Emsal Mahkeme Kararı Antalya 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/441 E. 2022/717 K. 11.10.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
ANTALYA
4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/441 Esas
KARAR NO : 2022/717

DAVA : İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle)
DAVA TARİHİ : 01/10/2020

BİRLEŞEN 2020/665 ESAS 2021/253 KARAR SAYILI DOSYA

DAVA : İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle)
DAVA TARİHİ : 29/12/2020
KARAR TARİHİ: 11/10/2022

Mahkememizde görülmekte bulunan İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle) davasının yapılan açık yargılamasının sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ;
DAVA: ASIL DAVADA Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalının maliki ve işleteni olduğu …plakalı araç müvekkili şirket tarafından zorunlu trafik sigortası ile sigorta güvencesi altına alındığını, müvekkili şirkete sigortalı olup v davlının maliki işleteni olduğu dava dışı …’ın sürücüsü olduğu … plakalı araç 23/12/2018 tarihinde trafik kazasına karıştığını, bu kaza sebebi ile … plakalı aracın zarar gördüğünü, müvekkili şirket tarafından hak sahiplerine 36.000,00.-TL ödeme yapmak zorunda kaldıklarını, dava konusu kaza sırasında davalının maliki ve işleteni olduğu sigortalı araç sürücüsünün alkolü olduğunu, davalı hakkında Antalya Genel İcra Müdürlüğünün …esas sayılı dosyası ile ödenen 36.000,00.-TL ni ana para ve ferilerinin ödenmesi için takip yaptıklarını, borçlu tarafından takibe itiraz edildiğini, takibin durduğunu, Antalya Genel İcra Müdürlüğünün … ess sayılı takip dosyasın yapılan itirazın iptaline, asıl alacak faiz faiz oranına yapılan tüm itirazların iptaline , takibin devamına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davacı vekili Mahkememizin Birleşen 2020/665 esas sayılı dosyasında verdiği dava dilekçesinde; müvekkili şirket tarafından … plakalı aracın, kasko poliçesi ile güvence altına alındığını, davalının maliki, işleteni olduğu, …plakalı aracın 23/12/2018 tarihinde meydana gelen trafik kazası nedeni ile müvekkiline karşı kasko poliçesi ile sigortalı bulunan … plakalı aracın hasarlanmasına neden olduğunu, yapılan ekspertiz sonucunda …plakalı araç hasarı nedeni ile müvekkil şirket tarafından hak sahibine 67.666,00 TL ödendiğini, davalı hakkında Antalya Genel İcra Müdürlüğü’nün …esas sayılı dosyası ile icra takibi yapıldığını, davalı tarafından takibe itiraz edildiğini, itirazın haksız olduğunu beyan ederek; itirazın iptaline karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP :Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davacı sigorta şirketi, müvekkilin maliki olduğu … plakalı aracın karıştığı kazada hak sahiplerine davacı tarafça ödenen 36.000,00 TL’nin ödenen tazminatın sigortalı müvekkil şirketten rücusu için huzurdaki davayı açmıştır. Ancak davacının rucü hakkı bulunmadığından davanın reddi gerektiğini, sigorta tarafından ödenen bedellerin hangi şartlarda rücu edebileceği Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları’nın B4. Maddesinde tek tek sayılmıştır. Dava dilekçesinde aynı zamanda Zorunlu Trafik Poliçesi Genel Şartlarında da yer aldığını, kaza tespit tutanağında açıkça görüleceği üzere sürücünün söz konusu kaza esnasında alkollü olduğuna dair herhangi bir tespit söz konusu olmadığını, . Davacı yanca müvekkilin alkollü olduğuna dair tutulmuş tutanak dava konusu kazanın üzerinden yaklaşık 5 saat geçtikten sonra düzenlendiğini, araç sürücüsünün kaza anında alkollü olduğunu ispat edecek herhangi bir delilin dosyada bulunmadığını Dava konusu trafik kazası gerçekleştikten, araç sürücüsünün alkollü olduğu ana dek 5 saat içerisinde yani söz konusu kazadan sonra alkol almaya başladığı alkol oranı ile de açıkça ortada olduğunu, araç sürücüsünün alkollü olduğuna dair kesin bir delil dosyaya sunulmadıkça, araç sürücüsünün alkollü olduğunun ispatı söz konusu olmayacağını, kusur oranlarının tam olarak belirlenmemesi haksız ve kötü niyetle başlatılan icra takibine müvekkil şirket tarafından itiraz edildiğini, haksız ve kötü niyetle açılan huzurdaki davanın reddini talep ettiklerini, yargılama giderleri ve ücreti vekaletin karşı tarafa tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı tarafça birleşen davaya cevap dilekçesi sunulmamıştır.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
Dava; davacı tarafça ödenen bedelin rücuen tahsiline ilişkin başlatılan Antalya Genel İcra Müdürlüğünün …esas sayılı takip dosyasına ilişkin İİK’nun 67. Maddesi gereği açılan itirazın iptali davasıdır.
Antalya Genel İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyasının incelenmesinde; alacaklı …Sigorta tarafından borçlular …Ltd şirketi ve …aleyhine 36.000,00-TL asıl alacak, 1.091,84-TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 37.091,84.-TL alacağın tahsili için ilamsız icra takibi başlatıldığı, borçlu tarafından takibe itiraz edildiği ve takibin durdurulduğu, yasal 1 yıllım sürede eldeki itirazın iptali davasının açıldığı görülmüştür.
Birleşen davaya konu Antalya Genel İcra Müdürlüğünün …esas sayılı dosyasının incelenmesinde; alacaklı …Sigorta tarafından borçlular …Ltd şirketi ve …aleyhine 31.666,00-TL asıl alacak, 3.857,18-TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 35.523,18-TL alacağın tahsili için ilamsız icra takibi başlatıldığı, borçlu tarafından takibe itiraz edildiği ve takibin durdurulduğu, yasal 1 yıllım sürede eldeki itirazın iptali davasının açıldığı görülmüştür.

Davaya konu olay nedeniyle oluşturulan hasar dosyası, kazaya karışan araç trafik kayıtları celbedilerek dosya arasına alınmıştır.
Makine Mühendisi bilirkişi ve Trafik Bilirkişisi 20/06/2021 tarihli heyet raporunda sonuç olarak; “A) …plakalı araç sürücüsü …’ın« 2918 Sayılı Karayolları Kanunun Md.84/L ve Yönetmeliğin 157/a-12 bendinde açıklanan Kuralları Araç sürücüleri trafik kazalarında; Park için ayrılmış yerlerde veya taşıt yolu dışında kurallara uygun olarak park edilmiş araçlara çarpma, Hallerinde asli kurulu sayılırlar
.* 2918 Sayılı Karayolları Kanunun Md.52/1-b ve Yönetmeliğin 101/b bendinde açıklanan Kuralları Hızlarını kullandıkları aracın yük ve teknik özelliğini, görüş, yol, hava ve trafik durumunun getirdiği şartlara uydurmak, zorundadırlar.” Kurallarını ihlal ettiği,
B) Park Halinde Olan …Plakalı Otomobil Sürücüsü …’nin kusur ihlalinin olmadığı.
C) Park halinde olan …Plakalı Otomobil Sürücüsü …’nin kusur ihlalinin olmadığı.
HASAR YÖNÜNDEN YAPILAN İNCELEMEDE;
… Plakalı araçta dava konusu maddi hasarlı trafik kazası neticesinde yedek parça, malzeme ve işçilik dahil 67.666,00 TL tutarında hasar oluştuğu, aracın kaza tarihi itibariyle piyasa rayiç değerinin 152.666.00 TL olduğu, Sovtaj değerinin ise 85.000,00 TL olduğu, tamirinin ekonomik olmamasından dolayı pert-total işleme tabii olduğu,” sonuç ve kanaatine varmışlardır.
Makine Mühendisi bilirkişi, Trafik Bilirkişisi ve Sigorta eksperi bilirkişisi tarafından hazırlanan 09/11/2021 tarihli heyet raporunda sonuç olarak: ” Hukuksal olarak delillerin takdir ve kabulü Sayın Hakimliğinize ait olmak üzere, dosyada mevcut belge ve bilgilere dayalı olarak yapılan ve yukarıda gösterilen inceleme sonucunda; … plakalı araçta dava konusu maddi hasarlı trafik kazası neticesinde yedek parça, malzeme ve işçilik dahil 67.666,00 TL olduğu, aracın piyasa rayiç değerinin 152.666,00TL, sovtaj değerinin ise 85.000,00TL olduğu, tamirinin ekonomik olmamasından dolayı perttotal işleme tabii olduğu” Sonuç ve kanaatine varmıştır.
Makine Mühendisi Bilirkişi, Trafik Bilirkişi, Sigorta eksperi bilirkişi heyetine nöroloji uzmanı doktor bilirkişi de eklenmek suretiyle oluşturulan bilirkişi heyeti 05/09/2022 tarihli raporunda sonuç olarak; Kök raporda Bilirkişi Heyetince yapılan tespitleri değiştirecek nitelikte bilgi ve belge dosya ve eklerine sunulmadığından teknik olarak yapılan değerlendirme ile aynı görüş ve kanaatte olduğumuz, Olayın oluş şekli, yol, hava, gün durumu, kazanın oluşumuna etki edecek başkaca bir dış etkenin mevcut olmadığı, dosyada bulunan tüm delil ve belgeler birlikte değerlendirildiğinde kazanın tek başına alkolün etkisiyle meydana geldiği, alkol dışında başka herhangi bir unsurun olayın meydana gelmesinde rol oynamadığı” sonuç ve kanaatine varmışlardır.
Ankara Adli Tıp Kurumu Trafik İhtisas Dairesi raporunda sonuç olarak; “13.10.1983 tarih ve 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu uyarınca trafik güvenliğini ilgilendiren hususlarda alınacak tedbirler ile ilgili olarak düzenlenen 18.07.1997 tarih ve 25053 mükerrer sayılı Karayolları Trafik Yönetmeliğinin 97. maddesinin 2. fıkrasında özellikle belirtilen ve alkollü içki almış olarak araç sürmelerine izin verilmeyen sürücülerin dışında kalan diğer araç sürücülerinin kanlarındaki alkol seviyelerinin 0,50 promilin üzerine çıkması halinde araç kullanamayacakları belirtilmiş ve bu seviyenin üstünde alkol almış iken araç sürülmesi bir trafik ihlali olarak tanımlanmıştır.
Saptanan alkol seviyesine bireyin yanıtı incelendiğinde; alkol kullanmış bir kişinin meydana gelen olaylara göstereceği tutum ve davranışlarının; alkolün düzeyi ile yaş, cins, vücut ağırlığına, sahip olunan enzimatik aktivite, genel sağlık durumu ve beraber kullanılan ilaçlar gibi kişisel farklılıklara bağlı olarak değişen derecelerde etkilendiği, kişisel farklılıklarla birlikte ayrıca kandaki alkol düzeyine bağlı olarak da artan; gevşeme, dikkat azalması, uykuya meyil, cesaretlenme, risk alma eğiliminin artma, çevresel uyaranların algılanmasında yavaşlama, göz ve beyin arasındaki iletişim sürecinde uzama, algılanan çevresel uyarıların beyinde işlenmiş veriler haline dönüşmesinde gecikme, dolayısıyla uyaranlara karşı reaksiyon zamanında uzama, beyinciğin etkilenmesi suretiyle denge ve koordinasyonun olumsuz yönde etkilenmesi, ani karar verebilme gibi birden fazla hareketi bir anda yapabilme kabiliyetinde azalma, uyaranları erken fark edip doğru tepkiler verme, istemli göz hareketleri, gözün takip yeteneği, karanlığa adaptasyon, hız ve mesafe tayini gibi becerilerde olumsuz yönde etkilenme, istemsiz göz hareketleri gibi bulguların ortaya çıktığının bilimsel olarak bilindiği,
Kaza anı ile alkol ölçümünün yapıldığı saat arasında 245(ikiyüzkırkbeş) dakika fark bulunduğu, metabolizma sonucu kandaki alkol düzeyinin bir saatte 0,12-0,18 promil, ortalama 0,15 promil azaldığı tıbben bilindiğine göre; 23/12/2018 tarihinde saat 01:15’de meydana gelen kazadan 245(ikiyüzkırkbeş) dakika sonra yapılan ölçümde 2,02(ikivirgülsıfıriki) promil saptanan alkol düzeyinin kaza anında 2,51-2,75 promil ve ortalama olarak 2,63(ikivirgülaltmışüç) Promil olduğunun kabulü gerektiği,
Alkol düzeyinin 2,63(ikivirgülaltmışüç) Promil gibi bireysel farklılıkları da elimine edebilecek seviyede yüksek olması halinde …’ın emniyetli bir şekilde araç sevk ve idare edemeyeceği,
Kazanın münhasıran alkolün etkisiyle meydana gelip gelmediği hususunun sadece kişinin alkol düzeyinin değerlendirilmesi ile tespit edilemeyeceği; kaza oluşumuna sebep olabilecek yol, araç, iklim durumu gibi diğer koşulların kazadaki rolünün tıbbi bir konu olmadığı,” sonuç ve kanaatine varmıştır.
Tüm dosya kapsamının incelenmesi neticesinde;
Uyuşmazlık; trafik kazası sonucu davacı nezdinde sigortalı olan aracın karıştığı kaza nedeni ile dava dışı araçta oluşan hasarın ve sigorta tarafından yapılan ödemenin sigortalıdan rücen tahsil edilip edilmeyeceğine ilişkindir.
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 1472. Maddesinde halefiyet kuralı belirlenmiştir. Düzenleme uyarınca sigorta şirketi yasa ve poliçe hükümleri gereğince zarar görenlere ve sigortalısına yaptığı ödeme nedeniyle gerçek zarar sorumlularına rücu edebilir. Zarardan sorumlu olanlar ispat edilen gerçek zarar nispetinde taleple bağlı kalınarak ödeme tarihinden itibaren faiziyle birlikte sorumlu tutulurlar.
Davanın dayanağını, davacı nezdinde sigortalı aracın karıştığı trafik kazası sonucu oluşan hasar nedeniyle dava dışı üçüncü kişiye ödenen bedelin olayda kusuru bulunduğu iddia edilen davalıdan rücuen tahsili isteminden ibarettir. Rücu hakkı başkasına ait borcu yerine getiren kişinin mal varlığında meydana gelen kaybı gidermeye yönelen tazminat niteliğinde bir talep hakkıdır. İstek sahibinin mal varlığındaki eksilme ödeme tarihinde gerçekleşmiştir.
2918 sayılı KTK’nun 48. maddesinde, alkollü içki alması nedeniyle güvenli sürme yeteneklerini kaybetmiş kişilerin karayolunda araç sürmelerinin yasak olduğu ifade edilmiştir.
Karayolları Trafik Yönetmeliği’nin “Uyuşturucu ve Keyif Verici Maddeler ile İçkilerin Etkisinde Araç Sürme Yasağı” başlıklı 97/1. maddesinde, alkollü içki almış olması nedeniyle güvenli sürme yeteneğini kaybetmiş kişilerin karayolunda araç sürmelerinin yasak olduğu açıklandıktan sonra, bu konu ile ilgili olan “b-2” bendinde, alkollü içki almış olarak araç kullandığı tespit edilen diğer araç sürücülerinden kandaki alkol miktarı 0.50 promil üstünde olanların araç kullanamayacakları belirtilmiştir.
Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartlarının B.4.d maddesinde, tazminatı gerektiren olay işletenin veya eylemlerinden sorumlu olduğu kişilerin veya motorlu aracın hatır için karşılıksız olarak kendilerine verilen kişilerin uyuşturucu veya keyif verici maddeler almış olarak aracı sevk ve idare etmeleri esnasında meydana gelmiş veya olay yukarıda sayılan kişilerin alkollü içki almış olmaları nedeniyle aracı güvenli sürme yeteneklerini kaybetmiş bulunmalarından ileri geliyorsa sigortacının sigorta ettirene rücu hakkı olduğu açıklanmıştır.
O halde, tazminatın teminat dışı kalabilmesi için kazanın meydana geliş şekli itibariyle sürücünün salt (münhasıran) alkolün etkisi altında kaza yapmış olması gerekmektedir. Diğer bir anlatımla, sürücünün alkollü olması tek başına hasarın teminat dışı kalmasını gerektirmez. Üstelik, böyle bir durumda hasarın teminat dışı kaldığının ispat yükü 6762 sayılı TTK’nun 1281. maddesi hükmü gereğince sigortacıya düşmektedir.
Yargıtay’ın yerleşik uygulamalarında; sürücünün aldığı alkolün oranının doğrudan doğruya sonuca etkisi bulunmadığından, mahkemece nöroloji uzmanı, sigorta hukuk uzmanı ve trafik konusunda uzman bilirkişilerden oluşan bilirkişi kurulu aracılığıyla olayın salt alkolün etkisiyle gerçekleşip gerçekleşmediğinin, alkol dışında başka unsurların da olayın meydana gelmesinde rol oynayıp oynamadığının saptanması, sonuçta olayın tek başına alkolün etkisiyle meydana geldiğinin belirlenmesi durumunda, oluşan zarar poliçe teminatı dışında kalacağından davacıların bu borçtan sorumlu olmadıklarının tespiti ile davanın kabulüne, aksi halinde davanın reddine karar verilmesi gerekeceği ilkesi benimsenmektedir. (YHGK 23.10.2002 gün ve 2002/11-768-840; YHGK 7.4.2004 gün ve 2004/11-257-212; YHGK 2.3.2005 gün ve 2005/11-81-18; YHGK 14.12.2005 gün 2005/11-624-713 sayılı ilamları)
Yukarıda yer verilen açıklamalar neticesinde; davacı nezdinde sigortalı olan …plakalı araç malikinin davalı şirket olduğu, aracın 02/07/2018- 02/07/2019 tarihleri arasında poliçe kapsamında bulunduğu, dava konusu olayın 23/12/2018 tarihinde meydana geldiği, dava konusu kazanın yerleşim yeri içinde, asfalt kaplama, 8,40 metre platform genişlikte, iki şeritli ve iki yönlü kamyonetin geliş istikametine doğru sağda araç park alanı olan 575. Sokak üzerinde gece vakti meydana geldiği anlaşılmıştır. Mahkememizce mahalline keşif icra edilerek temin edilen kusur raporunda …plakalı araç sürücüsünün 2918 Sayılı Karayolları Kanunun 52/1-b maddesini ihlali nedeiyle kusurlu bulunduğu belirtilmiştir. Makine mühendisinden ve sigorta eksperinden temin edilen hesap raporunda bilirkişiler, …plakalı araçta dava konusu maddi hasarlı trafik kazası neticesinde yedek parça, malzeme ve işçilik dahil 67.666,00 TL olduğu, aracın piyasa rayiç değerinin 152.666,00TL, sovtaj değerinin ise 85.000,00TL olduğu, tamirinin ekonomik olmamasından dolayı perttotal işleme tabii olduğu yönünde görüş bildirilmiş, heyete doktor bilirkişi eklenerek alınan raporda Olayın oluş şekli, yol, hava, gün durumu, kazanın oluşumuna etki edecek başkaca bir dış etkenin mevcut olmadığı, dosyada bulunan tüm delil ve belgeler birlikte değerlendirildiğinde kazanın tek başına alkolün etkisiyle meydana geldiği, alkol dışında başka herhangi bir unsurun olayın meydana gelmesinde rol oynamadığı bildirilmiştir. Kusur oranlarının oluşa ve trafik mevzuatına uygun saptandığı, hesaplanan hasar tutarının üçüncü kişiye ait aracın uğradığı hasar nedeniyle tamirinin ekonomik olmaması ve pert total sayılmasına göre aracın ikinci el piyasa değerinden hurda değeri düşülmek suretiyle belirlendiği ve alkol oranının değerlendirildiği bilirkişi raporuna itibar edilerek ana dava ve birleşen davanın ayrı ayrı kabulüne dair hüküm kurulmuştur.
Her ne kadar alınan bilirkişi raporlarında faiz yönünden bir değerlendirme yapılmamışsa da; rücuya ilişkin eldeki itirazın iptali davasında alacak miktarı 67.666,00 TL olarak belirlenmiştir. Davacı taraf asıl davaya konu takipte 36.000,00-TL birleşen davaya konu takipte ise 31.666,00-TL asıl alacak talep etmiştir. İstek sahibinin mal varlığındaki eksilme ödeme tarihinde gerçekleşeceğinden davalı taraf ödeme tarihinden itibaren temerrüde düşmüş sayılmalıdır. Davacı tarafça birleşen dosyaya 07/02/2019 tarihli 67,666,00-TL bedelli ödeme dekontu ibraz edilmiştir. Ancak bilirkişi raporuna beyan dilekçesinde davacı taraf 36.000,00-TL bedelli ödemenin 12/02/2020 tarihinde yapıldığı kabul ve beyan edilerek buna göre faiz talep edilmiş olduğundan davacının işbu talebi ile bağlı kalınmıştır. Birleşen dava yönünden 31.666,00-TL yönünden ödeme tarihi 07/02/2019’den itibaren takip tarihi 17/06/2020 tarihi arasındaki işlemiş faizi 496 gün üzerinden, %9 faiz oranı ile 3.926,58-TL olup davacı takipte 3.857,18-TL talep etmiş olup, talebi ile bağlı kalınarak aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Ayrıntıları yukarıda açıklandığı üzere;
