Emsal Mahkeme Kararı Antalya 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/263 E. 2022/737 K. 18.10.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
ANTALYA
4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/263 Esas
KARAR NO : 2022/737

DAVA : Tazminat (Rücuen Tazminat)
DAVA TARİHİ : 08/07/2020
KARAR TARİHİ: 18/10/2022

Mahkememizde görülmekte bulunan Tazminat (Rücuen Tazminat) davasının yapılan açık yargılamasının sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ;
DAVA:Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili kurumun 4734 Sayılı Kamu İhale Kanunu kapsamında hizmet işinin ihale ile davalı şirketlere verildiğini, ihale konusu işin davalı şirketlerce işçileri eliyle yürütüldüğünü, dava dışı işçi …’un davacı kuruma ve taşeron firmaya işçilik alacakları istemi ile açtığı arabuluculuk başvurusu neticesinde işçiye 28.12.2018 tarihinde 31.805,35 TL. ödendiğini, yüksek yargı kararları ve mahkemelerce işçilerin alacaklarından davacı kurumun müştereken ve müteselsilen sorumlu tutulduğunu beyanla 794,80 TL. arabuluculuk ücreti, 31.805,35 TL. işçilik alacakları olmak üzere toplam 32.600,15 TL. nin ödeme tarihi olan 28.12.2018 tarihinden itibaren mevduata uygulanan en yüksek faizi ile birlikte davalı şirketlerden rücuen tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

CEVAP : Davalı …Vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının tacir olmadığı ve yapılan işin ticari olmadığından bahisle mahkemenin görevsiz olduğunu, davacının talebinin zamanaşımına uğradığını, işçinin iş akdinin … talimatı ile tek taraflı olarak feshedildiğini, …’ın dava dışı işçinin çalıştığı en son kamu kurumu olduğunu beyanla davanın reddini talep etmiştir.
Diğer davalılar davaya cevap vermemiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
Dava, rücuen tazminat istemine ilişkindir.
Dava dışı işçi …’un özlük dosyası ile taraflar arasında imzalanan hizmet alım sözleşmeleri getirtilmiştir.
Nitelikli hesaplama uzmanı bilirkişi … 04/04/2022 tarihli raporunda sonuç olarak;

1-Davacı ve davalılar arasında, Kamu İhale Kanunu Hizmet Alım Sözleşmeleri imzalandığı, dava dışı işçi …’un bu sözleşmelere konu işte davalı şirketler işçisi olarak davacı asıl işveren işyerinde çalıştırıldığı,
2-Dava dışı işçinin davalı …Ltd. Şti’nde çalışması bulunmadığı,

3- Rücu ilişkisi yönünden, her bir alt işverenin, dava dışı işçiyi çalıştırdığı süre ve son ücreti üzerinden hesaplanarak aşağıdaki tablolara yansıtılan bedellerle sınırlı sorumlu olduğu, ihbar tazminatına ilişkin alacaktan son işveren …Şti’nin sorumlu olduğu, sorumluluk miktarlarının aşağıdaki tabloda gösterildiği
¸
a
” sonuç ve kanaatine varmıştır.
Uyuşmazlık; davacı tarafça dava dışı işçiye ödenen kıdem ve ihbar tazminatından alt işveren olan davalıların sorumluluklarının bulunup bulunmadığına ilişkindir.
4857 sayılı İş Kanunu’nun 2/6. maddesinde, “Bir işverenden, işyerinde yürüttüğü mal veya hizmet üretimine ilişkin yardımcı işlerinde veya asıl işin bir bölümünde işletmenin ve işin gereği ile teknolojik nedenlerle uzmanlık gerektiren işlerde iş alan ve bu iş için görevlendirdiği işçilerini sadece bu işyerinde aldığı işte çalıştıran diğer işveren ile iş aldığı işveren arasında kurulan ilişkiye asıl işveren-alt işveren ilişkisi denir. Bu ilişkide asıl işveren, alt işverenin işçilerine karşı o işyeri ile ilgili olarak bu Kanundan, iş sözleşmesinden veya alt işverenin taraf olduğu toplu iş sözleşmesinden doğan yükümlülüklerinden alt işveren ile birlikte sorumludur.” hükmü bulunmaktadır. Dava konusu olayda da taraflar arasında asıl işveren- alt işveren ilişkisi mevcuttur. Dava, asıl işveren davacının, davalı şirketler tarafından çalıştırılan işçinin talebi sonrasında ödemek zorunda kaldığı alacağın rücuen tahsili istemine ilişkin olup, işçiye karşı olan bu tazmin yükümlülüğü nedeniyle asıl ve alt işverenler 4857 sayılı İş Kanunu’nun 2/6.maddesi gereğince müteselsilen sorumlu tutulmuşlardır. Burada Kanun’dan doğan bir teselsül hali söz konusudur.
6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 167. maddesinde, müteselsil sorumlu olan borçlular arasındaki iç ilişki düzenlenmiş olup, “Aksi kararlaştırılmadıkça veya borçlular arasındaki hukuki ilişkinin niteliğinden anlaşılmadıkça, borçlulardan her biri, alacaklıya yapılan ifadan, birbirlerine karşı eşit paylarla sorumludurlar. Kendisine düşen paydan fazla ifada bulunan borçlunun, ödediği fazla miktarı diğer borçlulardan isteme hakkı vardır.” şeklindeki bu hükümde, müteselsil borçlulardan her birinin alacaklıya yapılan ifadan birbirlerine karşı genel olarak eşit paylarla sorumlu oldukları, ancak bunun aksinin kararlaştırılabileceği belirtilmiştir.
Hizmet alım sözleşmeleri; ihale şartları ile belirlenen işin sözleşmede kararlaştırılan bedel ile yapılmasının üstlenildiği sözleşmelerdir. Bu sözleşme türünde yüklenicinin edimi, hizmetin kendi işçisi ile yerine getirilmesi, işverenin edimi ise sözleşme bedelinin ödenmesidir. Sözleşme kapsamında yapılması gereken iş yüklenici işçisi tarafından yerine getirilecektir. İş akdinin yüklenici ile işçi arasında yapıldığı hususu ihtilaflı değildir. SGK kayıtları da bu hususu doğrulamaktadır. Hizmet alımı tip sözleşmelerinde işverenin, yüklenici tarafından çalıştırılan işçinin ücretinin ödenmesi, sosyal haklarının takibi gibi denetim dışında işçiye karşı bir sorumluluğu yoktur.
İşveren ile yüklenicinin İş Kanunu’na göre işçiye karşı müteselsilen sorumlu olmasına rağmen rücu ilişkisinde taraflar arasında imzalanan sözleşmenin uygulanması sözleşme hukukunun en temel ilkelerindendir.
Yargıtay 6. Hukuk Dairesinin 2021/2735 Esas, 2022/2436 Karar sayılı ve 26/04/2022 tarihli kararında belirtildiği gibi; “Hizmet alım sözleşmeleri; ihale şartları ile belirlenen işin sözleşmede kararlaştırılan bedel ile yapılmasının üstlenildiği sözleşmelerdir. Bu sözleşme türünde yüklenicinin edimi, hizmetin kendi işçisi ile yerine getirilmesi, işverenin edimi ise sözleşme bedelinin ödenmesidir. Sözleşme kapsamında yapılması gereken iş yüklenici işçisi tarafından yerine getirilecektir. İş aktinin yüklenici ile işçi arasında yapıldığı hususu ihtilaflı değildir. SGK kayıtları da bu hususu doğrulamaktadır. Hizmet alımı tip sözleşmelerinde işverenin, yüklenici tarafından çalıştırılan işçinin ücretinin ödenmesi, sosyal haklarının takibi gibi denetim dışında işçiye karşı bir sorumluluğu yoktur. İşveren ile yüklenicinin İş Kanunu’na göre işçiye karşı müteselsilen sorumlu olmasına rağmen rücu ilişkisinde taraflar arasında imzalanan sözleşmenin uygulanması sözleşme hukukunun en temel ilkelerindendir.
İşçilik alacakları işveren tarafından ödenen işçinin; yüklenici işçisi olması, sözleşme ücretine işçinin ücret ve sosyal haklarının dahil olması, işverenin işçilik alacaklarından sorumlu olacağına dair sözleşmede bir hüküm bulunmaması hususları nazara alındığında davacı işverenin işçiyi çalıştıran yüklenicilerden ödediği bedeli ve ferilerinin tamamını talep etme hakkı bulunduğunun kabulü gerekir.
Hizmet alım ihaleleri aynı yüklenici tarafından alındığı gibi, değişik yükleniciler tarafından da alınabilmektedir. Bu halde işyeri devri suretiyle işçiler yeni yükleniciye devredildiği için hizmet akitleri kesintiye uğramadan devam etmekte ve işçilik alacakları da bu doğrultuda hesaplanmaktadır.
İşçiye ödenen kıdem tazminatı iş sözleşmesinin feshedildiği tarihteki giydirilmiş ücret üzerinden hesaplanmakta olup bu kıdem tazminatının tamamından işçiyi çalıştırdıkları dönemle orantılı olarak yükleniciler işverene karşı sorumludurlar.
Yıllık izinler kullanılmadığı taktirde iş sözleşmesinin feshi ile ücrete dönüşmektedir. Sözleşmeyi feshedenin son yüklenici olduğu ve yıllık izinlerinde bu fesih ile ücrete dönüştüğü gözönüne alındığında yıllık izin ücretinden son yüklenici sorumlu olacaktır.
İhbar tazminatından son işveren sorumludur. Bunların dışında hafta tatil ücreti, ücret alacağı, fazla mesai ücreti gibi işçiye ödenen tazminatlardan yükleniciler işverene karşı işçiyi çalıştırdıkları dönemle sınırlı olarak sorumlu olacaklardır.
İşveren tarafından bu ödemelerin feri mahiyetinde yapılan ödemeler de ayrı esasla yüklenicilerden tahsil edilebilecektir. ” şeklindedir.
İşveren tarafından bu ödemelerin feri mahiyetinde yapılan ödemeler de aynı esasla yüklenicilerden tahsil edilebilecektir.(Yargıtay 6.HD. 23/12/2021 tarih, 2021/1394 E, 2021/2540 K.)
Eldeki dava dosyasında yapılan inceleme neticesinde; Taraflar arasında imzalanmış olan hizmet alım sözleşmesi ile sözleşmenin eki niteliğindeki şartnamelerde yüklenicinin sözleşme konusu iş ile ilgili çalıştıracağı personele ilişkin sorumlulukları ilgili mevzuatın bu konuyu düzenleyen emredici hükümleri ve Genel şartnamenin 6. Bölümüne göre belirleneceği kararlaştırılmış olup, yüklenicinin bunlara uymakla yükümlü olduğunun düzenlendiği görülmektedir.
Taraflar arasında düzenlenen Personel çalıştırmaya dayalı hizmet alım sözleşmelerinin 2010-2016 tarihlerinde düzenlenmiş olup, Yargıtay’ın yerleşik hale gelmiş kararlarının 4857 Sayılı İş Kanunu’nda 6552 Sayılı yasa ile hizmet alım sözleşmesi ile çalıştırılan işçiye tazminat ve alacaklarının idarece ödeneceği yönünden getirilen değişikliğin işçiyi koruma amaçlı olduğu, emredici nitelikte olmadığı bu hükmün aksi yönünde tarafların her zaman sözleşme düzenleyebilecekleri, nitekim taraflar arasında düzenlenen sözleşme ile şartnamenin 22. maddesi ile yüklenicinin çalıştırdığı işçinin kıdem tazminatı gibi işçilik haklarından sorumluluğunda mevzuat ve genel şartnameye işaret edildiği anlaşılmıştır. Teknik şartnameler ve Genel şartnamede ihale makamının denetim ve kontrol sorumluluğu dışında bir sorumluluğunun bulunmadığı anlaşılmıştır. Böylece davalıların dava dışı işçiyi çalıştırdığı süre ile sınırlı olmak üzere ödeme yapan idareye karşı sorumlu olduğu, bilirkişi raporu ile her bir davalının dava dışı işçiye çalıştırdığı döneme ilişkin sorumlu olduğu tutarın hesaplandığı, işbu raporun hükme esas alınabilir nitelikte olduğu kanaatine varılmıştır. Her ne kadar bilirkişi raporu ile hesaplanan kıdem tazminatı miktarı fazla olsa da; davacı tarafça ödenen ve talebe konu miktar ile bağlı kalınması gerekmiştir.
Davacı tarafça her ne kadar davalı … şirketi yönünden rücuen tazminat talep edilmiş ise de; incelenen sgk hizmet dökümünde dava dışı işçinin adı geçen şirkette çalışmasının bulunmadığı anlaşılmakla işbu davalı yönünden davanın reddi gerekmiştir.
Yukarıda açıklanan nedenlerle davalıların sorumluluğunda olan kıdem tazminatı ve ihbar tazminatı ödemelerinin rücu isteminin yerinde, yine yukarıda içeriği paylaşılan Yargıtay kararı da emsal alındığından yapılan ödemelerin ferisi niteliğinde olan faiz, vekalet ücreti ve arabuluculuk ücretinin de davalıların sorumluluğunda olduğu, ayrıca temerrüt gerekmediğinden ödeme tarihinden itibaren faize hükmedilmesi gerektiğinden davanın kabulüne dair aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
Yargıtay 6. Hukuk Dairesinin 2021/921 Esas, 2021/1552 Karar sayılı ve 17.11.2021 tarihli kararında belirtildiği gibi; “Ayrıca yükleniciler aleyhine açılan rücu davalarında ayrı sözleşmelerle hizmet ifa eden yükleniciler mecburi dava arkadaşı olmadığı gibi borçtan müteselsilen sorumlu olacaklarına ilişkin kanun hükmü veya sözleşme bulunmamaktadır. Bu nedenle alacak davalarında her davalı aleyhine ayrı tahsil hükmü kurulmalıdır. Davanın itirazın iptali şeklinde açılmış olması durumunda ise takibin hangi davalı açısından hangi miktarla devam edeceği ayrı ayrı belirlenmelidir.” her bir davalı yönünden ayrı ayrı sorumluluk miktarı belirlenerek, yargılama giderleri yönünden de ayrı ayrı değerlendirme yapılmıştır.

HÜKÜM:
1-Davanın KISMEN KABUL KISMEN REDDİ İLE;
A-5.880,67-TL’nin …Tic.Ltd.Şti.’den,

-14.85,43-TL’nin … Tic. Ltd.Şti. ‘den,

-11.863,05-TL’nin …Tic. Ltd.Şti. ”den ödeme tarihi olan 28/12/2018 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte müştereken ve müteselsilen, alınarak davacıya verilmesine,
B-…Tic. Ltd. Şti yönünden davanın REDDİNE;

2-Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 2.226,92-TL harçtan peşin alınan 54,40.-TL harcın mahsubu ile, bakiye, 391,90-TL’sinin- …Tic.Ltd.Şti.’den, 990,05-TL’sinin …Tic. Ltd.Şti. ‘den, 790,57- TL’sinin …Turizm ve Tic. Ltd.Şti.’den alınarak HAZİNEYE İRAT KAYDINA

3-6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu 18/13 ve Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği 26/2. Maddeleri, 6100 sayılı HMK 297/1-ç, 326.maddeleri uyarınca, arabuluculuk faaliyeti sonunda tarafların anlaşamamaları halinde iki saatlik ücret tutarı tarifenin birinci kısmına göre ileride haksız çıkan taraftan tahsil olunmak üzere Adalet Bakanlığı bütçesinden ödeneceği öngörüldüğünden 1.320,00.-TL’nin 238,11-TL’sinin …Tic.Ltd.Şti.’den, 601,55-TL’sinin …Tic. Ltd.Şti. ‘den, 480,34-TL’sinin …Tic. Ltd.Şti.’den alınarak HAZİNEYE GELİR KAYDINA,
4-Davacı tarafça yapılan davetiye, posta masrafı, bilirkişi giderinden ibaret toplam 1.930,00.-TL yargılama gideri ile ilk dava gideri olan 116,60.-TL nin toplamı 2.046,60.-TL nin davalılar 369,18-TL’sinin …Tic.Ltd.Şti.’den, 932,67-TL’sinin …Tic. Ltd.Şti. ‘den, 744,75-TL’sinin …Turizm ve Tic. Ltd.Şti.’ den alınarak davacıya verilmesine,
5-Karar tarihi itibariyle yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesaplanan 9.200,00.-TL vekalet ücretinin davalı davalılar 1.659,57-TL’sinin …Tic.Ltd.Şti.’den, 4.192,60-TL’sinin …Temizlik Tic. Ltd.Şti. ‘den, 3.347,84-TL’sinin …Turizm ve Tic. Ltd.Şti. ”den müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,

6-Davacının -…Tic. Ltd. yönünden yaptığı masrafların kendi üzerinde bırakılmasına,
7-Davacı tarafından yatırılan gider avansından kullanılmayan bakiye kısmın HMK 333. maddesi gereğince karar kesinleştikten sonra masrafı kendisine ait olmak üzere davacının göstereceği bir IBAN/hesap numarasına yatırılmasına ancak hesap numarası bildirilmemiş veya bildirilmez ise masrafı avanstan karşılanmak suretiyle PTT merkez ve işyerleri vasıtasıyla adreste ödemeli olarak gönderilmesine veya davacıya iadesine,
Dair, davacı vekili …’ın yüzüne karşı davalıların yokluğunda verilen kararın tebliğinden itibaren 6100 Sayılı Kanunun 345.maddesi gereğince 2 hafta içerisinde ilgili İstinaf Dairesi Başkanlığına sunulmak üzere Mahkememize verilecek dilekçe ile İstinaf yasa yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.18/10/2022

Katip …
E imzalı

Hakim …
E imzalı