Emsal Mahkeme Kararı Antalya 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/315 E. 2023/365 K. 07.06.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
ANTALYA
4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/315
KARAR NO : 2023/365
DAVA : Menfi Tespit (Alım Satım)
DAVA TARİHİ : 29/07/2020
KARAR TARİHİ : 07/06/2023

Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Alım Satım) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davalı tarafça, müvekkil şirket aleyhine, Antalya Genel İcra Dairesinin … esas sayılı dosyasında … No.lu fatura 4.130,00 TL ve tarihi okunamayan … No.lu fatura 4.130,00 TL toplam 8.260,00 TL bedelli faturalar ile icra takibi yapıldığını, müvekkil şirket söz konusu takipten banka hesapları ile şirkete ait araçların haczedilmesi ile haberdar olduğunu, takip konusu faturaların müvekkil şirkete, TTK ve yüksek mahkeme kararları doğrultusunda tebliğ edilmediğini, Yargıtay … Hukuk Dairesinin … K….. Muhatap hazır ise kendisine elden verilmesi, değil ise herhangi bir şekilde gönderilmesi mümkündür. Ancak uyuşmazlık halinde ispat kolaylığı açısından fatura tebliğinin noter aracılığı ile yada imza karşılığı elden tebliğ yolu ile yada telgraf, faks yolu ile veya PTT aracılığıyla yada faks çekilmesi yahutgüvenli elektronik imza ile elektronik posta gönderilmesi şeklinde yapılması uygundur. Müvekkil şirket davalı ile sadece … şubesi için iş yapmış ve takibe konu faturalardan A-… No.lu fatura 1.150,50 TL fatura müvekkil şirkete iletildiğini ve bu fatura dışında müvekkil şirketin davalı şirkete herhangi bir borcu bulunmadığını, davalıdan … şubesi dışında … ve … şubeleri açısından hiçbir hizmet alınmadığını, ancak davalı takibe dayanak olarak … ve … şubesine kesmiş olduğu faturaları da bildirdiğini, müvekkil şirketin … ve … şubesine ilişkin olarak faturalar usulüne uygun teslim edilmediği gibi hiç bir hizmette sunulmadığını, ödeme emirinin Yüksek yargı kararlarına göre tebliğ edilmediğini, davalı tarafından başlatılan takipte odeme emri usulunce yapılmadığını, davalının, muvekkil şirkete teslim ve teblig edilmeyen, taraflar arası ticari ilişkiyi yansıtmayan faturadan kaynaklı alacak hakkı olmadığını, bu sebeple , haciz baskısı altında olan müvekkil şirketin ticari hayatına sağlıklı bir şekilde devam edebilmesi, telafisi imkansız zararların daha da artmaması için Antalya Genel İcra Dairesinin … esas sayılı dosyasının ihtiyati tedbir yolu ile durdurulmasını, davanın kabulü ile C-… No.lu veC-… No.lu faturatoplam 8.260,00 TL bedelli faturalardan dolayı müvekkilinin borçlu bulunmadığının tespitine, davalının %20 den az olmamak üzere kötü niyet tazminatına mahkum edilmesini, yargılama giderleri ve vekâlet ücretinin davalı yan üzerine bırakılmasına, karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Menfi tespit davalarının zorunlu arabluculuk kapsamında olduğundan dava şartı yokluğu sebebiyle davanın usuldan reddine karar verilmesini, Davacı taraf, takibe konu edilen 1.150,50 TL miktarlı A-… nolu faturadan kaynaklı olarak, müvekkil şirkete borçlu olduklarını ikrar etmiş olduğundan, bu faturaya ilişkin başkaca bir beyanda bulunulmadığını, ancak davacı tarafın takibe dayanak olan 4.130,00 TL bedelli iki farklı faturadan dolayı borçlu olmadığını, böyle bir hizmet almadıkları yönündeki beyanlarını kabul etmediklerini, müvekkil şirket tarafından her iki faturaya istinaden hizmet verilmiş ancak tanzim edilen faturala bedelleri çeşitli bahaneler ile ödenmediğini, … tarih C-… nolu 4.130,00 TL miktarlı faturaya ilişkin dilekçe ekinde; … tarihli ” Yangın İhbar Sistemi Periyodik Bakım Formu” ve … tarih … nolu Bakın Onarım arıza formunu sunduklarını,iş bu belgelerden de anlaşılacağı üzere müvekkil şirket çalışanı … tarafından söz konusu bakım ve onarım yapılmış ve sistem çalışır vaziyette davacı şirket çalışanı … ‘ e teslim edildiğini, akabinde ise … tarih ve C-… nolu fatura tanzim edilerek davacıya teslim edildiğini, ancak yine ekte sunulan maillerden de anlaşılacağı üzere; davacı taraf söz konusu hizmetlere bir itirazda bulunmamakta, ancak her şubede kayıtların ayrı tutuluğunu belirterek sürekli olarak faturanın yanlış şubeye kesildiğini beyan ederek ödeme yapmaktan kaçındığını, kaç şubesi olursa olsun, şirketin muhasebekayıtları tek olup, müvekkil tarafından verilen hizmet sebebiyle tanzim edilen fatura bedellerinin bu gerekçe ile ödenmemesi de şaşırtıcı olduğunu, çünkü mailler de hizmet verilmediğine ilişkin hiç bir beyanları bulunmadığını, … tarih C- … nolu 4.130,00 TL miktarlı fatura ile ilgili olarak ise söz konusu hizmet müvekkil şirket çalışanı … tarafından verilmiş ve sistem çalışır vaziyete teslim edilmiş, akabinde de … tarihli fatura tanzim edilerek davacıya teslim edildiğini, bu konuda şirket çalışanımızın maddi vaka ile ilgili tanık olarak dinlenmesini arz ettiklerini, ayrıca taraflar arasında imzalı sözleşme de ekte sunulduğunu, bu sözleşmede de faturaların her şubeye farklı tanzim edileceği, kayıtların ayrı tutulduğu gibi bir ibare bulunmadığını, yine dilekçe ekinde, tanzim edilen faturaların davacı tarafa gönderildiğine ilişkin kargo teslim fişlerini de sunduklarını, huzurdaki dava ” menfi tespit ” davası olmakla birlikte, davacı tarafın borçlu olmadığını yazılı deliller ile ispat etmesi gerektiğini, ancak bu yönde dosyaya sunulan somut bir delil de bulunmadığını, öncelikle her iki tarafın da ticari defter ve kayıtlarının incelenmesini, ayrıcailgili vergi dairesine müzekkere yazılarak davacının BA/BS formalarının gönderilmesinin istenmesini arz ettiklerini, açıklanan nedenlerle ve fazlaya ilişkin hak ve alacakları saklı kalmak kaydı ile ; Davanın öncelikle dava şartı yokluğundan usulden reddine, aksi takdirde esastan reddine, davacının %20 den aşağı olmamak üzere tazminata mahkum edilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı yana bırakılmasını savunma ve talep etmiştir.
Dosyada, Davalı tarafça Davalı adına düzenlenen … tarih C-… nolu 4.130,00 TL miktarlı Fatura ile … tarih C- … nolu 4.130,00 TL tutarlı Faturada bahsi geçen mal ve hizmetlerin bedelinin ödenmediğinden bahisle Antalya Genel İcra Dairesinin … esas sayılı dosyası ile icra takibi yapıldığı ve yapılan icra takibi neticesinde davacının banka hesaplarına ve araçlarına haciz uygulandığı, davacı tarafça söz konusu faturalarda bahse geçen hizmetlerin alınmadığı ve bu faturalardaki toplam 8.260,00 TL yönünden borçlu olmadıklarının tespiti istenildiği görülmektedir.
Yargıtay … HD., …Karar sayılı, … Tarihli, “Bölge Adliye Mahkemeleri’nin Kesin Nitelikteki Kararları Arasındaki Uyuşmazlığın Giderilmesine Yönelik” vermiş olduğu ilamında; ticari nitelikteki menfi tespit davalarında dava açılmadan önce arabuluculuğa gidilmesinin zorunlu olmadığına ve arabulucuya gidilmiş olmasının bir dava şartı olmadığına karar verilmiştir.(Benzer yönde Yargıtay 11. HD., 2020/4396 E, 2021/3198 K; 2020/6050 E, 2021/4519 K) Her ne kadar 7445 sayılı İcra ve İflas Kanunu İle Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun gereği Ticari davalardan, konusu bir miktar para olan itirazın iptali, menfi tespit ve istirdat davalarında arabuluculuğun zorunlu dava şartı olduğu hüküm altına alınmış ise de bu kanun maddesi henüz yürürlüğe girmemiştir/dava tarihi itibariyle de yürürlükte değildir. İş bu davada bu bakımdan bir usuli eksiklik yoktur.
Mahkememizce deliller toplanmış ve taraf ticari defterleri incelenmiştir.
Davalı şirketin ticari defterlerinin incelenmesi sonucu hazırlanan … tarihli bilirkişi raporunda özetle; Davalı tarafça incelemeye ibraz edilen 2017 ve 2018 yılı ticari defterlerinin açılış ve kapanış tasdiklerinin kanuni süresinde ve usulüne uygun yapıldığı, davalının ticari defter kayıtlarına göre taraflar arasında 2017 ve 2018 yıllarında ticari ilişki bulunduğu, davalı tarafça davacı taraf adına düzenlenen takip ve dava konusu faturaların davalının ticari defter kayıtlarına kanuni süresinde ve usulüne uygun işlendiği, dava ve takip konusu faturaların açık fatura olduğu, faturaların yangın alarm sistemi periyodik bakımına ilişkin düzenlendiği, taraflar arasında bu hususta dosya kapsamında sözleşme bulunduğu, bu haliyle davalının 2017 ve 2018 yılı ticari defterlerinin lehe delil olma özelliğini taşıdığı, davalının 2017 ve 2018 yılı ticari defter kayıtlarında Davacıya ait carisini … hesap kodundan takip ettiği, davalının ticari defter kayıtlarına göre ekte bulunan muavin kayıtlarında görüleceği üzere Davacının Davalıya takip ve dava tarihi itibariyle 8.260,00 TL borçlu olduğu gözüktüğü, borcun kaynağının ise Davalı tarafça Davacı tarafa adına düzenlenen dava konusu … tarih C-… nolu 4.130,00 TL miktarlı Fatura ile … tarih C- … nolu 4.130,00 TL tutarlı Faturalardan kaynaklandığı belirtilmiştir.
Davacı ticari defterlerinin incelenmesi için yazılan ilk talimat gereği düzenlenen … tarihli talimat bilirkişi raporu içeriğinde davacı ticari defterlerinin incelenmediği anlaşılmakla, aşamalarda tekrar talimat yazılmıştır.
… tarihli bilirkişi raporunda özetle; Davacı ve davalının 2017 ve 2018 dönemi yevmiye defterlerinin sahibi aleyhine ve lehine delil teşkil ettiği, davalı, … … Teknolojileri Müh. San. Ve Tic. A.Ş. ‘nin 2017 ve 2018 dönemi yevmiye defterlerinin tetkikinden 2018 dönemi itibariyle 8.260,00 TL alacağının olduğu, davacı, … Hiz. Ltd. Şti.’nin … şubesinden kaynaklı … tarih ve A-… nolu faturadan 1.150,50 TL (bu konuda uyuşmazlık yoktur) borcunun olduğu, davacı ve davalı arasında yapılan Yangın İhbar Sistemleri Bakım ve Servis Sözleşmesinin … tarihlerini kapsadığı ve M. … Mh. … Sk. No:1/3 …/İstanbul adresi için tanzim edildiği, … tarihli C-… nolu 4.130,00 TL tutarlı Faturanın, … Cad. … Sk. … Adresine düzenlendiği ve … tarihli C-… nolu 4.130,00 TL tutarlı Faturanın, … Adresine düzenlendiği, sözleşme adresine düzenlenmediği, … tarihli C-… nolu 4.130,00 TL ve … tarihli C-… nolu 4.130,00 TL tutarlı Faturanın, davacı defterlerinde kayıtlı olmadığı, davacı tarafından kabul edilmediği, davalı, … … Teknolojileri Müh. San. Ve Tic. A.Ş. ‘nin hizmet verdiğinin Makine Mühendisi Bilirkişi tarafından tespiti halinde 8.260,00 TL alacağının olduğu belirtilmiştir.
Bilirkişi raporları taraflara tebliğ edilmiş, itirazlar/beyanlar alınmıştır.
Aşamalardaki itirazlar göz önündeki tutularak ilgili kurumlara yazı yazılarak davacının … isimli bir çalışanın olup olmadığının sorulmasına, yine bu konuda beyanda bulunmak üzere davacı vekiline 2 haftalık süre verilmesine karar verilmiştir.
Davacı vekili, … tarihli dilekçesi ile … isimli bir çalışanlarının olmadığını beyan etmiştir.
Mahkememizce usulüne uygun araştırma yaparak, SGK ya da yazı yazmış ve SGK … tarihli yazı cevabında özetle; davacının … isimli bir yetkilisinin ve çalışanının olmadığını bildirmiştir.
Bilirkişi raporunu hakim denetlemelidir. Öğretide Akyol, bilirkişi raporunun denetimi sadece hâkime ait bir görev değil; aynı zamanda taraflara ait bir haktır demektedir(AKYOL, Şener :Hukuk Usulünde Bilirkişilerle İlgili Bazı Problemler, Mukayeseli Hukukta Bilirkişilik Ve Sorunları, Yargıtay 125.Yıl Dönümü, s. 72 naklen). Hâkimin bilirkişinin uzmanlığı nedeniyle taşıdığı egemenliği kıracak araçları olduğu, bir yanlışın mutlaka geri döneceği ve özellikle böyle bir yanlışın müeyyidelendirileceği konularında bilirkişi inandırılmalı; böyle bir bilinç oluşturulmalıdır.“Hâkim kesinlikle ve mutlak olarak usulün egemeni olmalı; dosyaya, kendi sorumluluğunda girecek olan tanık beyanı gibi bilirkişi raporu gibi hususların adaleti saptıracak biçimlerde tezahürünü önleyecek tedbirleri almalı ve bu egemenliğini davanın sonuna kadar sürdürmelidir.” (Akyol s. 64-65 naklen).
Bu hususlar doğrultusunda, bilirkişi raporlarının, hükme ve denetime elverişli, dosya kapsamına uygun olduğu kanaatine varılmıştır.
Davalı taraf işi teslim ettiğini ve bedele hak kazandığını ispatlamalıdır. Aşamalarda davalı müvekkil şirket çalışanı …’ın söz konusu bakım ve onarım yapılmış ve sistem çalışır vaziyette davacı şirket çalışanı … ‘ e teslim edildiğini, akabinde ise … tarih ve .. nolu fatura tanzim edilerek davacıya teslim edildiğini beyan etmiş ancak davacının çalışanına böyle bir teslim olgusunu ispat edememiştir. Yine, davalı vekili, … tarih … nolu 4.130,00 TL miktarlı fatura ile ilgili olarak ise söz konusu hizmetin müvekkil şirket alışanı … tarafından verildiğini ve sistemin çalışır vaziyette teslim edildiğini iddia etmiş ancak buna ilişkin de dosyaya usule uygun, ispata yeter bir delil sunulmamıştır. Teslim hususu, hukuki işlem olduğundan, Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 06.11.2002 gün 2002/13-875 E., 2002/885 K. sayılı ilamı ve 2011/19-426 E, 2011/516 K sayılı ilamları gereği muvafakat olmadığından tanık dinlenmemiştir.
Davalı cevap dilekçelerinde, davacının söz konusu hizmetlere bir itirazının olmadığını, faturanın yanlış şubeye kesildiğini ileri sürdüğünü beyan etmiştir. Davalı vekili ayrıca, kaç şubesi olursa olsun tek bir muhasebenin mevcut olduğunu belirtmiştir.
Şube, ticari işletmenin genişleyen faaliyetlerinin mahallinden daha kolay biçimde yürütülmesi amacıyla açıldığından, merkez ile şube arasında kural olarak yer ayrılığı vardır. Şube, kendi başına ticari işlem yapmaya yetkili olduğundan, merkezden ayrı bir yönetime sahip olması da gerekir. Bunun doğal sonucu da, şubenin, merkezden ayrı bir muhasebeyle ve ticari defterlere sahip olmasıdır. (ARKAN, Sabih, Ticari İşletme Hukuku, 25. Baskı, BTHAE, Ankara 2019, s. 39)
Dava dilekçesinde özetle davacı vekili, müvekkilinin davalı ile sadece … şubesi için iş yaptığını, buna ilişkin faturanın da ödendiğini, … şubesi dışında … ve … şubeleri için hiç bir hizmet alınmadığını beyan etmiştir. Davalının anılan iddiaları açıklamalar ışığında yerinde görülmemiştir.
Tüm dosya kapsamı, bilirkişi rapor içerikleri, hizmetin verildiğinin ispat edilmemesi, yukarıdaki açıklamalar ışığında, Davanın kabulü İLE, davacının Antalya Genel İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı takip dosyasına konu C/… nolu ve C/… nolu faturalardan dolayı borçlu olmadığının tespitine karar vermek gerekmiştir.
2004 sayılı İİK 72/5 maddesi gereğince borçluyu menfi tespit davası açmaya zorlayan takibin haksız ve kötü niyetli olduğu anlaşılırşa, talebi üzerine, borçlunun dava sebebi ile uğradığı zararın da alacaklıdan tahsiline karar verilir, takdir edilecek zarar, haksızlığı anlaşılan takip konusu alacağın yüzde yirmisinden aşağı olamaz. Söz konusu şartlar, taraflar arasındaki hukuki ilişki düşünüldüğünde, dosyada mevcut olduğundan, bu madde gereği tazminata da hükmetmek gerekmiştir.
HÜKÜM/Ayrıntısı gerekçeli kararda açıklandığı üzere;
1-Davanın KABULÜ İLE, davacının Antalya Genel İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı takip dosyasına konu … nolu faturalardan dolayı borçlu olmadığının TESPİTİNE,
2-Davacının inkar tazminatı talebinin KABULÜ İLE, 1.652,00 TL inkar tazminatının davalıdan tahsili ile davacıya VERİLMESİNE,
3-Davacı tarafça yatırılan 54,40 TL başvurma harcının mahsubu ile hazineye gelir kaydına,
4-Davacı tarafça yatırılan 141,07 TL peşin harcın mahsubu ile hazineye gelir kaydına, hüküm gereği alınması gerekli bakiye 423,17 TL harcın davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
5-492 sayılı Harçlar Kanunu’nun 28. maddesi gereğince; bakiye harcın, kararın tebliğinden itibaren bir ay içinde ödenmesi gerektiğinden, kararın tebliğinden itibaren bir ay içinde ödenmeyen harç için -kanunen belirlenen sınır göz önünde tutularak- “harç tahsil müzekkeresi” yazılmasına, bakiye karar ve ilam harcının ödenmemiş olmasının, hükmün tebliğe çıkarılmasına, takibe konulmasına ve kanun yollarına başvurulmasına engel teşkil etmeyeceğinin bu şekilde hükümde belirtilmesine,
6-Davacı tarafça yatırılan ve mahsup edilen toplamda 195,47 TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
7-Davacı tarafça dosyada yapılan ve mahkememizce uyap sisteminden kontrol edilen (denetime elverişlilik açısından, uyap ekranında harç-masraf bölümü altında tahsilat reddiyat bilgileri başlığının içeriğinde masraflar açıkça yazmaktadır) posta-tebligat-bilirkişi ücreti gideri toplamı 2.020,40 TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
8-Davalı tarafça yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
9-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden; 8.260,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
10-Davacı tarafça yatan gider avansından harcanmayan kısmın hüküm kesinleştiğinde UYAP üzerinden kontrolü de sağlanarak davacı tarafa iadesine, karardan sonra tebligat ve benzeri masraflar için gider avansının kullanılması davacı tarafından istenirse tebligat ve benzeri için yapılacak masraflar düşüldükten sonra arta kalan miktarının UYAP üzerinden kontrolü sağlanarak karar kesinleştiğinde davacı tarafa iadesine, (6100 sayılı HMK m. 333) ;12/1/2011 tarihli ve 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu gereğince dava açılırken mahkeme veznesine yatırılacak olan gider avansının miktarı ile avansın ödenmesine ilişkin usul ve esasları belirten, “Hukuk Muhakemeleri Kanunu Gider Avansı Tarifesi” göz önünde tutularak; her hangi bir bankaya ait hesap numarası ve/veya herhangi bir banka hesabına ait IBAN numarası verilmesi halinde taraflara ait artan gider avansının bildirdikleri hesaba aktarılmasına, davalı tarafından yatırılan gider avansının aynı şekilde istek halinde iadesine,
11-Kararın, Bölge Adliye ve Adli Yargı İlk Derece Mahkemeleri ile Cumhuriyet Başsavvcılıkları İdari ve Yazı İşleri Hizmetlerinin Yürütülmesine Dair Yönetmelik m. 216 gereği ve Yargıtay 1. HD’nin 2016/12476 E, 2019/2779 K sayılı emsal ilamı gereği talep ve masraf bulunması halinde taraflara ve/veya Teb. K. m. 11 ve Yargıtay Hukuk Genel Kurulu., 22/01/2003, 2003/1-25 E., 2003/7 K., Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı., 10/07/1940, 1940/7 E., 1940/75 K. nolu kararları gereği vekil ile temsil edilen tarafın vekiline tebligata çıkartılmasına,(RUHİ, Ahmet Cemal., Tebligat Hukuku., 2008, 6. Baskı, s. 127); taraflardan birisi tarafından kanun yoluna başvurulması halinde bu hususun tebliğ isteği olarak değerlendirilerek, gerekçeli kararın tebliğe çıkarılmasına,
Dair, e- duruşma talep eden davacı vekili Sn. Av. … ile davalı vekili Sn. Av. …’nın yüzüne karşı verilen karar miktar itibariyle KESİN olmak üzere açıkça okunup usulen anlatıldı. 07/06/2023

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır