Emsal Mahkeme Kararı Antalya 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/272 E. 2022/95 K. 01.02.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
ANTALYA
4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/272 Esas
KARAR NO : 2022/95
DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ : 10/07/2020
KARAR TARİHİ: 01/02/2022

Mahkememizde görülmekte bulunan Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat) davasının yapılan açık yargılamasının sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ;
DAVA:Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davalı …’un sevk ve idaresindeki … plakalı aracı ile Gazi Mustaf Kemal Bulvarı istikametinden 16.Cadde istikametine seyri sırasında 913 sokak kavşağına yaklaşırken yolu kontrol etmedern hatalı U dönüşü yaptığını ve sürücüsü vefat eden …in yolcu olarak bulunduğu …plaka sayılı hareket halindeki motorsikletin önünü kapatması sonucu ölümlü trafik kazası meydana geldiğini, Kaza sebebiyle … ve …ün hayatını kaybettiğini, Söz konusu kaza sonrasında davalı … hakkında Antalya 6. Ağır Ceza Mahkemesi’nin … E. Sayılı dosyası ile dava açıldığını, iş bu dava esnasında soruşturma aşamasında alınan13.01.2019 tarihli bilirkişi raporu, kovuşturma aşamasında yapıları keşif neticesinde alınan 20.05.2019 tarihli bilirkişi raporu davalının asli kusurlu olduğunu bildirildiğini, İstanbul Adli Tıp Kurumu İhtisas Dairesi’den alınan raporda da davalı …’un olayda asli kusurlı olduğunun belirtildiğini, davalı …’un, Antalya 6.Ağır Ceza Mahkemesince 8 yıl hapis cezası ile cezalandırılmasına karar verildiğini, Davalı araç sürücüsünün ağır kusuru ile meydana gelen kazada müvekkillerin tek erkek çocukları …’in öldüğünü, müvekkillerinin …in ölümü nedeniyle maddi ve manevi olarak desteğinden yoksun kaldıklarını, Davacı …’in oğlu … ile birlikte maktule ait pazar yerlerinde pazarcılık yaptığını, vergi kayıtlarının maktule ait bulunduğunu, maktulün üzerine kayıtlı oldukça değerli pazar yerlerinde pazarcılık yaptığını, ailenin bakım ve gözetimini tek başına yapan …in vefatı ile ailenin maddi olarak çöktüğünü babası ve annesinin aynı standartlarda yaşamasının mümkün olmadığını, mali destekten yoksun kaldıklarını, davalıların trafik kazasından sonra müvekkillerine karşı maddi yükümlülüklerini yerine getirmediği gibi insani olarak yapması gerekenleri de yapmadıklarını, Müvekkillerini suçlama yolunu seçtiklerini, Dava sonunda müvekkiller lehine hükmedilmeş muhtemel tazminatın tahsilinin temina altına alınması maksadı ile öncelikle davalı adına kayıtlı olan … plaka sayılı araç ile Sayın Mahkemece tespit edilecek olan davalı adına kayıtlı başkaca diğer taşınır, taşınmaz malvarlığı ile banka hesapları üzerine ihtiyati haciz mahiyetinde ihtiyati tedbir konulmasını talep ettiklerini, 6098 Sayılı Türk Borçlar Kanunu’nu m.76/1 gereği yargılama sonunda hükmedilecek tazminat miktarından düşülmek üzere davacı …için 20.000,00 TL, davacı … için 20.000,00 TL avans ödemesinin tüm davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsilini talep ettiklerini, Fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla, şimdilik …için 2.000,00 TL … için 2.000,00 TL maddi tazminatın Trafik kazasında ölüm nedeniyle dastekten yoksun kalan anne ve babası için, sigorta şirketinin 6100 sayılı Yasa’nın 107.maddesine göre belirlenecek maddi tazminat tutarlarının, (davalı sigorta — şirketi yönünden olay tarihindeki sigorta limiti aşılmamak üzere,) sigorta şirketi yönünden temerrüt tarihinden, diğer davalı … yönünden kaza tarihinden itibaren işletilecek ticari temerrüt faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacı … ve …’e ödenmesine, yakınlarını kaybeden büyük üzüntü ve manevi çöküntü yaşayan müvekkiller … İçin 40.000,00 TL, … İçin 40.000,00 TL, … için 15.000,00 TL olmak üzere toplam 95.000,00TL manevi tazminatın davalı …dan kaza tarihinden işleyecek yasai faizi ile birtikte tahsili ile müvekkillere ödenmesine, yargılama giderleri ile vekaleti ücretin sorumlu oldukları davalılar üzerinde bırakılmasın talep ve dava etmiştir.
CEVAP :Davalı … vekili cevap dilekçesinde özetle; kaza sonrasında müvekkili hakkında Antalya 6. Ağır Ceza Mahkemesi’nin … E, … K sayılı dosyasıyla yargılama yapıldığını, yargılama sonunda müvekkilin 6 yıl 8 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına karar verildiğini, işbu karara karşı istinaf yoluna gidildiğini, Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 11. Ceza Dairesi’nin …E, … K sayılı kararıyla cezada indirim yapılarak müvekkilinin 5 yıl hapis cezası ile cezalandırılmasına ve tahliyesine karar verildiğini, Söz konusu kararın temyizen incelenerek bozulması talepli temyiz dilekçesi sunulduğunu, dosyanın halen Yargıtay incelemesinde olduğunu, Davacı tarafından, Antalya 6. Ağır Ceza mahkemesi’nin … E sayılı dosyada alınan raporlarda müvekkilinin asli kusurlu olduğu belirtilse de, yargılama esnasında bu raporların eksik inceleme ile alındığı yönündeki itiraz ve beyanların dosyaya sunulduğunu, dosya içindeki kusura ilişkin raporları da kabul etmediklerini, söz konusu kazanın meydana gelişi, müvekkilinin yönetimindeki kamyonetin kaza yeri kavşağa gelmeden yaklaşık 18 metre önceden sola dönüş sinyalini verdiği, hızını düşürdüğü, bu esnada yolun ortasına yakın bölgede seyrettiğini, sol tarafa dönüş yapacağı kavşağa yakın bölgeden sol şeride doğru manevra yaptığını, aracın ön kısmının kavşak içine girdiğini, bu esnada müteveffa …’in yönetimindeki motosikletin aynı istikamette yolun sol kısmını kullanarak seyir ettiği ve kamyonete sol arka tekerden çarpması şeklinde olduğunu, müteveffanın kazanın meydana gelmesinde kusurlu olduğunu, Sürücü …’in kanun ve yönetmeliklere aykırı hareket ederek kusuruyla kazanın meydana gelmesine ve neticenin ağırlaşmasına sebebiyet verdiğini, çarpışma noktasından önceki kavisli virajdan çıkan motosiklet sürücüsünün önü açık olup, 96,65 metre mesafeden kaza noktasına kadar da görüşünün açık olduğunu, bu mesafeden itibaren sürücünün hızı yasal limitlere uygun olsaydı, koruyucu tertibat ve kask kullansaydı, alkollü olmasaydı bu kazanın yaşanmayacağını, Müteveffanın 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu ve yönetmeliğinin pekçok maddesini ihalal etmesi neticesinde bu elim kazanın meydana geldiğini, Motosiklet sürücüsü …’in kaza sonrasında Akdeniz Üniversitesi Acil Servisinde düzenlenen 16.02.2019 tarihli rapora göre kanında, 0,33 promil alkol olduğunun belirlendiğini, Kazanın meydana geldiği saat ve raporun düzenlendiği saat arasındaki zaman farkı ve bu sürede kandaki alkol miktarının azaldığı dikkate alındığında, kaza esnasında müteveffanın 0,41 promil alkollü olduğunu, motosiklete ait fren izinin, çarpma noktasından 14.7 metre gerisinden başladığı tespit edilmiştir. Bu husus dahi tek başına, yolcusu olan motosikletin yasal hız limitinin iki katı üzerinde seyrettiği ve yüksek bir risk algılayarak sert fren yaptığının, güvenli ve yeterli mesafede bir takip yapmadığının göstergesi olduğunu, alkol ve hızın etkisi ile kazanın oluşunda ve neticenin ağırlaşmasında müteveffanın ağır kusurlu olduğunu, dolayısıyla müteveffa tarafından tehlikeli ve kanuna aykırı şekilde gerçekleştirilen sürüş neticesinde meydana gelen trafik kazası ile uygun ekipman kullanılmaması arasındaki illiyet bağının da gözetilmesi gerektiğini, bu husus esasen motosikletin süratinin de ne denli hızlı olduğunun başka bir kanıtı olduğunu, Sürücü …’in kask ve koruyucu tertibat kullanmadığını ve neticenin de ağırlaşmasına sebebiyet verdiğini, Davacıların maddi tazminat talepleri haksız ve hukuka aykırı olduğunu, Davacılar, destekten yoksun kalma iddiasıyla maddi tazminat talebinde bulunduklarını, davacıların, müteveffanın desteğine ihtiyaç olduğu yönündeki iddialar somut ve gerçekçi olmayıp, destek ilişkisinin varlığı, sürekli ve düzenli olup olmadığı konuları da ispata muhtaçtır ve dava konusu olaydaki destek ilişkisi de, yasa ve Yargıtay içtihatlarıyla tespit edilen düzeyde olmadığını, Yasa gereği destekten yoksun kalma tazminat koşullarının oluşmadığını, kazanın meydana geldiği kavşak bölgesinin de kazanın oluşumunda etken olduğunu, müvekkilinin kaza sebebiyle son derece üzgün olup, üzüntü ve taziyelerini her fırsatta dile getirdiğini, davacıların manevi tazminat istemleri fahiş olduğunu, davacıların geçici ödeme talebi yerinde olmadığını, müvekkil ekonomik olarak zor durumda olduğunu, İki küçük çocuğu olup, onların temel ihtiyaçlarını karşılamakta dahi zorlandığını, davacının geçici ödeme talebi koşulları işbu davada gerçekleşmediğini, ihtiyati haciz kararının kaldırılması talep ettiklerini, davacıların dava dilekçesindeki haksız ve hukuka aykırı tüm taleplerinin ve davanın reddine; yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı tarafa yüklenmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı Sigorta Şirketi cevap dilekçesinde özetle; aracın11.01.2019 tanzim ve 12.01.2019-2020 vade tarihli … numaralı Zorunlu Mali Sorumluluk Poliçesi ile teminat altına alındığını, davacının taleplerinin haksız ve mesnetsiz olduğunu, reddi gerektiğini, kabul anlamına gelmemekle birlikte, davacı tarafa kusur oranına göre anne ve baba lehine hesaplanan tutarın ödenmesi için ibraname gönderildiğini, müvekkili şirkete dönüş yapılmadığını, alacaklı tarafın ödenmek istenen tutarı almaktan imtina ettiğini, faiz ve tüm feriler yönünden müvekkili şirketin bir sorumluluğu bulunmadığını, kabul anlamına gelmemekle birlikte; tazminat hesaplanması halinde hesaplanacak tazminattan müterafik kusur indirimi yapılması gerektiğini, Müterafik kusur indiriminin mahkeme tarafından re’sen gözetilmesi gereken indirim sebeplerinden olduğunu, kusur ve sair hususların belirsiz olması nedeniyle geçici ödeme talebinin reddine karar verilmesini, tazminat hesaplamasının genel şartlarda belirlenen usul ve esaslara uygun olarak yapılması gerektiğini, davacıların kaza sebebiyle elde ettiği gelir ve tazminatların mahsubu gerektiğini, müvekkil şirket söz konusu zarardan azami olarak kaza tarihindeki poliçe teminat limitleri dahilinde sorumlu olduğunu, davanın kabulü halinde başvurunun müvekkili şirkete ibraz edildiği tarihten 8 iş günü sonrasından itibaren faize hükmedilmesi gerektiğini, yine kabul manasında olmamak üzere davanın kabulü halinde yasal faize hükmedilmesi gerektiğini, davanın esastan ve usulden reddine, yargılama masrafları ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
Dava, rafik kazasından kaynaklanan ölüm nedeniyle mirasçıların destekten yoksun kalma tazminatı ve manevi tazminat talebine ilişkin ilişkindir.
Davalı sigorta şirketine müzekkere yazılarak sigorta poliçesi ile hasar dosyası getirtilerek dosyamız arasına alınmıştır.
