Emsal Mahkeme Kararı Antalya 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/252 E. 2023/597 K. 31.10.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
ANTALYA
4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/252
KARAR NO : 2023/597
DAVA : Tazminat (Haksız Rekabetten Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 03/07/2020
KARAR TARİHİ : 31/10/2023

Mahkememizde görülmekte bulunan Tazminat (Haksız Rekabetten Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılamasının sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ;
DAVA:Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili şirketin oluklu mukavva ve kağıt sektöründe yenilikçi ürünler ürettiğini, baskı kalitesinde baskı tekniği uygulandığını, müvekkili şirketin ürün yelpazesinin pizza kutuları, yaş sebze meyve kutuları, fide çiçek kutuları, yiyecek içecek kutuları, standart taşıma kolisi, yumurta kolisi, balık kutusu, profil mobilya kutuları, gıda taşıma ve koruma kolileri, bakliyat ürünleri, lokum kutuları ve mermer kutuları ağırlıklı olarak oluşturduğunu, müvekkili şirketin … fabrikalarında kutu, safiha ve sair konularında ve … fabrikasında kağıt üretim konusunda olmak üzere 5 adet fabrikası ile sektöründe öncü olduğunu, davalı firmanın müvekkili şirketin rakibi olduğunu, … fabrikasındaki satış bölümündeki personelleri söz konusu personellerin iş sözleşmesi gereği rekabet etmeme yükümlülüğü olmasına rağmen hile ile ve dürüstlük kuralına haksız rekabet kurallarına aykırı hareketlerle istihdam ettiğini ve müvekkili şirketin çevresini ele geçirdiğini, dava dışı personellerin müvekkili şirkette yaklaşık 5 yıl çalışıp müvekkili şirketin portföyüne vakıf olduktan sonra rakip firmanın haksız rekabet teşkil eden fiilleri sonucu müvekkil şirketten istifa etmeleri sonucu müşteki kaybettiğini ve zarara uğradığını, söz konusu personellerin müvekkili şirkette satış departmanında çalıştığını ve müşteri çevresini çok iyi tanıdıklarını ve üretim maliyetlerine ilişkin olarak da çok geniş bilgi sahibi olduklarını, personellerin her birinin sözleşmesinde; “Personel iş sözleşmesinin geçerli olduğu süre zarfında ve iş akdinin hangi nedenle olursa olsun, haklı ya da haksız gerekçe ile taraflardan biri tarafından sonlandırılmasından sonra 2 yıl boyunca, aynı sektörde faaliyet gösteren bir iş yerinde, herhangi bir sıfatla (İşçi, Yönetici, Danışman vs.) İşverenin üretim tesislerinin bulunduğu il ve bağlı ilçe sınırları ile … il sınırları içinde, kendi adına İşverenle rekabet edebilecek bir iş yapmamayı, sektöründeki rakip diğer müessese ve firmalarda ortak, yönetici, danışman yahut başka bir sıfatla ilgili olarak bulunmayacağını (personele işe başlaması ve sonrasında verilen eğitimle, bu eğitimler için yapılan masraflar ve personelin yetiştirilmesi için sarf edilen diğer giderler, personele yapılan ödemeler, personelin hizmet süresinin devamı boyunca vakıf olduğu işletme sırları da dikkate alınarak her iki tarafın mutabakatı ile bu süre ve hüküm öngörülmüştür.) kabul ve taahhüt etmektedir. Bu hükme aykırılık halinde işçi, işveren lehine … TL cezai şart bedeli ödemeyi kabul ve taahhüt eder” denilerek haksız rekabet nedeniyle cezai şart düzenlendiğini, dava dışı … kişilerin istifa ederek iş sözleşmelerini sonlandırmalarının ardından fesihten kısa bir süre sonra davalı firmada çalışmaya başladıklarını, davalının müvekkili şirkete zarar vermek ve kendisine yarar sağlamak amacı ile bu çalışanları işe aldığını belirterek, davalının müvekkili şirket ile haksız rekabete girdiğinin tespiti ile tespit edilen rekabetin önlenmesini, şimdilik 1.000,00 TL maddi tazminatın ve … TL manevi tazminatın haksız fiile eyleminin gerçekleştiği tarihten itibaren yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsilini, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davalı üzerinde bırakılmasını talep ve dava etmiştir.
CEVAP :Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davanın süresinde açılmadığını, zamanaşımı nedeniyle davanın reddinin gerektiğini, yetki itirazında bulunduklarını, davacının dava dilekçesinde hem de delil listesinde belirttiği ve halen derdest olan … İş Mahkemesinin … Esas sayılı dosyaların bekletici mesele yapılmasını talep ettiklerini, dava dilekçesinde bahsedilen çalışanların ilgili haklı fesih kararı çıkması durumunda huzurdaki davanın konusuz kalacağını, müvekkili şirketin 1996 yılında …’ta kurulduğunu, bu tarihten beri kutu sektöründe hizmet verdiğini, davacı şirketle benzer iş kolunda çalışmakla birlikte farklı alanlarda da müvekkili şirketin iş gücü potansiyeli olduğunu, davacının dava dilekçesinde bahsettiği 4 çalışandan …’nun müvekkili şirketin çalışanı olmadığını, müvekkili şirketin satış ve satış destek bölümündeki eksikliği gidermek için …sitesine eleman ilanı verdiğini, satış bölümü için verilen ilanın … tarihli olduğunu bu ilanına istinaden …in müvekkili şirkette çalışmaya başladığını, … de müvekkili şirkete işe girmeden önce yine aynı sektörde faaliyet gösteren …firmasında çalıştığını, davacı şirketinde son 5 yıl içeresinde müvekkili şirket çalışanlarından … işe aldığını, müvekkili şirketin davacı şirketin ne ticari sırlarına, ne üretim süreçlerine ne de müşteri portföyüne ihtiyacı olmadığını, davacının haksız ve mesnetsiz ve hiçbir hukuki dayanağı olmayan davasının reddi ile vekalet ücreti ve yargılama giderinin davacı üzerinde bırakılmasını talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
Dava, haksız rekabetin tespiti ve haksız rekabetten kaynaklanan maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir.
Dosyada tüm deliller toplanmış, dava dışı bildirilen çalışanların SGK kayıtları celp edilmiş, tarafların BA-BS formları istenilmiş ve tarafların bildirdiği tanıkların beyanları talimat yoluyla alınmış, akabinde dosyanın mali müşavir, sektör bilirkişisi ve marka patent uzmanı bilirkişiye tevdi ile ve yine aynı hususta … Nöbetçi Asliye Ticaret Mahkemesine de talimat yazılarak rapor aldırılmasına karar verilmiş ve Talimat yolu ile aldırılan … tarafından hazırlanan … tarihli bilirkişi raporunda özetle; “Davalı Şirketin Yasal defterlerinin incelenmesi sonucunda 2017 Yılı Zararının … TL, 2018 Yılı Zararının … TL 2019 Yılı Karının … TL., 2020 Yılı Karının … TL olduğu, 2017-2018-2019 ve 2020 yıllarında Raporumuzun tespitler bölümünün 2. maddesinde belirtilen Dava dosyasına sunulan Davacıya ait BA- BS Formları ile davalının 2017-2018-2019 ve 2020 Yılına ait defter ve belgelerin karşılaştırılması sonucu isimleri yazılı firmaların hem davacının hem de davalının müşterisi olduğu, Üretim süreci ve teknolojisinin sektör içinde çalışan firmalarda benzer nitelikte olduğu anlaşılmış olup, üretim sırrı olarak işaret edilen herhangi bir spesifik olgu ve durum hakkında yeterli veri olmadığı için tespit yapılamadığı, davacıya ait Türk Patent ve Marka Kurumu nezdinde tescilli herhangi bir markanın davalıya ait iş yerinde ve üretilen ürünlerde kullanılmadığı haksız rekabet bakımından yapılan incelemede müşteri çevresinin aynı olmasının tek başına bu durumun ispatı için yeterli olmayacağı” sonuç ve kanaatine varılmıştır.
Mahkememizce … tarafından hazırlanan … tarihli bilirkişi raporlarında özetle; “davacının 2017-2020 Yıllarında satışlarında azalma olmadığı, satışlarını ciddi miktarda arttırdığı, Davalı firmanın satışlarında enflasyonu geçmeyecek şekilde artışlar olduğu, Davacı ve davalı firmaların aynı müşterilere satışlarında davacı firma lehine …TL – tutarında artış – olduğu, Davacı işyerinde çalışan …un Davalı işyerinde çalışmaya başladığı, davacı Taraf’ın müşterilerinden bir kısmının Davalı Şirket ile çalışmaya başladıkları, Bu kişilerin davacı işyerinde edindikleri bilgileri kullanarak davacının müşterilerinden bazılarını davalının portföyüne kattıkları, Bu çerçevede, TTK/53/1-b-3 bendi kapsamında zarar oluşma şartı olmadığı da göz önüne alınarak, dava konusu olayda TTK 55/1-b-3 – kapsamında haksız rekabet koşullarının oluştuğu,” sonuç ve kanaatine varılmıştır.
Mahkememizce taraf vekillerinin itirazlarının karşılanması ve önceki celse ara kararlarımız gereği ortak olduğu tespit edilen müşterilere ait faturalar da incelenmek suretiyle tarafların ilgili müşterilerle hangi tarihlerden itibaren çalıştıkları, müşteriler ile personel geçişlerinden sonra sipariş ve kazanç artış ve azalışlarının olup olmadığını kaşılar mahiyette ek rapor aldırılması için dosya yeniden bilirkişilere tevdi edilmiş, Mahkememizce … tarafından hazırlanan … tarihli bilirkişi ek raporlarında özetle; “Hem 2019 hem de 2020 yılı için on binlerce müşteri sayısı içerisinde, Mahkemenizin … Asliye Ticaret Mahkemesinden talimatla aldırılan bilirkişi raporunda ortak müşteriler tek tek karşılaştırılarak tespitinin yapıldığı, tarafıma inceleme görevi verilen davacı firmanın cari hesaplarından tespit edilen ortak müşterilere ait son iki yılın satış ciroları incelenmiş, bu firmaya satışlarda artış mı? olmuş, azalış mı? olmuş incelemesi yapılmış, yapılan karşılaştırmada 2019 yılına göre 2020 yılında toplamda aynı Müşterilerin bir kısmına satışta ….-TL azalma olmasına rağmen, diğer ortak Müşterilere satışlarda …TL tutarında artış olduğu hesaplandığı,
Davacının gelir tabloları incelendiğinde;
2017 yılında Brüt Satışlar …-TL. iken
2018 yılında Brüt Satışlar ….-TLsına
2019 yılında Brüt Satışlar ….-TL. sına
2020 yılında Brüt Satışlar ….-TL.sına çıktığı, Şirketin belirtilen dönemlerde satışlarında bir azalma olmadı gibi ciddi artışlar olduğu,
Davalı firmanın gelir tabloları incelendiğinde;
2017 yılında Brüt Satışlar …-TL. iken
2018 yılında Brüt Satışlar ….-TLsına
2019 yılında Brüt Satışlar ….-TL. sına
2020 yılında Brüt Satışlar ….-TL.sına çıktığı dosyada bulunan bilirkişi raporların tespit edilmiştir.
Davalı şirketin satışlarını yüksek oranlarda arttırmadığı tespit etmiştir.
Yukarıda görüleceği üzere davacı firma gerek ortak müşteriler satışlarında genel olarak bir azalma olmadığı gibi gerekse gelir tablolarında görülen brüt satışlar üzerinde bir azalış olmadığı, davalı firmanın talimatla aldırılan bilirkişi raporlarında tespit edilen gelir tablolarında artışlar olmasına rağmen, olağan ölçülerde artışlar olduğu” sonuç ve kanaatine varılmıştır.
Talimat yolu ile aldırılan … tarafından hazırlanan … tarihli bilirkişi raporunda özetle; “Davalı kayıtlarına göre Davalı şırketın 2018 Yılı zararının … TL. 2019 Yılı Karının … TL 2020 Yılı karının ise … TL olduğu, Davacı ile olan ortak müşterilerinin büyük bir çoğunluğu ile personeller girmeden önce çalışmaya başladığı bu tarihten sonraki ortak müşterilerin tespitler bölümünde belirtildiği, Toplam – ortak müşterilerin: yıllar itibarı ile cirolarının EK-2 de tablo olarak gösterildiği, personeller girdikten sonraki ortak müşterilerin toplam ciroları da firma bazında raporun tespitler bölümünde 3. Maddesine belirtildiği, personel girdikten sonraki ortak müşterilere ait cironun tüm satışlar ıçerısındekı paylarınin raporun 7. Maddesinde belirtildiği üzere 2018 Yılı için » olduğu” sonuç ve kanaatine varılmıştır.
Mahkememizin … tarihli celsesinde dosyada alınan bilirkişi raporlarının ve ek raporlarının mahkeme ve kanun yolu denetimine elverişli, yasaya ve oluşa uygun olduğu anlaşıldığından tarafların bilirkişi raporuna itirazlarının reddine karar verilmiştir.
Dava, haksız rekabetin tespiti, men’i ve tazminat istemine ilişkindir.
6098 sayılı Kanun’un 72 nci maddesine göre tazminat isteminin zarar görenin zararı ve tazminat yükümlüsünü öğrendiği tarihten başlayarak iki yılın ve her hâlde fiilin işlendiği tarihten başlayarak on yılın geçmesiyle zamanaşımına uğrayacağı, ancak tazminatın ceza kanunlarının daha uzun bir zamanaşımı öngördüğü cezayı gerektiren bir fiilden doğması halinde bu zamanaşımının uygulanacağı, 6769 sayılı Kanun’da cezai yaptırımlar düzenlenilmemiş ise de teacavüz teşkil eden eylemlerin aynı zamanda haksız rekabet teşkil etmesi nedeniyle 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nu 62. maddesi uyarınca cezayı gerektirdiği, uygulanması gereken zamanaşımı süresinin sekiz yıl olduğu anlaşılmakla davalının zamanaşımına yönelik itirazlarına itibar edilmemiştir.
Haksız rekabet esasında haksız fiilin özel düzenlemeye tabi tutulmuş halleri niteliğindedir. 6100 sayılı HMK’nın 16. maddesinde ise “Haksız fiilden doğan davalarda, haksız fiilin işlendiği veya zararın meydana geldiği yahut gelme ihtimalinin bulunduğu yer ya da zarar görenin yerleşim yeri mahkemesi de yetkilidir.” denilmek suretiyle zarar görenin yerleşim yeri mahkemesi de dava açılabilecek yerler arasında gösterilmiştir. Yasa maddesi gereği davalı tarafın yetki itirazına da itibar edilmeyerek davanın esasının incelenmesine geçilmiştir.
Haksız rekabet, TTK’nın 54 ve devamı maddelerinde düzenlenmiştir. Haksız rekabetin amacı, TTK’nın 54/1. maddesinde “bütün katılanların menfaatine, dürüst ve bozulmamış rekabetin sağlanması” olarak ifade edilmiş, 2. fıkrada ise haksız rekabet tarif edilerek “rakipler arasında veya tedarik edenlerle müşteriler arasındaki ilişkileri etkileyen aldatıcı veya dürüstlük kuralına diğer şekillerdeki aykırı davranışlar ile ticari uygulamalar haksız ve hukuka aykırıdır” şeklinde belirtilmiştir.
TTK’nın 56. maddesinde ise; haksız rekabet sebebiyle müşterileri, kredisi, meslekî itibarı, ticari faaliyetleri veya diğer ekonomik menfaatleri zarar gören veya böyle bir tehlikeyle karşılaşabilecek olan kimsenin, fiilin haksız olup olmadığının tespitini, haksız rekabetin önlenmesini, haksız rekabetin sonucu olan maddi durumun ortadan kaldırılmasını, haksız rekabet yanlış veya yanıltıcı beyanlarla yapılmışsa bu beyanların düzeltilmesini ve tecavüzün önlenmesi için kaçınılmaz ise, haksız rekabetin işlenmesinde etkili olan araçların ve malların imhasını, kusur varsa zararın tazminini, TBK’nın 58. maddesinde öngörülen şartların varlığında manevi tazminat verilmesini isteyebileceği belirtilmiştir.
Davacı tarafça şirket çalışanları, …isimli kişilerin istifa ederek iş sözleşmelerini sonlandırmalarının ardından fesihten kısa bir süre sonra davalı firmada çalışmaya başladıkları iddia edilmektedir. Davacı tarafın iddiasının 6102 sayılı kanunun 55/1-b) Sözleşmeyi ihlale veya sona erdirmeye yöneltmek; özellikle; 2. Üçüncü kişilerin işçilerine, vekillerine ve diğer yardımcı kişilerine, haketmedikleri ve onları işlerinin ifasında yükümlülüklerine aykırı davranmaya yöneltebilecek yararlar sağlayarak veya önererek, kendisine veya başkalarına çıkar sağlamaya çalışmak, 3. İşçileri, vekilleri veya diğer yardımcı kişileri, işverenlerinin veya müvekkillerinin üretim ve iş sırlarını ifşa etmeye veya ele geçirmeye yöneltmek,…”kapsamında değerlendirilmesi gerekmiştir.
2709 sayılı Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nın 48 inci maddesine göre, herkesin, dilediği alanda çalışma ve sözleşme hürriyetlerine sahip olduğu, 6098 sayılı Kanun’un 444 ve devamı maddelerinde de rekabet yasağı kaydı veya sözleşmesinin koşulları ile sınırları düzenlenmiştir. Söz konusu rekabet yasağı kaydı veya sözleşmenin geçerli olabilmesi koşullarından biri de, hizmet ilişkisinin işçiye müşteri çevresi veya üretim sırları ya da işverenin yaptığı işler hakkında bilgi edinme imkânı sağlaması ve aynı zamanda bu bilgilerin kullanılması neticesinde işverenin önemli bir zararına sebep olacak nitelikte olması durumunda geçerli olacaktır.
TTK’nın 58’nci maddesinde haksız rekabet nedeniyle zarar gören kimsenin maddi tazminat isteyebileceği belirtilmiştir. Kural olarak böyle bir istemin kabul edilebilmesi için davacının uğradığı zararı kanıtlaması gereklidir. Bu şekildeki tazminat davasında asıl olan, haksız rekabet nedeniyle davacının aktifinde azalma olduğunun iddia ve ispat edilmesidir. Ancak, bu tür zararın ispat edilmesindeki güçlüğü dikkate alan kanun koyucu, TTK’nın 58/e maddesinde eylemin mali bakımından karşılıksız kalmaması bakımından haksız rekabette bulunanın davranışı sonucu elde etmesi mümkün bulunan menfaatin karşılığını da maddi tazminat olarak hükmetme yetkisini hakime vermiştir.
Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin 13/06/2023 gün, 2022/60 Esas, 2023/3714 Karar sayılı emsal içtihadında”…. birleşen davada … firmasında çalışan ve şirketin üretim, pazarlama gibi bölümlerinde bilgi sahibi olan … firmasına geçerek orada çalışmaya başlaması ve … müşteri çevresine teklifler verilmesini sağlaması, teknik sırları taşıması ve ifşa etmesi nedeniyle haksız rekabet ileri sürüldüğü, … bu sayede elde ettiği bilgilerle tasarım hakkını gasp ederek aynı tasarım için başvuru yapma eylemlerinin de de tasarıma tecavüz ve haksız rekabet oluşturduğunun iddia edildiği, eski çalışanın istihdam edilmesinin başlı başına haksız rekabet oluşturmayacağı, esas olan anayasal çalışma özgürlüğü olduğu, kişinin bir şirketten başka bir şirkete iş yeri değiştirmesi haksız rekabet olmadığı, dava dışı çalışanın iş yerinin teknik sırları örneğin, sadece … özgü çok gizli formülleri veya yöntemleri aktardığı yönünde bir iddia ve kanıt bulunmadığı, işletme için yaşamsal önemi olan bilgilerin aktarıldığı ortaya konmadığından, haksız rekabet iddiasının dayanaksız olduğu, her iki tarafın da aynı sektörde olması, aynı müşteri kitlesine, aynı ürün üreterek hitap etmesi karşısında müşteri portföyünün aktarıldığı iddialarının dayanaksız olduğu, serbest rekabet ortamında, o tür ürünlerin rakip firmanın mevcut müşterisine teklif edilmesinde bir hukuka aykırılık bulunmadığı, anılan çalışanın müşteri portföyünü götürdüğü iddiasının dayanaksız kaldığı, … firmasının … ürünleri alıcısı olan firmalara, söz konusu çalışanı istihdam etmese dahi ulaşabileceği açık olup bu konuda herhangi bir gizlilik veya tekelden söz edilemeyeceğinden davanın reddine” gerekçeleri ile verilen kararın onanmasına karar verildiği anlaşılmaktadır.
Tüm dosya kapsamı yukarıda yer verilen kanun maddeleri ve emsal içtihat ışığında değerlendirildiğinde; davacı tarafça satış personelleri … isimli kişilerin davalı tarafça haksız yere istihdam edilerek müşteri çevresinin etkilendiği ve davalı eyleminin haksız rekabet oluşturduğu iddia edilmiş ise de; dava dışı kişilerin çalıştıkları bölümler nedeniyle yaptıkları işlerin niteliği itibariyle bu işçilerin ayrıldıkları iş yerinin müşteri çevresi, üretim sırları ve işverenin yaptığı işler itibariyle bu iş yerine önemli bir zarar verebilecek nitelikte olmayıp, aldıkları eğitim icabı çalışmalarının davalının mesleki faaliyetini sürdürmesi niteliğinde olduğu gözetilmek suretiyle, tarafların aynı sektörde faaliyet gösteren iki şirket oldukları, her iki şirketin de ortak müşterilerinin olduğu, davalı şirketin çalışılan bu şirketlerin büyük bir çoğunluğu ile dava dışı bahsi geçen işçilerin işe girmeden önce çalışılan şirketler oldukları, davacı şirketin bu işçilerin işten ayrılmasının ardından 2017, 2018, 2019 ve 2020 yılı satışlarında bir azalma olmadığı gibi ciddi artışlar olduğu, davalı şirketin ise belirtilen dönemlerde ise satışlarını arttıramadığı anlaşıldığından haksız rekabet şartlarının oluşmadığı kanaatine varılmıştır. Bu hususta mahkememizce …tarafından hazırlanan raporda haksız rekabetin varlığını kabul eden bilirkişi heyet raporunun sonucuna itibar edilmemiş, yalnızca mali yönden yapılan tespitler dikkate alınmıştır.
Netice itibariyle, davacı tarafça 6120 sayılı yasanın 58 maddesi kapsamında, davalının kusurunun ve davacı zararının açıkça ispatlanamadığı kanaati ile, maddi manevi tazminat talepleri de dahil olarak tüm davasının reddine karar vermek gerekmiş, aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM: Ayrıntıları yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın REDDİNE,
2-Alınması gerekli 269,85 TL harçtan, peşin alınan 870,96 TL harcın mahsubu ile fazla alınan 601,11-TL harcın karar kesinleştikten sonra istek halinde davacıya İADESİNE,
3-Davalı maddi tazminat davasında kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihindeki Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi Gereğince 1.000,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya VERİLMESİNE,
4-Davalı manevi tazminat davasında kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihindeki Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi Gereğince 17.900,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya VERİLMESİNE,
5-Davalı haksız rekabetin tespiti ve men’i davasında kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihindeki Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi Gereğince 17.900,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya VERİLMESİNE,
5-6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu 18/13 ve Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği 26/2. Maddeleri, 6100 sayılı HMK 297/1-ç, 326.maddeleri uyarınca, arabuluculuk faaliyeti sonunda tarafların anlaşamamaları halinde iki saatlik ücret tutarı tarifenin birinci kısmına göre ileride haksız çıkan taraftan tahsil olunmak üzere Adalet Bakanlığı bütçesinden ödeneceği öngörüldüğünden 1.320,00.-TL’nin davacıdan tahsili ile HAZİNEYE GELİR KAYDINA,
6-Davacı tarafından yapılan giderlerin kendi üzerinde BIRAKILMASINA,
7-Davalı tarafından yapılan 376,00 TL yargıla giderinin davacıdan tahsili ile davalıya VERİLMESİNE,
8-Artan ve kullanılmayan gider avansının karar kesinleştikten sonra davacıya İADESİNE,
Dair, davacı vekili Av. … ile e-duruşma talep eden davalı vekili Av. …’in yüzüne karşı kararın tebliğinden itibaren 6100 Sayılı Kanunun 345.maddesi gereğince 2 hafta içerisinde ilgili İstinaf Dairesi Başkanlığına sunulmak üzere Mahkememize verilecek dilekçe ile İstinaf yasa yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.31/10/2023

Katip … Hakim …
e-imza e-imza