ANA DAVA YÖNÜNDEN
1-Davanın KABULÜ İLE, Davalının Antalya Genel İcra Müdürlüğünün …Esas sayılı takip dosyasına yapmış olduğu İTİRAZIN İPTALİ ile 36.000,00 TL asıl alacak 1.091,84-TL işlemiş faiz olmak üzere 37.091,84-TL üzerinden takibin aynen DEVAMINA,
2-Harçlar Kanunu uyarınca alınması gerekli 2.533,74.-TL harçtan peşin olarak alınan 447,98.-TL harcın mahsubu ile 2.085,76.-TL harcın davalıdan tahsili ile HAZİNEYE İRAD KAYDINA,
3-Davacı kendini vekil ile temsil ettirdiğiden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre takdir ve hesap edilen 9.200,00.-TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya VERİLMESİNE,
4-6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu 18/13 ve Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği 26/2. Maddeleri, 6100 sayılı HMK 297/1-ç, 326.maddeleri uyarınca, arabuluculuk faaliyeti sonunda tarafların anlaşamamaları halinde iki saatlik ücret tutarı tarifenin birinci kısmına göre ileride haksız çıkan taraftan tahsil olunmak üzere Adalet Bakanlığı bütçesinden ödeneceği öngörüldüğünden; 1.320,00 TL nin DAVALIDAN ALINARAK HAZİNEYE GELİR KAYDINA,
BİRLEŞEN DAVA YÖNÜNDEN;
1-Davanın KABULÜ İLE, Davalının Antalya Genel İcra Müdürlüğünün …Esas sayılı takip dosyasına yapmış olduğu İTİRAZIN İPTALİ ile 31.666,00 TL asıl alacak 3.857,18-TL işlemiş faiz olmak üzere 35.523,18-TL üzerinden takibin aynen DEVAMINA,
2-Harçlar Kanunu uyarınca alınması gerekli 2.426,58.-TL harçtan peşin olarak alınan 429,03-TL harcın mahsubu ile 1.997,55.-TL harcın davalıdan tahsili ile HAZİNEYE İRAD KAYDINA,
3-Davacı kendini vekil ile temsil ettirdiğiden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre takdir ve hesap edilen 9.200,00.-TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya VERİLMESİNE,
4-Davacı tarafından yapılan 510,18 ana davadaki ilk dava masrafı, 491,23.-TL birleşen davada ilk dava masrafı, 3.996,20.-TL, müzekkere, davetiye, keşif araç gideri, keşif yol masrafı ve bilirkişi giderinden ibaret toplam 4.997,61.-TL yargılama giderinin davalıdan tahsili ile davacıya VERİLMESİNE,
6-6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu 18/13 ve Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği 26/2. Maddeleri, 6100 sayılı HMK 297/1-ç, 326.maddeleri uyarınca, arabuluculuk faaliyeti sonunda tarafların anlaşamamaları halinde iki saatlik ücret tutarı tarifenin birinci kısmına göre ileride haksız çıkan taraftan tahsil olunmak üzere Adalet Bakanlığı bütçesinden ödeneceği öngörüldüğünden; 1.320,00 TL nin DAVALIDAN ALINARAK HAZİNEYE GELİR KAYDINA,
7-Taraflarca yatırılan gider avansından kullanılmayan bakiye kısmın HMK 333. maddesi gereğince karar kesinleştikten sonra masrafı kendisine ait olmak üzere gösterecekleri bir IBAN/hesap numarasına yatırılmasına ancak hesap numarası bildirilmemiş veya bildirilmez ise masrafı avanstan karşılanmak suretiyle PTT merkez ve işyerleri vasıtasıyla adreste ödemeli olarak gönderilmesine veya taraflara iadesine,
Dair, e- duruşma talep eden davacı birleşen dosya davacı vekili …ile davalı birleşen dosya davalı vekili …’ın yüzüne karşı kararın tebliğinden itibaren 6100 Sayılı Kanunun 345.maddesi gereğince 2 hafta içerisinde ilgili İstinaf Dairesi Başkanlığına sunulmak üzere Mahkememize verilecek dilekçe ile İstinaf yasa yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.11/10/2022

Katip …
E imzalı

Hakim …
E imzalı