Antalya 6. Ağır Ceza Mahkemesinin … Esas, sayılı dosyası uyap sistem üzerinden dosyamız arasına alınmıştır.
Tarafların ekonomik ve sosyal durumlarına ilişkin tutanaklar dosyamız arasına alınmıştır.
Esnaf Sanatkarlar Odası, Düden Vergi Dairesi’ne müzekkere yazılarak, Tüik ekran sorgulaması yapılarak kaza tarihi itibariyle emsal ücret araştırmaları yapılarak, dosyamız arasına alınmıştır.
Ankara Adli Tıp Kurumu Trafik İhtisas Dairesi’nin 23/12/2020 tarihli raporunda sonuç olarak; Davalı sürücü …’un %80(Yüzde Seksen ) oranında kusurlu olduğu, müteveffa sürücü …’in %20(Yüzde Yirmi) oranında kusurlu olduğu kanaatine varmıştır. Aynı yönde ceza mahkemesi tarafından alınan raporda davalı sürücü …’un asli kusurlu, müteveffa sürücü …’in tali kusurlu olduğu belirtilmiştir.
Aktüreya Bilirkişisi 10/05/2021 tarihli kök raporunda sonuç olarak; Anayasa Mahkemesi, Yargıtay 17. H.D. ve Antalya BAM 4. H.D. kararları çerçevesinde, hesaplamada TRH-2010 Yaşam Tablosu, Progresif Rant Metodu, %10 artırma ve iskonto ile peşin değer hesabı kullanıldığı; hesaplama neticesinde; desteğin kusuru nispetinde (%20) indirim yapıldıktan sonra; davacıların uğradığı destekten yoksun kalma zararlarının; davacı … için 183.354,88 TL; davacı … için 88.272,77 TL olarak hesaplandığı; Müterafik kusur hususundaki hukuki takdirin tamamen Sayın Mahkemeye ait olduğu; Hesaplanan zararın, trafik kazasının meydana geldiği tarihte yürürlükte olan mevzuata göre ZMSS ölüm teminatı limitini (360.000,00 TL) aşmadığı; sonuç ve kanaatine varıldığını belirtmiştir.
Aktüreya Bilirkişisi 31/10/2021 tarihli ek raporunda sonuç olarak; Desteğin gelirinin kök raporda olduğu gibi Antalya Semt Pazarcılar Esnaf Odası’nın belirlediği emsal ücret (asgari ücret) düzeyinde olduğunun kabulü durumunda; davacıların destekten yoksunluk zararının davacı … için 183.354,88 TL, davacı …için 88.272,77 TL olarak hesaplandığı; Desteğin gelirinin TÜİK verileri esas alınarak asgari ücretin 1,3121 katı düzeyinde olduğunun kabulü durumunda; davacıların destekten yoksunluk zararının davacı … için 240.579,94 TL; davacı … için 115.822,70 TL olarak hesaplandığı; Hesaplanan zararın, trafik kazasının meydana geldiği tarihte yürürlükte olan mevzuata göre belirlenen ZMSS ölüm teminatı limitini (360.000,00 TL) aşmadığı; sonuç ve kanaatine varmıştır.
Tüm dosya kapsamının incelenmesi ile; destekten yoksun kalma tazminatı talebi yönünden yapılan yargılama neticesinde;
Destekten yoksun kalma tazminatının konusu, desteğin yitirilmesi nedeniyle yoksun kalınan zarardır. Buradaki amaç, destekten yoksun kalanların, desteğin ölümünden önceki yaşamlarında sahip oldukları sosyal ve ekonomik durumlarının korunmasıdır. Olaydan sonraki dönemde de, destek olmasa bile, onun zamanındaki gibi aynı şekilde yaşayabilmeleri için muhtaç oldukları paranın ödettirilmesidir. Yani, haksız bir eylem sonucu desteğini yitiren kimse, TBK’nun 53. maddesine dayanarak uğradığı zararın ödetilmesini isteyebilir.
Destek kavramı, gerçekleşmiş veya gerçekleşmesi umulan bir bakım ilişkisini gösterir. Eylemli ve düzenli olarak bir kimsenin geçimini kısmen veya tamamen sağlayacak biçimde ona yardım eden veya olayların olağan akışına göre eğer ölüm gerçekleşmeseydi az veya çok yakın bir gelecekte de bu yardımı sağlayacak olan kimse destek sayılır. Bu manada, bir başka kişiye fiilen bakan, onu geçindiren veya ileride bakma, geçindirme ihtimali bulunan kişi, destektir. İlk durumda eylemli destek, ikinci durumda ise varsayımsal (farazi) destek kavramı söz konusudur. İfade olunan bu hususlar, gerek öğretide gerekse Yargıtay uygulamalarında kabul edilmiş olup, destek kavramının sadece mali olarak yardımı ifade etmediği, bakım ve hizmet etmek suretiyle sağlanacak katkıyı da kapsadığı genel olarak kabul edilmektedir. Ancak, ölenin sadece mali olarak değil bakım ve hizmet etmek suretiyle anne babasına destek olabilmesi için de, her şeyden önce kendi sağlık durumunun bu bakım ve hizmeti sağlamaya elverişli olması gerekir.
Davacılar murisi …’in 16/02/2019 tarihinde meydana gelen kaza neticesinde vefat ettiği, mahkememizce de esas alınan ATK’nun 23/12/2020 tarihli raporuna göre kazanın meydana gelmesinde davalı …’un %80, müteveffanın %20 oranında kusurlu olduğu, davacılar …’in ölenin anne ve babası olduğu, destekten yoksun kalma tazminatı talebinin yerinde olduğu anlaşılmıştır. Müteveffanın gelir durumuna ilişkin yapılan emsal ücret araştırmalarına göre pazarcılar odasının cevabi yazının asgari ücret düzeyinde olması, tüik araştırmalarının eski tarihlere ait olması ve net meslek ve geliri açıklamamış olması dikkate alınarak, asgari ücrete göre yapılan aktüer hesabının hükme esas alınması gerekmiştir.
Zararın meydana gelmesinde veya artmasında mağdurun da kusurunun bulunması halinde sözkonusu olan müterafik kusur olay tarihinde yürürlükte olan 6098 sayılı TBK md. 52’de düzenlenmiştir. Mağdurun kusurunun zararın meydana gelmesinde başlıca etken olması halinde zarar verenin sorumluluğunun kalkması sözkonusu olabileceği gibi belirlenen kusura göre zarar ve ziyandan indirim yapılmasını da gerektirebilir.
Dosya içeriğinde, müteveffa …’in alkol aldığı ve ayrıca Adli Tıp Kurumu Trafik İhtisas Dairesi’nin 23/12/2020 tarihli raporunda tespit edildiği üzere kaskının takılı olmadığı bu vesileyle kendi ölümü ile neticelenen kazada etkenliğinin olduğu anlaşılmaktadır. Ancak birden fazla müterafik kusur indirimi sebebinde tek bir indirim oranı uygulanacak olması da gözetilmiştir (YARGITAY 4. Hukuk Dairesi ESAS NO : 2021/2595 KARAR NO : 2021/2645). Somut olayın özelliği dikkate alındığında, belirlenen zarardan Yargıtay yerleşmiş içtihatları göz önüne alındığında yukarıda açıklaması yapılan TBK’nın 52. maddesinde belirtilen uygun ölçülere göre %20 oranında bir indirim yapılması gerekmiş, davacı … için 146.683,90 TL, … için 70.618,22 TL destekten yoksun kalma tazminatına hükmetmek gerekmiştir.
Öte yandan Yargıtay 17. HD’nin 10.05.2018 tarihli ve 2015/17764 E.-2018/4846 K. sy. emsal kararında da belirtildiği üzere davanın açıldığı tarihte yürürlükte bulunan TBK’nın 51. ve 52. maddelerinden kaynaklanan hakkaniyet ve takdiri indirimler nedeniyle, davanın kısmen reddedilmesi halinde, indirimden dolayı reddedilen kısım için davalı yararına vekalet ücreti takdir edilemeyeceği ve yargılama giderleri yönünden taraflar arasında paylaştırmaya gidilemeyeceği gözetilerek, müterafik kusur indiriminden dolayı reddedilen kısım üzerinden davalılar lehine vekalet ücreti ve yargılama giderine hükmedilmemiş, müterafik kusur indirim oranı ve bu oran üzerinden yapılan indirim miktarı yargılama giderinin paylaştırılmasında ve davalılar lehine vekalet ücretinin takdirinde esas alınmamıştır.
Manevi tazminat talepleri yönünden yapılan yargılama neticesinde;
6098 sayılı TBK m. 56. Maddesine göre; hakimin özel halleri göz önünde tutarak manevi zarar adı ile hak sahibine verilmesine karar vereceği bir para tutarı adalete uygun olmalıdır. Manevi tazminat, zarara uğrayanda, manevi huzuru gerçekleştirecek nitelikte olmalı, bir ceza olarak değerlendirilmemelidir. Zarar görenin zenginleşmemesi, zarar sorumlusunun da fakirleşmemesi gerekmektedir. Takdir edilecek miktarın, mevcut halde elde edilmek istenen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalıdır. 22.6.1976 günlü ve 7/7 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı’nın gerekçesinde de takdir edilecek manevi tazminatın tutarını etkileyecek özel hal ve şartlar da açıkça gösterilmiştir. Bunlar her olaya göre değişebileceğinden, hakim bu konuda takdir hakkını kullanır iken ona etkili olan nedenleri de karar yerinde objektif ölçülere göre isabetli bir biçimde göstermelidir.
O halde, meydana gelen trafik kazası sonucu davacıların çocukları ve kardeşinin ölümü nedeniyle duyulan acı ve elemin kısmen de olsa giderilmesi amacıyla tarafların sosyal ve ekonomik durumları, olayın meydana geliş şekli, davalıların sorumluluğunun niteliği, kusur oranları da gözönünde tutularak, olay tarihindeki paranın alım gücüne uygun düşen, davacılar için hak ve nesafet kuralları çerçevesinde davacıların manevi tazminat taleplerinin kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Yukarıda belirtilen ilkeler ışığında mahkememizce bilirkişi raporu ile belirlenen maddi ve manevi tazminat tutarından TBK 51. ve 52. Maddeleri gereği müterafik kusura ilişkin takdiri indirim sebepleri uygulanmış olmakla; davalılar lehine maddi ve manevi tazminat kalemlerinde bu yönüyle yapılan indirim (aynı oranda) nedeniyle vekalet ücreti takdir edilmemiştir. Hükmedilen tazminat tutarına müterafik kusur indirimi yapıldıktan sonra kalan tutar üzerinden davalılar vekilleri lehine vekalet ücreti takdir edilmiştir.(Yargıtay 17. H.D.nin 2019/3781 E. 2020/2098 K., Yargıtay 17. H.D.nin 2016/2975 E.2018/11904 K., Yargıtay 17. H.D. Nin 2016/287 E.2018/10887 K.; Yargıtay 17. HD’nin 2017/384 E. 2019/9684 K; Yargıtay 17 HD’nin 2018/1094 E, 2018/6778 K)

Yukarıda açıklanan gerekçelerle davanın kısmen kabulüne dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Ayrıntıları yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacılar … ve … tarafından maddi tazminat yönünden açılan davanın KISMEN KABULÜ İLE; … için 146.683,90 TL, … için 70.618,22 TL destekten yoksun kalma tazminatının davalı … Sigorta AŞ yönünden dava tarihi olan 10.07.2020 tarihinden itibaren diğer davalı … yönünden kaza tarihi olan 16.02.2019 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen (Sigorta şirketi yönünden poliçe limiti ile sınırlı olmak ve tahsilde tekerrüre meydan vermemek kaydı ile) tahsili ile davacılara VERİLMESİNE,
2-Davalılar tarafından mahkememizin 30.03.2021 tarihli ara kararı gereğince davacılara geçici ödeme yapılmış ise bu ödemenin yukarıda hükmedilen tazminat miktarından düşülmesine,
3-Maddi tazminat yönünden fazlaya ilişkin taleplerin REDDİNE,
4-Davacılar … tarafından manevi tazminat yönünden açılan davanın KISMEN KABULÜ İLE; … için 25.000,00 TL, … için 25.000,00 TL ve … için 8.000,00 TL manevi tazminatın kaza tarihi olan 16.02.2019 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı …tan tahsili ile davacılara VERİLMESİNE,
5-Davacıların manevi tazminat yönünden fazlaya ilişkin taleplerinin REDDİNE,
Maddi tazminat davası yönünden;
6-Harçlar Kanunu uyarınca maddi tazminat talebi yönünden alınması gereken 14.843,91 TL karar harcından peşin alınan 54,40- TL harç ile ıslah ile alınan 915,61-TL ıslah harcının mahsubu ile, 13.873,90-TL’nin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile HAZİNEYE İRAD KAYDINA,
7- Davacı … kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi Gereğince maddi tazminat davası yönünden hesaplanan 17.884,97-TL vekalet ücretinin davalılardan müteselsilen tahsili ile davacı …’e VERİLMESİNE,
8- Davacı … kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi Gereğince maddi tazminat davası yönünden hesaplanan 9.980,37 TL vekalet ücretinin davalılardan müteselsilen tahsili ile davacı …’e VERİLMESİNE,
9- TBK’nın 51. ve 52. maddelerinden kaynaklanan hakkaniyet ve takdiri indirimler nedeniyle, davanın kısmen reddedilmesi halinde, takdiri indirimden dolayı reddedilen kısım için davalı yararına vekalet ücreti takdir edilemeyeceğinden dolayı davalılar kendilerini vekille temsil ettirmesine rağmen bu yönde karar verilmesine yer olmadığına,
10-Davacılar tarafından maddi tazminat davası için yapılan 524,50 TL davetiye ve posta gideri 1.023,00 TL Adli Tıp ve bilirkişi giderinden ibaret toplam 1.547,50 TL yargılama gideri ile 54,40 TL başvuru harcı ve ıslah ile alınan 915,61-TL harç toplamı olmak üzere 2.517,51TL’nin davalılardan müteselsilen tahsili ile davacılara VERİLMESİNE,
Manevi tazminat davası yönünden;
11-Harçlar Kanunu uyarınca manevi tazminat talebi yönünden alınması gereken 3.961,98-TL karar harcının peşin alınan 283,74-TL harcın mahsubu ile bakiye 3.678,24-TL harcın davalı …’dan tahsili ile HAZİNEYE İRAD KAYDINA,
12-Davacı … kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi Gereğince manevi tazminat davası yönünden hesaplanan 5.100,00 TL vekalet ücretinin davalı …’dan tahsili davacı …’e VERİLMESİNE,
13-Davacı … kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi Gereğince manevi tazminat davası yönünden hesaplanan 5.100,00 TL vekalet ücretinin davalı …’dan tahsili ile davacı …’e VERİLMESİNE,
14-Davacı … kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi Gereğince manevi tazminat davası yönünden hesaplanan 5.100,00 TL vekalet ücretinin davalı …’dan tahsili ile davacı …’a VERİLMESİNE,
15-Davalı … kendisini vekille temsil ettirdiğinden Davacı … yönünden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi Gereğince reddedilen miktar üzerinden hesaplanan 5.100,00 TL vekalet ücretinin davacı …’den tahsili ile davalı …’a VERİLMESİNE,
16-Davalı … kendisini vekille temsil ettirdiğinden Davacı … yönünden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi Gereğince reddedilen miktar üzerinden hesaplanan 5.100,00 TL vekalet ücretinin davacı …’den tahsili ile davalı …’a VERİLMESİNE,
17-Davalı … kendisini vekille temsil ettirdiğinden Davacı … yönünden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi Gereğince reddedilen miktar üzerinden hesaplanan 5.100,00 TL vekalet ücretinin davacı …’ dan tahsili ile davalı …’a VERİLMESİNE,
18- Davacılar tarafından manevi tazminat için yapılan 283,74 TL peşin harcın davalı …’dan tahsili ile davacılara VERİLMESİNE,
19-Artan ve kullanılmayan gider avansının karar kesinleştiğinde yatırana İADESİNE,
Dair, davacı vekili … ve davalı vekili …’un yüzüne karşı kararın tebliğinden itibaren 6100 Sayılı Kanunun 345.maddesi gereğince 2 hafta içerisinde ilgili İstinaf Dairesi Başkanlığına sunulmak üzere Mahkememize verilecek dilekçe ile İstinaf yasa yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 01/02/2022

Katip …
e-imzalı

Hakim …
e-imzalı