Emsal Mahkeme Kararı Antalya 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/273 E. 2021/586 K. 28.09.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
ANTALYA
4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/273
KARAR NO : 2021/586
DAVA : Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 10/07/2020
KARAR TARİHİ : 28/09/2021

NOT: Her ne kadar kısa kararda Hakim … (…) yer almakta ise de; Hakimler ve Savcılar Kurulu 2. Dairesinin … tarihli …/… Tedbir ve …/… sayılı kararı ile bir yıl süre ile tedbiren görevinden uzaklaştırılmasına karar verildiğinden gerekçeli karar Antalya İlk Derece Mahkemesi Adalet Komisyonu Başkanlığının … tarih …/… Muhabere sayılı görevlendirmesi gereği hakim … (…) tarafından yazılmıştır.
Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacı …; Antalya … Noterliği … tarih ve … yevmiye numaralı kat karşılığı inşaat ve satış vaadi sözleşmesi gereğince Kepez İlçesi Sütçüler Mah. … Ada … numaralı parselde inşaat yapılması için müteahhit ile anlaştıklarını, bu sözleşmede açıkça belirtilen vekil edeninin … ve … numaralı bağımsız bölümleri ile sözleşmedeki diğer arsa sahiplerinin arsa payının yetmemesi üzerine yine … tarihinde, Adi yazılı protokol gereği … ada … parselde bulunan ortaklardan 5 adet senet alınmış, yine 2 adet senet verilmiş ve alacaklı … ile oğlu … tarafından protokol imzalandığını, ve protokolde de açıkça alacaklı-davalı …’ün alacaklı olduğu, davalının senetleri daire karşılığı aldığını ve senetlerin kredi aşamasında kullanılacağı belirtilerek imzalandığını, … tarihli kat karşılığı inşaat ve satış vaadi sözleşmesi ile … tarihinde adi yazılı protokol gereği daire karşılığı verilen ve kredi aşamasında kullanılacak davaya konu olan senedin düzenleme tarihi yine … olarak düzenlenmiştir. icra takibi konusu senedin tanzim tarihi ile kat karşılığı inşaat sözleşmesinin noterde yapılış tarihi ve protokolün tanzim tarihi … tarihi olup her üçünün de tanzim tarihi aynı tarih olduğunu, Vekil edenin … … tarihinde davalı … ve protokolde imzası bulunan oğlu … tarafından darp edildiğini, Dava konusu icra takibi de davalı tarafça vekil edenimizin şikayeti üzerine kötüniyetle anlaşmaya aykırı olarak doldurularak başlatıldığını, vekil edeni … aleyhine … İcra Müdürlüğü …/… Esas sayılı icra takip dosyasıyla başlatılan kambiyo senetlerine özgü haciz yoluyla takip haksız ve kötü niyetli olduğunu, Takip dayanağı bono, dosyaya sunulu protokoldeki yazılı anlaşma uyarınca … Ada … Parselde inşaa edilecek daireler karşılığında verilmiş olup kredi aşamasında kullanılacağı taraflarca kararlaştırılıp kötüniyetli alacaklı … tarafından imza altına alındığını, bu bağlamda bono, protokolün teminatı olarak davalı alacaklıya verildiğini, buna rağmen davalı alacaklı … henüz inşaat bitmeden ve kredi kullanımı aşamasına gelmeden senedi yazılı anlaşmaya aykırı olarak doldurulduğunu, …’ın … tarihli dilekçesiyle borca yaptığı itiraz sonucu Antalya … İcra Hukuk Mahkemesinin …/… Esas Sayılı dosyasıyla görülen borca itiraz davası sonucunda vekil edenimiz aleyhine hüküm kurulduğunu, İşbu kararla borca itirazımız usule, yasaya ve yerleşik Yargıtay içtihatlarına aykırı şekilde reddedilmiş ve vekil edenimiz ayrıca asıl alacak olan 96.000,00-TL’nin %20’si olan 19.200,00-TL tazminata mahkum edildiğini, senet bedelsizdir ve yazılı sözleşmede senedin dairelerin inşaasının bitirilip teslim edilmesiyle vadesinin geleceği kararlaştırılmıştır. Ayrıca kredi kullanma aşamasında teminat olması amacıyla verilen bir senet olduğundan İİK m.170/a gereğince davalı alacaklının … İcra Müdürlüğü …/… Esas sayılı haksız ve kötüniyetli icra takibinin iptali gerekirken borca itirazımızın reddi hukuka uygun olmadığını, … tarihli vekil edenimizle davalı alacaklı … arasındaki yazılı anlaşmayı içeren protokol, aynı tarihli taşınmaz satış vaadi arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesinden anlaşılacağı üzere haksız takibe konu edilen bono teminat bonosu olduğunu, bononun teminat olarak verildiğini gösterir protokolde davalı alacaklı …’ün imzası bulunduğunu, protokol ile bononun tanzim tarihleri aynı olduğunu, söz konusu belgeler yazılı belgeyle ispat koşulunu sağlar nitelikte olduğunu, … tarihli Kat karşılığı inşaat ve satış vaadi sözleşmesi ile … tarihinde adi yazılı protokol gereği daire karşılığı verilen ve kredi aşamasında kullanılacak düzenleme tarihi de … olan senet kayıtsız şartsız borç ikrarını içermemektedir. tarafların arasındaki hukuki ilişkinin teminatı olarak verilen, aralarında yapmış oldukları protokol gerği şarta bağlanan (daire karşılığı) ve kayıtsız şartsız muayyen bir bedeli ödeme vaadi unsurunu taşımayan bono kambiyo senedi vasfında olmadığını, kat karşılığı inşaat ve satış vaadi sözleşmesi ve adi yazılı protokol ile protokole konu düzenleme tarihi de aynı olan senedin miktar ve taraflar bakımından da aynı olduğu ve Senedin taraflar arasındaki ilişkinin teminatı olarak verildiğini 6102 sayılı TTK’nun 776/1-b(ESKİ KANUN:688/2) gereği kayıtsız şartsız muayyen bir bedeli ödeme vaadini içermediğini, … tarihinde adi yazılı protokol gereği senetler kredi aşamasında kullanılacağını, yapılan protokol ve kat karşılığı inşaat ve satış vaadi sözleşmesi doğrultusunda edimlerin yerine getirilip getirilmediği yani Alacağın tahsil edilip edilmeyeceği yargılamayı gerektirdiğini, alacağın tahsili amacıyla senetlerin icra takibine konu edilebilmesi için inşaatın olup olmadığı yargılamayı gerektirdiğinden takibin iptali gerektiğini, Dairelerin inşaasının tamamlanması ve vekil edenimize teslim edilmesinden sonra doldurulacağı konusunda yazılı anlaşma yapılan senet, anlaşmaya aykırı olarak daireler tamamlanmadığı ve teslim edilmediği halde … vadeli olarak davalı-alacaklı … tarafından tanzim edilmiş ve kötüniyetli bir şekilde vekil edenimize zarar vermek amacıyla icra takibine konu edilmiştir, vekil edenimizin payının olduğu arsadaki diğer müşterek malikler de aynı protokol gereğince davalı alacaklıya dairelerin tamamlanıp kredi kullanım aşamasında kullanılmak üzere senet vermişlerdir. Bu durum dosyaya sunulu protokolden anlaşılabilir. Ancak söz konusu malikler aleyhine başlatılan bir icra takibi yoktur. Yalnızca vekil edeni aleyhine kötüniyetli ve haksız bir takip başlatıldığını, … tarihli protokole aykırı davranan ve protokolde belirtilen vade gerçekleşmeden (inşaatın krediye uygun hale getirilmesi) hatta inşaata başlanmadan (inşaata başlama ruhsatı … Tarihinde alınmıştır) yine protokole, kat karşılığı inşaat ve satış vaadi sözleşmesine aykırı olarak bononun vadesini … tarihi olarak düzenleyen Alacaklı-davalı … haksız kazanç elde etmeye çalışan kötü niyetli olan taraf olduğunu, Öncelikle İcra Dairesine Yatacak Paranın Alacaklıya Verilmemesi için İhtiyati Tedbir talebimizin teminatsız kabulüne, Haklı davamızın kabulü ile vekil edenimiz …’ın borçlu olmadığının tespitine, Antalya Genel İcra Dairesi …/… E. (Eski … İcra Müdürlüğü …/… Esas) sayılı kambiyo senedine dayalı icra takibinin ve vekil edenimiz aleyhine hükmedilen %20 icra inkar tazminatının iptaline, müvekkili aleyhine kötüniyetli ve ağır kusurlu takip başlatan davalı alacaklının asıl alacağın yüzde yirmisi oranında tazminata mahkum edilmesine, Yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesine, karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle;Davacının davası (itirazları) tamamen haksız ve yersiz olup reddine karar verilmesi gerektiğini, Davacının takip konusu bononun tanzim edilip veriliş sebebi olarak iddia ettiği hususların hiç birisini kabul ediklerini, Bononun teminat senedi olduğunun kabulü için Yargıtayın, kökleşmiş içtihatlarında, aradığı bir takım şartlar mevcut olduğunu, mevcut uyuşmazlıkta bu şartlar yer almadığını, takip konusu bononun, davacının fotokopisini sunduğu adi yazılı belge ile ilgisi yoktur. Zaten bu belgede takip konusu bono tanımlanmadığı gibi, takip konusu bono metninden de böyle bir durum anlaşılmadığını, takibe konu bono üzerinde teminat senedi olduğuna ilişkin bir şerh mevcut olmadığını, takibe konu bono TTK 776/b maddesi uyarınca kayıtsız şartsız bir bedeli ödeme vaadini içeren ve gerekli tüm bono özelliklerini taşıyan bir kıymetli evrak olduğunu, senet üzerinde bunu zedeleyecek herhangi bir not, şerh veya ibare olmadığını, davacının bono metninin aksini aynı kuvvette yazılı delille ispat etmesi gerekir. 6100 sayılı hukuk muhakemeleri kanunu madde 220 uyarınca senetle ispat zorunluluğu olduğunu, Somut olayda alacaklı müvekkil lehine düzenlenmiş 96.000 TL bedelli bono vasfına haiz bir kıymetli evrak bulunmadığını, bunun aksinin ispatı, böyle bir alacağın var olmadığının kanıtı ancak aynı eşdeğerde bir delille yani senetle mümkün olacağını, Davacı tarafın sunduğu adi yazılı protokol, bu alacağın mevcudiyetini etkiler yahut aksini ispatlar nitelikte olmadığını, yine davacının, bononun sonradan doldurulduğuna dair iddiaları tamamen gerçek dışı olduğunu. bu hususta bonodaki yazılar tam bir bütünlük arz etmekte olup, sonradan ilave edilmiş herhangi bir kısım olmadığını, . Davacının bu iddiasını da yazılı belge ile ispat etmesi gerektiğini, Hiçbir konuda tanık deliline rıza ve muvafakat göstermiyoruz. takip konusu bononun, bono metninden de açıkça anlaşıldığı gibi, davacının iddia ettiği inşaat sözleşmesi ile ve sunmuş olduğu adi yazılı belge ile bir ilgisi olmadığını, davacının bahsettiği kat karşılığı inşaat sözleşmesinin tarafları ile takibe konu bononun tarafları aynı olmadığını, Davacının davasının reddine, Davacının haksız itiraz nedeni ile asıl alacağın %50’si oranında inkar tazminatına mahkum edilmesine, Yargılama harç ve giderleri ile vekalet ücretinin davacıya yükletilmesine, karar verilmesini talep etmiştir.
Dava; Antalya Genel İcra Müdürlüğünün …/… esas sayılı takip dosyasında takibe dayanak olan kambiyo senedi yönünden davacı tarafın borçlu olmadığının tespiti, takibin iptali ve kötü niyet tazminatı istemine ilişkindir.
Antalya … Asliye Ceza mahkemesinin dosyasının, “hakaret” , “basit yaralama” “tehdit” suçları üzerine olduğu anlaşılmaktadır.
Öncelikle söylemek gerekir ki; Dava konusu hakkın ve buna karşı yapılan savunmanın dayandığı vakıaların var olup olmadıkları hakkında mahkemeye kanaat verilmesi işlemine ispat denir. İspat yükü ise,bir olayın gerçekleşmiş olup olmadığının anlaşılamaması, yani olayın ispatsız kalması yüzünden yargıcın aleyhte bir kararıyla karşılaşmak tehlikesidir(YILMAZ,Ejder; İspat Yükü, 1980, s. 3). Kendisine ispat yükü düşen taraf için ispat yükü bir yükümlülük değil(mükellefiyet), yüktür(külfettir). İspat konusu, 6100 sayılı kanunun ise 187 vd. maddelerinde düzenlenmiştir.
Hukukumuzda, senet delilinin uygulanma alanı oldukça geniştir çünkü hukukumuzda, hukuki işlemler için “senetle ispat” kuralı mevcuttur. Esasen, “senetle ispat kuralı” kavramı yerine “kesin delille ispat” kuralı denilmesi daha doğrudur. Çünkü, senetle ispatı zorunlu olan bir hukuki işlem, diğer kesin delillerle de (ikrar, yemin, kesin hüküm) ispat edilebilir. Senetle ispat zorunluluğu, “tanıkla ispat yasağı” olarak da ifade edilmesine rağmen, bunun da esasen “takdiri delille ispat yasağı” olarak belirtilmesi daha uygundur. Senetle ispat kuralı, kendisini iki temel durumda gösterir.
Bunlardan birincisi olarak; Belli bir meblağı aşan hukuki kural olarak yalnız senetle ispat olunur. Bir hakkın doğumu, düşürülmesi, devri, değiştirilmesi, yenilenmesi, ertelenmesi, ikrarı ve itfası amacıyla yapılan hukuki işlemlerin, yapıldıkları zamanki miktar veya değerleri kanunla belirlenen miktarı geçtiği takdirde senetle ispat olunması gerekir Senetle ispat kuralının kendisini gösterdiği ikinci durum ise, senede bağlı her çeşit iddiaya karşı ileri sürülen ve senedin hüküm ve kuvvetini ortadan kaldıracak veya azaltacak nitelikte bulunan hukuki işlemler kanunda belirtilen miktara ait olsa bile tanıkla ispat olunamaz olmasıdır. HMK m. 203 de senetle ispat kuralının istisnaları düzenlenmiştir.
İspat konusunda yapılan bu genel açıklamalardan tekrar sonra dosyaya dönüldüğünde;
Bir kimseye itimat edilerek (güvenilerek) o kimse tarafından anlaştıkları gibi doldurulmak üzere verilmiş imzalı boş kağıt o kimse tarafından anlaşmaya aykırı şekilde doldurulmuşsa, beyaz (açık) imzayı veren kişi bu senedin aralarındaki anlaşmaya aykırı olarak doldurulduğunu tanıkla ispat edemez. Bu halde hile söz konusu değildir. Çünkü, imzalı boş kağıt hile ile alınmış değildir (KURU,Baki., Hukuk Muhakemeleri Usulü, Cilt: 2, 2001, s. 2410; Benzer yönde; 24/03/1989 gün ve 1/2 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme kararı) Somut olayda senedin hile ile alındığı da iddia edilmemiştir.
Senetle ispat zorunluluğuna ilişkin kanun hükümleri kamu düzeni düşüncesiyle konulmuş değildir. Bu nedenle, bunun hilafına sözleşme yapılabilir. (KURU/Baki//ARSLAN/Ramazan//YILMAZ/Ejder.,Medeni Usul Hukuku (Ders Kitabı), Ankara 2014, s. 389; Benzer yönde; YİBK, T. 18.03.1959, E. 1958/18/ K. 1959/21)Yazılı delil karşısında tanık dinletilmesine ilişkin istem karşı tarafın açık muvafakati olmaksızın kabul edilemez.(KURU,Baki., Hukuk Muhakemeleri Usulü, Cilt: 2, 2001, s. 2415 ve orada belirtilen Yargtay 13. HD nin 25/12/1986 tarih, 5422/6629 sayılı ilamı)

Ayrıca söylemek gerekir ki; Senet metni sonradan doldurulmuş olsa bile metnin aradaki anlaşmaya aykırı doldurulduğu yasa olarak ispat edilmedikçe bono niteliğini bertaraf olmaz.(KURU,Baki., Hukuk Muhakemeleri Usulü, Cilt: 2, 2001, s. 2410-2411 ve orada belirtilen benzer yöndeki yargı kararları)
Bu genel açıklamalar ışığında dosyaya dönüldüğünde, miktar itibariyle dosyada tanıkla ispat yasağı mevcuttur. Tanık dinletilmesine ilişkin davalının açık bir muvafakati de yoktur. Teminat senedi olduğuna ilişkin bir kayıt da yoktur. Davacı iddiasını kesin delille ispatlayamamıştır.
Tüm dosya kapsamı, yukarıdaki açıklamalar ışığında, davacı tarafından ispatlanamayan davanın reddine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM/Nedenleri yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın REDDİNE,
2-Davacı tarafça başlangıçta yatırılan 54,40 TL başvurma harcının mahsubu ile hazineye gelir kaydına,
3-Hükmün niteliği ve tarihi dikkate alınarak, alınması gerekli 59,30 TL harcın, davacı tarafça başlangıçta yatırılan 1.639,44 TL’den mahsubu ile hazineye gelir kaydına, bakiye harcın karar kesinleştiğinde istek halinde davacıya iadesine,
4-Davacı tarafça yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
5-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden; 13.070,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
6- 6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu 18/13 ve Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği 26/2. Maddeleri, 6100 sayılı HMK 297/1-ç, 326.maddeleri uyarınca, arabuluculuk faaliyeti sonunda tarafların anlaşamamaları halinde iki saatlik ücret tutarı tarifenin birinci kısmına göre ileride haksız çıkan taraftan tahsil olunmak üzere Adalet Bakanlığı bütçesinden ödeneceği öngörüldüğünden; 1.320,00 TL nin davacıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
7-Davacı tarafça yatan gider avansından harcanmayan kısmın hüküm kesinleştiğinde UYAP üzerinden kontrolü de sağlanarak davacı tarafa iadesine, karardan sonra tebligat ve benzeri masraflar için gider avansının kullanılması davacı tarafından istenirse tebligat ve benzeri için yapılacak masraflar düşüldükten sonra arta kalan miktarının UYAP üzerinden kontrolü sağlanarak karar kesinleştiğinde davacı tarafa iadesine,
Dair; tebliğden itibaren İKİ HAFTA içerisinde Antalya Bölge Adliye Mahkemesi tarafından incelenecek olan istinaf yolu açık olmak üzere davacı vekilinin ve davalı vekilinin yüzüne karşı verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 28/09/2021
Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır