Emsal Mahkeme Kararı Antalya 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/240 E. 2021/751 K. 17.11.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
ANTALYA
4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/240
KARAR NO : 2021/751
DAVA : İtirazın İptali
DAVA TARİHİ : 30/06/2020
KARAR TARİHİ : 17/11/2021

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
A.TALEP:
1.Davacı vekili , dava dilekçesinde özetle; davalı ile ticari ilişkiden doğan 10.06.2019 tarihli … numaralı 4.212,60 TL, … numaralı 10.471,32 TL, … numaralı 2.950,00 TL ve … numaralı 4.484,00 TL bedelli fatura borçlarının bir kısmını müvekkiline ödemediğini, tarafların ticari defterleri incelendiği takdirde fatura kayıtları icra takibinin ve işbu davanın haklılığı ortaya koyacağını, Antalya Genel İcra Müdürlüğünün …/… takip sayılı dosyası ile takibe geçtiklerini, davalı tarafın takip alacağına itiraz etmesi üzerine 06.03.2020 tarihinde takibin durduğunu, davalı tarafın borca ve faize itirazlarının yersiz ve geçersiz olduğunu, arabuluculuk görüşmeleri anlaşamama ile sonuçlandığını, davalının itirazının iptali ile alacağın %20’sinden aşağı olmamak üzere icra inkâr tazminatına mahkûm edilmesini, yargılama giderleri ve ücreti vekâletin karşı tarafa yükletilmesini talep etmiştir.
B. TARAF TEŞKİLİ:
2.Mahkememizce dosyada taraf teşkili sağlanmıştır.
C.CEVAP:
3.Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin tarım ilaçları satışı yaptığını, davacı taraftan satılan ilaçların bidonlarına basılması gereken etiketlerin tasarlanması, bastırılması ve ürünler için katalog tasarlanması hizmeti almak hususunda anlaştıklarını, davacı tarafça bir kısım işlerin kendi firması üzerinden faturalandırıldığını, bir kısım işlerin ise davacı tarafça yaptırılmasına rağmen davacının yaptırdığı 3. Şahıslar (Etiket Barkod-Kırtasiye-Hasan Taş) tarafından faturalandırıldığını, taraflar arasındaki sözleşmenin “etiket tasarlanması, katalog tasarlanması ve bunların bastırılması” yani eser sözleşmesi olduğunu, ayıplı işler bakımından ticari satışta ayıp ihbarı şekle tabi iken eser sözleşmesinde ayıp ihbarının şekle tabi olmadığını, her türlü delille ispat edilebileceğini, kesilen faturaların usule aykırı olduğunu, birim fiyatların fahiş olduğunu, faturaların usule aykırı düzenlendiğini, birim fiyatlara itiraz ettiğini, davacının iddia ettiği edimlerden … nolu faturaya konu katalog çalışması hiç teslim edilmediğini, hizmetin tesliminden itibaren 7 gün içerisinde düzenlenmeyen faturayı kabul etmediklerini, davacı yanca tasarlanan ve bastırılan etiketlerde Bakanlık tescil nosunun yazılmamış olması sebebiyle ayıplı olduğunu, takip talebinde aynı faturayı iki defa takip konusu yaptığını, … numaralı faturadaki 2.950,00 TL’nin iki defa talep edildiğini, bu faturadaki bedelin … numaralı fatura içerisinde olduğunu, kalan ürünlere ait bedellerin fazlası ile ödendiğini, müvekkilinin … Bankası üzerinden 3.000,00 TL EFT ile ödeme, 500,00 TL elden ödeme ve … Bankası … çek numarası ile 10.000,00 TL emrinde çek düzenlenerek ödeme yapıldığını şu halde yapılan ayıplı olmayan ürünlere dair ödemelerin de düşülmesi ile müvekkilin davacıya bir borcu kalmadığı gibi aksine alacaklı olduğunu, davanın reddini, yargılama giderleri ve ücreti vekaletin davacı tarafa tahmilini talep etmiştir.
D. YARGILAMA SÜRECİ/HUKUKİ NİTELEME/MAHKEME KABULÜ:
4.Dava, itirazın iptali talebinden ibarettir.
5.Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 2013/19-2415 esas, 2015/2335 karar sayılı emsal ilamında da belirtildiği üzere; İtirazın iptali davası, müddeabihi takip konusu yapılmış ve borçlunun itiraz etmiş olduğu alacak olan, normal bir alacak (eda) davasıdır. Takip alacaklısı tarafından (süresi içinde) ödeme emrine itiraz etmiş olan borçluya karşı açılır; yani davacı alacaklı, davalı ise takip borçlusudur. Davacı alacaklı bu davada, borçlunun itiraz etmiş olduğu alacağın mevcut olduğunu bildirerek, borçlunun itirazının iptaline karar verilmesini (ve istiyorsa, borçlunun icra inkar tazminatına mahkûm edilmesini) talep eder (KURU, Baki: İcra ve İflas Hukuku El Kitabı, Türkmen Kitabevi, İstanbul, Kasım 2004, s. 220-221).
6.Bu genel açıklamalardan sonra dosyaya dönüldüğünde; mahkememizce öncelikle tarafların ticari defterlerinin incelenmesine karar verilmiştir.
7.07/01/2021 tarihli mali müşaviri tarafından hazırlanan bilirkişi raporunda özetle; Taraflar arsında ticari ilişki kurulduğu, ‘etiket tasarım’ işleri alınıp / verildiği, tarafların 2019 yılı ticari defterlerinin açılış/kapanış tasdiklerinin süresinde yapıldığı, kayıtlarının usulüne uygun olduğu, 6100 sayılı HMK 222/2. maddesine göre 2019 yılı defter kayıtlarının kendi lehlerine davalarda delil vasfı taşıdığı, davacının ticari defterlerine göre; takipte kesinleşen 6.167,92 TL alacağının defterlerinde kayıtlı olduğu ve bu tutar kadar alacak talep edebileceği, davalı tarafın ticari defterlerinde ise; 5.667,92 TL borç göründüğü, 500,00 TL ödeme makbuzunun (tahsilat / tediye) ibraz edilmesi ile 5.667,92 TL borçlu olacağı, davacının Vergi Dairesine Form BS – BA beyanlarını ticari defterleri ile uyumlu bildirimde bulunduğu, ancak davalının sehven rakamsal olarak daha fazla beyan da bulunduğu tespit edildiği, davacının davalıyı temerrüde düşürmediği için takip tarihinden önce temerrüt faizi talep edemeyeceği, takip tarihinden itibaren avans faiz oranı üzerinden temerrüt talep edebileceği belirtilmiştir.
8.Bilirkişi raporu taraflara tebliğ edilmiştir ve itirazlar/beyanlar alınmıştır.
9.Mahkememizce tekrar mali müşavir bilirkişiye dosya tevdi edilerek, ek rapor alınmış, 19/08/2021 tarihli ek raporda özetle; Taraflar arasında kurulan ticari ilişki neticesinde; (4.212,60 TL + 10.471,32 TL + 4.484,00 TL= > 19.167,92 TL ) fatura bedeli üzerinden kısmi olarak 6.167,92 TL’sı takibe konu edildiği, takipte mükerrerlik olmadığı, tarafların defterlerinden teslim alınan / verilen ürünlerin uyumlu kayıtları ile de bu kanaate ulaşıldığı, davalıya … nolu fatura ile katalog bedelinin tesliminin gerçekleştiği, taraf defterlerine işlendiği, ve bağlı vergi dairlerine beyan edildiği, tarafların defterlerinde uyumsuz olarak gözüken 500,00 TL nakit ödeme’nin tahsil/tediye makbuzunun ibraz edilmediğinden tanık vs. hukuki değerlendirmelerin takdirinin mahkemede olduğu, ayıplı ürün tesliminin ise uzman bilirkişice tespit edilebilineceği belirtilmiştir.
10.Bilirkişi raporu taraflara tebliğ edilmiştir
11.Mahkememizce tanık dinlenmiş ve davalı tanığı … duruşmada; “Ben 2019 yılı nisan ayından itibaren üretim personeli olarak çalışıyorum, görev alanımda mal kabulü, sevkiyatlar, üretimin işleyişi ve düzenin sağlanması durumu vardır, daha çok mal kabulü ile uğraşırım, ürünler ilk önce bana gelir, malların kontrolünü ben yaparım, bir sıkıntısı yoksa kabulünü yaparım, bir sıkıntı varsa patrona yada yetkiliye bildiririm, davacı ile ticari ilişkimizde davacı taraf bize 9 bobin etiket baskısı yaptı, bize teslimini yaptılar birinde düzeltme yaptırık scarlet yazan etikette düzeltme yaptılar, fullcheck ile fibalife ‘larda sıkıntı olmadığını söylediler, ama Bakanlık tescil numaralarının olmadığını biz onlara gösterdik, bu tescil numarası olmadan biz bu etiketleri yapıştıramıyoruz, şirket sahibi Mustafa elden 500,00 TL kaporayı vermişti, ben bizzat gördüm, benim yanımda verdi, her zaman benim yanımda ödeme yapılmaz ama o an yanımda denk geldi ödeme yaptı, anlaşmanın katalog isteminin de yerine getirilmediğini biliyorum, edimler de yerine getirilmemiştir. Bize katalog teslim edilmemiştir, yapılsa bilirdim, Bakanlık tescil numarası olmadan Bakanlığın kabulünde olamaz, gübre takip sisteminde takip edemeyiz, katalog’un içeriğinin ne olduğunu bilmiyorum ben etiket işine daha çok hakimim, bu işlemler 2019 mayıs haziran ve temmuz aralığında olan işlemlerdir, dediğim gibi şirket elden 500,00 TL ödeme yapmıştır, başka da bir ödeme yaptı mı bilmiyorum, Ben etiket başına 0,75 TL ‘den basıldığını biliyorum, ancak zararı tam olarak bilmiyorum, her bobin 1.000 tane etiket içerir toplam 9.000 bobin vardır” şeklinde beyanda bulunmuştur.
12.Mahkememizce ürünler üzerinde uzman bilirkişi eliyle inceleme yaptırılmıştır. 14/10/2021 tarihli raporda özetle ; “Tespite konu olan “Ürün Etiketleri” yapılan inceleme ve değerlendirilme kapsamında; … başlıklı etiketler açık ayıplıdır. Tespite konu olan “Katalog” yapılan inceleme ve değerlendirilme kapsamında; uygulama bir gizli ayıplıdır.” şeklinde belirleme yapılmıştır.
13.Bilirkişi raporu taraflara tebliğ edilmiştir
14.Kural olarak söylemek gerekir ki; Eser sözleşmesinin eksik veya ayıplı ifa edilip edilmediği, eksik iş ve ayıplardan dolayı talep haklarının ne olduğu ve hangi koşullarla istenebileceği yönünden, sözü edilen eksik ve kusurların eksik iş, açık ayıp ve gizli ayıp olup olmadığının saptanması gerekir. Eksik iş, sözleşme ve eklerine göre yapılması gerektiği halde yapılmayan (noksan bırakılan) işleri ifade eder. Eksik işlerin bedeli, teslim tarihine bu işlerin ikmâl edilebileceği sürenin ilavesiyle bulunan tarihteki rayiç bedellerle talep edilebilir. Eksik işler bedelinin istenebilmesi için teslim sırasında ihtirazi kayıt konulmasına ya da ihtar çekilmesine gerek bulunmamaktadır. Eksik işler yönünden BK’nın 359 ve 362. maddesindeki hükümler uygulanmaz. Açık ayıp, eserde dikkatli bir inceleme sonunda görülebilen ve anlaşılabilen bozuklukları, gizli ayıp ise dikkatli bir inceleme ile ortaya çıkmayan ve sonradan kullanılmakla ortaya çıkan ayıpları ifade eder. Yüklenicinin açık ayıplar nedeniyle sorumlu tutulabilmesi için teslimden itibaren makul sürede (işlerin olağan akışına göre geç sayılmayacak bir zaman süreci içinde) eserin muayenesini yaptırıp varsa ayıplarını ihbar etmesi gerekir (BK.md.359). Aksi halde yüklenici ihtirâzi kayıtsız eseri kabul etmiş sayılacağından ayıba bağlı hakları yitirir (BK.md.362). Sonradan ortaya çıkan gizli ayıpların da ayıba vakıf olunur olunmaz derhal bildirilmesi gerekir. Aksi halde iş sahibi eseri olduğu gibi kabul etmiş sayılır ve ayıba bağlı hakları düşer (BK.md.362). Sözleşmede garanti (teminat) süresi kararlaştırılmışsa ayıp ihbarı bu süre içinde de yapılabilir. Süresinde ayıp ihbarı yapılmışsa, açık ayıplı imalatın bedeli eserin teslim edildiği ve ayıp ihbarının yapıldığı, gizli ayıplı imalatın bedeli de gizli ayıbın ortaya çıktığının anlaşıldığı tarihteki rayiçlerle istenebilir. Şayet sözleşmede özel düzenlemeler varsa öncelikle sözleşme hükümlerinin uygulanması gerekir. (Yargıtay 15. HD., 2016/1874 E., 2017/1749 K.)
15.Tüm dosya kapsamı, mali müşavir bilirkişi raporu göz önüne alınarak, davalının davacıya kendi ticari defterleri de göz önüne alınarak 5.667,92 TL borçlu olduğu anlaşılmaktadır. Davalının, iddiası gereği, süresinde ayıp ihbarında bulunduğu, davalı tarafça ispatlanamamıştır. Tanık beyanı da bu durumu net olarak/tam ispattan uzaktır. 500,00 TL elden ödemenin ise davalı tarafça ispat edildiği kabul edilmiştir. Taraf ticari defterleri 5.667,92 TL bakımından birbirini teyit etmiştir. Davacının davalıyı temerrüde düşürmediği için takip tarihinden önce temerrüt faizine hükmedilmemiştir.
16.Tüm dosya kapsamı, yukarıdaki açıklamalar ışığında, davanın kısmen kabulüne karar vermek gerekmiştir.
17.Davacı tarafın icra inkar tazminatı talebine gelince;
18.Alacaklının icra dairesine yapacağı takip talebi ile başlayan, takibin durması için borçlunun itirazının yeterli olduğu ve cebri icraya devam edilebilmesi için alacaklının harekete geçmesinin gerekli olduğu ilamsız icra usulunde; gerek alacaklının haksız ve kötüniyetli takipte ve gerekse borçlunun haksız itirazda bulunmasını önlemek amacıyla icra tazminatına hükmolunması esası kabul edilmiştir. Anlaşıldığı üzere alacaklı lehine hükmolunacak icra tazminatının amacı, gerçekten borçlu olduğunu bildiği halde, süre kazanmak kasdı ile ya da başka bir sebeple icra takibini haksız olarak engelleyen kişinin, alacaklının hakkına kavuşmasını geciktirmeye yönelik kötü niyetli davranışlarını önlemektir. Borçlunun itirazının haksızlığı, itirazın yapıldığı andaki duruma göre tespit edilir. Borçlu hakkında tazminatına hükmedilmesi için, onun ödeme emrine “kötüniyet”le itiraz etmiş olması şart değildir. Borçlunun itirazının haksızlığına karar verilmiş olmalıdır. Alacaklının bir zarar görmüş olması da şart değildir.
19.Öğretide, hakim görüşe göre (POSTACIOĞLU, İlhan, İcra Hukuku Esasları, İstanbul, 1982, s. 184 vd., KURU, Baki, İcra ve İflas Hukuku, C. I, 3. Bası, İstanbul 1988, s. 304 vd., UYAR, Talih, İcra Hukukunda İtiraz, s. 215 vd.) itirazın haksız olup olmadığı, takip konusu yapılan ve borçlunun itiraz ettiği alacağın likit olup olmadığına göre belirlenmelidir. Alacak likit ise borçlu itirazında haksızdır, alacak likit değilse borçlu itirazında haklıdır. Öğreti, likit alacağı, miktarı belirli veya belirlenebilir olan ve bunun için tarafların anlaşmalarına veya böyle bir anlaşma olmazsa mahkeme kararına gerek olmayan alacak olarak tanımlamışlardır. Buna göre; borçlu alacağın gerçek miktarını tayin için bütün unsurları bildiği veya bilmesi gerektiği halde ödeme emrine itiraz ederse itirazında haksızdır; şayet diğer şartlarda gerçekleşmiş ise yargılama sonunda icra tazminatı ödemeye mahkum edilir. Alacağın gerçek miktarını tayin için tarafların anlaşmasına veya mahkeme kararına ihtiyaç varsa itiraz haklıdır ve borçlu itirazın iptali davasını kaybetse bile icra inkar tazminatı ödemeye mahkum edilemez. İcra inkar tazminatının şartları şunlardır:
a)Geçerli ilamsız icra takibi yapılmış olmalı,
b)Borçlu süresi içinde ödeme emrine itiraz etmiş olmalı,
c)Süresi içinde açılmış bir itirazın iptali davası olmalı,
d)Talep olmalı,
e)Borçlunun itirazının haksızlığına karar verilmelidir.
20.Bu açıklamalar ışığında bakıldığında, mahkememizce hem ticari defterler incelenerek hem de ürünler bilirkişiye incelettirilerek hükme varılmıştır. İddia edilmiş olan alacak, miktarı belirli veya belirlenebilir olan ve bunun için tarafların anlaşmalarına veya böyle bir anlaşma olmazsa mahkeme kararına gerek olmayan alacak değildir. Bu nedenle, inkar tazminatı talebi reddedilmiştir.
HÜKÜM/Ayrıntısı gerekçeli kararda açıklandığı üzere;
1-Davanın KISMEN KABULÜ İLE, davalının Antalya Genel İcra Dairesinin …/… Esas sayılı icra dosyasına yapmış olduğu itirazın KISMEN İPTALİ İLE, takibin 5.667,92 TL asıl alacak üzerinden DEVAMINA,
2-Davacının inkar tazminatı talebinin REDDİNE,
3-Davacı tarafça başlangıçta yatırılan 54,40 TL başvurma harcının mahsubu ile hazineye gelir kaydına,
4-Davacı tarafça başlangıçta yatırılan 115,34 TL peşin karar harcının mahsubu ile hazineye gelir kaydına, hüküm gereği alınması gerekli bakiye 271,83 TL’nin davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
5-492 sayılı Harçlar Kanunu’nun 28. maddesi gereğince; bakiye harcın, kararın tebliğinden itibaren bir ay içinde ödenmesi gerektiğinden, kararın tebliğinden itibaren bir ay içinde ödenmeyen harç için -kanunen belirlenen sınır göz önünde tutularak- “harç tahsil müzekkeresi” yazılmasına, bakiye karar ve ilam harcının ödenmemiş olmasının, hükmün tebliğe çıkarılmasına, takibe konulmasına ve kanun yollarına başvurulmasına engel teşkil etmeyeceğinin bu şekilde hükümde belirtilmesine, (24/5/2013 tarihli ve 6487 sayılı Kanunun 10 uncu maddesiyle bu bentte yer alan “kararın verilmesinden itibaren iki ay” ibaresi “kararın tebliğinden itibaren bir ay” şeklinde değiştirilmiştir.)
6-Davacı tarafça yatırılan ve yukarıda (3) ve (4) numaralı hüküm fıkralarında mahsubuna karar verilen toplamda 169,74 TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
7-Davacı tarafça dosyada yapılan ve mahkememizce uyap sisteminden kontrol edilen (denetime elverişlilik açısından, uyap ekranında harç-masraf bölümü altında tahsilat reddiyat bilgileri başlığının içeriğinde masraflar açıkça yazmaktadır) posta-tebligat-bilirkişi ücreti gideri toplamı 725,50 TL’nin, haklılık durumu gereği; 464,32 TL’sinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, arta kalan masrafın davacı üzerinde bırakılmasına,
8-Davalı tarafça dosyada yapılan ve mahkememizce uyap sisteminden kontrol edilen (denetime elverişlilik açısından, uyap ekranında harç-masraf bölümü altında tahsilat reddiyat bilgileri başlığının içeriğinde masraflar açıkça yazmaktadır) posta-tebligat-bilirkişi ücreti gideri toplamı 500,00 TL’nin haklılık durumu gereği; 180,00 TL’nin davacıdan alınarak davalıya verilmesine, arta kala miktarın davalı üzerinde bırakılmasına,
9-6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu 18/13 ve Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği 26/2. Maddeleri, 6100 sayılı HMK 297/1-ç, 326.maddeleri uyarınca, arabuluculuk faaliyeti sonunda tarafların anlaşamamaları halinde iki saatlik ücret tutarı tarifenin birinci kısmına göre ileride haksız çıkan taraftan tahsil olunmak üzere Adalet Bakanlığı bütçesinden ödeneceği öngörüldüğünden; 1.320,00 TL nin; haklılık durumu gereği; 845,00 TL’sinin davalıdan; 475,00 TL’sinin davacıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
10-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden; 4.080,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
11-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden; 3.116,20 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
12-Davacı tarafça yatan gider avansından harcanmayan kısmın hüküm kesinleştiğinde UYAP üzerinden kontrolü de sağlanarak davacı tarafa iadesine, karardan sonra tebligat ve benzeri masraflar için gider avansının kullanılması davacı tarafından istenirse tebligat ve benzeri için yapılacak masraflar düşüldükten sonra arta kalan miktarının UYAP üzerinden kontrolü sağlanarak karar kesinleştiğinde davacı tarafa iadesine,
Dair, davacı vekili Sn. Av. … ve davalı vekili Sn. Av. …’ın yüzüne karşı verilen karar KESİN olmak üzere açıkça okunup usulen anlatıldı.17/11/2021

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır