Emsal Mahkeme Kararı Antalya 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/265 E. 2023/390 K. 14.06.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
ANTALYA
4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/265
KARAR NO : 2023/390
DAVA : İtirazın İptali
DAVA TARİHİ : 09/07/2020
KARAR TARİHİ : 14/06/2023

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı sigorta şirketi davasında özetle; davacının ZMSS ile sigortaladığı ve davalıya ait bulunan … plakalı aracın … tarihinde karıştığı trafik kazası neticesinde yaralanarak %28 oranında malul kalan … için davacının … tarihinde … TL sürekli iş göremezlik tazminatı ödediğini, sigortalı araç sürücüsü … …’nün kaza tarihinde 18 yaşından küçük ve ehliyetsiz olması nedeniyle ZMSS Genel Şartları uyarınca davacının dava dışı …’ya ödediği tazminatı kayıt maliki/sigortalı davalıya rücu hakkı bulunduğunu, davalı hakkında başlatılan icra takibine davalının itirazı sonrası icra takibinin durdurulduğunu beyanla, icra takibine vaki itirazın iptali ile takibin devamına karar verilmesini, davalının %20 icra inkar tazminatına mahkum edilmesini talep
etmiştir.
Davalı her hangi bir cevap dilekçesi vermemiş ve böylelikle 6100 sayılı HMK m. 128 gereği, davacının dava dilekçesinde ileri sürdüğü vakıaların tamamını inkâr etmiş sayılmıştır.
Davalı vekili, ön inceleme duruşmasında yeni vekaletname sunduklarını, yetki itirazında bulunduklarını belirtmiş ise de yetki itirazının ilk itirazlardan olup verilecek cevap dilekçesinde ileri sürülmesi gerekirken buna uygun yetki itirazının olmaması yanında usulüne uygun bir yetki itirazı için yetkili mahkemenin de belirtilmesi gerektiği açık olmakla, davalının yetki itirazı usule uygun görülmemiştir.
Dava, rücuen tazminat talebinden ibarettir.
Somut olayda, gerçek zararın tespiti ve bu gerçek zararın rücuya konu olup olamayacağının tespiti gerekmektedir.
Davanın, temeli haksız fiile (trafik kazasına) dayanmaktadır.
Mahkememizce haksız fiilin tarafı olan ve davacı tarafça tazminat ödendiği belirtilen …’ya ilişkin tıbbi belgeler dosyaya kazandırılmıştır.
Haksız fiil sonucu çalışma gücü kaybının olduğu iddiası ve buna yönelik bir talebin bulunması halinde, zararın kapsamının belirlenmesi açısından maluliyetin varlığı ve oranının belirlenmesi gerekmektedir. Söz konusu belirlemenin ise Adli Tıp Kurumu veya Üniversite Hastanelerinin Adli Tıp Anabilim Dalı bölümleri gibi kuruluşların çalışma gücü kaybı olduğu iddia edilen kişide bulunan şikayetler dikkate alınarak oluşturulacak uzman doktor heyetinden, haksız fiilin gerçekleştiği tarihte yürürlükte olan mevzuat hükümleri dikkate alınarak yapılması gerekmektedir.
Maluliyete ilişkin alınacak raporlar 11/10/2008 tarihinden önce Sosyal Sigorta Sağlık İşlemleri Tüzüğü, 11/10/2008 tarihi ile 01/09/2013 tarihleri arasında Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği, 01/09/2013 tarihi ile 01/06/2015 tarihleri arasında sonrada Maluliyet Tespiti İşlemleri Yönetmeliği, 01/06/2015 tarihi ile 20/02/2019 tarihleri arasında Özürlülük Ölçütü Sınıflandırması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkında Yönetmelik hükümlerine, 20/02/2019 tarihinden sonra da Erişkinler için Engellilik Değerlendirmesi Hakkında Yönetmelik hükümlerine uygun olarak düzenlenmesi gerekir.
Somut olayda, kaza tarihi …’dir ve yukarıdaki açıklamalar gereği esas alınması gerekli yönetmelik, Özürlülük Ölçütü Sınıflandırması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkında Yönetmelik’tir.
Dosyada mevcut, … ATK tarafından düzenlenen; …sayılı raporda özetle; üçüncü kişi …’nın tüm vücut engellilik oranının % 28 (yüzdeyirmisekiz) olduğu, iyileşme (iş göremezlik) süresinin olay tarihinden itibaren 6 (altı) aya kadar uzayabileceği oy birliği bildirilmiştir.
Dava dilekçesinde de aynı % 28 maluliyet oranı üzerinden ödeme yapıldığı belirtilmektedir.
Bilirkişi raporu taraflara tebliğ edilmiş, itirazlar/beyanlar alınmıştır.
Haksız fiile ilişkin olarak görülen … Asliye Ceza mahkemesinin … esas sayılı dosyası iş bu dosya arasına alınmıştır.
Dosyaya bakıldığında, suça sürüklenen çocuk sıfatıyla … …’nün yer aldığı, katılanların … ve … isimli kişiler olduğu, yargılama sonunda özetle; “Her ne kadar SSÇ … kazada bir kusuru olmadığını savunmuş ise de, gerek olay yeri kaza tespit tutanağı, gerek trafik bilirkişisi … imzalı rapor, gerek ATK Trafik İhtisas Dairesi’nin raporu, gerek … Başkanlığındaki heyetçe düzenlenen rapor ve gerekse … Teknik Üniversitesi trafik kürsüsü tarafından düzenlenen raporlarla ehliyetsiz sürücü SSÇ …’un olayda asli kusurlu olduğu açıkça ortaya konmuştur. Mahkememizce de SSÇ …’un asli kusurlu olduğu yönündeki raporlara itibar edilerek hüküm kurulmuştur. Her ne kadar bir kısım raporlarda katılan …’ın tali kusurlu olduğu yönünde saptamalara yer verilmiş ise de, bu tespitlere itibar edilmemiştir. Zira SSÇ …’un sürücü belgesinin bulunmaması, SSÇ …’un hız sınırı 50 olan meskun mahalde 110 civarında bir hızla aniden kontrolsüz olarak kavşağa girmesi, SSÇ …’un geldiği yolun tali yol olması, katılan …’ın ana yolda kurallara uygun olarak seyretmesi hususları bir bütün halinde değerlendirildiğinde …’nın olayda kusuru olduğu yönündeki saptamaya itibar edilmemiş ve hüküm de bu kapsamda kurulmuştur. Katılanlar … ve … ile ilgili tüm tedavi evrakları celp edilerek Antalya Adli Tıp Şube Müdürlüğü’nden katılanlardaki yaralanmanın niteliği sorulmuş, katılanlardan …’ın 4 derece ağır kemik kırığına sebebiyet verecek şekilde duyu ve organlarından birinin sürekli zayıflaması niteliğinde olmayacak şekilde yaralandığı, … tarih … nolu raporla ortaya konmuş; katılanlardan …’nın 3 derece ağır kemik kırığına sebebiyet verecek şekilde duyu ve organlarından birinin sürekli zayıflaması niteliğinde olacak şekilde yaralandığı … nolu raporla ortaya konmuş; katılanlarda meydana gelen yaralanmanın derecesi ve oluşturduğu mağduriyet/zarar dikkate alınarak SSÇ hakkında alt sınırdan uzaklaşmak suretiyle aşağıdaki şekilde mahkumiyet kararı verilmiş; bu arada SSÇ tarafından katılanlardaki zararın tazminine ilişkin herhangi bir belge sunulmamış olmakla HAGB tatbiki cihetine gidilmemiş; ancak SSÇ’nin hakkında tüm lehe hükümler uygulansın şeklindeki talebi paraya çevrilmek suretiyle karşılık bulmuştur. SSÇ’nin katılanların zararını giderme noktasında tamamen kayıtsız kalması SSÇ’nin pişmanlığı hususunda mahkememiz nezdinde kuşku oluşturmuş ve TCK 62/1 maddesindeki takdiri indirim nedenlerinin uygulanmasına gerek görülmemiştir. ” şeklindeki gerekçe ile, SSÇ’nin 9700 TL adli para cezası ile cezalandırılmasına karar verildiği, HAGB uygulanmadığı, hükme karşı istinaf kanun yoluna başvurulduğu, Antalya BAM … Ceza Dairesinin … E, … K sayılı ilamı ile özetle; “Kabul ve uygulamaya göre; TCK’nın 52/4 maddesi uygulanırken suça sürüklenen çocuğun adli para cezasını ödememesi halinde adli para cezasının hapse çevrilemeyeceği halde adli para cezasının hapse çevrileceğine ilişkin ihtaratın hatalı yapılması ile, suça sürüklenen çocuğun … tarihinde doğduğu, … tarihinde 18 yaşını doldurduğu halde … tarihli duruşmanın açık yapılması gerekirken kapalı yapılması sureti ile CMK’nın 182/1 ve 185/1 maddelerine aykırı davranıldığı, bu halin CMK’nın 289/1-f maddesi gereğince hukuka kesin aykırılık hâlini oluşturduğundan” şeklindeki gerekçe ile kararın kaldırıldığı ve aynı mahkemenin … esasına kaydının yapıldığı, … tarihinde ilk celsenin yapıldığı, … gününe duruşmanın bırakıldığı anlaşılmıştır.
Mahkememizce dosyada kusur raporu aldırılmıştır.
… tarihli kusur raporunda özetle; … …’nün 2918 sayılı kanunda belirtilen 57/1-a-b, 84/h maddeleri ile yönetmeliğin 109’uncu maddelerini ihlal ettiği; …’nın aynı kanunun 52/1-a, 47/1,d ve yönetmeliğin 95 ve 101’inci maddelerini ihlal ettiği belirtilmiştir.
Bilirkişi raporu taraflara tebliğ edilmiş, itirazlar/beyanlar alınmıştır.
… Asliye Ceza Mahkemesi’nin … Esas sayılı dosyasından aldırılan ve dosyamızda da mevcut olan ATK Trafik İhtisas Dairesi’nin … tarihli raporunda; davaya konu kazanın meydana gelmesinde zarar gören üçüncü kişi …’nın tali kusurlu, davacının sigortaladığı araç sürücüsü … …’nün asli kusurlu olduğu yazılıdır.
… Asliye Ceza Mahkemesi’nin … Esas sayılı dosyasından aldırılan ve dosyamızda da mevcut olan … tarihli bilirkişi raporunda; davaya konu kazanın meydana gelmesinde zarar gören üçüncü kişi …’nın kusursuz, davacının sigortaladığı araç sürücüsü … …’nün asli ve tam kusurlu olduğu yazılıdır.
… Asliye Ceza Mahkemesi’nin … Esas sayılı dosyasından aldırılan … tarihli raporda özetle; çocuk sürücü … …’nün KTK 47/d, 57/a-b-4-5, 84/h KTY 95/d, 109/a, 109/b-4,5, 157/a-8, 157/b maddeleri kurallarını ihlal ettiğinden asli kusurlu olduğu, müşteki sürücü …’nın KTK 47/d, 52/a-b, 72 ve KTY 95/d, 101/a-b, 144/b, 157/a ve 157/b maddeleri kurallarını ihlal ettiğinden tali kusurlu olduğu kanaati bildirilmiştir.
… Asliye Ceza Mahkemesi’nin … Esas sayılı dosyasından aldırılan … Teknik Üniversitesi Trafik Kürsüsü tarafından düzenlenmiş … tarihli Prof. Dr. … kendi yaralanmasında tali kusurlu olduğu belirtilmiştir.
Tazminat yargılaması hususunun ceza yargılaması ile ilişkisi de 6098 sayılı “Türk Borçlar Kanunu”nda (m. 74) düzenlenmiştir. Buna göre;
“Hâkim, zarar verenin kusurunun olup olmadığı, ayırt etme gücünün bulunup bulunmadığı hakkında karar verirken, ceza hukukunun sorumlulukla ilgili hükümleriyle bağlı olmadığı gibi, ceza hâkimi tarafından verilen beraat kararıyla da bağlı değildir.
Aynı şekilde, ceza hâkiminin kusurun değerlendirilmesine ve zararın belirlenmesine ilişkin kararı da, hukuk hâkimini bağlamaz.”
Ayrıca; aynı ilke hukuk uygulamasında yenleşmiş olmakla; T.C. Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun … karar tarihli mahkememizce de emsal görülen kararından özetle belirtildiği üzere, ceza mahkemesince verilen beraat kararı , kusur ve derecesi , zarar tutarı, temyiz gücü ve isnat yeterliliği , illiyet gibi esaslar hukuk hakimini bağlamaz.
Ayrıca, Yargıtay 21. Hukuk Dairesinin, 2018/2037 Esas, 2018/6418 Karar sayılı emsal ilamında da belirtildiği üzere; Ceza mahkemeleri tarafından verilen kararların hukuk mahkemelerine etkisi hususu Anayasa Mahkemesi’ nin … karar tarihli kararında değerlendirilmiş olup, söz konusu karara göre; “…58. Hukuk ve ceza davalarının konuları, tarafları ve amaçları farklı olduğundan, ceza mahkemesi kararları, hukuk davaları için kural olarak kesin hüküm oluşturmaz. Haksız fiil nedeniyle açılan tazminat davalarını çözmek bütünüyle hukuk hâkiminin görevi içindedir. Bir “bekletici sorun” iddiası karşısında kalan hâkimin, görevi dışındaki bu iddianın mutlaka görevli mahkemede çözülmesini bekleme yükümlülüğü yoktur. Kendisi de birçok durumlarda ileri sürülen hususu karara bağlayabilir. Kaldı ki, mülga 818 sayılı Kanun’un 53. maddesi gereğince hukuk hâkimi, ceza mahkemesinin mahkûmiyet kararıyla bağlı ise de, maddi olayı tespit etmeyen beraat kararı hukuk hâkimini bağlamaz. Onun için hukuk hâkimi, topladığı deliller doğrultusunda karar verebilir. Ceza mahkemesinin delilleri tespit ve takdiri ile hukuk mahkemesinin delilleri tespit ve takdirinin farklı olmasının bir sonucu olarak, bir olayda sebep sonuç bağı bulunmadığına dair ceza mahkemesi kararı dahi hukuk hâkimini bağlamayabilir.
Kaldı ki AİHM de, Türk hukuk sistemine göre, hukuk mahkemelerinin ceza mahkemeleri kararlarına tabi olmadığını, bu nedenle ceza davasının sonucunu beklemek için yargılamayı uzun bir süre ertelemek durumunda bulunmadığını belirtmektedir. (bkz. Mustafa Türkoğlu / Türkiye, B. No. 58922/00, 8/8/2006, § 40).” hususları belirtilmiştir.
HMK’nın 266/1. maddesinde “Mahkeme, çözümü hukuk dışında, özel veya teknik bilgiyi gerektiren hâllerde, taraflardan birinin talebi üzerine yahut kendiliğinden, bilirkişinin oy ve görüşünün alınmasına karar verir. Hâkimlik mesleğinin gerektirdiği genel ve hukuki bilgiyle çözümlenmesi mümkün olan konularda bilirkişiye başvurulamaz.” hükmüne yer verilmiştir. Trafik kazasına etki eden ve tarafların kusur durumlarının belirlenmesinde rol oynayabilecek olan araç hızlarının tespiti, aracın teknik özelliklerine göre kazanın oluş şeklinin belirlenmesinde zorunluluk bulunması vs. gibi bir durum yoksa, kazadaki kusur oranlarını belirlemenin teknik bilgiyi gerektiren bir yönü bulunmamaktadır.(Yargıtay 17. HD., 2019/2909 E,2020/7805 K.)
Bu genel açıklamalardan sonra dosyaya bakıldığında, mahkememizce alınan bilirkişi kusur raporu, ceza mahkemesince alınan raporlar dikkate alındığında, sigortalı araç sürüsünün olayda % 80 kusurlu olduğu mahkememiz kabulündedir.
Mahkememiz, dosyada, hesap bilirkişisinden rapor aldırılmıştır.
… tarihli hesap bilirkişisi raporunda özetle; zarar gören …’nın sürekli iş göremezlik zararının … TL olduğunun hesaplandığı; tarafların kusurlarını yüzdesel olarak gösterir herhangi bir rapora rastlanmadığından hesaplanan zarardan kusur indirimi yapılamadığı belirtilmiştir.
Bilirkişi raporu taraflara tebliğ edilmiş, itirazlar/beyanlar alınmıştır.
Bilirkişi raporunu hakim denetlemelidir. Öğretide Akyol, bilirkişi raporunun denetimi sadece hâkime ait bir görev değil; aynı zamanda taraflara ait bir haktır demektedir (AKYOL, Şener :Hukuk Usulünde Bilirkişilerle İlgili Bazı Problemler, Mukayeseli Hukukta Bilirkişilik Ve Sorunları, Yargıtay 125.Yıl Dönümü, s. 72 naklen). Hâkimin bilirkişinin uzmanlığı nedeniyle taşıdığı egemenliği kıracak araçları olduğu, bir yanlışın mutlaka geri döneceği ve özellikle böyle bir yanlışın müeyyidelendirileceği konularında bilirkişi inandırılmalı; böyle bir bilinç oluşturulmalıdır.“Hâkim kesinlikle ve mutlak olarak usulün egemeni olmalı; dosyaya, kendi sorumluluğunda girecek olan tanık beyanı gibi bilirkişi raporu gibi hususların adaleti saptıracak biçimlerde tezahürünü önleyecek tedbirleri almalı ve bu egemenliğini davanın sonuna kadar sürdürmelidir.” (Akyol s. 64-65 naklen).
Bu hususlar doğrultusunda, dosyada alınan bilirkişi raporlarının, hükme ve denetime elverişli, dosya kapsamına uygun olduğu kanaatine varılmıştır.
Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Mesuliyet Sigortası Genel Şartlarının sigortacının sigortalıya rücusuna ilişkin B.4. Maddesinin (b) fıkrasında: ‘Tazminatı gerektiren olay, aracın ilgili mevzuat hükümlerine göre gereken ehliyetnameye sahip olmayan veya geçerliliğini yitirmiş sürücü sertifikasına sahip ya da ehliyetine geçici/sürekliel konulmuş kimseler tarafından sevk edilmesi veya trafik kurallarının ağır kusur ile ihlali sonucunda meydana gelmesi’ halinin rücu sebebi olarak düzenlendiği, yargılamaya konu kaza anında davalı sigortalının ehliyetinin bulunmaması ve kusurlu olması sebebi ile davacı sigorta şirketinin rücu talebinde bulunduğu anlaşılmıştır.
Kaza yapa … …’nün sürücü belgesine sahip olmadığı kaza tespit tutanağından anlaşılmaktadır.
Dosyadaki bilgi ve belgeler ışığında, davacının, Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Mesuliyet Sigortası Genel Şartlarının sigortacının sigortalıya rücusuna ilişkin B.4. Maddesinin (b) fıkrası gereği rücu hakkına sahip olduğu anlaşılmıştır.
Tüm dosya kapsamı, bilirkişi raporları, kabul edilen kusur oranı, maluliyet oranı, aktüerya raporu dikkate alındığında, davacının yaptığı ödemenin tamamını rücu edebileceğinin kabulü ile; Davanın kabulü ile, davalının Antalya Genel İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasına yaptığı itirazın iptali ile, takibin devamına karar vermek gerekmiştir.
Davacı tarafın icra inkar tazminatı talebine gelince;
İcra inkar tazminatının şartları şunlardır:
Geçerli ilamsız icra takibi yapılmış olmalı,
Borçlu süresi içinde ödeme emrine itiraz etmiş olmalı,
Süresi içinde açılmış bir itirazın iptali davası olmalı,
Talep olmalı,
Borçlunun itirazının haksızlığına karar verilmelidir.
Dosyaya baktığımızda; yukarıdaki şartların var olduğu, alacağın likit olduğu kanaatiyle, inkar tazminatı talebinin kabulüne karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM/Ayrıntısı gerekçeli kararda açıklandığı üzere;
1-Davanın KABULÜ İLE, davalının Antalya Genel İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasına yaptığı İTİRAZIN İPTALİ ile, takibin DEVAMINA,
2-Davacının inkar tazminatı talebinin KABULÜ İLE, asıl alacağın %20’si üzerinden hesaplanan 35.366,00 TL inkar tazminatının davalıdan tahsili ile davacıya VERİLMESİNE,
3-Davacı tarafça yatırılan 54,40 TL başvurma harcının mahsubu ile hazineye gelir kaydına,
4-Davacı tarafça yatırılan 2.261,08 TL peşin harcın mahsubu ile hazineye gelir kaydına, hüküm gereği alınması gerekli bakiye 10.020,71 TL’nin davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına, (toplam harç miktarı=12.281,79 TL)
5-492 sayılı Harçlar Kanunu’nun 28. maddesi gereğince; bakiye harcın, kararın tebliğinden itibaren bir ay içinde ödenmesi gerektiğinden, kararın tebliğinden itibaren bir ay içinde ödenmeyen harç için -kanunen belirlenen sınır göz önünde tutularak- “harç tahsil müzekkeresi” yazılmasına, bakiye karar ve ilam harcının ödenmemiş olmasının, hükmün tebliğe çıkarılmasına, takibe konulmasına ve kanun yollarına başvurulmasına engel teşkil etmeyeceğinin bu şekilde hükümde belirtilmesine,
6-Davacı tarafça yatırılan ve mahsup edilen toplamda 2.315,48 TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
7-Davacı tarafça dosyada yapılan ve mahkememizce uyap sisteminden kontrol edilen (denetime elverişlilik açısından, uyap ekranında harç-masraf bölümü altında tahsilat reddiyat bilgileri başlığının içeriğinde masraflar açıkça yazmaktadır) posta-tebligat-bilirkişi ücreti gideri toplamı 2.773,60 TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
8-6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu 18/13 ve Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği 26/2. Maddeleri, 6100 sayılı HMK 297/1-ç, 326.maddeleri uyarınca, arabuluculuk faaliyeti sonunda tarafların anlaşamamaları halinde iki saatlik ücret tutarı tarifenin birinci kısmına göre ileride haksız çıkan taraftan tahsil olunmak üzere Adalet Bakanlığı bütçesinden ödeneceği öngörüldüğünden; 1.320,00 TL’nin davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
9-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden; 27.969,24 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
10-Davacı tarafça yatan gider avansından harcanmayan kısmın hüküm kesinleştiğinde UYAP üzerinden kontrolü de sağlanarak davacı tarafa iadesine,
Dair, davacı vekili Sn. Av. … ile e- duruşma talep eden davalı vekili Sn. Av. …’nın yüzüne karşı kararın tebliğinden itibaren 6100 Sayılı Kanunun 345.maddesi gereğince 2 hafta içerisinde ilgili İstinaf Dairesi Başkanlığına sunulmak üzere Mahkememize verilecek dilekçe ile İstinaf yasa yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 14/06/2023

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır