Emsal Mahkeme Kararı Antalya 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/386 E. 2023/425 K. 06.07.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
ANTALYA
4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/386
KARAR NO : 2023/425
DAVA : Tazminat (Ticari Niteliktekinde Haksız Fiilden Kaynaklanan
DAVA TARİHİ : 08/09/2020
KARAR TARİHİ : 06/07/2023

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Ticari Niteliktekinde Haksız Fiilden Kaynaklanan ) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı … LİMİTED ŞİRKETİ vekili, dava dilekçesinde özetle; Davalı … işleteni olduğu dava dışı sürücü …’ın sevk ve idaresindeki … plakalı aracın … tarihinde … kavşağına yaklaşırken hiz limitinin üzerinde seyir halinde olması ve yağışında etkisiyle kırmızı ışıkta duramadığını, müvekkili şirkete ait, …’ın sevk ve idaresindeki ticari vasıflı … plakalı araca arkadan çarpmak sureti ile zincirleme bir şekilde maddi hasarlı trafik kazasına sebebiyet verdiğini, müvekkiline ait … marka 2016 model ticari vasıflı araç ağır hasar gördüğünü, ayrıca müvekkilinin tamirde geçen süre zarfında kazaya konu aracı kullanamadığını ve büyük oranda kazanç kaybına uğradığını, mahkemeye sunulacak trafik tespit tutanaklarında da görüleceği üzere davalı tarafın söz konusu kazaya %100 kusurlu bir şekilde kendisi sebebiyet verdiğini, nitekim yerleşik yargı içtihatlarında ve uygulamada da görülmektedir ki bir şeyin kısmen hasar görmesi halinde, kullanılamamasından doğacak zararların sorumlu kişiden talep edilebileceğini, motorlu araç zarar görmüş ise, aracın kullanış amacına göre araçtan mahrumiyet zararının belirlenmesi gerektiğini, müvekkilinin davaya konu hasar gören aracı 2016 model … marka ticari araç olup, iş bu davaya konu trafik kazası sonucunda büyük oranda değer kaybettiğini, müvekkilinin kaza neticesinde … tarihleri arasında aracını kullanamadığını ve büyük oranda kazanç kaybı yaşadığını, araçta meydana gelen değer kaybı ve kazanç kağbı dolayısıyla ne kadar zarara uğradığını şu aşamada taraflarınca bilinmediğinden, bilirkişi raporu ile bu tutar kesin ve net bir şekilde belirleneceğini, müvekkilinin faaliyet alanının taşımacılık olup, iş bu kaza neticesinde faaliyeti sekteye uğradığını, ilgili oda ve meslek kuruluşlarından kazanç kaybı miktarı talep edildiğinde aracın ortalama aylık getirisinin tespit edilebileceğini, ayrıca söz konusu aracın müvekkilince taşıma faaliyetlerinde kullanıldığını, dolayısıyla aracın bakımda olduğu süre zarfında ikame araç kullanıldığını beyan ederek; davanın kabulü ile, müvekkilin aracında oluşan değer kaybı ve kazanç kaybının parasal değerinin bilirkişi marifetiyle tam ve net olarak tespitine, belirsiz alacağının, şimdilik 200-TL’lik değer kaybı, 200-TL’lik (mahrum kalınan kar ve ikame araç bedeli olmak üzere) (Bu taleplere ilişkin dava değerleri değer artırım dilekçesinde ayrılmıştır) kazanç kaybının … kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacı müvekkile verilmesini talep etmiştir.
Davalı … ANONİM ŞİRKETİ vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının öncelikle araç değer kaybı talebi var ise bu talebini yazılı olarak ilgili sigorta şirketine iletmek zorunda olduğunu, bu hususun dava şartı olduğunu, davanın belirsiz alacak davası olarak açılamayacağını, kusur oranlarının yeniden belirlenmesi gerektiğini, vekil edenin kusurunun olmadığını beyan ederek; davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Dava, haksız fiilden kaynaklı (trafik kazasından) tazminat talebinden ibarettir.
Türk Borçlar Kanunu m. 50 gereği; Zarar gören, zararını ve zarar verenin kusurunu ispat yükü altındadır.
Cevap dilekçesinde ihbar talebi olduğu görülmekle, bu husus mahkememizce yerine getirilmiştir.
İhbar olunan … SİGORTA ANONİM ŞİRKETİ vekili beyan dilekçesinde özetle; müvekkilinin taraf olmadığından hakkında hüküm kurulamayacağını, … Plaka sayılı otobüsün müvekkil sigorta şirketi nezdinde Trafik ve Kasko Poliçesi ile sigortalı olduğunu, ihtiyari Mali Mesuliyet Poliçesi teminatı Zorunlu Mali Mesuliyet Sigorta Poliçesi teminatının üzerinde kalan meblağı teminat altına aldığını, sorumluluğu olan trafik poliçesi teminatının tamamının rücuen … Sigorta A.Ş. Ve … Sigorta A.Ş.’ye ödendiğini beyan etmiştir.
2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 91/1. maddesinde, “işletenlerin, bu kanunun 85/1. maddesine göre olan sorumluluklarının karşılanmasını sağlamak üzere mali sorumluluk sigortası yaptırmaları zorunludur”, aynı Yasa’nın 85/1. maddesinde, “bir motorlu aracın işletilmesi bir kimsenin ölümüne veya yararlanmasına yahut bir şeyin zarara uğramasına sebep olursa, araç işletenin bu zarardan sorumlu olacağı”, aynı Yasa’nın 85/son maddesinde ise, “işleten ve araç işleticisi teşebbüsün sahibi, aracın sürücüsünün veya aracın kullanılmasına katılan yardımcı kişilerin kusurundan kendi kusuru gibi sorumludur” hükümlerine yer verilmiş, Karayolları Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları’nın A-1. maddesinde de, “sigortacı bu poliçede tanımlanan motorlu aracın işletilmesi sırasında bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına veya bir şeyin zarara uğramasına sebebiyet vermesinden dolayı 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’na göre işletene düşen hukuki sorumluluğu, zorunlu sigorta limitlerine kadar temin eder” şeklinde ifade edilmiştir. 2918 sayılı KTK madde hükümlerinden, Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası; motorlu bir aracın karayolunda işletilmesi sırasında, bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına veya bir şeyin zarara uğramasına neden olması halinde, o aracı işletenin zarara uğrayan 3. kişilere karşı olan sorumluluğunu belli limitler dahilinde karşılamayı amaçlayan ve yasaca yapılması zorunlu kılınan bir zarar sigortası türü olduğu anlaşılmaktadır.
Yine, 2918 sayılı KTK m. 97 gereği; Zarar görenin, zorunlu mali sorumluluk sigortasında öngörülen sınırlar içinde dava yoluna gitmeden önce ilgili sigorta kuruluşuna yazılı başvuruda bulunması gerekir. Sigorta kuruluşunun başvuru tarihinden itibaren en geç 15 gün içinde başvuruyu yazılı olarak cevaplamaması veya verilen cevabın talebi karşılamadığına ilişkin uyuşmazlık olması hâlinde, zarar gören dava açabilir veya 5684 sayılı Kanun çerçevesinde tahkime başvurabilir.
Söz konusu mevzuat hükümleri dikkate alınarak, davanın da sigorta şirketine değil, araç işletenine karşı açıldığı, buna hukuken bir engelin olmadığı göz önüne alınarak, davalının, davacının sigorta şirketine başvurması gerektiği, başvurmadığından davanın usulden reddine karar verilmesi gerektiğine yönelik itirazlar hukuken yerinde değildir.
Davalı, davanın belirsiz alacak davası olarak açılmayacağına ilişkin itirazlarda bulunmuştur.
HMK m. 107 gereği; Davanın açıldığı tarihte alacağın miktarını yahut değerini tam ve kesin olarak belirleyebilmesinin kendisinden beklenemeyeceği veya bunun imkânsız olduğu hâllerde, alacaklı, hukuki ilişkiyi ve asgari bir miktar ya da değeri belirtmek suretiyle belirsiz alacak davası açabilir. Söylemek gerekir ki, araçtaki değer kaybına ilişkin dava, belirsiz alacak davası olarak açılabilir. (Yargıtay Hukuk Genel Kurulu, 2017/17/1099 E, 2019/460 K) Araçtaki değer kaybına ilişkin dava, belirsiz alacak davası olarak açılabilir. (Yargıtay Hukuk Genel Kurulu, 2017/17/1099 E, 2019/460 K) Kabule göre, somut olayda, davacının diğer taleplerini de belirsiz alacak davası olarak ileri sürmesinde hukuka aykırılık yoktur.
