Emsal Mahkeme Kararı Antalya 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/371 E. 2021/773 K. 23.11.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
ANTALYA
4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/371
KARAR NO : 2021/773
DAVA : Genel Kurul Kararının İptali (Kooperatif Genel Kurul Kararının İptali)
DAVA TARİHİ : 02/09/2020
KARAR TARİHİ : 23/11/2021

Mahkememizde görülmekte olan Kooperatif Genel Kurul Kararının İptali davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili … tarihli dava dilekçesinde özetle; davalı tarafından, davacı kooperatif üyesine kooperatiften çıkarmaya ilişkin Antalya … Noterliğinin … Tarihli … yevmiye nolu ihtarnamesinin gönderildiğini, davacının Antalya … Noterliğinin … Tarih ve … yevmiye nolu ihtarı ile bu ihtarnameye cevap verdiğini, davalı kooperatifin Antalya … Noterliğinin … yevmiye nolu … Tarihli ikinci ihtarnameyi gönderdiğini, davacının bu ihtarnameye de Antalya … Noterliğinin … tarihli … yevmiye nolu ihtarı ile cevap verdiğini, davalının Antalya … Noterliğinin … Tarihli … yevmiye nolu ihtarı ile davacının mali yükümlülüklerini yerine getirmemesi sebebi ile kooperatif üyeliğinden çıkarıldığını bildirmiştir. Davacının Yönetim Kurulunun 14.07.2020 tarihli 67 sayılı ihraç kararına itirazlarını içeren Antalya … Noterliğinin … tarihli … yevmiye nolu ihtarı ile Genel Kurula itiraz ettiğini, ancak kooperatif Genel Kurulu tarafından itirazının kabul edilmediğini ve ihracına karar verildiğini, davacının alınan kararı kabul etmediği beyanını içerir Genel Kurul kararına şerh koyduğunu, davacının Kooperatif üyeliğinden ihraç kararının hukuka aykırı olduğunu, davalı kooperatifin davacının üyelik kaydını 25.04.2019 Tarihinde gerçekleştiğini bu sebeple konut fiyatı değerlendirmesinin 2019 yılına göre yapılması gerektiğini ileri sürdüğünü ve davacıdan haksız olarak ek 562.752,50 TL talep edildiğini, davacının davalı kooperatife üyeliğinin 2016 yılında başladığını, CK-2 nolu villanın 1/2 ‘sini 2016 yılında satın aldığını ve bu amaçla davalı kooperatifin hesabına 01/07/2016 tarihinde 30.000,00 TL yatırdığını, diğer hisseye sahip olan …’inde aynı tarihte davalı kooperatifin hesabına 30.000,00 TL yatırdığını, davacının 2018 yılında …’den ½ hisseyi satın aldığını ve aynı yıl kooperatife 40.000,00 TL daha ödemede bulunduğunu, davalı kooperatifin muhasebe kayıtlarında bu ödemelerin açık bir biçimde görüleceğini, davacıya gönderilen ihraç kararında üye nosunun 11 olarak gözükmesinin beyanlarını teyit ettiğini, davalı kooperatif tarafından 2018 yılında 100.000,00 TL peşin 24 ay 0 faiz oranı ile konut satışı yapma kampanyasının düzenlenmiş olmasının davacının iddialarının haklı olduğunu gösterdiğini, kooperatifin ana sözleşmesinde ortaklığa kabulün Yönetim kurulu kararına bağlanmış olması, ortaklığa kabul için mutlaka yönetim kurulunun bir karar alması anlamına gelmediğini, davacının kooperatife üye olduğu tarihte mezkur villanın 657.247,50 TL den satıldığını, davacının kooperatife 2016 yılında toplamda 100.000,00 TL ödediğini, kalan miktar içinde senetler verdiğini, bu senetlerin dönemin yönetim kurulu tarafından hiçbir itirazı kayda tabi tutulmadan