinin muayene ve ihbar süreleri açıkça belirlenmemiş olup, işin niteliği ve olayın özelliğine, imal edilen eserin büyüklüğü ve genişliğine göre süreler farklı olacak ve işin uzmanı bilirkişiler tarafından belirlenecektir. Muayene ve gözden geçirmeyi veya ayıbın belirlenmesini iş sahibi bizzat yapabileceği gibi, TBK’nın 474/2. ve mülga BK’nın 359/2. maddesine göre mahkeme aracılığıyla bilirkişi raporu ile de tespit ettirmesi mümkündür. Açık ayıpta iş sahibi muayene ve ihbar yükümlülüğünü yerine getirmezse, eseri kabul etmiş sayılır ve yüklenici açık ayıplarla ilgili sorumluluktan kurtulur.
Gizli ayıplarla ilgili mülga BK’nın 359/1. maddesindeki makul sürede muayene ve ihbar yükümlülüğüne ilişkin düzenleme mevcut değildir. Ancak TBK’nın 477/3. maddesi ile mülga BK’nın 362/3. maddesinde, eserdeki ayıbın sonradan ortaya çıkması hâlinde, iş sahibinin gecikmeksizin durumu yükleniciye bildirmek zorunda olduğu, aksi takdirde eseri olduğu gibi kabul etmiş sayılacağı belirtilerek gizli ayıplar yönünden de iş sahibine ortaya çıkar çıkmaz gecikmeksizin yükleniciye ayıbı ihbar etmek yükümlülüğü getirilmiştir.
Yukarıdaki açıklamalardan sonra tüm dosya kapsamı değerlendirildiğinde; Davacı tarafından takip ve dava konusu edilen faturaya konu ekipman ve ürünlerin davalıya teslim edildiği tarafların beyan ve savunmaları ile anlaşılmaktadır. Taraflarca dosyaya ibraz edilen mesaj kayıtlarında genel olarak ödemeye ilişkin mesajlaşmalar bulunmaktadır ancak, taraflar arasında yapılan işe dair yazılı bir sözleşme de bulunmamaktadır. Davalı tarafın öncesinde avans ödemesi yaptığı davacının 05/03/2020 tarihinde 141.600,00-TL bedelli fatura kestiği, ödemeler düşüldükten sonra 120.000,00-Tl alacağının kaldığı, davacının defterlerinde alacaklı olduğu miktarın kayıtlı olduğu gibi, vergi dairesine de 05/03/2020 tarihli faturanın bildirildiği, yine davalı ticari defterlerinde de 141.600,00-TL’lik faturanın borç olarak kaydedildiği, 04/06/2020 ve 22/06/2020 tarihli ödemelerin tarafların defterlerinde kayıtlı olduğu , davalı tarafın faturaya itirazın bulunmadığı anlaşılmıştır. Davalı tarafça 21/08/2020 tarih, …yevmiye nolu ihtarnamenin icra takibinden sonra düzenlenerek davacıya gönderildiği, ihtarname içeriğinde açık ve gizli ayıplardan bahsedildiği, her iki tarafın da tacir sıfatında olup, davalının açık ve gizli ayıpları usulüne uygun şekilde davacıya ihtar etmediği, kanaatine varılmıştır. Davalı tarafın davacı tarafından başlatılan 14/07/2020 tarihli icra takibine kadar davalının hiçbir ayıp savunması ve iddiasının da bulunmadığı gibi takip sonrasında 22/07/2020 tarihinde ödeme yapması da dikkate alınarak davanın kısmen kabulüne karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
Davacı tarafça dava ve takip konusu borcun ödenmesi konusunda davalıya ihtar gönderilerek temerrüde düşürülmemiştir. Öyle olunca icra takibinden önceki dönem için birikmiş faiz istenemez. icra takibinden sonra ve dava açılmazdan önce yapılan ödemenin dava konusu edilemeyeceği, kısmi ödemenin de icra müdürlüğünce infaz aşamasında dikkate alınabileceğinden taleple bağlı kalınarak, 101.847,26-TL yönünden hüküm kurmak gerekmiştir.
Yargıtay 19.Hukuk Dairesi’nin 20.06.2016 tarih 2016/2941 E. 2016/10949 K. Sayılı ilamında “Dava konusu icra takibine konu alacak faturaya dayanmaktadır. Dolayısıyla alacak likit, bir başka deyişle bilinebilir, belirlenebilir bir alacaktır. Mahkemece bu husus gözetilerek davacı yararına İİK.nun 67/2 maddesi uyarınca icra inkar tazminatına hükmedilmesi gerektiği” belirtildiğinden davacı yararına hükmolunan alacağın %20’si oranında icra inkar tazminatına da karar vermek gerekmiş, oluşan vicdanı kanaat ile aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM: Ayrıntısı gerekçeli kararda açıklanacağı üzere;
1-Davanın KABULÜ İLE, Davalının Antalya Genel İcra Müdürlüğünün …Esas sayılı takip dosyasına yapmış olduğu İTİRAZIN İPTALİ ile 101.847,26-TL asıl alacak ve asıl alacağa takip tarihinden itibaren işleyecek avans faizi üzerinden takibin aynen DEVAMINA,
2-Hükmolunan asıl alacağın %20’si tutarındaki 20.369,45- TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
3-Alınması gerekli 6.957,18 TL harçtan peşin alınan 1.190,06 TL harcın mahsubu ile bakiye 5.677,52 TL harcın davalıdan tahsili ile HAZİNEYE İRAD KAYDINA,
4-Davacı tarafından yapılan; 59,00 TL davetiye, 34,20 TL posta, 2.034,90 TL keşif ve bilirkişi gideri ile 1.341,86 TL ilk dava masraf toplamı olan 3.469,96 TL’nin davalıdan tahsili ile davacıya VERİLMESİNE,
5-6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu 18/13 ve Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği 26/2. Maddeleri, 6100 sayılı HMK 297/1-ç, 326.maddeleri uyarınca, arabuluculuk faaliyeti sonunda tarafların anlaşamamaları halinde iki saatlik ücret tutarı tarifenin birinci kısmına göre ileride haksız çıkan taraftan tahsil olunmak üzere Adalet Bakanlığı bütçesinden ödeneceği öngörüldüğünden 1.320,00.-TL’nin DAVALIDAN ALINARAK HAZİNEYE GELİR KAYDINA,
6-Davacı kendisini bir vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesaplanan 13.625,48 TL nispi vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya VERİLMESİNE,
7-Davacı tarafından yatırılan gider avansı bakiyesinin karar kesinleştiğinde talep aranmaksızın davacıya İADESİNE,
Dair, davacı vekili …ile davalı vekili …’ın yüzüne karşı kararın tebliğinden itibaren 6100 Sayılı Kanunun 345.maddesi gereğince 2 hafta içerisinde ilgili İstinaf Dairesi Başkanlığına sunulmak üzere Mahkememize verilecek dilekçe ile İstinaf yasa yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.05/04/2022

Katip…
¸e-imzalıdır

Hakim…
¸e-imzalıdır