Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.
T.C.
ANTALYA
4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2020/309 Esas
KARAR NO : 2021/599
DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 28/07/2020
KARAR TARİHİ: 30/09/2021
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili mahkememize sunmuş olduğu dava dilekçesinde, müvekkili ile davalı şirket arasında ticari alışverişten kaynaklı davacı tarafından … ve … tarihinde düzenlenen iki ayrı faturanın davalı yana teslim edildiğini, akdi ilişkinin taraflar arasında düzenlenen faturalar ile sabit olduğunu, davacı tarafından tanzim edilen ve davalı tarafından imzalanarak teslim alınan bu iki ayrı faturaya istinaden davalı aleyhine icra takibi başlatıldığını, davalının itirazı üzerine takibin durduğunu, borçlu aleyhine başlatılan dava konusu icra takibine yönelik itirazın hukuki dayanaktan yoksun olmakla birlikte, haksız ve kötü niyetli olduğunu; söz konusu itirazın alacaklarını sürüncemede bırakma maksadı ile yapıldığını, davalı borçlunun biri … düzenleme tarihli, 23.600,00TL tutarında ve diğeri …düzenleme tarihli 59.000,00TL tutarındaki iki ayrı faturayı imza ederek teslim almış olmakla anılan işbu faturalardan kaynaklanan borç için kısmi bir ödemede bulunduğunu ancak takibe konu alacak miktarını ödemediğini, borçlunun imzaya itirazı bulunduğunu ancak borcu ödediğini iddia etmekte olduğunu, borçlunun bu davranışının hukuki anlamda ikrar niteliğinde olduğunu ve aradaki ticari ilişkinin varlığının şüpheye mahal vermemekte olduğunu, bu sebeplerle, davanın kabulüne, itirazın iptali ile takibin devamına, haksız itirazdan dolayı davalı borçlu firma aleyhine alacağın %20’sinden az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine, tüm yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini dava ve talep etmişlerdir.
CEVAP: Davalı vekilinin mahkememize sunmuş olduğu cevap dilekçesinde, alacaklı gözüken tarafın haksız ve kötü niyetli olarak takip başlattığını, ödeme emrinde iki adet fatura belirtilmesine rağmen davalı şirkete bir adet fatura tebliğ edildiğini, icra dosyası Uyap üzerinden incelendiğinde de sisteme sadece bir adet faturanın tarandığının görünmekte olduğunu, davalı şirket ile davacı arasında 2017 yılı Eylül ayında …mahallesinde bulunan inşaatın Pvc doğramalarının yapılması hususunda anlaşmanın yapıldığını, davalı ile davacı arasındaki tek ticari ilişkinin bu olduğunu, kararlaştırılan bedelin tamamının işin yapımı sırasında taksitler halinde ödendiğini, ancak borcun tamamının ödenmesine rağmen davacı tarafın davalıya karşı haksız bir şekilde takibe girişmiş ve iş bu davayı açmış olduğunu, ödeme yapıldığını bildiği halde mükerrer olarak bu talepte bulunan davacı tarafın haksız ve kötü niyetli olup, aleyhine kötü niyet tazminatına hükmedilmesi gerektiğini, davalı şirket tarafından …Bankası … Şubesine ait çek hesabından … tarihinde davacı lehine 20.000 TL bedelli çek düzenlendiğini, …Bankası … Şubesine ait çek hesabından … tarihinde davacı lehine 15.000 TL bedelli çek düzenlendiğini, … Bankası …Şubesine ait hesaptan davacı tarafın … Bankası … şubesindeki hesabına … tarihinde 5.000 TL havale yapıldığını, davacı tarafın talimatı ile davalı şirket tarafından dava dışı üçüncü kişi olan …Alüminyum’a … tarihinde kredi kartı çekilerek ödeme yapıldığını, dava dışı …Alüminyum ile davalı şirketin herhangi bir borç alacak ilişkisi olmadığını, ancak davacı tarafın dava dışı … Alüminyum’a borçlu olduğu için, alacağına mahsuben üçüncü kişiye ödeme yapılmasını istediğini, davalı şirket de davacının talimatı üzerine davacı tarafın 22.000 TL’lik borcunu ödediğini, hatta ödemenin davalı tarafından yapıldığı ortada iken faturanın davacıya kesildiğini, bu hususta gerekirse dava dışı şirketin ticari defter kayıtlarının da incelenmesini ettiklerini, yine davacı tarafın talimatı ile davacının borçlusu olduğu dava dışı … Metal Sac. San. İsimli şirkete … tarihinde 2.780 TL kredi kartı ile ödeme yapıldığını, yapılan bu ödemenin davacının borcuna ilişkin olduğundan davacının alacağından mahsubunun gerekmekte olduğunu, takip talebinin ekinde bulunan … sıra numaralı fatura incelendiğinde faturanın kapalı olarak kesilmiş olduğu ve borç olmadığının açıkça belli olduğunu, davalı şirket tarafından elden peşin olarak ödeme yapılmış ve yapılan bu ödemeye istinaden de davacı tarafça fatura kesilerek altının imzalandığını, davaya konu … numaralı fatura kapalı olarak kesildiğinden bu faturaya dayalı olarak alacak istenebilmesinin mümkün olmadığını, dava konusu edilen diğer faturaya ilişkin olan borcun da ödendiğinin yukarıda sayılan ödeme belgeleriyle ortada olduğunu bu sebeplerle, haksız ve hukuka aykırı olarak açılan davanın reddine, kötü niyetli davacı aleyhine takip konusu edilen alacağın %20’sinden aşağı olmamak üzere kötü niyet tazminatına mahkum edilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER: Dosyada tüm deliller toplanmış, Antalya Genel İcra Dairesinin … Esas sayılı dosyası celp edilmiş, dosya tarafların ticari defterleri üzerinde inceleme yaptırılmak üzere mali müşavir bilirkişiye tevdi edilmiş ve bilirkişinin mahkememize sunmuş olduğu … tarihli raporda,
1- Davacı tarafından fatura alacaklarına karşılık davalı aleyhine … tarihinde Antalya Genel İcra Müdürlüğü’nün …E. Sayılı dosyası ile aşağıdaki şekilde icra takibi başlatılmış olduğu,
2-Davacı tarafın ibraz edilen 2018-2019 yıllarına ait ticari defterlerinin usulüne uygun tutulduğu sahibi lehine delil oluşturma vasfına sahip olduğu,
3- Davalı tarafın ibraz edilen 2018 yılına ait ticari defterlerinin usulüne uygun tutulduğu sahibi lehine delil oluşturma vasfına sahip olduğu,
4-Davacı ticari defter kayıtlarının incelenmesi neticesinde … tarihi itibari ile davacının davalıdan 67.600,00TL alacaklı olduğunun kayıtlı olduğu, takibin ise 62.600,00TL üzerinden başlatıldığı, inceleme günü davacı avukatına bu durum sorulduğunda 2020 yılında 5.000,00TL tahsilat yapıldığından takibin 62.600,00TL üzerinden açıldığının tarafımıza beyan edildiği,
5-Davalı ticari defter kayıtlarının incelenmesi neticesinde … tarihi itibari ile davalının davacıya 42.600,00TL borçlu olduğunun kayıtlı olduğu,
6-Davacı ticari defterleri ile davalının ticari defterlerinin karşılaştırılması sonucunda takip konusu iki faturanın da her iki tarafın da kayıtlarında cari hesaplara kayıt edildiği(yani kapalı fatura olarak değil açık fatura olarak cari hesaba kayıt edildiği), faturaların davacı tarafça gelir olarak kayıt edildiği davalı tarafça da gider olarak kayıt edildiği bu nedenle dava dosyası içerisinde BA-BS formları bulunmamasına karşın BA-BS incelemesi yapmaya da gerek olmadığı,
7-Ödemeler ile ilgili taraf kayıtları karşılaştırıldığında ise davacı kayıtlarında sadece 1 adet 15.000,00TL’lik çek ile ödeme kaydı olmasında karşın davalı kayıtlarında 15.000,00TL dışında 20.000,00TL çek ile ve 5.000,00TL havale ile ödeme kaydı olduğu, davacının her ne kadar 2018,2019 kayıtlarında 5.000,00TL ödeme kayıtlı olmamasına karşın bu ödemenin düşülerek takip başlatıldığından taraf kayıtları arasındaki tek farkın 20.000,00TL’lik çek kaydı olduğu,
8- Davalı yanca cevap dilekçesi ekinde davalıya verilen çeklerin örneklerinin sunulduğu görülmüş olup … vadeli …nolu çekin davalı tarafından davacı adına düzenlendiği 15.000,00TL’lik çeki teslim alan kişi ile aynı kişinin 20.000,00TL’lik çekide teslim aldığı görülmüştür. Davalının cevap dilekçesinde …Aliminyum’a ve …’e 2.780,00TL ödeme yapıldığından bahsetmesine karşın bu ödemelerin ticari defterlerinde kayıtlı olmadığı, bu ödemelerin ise … ve … tarafından yapılmış olduğu görülmüş olup bu belgelerin bu ödemelerin davacı adına yapıldığını kanıtlayamayacağı,
9- Davalı yanın davacıya verdiği … Bankası … vadeli … nolu 20.000,00TL çeki davacıya verdiği görülmüş ise de bu çekin davacı kayıtlarında olmamasından ötürü çekin ödenip ödenmediğinin araştırılması gerektiği çekin ödendiğinin tespiti durumunda davacının 42.600,00TL alacaklı olacağı çekin ödenmediğinin tespiti durumunda ise davacının 62.600,00TL alacaklı olacağı,
10- Davacı yanın 3095 sayılı Kanuni Faiz ve Temerrüt Faizine İlişkin Kanunun 2. Maddesine göre takip tarihinden itibaren değişen oranlarda avans faiz isteyebileceğini bildirir rapor sunmuştur.
Dosya tarafların itirazlarının değerlendirilmesi için tekrar bilirkişiye tevdi edilmiş ve bilirkişinin mahkememize sunmuş olduğu … tarihli raporda,
Davacı yanın bilirkişi raporuna bir itirazının olmadığı, davalı yanın ise ticari defterlerinde kayıtlı olmayan ödemelerin ödenmiş olarak kabul edilmesi gerektiği ve ticari defterlerine kayıtlı olan ancak ödemesini kayıt etmediği kapalı fatura olduğunu iddia ettiği fatura konusunda borçları olmadığı yönünde itirazları olduğu görülmüştür. … ve …’ın şirket ortağı olduğundan bahsetmiş olmasına rağmen ticari defterlerine bu ödemeleri neden davacının cari hesabına ortak ödemesi olarak kayıt etmediği ile ilgili bir açıklamada bulunmadığı görülmüştür. Davalının kapalı fatura olarak düzenlendiğini iddia ettiği faturayı eğer ödediyse neden ticari defterine ödemesini kayıt etmediği hususunu açıklamadığı sadece faturanın kapalı fatura olmasının yeterli olacağından bahsetmiştir. Mali müşavir olarak görevimiz olan ticari defterler üzerindeki incelemelerimizi yaparak bir tespitte bulunulmuş ve muhasebede belgesellik ilkesi gereği davacı adına başka kişi/ firmalara yapılan ödemeler karşılığında davacının onayını içerir bir belge olmadığından ötürü de dava dışı kişilere yapılan ödemelerin davacı adına yapıldığının kanıtlanmadığı görüşümüzü kök raporumuzda belirtmiştik. Bu nedenle yapılan itirazlar incelendiğinde kök rapordaki görüşümüz değişmemekle birlikte davacı adına ödendiğini gösterir herhangi bir belge olmayan davalının davacı adına 3.kişilere yaptığını belirttiği ödemelerin kabul edilip edilmemesinin bu aşamada takdirinin sayın mahkemenize ait olduğu değerlendirilmiştir. Yine davalının ısrarla kapalı fatura olarak düzenlendiğini iddia ettiği … nolu faturayı açık fatura olarak ticari defterlerine kayıt etmiş olduğu, bu fatura tekrar incelendiğinde faturanın iç kısmına basılan kaşenin üzerinde düzeltmeler tarafımızdan yapılmıştır ibaresi olduğu bu ibarenin faturanın üzerinde yapılan herhangi düzeltme durumunda kaşe basılarak yazılan bir durum olduğu görülmüştür. Faturanın davalı tarafından açık fatura olarak ticari defterlere işlendiği ve faturanın iç kısmındaki kaşenin düzeltmenin taraflarınca yapıldığının yazılması ile basılmış olmasından ötürü bu faturanın açık fatura olarak düzenlendiği görüşümüzde herhangi bir değişiklik olmayıp konunun hukuki olarak değerlendirilmesinin ise sayın mahkemenizin takdirinde olduğu tarafımızdan değerlendirilmiştir.
Kök raporda seçenekli yazdığımız 20.000,00TL’lik çekin ödenme durumu ile ilgili … Bankasına müzekkere yazıldığı görülmüş olup … bankasının …tarihli cevabi yazısında çekin … tarihinde ödendiğinin bildirildiği görülmüştür. Bu durumda taraf kayıtları arasındaki tek fark olan 20.000,00TL’lik çekin ödendiği görüldüğünden davacının 42.600,00TL alacaklı olacağı değerlendirilmiştir şeklinde rapor sunmuştur.
DEĞERLENDİRME VE GEREKÇE:
Dava; eser sözleşmesi niteliğindeki PVC doğrama sözleşmesinden kaynaklanan yüklenicinin iş sahibine açtığı bakiye alacak davasıdır.
Taraflar arasındaki uyuşmazlık ; davalının davacıya iş bedelini tam olarak ödeyip ödemediği noktasında toplanmaktadır. İşin teslimi noktasında uyuşmazlık bulunmamaktadır.
Uyuşmazlığın çözümü için konu ile ilgili kavramların ve yasal mevzuatın incelenmesinde fayda bulunmaktadır.
Dava konusu sözleşme TBK’nın 470. Madde ve devamında düzenlenen eser sözleşmesi niteliğindedir.
6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun (TBK) 470. maddesinde de, “Eser sözleşmesi, yüklenicinin bir eser meydana getirmeyi, iş sahibinin de bunun karşılığında bir bedel ödemeyi üstlendiği sözleşmedir.” şeklinde tanımlanmıştır.
Eser sözleşmesinin tarafları müteahhit (yüklenici) ile iş sahibidir. Müteahhit (yüklenici) eser meydana getirip teslim etmeyi borçlanan herhangi bir kişi iken iş sahibi de bir eseri meydana getirmeyi başkasına yükleyen kişidir.
Eser sözleşmesinin unsurları, herhangi bir eser meydana getirmek ve buna karşılık ücret ödenmesi veya ödenmesinin vaat edilmesidir. Burada tarafların, meydana getirilecek olan eser ile ödenecek ücret konusunda anlaşmış olmaları gerekmektedir. Ancak bu anlaşma herhangi bir şekle tabi değildir. Eser sözleşmesi , ivazlı, şekle tabi olmayan, rızai nitelikte, iki tarafa borç yükleyen, ani edimli bir sözleşmedir. En önemli özellikleri ise müteahhidi bir bütün teşkil eden eser meydana getirme olan sonuç borcu altına sokması ve müteahhidin iş sahibinden bağımsız olarak işini görmesidir.( Yargıtay Hukuk Genel Kurulu 2019/11-474 E. 2020/26 K. )
Bir eser sözleşmesi ilişkisinde davacı yüklenici, sözleşme konusu malzemelerin miktarını ve alıcıya teslimini, davalı yan ise yaptığı ödemeleri usulüne uygun bir şekilde ispat etmek zorundadır.( Yargıtay Hukuk Genel Kurulu 2017/15-490 E. 2019/201 K. )
Somut davamızda davacı yüklenici davalı ise iş sahibidir.
Uyuşmazlığın çözümü noktasında tacir olan her iki tarafın ticari defterleri incelenmiş olup inceleme sonucu alınan raporda: dava konusu faturaların her iki tarafın defterlerinde kayıtlı olduğu, davacının faturalara karşı bir kısım ödemeler yaptığı ve bakiye borcunun 42.600,00 TL olduğu belirtilmiştir.
Davalı taraf her ne kadar … Aliminyum’a ve …’e ödeme yapıldığından bahsetmesine karşın bu ödemelerin ticari defterlerinde kayıtlı olmadığı, bu ödemelerin ise … ve … tarafından yapılmış olduğu görülmüş olup bu belgelerin bu ödemelerin davacı adına yapıldığını kanıtlayamayacağı kanaatine varılmıştır.
Davalı tarafa bakiye borcun ödendiğinin ispatı hususunda cevap dilekçesinde dayanmış oldukları yemin delili hatırlatılmış, davalı taraf yemin deliline başvurmuş ve davacı şirket temsilcisi özetle bakiye borcun ödenmediğine ilişkin yeminli ifade vermiş olup mahkememizce davalının bakiye 42.600,00 TL bakiye borcun ödendiğinin ispat edilemediği hususu sabit görülmüştür.
Tüm dosya kapsamı bir arada değerlendirildiğinde toplam 82.600,00 TL iş bedeline karşı davacı tarafın farklı 3 çekle toplam 40.000,00 TL ödeme yaptığı, davalı tarafın 3. Kişilere yapılan malzeme ödemesinin bakiye borçtan düşüleceğine dair davacı tarafla anlaştıklarına ilişkin iddianın kesin delillerle ispat edilemediği anlaşıldığından davanın 42.600,00 TL üzerinden kabulüne karar vermek gerekmiştir.
İcra inkar tazminatı talebi yönünden yapılan değerlendirmede;
Yargıtay 19.Hukuk Dairesi’nin … tarih … E. … K. Sayılı ilamında “Dava konusu icra takibine konu alacak faturaya dayanmaktadır. Dolayısıyla alacak likit, bir başka deyişle bilinebilir, belirlenebilir bir alacaktır. Mahkemece bu husus gözetilerek davacı yararına İİK.nun 67/2 maddesi uyarınca icra inkar tazminatına hükmedilmesi gerektiği” belirtilmiştir. İş bu içtihat ve alacağın likit oluşu nazara alınarak davacı yararına hükmolunan alacağın %20’si oranında icra inkar tazminatına da karar vermek gerekmiştir.
Kötü niyet tazminatı talebi yönünden yapılan değerlendirmede;
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 27.4.2005 tarih 2005/19-286 E. 2005/268 K. Sayılı ilamında “Dosya kapsamı ve somut olayın özellikleri göz önüne alındığında; davacı/alacaklının takibe konu alacağının varlığını usul hukuku kuralları çerçevesinde kanıtlayamadığı; ancak, icra takibine kötü niyetli olarak giriştiğini kabule elverişli herhangi bir delilin ise bulunmadığı açıktır. Diğer taraftan, davalı da, somut olayda davacının icra takibinde kötü niyetli olduğunu yasal delillerle kanıtlayamamış olup, dosya içeriğinde de kötüniyetin varlığını açıkça ortaya koyacak bir yöne rastlanmamıştır. İcra ve İflas Kanunu’nun 67. maddesinde düzenlenen ve uygulamada “kötüniyet tazminatı” olarak adlandırılagelen tazminat türü, sadece ve ancak, yukarıdaki açıklamalar çerçevesinde takibe girişmekte kötüniyetli bulunduğu borçlu tarafından açıkça kanıtlanmış olan ya da öyle olduğu ayrıca kanıtlanmasına gerek bulunmaksızın dosya kapsamından açıkça anlaşılabilen alacaklıya yönelik bir yaptırım niteliğindedir. Alacağının varlığına maddi hukuk kuralları çerçevesinde inanarak icra takibine girişen, ancak bunu usul hukuku kurallarına uygun şekilde kanıtlayamadığı için itirazın iptali istemi reddedilen bir alacaklı, İ.İ.K.nun 67. maddesi anlamında “haksız” ise de, kötüniyetli olarak kabul edilebilmesine ve dolayısıyla, bu iki koşulun birlikte gerçekleşmesini açıkça şart koşan söz konusu hüküm çerçevesinde tazminatla sorumlu tutulmasına hukuken olanak yoktur.” belirtilmiştir. İş bu içtihat nazara alındığında somut olayda davalı taraf davacının kötü niyetini ispatlayamadığından bu talebin reddi gerekmiştir.
Açıklanan tüm bu nedenlerle davacının davasının kısmen kabulüne kısmen reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM: Ayrıntısı gerekçeli kararda açıklanacağı üzere;
1-Davacının davasının KISMEN KABULÜNE, KISMEN REDDİNE,
Buna göre davalının Antalya Genel İcra Dairesinin …Esas sayılı takip dosyasındaki itirazının kısmen iptali ile, takibin 42.600,00 TL asıl alacak üzerinden devamına,
2-Hükmolunan alacağın %20’si tutarındaki 8.520,00 TL icra inkar tazminatının davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
3-Davalının şartları oluşmayan kötü niyet tazminatı talebinin reddine,
4-Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 2.910,00 TL harçtan peşin alınan 756,06 TL nin mahsubu ile eksik alınan 2.153,94 TL nin davalıdan alınarak hazineye irad kaydına,
5-Davacının yapmış olduğu ilk dava masrafı, posta ve müzekkere ücreti ile bilirkişi ücretinden ibaret toplam 1.407,30 TL nin davanın kabul ve red oranına göre hesaplanan 957,70 TL nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesaplanan 6.338,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
7-Yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesaplanan 4.080,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
8-Taraflarca yatırılan ve kullanılmayan gider avansı ve varsa teminatın karar kesinleştiğinde taraflara iadesine,
Dair, davacı vekili ve davalı vekilinin yüzüne karşı kararın tebliğinden itibaren 6100 Sayılı Kanunun 345.maddesi gereğince 2 hafta içerisinde ilgili İstinaf Dairesi Başkanlığına sunulmak üzere Mahkememize verilecek dilekçe ile İstinaf yasa yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.
30/09/2021
Katip …
¸e-imzalıdır
Hakim …
¸e-imzalıdır