kabul edildiğini, anılan senetlerin vade günlerinde ödemesi yapıldığında davacının kooperatife hiçbir borcunun kalmayacağını, vadesi gelen 20/06/2019 keşide tarihli 30/12/2019 vade tarihli 100.000,00 TL bedelli ve 20/06/2019 keşide tarihli 30/06/2020 vade tarihli 57.247,50 TL bedelli senetlerin ödemesinin de zamanında yapıldığını, davacının talebi değerlendirilip kendisine menfi tespit davası açması için süre verilmesi gerekirken doğrudan ihraç kararının onaylanmasının bütünü ile iyi niyete ve hukuka aykırı bir tutum olduğunu beyanla yargılama esnasında ileri sürecekleri başkaca nedenlerden dolayı davalı kooperatifin 08/08/2020 tarihli genel kurulun davacının üyelikten çıkarma kararının iptaline, mahkeme masrafları ve ücreti vekaletin karşı tarafa tahmiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; … Kooperatifinin 2015 yılında kurulduğunu, kurulduğu günden itibaren kaydetmiş olduğu üyelerde genel prensip olarak yaklaşık %30’a denk gelen ve her bir konut için belirtilen arsa payı peşinat tutarını alıp kalan bölüm için bono veya Halk Bankasından bağlı kredi yönteminin benimsendiğini, yönetim kurulunda belirlenen fiyatların 2015 yılına ait olup, genel kurulunca yönetim kuruluna verilen yetkiler doğrultusunda artışlar yapıldığını, davacının dava dışı … ile 1/2 hisseli olacak şekilde üye olmak için talepte bulunduğunu ve dava dilekçesinde de belirtildiği üzere kendisi tarafından 30.000,00 TL dava dışı … tarafından 30.000,00 TL kooperatif hesabına yatırıldığını, müteakiben 40.000,00 TL daha gönderildiğini, ayrıca toplam bedelin 557.247,50 TL olan 5 adet senet alındığını, davacının 30/12/2019 vade tarihli 100.000 TL ve 30/06/2020 vade tarihli 57.000 TL’lik senet bedellerini ödediğini, kooperatif tarafından davacının 25/04/2019 tarihinde CN 2 nolu bağımsız bölümdeki ikiz villa için üyelik şartlarını yerine getirdiğinden 11 nolu üye olarak kaydına karar verildiğini, ancak 22/06/2019 tarihinde yapılan genel kurulda önceki dönemin ibra edilmediğini, mali kayıtlar incelendiğinde üyelerin hepsine uygulanan %30’luk peşinatın davacının da içinde bulunduğu bazı üyelere eşit işlem ilkesine aykırı olarak uygulanmadığını, bu durumun giderilmesi için davacıya Antalya … Noterliğinin … tarihli ve … yevmiye nolu ihtarnamesinin keşide edildiğini, bu ihtarnameden sonra da dava dilekçesinde de belirtilen ikinci ihtarname ile davacının ihracına ilişkin ihraç kararının tebliğ edildiğini, genel kurul kararının yasaya aykırı olmayıp, kooperatif üyeleri arasındaki eşit işlem ilkesine uygun olduğunu, davacının ödemekle yükümlülüklerini yerine getirmediği gibi kooperatif ana sözleşmesi gereği ihtarname ile kendisine bildirilmesine rağmen kooperatife ödemeye ilişkin bono teslim etmediğini, kredi başvurusunda bulunmadığını beyanla davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Taraflara duruşma gün ve saatini bildirir usulüne uygun meşruhatlı davetiyeler tebliğ edilerek taraf teşkili sağlanmıştır.
Antalya Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü’ne müzekkere yazılarak kooperatife ait sicil dosyası, 08/08/2020 tarihli Genel Kurul Tutanağı ve buna dair belgeler dosyamız arasına alınmıştır.
Davalı kooperatife müzekkere yazılarak, kooperatife ait sicil dosyası, 08/08/2020 tarihli Genel Kurul Tutanağı, davalının kooperatiften ihracına ilişkin alınan kararlarla ilgili tüm kayıt ve belgeler, davacının kooperatife yaptığı ödemeleri gösterir kayıt ve belgeler dosyamız arasına alınmıştır.
Antalya … Noterliğinin … tarih … yevmiye numaralı ve … tarih … yevmiye numaralı ihtarname aslı ile ihtarnamenin tebliğine ilişkin tebliğ tarihine ilişkin kayıt ve belgeler dosyamız arasına alınmıştır.
Antalya … Noterliğinin … tarih … yevmiye numaralı ihtarname aslı ile ihtarnamenin tebliğine ilişkin kayıt ve belgeler dosyamız arasına alınmıştır.
Mahkememizce yargılama sırasında … tarihli oturum 4 nolu ara karar gereği davacının kooperatife üyelik tarihinin belirlenmesi, üyelik tarihine göre adına tahsis edilen taşınmazın değeri (diğer üyeler ile birlikte) ile taşınmazın bedeline ilişkin davacı tarafça mali yükümlülüklerin eksiksiz olarak yerine getirilip getirilmediği, birinci ve ikinci ihtarnamelerde belirtilen borç tutarının gerçek borç olup olmadığı, davacıyı ödemede tereddüte düşürecek nitelikte kooperatif defterleri ile ihtarname belirtilen borç miktarı arasında farklılık bulunup bulunmadığı ve neticedeten yönetim kurulunun 14/07/2020 tarihli ihraç kararının usulüne uygun olup olmadığı hususlarına ilişkin olarak dosyanın re’sen seçilecek 1 kooperatif hukukunda uzman nitelikli hesap bilirkişisi ile 1 mali müşavir bilirkişiye tevdi ile rapor aldırılmak üzere dosya Ankara Nöbetçi Asliye Ticaret Mahkemesine gönderilmiş, bilirkişi … ve … tarafından ayrı ayrı rapor tanzim edilmiştir.
Bilirkişi … tarafından düzenlenen … tarihli raporda özetle; “…1) …’ın ortak sıfatıyla kooperatife 01.07.2016 tarihinde para yatırdığı ve kooperatifin de bu parayı kabul etmesi nedeniyle Yargıtay Kararları doğrultusunda aynı tarihte üye sayılmış olduğu,
2) Kooperatifin muhasebe kayıtlarından anlaşıldığı üzere 2016 tarihinden , 25.04.2019 tarihine kadar kooperatife karşı mali yükümlülüklerini yerine getirmiş olduğu, buradan hareketle birinci ve ikinci ihtarnamelerde belirtilen borç miktarının gerçek borç olmadığı,
3) Belirtilen borç miktarı ile kooperatif defter kayıtları arasında önemli miktarda farklılık bulunduğu,
4) Yukarıda maddeler halinde belirtilen nedenlerden dolayı kooperatif yönetim kurulunun … tarihli ihraç kararının usülüne uygun olmadığı,” şeklinde tespit ve rapor edilmiştir.
Bilirkişi … tarafından düzenlenen … tarihli raporda özetle;
“…1) Davacının ortaklığa kabul işleminin 30.06.2016 tarihinde gerçekleştiği
2) Davalı kooperatifte konutların kooperatife maliyetleri üzerinden değil, esasen piyasa rayiç bedelleri üzerinden satıldığı, satış yapılan kişilerin de kooperatife ortak kaydedildiği, bu işlemin ve ortaklara tahsis edilecek konutların değerinin, gayrimenkul değerlendirme firmasına tespit ettirilmesinin, KK’nın 42. maddesinin ikinci fıkrasının (5) nolu bendine, kooperatif ana sözleşmesinin; 11. maddesinin 4. ve 5. fıkraları ile 21, 23/6, 61, 62, ve 63. açıkça aykırı olduğu,
3) Davanın K.K’nın 16. maddesinde öngörülen üç aylık hak düşürücü süre içerisinde açıldığı,
4) Davacı tarafın, anasözleşmenin 61. maddesinde öngörülen maliyet bedeli yerine, piyasa rayiç bedel üzerinden mali yükümlülüklerini eksiksiz olarak yerine getirdiği,
5) Buna göre; yukarıda gerekçeleri ile birlikte yapılan açıklamalar karşısında davacıya gönderilen 1. ve 2. ödeme ihtarlarının usulüne uygun olmaması bir yana, ihtarnamelerde belirtilen miktar kadar davacı tarafın davalı kooperatife borcunun bulunmadığı, zira davacı tarafın ortaklık işleminin gerçekleştiği 2016 yılında talep edilen 657.247,50 TL’yi çek ve senet olarak davalı kooperatife ödediği, usulüne uygun olmayan ihtarnamelere dayanarak da ortak hakkında çıkarılma kararı verilemeyeceği, neticeten yönetim kurulunun 14.07.2020 tarihli ihraç kararının usulüne uygun olmadığı,
6) Bu arada, gerek davacının ortaklığın fiilen gerçekleştiği Haziran 2016 tarihi, gerekse de davalı kooperatif vekilinin davacının ortak olduğunu iddia ettiği Nisan 2019 tarihi itibariyle, davacı tarafa tahsis edilen konutun arsa payı dahil maliyet bedeli (konutun piyasa satış / rayiç bedelinin değil) tespitinin yaptırılması sayın mahkemenin takdirindeolduğu…” sonuç ve kanaatine varıldığı belirtilmiştir.
DEĞERLENDİRME VE GEREKÇE;Dava, kooperatif genel kurul kararının iptali istemine ilişkindir.
Kooperatif üyesi olan davacı tarafından adına üye olurken tahsis edilen konutun değerinin piyasa rayiç değerlerinin altında olduğu gerekçesi ile kooperatif tarafından talep edilen alacağın yerinde olmadığı, kooperatife borçlu olunmadığı dolayısıyla kooperatif tarafından alınan ihraç kararının yerinde olmadığı iddia edilmiştir.
1163 Sayılı Kanun 16. Maddesinde “…Ortaklıktan çıkarılmaya yönetim kurulunun teklifi ile genel kurulca karar verilir. Anasözleşme,çıkarılanın genel kurula başvurma hakkı saklı kalmak üzere, bu hususta yönetim kurulunu da yetkili kılabilir.
Çıkarılma kararı gerekçeli olarak tutanağa geçirileceği gibi, ortaklar defterine de yazılır. Kararın onaylı örneği,çıkarılan ortağa tebliğ edilmek üzere, on gün içinde notere tevdi edilir. Bu ortak tebliğ tarihinden itibaren üç ay içinde itiraz davası açabilir. Tebliğ edilen karar, yönetim kurulunca verilmiş ise ortak, üç aylık süre içinde genel kurula da itiraz edebilir. Bu itiraz, ilk toplanacak genel kurula sunulmak üzere, yönetim kuruluna noter aracılığı ile tebliğ ettirilecek bir yazı ile yapılır. Genel kurula itiraz edildiği takdirde, yönetim kurulunun çıkarma kararı aleyhine itiraz davası açılamaz. İtiraz üzerine genel kurulca verilecek karara karşı itiraz davası hakkı saklıdır.
Üç aylık süre içinde,genel kurula veya mahkemeye başvurmak suretiyle itiraz edilmiyen çıkarılma kararları kesinleşir.
Haklarındaki çıkarma kararı kesinleşmeyen ortakların yerine yeni ortak alınamaz. Bu kişilerin ortaklık hak ve yükümlülükleri, çıkarılma kararı kesinleşinceye kadar devam eder.” düzenlemesi mevcuttur.
Dava konusu somut olayda, ortaklıktan çıkarma kararı 08/08/2020 günü yapılan genel kurulda onaylanmıştır. Davacı taraf genel kurulda hazır bulunsa dahi çıkarılmaya ilişkin genel kurul kararının da ortağa tebliği gerekmekle birlikte bu karar tebliğ edilmeden davacı tarafın davayı 02/09/2020 günü açtığı görülmekle davanın süresinde açıldığının kabulü gerekmiştir.
Davanın esasına ilişkin olarak yapılan değerlendirmede;
1163 Sayılı Kooperatifler Kanunu 27. maddesinde: “Ortakların yüklendikleri paylar için ödeyebilecekleri para tutarını anasözleşme belirtir. Kooperatif, sermaye yüklemlerinde borçlu veya sair ödemelerle yükümlü bulunan ortaklarından elden yazılı olarak veya taahhütlü mektupla, bu husus mümkün olmazsa ilanla ve münasip bir süre belirterek yükümlerini yerine getirmelerini ister. İlk isteğe uymıyan ve ikinci istemeden sonra da bir ay içinde yükümlerini yerine getirmiyenlerin ortaklığı kendiliğinden düşer. Ortaklığın düşmesi alakalının, anasözleşme veya diğer suretlerle doğmuş borçlarının yok olmasını gerektirmez.” düzenlemesi mevcuttur.
KK’nın 42. maddesinin ikinci fıkrasının (5) nolu bendi ile “Kanun veya ana sözleşme ile genel kurula tanınmış olan konular hakkında karar vermek” de genel kurulun devir ve terk edemeyeceği yetkileri arasında sayılmıştır.
Davacı tarafından adına tahsis edilen konut bedelinin peşin ve bono verilmek suretiyle ödendiği iddia edilmiştir.
Kooperatif ana sözleşmesi 63. maddesinde; “Ortağın, bu ana sözleşmenin 21. Maddesi uyarınca yatırdığı paraların toplamı, konutun kesin maliyet bedelinden indirilerek geri kalanın genel kurulda kararlaştırılan taksitlere bağlanır. Bu taksitler için ortaklardan bono alınır” denilmektedir.
Kooperatif tarafından konutların kooperatife maliyeti üzerinden değil, esasen piyasa rayiç bedelleri üzerinden satıldığı, satış yapılan kişilerin de kooperatife ortak olarak kaydedildiği görülmüştür.
Davacının ortaklık talebinde bulunup, ortaklığa giriş taahhütnamesi verdiği, 30/06/2016 tarihi itibariyle yönetim kurulunun 14/07/2020 günlü 67 sayılı kararında geçtiği üzere 11 nolu üyelik için CL-2 nolu konutun …’a, 2016 liste fiyatı olan 657.247,50 TL üzerinden tahsis edildiği, bu bedelin 60.000,00 TL’sinin 2016 yılında, 40.000,00 TL’sinin 2018 yılında olmak üzere davacı tarafından toplam 100.000 TL nakit ödendiği, davacının 20/06/2019 keşide tarihli toplam 557.247,50 TL’lik 5 adet senedi kooperatife verdiği, bu senetlerden dava tarihi itibariyle vadesi dolan toplam 157,247,50 TL tutarındaki iki adet senet bedelini ödediği, dolayısıyla davacının ortaklık başvurusu yaptığı ve ortaklık işlerinin gerçekleştiği 2016 yılında tercih ettiği konutun liste fiyatı olan 657.247,50 TL’nin nakit ve senet olarak davalı tarafa ödediği, dolayısıyla davacı tarafın kooperatif ana sözleşmesi 61. Maddesinde öngörülen maliyet bedeline piyasa rayiç bedelini mali yükümlülüklerini eksiksiz olarak yerine getirdiği görülmüştür.
Davalı kooperatifçe davacıya gönderilen 1. Ödeme ihtarında kooperatife 25/04/2019 tarihli, 08/05 numaralı yönetim kurulu kararı ile CL-2 nolu bağımsız bölümdeki ikiz villa için 11 numaralı üye olarak kaydedildiği, tercih ettiği ikiz villa bedelinin üyelik tarihinde 1.220.000,00 TL olarak belirlenmiş olmasına rağmen kendisine 657.247,50 TL üzerinden tahsis edildiği, aradaki fark 562.752,50 TL’nin tahsil edilmesi gerektiği belirtilmiştir.
Kooperatifler Kanunu 27 maddesi uyarınca parasal yükümlülüklerini yerine getirmeyen ortağa gönderilen 2 haklı ihtarda da borç miktarının aynı olması ve asıl borç ve varsa faizinin de ayrıntılı olarak gösterilmesi gerekir. Aksi halde ihtarlar geçersiz olup, çıkarma kararına dayanak yapılamaz. Dava konusu somut olayda konut için davacıdan/ ortaklardan alınacak aidatın 1.220.000,00 TL’ye tamamlanması yönünde KK 42. Maddesinin 2 fıkrasının 5 nolu bendinden hareketle kooperatif ana sözleşmesinin 21 ve 23-6. Maddelerine uygun olarak herhangi bir karar alınmadığı görülmüştür.
Davacı tarafın ortaklık işini 2016 yılında gerçekleştiği, anılan tarihte davacıdan talep edilen 657.247,50 TL’yi davacı tarafın çek ve senet olarak ödediği, dolayısıyla davacıdan 1 ve 2. İhtarnamelerle talep edilen miktarların yerinde olmadığı, kooperatife borcunun bulunmadığı görülmekle davacının davasının kabulüne karar vermek gerekmiştir.
Bilirkişi raporunda davacıya tahsis edilen konutun üyelik tarihi itibariyle maliyet değerinin de tespit edilebileceği belirtilmiş ise de; mahkememizce davacıdan talep edilen bedelin dayanağı olan genel kurul kararının bulunmaması dikkate alındığında usul ekonomisi ve yargılamanın sürüncemede kalmaması ilkeleri gereği mahkememizce ayrıca keşif yapılmasına gerek görülmemiş, açıklanan gerekçelerle aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM: Ayrıntısı gerekçeli kararda açıklanacağı üzere;
1-Davanın KABULÜNE, Buna göre; davalı … Kooperatifinin 08/08/2020 tarihli davacının üyelikten çıkarılmasına ilişkin genel kurul kararının İPTALİNE,
2-Harçlar Kanunu uyarınca alınması gerekli 59,30 TL harçtan peşin olarak alınan 54,40 TL harcın mahsubu ile 4,90 TL harcın davalıdan tahsili ile HAZİNEYE İRAD KAYDINA,
3-Davacı kendini vekil ile temsil ettirdiğiden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre 5.100,00 TL vekalet ücretinin davalı kooperatiften tahsili ile davacıya VERİLMESİNE,
4-Davacı tarafından yapılan 116,60 TL ilk dava masrafı, 148,60 TL müzekkere, 27,50 TL davetiye ve 3.038,00 TL bilirkişi giderinden ibaret toplam 3.330,70 TL yargılama giderinin davalıdan tahsili ile davacıya VERİLMESİNE,
5-Davacı tarafından kullanılmayan gider avansının karar kesinleştiğinde talep aranmaksızın davacıya İADESİNE,
Dair; davacı vekilinin ve davalı vekilinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 6100 Sayılı Kanunun 345.maddesi gereğince 2 hafta içerisinde ilgili İstinaf Dairesi Başkanlığına sunulmak üzere Mahkememize verilecek dilekçe ile İstinaf yasa yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.23/11/2021

Başkan …
¸e-imzalıdır
Üye …
¸e-imzalıdır
Üye …
¸e-imzalıdır
Katip …
¸e-imzalıdır