Mahkememizce tensip tutanağı ile kazanç araştırması için yazışmalar yapılmıştır.
Mahkememizce dosyada tanıklar dinlenmiştir.
Tanık … duruşmada; “Ben davacı firmada 2006 yılından beri muhasebe departmanında çalışıyorum, dava konusundan haberdarım, hatırladığım kadarıyla aracımız … markasıydı, turizm taşımacığı yapıyordu, havalimanından otele, otelden havalimanına taşıma işi yapardı, hatırladığım kadarıyla kaza tarihi yoğun olan bir dönemdi, tam bir turizm sezonuydu, hatırladığım kadarıyla bu aracı kendi tamirhanemizde değil yetkili serviste tamir yaptırdık, sanırım 45 gün kadar tamirde kaldı, bu süreçte bu aracın yerine dışarıdan araç kiralamıştık, söz konusu kaza tarihinde ortalama bu aracın aylık kira bedeli 6.000,00 TL idi, net bir rakam veremeyeceğim, o tarihlerde söz konusu araç 9-10 saat arasında rahat çalışırdı, 4-5 sefer rahat yapılırdı, hatırladığım kadarıyla araç arkadan hasar almıştı, düz şekilde aracımıza çarpıldığı anlaşılıyordu, kiraladığımız araçta … vito idi, aynı özellikte bir araçtı, plakası 34 ile başlıyordu, ama devamını hatırlamıyorum” şeklinde beyanda bulunmuştur.
Tanık … duruşmada; “Ben davacı şirkette 1999 yılından beri operasyon sorumlusu olarak görev yapmaktayım. Operasyon sorumlusu çalışan araçların iş bölümünü yapar. Aracımıza arkadan çarpıldığını hatırlıyorum, 1,5 – 2 ay kadar tamirde kaldı, bu aracın tamiri kendi tamirhanemizde değil yetkili serviste yapıldı, bu aracın yerine dışarıdan aynı özellikte bir araç kiraladık, kendi araçlarımızdan ikame yapılmadı, aracımız … vito idi, kazanın olduğu dönem turizm faaliyetlerinin yoğun olduğu bir dönemdi, bu aracımız gün içinde 5-6 sefer yapardı, havalimanı otel, otel havalimanı arası çalışıyordu, vip özellikli bir araçtı, yani araç deri koltuklu idi, müşteriler özel müşterilerdi, aracın bize maliyeti konusunda bir bilgim yoktur” şeklinde beyanda bulunmuştur.
Aşamalarda, dosya bir trafik bilirkişisi ve bir sigorta eksperi bilirkişiye tevdi edilmiştir, rapor aldırılmıştır.
… tarihli kusur bilirkişisi raporunda özetle; davalı adına kayıtlı otobüs sürücüsünün 2918 sayılı KTK’nın m. 56/1-c ve yönetmeliğin m. 107, aynı kanunun 84/d ve yönetmeliğin 157/a-4 hükümlerini ihlal ettiği, davacı araç sürücüsünün her hangi bir kanun ve yönetmelik maddesini ihlal etmediği, dava dışı otomobil sürücüsünün her hangi bir kanun ve yönetmelik maddesini ihlal etmediği, dava dışı minibüs sürücüsünün her hangi bir kanun ve yönetmelik maddesini ihlal etmediği, maddi hasarlı trafik zabıtasınca düzenlenen tutanaktaki dağılıma iştirak ettiğini belirtmiştir.
… tarihli sigorta eksperi bilirkişi raporunda özetle; İnceleme konusu aracın … tarihinden önce piyasa değerinin … TL olduğu … tarihindeki kaza olayından sonra piyasa koşulları ve şahsi kanaak eklendiğinde piyasa değerinin 125.000,00 TL olacağı, sonuç olarak inceleme konusu araç üzerinde 15.000,00 TL değer kaybı oluşacağı; Bahse konu kaza sonucu … plakalı aracın makul onarım süresinin 21 gün olacağı kanaati oluştuğu, yapılan araştırma neticesinde, kaza tarihinde muadil bir aracın ortalama günlük kiralama bedelinin 300,00 TL olduğu tespit edildiği, buna göre dava konusu araç için mahrumiyet bedelinin: 21 gün (onarım süresi) x 300,00 TL = 6.300,00 TL olduğu belirtilmiştir.
Bilirkişi raporları taraflara tebliğ edilmiş ve itirazlar/beyanlar alınmıştır.
Söylemek gerekir ki; Olay tarihi itibariyle yürürlükte bulunan 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun 50’nci maddesinin ikinci fıkrası uyarınca davacı tarafından araç kiraladığına dair belge veya ödeme belgeleri sunulmasa da hakim zararı belirleyebilir. Bu durumda mahkemece, davacı aracında oluşan hasarın niteliğine göre makul tamir süresinin belirlenmesi, ihtiyaçları için aracı kullanamamaktan doğan ve bu süre içinde davacının (ikame araç) ödemesi gereken bedelin ne olacağı konularında bilirkişi raporu alınmalıdır(Yargıtay 4. HD, 2021/26777 E, 2022/11236 K). Değer kaybı yönünden de; Yargı kararlarında, öncelikle dava konusu aracın hasar geçmişine ilişkin tüm bilgi ve belgeler (tramer kaydı, sigorta şirketlerinde oluşturulan hasar dosyası, servis belgeleri, trafik denetleme şube müdürlüklerince tanzim edilen tutanaklar ve fotoğraflar vs) ilgili yerlerden getirtilip konusunda uzman ayrı bir bilirkişiye tevdi edilerek aracın markası, modeli,yaşı, kilometresi ve değere etki eden diğer özellikleri de dikkate alınarak dava konusu aracın kaza öncesi serbest piyasa koşullarındaki 2. el değeri ile aracın onarım sonrası serbest piyasa koşullarındaki 2. el değeri (kaza sonrası onarımla değişen orijinal parçalar varsa bunların araca kattığı değer de dikkate alınarak) arasındaki farkın belirlenmesi yöntemiyle değer kaybının tespiti gerektiği belirtilmektedir.
Kazanç kaybı talebin yönünden de; Kazanç kaybının hükme elverişli, denetime esas olarak tespit edilebilmesi amacıyla davacının ticari defterlerinin incelenmesi amacıyla ara karar kurulmuştur. Yargı kararları dikkate alınarak, vergi dairesi, ilgili oda gibi kurumlarla yazışma yapılmıştır. (İzmir BAM 20. HD, 2020/1088 E, 2022/580 K; Van BAM 2. HD, 2020/660 E, 2021/132 K; Yargıtay 17. HD, 2015/4516 E, 2015/14320 K) Aynı ara kararda, itirazların değerlendirilmesi amacıyla sigorta eksperinden ek rapor alınmıştır.
Sigorta eksperi bilirkişi ek raporunda, itirazlar değerlendirilmiş ve kök raporda değişiklik gerekmediği belirtilmiştir.
… tarihli mali bilirkişi tarafından yapılan hesaplamada özetle; Davacı şirketin kazaya uğrayan ve …tarihleri arası tamir ve bakımda kalan … plaka sayılı aracın yerine aynı özelliklere sahip … plaka sayılı aracı kiralayarak aynı iş ve faaliyetine devam ettiğinden dolayı … plaka sayılı araç ile yapmış olduğu ticari faaliyetinden sağlanan gelir yönünden bir kaybının olmadığı belirtilmiştir.
Bilirkişi raporu taraflara tebliğ edilmiş ve itirazlar/beyanlar alınmıştır.
Aşamalarda sigorta eksperinden alınan ek raporun taraflara tebliğ edilmediği görülmekle, usuli eksikliği gidermek için tebliğ eksikliği giderilmiştir.
Bilirkişi raporu taraflara tebliğ edilmiş ve itirazlar/beyanlar alınmıştır.
Bilirkişi raporunu hakim denetlemelidir. Öğretide Akyol, bilirkişi raporunun denetimi sadece hâkime ait bir görev değil; aynı zamanda taraflara ait bir haktır demektedir(AKYOL, Şener :Hukuk Usulünde Bilirkişilerle İlgili Bazı Problemler, Mukayeseli Hukukta Bilirkişilik Ve Sorunları, Yargıtay 125.Yıl Dönümü, s. 72 naklen). Hâkimin bilirkişinin uzmanlığı nedeniyle taşıdığı egemenliği kıracak araçları olduğu, bir yanlışın mutlaka geri döneceği ve özellikle böyle bir yanlışın müeyyidelendirileceği konularında bilirkişi inandırılmalı; böyle bir bilinç oluşturulmalıdır.“Hâkim kesinlikle ve mutlak olarak usulün egemeni olmalı; dosyaya, kendi sorumluluğunda girecek olan tanık beyanı gibi bilirkişi raporu gibi hususların adaleti saptıracak biçimlerde tezahürünü önleyecek tedbirleri almalı ve bu egemenliğini davanın sonuna kadar sürdürmelidir.” (Akyol s. 64-65 naklen).
Bu hususlar doğrultusunda, bilirkişi raporlarının, hükme ve denetime elverişli, dosya kapsamına uygun olduğu, yukarıdaki açıklamalar ışığında düzenlendiği kanaatine varılmıştır.
Davacı vekili, talepleri yönünden değer artırım dilekçesi (…) vermiş, dilekçe tebliğ edilmiştir.
Tüm dosya kapsamı, dosyada alınan bilirkişi raporlarındaki tespitlerin yerinde olması, taleple bağlılık ilkesi, gerçek zararın tespiti gereği, ikame araç yönünden sigorta eksperi raporunda belirtilen/bulunan dava konusu araç için mahrumiyet bedelinin: 21 gün (onarım süresi) x 300,00 TL = 6.300,00 TL olduğu yönündeki tespitin dosya kapsamına, uygun olması, ikame araç kullanılması, ilgili dönemde çalışmanın devam ettiğinin anlaşılması ve mali müşavir bilirkişi raporunda kazanç kaybı olmadığının belirtilmesi hususları karşısında; Davacının değer kaybı tazminatı talebinin kabulü ile; 15.000,00 TL değer kaybı tazminatının … tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, davacının ikame araç bedeli talebinin kabulü ile; 6.300,00 TL ikame araç bedelinin … tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, davacının kazanç kaybı tazminatı talebinin reddine karar vermek gerekmiştir. Haksız fiil tarihinden itibaren ve talep gereği yasal faiz işletilmiştir.
HÜKÜM/Ayrıntısı gerekçeli kararda açıklandığı üzere;
1-Davacının değer kaybı tazminatı talebinin KABULÜ İLE; 15.000,00 TL değer kaybı tazminatının … tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
2-Davacının ikame araç bedeli talebinin KABULÜ İLE; 6.300,00 TL ikame araç bedelinin … tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3-Davacının kazanç kaybı tazminatı talebinin REDDİNE,
4-Davacı tarafça yatırılan 54,40 TL başvurma harcının mahsubu ile hazineye gelir kaydına,
5-Davacı tarafça yatırılan 54,40 TL peşin harcı ve aşamalarda yatan 357,00 TL tamamlama harcı toplamı 411,40 TL’nin mahsubu ile hazineye gelir kaydına, hüküm gereği alınması gerekli bakiye kalan 1.043,60 TL’nin davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
6-492 sayılı Harçlar Kanunu’nun 28. maddesi gereğince; bakiye harcın, kararın tebliğinden itibaren bir ay içinde ödenmesi gerektiğinden, kararın tebliğinden itibaren bir ay içinde ödenmeyen harç için -kanunen belirlenen sınır göz önünde tutularak- “harç tahsil müzekkeresi” yazılmasına, bakiye karar ve ilam harcının ödenmemiş olmasının, hükmün tebliğe çıkarılmasına, takibe konulmasına ve kanun yollarına başvurulmasına engel teşkil etmeyeceğinin bu şekilde hükümde belirtilmesine,
7-Davacı tarafça yatırılan ve mahsup edilen toplamda 465,80 TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
8-Davacı tarafça dosyada yapılan ve mahkememizce uyap sisteminden kontrol edilen (denetime elverişlilik açısından, uyap ekranında harç-masraf bölümü altında tahsilat reddiyat bilgileri başlığının içeriğinde masraflar açıkça yazmaktadır) posta-tebligat-bilirkişi ücreti gideri toplamı 4.400,00 TL’nin haklılık oranı gereği; 4.378,00 TL’sinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, arta kalan masrafın davacı üzerinde bırakılmasına,
9-Davalı tarafça dosyada yapılan ve mahkememizce uyap sisteminden kontrol edilen (denetime elverişlilik açısından, uyap ekranında harç-masraf bölümü altında tahsilat reddiyat bilgileri başlığının içeriğinde masraflar açıkça yazmaktadır) posta-tebligat ücreti gideri toplamı 41,00 TL’nin haklılık oranı gereği; 1,00 TL’sinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine, arta kalan masrafın davalı üzerinde bırakılmasına,
10-6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu 18/13 ve Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği 26/2. Maddeleri, 6100 sayılı HMK 297/1-ç, 326.maddeleri uyarınca, arabuluculuk faaliyeti sonunda tarafların anlaşamamaları halinde iki saatlik ücret tutarı tarifenin birinci kısmına göre ileride haksız çıkan taraftan tahsil olunmak üzere Adalet Bakanlığı bütçesinden ödeneceği öngörüldüğünden; 1.320,00 TL’nin haklılık oranı gereği, 1.313,00 TL’sinin davalıdan, 7,00 TL’sinin davacıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
11-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden; 9.200,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
12-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden; 100,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
13-Davacı tarafça yatan gider avansından harcanmayan kısmın hüküm kesinleştiğinde UYAP üzerinden kontrolü de sağlanarak davacı tarafa iadesine, karardan sonra tebligat ve benzeri masraflar için gider avansının kullanılması davacı tarafından istenirse tebligat ve benzeri için yapılacak masraflar düşüldükten sonra arta kalan miktarının UYAP üzerinden kontrolü sağlanarak karar kesinleştiğinde davacı tarafa iadesine, (6100 sayılı HMK m. 333) ;12/1/2011 tarihli ve 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu gereğince dava açılırken mahkeme veznesine yatırılacak olan gider avansının miktarı ile avansın ödenmesine ilişkin usul ve esasları belirten, “Hukuk Muhakemeleri Kanunu Gider Avansı Tarifesi” göz önünde tutularak; her hangi bir bankaya ait hesap numarası ve/veya herhangi bir banka hesabına ait IBAN numarası verilmesi halinde taraflara ait artan gider avansının bildirdikleri hesaba aktarılmasına, davalı tarafından yatırılan gider avansının aynı şekilde istek halinde iadesine,
14-Kararın, Bölge Adliye ve Adli Yargı İlk Derece Mahkemeleri ile Cumhuriyet Başsavvcılıkları İdari ve Yazı İşleri Hizmetlerinin Yürütülmesine Dair Yönetmelik m. 216 gereği ve Yargıtay 1. HD’nin 2016/12476 E, 2019/2779 K sayılı emsal ilamı gereği talep ve masraf bulunması halinde taraflara ve/veya Teb. K. m. 11 ve Yargıtay Hukuk Genel Kurulu., 22/01/2003, 2003/1-25 E., 2003/7 K., Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı., 10/07/1940, 1940/7 E., 1940/75 K. nolu kararları gereği vekil ile temsil edilen tarafın vekiline tebligata çıkartılmasına,(RUHİ, Ahmet Cemal., Tebligat Hukuku., 2008, 6. Baskı, s. 127); taraflardan birisi tarafından kanun yoluna başvurulması halinde bu hususun tebliğ isteği olarak değerlendirilerek, gerekçeli kararın tebliğe çıkarılmasına,
Dair, davacı vekili Sn. Av. … ve e- duruşma talep eden davalı vekili Sn. Av. …’in yüzüne karşı kararın tebliğinden itibaren 6100 Sayılı Kanunun 345.maddesi gereğince 2 hafta içerisinde ilgili İstinaf Dairesi Başkanlığına sunulmak üzere Mahkememize verilecek dilekçe ile İstinaf yasa yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 06/07/2023

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır