Emsal Mahkeme Kararı Antalya 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/344 E. 2021/626 K. 13.10.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
ANTALYA
4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/344
KARAR NO : 2021/626
DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 19/08/2020
KARAR TARİHİ : 13/10/2021

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
A.TALEP:
1.Davacı vekili , dava dilekçesinde özetle; Müvekkili şirketin Antalya Büyükşehir Belediyesi’ne bağlı olup kiralama ve bunun dışında çeşitli hizmetler verdiğini, müvekkili şirketin … tarihinde … içinde davalının işletmesine 3 adet büfe yaptığını ve teslim ettiğini, büfe birim fiyatının 32.666,67 TL olduğunu 3 adet büfenin KDV ile birlikte toplam 115.640,01 TL borcun davalıya bildirildiğini, fatura altındaki imzanın davalı şirket yetkilisi tarafından imzalandığını, davalı şirket tarafından 29.06.2018 tarihinde 35.000,00 TL, 05.10.2018 tarihinde 15.000,00 TL ödeme yapıldığını bakiye 65.640,01 TL kaldığını, kalan miktarın ödenmesi için sözlü olarak iletişime geçilmesine rağmen davalı şirketin ödemeyi taahhüt ettiği tarihlerde çeşitli bahanelerle ödeme yapmaktan kaçındığını, arabuluculuğa başvurduklarını ancak yapılan görüşmelerin olumsuz sonuçlandığını, Antalya … İcra Müdürlüğünün …/… sayılı dosyasına yapılan itirazın iptali ile takibin devamını, ihtiyati haciz taleplerinin kabulünü, yargılama giderleri ve vekâlet ücretinin karşı tarafa yükletilmesini talep etmiştir.
B. TARAF TEŞKİLİ:
2.Bilindiği üzere 01.10.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun “Hukuki Dinlenilme Hakkı” başlıklı 27. maddesi uyarınca davanın tarafları, kendi hakları ile bağlantılı olarak hukuki dinlenilme hakkına sahip olup, bu hak, yargılama ile ilgili bilgi sahibi olunmasını da içerir.(H. Pekcanıtez, O. Atalay, M. Özekes, Medeni Usul Hukuku, 11. Bası, 2011, s. 273)(bkz; İNCEOĞLU,Sibel., İnsan Hakları Avrupa Mahkemesi Kararlarında Adil Yargılanma Hakkı, İstanbul 2008, 3. Baskı, s. 260-261)
3.Bu açıklamalar ışığında, mahkememizce dosyada taraf teşkili sağlanmıştır.
C.CEVAP:
4.Davalı her hangi bir cevap dilekçesi vermemiş ve böylelikle 6100 sayılı HMK m. 128 gereği, davacının dava dilekçesinde ileri sürdüğü vakıaların tamamını inkâr etmiş sayılmıştır.
D. YARGILAMA SÜRECİ/HUKUKİ NİTELEME/MAHKEME KABULÜ:
5.Dava, itirazın iptali talebinden ibarettir.
6.Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 2013/19-2415 esas, 2015/2335 karar sayılı emsal ilamında da belirtildiği üzere; İtirazın iptali davası, müddeabihi takip konusu yapılmış ve borçlunun itiraz etmiş olduğu alacak olan, normal bir alacak (eda) davasıdır. Takip alacaklısı tarafından (süresi içinde) ödeme emrine itiraz etmiş olan borçluya karşı açılır; yani davacı alacaklı, davalı ise takip borçlusudur. Davacı alacaklı bu davada, borçlunun itiraz etmiş olduğu alacağın mevcut olduğunu bildirerek, borçlunun itirazının iptaline karar verilmesini (ve istiyorsa, borçlunun icra inkar tazminatına mahkûm edilmesini) talep eder (KURU, Baki: İcra ve İflas Hukuku El Kitabı, Türkmen Kitabevi, İstanbul, Kasım 2004, s. 220-221). Bu davada, ispat yükü kural olarak davayı açan alacaklıda olup, alacaklı alacağını ispatla yükümlüdür. Genel hükümler dairesinde her türlü delille ispat edilecek alacak ta yine takip talepnamesine konu olan ve borçlu yanca itiraza uğrayan alacaktır. (Yargıtay Hukuk Genel Kurulu., 2006/19-260 esas, 2006/251 karar)
7.Bu genel açıklamalardan sonra dosyaya dönüldüğünde; Antalya … İcra Müdürlüğünün …/… sayılı dosyası, iş bu dosya arasına alınmşıtır.
8.Mahkememizce tarafların ticari defterlerinin incelenmesine karar verilmiştir. Dava, miktar itibariyle, tanıkla ispat yasağı kapsamındadır.
9.HMK m. 222 gereği; Mahkeme, ticari davalarda tarafların ticari defterlerinin ibrazına kendiliğinden veya taraflardan birinin talebi üzerine karar verebilir. Ticari defterlerin, ticari davalarda delil olarak kabul edilebilmesi için, kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olarak tutulmuş, açılış ve kapanış onayları yaptırılmış ve defter kayıtlarının birbirini doğrulamış olması şarttır. Bu şartlara uygun olarak tutulan ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması veya diğer tarafın ticari defterlerini ibraz etmemesi yahut defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerekir. Diğer tarafın kanuni şartlara uygun olarak tutulan ticari defterlerinin, ilgili hususta hiçbir kayıt içermemesi hâlinde ticari defterler, sahibi lehine delil olarak kullanılamaz. Bu şartlara uygun olarak tutulan defterlerdeki sahibi lehine ve aleyhine olan kayıtlar birbirinden ayrılamaz. Açılış veya kapanış onayları bulunmayan ve içerdiği kayıtlar birbirini doğrulamayan ticari defter kayıtları, sahibi aleyhine delil olur. 7251 sayılı kanunla, 6100 sayılı Kanunun 222 nci maddesinin üçüncü fıkrasında yer alan “ilgili hususta hiç bir kayıt içermemesi” ibaresi “diğer tarafın ticari defterlerini ibraz etmemesi” şeklinde değiştirilmiş ve fıkraya birinci cümleden sonra gelmek üzere aşağıdaki cümle eklenmiştir; “Diğer tarafın ikinci fıkrada yazılan şartlara uygun olarak tutulan ticari defterlerinin, ilgili hususta hiçbir kayıt içermemesi hâlinde ticari defterler, sahibi lehine delil olarak kullanılamaz.” Usul hükümleri derhal uygulanırlılık ilkesine tabidir.
10.08/01/2021 tarihli bilirkişi raporunda özetle; 1-Taraflar arasında ticari ilişkinin olduğu “Atatürk Parkı için 3 adet Büfe” alındığı / satıldığı, davacının ticari defterlerinin tasdiklerinin süresinde yapıldığı, kayıtlarının usulüne uygun olduğu, HMK. 222/2. maddesine göre 2018 yılı ticari defterlerinin ve kayıtlarının davacı lehine davalarda delil vasfı taşıdığı, davacının ticari defterlerinde dava konusu … seri numaralı faturanın kayıtlı olduğu, açık fatura olarak düzenlendiği, faturadan kalan kısmi bakiye alacağının 65.640,01 TL olduğu ve takip alacağı ile aynı olduğu, davalının ticari defterlerini incelemeye sunmadığı, davacının taleple bağlılık ilkesi gereği, takipte talep edilen %9 yasal faiz üzerinden temerrüt faizi talep ettiği belirtilmiştir.
11.Bilirkişi raporu taraflara tebliğ edilmiştir. (davalıya ilk çıkarılan tebligat iade edilmiş, tekrar tebilgat çıkarılmıştır)
12.Davalı, ticari defterlerini sunmamış, yerini de bildirmemiştir. Davalıya, ticari defterlerini sunması için yapılan ilk tebligatta kesin süre verilmediği anlaşılmakla, aşamalarda tekrar kesin süre ihtarlı tebligat yapılmıştır ancak davalı taraf ticari defterlerini ibraz etmemiştir.
13.Davalı taraf, ticari defterlerini ibraz etmediğinden, davacının ticari defterleri lehine delil olabilir.
14.Tüm dosya kapsamı, davacının ticari defterlerindeki kayıtlar, davalıının ticari defterlerini ibraz etmemesi, 08/01/2021 tarihli bilirkişi raporundaki tespitler dikkate alınarak; davacının davasını ispatladığı kanaatiyle, davanın kabulüne karar vermek gerekmiştir.
15.Davacı tarafın icra inkar tazminatı talebine gelince;
16.İcra inkar tazminatının şartları şunlardır:
a)Geçerli ilamsız icra takibi yapılmış olmalı,
b)Borçlu süresi içinde ödeme emrine itiraz etmiş olmalı,
c)Süresi içinde açılmış bir itirazın iptali davası olmalı,
d)Talep olmalı,
e)Borçlunun itirazının haksızlığına karar verilmelidir.
17.Dosyaya baktığımızda; yukarıdaki şartların mevcut olduğu, alacağın likit olduğu anlaşılmakla, davacının inkar tazminatı talebinin de kabulüne karar vermek gerekmiştir.
18.Son olarak belirtmek gerekir ki; 6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu 18/13 ve Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği 26/2. Maddeleri, 6100 sayılı HMK 297/1-ç, 326.maddeleri uyarınca, arabuluculuk faaliyeti sonunda tarafların anlaşamamaları halinde iki saatlik ücret tutarı tarifenin birinci kısmına göre ileride haksız çıkan taraftan tahsil olunmak üzere Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenir. Bakanlık bütçesinden ödenen arabuluculuk ücreti yargılama giderlerinden sayılır. Bu nedenle zorunlu arabuluculuk ücretinin devlet tarafından ödenen kısmının davada haksız çıkan taraftan re’sen alınmasına karar verilmesi gerekir. Dava dilekçesi ekinde, arabuluculuk son tutanağı mevcuttur. Her ne kadar “konu” kısmında, “işçi işveren uyuşmazlığı ” yazsa da bu hususun sehven olduğu, esasa etkili olmadığı değerlendirilmiştir. Çünkü, içerikten de dava konusu icra dosyasının arabuluculuk konusu olduğu, işçi işveren uyuşmazlığı olmadığı anlaşılmaktadır. Uyaptan da arabuluculuk dosyası eklenmek istenip, numara yazıldığından, “işçi işveren arabuluculuk” dosyasında değil, “ticari işlerde arabulculuk” dosya adı altında arama yapıldığında, iş bu dosyanın taraflarının yer aldığı arabuluculuk dosyası çıkmaktadır. Mahkememizce zorunlu arabulculuk gideri hüküm altına alınmıştır.
HÜKÜM/Ayrıntısı gerekçeli kararda açıklandığı üzere;
1-Davanın KABULÜ İLE, davalının Antalya … İcra Müdürlüğünün …/… Esas sayılı dosyasına yapmış olduğu İTİRAZIN İPTALİ ile, takibin DEVAMINA,
2- Davacı tarafça yatırılan 54,40 TL başvurma harcının mahsubu ile hazineye gelir kaydına,
3-Davacı tarafça başlangıçta yatırılan 54,40 TL maktu karar harcı ve aşamalarda yatırılan 1.066,56 TL harç toplamı 1.120,96 TL’nin mahsubu ile hazineye gelir kaydına, bakiye 3.362,90 TL’nin davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
4-492 sayılı Harçlar Kanunu’nun 28. maddesi gereğince; bakiye harcın, kararın tebliğinden itibaren bir ay içinde ödenmesi gerektiğinden, kararın tebliğinden itibaren bir ay içinde ödenmeyen harç için -kanunen belirlenen sınır göz önünde tutularak- “harç tahsil müzekkeresi” yazılmasına, bakiye karar ve ilam harcının ödenmemiş olmasının, hükmün tebliğe çıkarılmasına, takibe konulmasına ve kanun yollarına başvurulmasına engel teşkil etmeyeceğinin bu şekilde hükümde belirtilmesine,
5-Davacı tarafça yatırılan ve mahsup edilen toplamda 1.175,36 TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Davacı tarafça dosyada yapılan ve mahkememizce uyap sisteminden kontrol edilen (denetime elverişlilik açısından, uyap ekranında harç-masraf bölümü altında tahsilat reddiyat bilgileri başlığının içeriğinde masraflar açıkça yazmaktadır) posta-tebligat-bilirkişi ücreti gideri toplamı 709,00 TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
7-6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu 18/13 ve Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği 26/2. Maddeleri, 6100 sayılı HMK 297/1-ç, 326.maddeleri uyarınca, arabuluculuk faaliyeti sonunda tarafların anlaşamamaları halinde iki saatlik ücret tutarı tarifenin birinci kısmına göre ileride haksız çıkan taraftan tahsil olunmak üzere Adalet Bakanlığı bütçesinden ödeneceği öngörüldüğünden; 1.320,00 TL nin davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
8-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden; 9.333,20 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
9-Davacı tarafça yatan gider avansından harcanmayan kısmın hüküm kesinleştiğinde UYAP üzerinden kontrolü de sağlanarak davacı tarafa iadesine, karardan sonra tebligat ve benzeri masraflar için gider avansının kullanılması davacı tarafından istenirse tebligat ve benzeri için yapılacak masraflar düşüldükten sonra arta kalan miktarının UYAP üzerinden kontrolü sağlanarak karar kesinleştiğinde davacı tarafa iadesine,
10-Dosya arasında mevcut, Antalya … İcra Müdürlüğünün …/… sayılı dosyasının karar kesinleştiğinde mahalline iadesine,
Dair, davacı vekili Sn. Av. …’ün yüzüne karşı davalı tarafın yokluğunda verilen kararın tebliğinden itibaren 6100 Sayılı Kanunun 345.maddesi gereğince 2 hafta içerisinde ilgili İstinaf Dairesi Başkanlığına sunulmak üzere Mahkememize verilecek dilekçe ile İstinaf yasa yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.13/10/2021

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır