Emsal Mahkeme Kararı Antalya 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/414 E. 2023/119 K. 22.02.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
ANTALYA
4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/414
KARAR NO : 2023/119
DAVA : İtirazın İptali (Kefalet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 21/09/2020
KARAR TARİHİ : 22/02/2023

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Kefalet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
A.TALEP:
Davacı vekili , dava dilekçesinde özetle; Dava dışı borçlu olan …’ın, müvekkil … … … tarihli … ₺ bedelli İşletme Kredisi kullandığını, borçlu … da iş bu krediye müşterek müteselsil kefil ve müşterek müteselsil borçlu sıfatıyla krediye kefil olduğunu, düzenlenen kredi sözleşmesi ile ödenmesi gereken 5. taksit tutarı borçlular tarafından … Bankasına ödenmemesi üzerine … Bankası, yetkisini kullanarak taksit tutarını faiziyle birlikte müvekkil kooperatifin hesaplarına borç kaydedilmekle kooperatifin hesaplarından çektiğini, taraflar arasında yapılan ” … … bankası a.ş. … kredileri sözleşmesine ek muvafakatname ve taahhütname” başlıklı sözleşme hükümleri gereğince müvekkil kooperatifin, kredinin 5. taksiti için ödenen tutarın tamamından sorumlu olan davalı … ve dava dışı … ile …’ a karşı Antalya genel icra müdürlüğünün … esas (eski esas: antalya … icra müdürlüğünün … esas) sayılı dosyası ile yasal takibe geçtiğini, … … bankası a.ş. … Kredileri Sözleşmesine Ek Muvafakatname ve Taahhütname başlıklı sözleşmesi açıkça davalı …’ ın müvekkili … karşı olan sorumluluğunu ortaya koyduğunu, ancak borçlu …’ın süresinde yapmış olduğu itiraz neticesinde … lehine iş bu takip durdurulduğunu iddia ederek itirazın iptalini talep etmiştir.
B. TARAF TEŞKİLİ:
Bilindiği üzere 01.10.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun “Hukuki Dinlenilme Hakkı” başlıklı 27. maddesi uyarınca davanın tarafları, kendi hakları ile bağlantılı olarak hukuki dinlenilme hakkına sahip olup, bu hak, yargılama ile ilgili bilgi sahibi olunmasını da içerir (H. Pekcanıtez, O. Atalay, M. Özekes, Medeni Usul Hukuku, 11. Bası, 2011, s. 273)(bkz; İNCEOĞLU,Sibel., İnsan Hakları Avrupa Mahkemesi Kararlarında Adil Yargılanma Hakkı, İstanbul 2008, 3. Baskı, s. 260-261)
Bu açıklamalar ışığında, mahkememizce dosyada taraf teşkili sağlanmıştır.
C.CEVAP:
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; takip konusu sözleşmenin … tarihli olup anılan kanun hükmü gereğince … tarihinde kefaletin kendiliğinden ortadan kalktığını, dolayısıyla müvekkilimin kefaletten kaynaklı herhangi bir yükümlülüğü bulunmadığını, ayrıca takibe konulan kredi, usulsüz olup hiçbir zaman müvekkilimin ya da icra takip dosyasındaki diğer borçlularının uhdesine geçmediğini, müvekkilinin de ve diğer takip borçluları gibi … isimli dava dışı şahsın şirketinde işçi olarak çalıştığı dönemde, … tarafından … Odası ve Maliye’ye esnaf olarak kayıt ettirildikten sonra bu kişiler adına kredi çekilmiş birbirlerine kefil olarak gösterildiğini, müvekkilinin ve diğer takip borçlularının anılan kredileri hiçbir zaman kullanmadığını, kredilerin kooperatifin yönetimindeki bazı kişiler tarafından dolaylı olarak kullanıldığını, bu kredi kullanımlarının yargıya intikal ettiğini ve yapılan yargılama sonucunda kredilerin kimler tarafından kullanıldığı, gerçek borçlularının kimler olduğunun ortaya çıkarıldığını, Antalya … Ağır Ceza Mahkemesi’nin … E. ve … K. sayılı dava dosyası neticesinde verdiği gerekçeli kararından da anlaşılabileceği gibi “Suç tarihlerindeki … başkanı … ile … tarihine kadar … müdürlüğünü yürüten …’ın … üyeleri … olmak üzere 46 üyenin kredisini dolaylı olarak kullandıkları, toplam … TL işletme kredisi ve … Tl yardımlaşma fonu kredisi kullandıkları, bu kredilerin … TL’sinin ödenmediği, işletme kredilerinin … TL’sinin vadesinin gelmediği, riskin devam ettiği, yardımlaşma fonu kredilerinin … TL’sinin takipte bulunduğu, sanıkların dolaylı olarak kullandıkları bu kredileri alabilmek için gerçekte esnaf olmayan ev hanımı, işçi vs. Olan şahıslara vergi kaydı açtırıp, ardından da en yüksek limit üzerinden kredi kullandırdıkları, herhangi bir teminat istenmediği, iki kefil aracılığıyla kredi kullandırıldığı, kredi kullanan şahısların birbirine kefil yapıldığı, şahısların birbirlerini dahi tanımadığı, tüm bu işlemlerin … … Şubesi kredi görevlisi sanık … iştirakı ile gerçekleştirildiği” (Antalya … Ağır Ceza Mahkemesi … E. ve … K. sayılı gerekçeli kararı sayfa, 17-18), … ortağı ve yönetim kurulu üyesi olan sanıklar …, …, … ve …’ın müştekiler … ve … ile diğer … ortakları adına … … Bankası’nın Antalya … Şubesinden kredi çekildiği, aynı zamanda … başkanlığı yapan …’ın kendi şirketi olan … … San. Ve Tic. A.Ş. Ve … … A.Ş. Çalışanları olan kişileri … Odası ve Maliye’ye esnaf olarak kayıt ettirildikten sonra bu kişiler adına her biri için …’er TL kredi çekildiği, kredi çekilen bu kişilerin isimlerini … oldukları, … ve …’ın almış olduğu kredilerin teminat olması bakımından … için … plakalı araçlara ve … için …, …, …, … plaka sayılı araçlara … tarihinde konulan rehinlerin kaldırılması yönünde yazılan 8 ayrı yazıda kredi borçları bitmediği halde araçlar üzerindeki rehinlerin kaldırılmasına dair yazı yazmak suretiyle 1993 yılından bu yana yönetim kurulu başkanı olan ve 8 ayrı yazıda imzası bulunan sanık …, … tarihinden bu yana … müdürlüğü yapan ve 5 ayrı yazıda imzası bulunan sanık …, … tarihine kadar yönetim kurulu üyeliği yapan ve … tarihli yazıda imzası bulunan sanık … ve … tarihinde … yönetim kurulu üyeliği görevine başlayan ve … tarihli 2 ayrı yazıda imzası bulunan sanık …’ın görevi kötüye kullandıkları” hususlarının (Antalya … Ağır Ceza Mahkemesi … E. ve … K. sayılı gerekçeli kararı, sayfa 20) mahkeme ilamıyla sabit olduğunu, iş bu davanın konusunun da oluşturan usulsüz kredi çekilmesi ve diğer farklı eylemlerinden dolayı, sanıklardan … zimmet, Görevi kötüye kullanma ve nitelikli dolandırıcılık suçlarından; … zimmet, Görevi ihmal ve nitelikli dolandırıcılık suçlarından; … nitelikli dolandırıcılık suçundan; … da görevi ihmal suçundan suçlu bulunarak cezalandırıldığını ,… adına çekilen dava konusu kredi için …, …, …, … plaka sayılı araçlara rehin koyulmuş fakat kredi borcu bitmediği halde rehinlerin kaldırıldığını, Antalya … Ağır Ceza Mahkemesinde yapılan yargılamanın neticesinde verilen gerekçeli karardan görüleceği üzere müvekkilinin ve diğer takip borçlularının hiçbir zaman davalı kurumdan çekilen krediyi kullanmadığını ve davalı kuruma borçlanmadıklarını, gerçek borçluların Ağır Ceza Mahkemesince yapılan yargılama sonucu ortaya çıkarıldığını beyan ederek, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
D. YARGILAMA SÜRECİ/HUKUKİ NİTELEME/MAHKEME KABULÜ:
Dava, itirazın iptali talebinden ibarettir.
Belirtmek gerekir ki; Genel haciz yoluyla ilamsız icra takiplerinde borçlunun itirazı üzerine takip durur ve alacaklının takibin devamını sağlamaya yarayan imkanlarından biri İcra İflas Kanunun 67. maddesinde öngörülen itirazın iptali davasıdır.
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 2013/19-2415 esas, 2015/2335 karar sayılı emsal ilamında da belirtildiği üzere; İtirazın iptali davası, müddeabihi takip konusu yapılmış ve borçlunun itiraz etmiş olduğu alacak olan, normal bir alacak (eda) davasıdır. Takip alacaklısı tarafından (süresi içinde) ödeme emrine itiraz etmiş olan borçluya karşı açılır; yani davacı alacaklı, davalı ise takip borçlusudur. Davacı alacaklı bu davada, borçlunun itiraz etmiş olduğu alacağın mevcut olduğunu bildirerek, borçlunun itirazının iptaline karar verilmesini (ve istiyorsa, borçlunun icra inkar tazminatına mahkûm edilmesini) talep eder (KURU, Baki: İcra ve İflas Hukuku El Kitabı, Türkmen Kitabevi, İstanbul, Kasım 2004, s. 220-221).
Bu davada, ispat yükü kural olarak davayı açan alacaklıda olup, alacaklı alacağını ispatla yükümlüdür. Genel hükümler dairesinde her türlü delille ispat edilecek alacak ta yine takip talepnamesine konu olan ve borçlu yanca itiraza uğrayan alacaktır.
Bu genel açıklamalardan sonra dosyaya dönüldüğünde; ilgili icra dosyası, uyap üzerinden dosya arasına alınmıştır.
Mahkememizce, dosyada, bir bankacı bilirkişi, bir borçlar mevzuatından kaynaklı bilirkişi, bir mali müşavirden rapor aldırılmıştır.
… tarihli bilirkişi heyet raporunda özetle; Dava konusu olaylarla ile ilgili olarak dava dışı … ile … Bankası Aş. arasında … tarihli “… Kredileri Sözleşmesi düzenlendiği ve karşılıklı imza altına alındığı; Davalı …’ın bu sözleşmeye dava dışı … ve … ile birlikte müşterek borçlu ve müşterek müteselsil kefil olduğu tespit edildiği, dava dışı …’ın kullandığı bu kredinin ödenmediği gerekçesi ile davacı … tarafından 19.249,29.-TL. asıl, 142,39.-TL. işlemiş faiz olmak üzere toplam 19.391,68.-TL. tutarındaki alacağın tahsili için davalı … ve dava dışı … ile …’a karşı Antalya genel icra müdürlüğünün … esas (eski esas: antalya … icra müdürlüğünün … esas) sayılı dosyası ile … tarihinde icra takibi başlatıldığı; davalının itirazı üzerine takibin durdurulmasına karar verildiği, dava dışı … Bankası … Şubesi ile dava dışı asıl borçlu … arasında imzalanan … tarihli … Kredileri Sözleşmesi uyarınca … TL anapara tutarlı bir kredinin yıllık %12 akdi faizle, 8 eşit taksitte geri ödenmek üzere ve temerrüt halinde %48 temerrüt faizi uygulanmak şartıyla kullandırılmasının öngörüldüğü; davacı … ile davalı …, dava dışı … ve … bu sözleşmeye müteselsil kefil sıfatıyla imza attıkları, Kefalet imzalarının bulunduğu sayfalarda şahsi teminat verilen kredinin tutarı yazılı olup kefalet şerhlerinin yer aldığı sayfa 3 numaralı sayfasından ibaret olduğu, işlemin yapıldığı dönem yürürlükte olan mevzuata göre kefaletin yazılı şekilde yapılmış olması ve limitinin de belirli olması zorunluluğu gözetildiğinde, davalıların kefaletinin geçerli olduğu sonucuna ulaşıldığı; … tarihinde … TL olarak, %12 akdi faizle kullandırılan kredinin altı ayda bir ödenmek üzere sekiz eşit taksitte itfası öngörülmüş olup ödemelerin …-… tarihleri arasında yapılması gerektiği, …, … ve … vadeli ilk üç taksitinin dava dışı asıl borçlu tarafından yapıldığı, …-… tarihleri arası beş taksitinin ise davacı … tarafından yapıldığığının dosyada bulunan banka kayıtlarından açıkça anlaşıldığı; davacı … temel kredi ilişkisi içinde müteselsil kefil konumunda olduğu, toplam 5 taksit ödemesinin davacının banka nezdindeki hesabından karşılandığı, davacının teknik olarak müteselsil kefil ise de, dosyaya sunulan Yargıtay kararlarından anlaşıldığı üzere Kooperatifin ödediği tutarları tıpkı kredi veren banka gibi diğer sorumlulardan isteyebileceği, davacı … raporda ayrıntısı görülen tutarları davalı diğer müteselsil kefil …, dava dışı kefiller … ve … ile dava dışı asıl borçlu …’a rücu etme hakkı doğduğu, davalı ve dava dışı diğer müteselsil kefil sıfatını taşıyan kişiler ile dava dışı asıl borçlunun taksit vadesini takip eden ilk iş günü itibariyle temerrüt halinde bulunduğu, Borçlar Kanunun 587. maddesi uyarınca aynı borca birden fazla kefil bulunması ve rücu ilişkisinde asıl alacak ve işlemiş faizin kefalet oranı ¼ olarak dikkate alınması halinde, davacı …, davalı asıl borçludan tamamını 7.085,43 TL asıl alacak ve 4.769,56 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 11.854,99 TL bulunduğu; Davalı kefil … ile birlikte dava dışı diğer kefillerden ayrı ayrı olmak üzere her birinin kefalet sorumluluğunun; 1.771,36 TL asıl alacak ve 1.192,39 TL işlemiş faizi olmak üzere toplam 2.963,75 TL bulunduğu hususları belirtilmiştir.
Bilirkişi raporu taraflara tebliğ edilmiş ve itirazlar/beyanlar alınmıştır.
Mahkememizce itirazların değerlendirilmesi amacıyla ek rapor alınmıştır.
… tarihli ek raporda özetle; Kefalet Şerlerinin, işlemin yapıldığı dönemde yürürlükte olan mevzuata göre kefaletin yazılı şekilde yapılmış olması ve limitinin de belirli olması zorunluluğu gözetildiğinde geçerli olduğu; davacı … davalı … ve dava dışı iki kefille birlikte krediye müşterek borçlu ve müteselsil kefil olduğu, dolayısıyla, kök raporda yapılan değerlendirme ve hesaplamalarda hata bulunmadığı, doğru ve geçerli olduğu; davacı … sözünü ettiği “… … Bankası A. Ş. … Kredisi Sözleşmesine ek muvafakatname ve taahhütname” başlıklı sözleşmenin dosyada bulunmadığı belirtilmiştir.
Bilirkişi raporu taraflara tebliğ edilmiş ve itirazlar/beyanlar alınmıştır.
Mahkememizce tekrardan aşamalarda davacının beyanı göz önüne alınarak, … Bankası ile yazışmalar yapılmış ve tekrar bilirkişi heyetinden ek rapor aldırılmıştır.
… tarihli heyet 2’inci ek bilirkişi raporunda özetle; kök ve ek raporların geçerli olduğu, davacı … sözünü ettiği “… … Bankası A. Ş. … Kredisi Sözleşmesine ek muvafakatname ve taahhütname” başlıklı sözleşmenin dosyada bulunmadığı belirtilmiştir.
Mahkememizce davacı tarafın beyanları göz önüne alınarak, banka ile birden çok yazışma yapılmış ancak dosyada olan belgelerden başka belge gönderilmemiştir.
Bilirkişi raporunu hakim denetlemelidir. Öğretide Akyol, bilirkişi raporunun denetimi sadece hâkime ait bir görev değil; aynı zamanda taraflara ait bir haktır demektedir(AKYOL, Şener :Hukuk Usulünde Bilirkişilerle İlgili Bazı Problemler, Mukayeseli Hukukta Bilirkişilik Ve Sorunları, Yargıtay 125.Yıl Dönümü, s. 72 naklen). Hâkimin bilirkişinin uzmanlığı nedeniyle taşıdığı egemenliği kıracak araçları olduğu, bir yanlışın mutlaka geri döneceği ve özellikle böyle bir yanlışın müeyyidelendirileceği konularında bilirkişi inandırılmalı; böyle bir bilinç oluşturulmalıdır.“Hâkim kesinlikle ve mutlak olarak usulün egemeni olmalı; dosyaya, kendi sorumluluğunda girecek olan tanık beyanı gibi bilirkişi raporu gibi hususların adaleti saptıracak biçimlerde tezahürünü önleyecek tedbirleri almalı ve bu egemenliğini davanın sonuna kadar sürdürmelidir.” (Akyol s. 64-65 naklen).
Bu hususlar doğrultusunda, bilirkişi raporlarının, hükme ve denetime elverişli, dosya kapsamına uygun olduğu kanaatine varılmıştır.
Tüm dosya kapsamına, bilirkişi raporlarına göre; Dava konusu olaylarla ile ilgili olarak dava dışı … ile … Bankası Aş. arasında … tarihli “… Kredileri Sözleşmesi düzenlendiği ve karşılıklı imza altına alındığı; Davalı …’ın bu sözleşmeye dava dışı … ve … ile birlikte müşterek borçlu ve müşterek müteselsil kefil olduğu tespit edildiği, dava dışı …’ın kullandığı bu kredinin ödenmediği gerekçesi ile davacı … tarafından 19.249,29.-TL. asıl, 142,39.-TL. işlemiş faiz olmak üzere toplam 19.391,68.-TL. tutarındaki alacağın tahsili için davalı … ve dava dışı … ile …’a karşı Antalya genel icra müdürlüğünün … esas (eski esas: antalya … icra müdürlüğünün … esas) sayılı dosyası ile … tarihinde icra takibi başlatıldığı; davalının itirazı üzerine takibin durdurulmasına karar verildiği, dava dışı … Bankası Antalya Şubesi ile dava dışı asıl borçlu … arasında imzalanan … tarihli … Kredileri Sözleşmesi uyarınca … TL anapara tutarlı bir kredinin yıllık %12 akdi faizle, 8 eşit taksitte geri ödenmek üzere ve temerrüt halinde %48 temerrüt faizi uygulanmak şartıyla kullandırılmasının öngörüldüğü; davacı … ile davalı …, dava dışı … ve … bu sözleşmeye müteselsil kefil sıfatıyla imza attıkları, Kefalet imzalarının bulunduğu sayfalarda şahsi teminat verilen kredinin tutarı yazılı olup kefalet şerhlerinin yer aldığı sayfa 3 numaralı sayfasından ibaret olduğu, işlemin yapıldığı dönem yürürlükte olan mevzuata göre kefaletin yazılı şekilde yapılmış olması ve limitinin de belirli olması zorunluluğu gözetildiğinde, davalıların kefaletinin geçerli olduğu sonucuna ulaşıldığı; … tarihinde … TL olarak, %12 akdi faizle kullandırılan kredinin altı ayda bir ödenmek üzere sekiz eşit taksitte itfası öngörülmüş olup ödemelerin …-… tarihleri arasında yapılması gerektiği, …, … ve … vadeli ilk üç taksitinin dava dışı asıl borçlu tarafından yapıldığı, …-… tarihleri arası beş taksitinin ise davacı … tarafından yapıldığığının dosyada bulunan banka kayıtlarından açıkça anlaşıldığı; davacı … temel kredi ilişkisi içinde müteselsil kefil konumunda olduğu, toplam 5 taksit ödemesinin davacının banka nezdindeki hesabından karşılandığı, davacının teknik olarak müteselsil kefil ise de, dosyaya sunulan Yargıtay kararlarından anlaşıldığı üzere … ödediği tutarları tıpkı kredi veren banka gibi diğer sorumlulardan isteyebileceği, davacı … raporda ayrıntısı görülen tutarları davalı diğer müteselsil kefil …, dava dışı kefiller … ve … ile dava dışı asıl borçlu …’a rücu etme hakkı doğduğu, davalı ve dava dışı diğer müteselsil kefil sıfatını taşıyan kişiler ile dava dışı asıl borçlunun taksit vadesini takip eden ilk iş günü itibariyle temerrüt halinde bulunduğu, Borçlar Kanunun 587. maddesi uyarınca aynı borca birden fazla kefil bulunması ve rücu ilişkisinde asıl alacak ve işlemiş faizin kefalet oranı ¼ olarak dikkate alınması halinde, davacı …, davalı asıl borçludan tamamını 7.085,43 TL asıl alacak ve 4.769,56 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 11.854,99 TL bulunduğu; Davalı kefil … ile birlikte dava dışı diğer kefillerden ayrı ayrı olmak üzere her birinin kefalet sorumluluğunun; 1.771,36 TL asıl alacak ve 1.192,39 TL işlemiş faizi olmak üzere toplam 2.963,75 TL bulunduğu anlaşılmakla; davanın kısmen kabulüne karar vermek gerekmiştir.
Davacı tarafın icra inkar tazminatı talebine gelince;
İcra inkar tazminatının şartları şunlardır:
a)Geçerli ilamsız icra takibi yapılmış olmalı,
b)Borçlu süresi içinde ödeme emrine itiraz etmiş olmalı,
c)Süresi içinde açılmış bir itirazın iptali davası olmalı,
d)Talep olmalı,
e)Borçlunun itirazının haksızlığına karar verilmelidir.
Dosyaya baktığımızda; yasal koşulların oluştuğu, alacağın likit olduğu kanaatiyle, inkar tazminatının kabulüne karar verilmiştir.
HÜKÜM/Ayrıntısı gerekçeli kararda açıklandığı üzere;
1-Davanın KISMEN KABULÜ İLE, davalının Antalya Genel İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasına yapmış olduğu itirazın KISMEN İPTALİ ile, takibin davalı açısından 1.771,36 TL asıl alacak ve 1.192,39 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam da 2.963,75 TL üzerinden DEVAMINA,
2-Davacının icra inkar tazminatı talebin kabulü ile, alacağın %20 tutarı olan 592,75 TL icra inkar tazminatının davalıdan tahsili ile davacıya VERİLMESİNE,
3-Davacı tarafça yatırılan 54,40 ₺ (TL) başvurma harcının mahsubu ile hazineye gelir kaydına,
4-Hüküm gereği alınması gerekli 202,45 ₺ (TL)’nin, dava açılırken davacı tarafça yatırılan 234,21 ₺ (TL)’den mahsubu ile hazineye gelir kaydına, bakiye miktarın karar kesinleştiğinde istek halinde davacıya iadesine,
5-Davacı tarafça dosyada yapılan ve mahkememizce uyap sisteminden kontrol edilen (denetime elverişlilik açısından, uyap ekranında harç-masraf bölümü altında tahsilat reddiyat bilgileri başlığının içeriğinde masraflar açıkça yazmaktadır) posta-tebligat-bilirkişi ücreti gideri toplamı 2.593,10 ₺ (TL)’nin haklılık durumu gereği; 415,00 ₺ (TL)’sinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, arta kalan masrafın davacı üzerinde bırakılmasına,
6-Davalı tarafça dosyada yapılan ve mahkememizce uyap sisteminden kontrol edilen (denetime elverişlilik açısından, uyap ekranında harç-masraf bölümü altında tahsilat reddiyat bilgileri başlığının içeriğinde masraflar açıkça yazmaktadır) posta-tebligat 26,00 ₺ (TL)’nin haklılık durumu gereği; 21,84 ₺ (TL)’sinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine, arta kalan masrafın davalı üzerinde bırakılmasına,
7-6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu 18/13 ve Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği 26/2. Maddeleri, 6100 sayılı HMK 297/1-ç, 326.maddeleri uyarınca, arabuluculuk faaliyeti sonunda tarafların anlaşamamaları halinde iki saatlik ücret tutarı tarifenin birinci kısmına göre ileride haksız çıkan taraftan tahsil olunmak üzere Adalet Bakanlığı bütçesinden ödeneceği öngörüldüğünden; 1.320,00 ₺ (TL)’nin haklılık durumu gereği; 211,00 ₺ (TL)’sinin davalıdan; 1.109,00 ₺ (TL)’sinin davacıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
8-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdinden; 2.963,75 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
9-Davacı tarafça yatan gider avansından harcanmayan kısmın hüküm kesinleştiğinde UYAP üzerinden kontrolü de sağlanarak davacı tarafa iadesine,
Dair, davacı vekili Sn. Av. …’ın yüzüne karşı davalının yokluğunda verilen karar miktar itibariyle KESİN olmak üzere açıkça okunup usulen anlatıldı. 22/02/2023

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır