Emsal Mahkeme Kararı Antalya 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/435 E. 2022/7 K. 05.01.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
ANTALYA
4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/435
KARAR NO : 2022/7
DAVA : Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 29/09/2020
KARAR TARİHİ : 05/01/2022

Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
A.TALEP:
1. Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkilinin, 19.03.2019 tarihinde … bağımsız bölümü satın almak istediğini ve bu taşınmazın sahibi olduğunu söyleyen davalı … … davalıya ait şirketin antetli kağıdına basılı haldeki satış belgesini düzenlediğini, taşınmazın bedeli olarak da 350.000,00TL üzerinden anlaşmaya vardıklarını, satış bedelinin 50.000,00TLsinin peşin verilmesini kararlaştırdığını, bu bedel karşılığı olarak aynı günlük yani 19.03.2019 vade tarihli … … … Şubesine ait çeki verildiğini, bakiyesinin 22 ay boyunca her ay 10.000,00TL er taksitler halinde ödenmesine karar verildiğini ve ara balon ödeme olarak da yine için de yine … … … Şubesine ait 30.11.2019 tarihli 40.000,00TL meblağlı ve 30.11.2020 tarihli 40.000,00TL meblağlı çekleri verildiğini, davalı peşinat amacıyla aldığı 19.03.2019 vade tarihli çeki aynı gün ilgili banka şubesinden tahsil ettiğini, müvekkili de sözleşme gereği kararlaştırılan aylık 10.000,00TLlik taksitin ilkini yani Nisan 2019 taksitini 29.04.2019 tarihinde ve sonraki aylara ait ödemeleri de düzenli olarak davalının sözleşmede belirtmiş olduğu şahsi hesabına ödediğini, Kasım 2019 da yapılması gereken 40.000,00TLlik balon ödemeye ilişkin çek de 29.11.2019 tarihinde davalı tarafından bankadan tahsil ettiğini, müvekkili sözleşme sonrası gerekli ödemeleri yaptıktan sonra, davalı taşınmazın anahtarını müvekkile teslim ettiğini ve müvekkil de dava konusu taşınmaza taşınmış ve oturmaya başladığını, müvekkilinin davalıdan tapusunun adına devrini talep ettiğinde, davalı işlerinin yoğunluğunu ileri sürerek oyaladığını, Antalya … İcra Müdürlüğünden görevle bir icra memuru ve avukat geldiğini; evin … isimli bir kişiye ait olduğunu; evin Antalya … İcra Müdürlüğünün …/… Esas sayılı dosyasından … olan 221.907,10TLlik borcundan dolayı 07.11.2019 tarihinde satıldığını; kendisinin evde işgalci durumunda olduğunu belirttiklerini, kendisine gösterilen belgeleri incelediğinde evin …’e ait olduğunu ve kendisinin … tarafından dolandırıldığını, 2. ihale günü olan 07.11.2019 tarihinde dairenin, dosya alacaklısı … tarafından alacağına mahsuben alındığını öğrendiğini, banka, dairenin satış bedelini belirledikten sonra teklifi müvekkilin ailesine sunduğunu ve müvekkilin ailesi büyük mağduriyet yaşayarak kredi çekmek zorunda kaldığını, … Şubesinden 100.000,00TL ve … Şubesinden 210.000,00TL tutarında kredi çekerek dava konusu daireyi 10.02.2020 tarihinde ikinci kez satın aldığını, müvekkilinin şikayette bulunduğunu … sor. nolu dosya üzerinden yapılan soruşturma sonucu davalı hakkında nitelikli dolandırıcılık suçlaması ile Antalya …Ağır Ceza Mahkemesi …/… Esayılı dosya ile dava açıldığını, …/… arbnolu dosyada yapılan görüşmede anlaşma sağlanamadığını, bu nedenlerle … … bank … Şubesinin … nolu hesabına ait … seri nolu 30.11.2020 tarihli 40.000 TL Lik çeke ilişkin olarak öncelikle tedbiren ve acilen dava konusu çekin icra takibine konu edilmemesi, çekin ibrazı halinde bedelinin bankalarca 3. Kişilere ödenmemesi ve varsa açılan icra takiplerinin müvekkil yönünden durdurulması yönünde ödeme yasağıve ihtiyati tedbir kararı verilmesini, müvekkilinin davalıya işbu çek nedeniyle borçlu olmadığının tespitinekarar verilmesini, dava konusu çekin iptalini, yargılama giderleri ile vekâlet ücretinin davalılar üzerine yükletilmesini talep ve dava etmiştir.
B. TARAF TEŞKİLİ:
2.Mahkememizce dosyada taraf teşkili sağlanmıştır.
C.CEVAP:
3.Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Müvekkili ile davacı 19.03.2019 Tarihinde … nolu bağımsız bölümün satışı konusunda anlaştıklarını, Tapu kayıtları incelendiği takdirde davaya konu taşınmazın müvekkilin firması …’tan …’e geçtiği ve …’in Vakıflarbankası’ndan kredi kullanarak daireyi satın aldığını, …’in bankaya olan borçlarını düzenli ödeyememesi üzerine müvekkil daireyi banka borçları ve üzerine 100.000 tl lik çek ile …’den geri satın aldığını, resmiyette daire … üzerine gözükse de fiiliyatta daire müvekkiline ait olduğunu, dairenin üzerinde …’ın ipoteği olduğunu, ipoteğin kaldırılıp davacı tarafa teslim edileceğini, davacı taraf taksitleri zamanında ödemediğini ve …’a olan kredi temerrüde düştüğünü ve satış işlemleri başladığını, davacı taraf sözleşmeye sadık kalmadığını ve müvekkilin ipotekli taşınmazı ucuza satmasını fırsata çevirdiğini. tapudan gelen satış akit tablosunda dairenin 200.000 TL nin az üzerinde bir rakama satıldığını, davacının müvekkile ödediği rakam ve bankaya ödediği rakam toplanınca sözleşmede ki rakama tekabül ettiğini, davacının herhangi bir zararı söz konusu olmayıp üstüne müvekkil sözleşmeden kaynaklı alacağını süresinde alamadığı için banka, icra masrafları ile karşılaşmış ve zarara uğramıştır. Bu nedenlerle mahkemece tespit olunacak hususlar nazara alınarak; öncelikle ihtiyati tedbir kararının kaldırılmasını ve akabinde davanın reddine, yargılama giderleri ile ücreti vekaletin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
D. YARGILAMA SÜRECİ/HUKUKİ NİTELEME/MAHKEME KABULÜ:
4.Dava, menfi tespit talebinden ibarettir.
5.Menfi tespit davasında amaç bir hukuki ilişkinin veya bir hakkın gerçekten mevcut olmadığının tespitine yöneliktir. Başka bir deyişle hukuki bir yarar bulunması koşuluyla sonuçta alacak-borç ilişkisi doğuracak bir durumun olmadığının tespiti amaçlanır. Menfi tespit davası, normal bir hukuk davası gibi açılır. Borçlu, itirazın kaldırılması sırasında tetkik merciinde (m. 68-68a) ileri sürüp ispat edemediği itiraz ve def’ilerini, menfi tespit davasında yeniden ileri sürebilir; çünkü itirazın kaldırılması kararı, menfi tespit davasında kesin hüküm teşkil etmez. Nitekim aynı ilkeler, T.C. Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 17.03.2010 gün ve 2010/19-123 E. 2010/154 K; 07.12.2011 gün ve 2011/13-576 E. 2011/747 K sayılı kararında da vurgulanmıştır. (T.C. Yargıtay Hukuk Genel Kurulu., 2011/19-622 esas, 2012/9karar, Tar. 18/01/2012)
6.Somut olaya dönüldüğünde, Antalya Genel İcra müdürlüğünün (Kapanan … İcra Müdürlüğünün …/…) esas sayılı dosyası, Antalya … Ağır Ceza Mahkemesinin …/…Esas sayılı dosyası uyap üzerinden iş bu dosya arasına alınmıştır.
7.Antalya … Ağır Ceza Mahkemesinin …/… Esas sayılı dosyasına bakıldığında; Antalya CBS’nin … soruşturma, … esas, … iddianame numaralı iddianamesi ile davalı hakkında, “Şirket Yöneticilerinin Dolandırıcılığı” suçundan dava açıldığı, şikayetçinin davacı olduğu, yargılama sonunda sanık …’un üzerine atılı nitelikli dolandırıcılık suçunu işleme kastıyla hareket etmediği anlaşıldığından, manevi unsur yönünden oluşmayan bu suçtan dolayı açılan kamu davasından CMK 223/2-c maddesi gereğince beraatine karar verildiği, kararın kesinleşmediği anlaşılmıştır.
8.Davacı vekilinin, dava dilekçesi ekinde sunduğu çek örneğinde, çekin ön yüzü yer almaktadır.
9.Mahkememizce dava dilekçesinde geçen çeklerle ilgili bankalarla yazışmalar yapılmıştır.
10.Dosya içine gelen … … 01/12/2020 tarihli cevap yazısında, dava konusu edilen çekin ön ve arka yüzerinin örneği de mevcuttur.
11.Dava konusu çeke bakıldığında, düzenleyenin “… …”, lehtarın davacı “…” olduğu, davacının cirosu ile çekin “… Emlak İnşaat Yatırım ve Yapı Malzemeleri……Ltd Şti” ye geçtiği, ondan da ciro ile “…” isimli kişiye geçtiği anlaşılmaktadır. Davacı vekili de çekin bu kişiye geçtiğini, birinci celsede ve aşamalardaki dilekçelerinde de beyan etmiştir.
12.Dava dilekçesinde geçen, iddia gereği çeklerin verilmesine sebep taşınmazın tapu kaydı, dosya arasına alınmıştır. Tapu kaydına bakıldığında da, taşınmazın, “… Emlak İnşaat Yatırım ve Yapı Malzemeleri……Ltd Şti”den, davalı …’e geçtiği, ondan da davacıya geçtiği anlaşılmaktadır.
13.Davalı vekili, dosya kapsamına göre çekte lehtar da hamil de olmamıştır. Davacı vekilinin de beyanlarında geçtiği üzere, anlatılan olay örgüsünde, davalı gerçek kişi yer almamaktadır. Taşınmazda, önceden “… Emlak İnşaat Yatırım ve Yapı Malzemeleri……Ltd Şti” ye ait olmakla beraber, “… Emlak İnşaat Yatırım ve Yapı Malzemeleri……Ltd Şti” çekte de cirantadır. Cevap dilekçesinde davalı “… Emlak İnşaat Yatırım ve Yapı Malzemeleri……Ltd Şti”nin müvekkilinin firması olduğunu ikrar etmekle beraber, “… Emlak İnşaat Yatırım ve Yapı Malzemeleri……Ltd Şti” bir ticaret şirketidir ve ayrı bir tüzel kişiliği mevcuttur. Davacı vekili, dava dilekçesinde de taşınmaz alım satımına ilişkin ticari ilişkiyi davalı ile yaşadığını beyan etmiştir ve dava konusu çeke dayanarak/ dava konusu çekten ötürü menfi tespit talebinde bulunmuştur.
14.Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun … esas, …/… karar sayılı güncel emsal ilamında da belirtildiği üzere; Sıfat deyimi dava konusu sübjektif hak (dava hakkı) ile taraflar arasındaki ilişkidir. Taraf ehliyeti, dava ehliyeti ve davayı takip yetkisi, davanın taraflarının kişilikleriyle (usul hukuku sorunu) ilgili olduğu hâlde; taraf sıfatı, dava konusu sübjektif hakka (maddi hukuk sorunu) ilişkindir. Sübjektif bir hakkı dava etme yetkisi (davacı sıfatı-dava hakkı) o hakkın sahibine ait olup (aktif husumet); hakkını o hakka uymakla yükümlü kişiden (davalı sıfatı-pasif husumet) isteyebilecektir. Sübjektif hakkın sahibinin ve o hakka uymakla yükümlü olan kişinin kimler olduğu daha açık bir ifadeyle bir davada davacı ve davalı sıfatının kimlere ait olduğu usul hukuku sorunu olmayıp, dava konusu sübjektif hakkın özüne ilişkin olması nedeniyle maddi hukuk sorunudur. Sıfat yokluğu, bir def’i değil, davada taraf olarak gözüken kişiler arasında dava konusu hakkın doğumuna engel bir itirazdır. Hâkim somut olayda bir itiraz sebebinin varlığını öğrenirse bu yönün kamu düzenine ilişkin olması nedeniyle bu hususu kendiliğinden gözetmek zorundadır. Taraf sıfatının, dava şartı olmaması nedeniyle; hâkim, yaptığı inceleme sonunda taraflardan birinin o davada taraf sıfatının bulunmadığı kanaatine varırsa, dava şartı yokluğunun aksine davanın usulden değil, esastan reddine karar vermelidir (Prof. Dr. Baki Kuru, Medeni Usul Hukuku El Kitabı, Mart 2020, Cilt-1, s.332-334).
15.Bu genel açıklamalar ışığında, dosyaya dönüldüğünde; dava konusu çekten dolayı menfi tespit talebinde bulunulduğu, taraflar arasındaki taşınmaz alım satımına ilişkin cevap dilekçesinde de bir ikrar gözükse de, dava konusu çekte düzenleyenin “… …”, lehtarın davacı “…” olduğu, davacının cirosu ile çekin “… Emlak İnşaat Yatırım ve Yapı Malzemeleri……Ltd Şti” ye geçtiği, ondan da ciro ile “…” isimli kişiye geçtiğinin anlaşıldığı, davalı gerçek kişinin dosya kapsamına göre lehtar/hamil olmadığı, davalının şirket temsilcisi olması halinde dahi husumetin şirkete düşeceği, dava konusu çekten dolayı borçlu olunmadığı yönündeki talep kapsamında davalı aleyhine infazı kabil, dava konusu çekten dolayı hüküm kurulamayacağı, dava konusu çekten dolayı iddia konusunda husumetin “… Emlak İnşaat Yatırım ve Yapı Malzemeleri……Ltd Şti”ye düşebileceği, dava konusu çeke dayanarak/ dava konusu çekten ötürü menfi tespit talebinde gerçek kişi davalıya husumet düşmediğinin, zira davalı gerçek kişinin dava konusu çekten dolayı alacaklı sıfatının olmadığının kabulü ile, davanın reddine karar vermek gerekmiştir.
16.Son olarak belirtmek gerekir ki; Yargıtay 19. HD., 2020/237 Esas, 2020/805 Karar sayılı, 04.06.2020 Tarihli, “Bölge Adliye Mahkemeleri’nin Kesin Nitelikteki Kararları Arasındaki Uyuşmazlığın Giderilmesine Yönelik” vermiş olduğu ilamında; ticari nitelikteki menfi tespit davalarında dava açılmadan önce arabuluculuğa gidilmesinin zorunlu olmadığına ve arabulucuya gidilmiş olmasının bir dava şartı olmadığına karar verilmiştir.(Benzer yönde Yargıtay 11. HD., 2020/4396 E, 2021/3198 K; 2020/6050 E, 2021/4519 K) Buna rağmen davacı tarafça zorunlu arabuluculuk kurumnuna başvurulmuştur. Her ne kadar davanın reddi nedeniyle, bu giderin davacı üzerinde bırakılması açık olsa da, aksi durumda dahi, zorunlu olmamasına rağmen ticari davalarda zorunlu arabuluculuğa başvurulması halinde kabule göre bu ücret davalıya yükletilemez. Kabule göre, Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenen bu gider davacı üzerinde bırakılmalıdır. (Emsal olarak; Diyarbakır BAM 6. HD., 2020/641 E, 2021/327 K; Samsun BAM 5. HD., 2021/220 E, 2021/287 K; 2021/353 E, 2021/411 K) Bu açıklamaların burada belirtilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM/Nedenleri yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın, taraf sıfatı (pasif) yokluğundan REDDİNE,
2-Davacı tarafça başlangıçta yatırılan 54,40 TL başvurma harcının mahsubu ile hazineye gelir kaydına,
3-Hükmün niteliği ve tarihi dikkate alınarak, alınması gerekli 80,70 TL maktu ret harcının, davacı tarafça başlangıçta yatırılan 683,10 TL harçtan mahsubu ile hazineye gelir kaydına, arta kalan bakiye harcın karar kesinleştiğinde istek halinde davacıya iadesine,
4-Davacı tarafça yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
5-Davalı kendisini vekili ile temsil ettirdiğinden, 5.100,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
6-Davacı tarafça yatan gider avansından harcanmayan kısmın hüküm kesinleştiğinde UYAP üzerinden kontrolü de sağlanarak davacı tarafa iadesine, karardan sonra tebligat ve benzeri masraflar için gider avansının kullanılması davacı tarafından istenirse tebligat ve benzeri için yapılacak masraflar düşüldükten sonra arta kalan miktarının UYAP üzerinden kontrolü sağlanarak karar kesinleştiğinde davacı tarafa iadesine,
7-6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu 18/13 ve Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği 26/2. Maddeleri, 6100 sayılı HMK 297/1-ç, 326.maddeleri uyarınca, arabuluculuk faaliyeti sonunda tarafların anlaşamamaları halinde iki saatlik ücret tutarı tarifenin birinci kısmına göre ileride haksız çıkan taraftan tahsil olunmak üzere Adalet Bakanlığı bütçesinden ödeneceği öngörüldüğünden; 1.320,00 TL nin davacıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
Dair, davacı vekili Sn. Av. … ve davalı vekili Sn. Av. …’ın yüzüne karşı kararın tebliğinden itibaren 6100 Sayılı Kanunun 345.maddesi gereğince 2 hafta içerisinde ilgili İstinaf Dairesi Başkanlığına sunulmak üzere Mahkememize verilecek dilekçe ile İstinaf yasa yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.05/01/2022

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır