Emsal Mahkeme Kararı Antalya 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/35 E. 2022/229 K. 23.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
ANTALYA
4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/35
KARAR NO : 2022/229
DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 18/01/2020
KARAR TARİHİ: 23/03/2022

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkil şirketi ile borçlu/davalı arasında ticari ilişki bulunduğunu, ödenmeyen ticari ilişkiden kaynaklı borçları ve gecikme bedellerinin tahsili amacıyla Antalya 15. İcra Müdürlüğünün …sayılı icra takip dosyası ile 28.12.2018 tarihinde takip başlatıldığını, davalının herhangi bir borcu olmadığından bahisle takibe kötü niyetli olarak itiraz ederek takibi durdurduğunu, arabuluculuk görüşmelerinden de herhangi bir sonuç alınamadığını, davanın kabulünü, itirazın iptali ile takibin kaldığı yerden devam etmesini, haksız ve kötü niyetli itiraz nedeniyle %20’den aşağı olmamak üzere icra inkâr tazminatına mahkûm edilmesini, yargılama giderleri ile vekâlet ücretinin karşı tarafa yükletilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; yetkili mahkemenin Bakırköy Asliye Ticaret Mahkemeleri olduğunu ve yetki yönünden itiraz edildiğini, eksik işlem yapıldığını, arabuluculuk davetiyesinin kargocunun işini yapmaması sebebiyle müvekkile ulaşmadığını, ayrıca icra takibinde gönderilen ödeme emrinin yasal bir ödeme emri olmadığını, takip evrakı tahrif edilmiş olmasından dolayı geçerli bir ödeme emri vasfını kaybettiğini, takipte faturadan bahsedilmesine rağmen faturaların ödeme emri ekinde gönderilmediğini, bu nedenlerle usul yönünden takibin durdurulmasının talep edildiğini, ödeme emri ve iş bu dava dilekçesi ekinde de ibraz etmediği faturaların davalıya teslim edilip edilmediği, davalının bu faturalarda belirtilen malları teslim alıp almadığı da belli olmadığını, faturalar olmaması nedeniyle borcun sebebi beyanlar ile muhasebesel karşılaştırma yapılamadığını, kaldı ki müvekkil ile sözleşme bulunuyor ise karşı tarafın bunu ibrazı gerekeceğini, bedelsiz şişe verilip verilmediğinin faturalar olmaması nedeniyle bu hususun araştırılmaya mahkûm olduğunu, tanığın dinlenmesi ile tüm olayın çıplaklığı ile ortaya çıkacağını, yetki, usul ve esas yönünden davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Dava, itirazın iptali talebinden ibarettir.
Mahkememizce tarafların ticari defterlerinin incelenmesine dair ara karar kurulmuştur.
Davacı ticari defterlerinin incelenmesi sonucu düzenlenen 16/06/2020 tarihli bilirkişi raporunda özetle; Taraflar arasında C/H dayalı ‘Alkollü İçecek’ alımı/satımı yapıldığı, davacının e-defter beratlarını yasal süresinde yaptığı, kayıtlarının usulüne uygun olduğu, kağıt ortamında envanter defterinin açılış tasdikini notere yaptırdığı, HMK. 222/2. maddesine göre 2018 yılı defter kayıtlarının davacı lehine davalarda delil vasfı taşıdığı, davacının takibe konu 9 adet faturalarının ticari defterlerinde kayıtlı olduğu, 9 adet faturaların bir kısmınında kısmi veya faturanın tamamına davalı tarafından ödemelerinin yapılı olduğu ancak davacının önceki yıldan açılışla gelen 24.760,67 TL daha alacağının bulunduğu, bu alacağına istinaden 05.02.2018 tarihinde 24.000,00 TL’lik alacak senedi alınsa da davalının senet ödemelerini yapamadığından davacının C/H dayalı olarak 2018 yılı sonu itibariyle davalıdan 22.544,57 TL alacak bakiyesinin ticari defterlerinde kayıtlı olarak yer aldığının tespit edildiği, belirtilmiştir.
Davalı ticari defterlerinin incelenmesi sonucu düzenlenen 20/10/2020 tarihli bilirkişi raporunda özetle; davalıya ait 2018 yılı ticari defterlerinin açılış tasdikleri ile yıl sonunda yaptırılması gereken kapanış tasdiklerinin yasal süresinde TTK ya uygun yaptırılmış olduğu, sahibi lehine delil vasfına sahip olduğu, davalının icra takip tarihi itibariyle davacıya her hangi bir borcunun olmadığı, taraflar arasında 2018 yılında cari hesap farklılığının bulunduğu, davacının ticari defterlerinde yer alan 01/01/2018 tarihli 24.760,67 TL tutarlı “açılış fişi” açıklamalı kaydın, davalının ticari defterlerinde yer almadığı, davalının 01/01/2018 tarihinde 2017 yılından devreden bakiye miktarının bulunmadığı, davacının ticari defterlerinde yer alan toplamı 24.000,00 TL bedelli iade senedi ve 24.000,00 TL senet girişi açıklamalı kayıtların davalının ticari defter kayıtlarında yer almadığı belirtilmiştir.
Bilirkişi raporları taraflara tebliğ edilmiş ve itirazlar/beyanlar alınmıştır.
Tarafların itirazlarının değerlendirilmesi amacıyla bilirkişilerden ek raporlar alınmıştır.
Bakırköy nöbetçi ticaret mahkemesi aracılığıyla aldırılan …tarafından düzenlenen ek raporda özetle; kök rapordaki hususlar teyit edilmiştir.
Bilirkişi … tarafından hazırlanan 04/05/2021 tarihli ek raporda özetle; Davacının defter kayıtları ile takibe konu edilen faturaların davalının defter kayıtları ile eşleştiği, uyumlu olduğu, bu nedenle takip konusu irsaliyeli faturaların imza ve kaşeli olması da gözetilerek mal tesliminin davalıya yapıldığı, 22.544,57 TL alacak talep edebileceği, davalının ticari defterlerinde her ne kadar talimat mahkemesi bilirkişisince ödeme yapıldığı borcun bulunmadığı şeklinde ana ve ek rapor sunulmuş ise de; davacının defter kayıtlarının doğrular bütünlükte olduğunu ispat etmesi için ödemelerinde yapıldığını belgelemesi gerekeceği, davalının dosyaya sunduğu ödeme makbuzlarının eksik olduğu, 2017 geçmiş dönem makbuzları sunduğu, bazı ödemeleri de hiç sunmadığı, ( 6.500 +6.950 + 6.355 + 5.375,75) sunduğu diğer sunulan ödeme belgelerinin davacı defterlerinde yer alan ve cari borçtan düşülen ödeme belgeleri olduğu hususları belirtilmiştir.
Mahkememizce itirazların da değerlendirilmesi ve hükme elverişli net belirlemeler de yapılacak bir rapor hazırlanması için tekrar bilirkişi ara kararı kurulmuştur.
07/10/2021 tarihli bilirkişi …tarafından hazırlanan raporda özetle; davacının ticari defterlerinin usulüne uygun tutulduğu, davacı ticari defterlerine göre, davalının icra takip tarihi itibariyle davacıya 22.544,57 TL borcu olduğu davaya konu edilen irsaliye fatura fotokobilerinin incelenmesinde irsaliyeli faturaların tamamında teslim alan kısmında davalı tarafından mal karşılıklarının teslim alındığına dair kaşe ve imzanın bulunduğu belirtilmiştir.
Davalı ticari defterlerinin incelenmesi sonucu oluşan bilirkişi …tarafından hazırlanan bilirkişi raporunda özetle; 2018 Dönemi Yevmiye Defterlerinin açılış ve kapanış onaylarının zamanında yapıldığı, sahibinin lehine ve aleyhine delil teşkil ettiği, davalı defterlerinde yapılan tespitlerde davalının kendi ödemelerinin dahi kendi yevmiye defterinde kaydının olmaması, açılış kaydında 120 — 320 cari hesaplara ait hiçbir devreden bakiye kaydın olmaması nedeniyle, muhasebe anlamında 2017 döneminden sadece davacı değil diğer cari hesaplarda da devreden bakiye olmamasının yasal defterlerin gerçek durumu yansıtmadığı sonucunu doğurduğu, davalı tarafından yasal defterlere gerçek belge ve evraka dayanmayan 25.180,75 TL hayali ödeme kaydının yapılmış olmasından dolayı yasal defterler kayıtlarının güvenilmez olduğu, bu tespitlerin; “213 Sayılı Vergi Usul Kanunun 359/a-t maddesi ve gene aynı kanunun Mükerrer. 257/1-2. Maddesi ile Mükerrer 355. Maddesi ve 480 sıra nolu Genel Tebliği hükümleri gereği aynı gi de 7.000,00 TL üzerinde ödediklerini iddia ettikleri mal ve hizmet bedellerini tevsik edici belge ile ispat etmeleri gerekmektedir.” hükümlerine aykırı muhasebe kayıtları oldukları için defter kayıtlarının güvenilmez olduğunun düşünüldüğünü, davacı defter kayıtlarından tespit edilen 27.396,85 TL tutarında davalı tarafından yapılan ödeme kaydının ve dönem başı borç bakiyesi olan 24.760,67 TL tutarın, davalı yevmiye defter kayıtlarına ilavesi neticesinde 22.544,57 TL tutarında davacının alacaklı olduğu rakama tekabül ettiğinin hesaplandığı hususları belirtilmiştir.
Bilirkişi raporları taraflara tebliğ edilmiş, itirazlar/beyanlar alınmıştır.
HMK m. 222 gereği; Mahkeme, ticari davalarda tarafların ticari defterlerinin ibrazına kendiliğinden veya taraflardan birinin talebi üzerine karar verebilir. Ticari defterlerin, ticari davalarda delil olarak kabul edilebilmesi için, kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olarak tutulmuş, açılış ve kapanış onayları yaptırılmış ve defter kayıtlarının birbirini doğrulamış olması şarttır. Bu şartlara uygun olarak tutulan ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması veya diğer tarafın ticari defterlerini ibraz etmemesi yahut defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerekir. Diğer tarafın kanuni şartlara uygun olarak tutulan ticari defterlerinin, ilgili hususta hiçbir kayıt içermemesi hâlinde ticari defterler, sahibi lehine delil olarak kullanılamaz. Bu şartlara uygun olarak tutulan defterlerdeki sahibi lehine ve aleyhine olan kayıtlar birbirinden ayrılamaz. Açılış veya kapanış onayları bulunmayan ve içerdiği kayıtlar birbirini doğrulamayan ticari defter kayıtları, sahibi aleyhine delil olur. 7251 sayılı kanunla, 6100 sayılı Kanunun 222 nci maddesinin üçüncü fıkrasında yer alan “ilgili hususta hiç bir kayıt içermemesi” ibaresi “diğer tarafın ticari defterlerini ibraz etmemesi” şeklinde değiştirilmiş ve fıkraya birinci cümleden sonra gelmek üzere aşağıdaki cümle eklenmiştir; “Diğer tarafın ikinci fıkrada yazılan şartlara uygun olarak tutulan ticari defterlerinin, ilgili hususta hiçbir kayıt içermemesi hâlinde ticari defterler, sahibi lehine delil olarak kullanılamaz.” Usul hükümleri derhal uygulanırlılık ilkesine tabidir.
Ticari defterlerdeki kayıtların dayanak belgeler ile de doğrulanması gerekir.(Yargıtay 19. HD., 2017/5491 Esas, 2018/5733 Karar)
Ödeme vakıasının öne sürülmesi durumunda, bu vakıanın ileri süren tarafından ispat edilmesi gerekmektedir. Davalı ticari defterlerinin incelenmesi sonucu oluşan bilirkişi …tarafından hazırlanan bilirkişi raporunda da tespit edildiği üzere; davalı defterlerinde yapılan tespitlerde davalının kendi ödemelerinin dahi kendi yevmiye defterinde kaydının olmaması, açılış kaydında 120 — 320 cari hesaplara ait hiçbir devreden bakiye kaydın olmaması nedeniyle, muhasebe anlamında 2017 döneminden sadece davacı değil diğer cari hesaplarda da devreden bakiye olmamasının yasal defterlerin gerçek durumu yansıtmadığı sonucunu doğurduğu, davalı tarafından yasal defterlere gerçek belge ve evraka dayanmayan 25.180,75 TL hayali ödeme kaydının yapılmış olmasından dolayı yasal defterler kayıtlarının güvenilmez olduğu anlaşılmaktadır. Ödeme kayıtları dayanakları dosyaya sunulmamıştır. Bilirkişi … tarafından hazırlanan 04/05/2021 tarihli ek raporda da; Davacının defter kayıtları ile takibe konu edilen faturaların davalının defter kayıtları ile eşleştiği, uyumlu olduğu, mal tesliminin davalıya yapıldığı, 22.544,57 TL alacak talep edebileceği, davalı kayıtlarındaki ödemeye ilişkin hususların davacının defter kayıtlarının doğrular bütünlükte olduğunu ispat etmesi için ödemelerinde yapıldığını belgelemesi gerekeceği, davalının dosyaya sunduğu ödeme makbuzlarının eksik olduğu, 2017 geçmiş dönem makbuzları sunduğu, bazı ödemeleri de hiç sunmadığı, ( 6.500 +6.950 + 6.355 + 5.375,75) sunduğu diğer sunulan ödeme belgelerinin davacı defterlerinde yer alan ve cari borçtan düşülen ödeme belgeleri olduğu belirtilmiştir.
Davacı ticari defter kayıtlarında yer alan, dayanak belgeleri olmayan kayıtların davalı lehine delil olması için (ödemeye ilişkin kayıt olduklarından ispat külfeti davalıdadır) ayı yönde davacı ticari defterlerinde de aynı kayıtların olması gerekmektedir ki somut olayda davacı ticari defterlerinde böyle bir kayıt yoktur.
Tüm dosya kapsamı, bilirkişi raporları göz önüne alınarak, davacının dava konusu ettiği miktarda alacaklı olduğu, davalının borcu söndüren ödeme vakıasını ispatlayamadığı, davalı ticari defterlerindeki ödemenin gerçeği yansıtmadığının kabulü gereği, 27/12/2021 tarihli rapor içeriği de dikkate alınarak, davanın kabulüne karar vermek gerekmiştir. Yasal unsurları mevcut olduğundan ve alacak likit olduğundan davacının inkar tazminatı talebinin de kabulüne karar verilmiştir.
HÜKÜM/ Ayrıntısı gerekçeli kararda açıklandığı üzere;
1-Davanın KABULÜ İLE, davalının Antalya 15. İcra dairesinin …Esas sayılı dosyasına yaptığı İTİRAZIN İPTALİ ile takibin DEVAMINA,
2-Davacının inkar tazminatı talebinin KABULÜ İLE, 4.508,91 TL inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
3-Davacı tarafça başlangıçta yatırılan 54,40 TL başvurma harcının mahsubu ile hazineye gelir kaydına,
4-Davacı tarafça başlangıçta yatırılan 272,29 TL karar harcının mahsubu ile hazineye gelir kaydına, hüküm gereği alınması gerekli bakiye 1.267,72 TL’nin davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
5-492 sayılı Harçlar Kanunu’nun 28. maddesi gereğince; bakiye harcın, kararın tebliğinden itibaren bir ay içinde ödenmesi gerektiğinden, kararın tebliğinden itibaren bir ay içinde ödenmeyen harç için -kanunen belirlenen sınır göz önünde tutularak- “harç tahsil müzekkeresi” yazılmasına, bakiye karar ve ilam harcının ödenmemiş olmasının, hükmün tebliğe çıkarılmasına, takibe konulmasına ve kanun yollarına başvurulmasına engel teşkil etmeyeceğinin bu şekilde hükümde belirtilmesine,
6-Davacı tarafça yatırılan ve mahsup edilen toplamda 326,69 TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
7-Davacı tarafça dosyada yapılan ve mahkememizce uyap sisteminden kontrol edilen (denetime elverişlilik açısından, uyap ekranında harç-masraf bölümü altında tahsilat reddiyat bilgileri başlığının içeriğinde masraflar açıkça yazmaktadır) posta-tebligat-bilirkişi ücreti gideri toplamı 2.920,60 TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
8-6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu 18/13 ve Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği 26/2. Maddeleri, 6100 sayılı HMK 297/1-ç, 326.maddeleri uyarınca, arabuluculuk faaliyeti sonunda tarafların anlaşamamaları halinde iki saatlik ücret tutarı tarifenin birinci kısmına göre ileride haksız çıkan taraftan tahsil olunmak üzere Adalet Bakanlığı bütçesinden ödeneceği öngörüldüğünden; 1.320,00 TL nin davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
9-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden; 5.100,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
10-Davacı tarafça yatan gider avansından harcanmayan kısmın hüküm kesinleştiğinde UYAP üzerinden kontrolü de sağlanarak davacı tarafa iadesine,
Dair, davacı vekili …ve davalı vekili …’nun yüzüne karşı kararın tebliğinden itibaren 6100 Sayılı Kanunun 345.maddesi gereğince 2 hafta içerisinde ilgili İstinaf Dairesi Başkanlığına sunulmak üzere Mahkememize verilecek dilekçe ile İstinaf yasa yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.23/03/2022
Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır